• Merhaba Ziyaretçi.
    "Minimalist Fotoğraflar" konulu fotoğraf oylaması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Oylamaya katılmanızı bekliyoruz...

Cumhurbaşkanını Halk Seçecek

cırcırböcee

V.I.P
V.I.P
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, Meclis'e iade ettiği “Cumhurbaşkanını halkın seçmesini” öngören Anayasa değişikliği paketi ikinci tur oylaması Meclis Genel Kurulu'nda kabul edildi.

Değişikliğin tümü üzerinde yapılan gizli oylamaya, 397 milletvekili katılırken yasa, 21 ret oyuna karşın 370 milletvekilinin oyuyla kabul edildi. TBMM Genel Kurulu'nda, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, Meclis'e iade ettiği Anayasa Paketi'nin ikinci tur oylaması görüşülerek kabul edildi. Paket aynen kabul edildi.

PAKET NELER GETİRİYOR

HALK SEÇECEK
Cumhurbaşkanı, 40 yaşını doldurmuş, yüksek öğrenim görmüş TBMM üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşları arasından, halk tarafından seçilecek. Cumhurbaşkanının görev süresi, 5 yıla indirilecek. Bir kimse, en fazla iki defa (5 artı 5) Cumhurbaşkanı seçilebilecek. Cumhurbaşkanlığına, TBMM üyeleri içinden veya Meclis dışından aday gösterilebilmesi, 20 milletvekilinin yazılı teklifiyle mümkün olacak. Ayrıca, en son yapılan milletvekili genel seçiminde aldıkları geçerli oyların toplamı yüzde 10'u aşan partiler de ortak Cumhurbaşkanı adayı gösterebilecek.

Cumhurbaşkanı göreve başlayıncaya kadar, görev süresi dolan Cumhurbaşkanının görevi devam edecek.Anayasanın, "seçim kanunlarında yapılacak değişikliklerin, yürürlüğe girdikleri tarihten itibaren 1 yıl içinde uygulanamayacağına" ilişkin maddesi, Cumhurbaşkanı seçiminde dikkate alınmayacak.

CUMHURBAŞKANI SEÇİM SÜRECİ

Cumhurbaşkanı seçimi, Cumhurbaşkanının görev süresinin sona ermesinden önceki 60 gün içinde makamın herhangi bir sebeple boşalması halinde de boşalmayı takip eden 60 gün içinde tamamlanacak. 11. Cumhurbaşkanı seçiminin ilk tur oylaması, kanunun Resmi Gazetede yayımını takip eden 40. günden sonraki ilk pazar günü yapılacak.

İlk turda, geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday, Cumhurbaşkanı seçilecek. İlk oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, oylamayı izleyen ikinci pazar günü, ikinci tur yapılacak. Bu oylamaya, ilk turda en çok oyu alan iki aday katılacak ve geçerli oyların çoğunu alan aday, Cumhurbaşkanı seçilecek.

Anayasanın 101. maddesince gösterilen adaylar, yazılı muvafakatları, Anayasadaki şartları içeren ve diğer ilgili belgelerle, ilk tur oylama tarihinden 30 gün önce TBMM Başkanlığına başvuracak. Adayların başvurularında eksik bilgi ve belge tespit edilmesi halinde, TBMM Başkanlığı tarafından, eksikliklerin giderilmesi için 3 günlük kesin süre verilecek. Bu süre içinde eksikliklerin giderilmemesi halinde adaylar, adaylıktan çekilmiş sayılacak.

TBMM Başkanlığınca, Anayasa'nın 101. maddesinde belirtilen nitelikleri taşıdıkları anlaşılan adaylara ilişkin kesin liste, 2 gün içinde ilan edilecek ve YSK'ya bildirilecek.

OY SIRALAMASI ESAS ALINACAK

Cumhurbaşkanı adayı gösterilen kamu görevlisi, aday gösterildiği tarihten itibaren görevinden ayrılmış sayılacak. Görevinden ayrılan kamu görevlisinin Cumhurbaşkanı seçilememesi halinde, görevine geri dönmesi konusunda ilgili kanun hükümleri uygulanacak.

Birinci tur seçim sonuçlarının kesinleşmesinden 2'nci tur oylamanın sonuçlanmasına kadar, 2'nci oylamaya katılmaya hak kazanan adaylardan birinin ölümü veya seçilme yeterliğini kaybetmesi halinde ikinci oylama, boşalan adaylığın birinci oylamadaki oy sıralaması esas alınarak sıradaki adayla doldurularak yapılacak.
İkinci oylamaya tek adayın kalması halinde, bu oylama referandum şeklinde yapılacak. Aday, geçerli oyların çoğunluğunu aldığı takdirde Cumhurbaşkanı seçilmiş olacak.

Cumhurbaşkanının seçilmesine ilişkin usul ve esasların kanunla düzenlenmesine kadar, Milletvekili Seçimi Kanunu, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun, Siyasi Partiler Kanunu, Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun ile diğer kanunların, maddeye aykırı olmayan hükümleri uygulanacak.

Anayasanın bazı maddelerinde değişiklik ile 2 geçici madde eklenmesini öngören bu kanun, yayımı tarihinde yürürlüğe girecek ve halk oyuna sunulması halinde tümüyle oylanacak.

GENEL SEÇİMLER 4 YILDA BİR YAPILACAK

Kabul edilen Anayasa değişikliğiyle, genel seçimler de 4 yılda bir yapılacak. TBMM, yapacağı seçimler dahil bütün işlerinde, üye tamsayısının en az üçte biri (184) ile toplanacak. TBMM, Anayasa'da başkaca bir hüküm yoksa, toplantıya katılanların salt çoğunluğuyla karar verecek. Ancak karar yeter sayısı, hiçbir şekilde üye tam sayısının dörtte birinin bir fazlasından (138) az olamayacak.
 
Burası Türkiye İnanki Böyle Bir Karara Hiç Şaşırmadım Hep Olağanüstü Kararlar Nedense Türkiyeden Çıkıyor Artık Bana Norma Bişey Gibi Geliyor
 
çok merak ediyorum Sayın Cumhurbaşkanı'mızın veto gerekçelerini merak edipte okuyan kaç kişi vardır. Ben burda yazayımda okumayanlarda okusun

Cumhurbaşkanı Sezer'in kararı iade gerekçeleri arasında şu ifadeler yer alıyor:

"Yapılmak istenen Anayasa değişiklikleri ise, rejim krizinin aşılması, temel hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi, toplumsal gönencin artırılması gibi haklı bir gerekçeye, kamuoyu isteğine ya da toplumsal uzlaşmaya dayanmamaktadır.
Daha açık anlatımla, getirilmek istenen sistem değişikliğinin haklı ve kabul edilebilir bir gerekçesi ve gerekliliği yoktur.
Parlamenter rejimden sapma anlamına gelen, Devlet ve Ulus yaşamında çok önemli sonuçlar yaratacak bu Anayasa değişikliğinin, temsilde adaletin sağlanamadığı bir Meclis tarafından ve bu kadar kısa bir süre içinde, tartışılmadan, olgunlaştırılmadan yapılmasının uzun erimli ve giderilmesi olanaksız sakıncalar yaratacağı açıktır.
Üstelik bu değişiklik, Cumhurbaşkanı'nı seçemediği için, Anayasa'nın 102. maddesi uyarınca "derhal yenilenmesi" gereken bir Meclis tarafından gerçekleştirilmektedir. Anayasa değişikliğinin gerektiğinde halkoyuna götürülmesi de gözönünde bulundurulduğunda, hem halkoylamasının, hem bu oylama sonucuna göre Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçiminin, hem de genel seçimin neredeyse birlikte ya da üst üste yapılacağı bir gerçektir. Böylesine önemli bir konunun, bu kadar sıkışık bir süreçte gündeme getirilmesinin haklı ve kabul edilebilir bir gerekçesi olamaz.
Anayasa'nın 96. maddesinin değiştirilip, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, yapacağı seçimler de dahil tüm işlerinde üye tam sayısının en az üçte biri ile toplanacağının belirtilmesi, Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin kurallarda, bu kadar sıkışık bir süreçte yapılmak istenen değişikliğin yersizliğini daha açık biçimde gözler önüne sermektedir."


Sezer Cumhurbaşkanı'nın iki kez seçilmesiyle ilgili veto gerekçesi de şöyle:

"Anayasa'nın 101. maddesine göre, bir kişi ancak bir kez Cumhurbaşkanlığı yapabilmektedir. Cumhurbaşkanı'nın iki dönem Cumhurbaşkanlığı yapamaması yansızlığının ve partilerüstü konumunun gereğidir.
İkinci kez seçilme olasılığı, Cumhurbaşkanı'nı, kimi siyasal partileri hoşnut etme, bir siyasal partiyle, özellikle iktidarla özdeşleştirme yoluna itebilecektir. Bu durum, Cumhurbaşkanı'nın yansızlığını zedeleyecek, birleştirici, istikrar ve denge sağlayıcı işlevini anlamsız kılacaktır.
Öte yandan, Cumhurbaşkanı'nın hiçbir baskı ya da etki altında kalmadan özellikle Anayasa'nın uygulanmasını sağlama görevini eksiksiz yerine getirebilmesi için ikinci kez seçilme kaygısı taşımaması gerekmektedir.
İkinci kez seçilebilme kaygısı, görev ve yetkiler yerine getirilip kullanılırken ödün verilmesi ve baskılara boyun eğilmesi sonucunu doğurabilecektir. Bu nedenle, bir kişiye ikinci kez Cumhurbaşkanı seçilebilme hakkının verilmesinin uygun olmayacağı değerlendirilmektedir."
 
cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi hemen hemen demokratik
gelişmiş ülkelerde uygulanan bir sistem.
bunun devamı büyük ihtimal yarı başkanlık sisteminin getirilmesidirki.
demokrasi için büyük bir adımdır.
sonuna kadar destekliyorum. ayrıca cumhurbaşkanımızın belirttiği seçim dönemine girmiş bir meclisin böyle bir değişiklikliği yapmasından rahatsızlık duyması görev süresi dolmuş bir cumhurbaşkanının veto etmesinden farksız.
 
Öncelikle şunu belirtmeliyimki şuanki Cumhurbaşkanı A.N.Sezer in çok tarafsızmış gibi lanse edilmesi tamamen bir palavradır.Bu gün artık herkeste biliyorki sayın cumhurbaşkanı sanki bir partinin nin çankaya ilçe başkanıymış gibi hareket etmektedir. Yani tarafsız olduğunu idda etmek gerçek dışıdır.

Veto gerekçelerine gelincede , Bugün yapılan tüm kamuoyu yoklamalarında yüzde 75 -80 gibi büyük bir oaranla halk cumhurbaşkanını kendisinin seçmek istediğini açıkca ortaya koyuyor. Buna rağmen hala cumhurbaşkanını halkın seçmesine karşı çıkmanın altında yatan sebep milletinin seçiminin kendi hoşlarına gitmeyeceğindendir.

Sayın cumhurbaşkanı, veto gerekçesinde meclisin meşruiyet sorunundan bahsetmiş ve bu yüzden yapılan değişikliği hoş karşılamadığını vugulamış.Oysa kendisinin meşruiyet durumunu görmezden geliyor.

1.Sayın Sezer'i cumhurbaşkanı seçen partilerin hepsi 3 kasımda baraj altında kalmıştır. kendisine oy verip seçen milletvekillerinin ise yüzde 96 meclise girememiştir.Bu açıdan bakılırsa 2002 seçimlerinden sonra kendi deyimi ile bir meşruiyet sorunu yaşamaktadır.Yani kendisini seçen iradade halk tarafından cezalandırılmıştır.İllada bir meşruiyet sorunundan bahsedecekse buna önce kendi durumundan başlmalıdır.

2.Şuan görev süresi bittiği halde tartışmalı bir şekilde görevine devam eden Sezer in yaptığı atamalar nekadar doğru ve etik . Acaba bu atamaları yaparken kendi meşruiyet durumu hiç aklına geliyor mu?

Veto gerekçelerinin ikincisinde ise cumhurbaşkanının iki kez seçilme meselesine değinmiş ve İkinci kez seçilme olasılığı, Cumhurbaşkanı'nı, kimi siyasal partileri hoşnut etme, bir siyasal partiyle, özellikle iktidarla özdeşleştirme yoluna itebilecektir. Bu durum, Cumhurbaşkanı'nın yansızlığını zedeleyecek, birleştirici, istikrar ve denge sağlayıcı işlevini anlamsız kılacaktır açıklamasını yapmış.

Eğer cumhurbaşkanını iki kez seçimi meclis tarafından yapılsaydı bu dediği doğru olabailirdi.Ancak seçimi halk yapacağı için bu düşüncesinin çokta geçerli olmadığı anlaşıyor. Kaldı ki halkın kimi seçeceğini nereden biliyor.

Aksine iki kez seçilmesinin faydası olacağı muhakkaktır. Ülkemizde cumhurbaşkanının yetkileri oldukca fazla ve bu yetkilerini kullanırken millete hesap verme gibi bir zorunluluğu da yok. Yetkilerini en üst düzeyde kullanan ama millete karşı hesap vermede sorumsuz bir anayasal güce sahip olan bir cumhurbaşkanlığı sistemimiz var. Oysa seçilmiş iktidarlar yaptıklarından ve yapamadıklarından ötürü seçimlerde halka hesap vermek zorundadırlar. Cumhurbaşkanının iki kez seçilmesi yaptığı uygulamaların millet nazarında onay görüp görmediğini ortaya çıkaracaktır. Bu sayede cumhurbaşkanı da halka hesap verir bir konumda olacaktır
 
Anayasa II. Bölüm
MADDE 102. – Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir. Türkiye Büyük Millet Meclisi toplantı halinde değilse hemen toplantıya çağrılır.

Cumhurbaşkanının görev süresinin dolmasından otuz gün önce veya Cumhurbaşkanlığı makamının boşalmasından on gün sonra Cumhurbaşkanlığı seçimine başlanır ve seçime başlama tarihinden itibaren otuz gün içinde sonuçlandırılır. Bu sürenin ilk on günü içinde adayların Meclis Başkanlık Divanına bildirilmesi ve kalan yirmi gün içinde de seçimin tamamlanması gerekir.

En az üçer gün ara ile yapılacak oylamaların ilk ikisinde üye tamsayısının üçte iki çoğunluk oyu sağlanamazsa üçüncü oylamaya geçilir, üçüncü oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğunu sağlayan aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olur. Bu oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu sağlanamadığı takdirde üçüncü oylamada en çok oy almış bulunan iki aday arasında dördüncü oylama yapılır, bu oylamada da üye tamsayısının salt çoğunluğu ile Cumhurbaşkanı seçilemediği takdirde derhal Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimleri yenilenir.

Seçilen yeni Cumhurbaşkanı göreve başlayıncaya kadar görev süresi dolan Cumhurbaşkanının görevi devam eder.
tartışmalı olan bir durum yok Anayasa açık ve nettir.

1-Sayın Cumhurbaşka'nımızın herhangi bir yanlı davranışını bulup ispatlamanız gerekir. Böyle bir durum olmadığından dolayı taraflı olduğunu idda etmek gerçek dışıdır.

2- Sayın Sezer'in veto gerekçelerini iyi okuduysanız eğer halk seçmesin denmemektedir. Sadece bu kadar hızlı ve düşünülmeden hareket edilmemelidir deniyor. Benim açıklamam gerekti galiba

3-bir cumhurbaşkanı seçemeyen bir hükümetin hala anayasada can alıcı değişiklikler yapması kadar mantıksız bir durum daha yoktur.

4-cumhurbaşkanının yetkilerinden ve millete hesap vermemesinden bahsedilmiş peki soruyorum hangi milletvekili bugüne kadar yaptıkları konusunda bize hesap vermiştir. kendime ne yontarsam kardır mantığıyla yönetilmekte ve de uyutulmaktayız.

son kez tekrar yazıyorum

"Parlamenter rejimden sapma anlamına gelen, Devlet ve Ulus yaşamında çok önemli sonuçlar yaratacak bu Anayasa değişikliğinin, temsilde adaletin sağlanamadığı bir Meclis tarafından ve bu kadar kısa bir süre içinde, tartışılmadan, olgunlaştırılmadan yapılmasının uzun erimli ve giderilmesi olanaksız sakıncalar yaratacağı açıktır.
Üstelik bu değişiklik, Cumhurbaşkanı'nı seçemediği için, Anayasa'nın 102. maddesi uyarınca "derhal yenilenmesi" gereken bir Meclis tarafından gerçekleştirilmektedir."
 
son kez tekrar yazıyorum

"Parlamenter rejimden sapma anlamına gelen, Devlet ve Ulus yaşamında çok önemli sonuçlar yaratacak bu Anayasa değişikliğinin, temsilde adaletin sağlanamadığı bir Meclis tarafından ve bu kadar kısa bir süre içinde, tartışılmadan, olgunlaştırılmadan yapılmasının uzun erimli ve giderilmesi olanaksız sakıncalar yaratacağı açıktır.
Üstelik bu değişiklik, Cumhurbaşkanı'nı seçemediği için, Anayasa'nın 102. maddesi uyarınca "derhal yenilenmesi" gereken bir Meclis tarafından gerçekleştirilmektedir."
parlamenter rejimden sapma olarak algılanmış
bugün avrupa ülkelerinden 6 sında ayni sistem uygulanmaktadır.
cumhurbaşkanı halk tarafından seçilmekte bizdeki bulunan kadar yetkileribulunmakta ve parlementer bir sistem.
diğer avrupa ülkelerinde ise başkanlık yada yarı başkanlık sistemi ile hareket edilmektedir. ve hepsinin demokrasiside bizden çok çok ileride bulunmaktadır.
korkulan parlementer sistemin kaybolması değil. devlet sisteminin halk sistemine dönüşmesidir. ülkemizdeki mevcut durum bir devlet var ve onun tebası olan halk var. yeni durumda olması istenen halk var ve onun hizmetinde bulunan devlet var. sorun burda başlıyor. devlet elindeki gücü halka vermek istemiyor. yani egemenlik kayıtsız şartsız bir avuç zümrenin elinde kalmalıdır.
bu ne demokratik teamüllere uyar nede bir avrupa ülkesi olduğumuz iddiasına
ayrıca yarı başkanlık sistemi özal döneminden beri ara sıra gündeme gelmişsede medyanın konu üzerindeki soğutma çalışmaları sonucunda tartışılamamıştır. böyle bir şeye müsaade edilmemiş ve her zaman edilmemektedir. bu hali ile yasa çıkartmaktan başkada bir çare bırakılmamıştır.
evet ülkedeki kurumların sivil insiyatifin altına girmesinin ve bürokratik yapıdan kurtulup halkçı bir yapıya geçişte başka bir çare kalmamıştır. saygılarımla
 
Cumhurbaşkanı A.N.Sezer önce affettiği 270 terörist in hesabını versin . sadece cumhurbaşkanına tanınan özel af yetkisini kullanarak neden terörsitleri affediyor.
 
Geri
Top