Çoklu Zeka Teorisi (kişisel gelişim )

Suskun

V.I.P
V.I.P
Çoklu Zeka Teorisi

Çoklu zeka teorisi, kişisel gelişim alanında ortaya atılmış en önemli teoridir. Teorinin özü yaşam boyu gelişimi ve öğrenmeyi içerir. Çoklu zeka teorisinin eğitim ve öğretim ortamlarında kullanılmasıyla hayatın daha ilk yıllarında öğrencilerimize tüm zekalarını geliştirebilecekleri etkin bir yol sunmuş oluruz. Çoklu zeka ile her insanın kendine özgü olan öğrenme yolunu kullanarak en etkili sonucu çıkarabiliriz. Çoklu zeka teorisinin uygulandığı sınıflarda okul, duvarların dışına gerçek yaşama taşınır. öğrencilere bir yandan öğrenme potansiyellerini yükseltme fırsatı sunulurken, bir yandan da kendini tanıma, kendine güven, etkili iletişim kurma gibi kişisel ve sosyal pek çok alanda da gelişim için destek verilir.
Çoklu zeka teorisini eğitim ve öğretim ortamlarında kullanılması 21.yy'da toplumsal gelişmeler için bir başlangıçtır. Çünkü, çoklu zeka teorisi kişisel farklılıkların geliştirilmesi için bir araçtır.

Çoklu zeka alanının tanımı, özellikleri, alanları ve bunların sınıf yönetimine nasıl uygulanacağı, öğretmenin konuyu farklı zeka alanlarına sahip çocuklara anlatırken nasıl bir yol izleyeceği hakkında bilgiler ve örnekler verilmekte, konu ayrıntılı bir şekilde incelenmektedir.

a. Çoklu Zeka Teorisi
Sınıflarımızdaki öğrenciler hep aynı yapıda değildir:
Hiçbir öğrenci birbirinin özdeşi değildir. Her insanın öğrenme tarzı da farklıdır. Gardner’in (1983) ortaya attığı “Çoklu Zeka Teorisi” ni inceleyerek, eğitimde bireysel farklılıklar ilkesi tartışmaktır. Bu sayede öğretmenler, sınıflarında karşılaşabilecekleri öğrenci tiplerini daha iyi tanıma ve anlama fırsatını bulabilecek ve onlara yönelik sunacakları eğitimin kalitesini arttırabileceklerdir. Dolayısıyla cevaplandırılmaya çalışılan başlıca sorular şunlardır:

Zeka Nedir?
Zekanın özellikleri nelerdir?
Çeşitli zeka alanlar nelerdir?
Çoklu zeka teorisinin dayandığı temeller nelerdir?
Öğrencilerdeki çok yönlü zeka alanları nasıl belirlenebilir?
Çoklu zeka teorisi nasıl uygulanabilir?

Zeka Nedir?

Gardner’a (1983) göre, zeka, bir kişinin bir veya birden fazla kültürde değer bulan bir ürün ortaya koyabilme veya günlük yada mesleki hayatında karşılaştığı bir problemi etkin ve verimli bir şeklinde çözümleme yeteneğidir. Bazı eğitimciler, insanı zihinsel işlevlerini ve performanslarını baz alıp insan zekasını ölçtüğünü varsayan çeşitli ölçme araçları geliştirerek, zekayı, kendilerinin hazırladıkları bu “Testlerin Ölçtüğü Nitelik” olarak tanımlarken, diğer bazıları da zekayı “İnsanın Öğrenme Gücü” olarak yorumlamışlardır.

1. Zekanın özellikleri nelerdir?
İnsan zekasının özellikleri ve sınırlıkları hakkında son yıllarda yapılan araştırmalar ve elde edilen bulgular, insanın sahip olduğu zeka potansiyeline ilişkin şu görüşleri ileri sürmektedirler.

1.İnsan, kendi zekasını arttırma ve geliştirme yeteneğine sahiptir.
Çok yakın zamana kadar, insan zekasının bütünüyle doğumla kazanıldığı, hayat boyu devam ettiği ve en önemlisi de bireyle birlikte doğan bu zekanın geliştirilmesine yönelik hiçbir şeyin mümkün olamadığı görüşü hakim iken, günümüzde insan zekasının yine insanın yapabilecekleri ile ilgili düşüncelerle veya kendisi hakkında sahip olduğu ufkuyla paralellik gösterdiği kabul edilmektedir.

2.Zeka, sadece değişmekle kalmaz, aynı zamanda başkalarına da öğretilebilir.
Bu anlayışa göre, hangi yaş ve seviyede olursa olsun, insanın zihinsel işlevleri iyileştirilebilir ve geliştirilebilirler. Çünkü gerçekte insan, genelde kullandıkları dışında kendinde varolan yetenekleri tanıyarak ve bunları harekete geçirerek daha zeki olabilmektedir.

3.İnsan zekası, insandaki beyin ve zihin sistemlerinin etkileşimi sonucu ortaya çıkan çok yönlü bir olgudur.
Diğer bir deyişle, insan zekasının insanın içinde yaşadığı fiziksel, sosyal ve kültürel çevresini algılamasını, tanımasını, anlamasını ve kontrol etmesini sağlayan bir çok yönü vardır.

4.İnsan zekası çok çeşitlilik ve çok yönlülük göstermesine rağmen kendi içinde bir bütündür.
Dolayısıyla, bir birey günlük hayatta çözmesi gereken bir problemle karşılaştığında bu bireyin zekasının çeşitli alanları bir bütünlük göstererek uyum içinde çalışırlar. Bu durumda, insan zekasının güçlü alanları, karşılaşılan problemi çözmede üzerlerine düşen görevleri yerine getirebilmeleri için güçsüz alanları eğitime eğilimindedirler






2. Çoklu Zeka Öğrenen Olarak Çocuklar
Bir öğretmen olarak öğretme eylemi, çoğumuzda bildik duygulara neden olur. Öğrencilerimizin bir insan ve bir öğrenci olarak sahip oldukları belki de tek ortak özellik benzersiz olmalarıdır.

Sınıfımızdaki bu çocuklar kimdir?
Nereden gelmişlerdir ?
İlgi ve yetenekleri nelerdir?
Yaşadıkları evin özellikleri okul yaşamlarını olumsuz olarak etkiliyor mu?

Çocuklar farklı boy, şekil, renk, cinsiyet ve kişiliklere sahip olarak karşımıza çıkarlar. Hepsinin farklı tercihleri, ilgi alanları, öğrenme türleri, yetenek düzeyleri, gelişim evreleri, özgeçmişleri, güçlü ve zayıf yanları vardır. Bazen farklı bir kültür ve dilden de olabilirler. Fakat hepsi de doğal bir öğrenme kapasitesine sahiptirler. Her birinin özel bir yeteneği ve güçlü olduğu bir yanı vardır.
Hepsinin sınıf içinde kendini güvende hissetmeye ve başarıyı tatmaya gereksinimleri vardır.
Yine hepsinin kendini değerli hissetmeye, sevilmeye ve kabul edilmeye gereksinimleri vardır.
Her çocuğun benzersiz olduğu ve hepsinin okula öğrenme kapasitesine sahip olarak geldiği bu nedenle de hepsinin öğrenebileceği yaklaşımı ile yola çıkarsak, bir öğretmenin bütün öğrencilerini tanımadan, onların gereksinimleri ile örtüşecek bir öğretim planı yapamayacağı açıktır
0nfSz.png

devam
 

Suskun

V.I.P
V.I.P

3. Çeşitli Zeka Alanları Nelerdir?
Gardner, 1983’te yayımlanan “Frames of Mind (Zihnin Çerçeveleri)” adlı eserinde, bir insanı en az yedi temel zeka alanları çeşitlemesinden oluşan geniş bir yetenekler yelpazesine sahip olduğunu öne sürmüştür. Gardner’in (1983) ileri sürdüğü yedi türdeki zeka alanları şunlardır:

Sözel-Dil Zekası
Mantıksal-Matematiksel Zeka
Görsel-Uzaysal Zeka
Bedensel-Kinestik Zeka
Müziksel-Ritmik Zeka
Kişiler Arası ve Sosyal Zeka
Kişiye dönük Zeka
Doğacı-Varoluşçu Zeka

Çoklu Zekalar

Sözel-Dil Zekası (Okuma, yazma ve konuşma zekası)
Kelimelerle düşünme ve ifade etme, dildeki kompleks anlamları değerlendirme, kelimelerdeki anlamları ve düzeni kavrayabilme, şiir okuma, mizah, hikaye anlatma, gramer bilgisi, mecazi anlatım, benzetme, soyut ve simgesel düşünme, kavram oluşturma ve yazma gibi karmaşık olayları içeren dili üretme ve etkili kullanma becerisidir.
Bu zekası yüksek olan kişiler;
· Her hikayeyi, masalı, fıkrayı anlatır. İyi bir hafızası vardır.
· Kelime oyunlarını sever. İyi bir kelime hazinesi vardır.
Sözel olarak iyi iletişim kurar.
Öğrenmede daha çok kitaplar, teypler, yazma materyalleri, görüşme ve tartışmalar, konuşma ve dinleme materyallerine ihtiyaç duyar.
Farklı kelimeleri, sesleri, ritimleri dinler ve tepkide bulunur. Diğer insanların seslerini, dil üslubunu, okumasını ve yazmasını taklit edebilir.
Cümleleri dinler, yorumlar, farklı bir tarzda ifade eder ve söylediklerini hatırlar. Okuduklarını anlar, özetler ve kolaylıkla hatırlar.
Farklı zamanlarda, farklı amaçlar için, farklı gruplara etkili bir biçimde hitap edebilir. Dinleyicileri, konuşmaları ile etkiler.
Okuma, yazma, dinleme ve konuşma gibi dil sanatlarında farklı yapılar oluşturabilir.
Farklı dilleri öğrenme becerisine sahiptir.
Hikaye, şiir yazma gibi etkinliklerden zevk alır. Yeni dil formları oluşturur.
Etkili dinleme becerilerine sahiptir.

Öğrenme yolu: Kelimelerle oynayarak, yazarak, okuyarak, konuşarak, mizahı kullanarak, ikna ederek öğrenme.

Çalışma alanları: Edebiyat, Yazarlık, Şair, Arşivcilik, hatip, Dil Bilim, Hukuk, Siyaset gibi alanlarda başarıyla çalışırlar

Sözel Dilsel zekayı geliştirmek için;
·Hoşlandığınız bir hikayeyi okuyun ve hikayenin sonunu kendiniz getirin.
·Başkalarının fikirlerini dinleyin ve onlarla bir tartışmaya girin.
·Her gün, yeni ve ilginç bir kelimenin anlamını öğrenin ve onu kullanmaya çalışın.
·Sizi en çok ilgilendiren ve heyecanlandıran bir konuda, bir söylev verin.
·Bir dergiye abone olun ya da günlük olaylarla ilgili izlenimlerinizi bir günlüğe yazın. (adana.meb.gov.tr).




Mantıksal-Matematiksel Zeka (Sayı, anlama ve mantık zekası)
Sayılarla düşünme, hesaplama, sonuç çıkarma, mantıksal ilişkiler kurma, hipotezler üretme, problem çözme, eleştirel düşünme, sayılar, geometrik şekiller gibi soyut sembollerle tanışma, bilginin parçaları arasındaki ilişkiler kurma becerisidir.

Nesnelerin nasıl çalıştığına dair sorular sorar.
Hızlı bir şekilde zihinsel matematik yapar. Matematik aktivitelerini, strateji oyunlarını, mantık bulmacalarını sever.
Yüksek düşünme tekniklerini kullanır. Zeka oyunlarında başarılıdır.
Deney yapma, sınama, sorgulama ve araştırmalardan zevk alır. Öğrenmede daha çok keşifler, düşünme, tümevarım ve problem çözmeden yararlanır.
Neden-sonuç ilişkilerini çok iyi kurar.
Somut cisimleri soyut sembolik ifadelere dönüştürebilir.
Mantıksal problem çözümlerinde başarılıdır.
Hipotezler kurar ve sınar. Miktar tahminlerinde bulunur.
Grafikler ya da şekiller halinde verilen (görsel) bilgileri yorumlar.
Bilgisayar programları hazırlar. Grafik, şema, şekillerle çalışmaktan hoşlanır.

Öğrenme yolu:
Akıl yürüterek, soyut modelleri tasarlayarak, sayılarla düşünerek, ilişkileri ve bağlantıları kurgulatarak öğrenme.
Çalışma alanları: Muhasebeci-satın alma, matematik ve mühendislik bilimleri, Bilim adamı, İstatistik, bilgisayar, ekonomi ve fen bilimleri alanlarında başarıyla çalışabilirler (ilkbahar.k12.tr).
Matematiksel/Mantıksal zekayı geliştirmek için;
Hobinizin 4 ana noktasını belirleyin ve bu ana noktaların her biri altında 4 a!t başlık ve bu alt başlıkların her birinin altında da 4 alt nokta daha oluşturun.
·İki nesneyi kıyaslama ve karşılaştırma yoluyla çözümsel düşünme egzersizleri yapın. Örneğin bir daktilo ve bilgisayarın kendine özgü 4 özelliğini ve sonra da bu iki nesnenin ortak 4 özelliğini bulun.
·Genelde saçma olduğu düşünülen bazı konularda; gerekçeleri ile ikna edici bir açıklama yapın. Örneğin; futbolu basketbol topuyla oymamanın yararları, vb.
·"Bilimsel yöntem" kullanımı gerektiren bir projede yer alın. Eğer bir aşçı değilseniz yemek yapmaya, tarifin en başından başlayın



Görsel-Uzaysal Zeka (Resim, renk ve şekil zekası)
Resimler, imgeler, şekiller ve çizgilerle düşünme, üç boyutlu nesneleri algılama ve muhakeme etme becerisidir.
· Resimler ve şekillerle düşünür. Hayalinde gördüğü resimleri anlatabilir.
· Harita, tablo ve diyagramları anlayabilir.
· Çok hayal kurar. Sanat ve Proje aktivitelerini, görsel sunuşları sever.
· Okurken kelimelerden çok resimlerden anlar. Tasarım, çizim ve görsellikten zevk alır.
· Öğrenmede daha çok sanat, video, filmler, bulmacalar ve haritalardan yararlanır. · Kolaylıkla yön bulma becerisine sahiptir.
· Dinlediklerinden zihinsel objeler hayaller, resimler üretir. Öğrendiği bilgileri hatırlamada bu zihinsel resimleri kullanır.
· Üç boyutlu ürünler hazırlamaktan hoşlanır. Origami ve maketler hazırlar.
· Bir objenin farklı açılardan perspektifini anlayabilir, onu zihninde canlandırabilir. Öğrendiği bilgileri somut ve görsel sunuşlara dönüştürür.

Öğrenme yolu: İmgeleri düzenleyerek, zihinsel resimler oluşturarak, çizerek, desen oluşturarak, hayal ederek öğrenme.

Çalışma alanları: Ressam, Artist, Fotoğrafçı, Mühendis, Kameraman, Mimar, Heykeltıraş, Tasarımcı,
Dekoratörlük, İzci, Rehber gibi meslek alanlarında başarıyla çalışabilirler

Görsel/Uzamsal zekayı geliştirmek için ;
·Fikir veya düşüncelerinizi ifade etmek için "estetik araçlar" la (boya, kil, renkli ve keçeli kalemler gibi) çalışın. Örneğin 21. yüzyılın neye benzeyeceği hakkındaki düşüncelerinizi bu araçlarla anlatın:
·Bilerek düş kurun; örneğin hayaliniz, ideal bir tatil yeri ve oranın olabildiğince görsel detaylarıyla ilgili olmalıdır.
·Hayal gücünüzü artıracak çalışmalar yapın; kendinizi tarihin farklı bir döneminde hayal edin ya da kahramanınızla hayali bir sohbet yapın.
·Fikir veya düşüncelerinizi başkalarına anlatmak için resim, maket, grafik ya da bir poster yapımı gibi çeşitli tasarım becerilerini kullanın



Bedensel-Kinestik Zeka ( Beden, hareket ve denge zekası)
Hareketlerle, jest ve mimiklerle kendini ifade etme, beyin ve vücut koordinasyonunu etkili bir biçimde kullanabilme becerisidir.
· Bir veya birden çok sporla uğraşır. Uzun süre hareketsiz oturamaz.
· Nesneleri parçalayıp bütünlemeyi sever. Yeni tanımadığı nesnelere dokunur .
· Hareket ederek öğrenir. Dinleme, konuşma, dans, koşma, dokunma ve hareket etmeyi sever.
· Öğrenmede role-play, drama, tiyatro ve hareket etmeye ihtiyaç duyar.
· Sağlıklı yaşam konusunda vücutlarına özen gösterirler.
· Fiziksel işlerde, görevlerde denge, zarafet, maharet ve dakiklik gösterirler.
· Çevresini, nesneleri, eşyaları dokunarak ve hareket ederek inceler.
· Öğrendiklerine dokunmayı, ellemeyi ya da onları kullanmayı tercih ederler.
· Fiziksel maharet isteyen alanlarda (dans, spor...) yenilikler keşfeder ve farklılıklar ortaya çıkarırlar.
· Rol yapma, atletizm, dans, dikiş-nakış gibi alanlarda yetenekleri vardır.
· Aktif katılımla daha iyi öğrenirler. Söylenenden daha çok yapılanı hatırlarlar.
· Gezi-inceleme-model/maket yapma gibi fiziksel aktivitelere katılımdan zevk alırlar.
· Organizasyon yapma özellikleri gelişmiştir. Bulundukları çevreye ve onu kapsayan sistemlere karşı duyarlıdırlar ve sorumlu davranırlar.

Öğrenme yolu: Zihinle bedeni birleştirerek, mimiklerle, vücudu geliştirerek, dokunarak, dans ederek, üç boyutlu tasarımlar oluşturarak öğrenme.

Çalışma alanları: Spor, Dans, Heykeltıraş, Teknik direktör, Kareografi, Oyunculuk, Cerrahlık, Pandomimcilik, Sanatçılık gibi alanlarda başarıyla çalışabilirler

Bedensel/Devin duyusal zekayı geliştirmek için ;
· Dramatik bir oyunda görev alın, bir fikir, düşünce veya duyguyla ilgili bir rol yapın.
Güncel olayları ya da modern buluşları inceleyerek mimiklerle anlatın (sessiz film oynamak gibi).
· Fiziksel etkinlik ve fazla hareket gerektiren, yarışma olmayan bir oyun oynayın, örneğin, düşündüklerini el, kol hareketleriyle:ifade eden bir gurup içindeki insanların isimlerini öğrenin.
· Halk dansı, koşma, yüzme ve yürüme gibi fiziksel aktivitelere katılın. Ruh halinizi değiştirmek ya da karşılaştırmak için farklı yollardan yürümeyi deneyin.
· Vücudunuzun bildiklerini ve fonksiyonlarının neler olduğunu daha da iyi anlamak için her gün yaptığınız ve fiziksel güç gerektiren kar küreme, çim biçme, bulaşık yıkama, aracınızı park etme gibi işlerde dikkatlice kendinizi gözleyin



Müziksel-Ritmik Zeka (Ses, melodi ve ritim zekası)
Sesler, notalar, ritimlerle düşünme, faklı sesleri tanıma ve yeni sesler, ritimler üretme becerisidir.Ritmik ve tonal kavramları tanıma ve kullanma, çevreden gelen seslere ve müzik aletlerine karşı duyarlılık kapasitelerini içerir.
· Notasını görmediği müziği tanır. Melodileri tanır. Enstrüman çalar, koroda söyler.
· Çalışırken tempo, ritim tutar. Seslere karşı duyarlıdır.
· Şarkıları kolaylıkla öğrenir. Şarkı söyleme, mırıldanma ve dinlemeyi sever.
· Öğrenmede müzik, teyp-recorder, kasetler ve ritimlere ihtiyaç duyar.
· İnsan sesi çevreden gelen sesler gibi çok farklı seslere karşı duyarlıdır, dinler ve tepkide bulunur.
· Müziği yaşamında kullanmak için fırsatlar oluşturur.
· Seslerle nota ve ritimlere karşı özel bir ilgiye sahiptir.
· Müziği hareketlerle birleştirerek farklı figürler ortaya çıkarabilir. Orijinal müzik kompozisyonları oluşturabilir.

Öğrenme yolu: Melodi ve ritim yaratarak, empati kurarak, seslere duyarlı olarak, enstrüman kullanarak, müziğin yapısını kavrayarak öğrenme.

Çalışma alanları: Şarkıcı, Besteci, Müzisyen, Orkestra şefi, Müzik eleştirmeni gibi alanlarda başarıyla çalışabilirler.

Müziksel Ritmik zekayı geliştirmek için ;
·Ruh halinizi düzeltecek farklı türde müzikler dinleyin; örneğin, stresli bir durumda ya da sınav gibi korku yaratan durumlar öncesinde gevşemek için, enstrümantal müzik çalın.
·Duygularınızı anlatmak için duşta bile şarkı söyleyin. Güncel bir melodi kullanın ve ailenizle ilgili basit bir şarkı besteleyin.
·Mırıldanarak, kafanızın içinde değişik titreşimler oluşturun; örneğin, her seferinde ünlü harflerden birini değişik yükseklikte ve kalınlıkta kullanın.
·Doğadan farklı sesler içeren kasetler çalın (deniz dalgaları, bir şelale, rüzgar, kar fırtınası ve hayvan sesleri gibi).
·Kendinize doğanın örüntüsünden ve ritminden ne öğrenebileceğinizi sorun (adana.meb.gov.tr).



Kişiler Arası ve Sosyal Zeka (İnsan, ilişki ve uyum zekası)
Grup içerisinde işbirlikçi çalışma, sözel ve sözsüz iletişim kurma, insanların duygu, düşünce ve davranışlarını anlama, paylaşma, ifade edebilme, yorumlama ve insanları ikna edebilme becerisidir.
· Arkadaşları ile birlikte olmaktan hoşlanır. Doğal lider olarak davranır.
· İkna becerisine sahiptir. Kulüp dernek ve komitelerde zevkle çalışır.
· Çok arkadaşı vardır. Dinlemeyi ve konuşmayı sever.
· Yönetme ve organize etmeden zevk alır.
· Öğrenmede arkadaşlar, grup oyunları ve sunuş yapmaya ihtiyaç duyar. Yaşıtlar ile ya da farklı yaş grupları ile olmaktan zevk alırlar.
· Diğer insanların duygularına karşı duyarlıdırlar. Diğer insanları konuşmaları ile etkilerler.
· Grup ve takım çalışmalarından, çok özel ve mükemmel ürünler ortaya çıkararak; gruplar halinde çalışmaktan zevk alırlar.
· Farklı kültürler, farklı yaşam tarzları konusunda çok meraklıdırlar.
· Çok küçük yaşlarda bile toplumsal ve politik sorunlarla ilgilenebilirler.
· Güçlü bir espri yeteneğine sahiptirler.
· Davranışlarının sonuçlarını değerlendirebilirler.
· İnsanların her tür davranışına karşı kabul edicidirler.
· Sözel ve bedensel dili etkili bir biçimde kullanırlar.
· Farklı ortamlara, farklı insan topluluklarına girdiklerinde kolaylıkla uyum sağlayabilirler.
· İnsanları organize etme yetenekleri vardır. Liderlik vasıflarını taşırlar.

Öğrenme yolu: Sinerji oluşturarak, sempati kurarak, işbirliği yaparak, kaynaşarak, iletişim kurarak öğrenme.

Çalışma alanları: Öğretmenlik, Yönetim, İşletme, Danışmanlık, Psikologluk, Rehberlik uzmanı ve Politika gibi alanlarda başarıyla çalışabilirler

Kişiler arası zekayı geliştirmek için ;
·Başarıyla tamamlanması gereken bir proje için farklı görevdeki güvenilir insanlarla bir araya gelin (takım aktivitesi ya da komite çalışması gibi).
·Bir başkasını derinden ve olduğu gibi dinleme çalışması yapın.
·Konuşan birini dinlerken genellikle "aklı kurcalayan" düşüncelere engel olun ve sadece bir noktaya, "onların ne dediğine dikkat edin.
·Bir kimsenin mimiklerinden, sözsüz ipuçlarından onun ne düşündüğünü tahmin etmeye çalışın ve daha sonra tahmininizin doğruluğunu kontrol edin.
·Herhangi biriyle konuşmadan iletişim kurmak için farklı yollar bulun. Örneğin yüz ifadeleriyle, vücut şekilleriyle, jestlerle ve seslerle


Kişiye dönük Zeka ( Ben, karakter ve kişilik zekası)
İnsanın kendi duygularını, duygusal tepki derecesini, düşünme sürecini tanıma, kendini değerlendirebilme ve kendisiyle ilgili hedefler oluşturabilme becerisidir.
· Özgürlüğüne düşkündür. Bireysel çalışmalardan zevk alır.
· Kendisi hakkında düşünmeyi sever. Kendi ilgi ve becerilerinin farkındadır.
· Başarı ve başarısızlıklardan zevk alır. Kendini sever ve kendisiyle gurur duyar.
· Yalnız kalmaktan hoşlanır. Kendi iç dünyasını düşünür.
· Hedefler oluşturma ve hayallerden zevk alır.
· Öğrenirken kişisel çalışmalar, kendini değerlendirme ve kişisel farkındalığa ihtiyaç duyar.
· Yaşadıkları her olay veya deneyim üzerinde çok fazla düşünürler.
· Kendi içlerinde bir değer ve anlayış sistemi oluştururlar.
· Her şeyde kendilerinden bir şey ararlar.
Yaşam felsefelerini oluşturmaya yönelik bir arayış içindedirler. Yaşamlarında motivasyon kaynakları, hedefleridir.

Öğrenme yolu: Yoğunlaşarak, duygu ve düşüncelerinin farkına vararak, ruhsal gerçekliklerin farkına vararak, düşünmeyi düşünerek, benliğini geliştirerek, özgün bireysel etkinlikler yaparak öğrenme.

Çalışma alanları: Yazar, Psikoterapist, Sosyal hizmet uzmanı, Dini lider, sanatçı, İş adamı, Ressam, heykeltıraş vb. alanlarda başarıyla çalışabilirler

İçsel Zekayı geliştirmek için ;
·Rutin bir aktivite sırasında yoğun dikkat göstermeye çalışın. Bu, olup biten her şeyin farkında olmaktır. Örneğin düşünceler, duygular, hareket değişiklikleri ve ruhsal durumlar.
·Eğer tarafsız olabiliyorsanız, dışarıdan bir gözlemci gibi duygu, düşünce ruh halinizi izlemeye çalışın.
·Belirsiz durumları, bilinen örneklere uydurmaya çalışın. Örneğin '"kızgınlık durumu", "şakacılık durumu", "korku durumu"'.
·Problem çözme stratejileri ve çözümsel düşünme süreci gibi durumlardaki çeşitli düşünme stratejilerinde taraflısı olun.
·"Ben kimim" sorusuna 25 kelimeyle ya da daha kısa bir cevap yazın.
·Sizi tatmin edene kadar üzerinde çalışmaya devam edin. Bir hafta süreyle her gün yeniden gözden geçirin ve gerekli olduğunu düşündüğünüz düzeltmeleri yapın



Doğacı-Varoluşçu Zeka ( Doğa, çevre ve canlı zekası)
Doğadaki tüm canlıları tanıma, araştırma ve canlıların yaratılışları üzerine düşünme becerisidir.
· Araştırmalar yapmayı sever.
· Doğadaki canlıları incelemekten hoşlanır.
· İnsanın varoluşunun nedenlerini ve kendi varoluşunu düşünür.
· Doğadaki hemen her canlının yaşamına ilgi duyarlar.
· Farklı canlı türlerinin isimlerine karşı dikkatlidirler,çiçek türleri hayvan türleri onlar için çok çekicidir.
· Seyahat etmeyi, belgeseller izlemeyi severken, doğa ve gezi dergilerini incelemekten hoşlanırlar.
· Kendilerine özgü out-door etkinlikler düzenlerler doğayla her şeyi paylaşırlar.
· Doğadaki bitki türlerine karşı duyarlıdırlar.
· Doğanın insanlar üzerindeki ya da insanın doğa üzerindeki etkisi ile ilgilenirler.

Öğrenme yolu: Doğayı ve doğada olup bitenleri gözlemleyebilme yeteneği kazanarak, kendisinin de bu dünyanın bir parçası olduğunun farkına vararak öğrenme.

Çalışma alanları: Zooloji, Botanik, Organik Kimya, Biyoloji, Jeoloji, Meteoroloji, Arkeoloji, Çiçekçilik, Tıp, Fotoğrafçılık, Dağcılık, İzcilik vb. alanlarda başarıyla çalışabilirler


0nfSz.png

devam
 

Suskun

V.I.P
V.I.P
4.Çoklu Zeka Teorisinin İlkeleri
· İnsanlar çok farklı zeka türlerine sahiptir.
· Her insan aktif olarak kullandığı zekaları ile özel bir karışıma sahiptir. Her insanın kendine özgü bir zeka profili vardır.
· Zekaların her biri insanda farklı bir gelişim sürecine sahiptir.
· Bütün zekalar dinamiktir.
· İnsandaki zekalar tanımlanabilir ve geliştirilebilir.
· Her insan kendi zekasını geliştirmek ve tanımak fırsatına sahiptir.
· Her bir zekanın gelişimi kendi içinde değerlendirilmelidir.
· Her bir zeka hafıza, dikkat, algı ve problem çözme açısından faklı bir sisteme sahiptir.
Bir zekanın kullanımı esnasında diğer zekalardan da faydalanılabilir.
· Kişisel altyapı, kültür, kalıtım, inançlar zekaların gelişimi üzerinde etkiye sahiptir.
· Bütün zekalar, insanın kendini gerçekleştirmesi yolunda farklı ve özel kaynaklardır.
· İnsan gelişimini değerlendiren tüm bilimsel teoriler çoklu zeka teorisini desteklemektedir.
· Şu anda bilinen zeka türlerinden daha farklı zekalar da olabilir.
Çoklu zeka kuramı eğitimde iki önemli yara sağlamaktadır. Bunlar; öğrencileri istendik durumlara getirebilmek için eğitim programlarını planlama olanağı sağlaması ve farklı disiplinlerde önemli kuram ve konuları öğrenmeye çalışan daha fazla sayıda öğrenciye ulaşmayı sağlamasıdır. Yaşamda hiçbir aktivite yoktur ki tek bir zeka bölümü içersin. Yaptığımız çok basit işlerde bile farklı zeka bölümlerini kullanırız


5. Çoklu Zeka Alanları nasıl belirlenebilir?
Öğrencilerin çoklu zeka alanlarının belirlenmesinde kullanılabilecek yöntemler çeşitlidir. Bunlardan ilki ve muhtemelen de en etkili olanı, öğretmenin sınıfta yaptığı kişisel gözlemlerdir. Bunu gerçekleştirmenin bir yolu,öğrencilerin sınıftaki olumsuz davranışlarını gözlemektir. Örneğin,yüksek düzeyde sözel-dil zekasına sahip olan bir öğrenci sürekli olarak yanındakilerle konuşma eğiliminde olurken, güçlü bedensel-kinestik zekaya sahip öğrenciler sürekli olarak kıpırdanma,yerinde duramama ve yanındakileri rahatsız etme eğiliminde olacaklardır. Diğer bir yol da, öğrencilerin okuldaki boş zamanlarını nasıl harcadıklarını ve kimsenin onlara ne yapmaları gerektiğini söylemediği durumlarda onların hangi faaliyetlere katıldıklarını gözlemektedir. İkinci olarak, öğretmenler, öğrencilere birkaç soru yönelterek onların zeka eğilimlerini ortaya çıkarabilirler.örneğin:
İçinizden kaç kişi iyi hikayeler yazabilir?
İçinizden kaç kişi matematik problemlerini çözmeyi sever?
İçinizden kaç kişi güzel resim çizebilir?
İçinizden kaç kişi en azından bir yakın arkadaşa sahiptir?
İçinizden kaç kişi bir müzik aletini iyi çalar?
İçinizden kaç kişinin yalnız kalmak için gittiği gizli bir yeri vardır?
Son olarak,öğretmenler çizelge 1’deki envateri kullanarak öğrencilerin zeka alanlarını tespit edebilirler. Bu envanter, öğrencilerin kendi kendilerini değerlendirmelerine fırsat tanıyarak, onların hangi zeka alanlarına daha yatkın olduklarını ortaya çıkartmak için geliştirilmiştir. Envaterdeki 1, 2 ve 3 sayılarının değerleri, sırasıyla “katılmıyorum, az katılıyorum ve çok katılıyorum” düzeyleri olarak düzenlenmiştir. Bu durumda, bir öğrencinin belli bir zeka alanında aldığı en yüksek puan, o öğrencinin o zeka alanına daha yatkın olduğunu ortaya koyacaktır.

Çizelge 1: Öğrencilere Yönelik Çok Yönlü Zeka Alanları Envateri
VZOit.png



6. Çoklu Zeka Teorisi nasıl uygulanabilir?
Çizelge 2 çoklu zeka teorisinin ileri sürdüğü öğrenme tiplerinin nasıl düşündüklerini, hangi türdeki etkinliklerini daha çok sevdiklerini ve sınıfta en çok nelere gereksinim duyduklarını göstermektedir. Aşağıda ayrıca ilköğretim birinci kademesinde okuma öğretiminin, çoklu zeka teorisinden faydalanarak, nasıl daha etkili hale getirilebileceğine ilişkin bir örnek uygulama verilmektedir.

Çizelge 2 Çoklu Zeka Teorisi ve Öğrenme Tipleri
rYK38.png






7. Öğrencilerin Zeka Alanlarının Ölçülmesi
Çoklu zeka kuramı, zekanın sayısal olarak sabitlenmesine karşı olduğu için, testlere de karşıdır. Bu nedenle zeka alanlarının saptanmasında test dışı tekniklerin kullanılması önerilmektedir. İşte bunlardan bir kaçı;
1. Gözlem
2. İşaretleme Ölçekleri ve Dereceleme Ölçekleri
3. Anekdot Kaydı
4. Kimdir Bu?
5. Görüşme

1. Gözlem

Yüksek gözlem becerisine sahip yetişkinler için son derece kullanışlı bir tekniktir. Her an her yerde kullanılabilir. Çocuklar olumlu ya da olumsuz bir çok davranışlarıyla bize kendileri hakkında bilgi vermektedir. Örneğin gözleriyle öğretmeni ve tahtayı takip etmeye çalışan bir öğrenci görsel bir öğrenme olduğu mesajını vermektedir. Sıklıkla öğretmenine ve arkadaşlarına dokunmaya çalışan ya da gördüğü her şeyi eline alıp dokunmak isteyen bir öğrenci ise, büyük olasılıkla kinestetiktir. Olumlu davranışlarda olduğu gibi, olumsuz davranışlarda da gözlenebilecek. Çok fazla ip ucu vardır.Örneğin derste sıklıkla dalan, hayal kuran bir öğrenciye öğretmeni kızdığında o öğrenci ona şöyle demek istemektedir.
" Sevgili öğretmenim, ben sıklıkla dalıyor ya da hayal kuruyorum. Çünkü sen dersini sadece sözel-dilsel olarak sunuyor ve işliyorsun. Benim doğal öğrenme kanalım olan görsel uyarıcılarla dersi sunmadığın için bende kendi ihtiyacımı hayal kurarak kendim gidermeye çalışıyorum.Anlasana.."
Derste devamlı hareket eden , hiçbir şey bulamazsa kalemini açmak için çöpe giden öğrenciyi öğretmeni suçlarsa, o öğrenci öğretmenine şöyle seslenebilir;
" Canım öğretmenim. Ben kinestetik, harekete dayalı bir öğrenciyim. Oysa sen; susun, kıpırdamayın, çiçek olun diyorsun. Ama ben hareket ederek öğrenebiliyorum. Sen derste sadece konuşuyorsun. Ben sıkılıyorum, Konuyu harekete dayalı işlesen ben de hareket ihtiyacımı gidermiş olacağım. Siz günlük planlarınıza hareketi sokmayınca ben kendimi sokuyorum."
Öğretmenler sınıf içinde çocukların neler yapmaktan hoşlandığına bakarak bazı öngörülerde bulunabilirler. Örneğin, Atatürk hakkında istediğiniz bir etkinliği yapın denildiğinde çocuklar farklı etkinliklere yönelebilir. Bir çocuk Atatürk hakkında bir komposizyon ya da şiir yazabilir. Bir başka çocuk Atatürk' le ilgili resim çizebilir. Bir diğeri dramayla duygularını ifade edebilir. Atatürk' ün sevdiği şarkılardan y da fotoğraflarından koleksiyon yapan bir öğrencide çıkabilir. Bu tür gözlemler birkaç kez yapıldığında oldukça sağlıklı verilere ulaşılabilir.

2. İşaretleme Ölçekleri ve Dereceleme Ölçekleri İşaretleme listeleri, öğrenciler hakkındaki gözlemlere dayalı olarak ya da öğretmenler, anne-baba ya da öğrencilerin kendileri tarafından doldurulabilir. Ekte zeka alanlarına ilişkin bir işaretleme listesi verilmiştir. Bu form kesinlikle bir zeka testi değildir. Sadece bu forma bakarak bir öğrenciyle ilgili bir yargıya asla ulaşılamaz. Öğrencilerin hangi alanlara daha fazla yakın olduklarına ilişkin yüzeysel bir fikir verebilir. Bu form öğrencilerin birbirleriyle kıyaslanmalarında , derecelendirilmelerinde ya da belirli sınıflara yerleştirilmelerinde kullanılamaz.

3. Anekdot Kaydı
Anekdot, herhangi bir öğrencinin belli bir ortamda özgül bir davranışının ayrıntılı olarak betimlenmesidir. Anekdotların gözlenen olayla ilgili objektif betimlemelere dayalı olması gerekmektedir. Çünkü , davranışları yansıttığı ölçüde yararlı olmaktadır. Öğretmenler sınıfta , koridorda, bahçede dikkate değer davranışlar için anekdot kaydı tutabilirler. Bu form öğrencilerin istikrarlı olarak gösterdiği bazı davranışların kaydında kullanılabilir. Bu kayıtlar daha sonraki öğretmenler için verimli bir kaynak olacaktır. Her bir anekdot kaydı sadece bir öğrenci için tutulmalıdır. Bazen bir olay iki öğrenci arasında geçebilir. Bu tür durumlarda aynı kaydın iki öğrenci için de çoğaltılması ve onun dosyasına da konulması gerekir. Ayrıca, kayıt formunun alt kısmına bu kaydın iki öğrenci içinde dosyalandığı belirtilmelidir.
Anekdot kayıtları açık uçlu olduğu için gözlemcinin ön yargılarını kayıtlara yansıtması muhtemeldir. Elbette önyargılardan tamamen arındırılmış kayıt tutmak tam anlamıyla mümkün değildir. Ancak, gözlemcinin eğitilmiş olması, duygularını denetleyebilmesi, davranışlar arasında nesnel olmayan ayrımlar yapmaması kaydın gerçeğe uygun olmasını kolaylaştırır. Bir öğrencinin ilk defa yaptığı tekrarlanmayan sıra dışı bir davranış üzerinde yoğunlaşmamak ve hatta bu tür davranışlar tekrarlanmadığı sürece kaydetmemek gerekir.

4. Kimdir Bu? Tekniği
Zeka alanlarına ilişkin olarak "kimdir bu?" tekniğini uygulamaya başlamadan önce , hangi amaçla ya da hangi türde bilgi edinmek istediğine karar verilmelidir. Kimdir bu anketinde yer alacak sorular buna göre hazırlanmalıdır. Bu proje çalışmasında kimlerin ne tür göreve ve etkinliklere yatkın olduğunu saptamak için proje yöneticisi, organizasyon sorumlusu, yazman, arabulucu, araştırmacı vb. kategorilere yer verilir ve bu kategorilere en uygun ismin kim(ler) olduğu sorulur. Örneğin, projede liderlik yapabilecek kişi kimdir? Tarzında bir soru yöneltilebilir. Bu suretle akran değerlendirmesi yoluyla hangi öğrencinin hangi zeka alanlarındaki işlere yatkın olduğu anlaşılabilir. Bu amaçla sosyometriden de yararlanabiliriz.

5. Görüşme
Öğretmenler, anne-baba ve diğer öğretmenlerle tekniğine uygun görüşmeler yaparak çocukların sahip oldukları zeka alanları hakkında geniş bilgi edinebilirler. Anne ve babalar yıllarca çocuklarıyla ilgili zengin yaşantılara şahit olurlar . Bu görüşmelerde velilerin bilgilerinden yararlanılmalı ve onlara çocuğun zeka alanlarını geliştirme konusunda bilgiler verilmelidir. Görüşmelerde öğrencinin hangi konularda başarısız olduğu değil, neleri daha iyi yaptığı üzerinde odaklanma yararlı olabilir.Öğretmenler, farkında olarak yada olmadan öğrencinin zayıf olduğu dersleri öncelikle vurgulama eğilimindedir. Oysa bu durum hem velinin hem de öğrencinin enerjisini azaltacaktır. Diğer öğretmenlerle yapılan görüşmeler öğrenciler hakkında daha nesnel sonuçlara ulaşma olanağı sağlar. Bir derste yeterli olmayan bir çocuk başka bir derste kendisini daha iyi ifade edebilir. Bunun tersi de olabilir. Öğretmenler odası, öğrenciler hakkında en çok konuşulan mekanlar arasındadır. Genellikle en iyi ya da en kötü denilen öğrenciler hakkında konuşulma olasılığı daha yüksektir. Bu tür konuşmalar etiketlemeye yol açmaktadır. Öğretmenler olumlu ya da olumsuz olarak birbirlerinin görüşlerinden kolaylıkla etkilenmektedirler. İlke olarak asla bir öğrencinin yetersizliklerini ön plana çıkarmamakta yarar vardır
 
Top