Çayır biçen, tırpan sallayan kimse yok...

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri

Bir fındık sezonu daha böylece bittiyor...​

Bu fındık işinden ne anladın, ne gördün diye soracak olursanız, şunu derim?
Şu bizim kuşak, yani 40,50,60,70’li yaş grubu aradan çıktıktan sonra, bu dağlar bu meralar öksüz, bu topraklar bu haneler yetim kalacak.
En mahsun, en hüzünlü döneme denk geldik biz.
Fındık bahçelerinde ne bir delikanlı, ne de genç bir kız görmedim.

Dal çeken yok.​

Sepeti taşıyan, gıdığı tanıyan, şeleği bilen, heğin adını duyan yok.
Hararı, gerevüyü, öndereyi, girebiyi, nacağı bilen yok...
Bilekiyi, höngülü, gostili, sookluğu, gara ataşı gören yok.
Posta çuvalı bilen, katırı tanıyan, eşeği yükleyen, Atı bilen, tay durmayı, çatal koymayı, yükün ağdırmasını bilen yok...
Gapcuklu fındığı, çeç fındığı seçen yok...
Yevmiyesini, okul harçlığını, başak fındıktan çıkaran kimse yok.

Çayır biçen, tırpan sallayan kimse yok...​

Serendiyi, çiteni, darı tamını, fıraktıyı anlayan yok....
İnek sağan, ahır küreyen, kemre döken yok....
En önemlisi, "Ordunun Dereleri“ türküsü eşliğinde fındık bahçesinde başlayan aşk hikayeleri yok...
Kimsenin kimseye yardım edecek zamanı yok, niyeti de yok...
Anneden sitem, babadan azar işiten kimse yok.
Yok yok yok.

Evet.​

Bizden sonraki kuşak belli ki daha refah düzeyi yüksek, daha konforlu bir hayat yaşayacak. Ama bu topraklara, bu yaylalara, bu ormanlara, bu derelere, bu çağlanlara, çiseli sabahlara, yağmurlu akşamlara ait ne bir hatırası, ne de bir hayat hikayesi asla olmayacak.​


.(Mustafa Yılmaz)
 
Top