CAM SANATI

kAşİf

Düşünmek lazım..
Özel üye

Cam sanatı nedir? Nasıl yapılır? Tarihte cam sanatı!​

Cam, günlük hayatta kullandığımız birçok ürünü sınıflandırdığımız ışıl ışıl bir madde!.. Peki cam sanatı ne?..
Çevremizde gördüğümüz birçok ürün camdan yapılmıştır. Hangi cam sanatı hangi teknikle yapılıyor, bilmek istemez miydiniz?..

cam_0105.jpg


Cam, orijinali sıvı olan, saydam ya da yarı saydam bir maddedir. Sert ve kırılgan şekli ile antik çağlardan beri birçok eşyanın yapımında kullanılmaktadır. Camın ana maddesi en çok kumda bulunan silisyumdur. Bu nedenle camın ana maddesi kum olarak bilinir. Diğer maddeler ise soda ve kireçtir.

İnsan yapımı ve doğal olmak üzere iki ayrı cam çeşidi vardır. İnsan yapımı olan cam hepimizin bildiği cam olmakla beraber, doğal cam yanardağlardan püskürtme yolu ile doğa üstüne gelen, yarı değerli taş olarak kabul edilen cam türüdür.
Cam işleme sanatı iki şekilde ele alınmaktadır; camın şeklen işlenmesi, cam eşyanın üzerine boya ve desen işlenmesi. Camın şeklen işlenmesi, sıradışı ve adeta sihirli bir sanat dalıdır. Eriyik haldeki camın özel araçlar yardımı ile şekillendirilmesine dayalı bu sanat dalı ile gerek kullanım amaçlı, gerekse süs ve dekorasyon amaçlı birçok çeşitte ürünün imalatı yapılabilmektedir.
Kalıplama tekniği bu alanda kullanılan en eski tekniktir. Önceden hazırlanmış kalıba dökülen cam, donduktan sonra kalıptan ayırılır. Diğer teknik ise “üfleme tekniği”dir. Eriyik ve sıvı halde bulunan cam; “pipo” adı verilen içi boş boru ile üflenerek istenilen şekle büründürülür. Bu şekilde birçok dekoratif ürünün yanısıra, bardak, vazo, sürahi gibi kullanım amaçlı ürün de üretilebilmektedir. Cam eşyanın üzerine boya ve desen işlenmesi şeklindeki cam işleme sanatına “vitray” adı verilir. Vitrayın orijinali aslında kırık camların birleştirilmesi ile desenin oluşturulmasıdır. Ancak, oldukça zor olan bu yöntemin yanısıra, hazır camın üstünde özel cam boyaları ile boyama ve konturlama yapılarak desen yapılması daha sıklıkla kullanılan bir yöntemdir.

KALIP İÇİ CAM ŞEKİLLENDİRME TEKNİĞİ​

Kalıp içi cam şekillendirme tekniği diğer adıyla fırında şekillendirme tekniği heykel ve seramikle önemli benzerlikleri olan bir tekniktir ve elde şekillendirme yöntemiyle yapılır.

Uygulamada cam heykelin kilden modeli hazırlanır, modelin alçı kalıbı alınır, daha sonra cam parçaları kalıba yerleştirilir ve yüksek ısıda yaklaşık 840 derecede fırınlanarak camın kalıp içerisine eriyerek modelin şeklini alması sağlanır. Fırınlama süresi bir iki hafta gibi bir sürede camın kalınlığına göre değişir. Cam soğuduktan sonra kalıp kırılarak cam heykel temizlenir ve dış yüzlerine parlatma işlemi yapılarak cama son şekli verilir.

CAM FÜZYON TEKNİĞİ​

Cam füzyon tekniği cam üzerine bir tür resim yapma sanatıdır. Cam füzyon için özel olarak üretilmiş şeffaf ve renkli düz camlar kullanılır. Plaka halindeki camlar soğukken istenilen formda elde kesilerek şekillendirilir. Şekillenen camlar belirlenmiş şekle göre yerleştirilip fırınlamaya hazırlanır.

Cam füzyon için özel olan fırınlarda 800 derecede fırınlanarak camların birbiri ile kaynaşması sağlanır. Yapılan bu işleme “Cam füzyon” denir. Füzyon tekniği tamamen el işidir. Bu yüzden objelerden biri diğerine benzer, ama asla aynı olamaz.

CAMEO CAM TEKNİĞİ​

Cameo Cam Tekniği, çeşitli renklerden katmanlar halinde camın üst üste yerleştirilip, eritilmesi sonucunda, üst katmandaki camın oyulması ve aşındırılması ile yapılan desenlerin gün yüzüne çıkarıldığı bir lüks cam sanatı tekniğidir. Teknik ilk olarak Antik Roma’da görülmüştür ve günümüzde tekrar gündeme gelmesini 19. Yüzyılda ünlü Fransız cam üstadı Emile Gale sağlamıştır.

Hayatımızın hemen hemen her bölümünde yer alan bir maddedir cam. Doğa dostu ve zararsız olması, geri dönüşümünün kolaylıkla sağlanması bakımından tercih sebebidir.

Geleneksel bir halde yapılan cam üfleme sanatı cama farklı şekil, motif ve desenler verilmesini sağlayarak eşsiz güzellikteki eserlerin ortaya çıkmasına sebep olur. Bu sanat ile son zamanlarda orijinal vazolar, biblolar, aydınlatma lambaları, hediyelik eşyalar üretilmektedir.
Aslında cam üfleme sanatının tarihi çok eskilere dayanır. O zamanın teknolojisi ile birlikte çeşitli eşyalar hazırlanır ve bu yapılan süs eşyaları sarayın en nadide dekorları olarak göze çarpardı. Dikkat ve sabır isteyen bir sanat dalıdır.

Cam üflemek genel anlamda zordur. Zira cam üflemeden önce yapılacak olan bazı teknikler vardır. El kıvraklığının iyi olması gerekir.

Cam ile uğraşırken en ufak dikkatsizlik tüm emeklerinizin boşa gitmesine sebebiyet verebilir. Cam hiç bir zaman alevden uzaklaşmamalı. Ufak bir uzaklaşma dahi olsa, ani ısı kayıpları nedeniyle tüm emekleriniz boşa gidebilir. Her noktaya aynı değerde ısının gelmesi için sürekli hareket ettirilmesi şarttır.

Cam dokunulduğunda sert ve katı bir malzemedir. Gevreksi bir yapısı vardır, sert bir yüzeyle aniden karşılaştığında kırılmaya meyillidir. Buna rağmen kimya terminolojisinde sıvı olarak tanımlanmaktadır. Yani sıvıları taşımak için tasarlanmış vazoların çoğu aslında sıvının kendi formudur.

Cam sertleşmek için soğutulduğunda bu temel nitelikleri taşımaktadır, ancak ısıtıldığında nitelikleri tamamen değişir. Süneklik derecesine kadar yumuşamaya başlar ve eğer yeterli derecede ısıtılırsa su gibi akıcı olur.

Yaygın olarak camın tesadüf eseri keşfedildiğine inanılmaktadır. Camın keşfine dair en sık bahsi geçen açıklama Yunan tarihçi Piny’nin açıklamasıdır. Piny’e göre bir kaç tüccar teknelerinden kıyıya çıktıktan sonra bir nehir kıyısında kamp kurmuşlar, nehir yatağında bir ateş yakmışlar. Sonraki gün ise önceki günün ateşinin külleri arasında şeffaf, parlak cam parçaları bulmuşlar.
Erken dönemlerinde, cam sanatı daha çok Mısır ve Mezopotamya’da gelişmiştir. Bu bölgede odunla yanan cam ocaklarının var olduğu düşünülmektedir.

TÜRK CAM YAPIMI​

Türkiye’deki geleneksel cam ürün yapımı Selçuklu ve Osmanlı dönemleri olarak ele alınabilir.
Selçuklular’ın doğudan Anadolu’ya yeni göç ettikleri dönemden kalma bazı Selçuklu cam ürünlerinin varlıkları bilinmektedir. Selçuklu ve Artuklular döneminin bazı parçaları bugün müze koleksiyonlarında yer almaktadır. Bunlar tamamen mimari dekorasyon ya da el yapımı ürünlerdir.

Osmanlı dönemi sırasında, bu dönemden kalan parçalardan da görülebileceği gibi cam sanatı oldukça ilerlemiştir. Cam endüstrisi özellikle İstanbul’un fethinden sonra oldukça gelişmiştir. Her bir zanaatkar ve meslek grubu zanaatine ait ham madde temininden malzeme işlenişine, bitmiş ürünün şekli ve satış koşullarına kadar her konu ile ilgilenen bir sistem gelişmiştir. Sistem, ticaret ve zanaat üzerinde katı, disiplinli ve detaylı kurallardan oluşmuştur.

Kanıtlar Osmanlı cam endüstrisinin İstanbul merkezli geliştiğini göstermektedir. Kaynaklar, dönemin başkentindeki Eğrikapı, Eyüp, Balat, Ayvansaray, Bakırköy, Beykoz, Paşabahçe, Çubuklu ve İncirköy mevkilerinde çok farklı çeşitlerde cam üretimi yapan cam atölyelerinin bulunduğunu göstermektedir.

I. Mahmut döneminde Fransa’dan cam ustaları getirtildiği, Mehmet Dede ismindeki bir Mevlevi Dervişi’nin III. Selim döneminde cam yapım tekniklerini öğrenmek üzere İtalya’ya gönderildiği bilinmektedir. Söylenildiği üzere, söz konusu Mevlevi usta Beykoz, İstanbul’da bir atölye açmıştır ve çalışmaları arasında en popüleri Çeşm-i Bülbül olmuştur. 1899′da Saul Modiano adındaki bir Yahudi Levanten tarafından bugün eski Paşabahçe cam fabrikasının bulunduğu yerde ‘Fabbrica Vetrami di D. Modiano, Constantinople’ etiketli ürünler üreten, 1902 yılı itibariyle 500 kişiye iş imkanı sağlayan bir atölye kurulmuştur.

Cumhuriyet’in kuruluşu ile Türk cam endüstrisi yepyeni bir yön kazanmış ve 17 Şubat 1934′te diğer cam atölyelerine çok yakın bir yerde, Paşbahçe’de, Boğaz’ın yamaçlarında, meclis onayıyla ilk ulusal fabrika kurulmuştur. Türkiye İş Bankası tarafından “Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları A. Ş” adı ile kurulan bu fabrikayı çeşitli tarzlarda cam üretimi yapan birçok başka şirket takip etmiştir.
Paşabahçe, özellikle kuruluş yıllarında ülkenin her yerinden çok sayıda cam ustasını bir araya toplamış ve Türk cam tarihi için önemli bir cam yapım merkezi haline gelmiştir. Bu dönemin en önemli cam işçileri arasında, özellikle serbest şekil verilmiş ürünleri ile tanınan (baba) Yusuf Görmüş yer almaktadır.

Geleneksel Türk cam ürünü, Çeşm-i Bülbül ya da Venedik biçimi ile üretilen Türk filigranosu, Beykoz işi olarak da bilinir. Benzer yüksek kaliteli ürünler halen Venedik’te Murano’da üretilmektedir. Geleneksel Çeşm-i Bülbül dışında, Türk cam sanatının daha çok uygulamalı ya da dekoratif ürünler için uygun form ve tarzları benimsediği görülmekte, seramik sanatından edinilmiş birçok formun özellikle baskın olduğu bilinmektedir.

Çeşm-i Bülbül filigrano tekniğine verilen Türkçe isimdir. Diğer filigrano teknikleri dünya çapındaki çeşitli cam merkezlerinde bilinmektedir. Çeşm-i Bülbül Anadolu atölyelerinin çıkardığı bir üründür. Bu teknik, modern cam endüstrisinin ilerlemiş yöntemlerinin bile geleneksel ustaların çalışmalarını geçemediği bir tekniktir.

Çeşm-i Bülbül son derece kalifiye bir tekniktir. Ürünün oluşumundaki her bir etap titiz bir şekilde yerine getirilmeli ve çok kısa bir zamanda bitirilmelidir. Teknik, genel olarak farklılık göstermeyebilir ama her bir ustanın ona yaklaşımı, yani tarzı farklı olacaktır. Bu teknik asla hata kabul etmez. Hata yapıldığında düzeltmek neredeyse imkansızdır, bu nedenle camı yapmak için ortaya konan kuralların her biri büyük bir kesinlikle yerine getirilmelidir.

Teknik şu şekilde işlemektedir;
1. Demir bir çubuk, yani pipo, fırında eriyik halde bulunan cama daldırılır.
2. Pipo bütün camı toplamak için döndürülür.
3. Cam potadan ayrılır ve ocak dışında şekillendirilir ve soğutulur.
4. Bu aşamada biraz daha soğuk olan toplanmış cam, düzenli şekilde bir araya getirilmiş renkli cam çubuklar ile hazırlanan bir kalıba sokulur ve üflenir, çubuklar cama yapışır.
5. Oluşturulan form tekrar potaya götürülerek cam çubukların tamamen yapışması sağlanır.
6. Ürüne son şekli kalıp içinde verilir, bu aşamada gerekli olan döndürme işlemi elle yapılır. Bu son derecede büyük bir yetenek gerektiren bir işlemdir.
7. Biten ürün soğutulur ve metal çubuktan ayrılır.

CAM BONCUK YAPIMI​

Cam boncuk yapımı cam üretiminin en cazip şekillendiren biridir. Bir halk sanatı olarak yaygın bir şekilde üretilen cam boncuklar küçük fırınlarda yapılır. Cam odun ateşinde yumuşatılır ve boncuklar elle kullanılan son derece basit birkaç aletle çeşitli formlar verilerek üretilir.
Cam boncuk üretiminde kullanılan yöntemler, fırının odunla yakılması ve cam üreticinin özellikleri yaklaşık 3000 yıllık bir geçmişe dayanır. Bugün yapılan boncuklarda bile nihai ürün daha önceki dönemlerdeki ürünlerden çok az farklılık gösterir ve görevleri de elbette çok az değişmiştir.
 
Top