Özellikle bahar ve yaz aylarında sıklaşan burun kaşıntıları ve akıntıları ile hapşırma ve göz yaşarmalarının allerji habercisi olduğu, müdahale edilmediği takdirde astıma yol açabileceği bildirildi.
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Karadağ, ilkbahar ve yaz aylarında havadaki çeşitli allerjenlere bağlı olarak üst solunum yolu rahatsızlıklarının yüzde 50 oranında arttığını belirterek, bu işaretlerin astım habercisi olabileceğini söyledi.
Özellikle Mart-Mayıs aylarında kaşıntı, ciltte kızarıklık, nefes almada zorluk, hapşırma, öksürme, gözlerde yaşarma şikayetiyle hastaneye başvuran hastaların öncelikle genetik olarak allerjik yapısı bulunup bulunmadığının araştırıldığını belirten Karadağ, "Daha sonra da allerji testiyle hangi maddeye duyarlılığı bulunduğunu tespit ediyoruz. Elde edilen bulgulara göre, hastaya allerji yapan maddeyi yavaş yavaş vererek, bu maddeye karşı vücudu duyarsızlaştırıyoruz" dedi.
Toplumda genellikle ağır belirtiler olduğunda sağlık kuruluşuna başvurmak gibi bir alışkanlık olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Karadağ, "Oysa bazı belirtiler kişiyi çok rahatsız etmez. Örneğin burun kaşıntısı, hapşırma, göz yaşarmasıyla kendini gösteren allerjik rinit, kişinin günlük hayatını çok etkilemeyebilir. Ama bu belirtiler allerjik bir durumun varlığını gösterir. Eğer kontrol altına alınmazsa, ileride astıma dönüşebilir. Bu da hasta için nefes darlığı, hırıltı, öksürük ve uykusuz gecelerin başlaması demektir" diye konuştu.
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Karadağ, ilkbahar ve yaz aylarında havadaki çeşitli allerjenlere bağlı olarak üst solunum yolu rahatsızlıklarının yüzde 50 oranında arttığını belirterek, bu işaretlerin astım habercisi olabileceğini söyledi.
Özellikle Mart-Mayıs aylarında kaşıntı, ciltte kızarıklık, nefes almada zorluk, hapşırma, öksürme, gözlerde yaşarma şikayetiyle hastaneye başvuran hastaların öncelikle genetik olarak allerjik yapısı bulunup bulunmadığının araştırıldığını belirten Karadağ, "Daha sonra da allerji testiyle hangi maddeye duyarlılığı bulunduğunu tespit ediyoruz. Elde edilen bulgulara göre, hastaya allerji yapan maddeyi yavaş yavaş vererek, bu maddeye karşı vücudu duyarsızlaştırıyoruz" dedi.
Toplumda genellikle ağır belirtiler olduğunda sağlık kuruluşuna başvurmak gibi bir alışkanlık olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Karadağ, "Oysa bazı belirtiler kişiyi çok rahatsız etmez. Örneğin burun kaşıntısı, hapşırma, göz yaşarmasıyla kendini gösteren allerjik rinit, kişinin günlük hayatını çok etkilemeyebilir. Ama bu belirtiler allerjik bir durumun varlığını gösterir. Eğer kontrol altına alınmazsa, ileride astıma dönüşebilir. Bu da hasta için nefes darlığı, hırıltı, öksürük ve uykusuz gecelerin başlaması demektir" diye konuştu.