Forumlar
Yeni Mesajlar
CerezExtra
EĞLENCE ↓
Şans Kurabiyesi
Renk Falınız
ÇerezRADYO
Sevgiliye Özel
ÇerezDERGİ
Hızlı Okuma Testleri
Pratik Çözümler
Yeniler
Yeni Mesajlar
Yeni ürünler
Yeni kaynaklar
Son Aktiviteler
İndir
En son incelemeler
Dükkan
Giriş
Kayıt
Yeniler
Yeni Mesajlar
Menu
Giriş
Kayıt
Uygulamayı yükle
Yükle
Forumlar
Güncel
Kişisel Gelişim
Birey-toplum çatışması
JavaScript devre dışı bırakıldı. Daha iyi bir deneyim için, devam etmeden önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
You are using an out of date browser. It may not display this or other websites correctly.
You should upgrade or use an
alternative browser
.
Konuya cevap yaz
Mesaj
<blockquote data-quote="dderya" data-source="post: 838121" data-attributes="member: 112565"><p><em>Özcan Köknel</em>'in <em>Ruh Sağlığı </em>kitabından...</p><p style="text-align: center"><strong><u><span style="font-size: 22px"></span></u></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><u><span style="font-size: 22px">BİREY - TOPLUM ÇATIŞMASI</span></u></strong></p> <p style="text-align: center"><img src="http://i.imgur.com/F4nsExJ.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></p><p>Genel olarak gelişmiş bir toplumda birey, toplum yapısı, kül* türün maddi ve manevi öğeleri arasında sıkı bir bağlantı ve denge vardır. Gelişmekte olan toplumlarda ekonomik bunalım, sanayileşme, kötü kentleşme, hızlı nüfus artışı, dengesiz gelir dağılımı, işsizlik vb. gibi çok yönlü sorunlar bu bağlantıyı gevşetir ya da kopanr, dengeyi bozar, uyumsuzluk yaratır. Buna kültür bunalımı ya da boşluğu denilir. Başka bir deyişle, teknoloji, ideoloji dengesizliği biçiminde belirlenen boşluk, bireysel ve toplumsal alanda ağır sorunlann kaynağını oluşturur.</p><p></p><p>İnsanlar, yaşadıktan kültür ve altkültür ortamında, yaşlanna cinsiyetlerine göre, ahlak, gelenek, görenek, töre, alışılagelen davranış, eğitim, mezhep, tarikat, etnik köken, milliyet, hukuk düzeni, parti, ulusal ve uluslararası değerlerden oluşan toplumsal kurumlar, kuruluşlar, sistemler içinde kimliklerini kazanırlar.</p><p></p><p>Bu kimliğin toplumsal kurumlardan, kuruluşlardan, sistemlerden biri ya da birkaçı ile sınıdı kalması farklı kimliklere anlayış, hoşgörü içinde yaklaşımı engeller. Birey kendi kimliğini doğru, iyi güzel, olumlu, başkalannın kimliğini, hatalı kötü, çirkin, olumsuz görür. Kendisini üstün, başkalarını değersiz olarak algılar, örnek olarak, kimliğini etnik köken sınıdan içinde oluşturmuş bir insan, üstün ırk savunucusu olur. Başka insanlan, değersiz, küçük bulur. Belidi mezhep ya da tarikat içinde kimliğini bulan insan başka din, mezhep, tarikat içinde olanlara saygı göstermez.</p><p></p><p>Çocuk ve genç, toplumsallaşma sürecinde içinde yaşadkgı kültürün gelenek, görenek, din eğitim, hukuk düzeni gibi temel toplumsal kurumlanndan gelen davranış kalıplarını benimser. Bu kalıplar insanın yaşamında bireysel ilkeleri, kuralları, idealleri inançtan oluşturur.</p><p></p><p>Özellikle gençler, benimsedikleri ilkelere kurallara ve ideallere sıkı sıkıya bağlanırlar. Bunlardan ödün vermek istemezler. Esneklik göstermez, uyum sağlamak için çaba harcamazlar. Ancak, ideallerle içinde yaşanılan toplumun gerçegi arasında uyumsuzluk oldukça çatışma ortaya çıkar, öte yandan, insan, benimsediği kimi ilke ve kuralın geçersizliğini, peşinden koştu- $u idealin değersizliğini gördükçe çatışmaya düşer.</p><p></p><p>Dürüst olmayı, yalan söylememeyi ilke olarak kabul eden birinin çalışma ve iş yaşamında başarılı görünmek için zaman zaman yalana başvurması çatışma yaratır. Yalan söylemese kendisini yöneticilere, alıcılara karşı başarılı gösteremeyecek, yalan söylerse benimsediği ilkelerden birine ters davranmış olacaktır.</p><p></p><p>'insanın benimsediği ilkelerin, kuralların, inançların, idealle- nn hemen hemen tümüyle, toplumda geçerli olanlar arasında tutarsızlık varsa insan kullandığa davranış kalıplannı terk eder. Tüm değerlerini yitirir. Bunların yerine yenilerini koyamaz Bu duruma değersizlik, normsuzluk (anomie) denir. Bu da bir çatışma etkenidir.</p><p></p><p>Dürüst olmayı, yalan söylememeyi ilke olarak kabul eden birinin çalışma ve iş yaşamında başanlı görünmek için zaman zaman yalana başvurması çatışma yaratır. Yalan söylemese kendisini yöneticilere, alıcılara karşı başarılı gösteremeyecek, yalan söylerse benimsediği ilkelerden birine ters davranmış olacaktır.</p><p></p><p>İnsanın benimsediği ilkelerin, kurallann, inançlann, ideallerin hemen hemen tümüyle, toplumda geçerli olanlar arasında ‘ tutarsızlık varsa insan kullandığı davranış kalıplarını terk eder. Tüm değerlerini yitirir. Bunlann yerine yenilerini koyamaz Bu duruma değersizlik, normsuzluk (anomie) denir. Bu da önemli bir çatışma emenidir.</p><p></p><p>Araştırmalar, insanların yavaş olan kültürel ve toplumsal derişmelere uyum sağladığını, ancak hızlı gelişme ve değişmelerde çatışma olduğunu göstermiştir. Hızlı değişmede, insan içinde bulunduğu toplum kesiminde, ekonomik ve toplumsal durumunu, rolünü yerini, ilkelerini, inançlannı, ideallerini, amaç ve beklentilerini yitirir. Başka bir deyişle, benimsediği, kazandığı, öğrendiği yapageidigi davranış kalıplanyla, içinde yaşadığı toplumun gereksinimlerine cevap veremez. Topluma uyum sağlayamaz. Her davranışı yeni bir çatışmaya yol açar. Çoğunlukla, devrimler, reformlar sonucu yeniden kurulan toplumsal düzende birçok insan için böyle bir durum söz konusudur. Devrim ve reform gibi büyük, derin ve geniş boyutlu kültürel ve toplumsal değişmede bunlara ek olarşk kültüre yabancılaşmanın neden olduğu çatışmalar ortaya çıkar. İnsan kendini köklerinden aynini iş, toplumsal bağlantılarından kopmuş, deneyimleri zayıflamış, değerlerini yitirmiş olarak görür.</p><p></p><p>Kentleşme, sanayileşme biçiminde olan toplumsal değişmelerde bireyin toplumsal durumu, buna bağlı olarak ekono- îfliik durumu değişir. Daha önce kurulmuş olan aile ve akraba- p bağlan ortadan kalkar. Çalışma ve iş yaşamında değişik ve İşni sorunlar ortaya çıkar.</p><p></p><p>özetle bireyle toplum arasında şu nedenlere bağlı olarak çatışma olur.</p><p></p><p>Toplumda geçerli olan değer yargılarından.</p><p></p><p>Toplumsal durum, ekonomik durum ve sınıftan.</p><p></p><p>Toplumsal kurumların düzeninden,</p><p></p><p>Toplumsal kuruluşların düzeninden.</p><p></p><p>Toplumda hızlı değişme olmasından.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="dderya, post: 838121, member: 112565"] [I]Özcan Köknel[/I]'in [I]Ruh Sağlığı [/I]kitabından... [CENTER][B][U][SIZE=6] BİREY - TOPLUM ÇATIŞMASI[/SIZE][/U][/B] [IMG]http://i.imgur.com/F4nsExJ.jpg[/IMG][/CENTER] Genel olarak gelişmiş bir toplumda birey, toplum yapısı, kül* türün maddi ve manevi öğeleri arasında sıkı bir bağlantı ve denge vardır. Gelişmekte olan toplumlarda ekonomik bunalım, sanayileşme, kötü kentleşme, hızlı nüfus artışı, dengesiz gelir dağılımı, işsizlik vb. gibi çok yönlü sorunlar bu bağlantıyı gevşetir ya da kopanr, dengeyi bozar, uyumsuzluk yaratır. Buna kültür bunalımı ya da boşluğu denilir. Başka bir deyişle, teknoloji, ideoloji dengesizliği biçiminde belirlenen boşluk, bireysel ve toplumsal alanda ağır sorunlann kaynağını oluşturur. İnsanlar, yaşadıktan kültür ve altkültür ortamında, yaşlanna cinsiyetlerine göre, ahlak, gelenek, görenek, töre, alışılagelen davranış, eğitim, mezhep, tarikat, etnik köken, milliyet, hukuk düzeni, parti, ulusal ve uluslararası değerlerden oluşan toplumsal kurumlar, kuruluşlar, sistemler içinde kimliklerini kazanırlar. Bu kimliğin toplumsal kurumlardan, kuruluşlardan, sistemlerden biri ya da birkaçı ile sınıdı kalması farklı kimliklere anlayış, hoşgörü içinde yaklaşımı engeller. Birey kendi kimliğini doğru, iyi güzel, olumlu, başkalannın kimliğini, hatalı kötü, çirkin, olumsuz görür. Kendisini üstün, başkalarını değersiz olarak algılar, örnek olarak, kimliğini etnik köken sınıdan içinde oluşturmuş bir insan, üstün ırk savunucusu olur. Başka insanlan, değersiz, küçük bulur. Belidi mezhep ya da tarikat içinde kimliğini bulan insan başka din, mezhep, tarikat içinde olanlara saygı göstermez. Çocuk ve genç, toplumsallaşma sürecinde içinde yaşadkgı kültürün gelenek, görenek, din eğitim, hukuk düzeni gibi temel toplumsal kurumlanndan gelen davranış kalıplarını benimser. Bu kalıplar insanın yaşamında bireysel ilkeleri, kuralları, idealleri inançtan oluşturur. Özellikle gençler, benimsedikleri ilkelere kurallara ve ideallere sıkı sıkıya bağlanırlar. Bunlardan ödün vermek istemezler. Esneklik göstermez, uyum sağlamak için çaba harcamazlar. Ancak, ideallerle içinde yaşanılan toplumun gerçegi arasında uyumsuzluk oldukça çatışma ortaya çıkar, öte yandan, insan, benimsediği kimi ilke ve kuralın geçersizliğini, peşinden koştu- $u idealin değersizliğini gördükçe çatışmaya düşer. Dürüst olmayı, yalan söylememeyi ilke olarak kabul eden birinin çalışma ve iş yaşamında başarılı görünmek için zaman zaman yalana başvurması çatışma yaratır. Yalan söylemese kendisini yöneticilere, alıcılara karşı başarılı gösteremeyecek, yalan söylerse benimsediği ilkelerden birine ters davranmış olacaktır. 'insanın benimsediği ilkelerin, kuralların, inançların, idealle- nn hemen hemen tümüyle, toplumda geçerli olanlar arasında tutarsızlık varsa insan kullandığa davranış kalıplannı terk eder. Tüm değerlerini yitirir. Bunların yerine yenilerini koyamaz Bu duruma değersizlik, normsuzluk (anomie) denir. Bu da bir çatışma etkenidir. Dürüst olmayı, yalan söylememeyi ilke olarak kabul eden birinin çalışma ve iş yaşamında başanlı görünmek için zaman zaman yalana başvurması çatışma yaratır. Yalan söylemese kendisini yöneticilere, alıcılara karşı başarılı gösteremeyecek, yalan söylerse benimsediği ilkelerden birine ters davranmış olacaktır. İnsanın benimsediği ilkelerin, kurallann, inançlann, ideallerin hemen hemen tümüyle, toplumda geçerli olanlar arasında ‘ tutarsızlık varsa insan kullandığı davranış kalıplarını terk eder. Tüm değerlerini yitirir. Bunlann yerine yenilerini koyamaz Bu duruma değersizlik, normsuzluk (anomie) denir. Bu da önemli bir çatışma emenidir. Araştırmalar, insanların yavaş olan kültürel ve toplumsal derişmelere uyum sağladığını, ancak hızlı gelişme ve değişmelerde çatışma olduğunu göstermiştir. Hızlı değişmede, insan içinde bulunduğu toplum kesiminde, ekonomik ve toplumsal durumunu, rolünü yerini, ilkelerini, inançlannı, ideallerini, amaç ve beklentilerini yitirir. Başka bir deyişle, benimsediği, kazandığı, öğrendiği yapageidigi davranış kalıplanyla, içinde yaşadığı toplumun gereksinimlerine cevap veremez. Topluma uyum sağlayamaz. Her davranışı yeni bir çatışmaya yol açar. Çoğunlukla, devrimler, reformlar sonucu yeniden kurulan toplumsal düzende birçok insan için böyle bir durum söz konusudur. Devrim ve reform gibi büyük, derin ve geniş boyutlu kültürel ve toplumsal değişmede bunlara ek olarşk kültüre yabancılaşmanın neden olduğu çatışmalar ortaya çıkar. İnsan kendini köklerinden aynini iş, toplumsal bağlantılarından kopmuş, deneyimleri zayıflamış, değerlerini yitirmiş olarak görür. Kentleşme, sanayileşme biçiminde olan toplumsal değişmelerde bireyin toplumsal durumu, buna bağlı olarak ekono- îfliik durumu değişir. Daha önce kurulmuş olan aile ve akraba- p bağlan ortadan kalkar. Çalışma ve iş yaşamında değişik ve İşni sorunlar ortaya çıkar. özetle bireyle toplum arasında şu nedenlere bağlı olarak çatışma olur. Toplumda geçerli olan değer yargılarından. Toplumsal durum, ekonomik durum ve sınıftan. Toplumsal kurumların düzeninden, Toplumsal kuruluşların düzeninden. Toplumda hızlı değişme olmasından. [/QUOTE]
Alıntıları ekle...
İsim
Spam kontrolü
Sarı kırmızı renkleri ile ünlü futbol takımımız?
Cevapla
Forumlar
Güncel
Kişisel Gelişim
Birey-toplum çatışması
Top