• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu yarışma düzenlendi. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada katilmanizi bekliyoruz...

Bir veda yazısıdır, iki nefes arası....

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Bir veda yazısıdır... Bu web sitesini bunca zamandır içimdeki sevinçleri ve üzüntüleri ; aşkları ve ayrılıkları dile getirmek için kullanıyorum. Yazdıklarımı beğenenler olduğu gibi beğenmeyenler de oldu.. Kiminiz yorum yazarak görüşlerinizi dile getirdiniz , kiminiz şöyle bir bakıp geçti...

çoğu zaman açık olmaya çalıştım bu sayfalarda, anlatmak istediklerimi anlatırken... Bir yazar veya edebiyatçı olmadığım için de anlatmak istediklerimi bazen de anlatamadım...

Son zamanlarda sizin de -ihtimal ki- hissettiğiniz biçimde karamsar ve genelde ayrılık üzerineydi tüm yazılanlar. Ve testi ancak ve ancak içindekini sızdırırdı...

Bu yüzden bir müddet kendi kabuğuma çekilmek istiyorum. çünkü, her önüne gelene aşık olduğunu zannedenlerden sıkıldım, çünkü ihtiraslarının adını sevda sananlardan sıkıldım, "ex aşkım" diye başlayan cümlelerden, günde onlarca kez söylenen "seni seviyorum" lardan bunaldım... Sevdiğine bir mektup bile yazmadan, sağdan soldan "sms için güzel sözler" diye aramadan sadece kendı duygularını içeren bir notu bir çiçeğe iliştirip sevdiğine göndermeden, gönderme ihtiyacı ve düşüncesini bulamadan başlamış ve bitmiş ilişkilerden sıkıldım, sıkıldım, sıkıldım...

Anlattığım şeylerin ve duygularımın boşluğunu derinden hissetmeye başladım. Bu yüzdendir ki bir müddet kendi kabuğuma çekiliyorum, daha sade bir yaşam sürmek ve yazılarıma bu elim duyguları daha fazla karıştırmadan...

Bu süreçte mail yollayarak beni motive edenlere teşekkür ederim. Bir çoğuna cevap yazmaya çalıştım. Cevap yazamadıklarım da haklarını helal etsinler...


Zaten tabiatı bile ayrılık üzerine kurmamış mı yaradan;
Yaprak düşer dalından, su iner bulutlardan;
Seviyorum derken bile ayrılır sözler dudaklardan.



MAVİ BİR ÖLÜM
Yine sana sesleneceğim
Senin kim olduğunu hiç bilmeden
Senin kim olduğunu en çok bilerek
İsyankar zambakların çılgın nilüferlerin
Dört nala açan kiraz çiçeklerinin
Dudak kıvrımlarına yoldaş olacağım
Sarı bir hüzün kızıl bir gurur
Ve siyah bir öfkeyle konuşacağım sana

Hüznü, gururu ve öfkeyi bilseydin keşke
Hüznün beni aşan taşkınlığını
Gururumun binlerce yıl önceden miras kalmış hoyratlığını
Öfkelerimin hiçbir zaman sona ermeyecek ve azalmayacak kararlılığını
Anlayabilseydin
Anlatabilirdim sana
Seninle yaşanan bir aşktan sonra
Ayrılığın ölüm bile olsa
Mavi bir ölüm olacağını...!

Ömer çelik

Not:Alinti
Cok Begendim sizlerle paylasmak istedim
 
Sana dair bir şiirdi altı üstü, yazarken de zoralnacağım bir kelime birikintisi. Şarkıların hüzünleri belki kelimelerimi boğan, beni yazmaya iten güç. Kim olduğunu bilmediğim bir Ferit ile karşı karşıyayım. Kendimden başka herşeyi düşünmeye başladığım bir ruh hali, mutluluğu perdelemiş, kendim de biraz sendelemiş haldeyim. Korktuğu başına gelir ya inasanın inanmak bile istemezsin ve zorla ite-kaka yaşamaya çalışmak. Nefes alışlarını, yürüyüşlerini, yuktunmalarını ve hatta göz kırpmalarını saymak saydıkça geçen zamanı farklı yorumlamak neye ve kime gore olayını tam oalrak yaşamak mıydı? Yaşamak mıydı?

Kim bilir, neye ve kime gore yorumları bir kenara da sensiz geçen zamanların sayısını ben unutmaya başladım, artık gel neredeysen... artık gel, gel de saymaktan vazgeçeyim. Yoruyor beni sensiz geçen zaman, saniyeler adedince yorulmak.. her saniyeyi yıllarca yaşamak. Yazmak da zor geliyor, artık başlamıştım. İşi gücü bıraktım, uykumu erteledim, açtım çakkıdı çakkıdı birşeyler, onlar da keyif ve mutluluk vermiyor. Tatsız bi sürü yemek yiyorum, tatsız bir sürü sıprayt, kola, kahve, su. Kırıklarını da aldıramıyorsun hiç birşeyin, hiç bir şeye...

Vazgeçmekten vazgeçmek bu olsa gerek. Yorgun görünüyorum, yorgunum.. Sever gibi yapmıyorum vakit varken.. evet bir kaç yaralı ruh bir kaç kola şişesi bendeki buydu... Birşey sevmeye değerse ölmeyede değer. Bir kaç uyku hapı bir kaç kıskançlık krizi işte.. Mutlu olmaya yetmiyor.. yetmez ki.

Bazı yaşanılanların güzel olması gerçeklerin acılığını da değiştirmiyor. Kime yazdığımı çok iyi bildiğim ve vermeyi düşünmediğim bu mektubu belki son kez görüşme anında vereceğim. Kimbilir o son görüşmeleri ertlemese de, ben çok tedirginim. Her harfinde ona bağlanmak her kelimesinde onda olmak.. nefeslerine ortak olup onu onda yaşamak kelimelerde ancak böyle oluyor. Belki bir cümle olabilmek içindi savaşmışlığım. Sayfalar adedince biz ve kitaplar dolusu hayatımız olması mıydı?

Bunlar vazgeçilmez değildi, alışkanlıktanda öte tabiiki. Sadece arzularındı. Beklenti olmuyordu ona dair, herşeyin ona gore şekillenmesimyidi ki içindeki tutsaklık. Kendinden bile vazgeçmiş içindeki sevdandan yüreğinden senden benden bizden....

Gidenmi suçludur her zaman? Ne zaman başlar ayrılıklar? Mutsuzluklar biter, ne zaman? Her geçen gün bir parça daha aldı götürdü bizden, aynı kalmıyordu hiç birşey yaşıyorduk kendiliğinden. Artık çözülsede ellerimiz, yüreğimiz birbirimizi incitmeden geçmek mümkünlük değildi. Kimdi giden, kimdi kalan? Dostuluklar biter ne zaman?

Aslında giden değil kalandır terk eden. Ne zaman başlar ayrılıklar, dostluklar biter her zaman...

Küçük bir an´a ait olmak için, nefes almak için, kanarken avuçlarım karşılıksız.. Üzerimde sevgimin sensiz geçirdiği günler.

Merhaba Sensizlik.


alinti :)
 
Herkes Gibi

Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
Onlardan kalbime sevda geçmiyor
Ben yordum ruhumu biraz da sen yor
çünkü bence şimdi herkes gibisin

Yolunu beklerken daha dün gece
Kaçıyorum bugün senden gizlice
Kalbime baktım da işte iyice
Anladım ki sen de herkes gibisin

Büsbütün unuttum seni eminim
Maziye karıştı şimdi yeminim
Kalbimde senin için yok bile kinim
Bence sen de şimdi herkes gibisin

Nazım Hikmet Ran
 
Acılarım olmasa sevemezdim seni

Güldü önce...
"Anlamıyorsun" dedi. Ya da demek istedi de diyemedi. Hissettirmemeye çalışıyordu ama elleri titriyordu. Söylemek istediği bir yığın şey vardı ama hiçbirini söylemedi. İhtimal ki o cümleyi kurmaya cesareti yoktu, "bana biraz süre ver" diyebildi sadece... Son görüşmeleri olacağını ikisi de bilmiyordu , ama öyle oldu. Bir daha hiç görüşmediler, görüşemediler. O şehri terkederken yazıyordu bunları. Şimdi elinde sadece anılar kalmıştı. Bir sigara daha yaktı otobüse binmeden önce, dilinde o şiir aklında anıları vardı...
 
her önüne gelene aşık olduğunu zannedenlerden sıkıldım, çünkü ihtiraslarının adını sevda sananlardan sıkıldım, "ex aşkım" diye başlayan cümlelerden, günde onlarca kez söylenen "seni seviyorum" lardan bunaldım... Sevdiğine bir mektup bile yazmadan, sağdan soldan "sms için güzel sözler" diye aramadan sadece kendı duygularını içeren bir notu bir çiçeğe iliştirip sevdiğine göndermeden, gönderme ihtiyacı ve düşüncesini bulamadan başlamış ve bitmiş ilişkilerden sıkıldım, sıkıldım, sıkıldım...


harikaydı...
 
Vazgeçmekten vazgeçmek bu olsa gerek. Yorgun görünüyorum, yorgunum.. Sever gibi yapmıyorum vakit varken.. evet bir kaç yaralı ruh bir kaç kola şişesi bendeki buydu... Birşey sevmeye değerse ölmeyede değer. Bir kaç uyku hapı bir kaç kıskançlık krizi işte.. Mutlu olmaya yetmiyor.. yetmez ki.


Küçük bir an´a ait olmak için, nefes almak için, kanarken avuçlarım karşılıksız.. Üzerimde sevgimin sensiz geçirdiği günler.

Merhaba Sensizlik.


:( emegine saglik
 
Geri
Top