Bir Kızdan Mesaj Bekleyen Erkek Ne Yapar?

BeReNN

Alyam?
Özel üye
mesaj-bekleme.jpg

E geldi bahar ayları, gevşedi gönül yayları…
Ne baharı yaza giriyoruz demeyin…
Bilen bilir bahar bana biraz geç geldi…

Haliyle etrafımda görüyorum gönüllere tabiat yürüdü…
Herkesin bir yüzü gülüyor…
Sıcak havalar da kendini iyiden iyiye hissetmesiyle kızlarımız,
Ardından da yiğit erkeklerimizin gönül kapıları ardına kadar açıldı tabi…
Herkes bir havalarda…
Yeni sevgililer, yeni heyecanlar…
Bahar ve yaz aylarında olduğu gibi erkek meclislerinin de konusu kadınlar oluyor bu mevsimlerde…
Diller yeni manitaları dostlara anlatmak için dönerken kişilerdeki değişimler de Çok Bilen Adam'ın gözünden kaçacak değil ya…
Özellikle yeni ilişkiye başlayacak hemcinsler çok komik…
Komik değil durumlar vahim…
Onlara baktıkça “ulan ben de mi böyleydim” demekten kendini alamıyor hakikaten…
Özellikle beyler;
Birazdan bu yazdıklarımda hadi lan ben böyle değilim diyen varsa bir adım öne çıksın…
Kızlar da bilhassa bizleri ne hale soktukları için gururlansın…
Şimdi size bir şeyler hatırlatacağım…
Sevgiliniz var, ya da yok…
Bu çok önemli değil…
Hafızanızı zorlayın…
Yeni bir ilişkiye başlama üzeresiniz…
Yeni tanıştınız, tanıştırıldınız falan…
O günlere dönelim şimdi…
Haliyle hatuna ulaşmak için o dönemlerde tüm iletişim araçlarınızı seferber ediyorsunuz…
Özellikle de SMS'ler canınız ciğeriniz oluyor…
Kızlar iyi okuyun…
Hani hep mesajlaşırken, mailleşirken karşınızdaki erkeği merak ediyorsunuz ya…
Alın size o erkek…
Hayır kendimden biliyorum bir yerde…
Bir kere hatundan o mesaj asla doğru zamanda gelmez…
Beklersiniz. Beklersiniz, beklersiniz…
Tuvalete gidersiniz, mesaj sesi gelir…
Hani Einstein demiş ya; “Güzel bir kadının elini bir saat tutmak bir saniye gibi gelir insana” diye…
İşte o mesajı beklerken mesajın gelmesi bir mevsim geçişi kadar sürer her zaman…
Hanımlar yapmayın etmeyin insan gibi hemen atın şu mesajları….
Mesaj bekleyen erkeğe saniyeler saat, dakikalar gün, saatler yıl gibi gelir vallahi…
Telefonun başına tüneyen abimiz her çalışta “aha geldi” diye uçar telefona…
Telefon o esnada her ihtimale karşı sessizden çıkartılır…
Ve erkek elinde o cihazla çok samimi bir etkileşime girer…
Gözler sürekli ekrandadır.
Bakarsın, bakarsın, bakarsın…
Ve o ekran boşluğu seni derin karanlığına çeker…
Dakikaların geçişine ekrandaki saat tanıklık eder…
İyice piskopata bağlarsın…
Telefon sürekli avuçlarının içindedir…
Ve o aura anında telefonun herhangi bir nedenden dolayı titremesi bünyede kalıcı bir hasara yol bile açabilir…
Tüm bekleyişlerinizin boşa çıktığı anda…
Sitem dolu sözlerinize “aa mesaj mı atacaktım” derse artık katil olmak için geçerli bir nedeniniz vardır…
Kim ne derse desin güzeldir de bir yerde…
Hani bazı durumlarda boşa kürek çektiğin apaçık meydandadır…
Poponla balık tutsan da olmayacaktır ya hani…
Eğer senin bekleyişin bu durumun bir parçasıysa eğer,
Boşuna tırnak kemirme birader!
Hay senin gibi telefonun ben demenin, caaanım cihaza eziyet etmenin de alemi yoktur…
Ama tam tersi durumlar da olabilir…
İş olacak gibidir…
Hoş bir sohbet bol bol muhabbet aşamasındasınızdır…
Ahan da işte o zaman o mesaj gelir…
Rahat olun kesin gelir…
En kel alaka yerdesindir, ama gelir…
Heyecan yaparsın, acele edersin…
Suratında manasız bir sırıtma peydah oluverir…
İşte böyle bir meyve veren bekleyiş bekleyişlerin en güzelidir…
Köpeğin olsun beklet dersin…
Bir de ruh hastası erkekler vardır…
Telefonun sesi açıktır…
Mesaj gelse sağır sultan duyarabilecek, gecenin bir yarısında tüm ev hakli ayağa kaldırabileceksindir istesen…
Ama erkek ruhudur bu… Söz dinletemezsin…
Heyecan ister…
Bilhassa mesaj sesi kapatılır…
Ruh hastasısındır artık çünkü…
Hayatında bir kadın vardır
(Vallahi bunu yapan çok var…Neyse…)
Telefon ters çevrilir… Batarya tavana ya da gökyüzüne bakmaktadır…
Işık yandı mı yanacak mı ben mi görmedim lan yoksa deyip, delirirsin…
Ve mesaj gelir…
Telefonu öper koklarsın, artık mutlusundur…
Aslında biraz da ince düşünürsen eğer
Otobüs durağında sadece otobüsün geldiği tarafa bakarak beklemeye benzer bu durum…
Gelmez… Gelmez…Gelmez…
Beklenen gelmedikçe, zaman geçtikçe daha sık bakmaya, stres olmaya ve inceden inceye sinirlenmeye başlarsın ki…
Canın bir sıkılırsa eğer…
Geçmez… Geçmiş olsun yani…
Aslında bu durum biraz da kabir azabıdır…
Sittinsene gelmeyen mesaj çürütür ömrünüzü…
Zaman geçtikçe halüsinasyonlar başlar…
Bir bakarsınız mesaj iletildi yazıyordur…
Tekrar bakarsınız yok olur…
Tam anlamıyla delirmişsinizdir…
Karşınızdaki de inadına ağır yazar sanki…
Alt tarafı gururumuzu okşayıp biryerlerimizi kaldıracaksın nedir bu triplerin diyesi gelir insanın…
Susarsın…
Cık diyemezsiniz…
Köpek gibi beklersiniz…
Mesaj gelirse yemen yumuşarsın…
O eski halinizden eser yoktur şimdi…
Ayrıyetten biraz da insan hayatındaki en zorlu bekleyiştir…
Bir o kadar da ümitsiz…
Kendi kendini yersin…
“Neden sana mesaj atsın” diye düşünürken, “Belki de o senden bekliyordur” dersin içinden…
Telefonla elin arasında sayamadığın kadar med-cezirler olur bu arada…
Bu önce onun yazmasını bekleme inadıdır…
Boşadır…
Olacağı varsa olacaktır…
Ama ne yazık ki bu bekleyişte mantık ruhun prangasındadır…
İki satır yazının hayati önemini gösterir bu bekleyiş…
Başka bir mevzuda mesela…
Mesaj gelmese açıp sorarsın…
İma edemesen bile merakın körelir…
Peki ya kara treni beklesen ya?
Ama…
Kara treni beklesen şair olursun…
Mesaj beklerken ise kanser…
Çok Bilen Adam
 
Top