Bir İnternetkoliğin İtirafları

k@LpSiz_K@fKéF

Forum Onuru
Evet arkadaşlar bugün size anlatacağım şey internet dünyası. Yani az çok hepimizin alışık olduğu bir şey. Bunlar tabii biraz benim yaşadıklarım-gördüklerim birazda genel şeylerdir. Neyse ben fazla saçmalamadan konuya dalış yapayım.

Evet internet… O geniş ucu bucağı olmayan alem. Bununla ilk tanışma faslımızı tam hatırlamıyorum. Ama ortaokulda falandım. Tabii ki o zamanlar böyle evlere girmiş bir şey değildi. İnternet kafeler meşhurdu. Kim o zamanlar bilgi edinim diyordu ki? Yemişim bilgisini… Direkt chat yapardık. Ne safmışız… Nick girmeyi bile beceremeyip internet kafe işletenleri az rahatsız etmedik. O zamanlar MSN denen şeyle tanışmadık. Deli gibi chat yapar ve eğlenmeye bakardık. Tabi o zamanlar ortaokul çocuğuyum ve yapacağım tek şey sallamak. Evet, açık yüreklilikle söylüyorum sallamak. Kim ortaokula giden bir çocukla konuşur ki? Chatte kız her zaman 1.72 sarışın 90-60-90 veee renkli gözlü :) Erkekse 1.85’in üstü, böyle atletik ve esmer olur. Kim sarışın erkek ister değil mi? Salla kardeşim benim. Burası sallama yeri. Ve bir gün chatteyim. MSN yok o zamanlar. Cep telefonu da şimdiki gibi ilkokul yaşına düşmemiş ve hala ciddi derecede kullanmayan sayısı var. Haa! Birde nedendir bilmem o zamanlar bir cep telefonuna karşı olma modası da var. Yani altınızda son model bir BMW ile gezip, cep telefonu kullanmazsanız o zamanlar sizi kimse yadırgamıyor. “Karşıyım böyle işlere” deyip kendinizce bir gizemli hava bile yaratabiliyorsunuz. Ev telefonunu kız vermez. Belki rahatsız edersiniz. Evet yapılacak tek şey yüz yüze görüşme. Yanlış duymadınız. Görüşeceksiniz. Ve bende öyle yaptım. O zamanlar 15 yaş var yokum ama chatteki yaşım 21 ve üniversite okuyorum. Bölümü hiç sormayın. Tabii ki işletme :) Karşımdaki kızda 1.75 boyunda, kumral, hafif bir kilosu var, yani Safinaz gibi bir şey değil ve aynı zamanda Akrep Nalan havası da yok. Yani ALLAH dersiniz… Geldik randevunun nerede ve ne zaman olacağına. Mekanı sen seç diyorum. Kıza kendini önemli hissettireceğim :D Mekan seçiliyor ve o zamanların modasında olduğu gibi bizde öyle yapıyoruz. Üzerimde şu olacak, bu olacak falan. Ve randevu geldi ama ben daha çocukum. Ama biraz eğlenmekten ne çıkar değil mi? Hemen arkadaşımı aldım ve buluşma yerine gittik. Evet orda bir kız gözlerini uzaklara daldırmış bekliyor. Aman Tanrım! Kız ne kumral ne de hafif kilosu var. Sıska… Hani sevişseniz kemikleri batar, esmer ve ufacık bir şey. Kandırıldım mı? Asla çünkü skor 1-1. Bende 21 yaşında değilim. Çocuğuz ve hava sıcak elimizde dondurma kıza sesleniyoruz. Merhaba abla ben Hakan!!!! Hehehe ablayı nasıl kandırdık değil mi? Ellerde dondurma tam bir velet havası. Kız hüsranda ve ağzında argolar….

Zaman ilerledi kafelerden taşar olduk ve internet evlerimize girdi. Tabii ki o zamanlar işler şuan ki gibi kolay değildi. Siz internete girdiğinizde telefon meşgul olurdu ve sürekli hat kopmaları… Kullanmakta bayağı bir pahalıydı açıkcası. Hani internet faturası yüzünden babamdan az azar işitmedim. Artık interneti evlerimizde biraz daha fazla keşfetmeye başladık. Ama hala en moda şey chatti. Zaten o zamanlar çok değişik tabanlı siteler fazla yoktu. Hani o mahur beste çalar, müjganla ben chat yapardık. Tam bir kızla muhabbeti ilerletmişsiniz ve bu sefer yaşınız doğru kimliğiniz doğru ama birden babanız tepenizde ve eşoleşek kalk onun başından. Şuna yoracağın aklı derslerine yorsan okul birincisi olursun… Bu sözleri duymayan özellikle erkek çocuğu var mı? Babalara birisi bu lafı dağıtmıştı ve bizde bu dağıtılan laftan nasibimizi aldık. Zaman ilerliyordu… Türkiye’de yeni bir moda başladı. MYNET… Evet artık bir kızla chat yaptınız ve ona güzel şiirler göndermek istiyorsunuz. Chat sitesinde buluşmaktan bıktınız. İşte imdadınıza MYNET yetişti. Özellikle o e-kartlar ne meşhurdu. Birbirimize gönderir ve gülerdik. MYNET hesabı olmayan bir kız/erkekle chatleşmek sadece zaman kaybıydı. Daha sonra yahoolar başladı. Eee İngilizce site abi. Buradan üyelik almak bile ayrı bir hava.

Siteler çoğaldı… Zaman hala ilerliyordu… Artık değişik sitelerle tanıştık. Forumlar, Videolar, Oyunlar, Eğlence, Arkadaşlık vesaire… Ama bir şey eksikti hala yaşamımızda. Ve büyük bir bing bang patlaması gibi bir şey oldu. MSN… Ağabeyciğim Tanrı sesimizi duydu. Bu MSN öyle bir şey ki, manitayla anında muhabbet ediyorsun. Resim koyuyorsun, şarkı yolluyorsun. Muhteşem bir şey. Deli gibi MSN aldık verdik.. Zaman ilerledi… Kameralı sohbetler yaptık. Abi manitayı anında görüyorsun. Bu şeytan icadı! Harika bir şey… Artık 1 tane MSN yetmedi. 2 3 4 5 ….. Her MSN de bir kimlik seçtik. Evet burası internet dünyası. Ne olmak istiyorsan onu seçersin. Gerçekler değil, yalanlar vardır burada. Anneni, babanı, çevreni, sosyal statünü gerçek yaşamda değiştirme şansın çok az. Ama burası internet. Yapman gereken tek şey, kendine güzel bir kılıf bulup giymek. Her şey sadece 1 TIK ötende… Baktın o kimlikten sıkıldın ressam ol, tiyatrocu ol, işadamı, öğretmen, öğrenci, bankacı, hemşire…. Burası senin hayal dünyan genç! Hayallerini gerçekleştir…

Artık her şey elimizdeydi. Canın futbol mu istiyor? Durma tıkla… Yemek mi yapamıyorsun? Hiç sorun değil… TIKLA… Her çeşit siteleri denedik. Bilgi edindik, sohbet ettik, oyun oynadık…. Siteler bize özel “Seks Partner”’leri çıkardı. Birileri her şeyi bizim için düşünüyordu. Bizim yapmamız gereken tek şey ise tıklamak… Google büyük icat… Yaz ve o senin yerine ne demek istediğini tahmin etsin. Bunu mu demek istediniz? Evet ağabeycim. Nerden bildin? Muhteşem icat değil mi? Bunu bir forum sitesinde yazıyorum diye demiyorum. Ama hala bana internet dünyasının en temiz yeri forumlar geliyor. Neden mi? Çünkü chatin o acemi insanı buralara uğramıyor. “Abi konu ekleyecekmişiz, rep falan diyorlar abi? Bozmasın bunlar bizi, damarımızdan Müslüm akar abi…” Evet neti az çok tarayıp yutmuş insan gelir buralara… Konular ekleriz, tartışırız, programlar öğreniriz vesaire… Neyse bunları da bitirdik. Çünkü artık forumlar genel kategoriden ayrıldı. Adult Forum, FanClub, Satanistler, Ateistler, Aleviler, Devrimciler, Ülkücüler, vesaire… Neyseniz oraya girin. Hey! Sen… EMO musun? Gel katıl bize. Burada hep senin gibi olanlar var… Bunları da bitirdik ve zaman hala ilerliyordu…

Her şeyi tanıdık. 2. bir bing bang oldu… FACEBOOK (Feysbuk)… Neden bu kadar tuttu? Çünkü burada bize ait resimlerimiz, akrabalarımız, sevgilimiz, eşimiz, ablamız, amcamız, dayımız… Burası bizim sanal değil, gerçek kimliğimizdi. Kişiyi öğrenmek için yapmamız gereken tek şey onu eklemek ve kabul etmesini beklemekti. Vaaay…! Yakışıklı çocuk ekleyim bari… Bu olmadı arkadaşını tavlarım. Arkadaş listesi yakışıklı… Hymmm kız hoşmuş. Ooo süper ilişkisi de yok, zaten aynı gruptayız. Facebook yonjalaşmasın, amele dolmasın… Deli gibi arkadaş edindik. Yine birileri bizim için bir şey düşünmeye başlamıştı. Sosyal gruplarımız oldu. Hem de bu gruplara çaba sarf etmeden ve kaba bir tabirle sadece k.çımızın üzerinde oturarak girdik… Birçokları listesinin yarısını tanımıyordu. 450 arkadaş? 10’u liseden, 20’si normal arkadaş 8-9 akraba… Gerisi… Sosyalleştik… Sosyalleştikçe hızla tükettik. TWİTTER… FRİENDFEED… Güzeldi aslında Facebook maceramız. Liseden ve hatta ilkokuldan bir çok arkadaşımı buldum. Düşünseniz de… Henüz sümüklü bir çocukken tanıdınız onu. Aynı kişiye öğretmenim deyip tebeşir savaşı yaptınız, kızların saçını çektiniz… Tanımadığınız akrabalarınızı keşfettiniz. Telefonlar alındı… Görüştünüz… Ama zevki bitti… Artık hedefinize ulaştınız. Görüşmek istediğiniz herkesin telefon veya MSN’ini alıp görüştünüz. Değişik bir şey kalmadı. Sıkıldık… Hızla tükettik… Şuan tanıdığım arkadaşlarım tek tek iptale gidiyor hesabını… Çünkü tükettik… O zevkli macerada artık bize değişik gelen bir şey kalmadı.

Gel zaman git zaman oldu… ADSL hayatımıza hızlı giriş yapmıştı bile… Artık internetsiz ev, tuvaletsiz bir ev oldu. Herkes deli gibi internete yazılmaya başladı. Şuan en azından benim çevremde evinde internet olmayan tek bir kişi bile yok. 3G :)… Telefonlardan facebook, msn, twitter, youtube… Tüm sitelere girer olduk. Vee yine birileri bizim için çok düşündü. İnternette VINNNNNNN…. Tak LapTopa gir nete… Evet her yerde ve her şartta artık internetimiz oldu… Dünyanın en önemli iletişimi haline geldi. Mesela büyük bir firmanız var. Reklam yaptınız ve satış üzerine bir firma. Müşteri soruyor. Online satışınız var mı? Yok demeniz biraz para kaybetmenize neden olur. Hatta tamam konuyu ufak almayacağım. Tamamen para kaybı… Artık internete hayır diyemezsiniz. İnternete hayır, hayatınıza hayır demektir. İlk ÖSS puanı alışını hatırlayan var mı? 900’lü numaralar… Kuzenim sınava girdiğinde o numarayı düşürmek için ne uğraşmıştık. Ama artık sadece 1 TIK ötenizde. Hayatımız kolaylaştı. Ne ararsak bulduk. Mağazalarda artık deli gibi dolanmayıp kıyafet seçtik, müzik indirdik (yasal olmasada), videolar izledik…. Aklınıza gelen her ne varsa buna ulaştık.

Evet… Önümüze ne çıkarsa denedik… Denedik… Denedik… Denedik… Denedikçe eğlendik, eğlendikçe keşfettik, keşfettikçe daha da çok eğlendik ve gel zaman git zaman büyük sitelerden dünyaya sesimizi duyurduk… İnternet… Bu büyülü dünya… Teyzelerimize ve amcalarımıza göre “Şeytan İcadı” olan bu büyük dünyadaki yerimizi aldık. Her şey bu dünyada o kadar hızlı gelişti ve biz o kadar çok doyduk ki her şeye artık değişik olan hiçbir şey gerçekten ilgimizi çektiği için değil sadece sanal bir kariyer için oldu. “Aaa facebook hesabın yok mu? Ne demek MSN kullanmıyorum.” Ne kadar acı değil mi? Şuan bu yazıyı okuyacak kadar nete hakim olan, google da bir şey ararken karşısında bu siteyi gören kişiye sesleniyorum…. MSN kullanmıyor musun? “Ya ben evliyim de eşim kızarda bilmem ne de…” Bırak dostum ayak oyunlarını. Vermek istemiyorum de bitsin. Ama kullanmıyorum demen ayıp oluyor ;)… Artık kullanmamanız kaçınılmaz… Siz bir yerlere kaçsanız da o sizi bulur, merak etmeyin… Bu dünyayı nasıl ve hangi amaçla kullanacağız sizin elinizde. Ama kullanmaktan kaçınmak, yapabileceğiniz en büyük aptallık. Neden sesinizi milyonlara duyurma şansınız varken kaçasınız? Neden birileri işlerinizi kolaylaştırırken siz ille de zoru seçesiniz ki?

Peki ilk chatle başlayan yolculuğumuzda ne değişti? Kök olarak hiçbir şey… Facebooklar msnler… Hepsi sadece bizim chatleşmemizi sağlayan ileri teknoloji ürünleri… Hiçbir şey değişmedi. Bizler hala özünde chat yapan milletin evlatları olarak kaldık… Birilerini hackledik birilerini kekledik… Facebooktan resimleri çalınan var mı? Sizin hesabınızla başka sitelerde cirit atan oldu mu? Neden çalarlar derseniz cevap yine gayet basit… Chat… Resimlerinizi başka yere koyar ve gelsin kızlar/erkekler… Sanırım gerçekten internet ortamında görmediğim, yapmadığım hiçbir şey kalmadı… Ve gerçekten doyum noktama ulaştım… Artık sohbet sitelerinde 1 kız için köpek olan erkeklere, okeyde kızla konuşacağım diye alttan alan yalaka erkek müsveddelerine tahammül sınırım kalmadı. Aynı şekilde yakışıklı biri görünce ağzının suyu akan, muhabbeti iyi diye her şeyi alttan alan ve hatta aşağılansa bile “KiKiKi” gülen kız müsveddelerine tahammül edemiyorum. Masumane başlayan o kafelerdeki chat ortamından bu güne kadar olan her şeyi tüketim. Tükettim ve doydum… Gizlilik şart diyebileceğim bir ortam burası… Çünkü birileri bizim işimizi kolaylaştırmaya çalışırken, yine birileri bizim özümüzü öğrenerek yapabilecek tüm kötülükleri yapabiliyor. Seks sitelerinde resimleri gezen, facebookta resimleri çalınıp başka bir facebook hesabıyla kız listesini kabartan, msn i hacklenen, banka hesabı giden, karısını/kocasını aldatan… Her türlü insanı tanıdım… Başımıza gelmez demeyin ;)

Evet 2 msn adresim var. Birisi kötü işler diyelim. Hani o biçim muhabbetler işte.(Bir zamanlar msn de rekor yaptım 40 50 60… Dağıttım hepsini. Nedenini bende bilmiyorum. Bu kadar Msn niye?) Bir foruma(veya paylaşım yeri diyelim çekici oluyor) üyeyim. Youtube vazgeçilmezim. Eski facebook kullanıcısıyım. Twitter ve friendfeed e arada bir bakarım. Dünyanın yeni çılgınlığıymış :) Bakmamak ayıp olur. Google giriş sayfam. Eski blog yazarıyım. Kötü sitelerde gezerim. Dışlayın beni !!! :). Bulduğum kötüleri, kötü msn adresime eklerim. FanClub’tan atılan bir üyeyim. Çoğu yerden BANlaştırılan kişilik…Sanatçıların resmi WEB sayfalarına girerim ve düşüncelerimi yazarım. Onlarda biliyorsunuz artık internet üzerinden hangi klibi çeksem diye anket oluşturur. Günlük gazete takibine alışamadım bir tek. Gazetenin o havası nedense bir başka oluyor. Ama yazarlara maille ulaşıyorum.Bazen hızımı alamıyorum eklenen bir habere yorum yapıyorum. Orkuta üyeyim. Dilini bile bilmediğim kız beni arkadaş ekliyor. Garip… Ha mynet okey favorim. Bende bir internet kullanıcısıyım… Bu yazdıklarım bunları kullananları aşağılamak veya kınamak amacıyla yazılan şeyler değil… Bunları sadece bir internetkoliğin anıları olarak görün ve kendinize çok dikkat edin. Kötü olmaya gayret etmeyin. Kim bilir uslu ve akıllı bir çocuk olursanız belki şirinleri bile görebilirsiniz ;)


Ekleyin Kızlar
“DayanılmazYakışıklı@ZartZortmail.com”

Bilmem Anlatabildim Mi?

Saygılarımla…
Burak Öztürk
 

Mavi Gül

ѕση_¢ıqℓıк
Özel üye
güzel bir yazı orta okulda sen kadar şanslı deildim okulda 1 pc vardı 3 öğrenci bir pcnin yüzüne bakardık netide yoktu meretin :D paintte şekiller çizip dururduk :D cafede yoktu demek sizin oralara çabuk düsmüs :D chat olayına bir kez girdim elin adamı nüfus memuru gibi sorguya çekti sinirlendim sevgilerimi ilettim çıktım sonrada girmedim yok nerelisin ne iş yaparsın biraz abaza yurdu yerler gibi geldi sarmadı beni nete takılış amacım online oyun tutkunu olmam ve forum tutkunu olmam netin zarar olarak zararını daha görmedim zaman kaybı olarakda görmüyorum neticede boş vakdimi ayırıyorum ama okuduğum bir haberde falanca tarihde net alemi gümleyecek buda firmaların sanal sonu olacak diyordu açıklamasınıda yapmıstı trafikler dolacak falan diye bilmiyorum ne kadar doğru ama öyle bir şey olursa ciddi anlamda büyük bir kriz yasanır dünyada her şeyimiz net devletimiz net elektrğimiz suyumuz hatta büyük firmaların cari hesapları muhasebeleri bile net :D elimiz ayağımız oldu ama netten tek üzüntüm eskiden bize kütüphane araştırma ödevleri verilirdi o ayrı bir tat gerçekten o kitapların kokusunu her zaman sevmişimdir bekletilmiş yıllanmış kitap kokusu raftan alıp sayfalarından o kokuyu içine çekmek bile güzeldi. ama şimdi net geldi öğrencilik bozuldu :D kütüphanelere kaçımız üyeyiz kaçımız haftada en azından 2 defa gidip o yıllanmış kitapları açıyor :)
 

k@LpSiz_K@fKéF

Forum Onuru
güzel bir yazı orta okulda sen kadar şanslı deildim okulda 1 pc vardı 3 öğrenci bir pcnin yüzüne bakardık netide yoktu meretin :D paintte şekiller çizip dururduk :D cafede yoktu demek sizin oralara çabuk düsmüs :D chat olayına bir kez girdim elin adamı nüfus memuru gibi sorguya çekti sinirlendim sevgilerimi ilettim çıktım sonrada girmedim yok nerelisin ne iş yaparsın biraz abaza yurdu yerler gibi geldi sarmadı beni nete takılış amacım online oyun tutkunu olmam ve forum tutkunu olmam netin zarar olarak zararını daha görmedim zaman kaybı olarakda görmüyorum neticede boş vakdimi ayırıyorum ama okuduğum bir haberde falanca tarihde net alemi gümleyecek buda firmaların sanal sonu olacak diyordu açıklamasınıda yapmıstı trafikler dolacak falan diye bilmiyorum ne kadar doğru ama öyle bir şey olursa ciddi anlamda büyük bir kriz yasanır dünyada her şeyimiz net devletimiz net elektrğimiz suyumuz hatta büyük firmaların cari hesapları muhasebeleri bile net :D elimiz ayağımız oldu ama netten tek üzüntüm eskiden bize kütüphane araştırma ödevleri verilirdi o ayrı bir tat gerçekten o kitapların kokusunu her zaman sevmişimdir bekletilmiş yıllanmış kitap kokusu raftan alıp sayfalarından o kokuyu içine çekmek bile güzeldi. ama şimdi net geldi öğrencilik bozuldu :D kütüphanelere kaçımız üyeyiz kaçımız haftada en azından 2 defa gidip o yıllanmış kitapları açıyor :)

Kanka yapma beh şimdi net olmazsa kütüphaneye gidecekmiydin :D:D
Ben dönem ödevlerinde giderdim sadece :D Netin kötü yanlarına gelince gördüm aslında... Ama dediğim gibi kaçmakda yapılacak en büyük aptallık;)
Ortaokulda net cafeler çok meşhurdu sizin oralara geç gelmiş demek. Bizde ortaokulda okulumuzda nette yoktu, bilgisayarda :D
 
Top