Bir İman Hakikati: Sivrisinek

ZeyNoO

V.I.P
V.I.P
Allah'ın sonsuz ilmiyle yarattığı her varlık insanlar için bir düşünme ve Allah'ın varlığını anlayabilme vesilesidir. Zira canlılar arasında düşünme yeteneğine sahip tek varlık insandır. Düşünen insan ise Allah'ın varlığını ve gücünü Zahir (aşikar olan) sıfatıyla anlayabilir. Allah'ın varlığının delilleri düşünebilen her insanın rahatlıkla tespit edebileceği kadar aşikardır tüm evrene yayılmıştır. Bir insanın Allah'ın varlığını kavrayabilmesi için sadece içinde bulunduğu ortamı dikkatli bir gözle incelemesi bile yeterlidir. Çünkü bütün kainat yaratılış delillerini gözler önüne seren detaylarla doludur.

Çevremizde devamlı gördüğümüz bir canlı üzerinde düşünelim: Sivrisinek. Sivrisineklerin kan emme tekniği son derecede kompleks bir sistemdir. Bilindiği gibi sivrisinekler insan damarını büyük bir ustalıkla bulurlar. Sivrisinek avını bulabilmesi için üstün bir sistemle donatılmıştır. Bu sistem ısı gaz nem ve çeşitli kimyasal maddelere duyarlı reseptörler içerir. Bu sayede sivrisinekavının yerini karanlıkta çok kolay tespit eder. Isıya hassas algılayıcılar kullanmak günümüz askeri teknolojisinde de sık sık kullanılan ve özellikle karanlık ortamlarda oldukça etkili olan bir yöntemdir. Sivrisineğin vücudunda da çok hassas bir ısı algılayıcısı vardır. "Tarsi" adı verilen bu organ sivrisineğin ön ayaklarında bulunur. Bunlar bir vücuttan gelen ısı dalgalarını keşfettiklerinde sivrisinek adeta ona doğru çekilir ve hiç yanılmadan hedefine ulaşır. Dahası damarlar dokulardan daha sıcak olduğundan sivrisinek bu ısı algılayıcısı sayesinde derinin altında kanın yoğun olduğu bölgeleri de kolaylıkla bulur.

Avını bulan sivrisinek ağız bölgesinde bulunan bir çift alet yardımıyla delmek için en uygun olan noktayı bulur. İlk delme işlemi alt ve üst çene tarafından yapılır. Hortumun içinde bulunan 4 kesici bıçak deriyi derinlemesine keser. Sivrisinek açtığı delikten içeri uzattığı tüp yardımıyla kanı emer. Bu tüp sayesinde küçük bir kan damarına girip kanı doğrudan buradan içebilir. Fakat bu noktada sivrisineği bekleyen bir problem vardır; insan vücudunun bir savunma mekanizması devreye girer: Akan kanın durdurulması yani pıhtılaşma. Kanın pıhtılaşması ise sivrisineğin kanı emememesi demektir. Buradaki problem sivrisineğin vücudunda ürettiği özel bir salgı sayesinde çözülür. Sivrisinek kesici bıçaklarından birisinin içinden yaraya pıhtılaşmayı engelleyen bir salgı enjekte eder. Bu salgı "anti coagulant" (pıhtılaşma engelleyici) özellikte bir enzim içerir. Böylece kandaki enzim etkisiz hale getirilir ve pıhtılaşma durur. Bu salgı sayesinde sivrisinek kurbanına lokal anestezi yapar. Kestiği bölgeyi uyuşturur. Bu sayede kurban derisinin kesildiğinin ve kanının emildiğinin farkına varmaz. Deride alerjik reaksiyona dolayısıyla da kaşınmaya neden olan şey de işte bu salgıdır.

Sivrisineğin kan emme işleminde özet olarak anlatılan bu özellikleri düşünecek olursak aklımıza şu sorular gelecektir: Sivrisinek avının yerini tesbit edecek sistemi kendi vücudunda kendisi mi geliştirmiştir? Avının vücudunda pıhtılaşma olacağını nereden bilmektedir? Bu probleme karşı bir kimya profesörü gibi pıhtılaşmayı engelleyecek maddenin formülünü nerden bulmuştur ve bu maddeyi nasıl üretmiştir?

Açıktır ki sivrisinek aslında bunların hiçbirini kendisi yapamaz. Ne bunun için gerekli akla ne kimya bilgisine ne de salgıyı üretecek "laboratuvar" donanımına sahiptir. Onu bu özellikleriyle beraber yaratan tüm varlıkların Yaratıcısı olan Allah'tır. Düşünen insanlar için tüm canlılar Allah'ın apaçık varlığının delilleriyle doludur. Allah Kuran'da sivrisineğe şöyle dikkat çeker:

"Şüphesiz Allah bir sivrisineği de ondan üstün olanı da (herhangi bir şeyi) örnek vermekten çekinmez. Böylece iman edenler kuşkusuz bunun Rablerinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler; inkâr edenler ise "Allah bu örnekle neyi amaçlamış?" derler. (Oysa Allah) Bununla birçoğunu saptırır birçoğunu da hidayete erdirir. Ancak O fasıklardan başkasını saptırmaz." (Bakara Suresi26)
 
Top