• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

Bilgisayar Sözlüğü

cırcırböcee

V.I.P
V.I.P
A

A+: Bilgisayar sektöründe geçerli bir sertifika. Sertifikayı alabilmek için belirli bir sınavın geçilmesi zorunludur. Sınav yazılım ve donanım olmak üzere iki bölümden oluşur. Başarılı olunursa Microsoft' un ki gibi bir sertifika verilir. Bu sertifikanın birçok sektörde geçerliliği vardır.

A/UX: Apple Macintosh'lar için geliştirilmiş bir Unix işletim sistemi.

ABACUS: üzerinde bir çubuğa sıralanmış, sağa sola kaydırılabilen toplar bulunan hesap makinesinin temeli sayılan bir alet. Kendi başına hesap yapmasa da sayılan sayıları insanlara hatırlatarak hesaplamaya yardımcı olur.

ABORT: işletim sistemi üzerinde program çalışırken doğal olmayan bir sebepten programın durması veya durdurulması. Sonuç olarak program ya da işletim sistemi bir hata mesajı verir. Hata mesajının üzerinde devam, programı kapat seçenekleri vardır.

ACCELERATOR BOARD: Bilgisayarınızı hızlandırmak için takılan kart. Bu kartların işlevi, bilgisayarın CPU'sunun üzerindeki bazı işleri alıp kendi üzerlerinde çalıştırmasıdır. Böylece CPU'nun yükünü hafifletip bilgisayarınızın performansını arttırırlar.

ACCESS: Bir bilgiye, belleğe, diske, CD-ROM'a vb. erişmek.

ACCESS CODE: Erişim kodu. (şifre)

ACCESS TIME: Erişim için geçen zaman.

ACCESS POINT: WAN'larda telsiz sinyallerinin güçlendirilmesi ve paylaştırılması için kullanılan bir araçtır. Kablolu LAN'larda HUB'lara benzer biçimde, ACCESS POINT'ler de, veri paketlerinin telsiz ağlarda paylaşımını sağlar. Access Point'ler sinyalleri güçlendiren ve daha uzak mesafelere ulaştırılmasını sağlayan Repeater görevini de görür.

ACCESS PRIVILEGES: Giriş izni. Bilgisayar üzerindeki dosyalara giriş ve dosyalar üzerinde değişiklik yapmak için kullanıcılara tanımlanan haktır.

ACCOUNT: Hesap. işletim sistemlerinde bir kişi adına açılan kullanıcı adı ve giriş şifresidir. Ayrıca kişinin erişim hakları ve kullanım ile ilgili diğer bilgilerinin kaydedilmesi için de kullanılabilir.

ACLS (Access Control Lists): Geçiş kontrol listeleri. Ağ üzerinden transfer edilen verilerin kimden geldiği, kime gideceği ve verinin büyüklüğü gibi kriterlerinin tutulduğu listedir.

ACRONYM: Kısaltma. özel isimlerin kısaltılması baş harflerini birleştirerek yapılır. örnek: ACLS (Access Control List)

ACTIVE: Aktif. işletim sistemlerimizin üzerinde kullanımda olan programların ve dosyaların durumlarını belirtmek için kullanılır. örnek: ICQ programı açık ve kullanılıyorsa o anda ICQ programı aktif demektir.

ACTIVE MATRiX: Sıvı kristal ekran teknolojisi. Genellikle taşınabilir bilgisayarların ekranlarında kullanılan teknolojidir.

ACTIVE-X: Microsoft firmasının hazırladığı işletim sistemlerinde Java dili gibi internet üzerinde çalışan programlar hazırlamak için kullanılan gelişmiş bir program geliştirme dilidir.

@ (AT iŞARETi): Bu işaret klavyede Q tuşu ( F klavyede F tuşu) ve ALT GR tuşlarına birlikte basılarak yazılır. En yaygın kullanıldığı yer e-mail adresleridir, kullanıcı ve elektronik postanın gideceği posta sunucusunun adlarının birbirinden ayrılmasına yarar. örnek; yardim@chip.com.tr

ADA: Amerika Birleşik Devleti Savunma Bakanlığı tarafından geliştirilmiş eski bir programlama dilidir.

ADAPTER: Uyum sağlamayan iki bağlantı çeşidi ya da cihazı birbirine bağlanmak için gerekli olan ara cihazdır.

ADC (Analog Digital Convertor): Gelen anolog sinyalleri alarak dijital sinyallere çeviren cihazdır.

ADD-IN: işletim sistemine veya işletim sistemi üzerinde çalışan bir programa eklenebilen yardımcı programlara verilen isimdir.

ADD-ON: işletim sistemi veya işletim sistemi üzerinde çalışan programların özelliğini arttırmak için, bilgisayar üzerine kurulan programlara verilen isimdir.

ADDRESS: Ulaşılmak istenen bilgi, bölüm, kayıtın bulunduğu yeri ifade eder . internet üzerinde üç farklı adres kullanılır: e-posta adresi, mac adresi, ip ya da internet adresi.

ADMINISTRATIVE DOMAIN: Yönetsel alan. Tek bir kişi, birim, sistem tarafından yönetilen alandır.

ADMINISTRATOR: Sistem yöneticisine verilen ad. Sistem birçok makineden oluşturulmuş bir ağ veya tek bir makine üzerinde olabilir. ADMINISTRATOR sistemin geliştirilmesi ve sorunların çözümünden sorumlu kimsedir.

ADN/Advanced Digital Network: 56 Kbps leased-line lar için kullanılan bir ağ çeşididir.

ADS/AUTOMATIC DRIVER SIGNING: Otomatik Sürücü Atlama. Windows tabanlı işletim sistemlerinde başlangıçta bilgisayar kilitlenmesi yaşanan durumlarda kilitlenmenin sebeplerini belirler. Bu sebepleri işaretleyerek bir sonraki başlangıçta sorunları atlanmasını sağlar.

ADSL/Asymmetric Digital Subscriber Line: Asimetrik Sayısal Abone Hattı. Standart telefon hatlarını kullanarak yapılan dijital haberleşme teknolojisi. Servis kalitesi merkeze olan uzaklığa göre deyişim gösterir. Bu tip hatlarda download ve upload hızı farklı olabilir.

ADVENTURE: Macera oyunlarına verilen isimdir.

AF/Auto Focus: Bu özellik kameralarda netliğin otomatik olarak sağlanması için kullanılır.

AGENT: internet üzerinden istediğiniz bilgileri otomatik olarak toplayabilen bir programdır. Bilgisayar başında olmanıza gerek kalmadan sizin yerinize bilgileri toplar.

AGGREGATE: Toplu işlem. işletim sistemlerimiz veya programlarımız üzerinde tek bir değerle değil bir grup değer üzerinde çalışan işlemlerdir.

AGP/Accelerated Graphics Port: üç boyutlu grafik kartlarından daha fazla verim alınması için Anakart firmaları tarafından üretilen bir bağlantı birimidir.

AIX: Unix tabanlı bir işletim sistemi.

ALDUS PAGEMARKER: Masaüstü yayıncılık programlarından biri. Bu programla oluşturduğunuz grafikler üzerinde kolayca değişiklik yapabilirsiniz.

ALGORITHM: Bilgisayarınız üzerinde sorunları çözmek için belirlenmiş kurallar ve işlemler topluluğuna verilen isim.

ALIAS: Takma isim. Uzun ve hatırlaması zor isimler yerine kısa ve hatırlaması kolay isimler tanımlamak.

ALIASING: Bilgisayar ekranında gördüğümüz çizgiler, eğriler ve simgelerin kenarlarının tırtıklı gözükmesine ALIASING denir. Ekran çözünürlüğünü yükselttikçe bu bozulmalar azalır.

ALLOCATE: Bir bilgisayar üzerinde RAM ve sabit diskin tamamını veya bir bölümünü ileride kullanmak için ayırmak. Genelde programlar bu işlemi kullanırlar.

ALIGNMENT: Kelime işlem ya da masaüstü yayıncılık programlarında metnin kenarlara yanaşık olma durumunu belirler. Sağa, sola yanaşık veya ortalanmış olabilir.

ALPHA: Dijital firması tarafından üretilen 64bit bir işlemci türüdür.

ALPHANUMERiC: Rakam, kelime ve özel sembollerden oluşmuş karakter topluluğu.

ALT KEY: PC'lerde kullanılır. Alt key tuşu başka bir tuşla birlikte basıldığında programların özelliğine göre değişik işlevler görür.
AMD: Intel'in ardından dünyanın büyük ikinci PC işlemci üretici firmasıdır.

AMiGA: Commodore firması tarafından üretilen genelde oyun amaçlı kullanılan bilgisayar. Günümüz standartlarının altında bir bilgisayar.

ANALOG: Devamlı değişken bir akış halinde bulunan verilere "analog" adı verilir. Bilgisayarlar doğrudan analog veriyi işleyemezler, gelen analog verileri dijitale çeviren arabirimlerin kullanılması gerekir.
ANCHOR: HTML dosyalarının içinden başka bir sayfaya ya da başka bir bölgeye geçmek için kullanılır. Altı çizgili mavi metin şeklinde görüntülenir.

ANIMATION: Kullanıcının ilgisini belli bir yöne yöneltmek için yapılmış, grafiklerin belirli bir düzene göre canlandırılması işlemi .

ANNOTATION: Doküman üzerine, dokümana zarar vermeden eklenen not. Bu notlar doküman hakkında bilgi vermek için koyulabilirler.

ANSI/AMERiCAN NATIONAL SKYLINE INDUSTRIES: Amerika Ulusal Standart Enstitüsü. Bilgisayar ve iletişim gibi birçok alanda A.B.D. standartlarını belirleyen kurum. Bu standartlar ANSI standartları olarak da bilinir.

ANTI ALIASING: 3D grafik kartlarında grafik işleme tekniklerinden birine verilen isimdir. özellikle gelişmiş üç boyutlu oyunlar gibi yüksek grafik detay seviyesine sahip programlarda sıkça kullanılan bu yöntem, ekranda beliren görüntünün daha doğal olması amacıyla geliştirilmiştir.

ANTi GLARE SCREEN: Bilgisayar ekranlarının çevreden aldıkları ışığı yansıtmasını önlemek için kullanılan yansıma önleyici bir filtredir.

ANTi RADIATION SHIELD: Bilgisayar ekranlarının yaydığı elektromanyetik dalgalardan korunmak için filtredir.

ANTi ViRüS PROGRAM: Bilgisayarı virüs denen zararlı programlara karşı korumak için üretilmiş yazılımlardır. Bu programlar diskinizi tarayarak virüsten etkilenmiş olan dosyalarınızı bulurlar. Daha sonra bunları ya tamamen silerek ya da eski sağlam hallerine döndürerek sistemi virüsten arındırırlar.

ANY KEY: Bilgisayarın klavyesi üzerindeki herhangi bir tuş.

API/Application Programming Interface: Bir programın diğer program ve işletim sistemleri ile etkileşimini sağlayan arabirim. En çok kullanılan WIN32 API'sidir.

APP: Bkz. Application.

APPEND: Metin belgelerinin birbirleri sonuna eklenmesi işlemidir.

APPLE MACINTOSH: Apple firması tarafından geliştirilmiş bir tür bilgisayardır, aynı zamanda MAC olarak da adlandırılır. Bu bilgisayarlar çok yaygın olarak kullanılan PC türü cihazlarla uyumlu değildir ve kendilerine has yazılımları vardır.

APPLET: internette HTML sayfası içine yerleştirilmiş küçük JAVA programlarıdır.

APPLETALK: Apple bilgisayarlar arasında iletişimi sağlamak için yapılmış bir protokol.

APPLICATION: Bilgisayar üzerinde yapılan uygulamalara verilen isimdir.

APPLICATION LAYER: Uygulama katmanıdır. Bu katman OSI/Open Systems Interconnection modeline göre yedinci katmandır. E-mail ve dosya transferi gibi işlemlerde otomatik olarak kullanılır.

APPLICATION SERVER: Uygulama sunucusu. Uygulamaları ağa bağlı diğer istemcilerin kullanımına sunan sunucudur.

ARCHITECTURE: Bilgisayarlar ve ağlarda genel yapıyı, elektronik bileşenleri, bilgisayarın iç yapısı ve işletim sistemlerini belirler.

ARCHIE: istediğiniz bilgileri internet üzerinde arayıp bulan ve bu bilgileri düzenleyen bir program. Eskiden sadece ftp arşivlerini tarayabilen Archie şimdi tüm internette arama yapabiliyor.

ARCNET: Bir ağ tipi. Bu ağ içinde en fazla saniyede 2,5 Megabit hıza ulaşılabilir. Günümüz teknolojisine göre yavaş bir ağ tipidir.

ARGUMENT: Argüman. işletim sistemi veya işletim sistemi üzerindeki programların içindeki fonksiyonlara verilen değer ya da isim.

ARP/Address Resoluion Protokol: internet ve ağ üzerinde göndermek istediğimiz paketlerin IP adreslerine doğru dağıtılmasını sağlayan bir iletişim protokolüdür.

ARPANET: internetin temeli sayılabilecek dünyanın ilk ağının ismi. ilk olarak Amerikan ordusuna hizmet vermek üzere kurulmuştu. Daha sonra diğer ağların gelişmesi ve büyümesi ile tamamen hizmet dışı kaldı.

ARROW KEYS: OK tuşları. Bilgisayar klavyesi üzerinde bulunan sağ, sol, yukarı, aşağı tuşları.

ARTIFICIAL INTELLIGENCE: Yapay zeka. Bilgisayarlarımızın insanlar gibi düşünmesi ve davranması için yapılan çalışmaların tümüne verilen isim.

ASCENDING ORDER: Bir verinin küçük değerden büyük değere doğru sıralanması. Sayılar 0'dan 9'a doğru, harfler A'dan Z'ye doğru sıralanır.

ASCII/American Standard Code for Information Interchange: Bu koda göre dünya çapında kullanılan hemen hemen tüm harf ve sembollere bir değer atanmıştır. Böylece farklı bilgisayarlar arasında bilgi alışverişi yapılırken ortaya çıkması muhtemel karışıklıkların önüne geçilmesi hedeflenir.

ASP/Active Server Page: Bir tür programlama dili. Daha çok sunucu taraflı teknolojilerin kullanılmasına imkan sağlar. ASP ile yapılan ifadeler çalıştırılınca, sonuç çalıştıran kişiye HTML biçiminde gönderilir.

ASPECT RATIO: Bilgisayar üzerinde yapılan grafik işlemlerinde grafiğin yatay ve dikey ölçülerinin birbirlerine oranı. Bu oranın korunması grafiğin bozulmaması için önemlidir.

ASSEMBLER: Kurulu olduğu işletim sistemi üzerinde, işletim sisteminin doğrudan çalıştırabileceği programları üreten bir yazılım dilidir.

ASSIGN: Atama. Bilgisayar üzerinde bir alana veya değişkene değer atanması. örnek, Excel programında A1 hücresine istediğiniz bir değeri ASSIGN edebilirsiniz .

ASSOCIATE: ilişkilendirme. Bir dosya tipini bir program ile bağlama. örnek : *.avi dosyasını
Windows Media Player ile ilişkilendirebilirsiniz.

ASTERiSK: Yıldız şeklindeki simge. Bilgisayar üzerinde birçok işlevi vardır. Hesap makinesi, programlama, elektronik tablolarda kullanılır.

ATM (Asynchronous Transfer Mode ): Yüksek hız ve kalitede veri aktarımı için kullanılan teknoloji. Daha çok ses ve görüntü iletimi için kullanılır.

ATTRIBUTE: çeşitli programlarda, kullanılan kontroller için verilen parametrelerdir. Bazı parametrelere değişik karakterlerde değerler verilebilir. Bazıları ise olduğu gibi kullanılırlar.

AUDIO CARD: Ses kartı. Bilgisayar üzerinden ses dosyalarının dinlenebilmesi için gereken kart. Bu kartlar anakartın slotlarına takılı ya da anakart üzerinde de ( On Board ) olabilirler.

AUDIT TRAIL: Sistem içindeki kullanıcıların belli zaman içinde kullandıkları kaynakların ölçülmesi için bu kaynakların kayıtlarının tutulması işlemidir. örnek: Sistem içindeki kullanıcıların bilgisayarları üzerinde yaptıkları değişiklerin kayıtları tutulabilir.

AUP: Okuma ve yazma kafaları sabit olan sistemlerde, veri yazılan ve okunan ortamı harekete geçirmek için kullanılır.

AUTHENTICATION: Bilgisayar üzerindeki kullanıcı yetkilerinin doğrulanması işlemidir.

AUTHORING TOOL: Multimedya uygulamalarını hazırlamak için kullanılan yazılımlardır. Bu tür programlar, programlama bilmeyenler için büyük bir kolaylık sağlar.

AUTHORIZATION: Sistem yöneticisi , sisteme girebilecek kullanıcılara giriş izni ve kullanıcılara bağlı kullanım izni verebilir. Bu izin verme işine AUTHORIZATION denir.

AUTHORWARE: Multimedya gösteriler yaratmak için geliştirilmiş yazılım programları.

AUTOEXEC.BAT: Bilgisayarda bulunan bir dosya. Bu dosya bilgisayar ilk başlatıldığı zaman çalıştırılmak üzere içinde DOS komutları barındırır. Bu dosya içinde yer alan sistem komut yığını otomatik olarak çalıştırılıp ilgili gerekli ayarlamaları yapar.

AUTOMATION: Otomasyon. Bir işin bilgisayar ya da iş için gerekli olan cihazlar ile otomatik olarak yapılması.

AUTOREC SONER: Bilgisayarınızda ses kaydı yaparken, ses kaydının en yüksek kalitede kaydedilmesini sağlayan alıcı.

AUX: Müzik kaynağının bağlanabildiği bir bağlantı türü. Genellikle müzik seti ve videolarda kullanılır.

AUTO-ANSWER: Modemler için kullanılan bir özellik. Bilgisayarınızın başında olmadığınız zaman modemin gelen çağrıya cevap vermesi işlemidir.

AUTO-RUN: Bilgisayarın CD-ROM sürücüsüne yeni bir CD takıldığında, Windows işletim sistemi derhal harekete geçerek bunu inceler. Eğer CD üzerinde uygun yazılım varsa, o zaman Windows bu CD üzerindeki yazılımı kendiliğinden çalıştırır. Bunun olmasını sağlayan ve CD üzerindeki yazılımın bir parçası şeklinde tasarlanan küçük programa genellikle Auto-Run programı denir.

AUTO-SAVE: Otomatik Koruma. Bazı programların Auto-Save özelliği vardır. Bu özellik programın içinde bir dosya üzerinde çalışırken programın dosya üzerinde yaptığımız değişiklikleri belli aralıklarla otomatik olarak kaydetmesini sağlar.

AUTO-SELF TEST: Bilgisayarınız açıldığında hızla kendini gözden geçirir ve genel bir arıza kontrolü yapar. Bu şekilde hafıza modülleri ya da işlemci gibi hayati parçalarda önemli bir arıza olup olmadığını anlamaya çalışır, eğer arıza bulur ve açılmazsa o zaman sesli sinyalle bunu bildirir. Ancak bu özellik sadece bilgisayarınıza has değildir, faks ve baskı makinesi gibi cihazlarda da bu tür bir test uygulanır.

AUTO-START: Bu tür programlar genellikle bilgisayarın açılmasıyla beraber çalışmaya başlarlar. çok çeşitli türden olabilir ve farklı işler yapabilirler. Windows işletim sisteminde, bilgisayar açıldığında çalışmaya başlayan AUTO-START özelliği olan yazılımdır ve kullanıcının bunu değiştirmesi genellikle mümkün değildir.

AVC ( Automatic Volume Control ): Gelen ses üzerinde alçak ses sinyalinin büyüklüğüdür.

AVI ( Audio Video interleaved ): Video ve ses dosyası formatıdır. Dosya uzantısı .avi'dir. Windows işletim sistemi ile beraber gelen Media Player adlı program bu görüntü dosyasını oynatabilir.

AXiS: Tasarlayan kişi tarafından verilen grafik üzerindeki eksen. Yatay eksen X ekseni, düşey eksen Y ekseni olarak gösterilir.
 

cırcırböcee

V.I.P
V.I.P
B

BACK DOOR: Arka kapı. Sistem üzerinde programcının kendi kullanımı için bıraktığı aralık. Sistemin düzgün çalışmaması halinde, programcı bu yoldan sisteme girerek, sistem üzerinde müdahale yapabilir.

BACK END: Arka uç. Kullanıcı verilerinin girilmesinden sonra, saklanmak üzere yollanan ya da kullanıcının belli bir veriyi görmek istediğinde, bu verileri derleyip kullanıcı arabirimine yollayan yazılım parçasına verilen isim.

BACKBONE: Omurga. Bir ağın çeşitli bölgelerini birbirine bağlıyan ana kablo hattına verilen isim.

BACKGROUND: Arka plan. ışletim sistemi üzerinde kullanıcıdan veri almadan çalışan programlara veya işlere verilen ad. Bu programlar veya işler, bir sorun olmadıkça kullanıcı ile etkileşime girmezler.

BACKLIGHT CORRECTION: Video kameralarda objenin karanlık görünmesini önleyen sistem.

BACKLIGHT: Arka aydınlatma. Dizüstü bilgisayarların ekran görüntüsünün daha kolay görünmesi için kullanılan teknoloji.

BACKSPACE KEY: çalışma noktasının solundaki karakteri silmek için kullanılan klavye tuşuna verilen isim. Genellikle yapılan yanlış karakter girişlerini düzeltmek için kullanılır.

BACKUP: Yedekleme. Bilgisayar üzerinde sakladığımız bilgileri bozulmalara karşı korumak için kopyalarının alınması işlemi.

BAD SECTOR: Sabitdisk veya disket üzerinde bozulduğu için kullanılmaz hale gelen bölümlere verilen isim.

BANDWIDTH: Bant genişliği. Bir saniyede aktarılan bit sayısı olarak ifade edilir. Bant genişliği tüm sistemin hızını etkiler.

BAR CHART: Sunum grafiği çeşidi. Grafik üzerindeki değerlerin çubuklar yardımıyla belirtilmesidir.

BARCODE: ürün ambalajı üzerinde bulunan, siyah beyaz çizgilerden oluşmuş, ürün hakkındaki bilgileri içeren dizi. Barcode optik okuyucular sayesinde bilgisayar ortamına aktarılır.

BARKOVISION: Bilgisayardan aldığı tüm sinyalleri perdeye yansıtabilen bir projeksiyon sistemidir. Görüntü kalitesi yüksektir.

BASEBAND TRANSMISSION: Sistem üzerinde aynı anda sinyal veya veri göndermemizi sağlayan iletişim standardı. Yerel ağ ve bilgisayar arasındaki iletişimde bu yöntem kullanılır.

BASIC/Beginner's All-purpose Symbolic Instruction Code: Bir programlama dilidir. Günümüzde birçok programın yapımında kullanılmaktadır.

BATCH FILE: Birçok program veya komutun, kullanıcı müdahalesi olmadan çalıştırılması için kullanılan dosya türüdür.

BAUD: ıletişim hızını ölçmek için kullanılan değer. çok küçük değerler oldukları için genelde kullanılmazlar.

BAUND RATE: Bilgisayar sistemlerinde seri hatlar üzerindeki veri akış hızı birimi.

BAY: Bilgisayar kasalarının üzerinde CD-ROM, sabitdisk, disket sürücü gibi donanımların yerleştirilmesi için ayrılmış bölümlere verilen isim.

BBS/Bulletin Board System: Bilgisayar kullanıcılarının, modem ve telefon hattıyla bağlanarak, mesaj alışverişinde bulundukları sisteme verilen isim.

BCD/Backup Domain Server: Windows NT sistemlerde sistem üzerindeki bilgilerin bir kopyasının tutulduğu bilgisayar.

BENCHMARK: Donanım veya yazılımların performanslarını ölçmek için kullanılan testlere verilen isim.

BINARY: ıkili sayı sistemine denir. Genelde bilgisayar sistemlerinde kullanılan 0 ve 1 rakamlarından oluşur.

BINARY FILE: ıkili düzen ile oluşturulmuş dosya türü. Sadece 0 ve 1'lerden oluşan dizinleri içerir.

BINHEX: ASCII olmayan dosyaları, ASCII formatına çevirmek için kullanılan metot.

BIOS/Basic Input Output System: Anakartın üzerinde microişlemci tarafından çalıştırılan yazılım. Bu yazılım, sistemin çalışmaya başlamasını sağlar.

BIT/Binary Digit: Binary rakamlarından biri. Bir bit 0 ya da 1 değerini taşır.

BITMAP: Grafik görüntüleme yöntemidir. Bir grafik görüntüsünün sütun ve satır halinde noktalardan oluşturulmuş gösterimi.

BITNET: ınternet ağından bağımsız, sadece eğitim kurumlarına özel bir ağ çeşidi.

BLEND: Bir renkten diğerine, bir efektten diğerine vb. geçiş metodudur.

BLOCK: Veri transferinde hızı artırmak için verinin belli bölümlere ayrılması işlemine verilen ad. Bir grup bilgi, sabit uzunluklarda bloklara ayrılır. Bu bloklar teker teker gönderilir.

BMP: Bitmap grafik dosyalarının türü ve uzantısı.

BNC: Bir konnektör tipidir. Bilgisayarları ağlara bağlamak için kullanılır.

BODY: HTML sayfaları üzerindeki kodları bulunduran başlık ile son arasındaki bölüme denir.

BOLDFACE: Kelime işlem yazılımlarında, metnin diğer bölümlerden koyu ve kalın görünen bölümüne verilen isim.

BOOLEAN EXPRESSION: Doğru veya yanlış olarak değer alan bir ifade türüdür. 1+1=2 ifadesi doğrudur. Bu ifade bir boolean ifadedir.

BOOLEAN LOGIC: Değerlerin doğru veya yanlış olarak düşünüldüğü mantık türüdür. Bilgisayar sistemlerinde 0'lar yanlış, 1'ler doğru olarak ifade edilir.

BOOLEAN OPERATOR: Boolean ifadesini oluşturmak için kullanılan operatörlerdir. AND, OR, XOR, NOR, NOT olmak üzere toplam beş operatör vardır.

BOOT: Bilgisayarınızı çalıştırmak için yüklenen yazılıma verilen isim. Bu yazılımlar genellikle işletim sistemleridir.

BOOT SECTOR: Sabitdisklerin ve disketlerin sistem bilgileri kısmına boot sector adı verilir. Bu kısımda bulunan sistem bilgileri, bilgisayarın sözü edilen disk ya da disketleri kullanabilmesi için gereken bazı temel verilerden oluşurlar. Bilgisayar her açılışında, bu kısımda bulunan bilgileri okuyarak düzgün çalışabilmek için ihtiyaç duyduğu temel verilere sahip olur.

BOOTABLE DISK: ışletim sisteminin düzgün olarak çalıştırılabilmesi amacıyla hazırlanmış özel bir başlangıç diskidir.

BOUNCE: Gönderilen bir elektronik postanın teslimatta hata ile karşılaşıp bir kısmının geri dönmesi işlemine verilen isim.

BOX: Bilgisayarımızın ekranında gördüğümüz bir yazılımın veya bir işlevin çerçevelenmiş olarak görünen alanı. Kutular genelde bir hata veya bir uyarı mesajı içerirler.

BPS/Bits Per Second: Veri transfer hızını ölçmek için kullanılan birimdir. örneğin 28.000 bps hızla çalışan modem saniyede 28.000 bit gönderiyor demektir.

BREAK KEY: Klavye tuşu. DOS ortamında kontrol tuşu ile birlikte basıldığında, çalışan programı keser. Her program, bu tuş bileşkesine yanıt vermeyebilir.

BROADBAND ISDN: Fiber optik telefon hatları üzerinden ses, video görüntü ve bilgileri aynı anda göndermeye yarayan iletişim standardıdır.

BROADBAND TRANSMISSION: Birden fazla kanal üzerinden bilgi göndermek için kullanılan yöntemdir. Kablo TV bu yöntem ile çalışır.

BROADCAST: Ağ üzerindeki bilgisayarın çevresini tanımak ve haberdar olmak için yaydığı sinyaller bütünü. Bilgisayarlar ilk ağa girişlerinde broadcast yaparlar.

BROWSE: Bilgisayar içindeki bilgilerin görüntüleme yöntemidir. Birçok veritabanı yazılımı, bilgilerin sadece gözle izlenebilmesini sağlayan bu olanağı kullanıcılara sunar.

BUFFER: Geçici saklama alanına verilen ad. Bu alan genellikle RAM üzerinde ayrılır ve dosya kopyalama yaparken kullanılır.

BUG: Bir yazılım veya donanımda meydana gelen hata ya da sorun.

BUILT-IN: Yazılımların kullanıcılar tarafından kullanılmasını sağlayan özelliklere verilen ad.

BUNDLE: Bundle terimi, bilgisayar pazarında rekabet edebilmek amacıyla geliştirilen bir satış tekniğine verilen isimdir. Bu teknikte büyük bir malın yanına müşterinin ilgisini çekecek daha küçük bir ürün bedava olarak katılır.

BUS: Veri yolu. Bilgisayar içindeki verilerin aktarıldığı yola verilen isimdir.

BYTE: Sekiz bit'ten oluşan bir saklama birimidir. Tek bir harfi saklamak için gerekli olan alana denir
 

cırcırböcee

V.I.P
V.I.P
C

CA/CG : Computer Animation Computer Graphics için ıngilizce'sinden kısaltma.

CAD: Grafik işlerinin mimari ve mühendislik sistemleri için çizim ve planların bilgisayarda üretilmesi.

CADD: Bilgisayar destekli Taslak ve Dizayn üretimi.

CAM: Bilgisayar Destekli üretim.

Camcorder: Camera+recorder.

CWIS: Kampüs çapında Bilgi SistemiKampüs çapında bilgi sistemleri bilgi ve hizmetleri iletişim ağları ve etkileşimli bilgisayar uygulamalarıyla kampüstekilere sunar. Genel kapsamı telefon ve adres rehberi, takvimler, ilan tahtaları, veritabanları gibi hizmetlerdir.

CAND: Bilgisayar Destekli Taslak ve Dizayn üretimi.

CANLANDIRMA: Yakın zamana kadar sadece sinema endüstrisinin bir etkinliği olan animasyonun dilimizdeki karşılığı canlandırma'dır. Teknik olarak baktığımızda animasyon, hareketli görüntü demektir. Bugün pazardaki pek çok ürün, masaüstü bir kişisel bilgisayarlarda animasyon yapmaya olanak sağlamaktadır.Elle çizilmeyen, özel donanım yardımıyla bilgisayar ortamına aktarılmış sabit resimlerdir.

Canon BJ200: Saniyede 86 karakter basım hızı ve kaliteli çıktı alma imkanı ile beğeni kazanan Canon BJ200, fiyatı ile de ilgi çekti. Tonlama yeteneği ve uzun süreli kulanıma olan yatkınlığıyla da dikkat çekici bir ürün olma özelliğini taşıyan yazıcı çeşidi.

CD-I (Interaktive-CD): Duran görnütler, audio, grafik ve bilgisayar bilgileri verebilen interaktif bir ürün için kullanılan deyim

CD-ROM XA: CD-I gibi, bu depo edici disk bilgisayar metin ve grafiklerini, ve durağan görüntülü video bilgileri ve yüksek kaliteli audio ile kombine eder.

CD-ROM: Herhangi bir dijital bilgiyi bir kompakt diskte toplamak için geliştirilmiş biçimsel bir standart.

CD-ROM: Yazılımların depolanmasında, arşivlenmesinde ve multimedya uygulamalarında kullanılan dünya standartıdır.

CD-ROM: CD-ROM, kişisel bilgisayar ortamlarında harici bir CD-ROM okuyucu yoluyla kullanılan CD'lerdir. Bilginin CD-ROM üzerine kaydediliş şekli hangi işletim sisteminde kullanılacağını belirler. CD-ROM okuyucular ise böyle bir ayrıma tabi değildir. Macintosh ve IBM uyumlu bilgisayarlar aynı CD-ROM okuyucusunu kullanabilirler. CD-ROM okuyucuların fiyat farklılıklarını belirleyen, bilgi erişim hızlarıdır. Bu hız, ortalama 31 milisaniye ile 120 ms arasında değişir. CD-ROM 'ların bilgi erişim hızı her geçen gün artmakta fiyatları ise düşmektedir.CD-ROM okuyucusu bilgisayara harici olarak veya disket sürücü gibi ana gövdeye de takılabilir.Tüm CD-Audio'ları bu okuyucular okuyabilir.CD-DOM'un bilgi kayıt formatı Sarı Kitap adı verilen teknik spesifikasyonla standartlaştırılmıştır.

CD-ROM Sürücünün Denetlenmesi: Bilgisayar bir CD sürücüsünü kontrol ederek, bir CD' deki depolanmış müziği okutabilir.

CD-Audio: Müzik CD'lerinin yayımlandığı medyadır ve tüm CD okuyucularında çalışabilme özelliğine sahiptir. CD-Audio'nun bilgi kayıt formatı Kırmızı Kitap adı verilen teknik spesifikasyonla standartlaştırılmıştır.

CDD: Işığı hassas bir elektronik levha veya kamera çeşidi.

CDI (intevaktive): ıçinde müzik, grafik, ve videoyu etkileşimli bir şekilde bulundurabilen bir CD formatıdır. Sadece CDI formatını okuyabilen cihazlar mevcuttur. Bilgisayar ortamında CDI oynatmak için ek bir yazılım gerekmektedir.

CD-I: CD-Interactive, tüketici pazarına yönelik üretilen ve televizyonla birlikte kullanılan bir CD çalar aygıtı için geliştirilmiş bir formattır. üzerine 19 saatlik mono ses, veya 72 dakikalık tam ekran video veya 5000 adet fotoğraf kaydedilebilmektedir. Bunların farklı oranlarda kombinasyonları mümkündür.Tüm detayları Yeşil kitapla standartlaşmıştır. CD-I okuyucunun diğer okuyuculardan temel farklılığı kullanımı için yalnızca bir TV'nin yeterli olmasıdır. Okuyucu, uzaktan kumanda bir fare, veya kablolu bir fare ile kullanılmaktadır. Ayrıca, tüm CD-Audio disklerini de okuyabilmektedir.

CD-XA: Bu format Sony'nin getirdiği bir standart olup fazla yaygınlık kazanmamıştır. Temelde CD-ROM formatının daha iyi görsel bilgi aktarabilmesi için geliştirilmiş bir ara çözümdür. Yine bilgisayarlara takılan özel bir okuyucu tarafından okunabilmektedir. Bilgi kayıt formatı Sarı kitapta standartlaştırılmıştır.

CD-Bridge: En yaygın kullanımında olan CD-ROM formatı ile yeni gelmesine rağmen hızla yaygınlaşan CD-I formatlarının bir anlamıyla bileşiminden çıkan bir formattır. Bu formatta kayıt yapılan disk hem CD-I okuyucuda hem de CD-ROM okuyucuda kullanılabilmektedir.Daha fazla, yazılım üreticilerinin yeni gelişen pazarlara CD-ROM ürünlerini aktarmaları için geliştirilmiştir.özel bir okuyucusu yoktur.

CD TERMıNOLOJıSı: CD'ler multimedya programlarının en yaygın kayıt ve kullanım ortamı haline gelmektedir. Bu gelişmenin nedeni, CD'lerin geniş hafıza kapasitesinden kaynaklanmaktadır. Bir CD, 650 MB hafıza kapasitesiyle 450 adet 1.4 MB hafızalı bilgisayar disketine eşdeğerdir. Bu özellikleriyle CD'ler doğal olarak bol miktarda hafıza gerektiren görsel işitsel veriler için en uygun ortamı sağlamaktadır.

Cel: Bir animasyon içindeki tek bir çizim veya çerçeve.

Cel Animation: Bir görüntünün ufak kısımlarının animasyonu.

PC Tools: PC Tools, temel disk yönetimi, dosya işlemleri gibi alanlarda, işletim sistemi tasarımcılarının unuttuğu işlevleri kullanıcılara erişilebilir kılan kullanışlı bir yazılım.

CGA (Color Graphics Adapter) : 320x200 çözünürlükte 4 renk gösterebilir.

CGA: IBM PC'leri ve eş değerde cihazlar için konulan ilk video interface standardı

CGI: Bir Web hizmet birimi üzerinde arka planda çalışan uygulamalar yazan programcılar için bir arabirim.

CGI: Web tarayıcılarının Web Hizmetçileri ile iletişim kurmasını sağlayan arabirimdir. Web taraycıları CGI aracılığıyla, HTML içindeki formları ve döküman kaynaklı sorgulayıcıları Web hizmetçilerinin anlayabileceği hale sokarlar.

Channel (Kanal): Bir ağdaki iki yer arasında, belirli iletim hızına sahip bir iletişim hattı.

Character (karakter) : Bilgisayar tarafınrdan yazılıp okunabilen ve depolanan herhangi bir tek alfabetik, nümerik, noktalama veya değer işaretlerinden biri.

Chat: Gerçek zamanlı görüşmeyi tanımlamak için kullanılan bir terimdir. IRC, WebChat, gibi bir arabirim.

Check: CD player'de yapılan programın kontrol edilmesi.

Checksum: Sağlama toplamıBir veri paketinin içeriğinden yararlanarak hesaplanan değer. Bu değer paketle beraber aktarılır, alıcı sistem aldığı verilerden yararlanarak bu değeri yeniden hesaplar ve paketle gelen değerler karşılaştırır. ıki değer aynıysa alıcı veriyi hatasız olarak aldığından emin olur.
Chip : ınce kesilmiş silisyum dilimi.

Chroma: Video sinyalinde ölçülen, hue'lerin miktarları ve izafi parlaklıkları. Bu sinyal olmaksızın alınan video görüntüsü siyah-beyaz olurdu.

Chromakey: Video görüntülerini ikinci bir video kaynağındaki seçilmiş bir renk üzerine bir özel efekt yaratıcı sistemi veya bilgisayar kullanarak geçirmek.

CLICKABLE MAP: HTML'nin bu özelliğini kullanarak bir resmin değişik yerlerine tıklandığında kullanıcıyı bambaşka adreslere taşımasını sağlayabilirsiniz.

CLIENT: Internet üzerindeki bir sunucuya bağlanmış olan "istemci" makinaya "aclient" ismi verilir.

Client: KullanıcıBir başka bilgisayar sistemini ya da programın hizmetini talep eden bilgisayar sistemi ya da programa verilen ad. Dosya dağıtıcısından (file server) herhangi bir dosyanın içeriğini isteyen diğer bilgisayar o dağıtıcının kullanıcısıdır. kullanıcı-dağıtıcı modeli (client-server model), hizmet birimi (server).

Client-server model: Kullanıcı-dağıtıcı modeliBir çok iletişim ağı protokolünün çalışma şeklini tanımlayan bir model. Bu modelde aynı ağ üzerinde bir dağıtıcı program (server), ve bu dağıtıcıdan bilgi talebinde bulunan kullanıcı programları (client) vardır. örneğin bir çok yerel iletişim ağlarında bir dosya dağıtıcısı (file server) ve ondan gerektiğinde dosya talep eden kullanıcılar (client) vardır. Bu modelin en büyük avantajı işlem yükünün makineler arasında paylaşılmalıdır. kullanıcı (client), dağıtıcı (server), anasistem-terminal modeli.

Client: Bir ağ servisini kullanan kullanıcı veya kullanıcıya hizmet eden program.

Clock : Saat sinyali.

CMS (Color Management System): Renk Yönetim Sistemi. Ekranların RGB, ofset baskı tekniğinin CMYK olmasından dolayı meydana gelen renk kayıplarını gidermek için kullanılan renk yönetim programları. EfiColor, KPCMS gibi..

CMYK: Cyan, Magenta, Yellow, Black renklerinden oluşan ve ofset baskı tekniğinde kullanılan renk dünyası. CMYK'da renkler birleştikçe (üstüste geldikçe) koyulaşır. Bu yüzden Subractive Colour (çıkarılan Renkler) olarak isimlendirilir.

COAXıAL : Dış ortamdaki parazit gürültülerden etkilenmeyen dışı örgülü 75 W Ohm'luk kablo cinsi ve standardı.

COBOL: Komplike iş uygulamaları ile ilgili program yazmaya uygun bilgisayar programlama dili. COBOL, US savunma bakanlığı kuruluşu olan CODASYL ile çeşitli bilgisayar imalatçıları ve bilgi işlem cihazları kullanıcıları tarafından geliştirilmiştir.

Code (kod): 1- Bilgisayar sistemleri için talimat yazmak.2- Uygun tabloya göre bilgilerin sınıflandırılması3- Makine dilini kullanmak.4- Program yapmak.

Colorization (Renklendirme): Siyah - beyaz bir görüntüye renk katmak veya renkli bir görüntünün rengini değiştirmek.

Colour Bars: Herhangi bir video cihazı içindeki renk dengesini ayarlayan standart renk tablosu

Column Chart: Dikey kolonlardan oluşan bir tablo.

Command (komut) : Bilgisayara başlamasını, durmasını veya devam etmesini söyleyen bir pals, sinyal, kelime veya harf dizisi. Command, çok sık olarak instruction (talimat) ile karıştırılır.

Command ınterpreter : Komut Analizörü.Bir Turbo DOS'ta komutu inceleyip de yapması gerektiğini saptayan bölüm S.R. Ranganathan tarafından geliştirilmiş yüzeysel bir sınıflandırma düzeni.

Communication Link (ıletişim Hattı): ıki kullanıcıyı birbirine bağlayan donanım ve yazılımdan oluşan sistem.

Compact disc: Kompakt disk Laser ile okunan ses ve görüntü disklerdir. Yapımı foğtoğraf filimlerinin basımına benzemektedir. önce müziğin üzerine işlendiği bir uzman disk hazırlanır. Bu diskten negatif çıkarılır ve negatife göre seri disk imaline geçilir. Laser disk üzerine depolanmış dijital müzik bilgilerini okur. Disk yüzeyinde yaklaşık olarak 5 milyar nokta bulunur. Her nokta sesin dijital bir sinyalini temsil eder. Bir saniyed 44 bin 100 nokta okunur. Böylece analog ses okuma sistemlerinin avantajları yakaklanmış olur. Disk yüzeyinde mekanik bir temas olmadığndan aşınma da olmaz. Diske müzik kaydetmek için yüksek güçlü bir laser kullanılır. Okunma sırasında düşük güçlü laser kaynağı eterli olmaktadıdr. Disk üzerindeki izlerin toplam uzunluğu 2.5mil kadardır. ız genişliği ise 0.5 mikrondur.Comparator Karşılaştırıcı

Compiler : Derleyici.

Compiler : Herhangi bir programlama dili ile yazılmış bir bilgisayar programını, bilgisayarın kendi diline çeviren program (Derleme)

Composite (Kompozit): Yayın amacı ile üç ayrı renk sinyali (kırmızı, yeşil ve mavi) artı zamanlama ve senkronizasyon sinyallerini hava dalgaları veya tek bir kablo yoluyla nakledilebilir. bir kompozit içine kombine edilebilmesi. Kompozit videolar ve televizyon setlerinde VCR'lerde ve diğer alt fiyat grubundaki video techizatında kullanırlar.

Composite Sync: Yatay ve dikey scan kontrolleri olan toplu bir senkronizasyon sistemi.

Compression/Decompression: Depolama ve iletişim araçlarının taşıyabileceğinden daha fazla bilgiyi saklamamızı ya da iletmemizi sağlayan sıkıştırma ve açma yöntemidir.

COMPUSERVE: Compuserve'de America On Line gibi, dünyanın en büyük on-line servislerinden biridir. Aradaki fark Compuserve'ün daha çok iş dünyasına yönelik olmasıdır. Compuserve'den Internet'in birçok servisine metin-tabanlı bağlanabilirsiniz. Compuserve aynı zamanda Spry Inc firmasının da sahibidir. Bu yüzden Spry Inc'e ait olan Mosaic web tarayıcısının promosyonlarını gerçekleştirmektedir. Compuserve, yakında kendisi dışında Internet'e ayrı bir tarayıcıyla bağlanmak istemeyenler için Microsoft Internet tarayıcısının özel bir sürümünü destekleyecektir. Compuserve hakkında Internet üzerinden bilgi almak için http//www.compuserve.com ve http//www.spry.com adreslerine bağlanabilirsiniz.

Compuskip: Banttan bulunduğu durumdan ileride veya geride belli sayıda seçilmiş konumu arayıp bulan sistem.

Computer Simulation: Bir bilgisayar programı içindeki fiziksel işlemlerin simülasyonu

CONFERECING (KONFERANS): Web üzerinde, iki ya da daha fazla bilgisayar aracılığıyla, yüzyüze, görsel ve sesli iletişimdir. Günümüzde hatların elverişsiz olması nedeniyle eş-zamanlı bir görüşme sağlamak olanaksızdır. Web'ler bu tip iletişimi sağlamak açısından BBS'lerden daha elverişlidir. http//webnotes.ostech.com adresinde bu konu hakkında bir demo bulabilirsiniz.

Configuration (konfigürasyon) : Hardware için, sistemi oluşturan bir grup araç. (device) software için toplam software grubunun arasında kurulan ilişki.

Configuration: Bir bilgisayar sisteminin dizaynı cihazların birbirine uyumunu sağlayan arajman işlemi.

Congestion: TıkanıklıkVeri iletişim ağının kapasitesinden fazla yüklenmesi sonucu oluşan durum.Connection (Bağlantı)Bir noktadan diğer bir noktaya adanmış veya anahtarlanmış iletişim yolu.

Continue: CD player'de seçilmemiş bölümlerin çalınmasına devam edilmesini sağlayan özellik.

Contrast (Kontras): Bir görüntünün beyaz bölgelerinin siyah bölgelere oranının farkı.

Contrast Ratio (Kontras Oranı): Bir görüntünün mümkün olan en parlak bölgesinin, mümkün olan en karanlık bölgesine olan parlaklık oranı.

Contrast: Bir görüntünün beyaz bölgelerinin siyah bölgelere oranla ne denli parlak olduğu

Control unit : Bilgisayarda işlemleri organize ve kontrol eden bölüm.

Controller : Bir işlem veya makinenin işlemini kontrol eden aygıt.

Coprocessor : Mikroişlemci ile birlikte çalıştırılan ve mikro işlemcinin özel bazı hesaplamalarını daha hızlı yapabilmesini sağlayan mikroişlemci cihazı.

CorelIDRAW 7.0: Eski yavaşlığını yenerek karşımıza çıkan Coreldraw 7.0, vektör grafiğe dayalı, metin işleme olanakları ve 22.000 ClipArt, 825 tane font ve 100 tane High-Resolution olanakları ile beğeni kazanan bir program.

Counter: Sayaç. Mekanik ya da elektronik olarak çalışır. Kafa önünden geçen band uzunluğunu inç cinsinden verir.

CPU: Central Processing Unit. Merkezi ışlem Birimi. Bilgisayarın işlemlerinin yapıldığı ve transistörlerin bulunduğu küçük çip.

Cracker: Sistem kırıcıSistem kırıcı yetkisi olmayan bilgisayar sistemlerine girmeye çalışan kişilere verilen isimdir. Bu kişiler bilgisayar hastalarının (hackers) tersine kötü niyetlidir ve kırdıkları sistemlerden bir çok menfaat elde ederler. bilgisayar hastası (hacker), Truva atı (Trojan Horse), virüs (virus), solucan (worm). vb.

Cracker: Sisteme giriş yetkisi olmayan sistem kırıcı kişilere verilen isim. Hacker'ların tersine kötü niyetli kişiler olup, menfaat elde etme amacı güderler.

Crawis: Ekranda gözüken credit'lerin veya diğer grafik malzeimelerinin haraketleri

Cursor (imleç) : Bilgisayar ekranında göz kırpan çizgi veya kutu. Bir sonraki data girişinin nereye yapılacağını gösteren işaret.

Cut: Bir yapım içinde bir sekans ile diğer bir sekans arasında ani bir geçiş aynı zamanda bir video edit'i için de kullanılır (kesme).

CWIS: Campus Wide Information system

Cyan : Camgöbeği rengi.

Cyberspace (Siberuzay): ünlü bilim kurgu yazarı William Gibson tarafından Neuromancer isimli romanında kullanılan terimdir. Bilgisayarlardan oluşan ve toplumun bu bilgisayarların etrafında oluştuğu bir dünyayı ifade etmektedir. ılk kez ünlü bilim kurgu yazarı William Gibson'un "Neuromancer" adlı romanında kullandığı, bilgisayar destekli iletişimin, insan beyni ve bilgisayar ağı ile tanımladığı bölge
 

cırcırböcee

V.I.P
V.I.P
D

DA (Display Adapter): Görüntü adaptörü.

DA/Converter: Bilgisayar tarafından kullanılan dijital sinyalleri, analog sinyallere çeviren bir cihaz

DAC : Dijital ses kasedi

DARPA: Savunma Bakanlığı ıleri Araştırma Projeleri Ajansı (Defense Advanced Research Projects Agency)

DAT : Dönel kafa prensibi ile sayısal yazan ve okuyan kesinlikle dip gürültüsü olmayan kayıt cihazları. Bunlar 44.1 ya da 48, KHz sampling rate kullanarak CD kalitesinde ya da daha yüksek kalitede kayıtlar gerçekleştirir. Bunların CD'ye çıkışları sayısal olarak yapılacaksa mutlaka 44.1 olarak kaydedilmelidir.

DAT : (Digital Audio Tape) özel formatta kaseti üzerine 16 bit 44.1 ya da 48 KHz. sampling rate kullanarak digital ve dönel kafa prensibi ile çok kaliteli kayıt yapan teyp sistemi.

DAT : Digital Audio Tape günümüzde Master banda olarak standartlara yerleşmiş Teyp sistemi. Dönel kafa sistemi ile çalışmakta. CD ya da üzerinde kayıt yapan teyp sistemi.

DAT: Digital Audio Tape tamamıyla sayısal kayıt formatları ile kendine özgü kaseti üzerine video recorder prensibi gibi dönel kafa ile kayıt yapan teyp aygıtı.

Data (Bilgi-veri) : Bilgisayar tarafından üretilen ve işlenebilen bilgi elemanı için kullanılan genel terim.

Database Veri tabanı: Bir bilgisayar sistemi içinde saklı ve erişilebilir verilerin tümü. Bunlar değişik kullanıcıların aynı bilgilere erişebilmesi ve gereksiz tekrar ve fazlalıkları önlemek amacıyla büyük bir kütük şeklinde hazırlanabilir. Bu düzen veri saklama alanında daha az yer kapladığı gibi erişim süresini de hızlandırır. ızni olmayan kişilerin kullanmasını ve başkalarına ait verilerle karışımı veya bunların bozulmasını önlemek için bu kütüğe parolalar ve kullanıcı alanları konulabilir.

Data bus : Veri hattı.

Database (Veritabanı): Bilginin çok sayıda kullanıcının yararlanacağı şekilde saklanması.

DBS: Uydu televizyon yayınları televizyon sinyallerini uydulardan direkt olarak evlerdeki antenlere gönderen uydu yayın sisitemi.

Decimal : Onlu.

Decoder: Kod çözücü. Bazı uydu yayınları elektronik olarak kodlanmakta ve kod çözücü olmadan izlenmemektedir. Sadece abonelere dağıtılan bu kod çözücüler, sinyalleri izlenebilir hale getirir. Ancak rekabet nedeniyle pek çok kuruluş kodlama sisteminden vazgeçmek zorunda kalmıştır.

Decoder / Encoder : Bir decoder kompozit bir video sinyalini ayrı ayrı RGB sinyallerine çevirir. Bir encoder ise, bu RGB sinyallerini tek bir kompozit sinyale çevirir.

Dedicated Line: Bir iletişim şirketinden kiralanan özel hat.

Default route: Varsayılan rotaSevk tablosunda adresi bulunamayan paketlerin gönderileceği rota.

Default : Bilgisayarın otomatik olarak geçerli saydığı ve aksi belirtilene kadar geçerliliğini koruyan işlem veya değer.

DARPA: Savunma Bakanlığı ıleri Araştırma Projeleri AjansıAskeriye tarafından kullanılmak üzere yeni teknolojiler üretmekle sorumlu A.B.D. Savunma Bakanlığı Ajansı. DARPA (daha önce ARPA olarak bilinmekteydi) bugünkü Internet'in geliştirilmesinden sorumluydu ve Berkeley UNIX ve TCP/IP'yi de içeren bir çok geliştirme projesini finanse etti.

DDN NIC: Savunma Bakanlığı Bilgisayar Ağı için Ağ Danışma MerkeziGenelde "The NIC" olarak bilinen bu yerin en önemli sorumlulukları arasında Internet ağ adreslerini ve özerk sistem numaralarının dağıtılması, hiyerarşideki en üst alanın yöntemi, ve DDN için danışma ve destek hizmetleri vermesi gibi konular sayılabilir. Burası ayrıca RFC'ler için birincil başvuru kaynağıdır. ağ adresi (network address), Ağ Danışma Merkezi (Network Information Center), Yorumlar ıçin Rica (Request For Comments).

Definiton: Bir görüntünün kesinlikği veya ayrışımı.

Defringe: Photoshop'da, A zeminindeki bir B alanını kopyalayıp, bir C alanı üzerine yapıştırdığınızda, B alanın kenarlarında oluşan ve A zeminine ait olan pikseller. Bu piksellerdeki renk, C ile uyumsuz ise çok çirkin bir görüntü oluşur.

Degrade: Bir rengin bir başka renge dönüşmesi esnasında oluşan renk geçişi. Koyudan açığı gibi..
DEJANEWS: Adres http//www.dejanews.com/DejaNews aradığınız konuyu UseNet haber grupları aracılığıyla bulur. Bulunan bilgiler ise yazdığınız kelime tutarlılık derecesine göre sıralanır.

Dekuplaj : ıstenmeyen sinyallerin şaseye iletilmesi.

Dekuple : Bir sonraki kata iletilmeyen, şaseye aktarılan

Delete: CD playerde diskin istenmeyen bölümlerinin çalınmamasını sağlayan özelik (veya silme tuşu).

Delimiter : Bir depolama bölgesinde bilginin başlangıç ve bitişini işaretleyen karakter.Bu işlem için genellikle virgül, iki nokta üst üste, space kullanılır.

Desaturate: Solgunluk. Bir rengin veya bir alandaki renklerin, olduğundan daha cansız, tram değeri düşük görünmesi.

Device : özel bir işlem yapabilen hardware parçası. Printer, bir device örneğidir.

Deşarj : Boşalma, üzerindeki yükü atma.

Dial-up: ıki makine arasında telefon hattı üzerinden arama yapılarak sağlanan geçici bağlantıya verilen isim.

Difüzyon : Dağılma, yayılma, püskürtme.
Digital (Sayısal): Ses, görüntü, bilgisayar verisi ya da diğer bilgiler için işlemleri yapmak veya ikilik (sıfır veya bir) sinyalleri iletmek için voltaj, frekans, genlik, zaman vb. ayrık değişkenleri kullanan bir yöntem.

Digital Analog Converter : Sayısal analog dönüştürücü.

Dijital/Anolog çevirme : Bilsayarın hafızasında herhangi bir şekilde depolanmış örnekler sayısal olarak işlenip, analog sinyallere çevrilir. Bu sinyallerinde uygun bir cihaza iletilmesiyle hafızadaki o verinin temsil ettiği sesi duyarız.

Digital Audio: Sesi daha yüksek kalite sağlmak amacıyla bir sayısal dizi şeklinde kodlayarak saklanan bir ses alma tekniği.

Digital Computer : Sayısal bilgisayar. Digital Date: Bilgisayarda kullanılan ve işlemi yapılan sayısal bilgiler

Digital : Sayısal.

Digitize: Bir audio veya video sinyalini analog halinde, bilgisayar cinsi dijital kod numaralarına dönüştürmek.

Digitizer: Analog bir video görüntüsünü dijital bilgisayar grafiğine dönüştüren bir cihaz.

DA Conversion: Bilsayarın hafızasında herhangi bir şekilde depolanmış örnekler sayısal olarak işlenip analog sinyallere çevrilir. Bu sinyallerinde uygun bir cihaza iletilmesiyle hafızadaki o verinin temsil ettiği sesi duyarız.Sentezleme yoluBilgisayar ses kartına veya içerdiği ses düzeneğine nota bilgisini yollar. O düzenekte bu bilgiye analog sinyaller üretir.En uygun iki tür sentezleme metodu FM ve dalga tablosu sentezlemeleridir.MIDI Yardımıyla Nota bilgisi, bir midi aracısıyla, midi standartını destekleyen müzik aletlerine bilgisayardan yollanır. Bu müzik aletleri de gelen bilgiye göre müzik üretir. Burada gerçekleşen olay kısaca şudur Bilgisayar çeşitli müzik aletleriyle belli bir aracı sayesinde iletişim kurabilmektedir.CD-ROM Sürücünün Denetlenmesi Bilgisayar bir CD sürücüsünü kontrol ederek, bir CD' deki depolanmış müziği okutabilir.Ses kartlarının bilgisayar dünyasında anlayabileceği sayılar dijital halinde ifade etmenin temelinde analog/dijital çevirme işlemi bulunmaktadır. örneklemenin kalitesi alınan örneklerin ne kadar sıklıkla alındığı ve her bir örneğin ne kadar bit'le anlatıldığıyla doğru orantılıdır. örnek olarak, l6 bitlik, 44 Khz.lik bir örneklemenin anlamı bir doğal sesi, bir/44000 sinyalde, bir değerini ölçmek ve elde edilen değeri 2 üzeri l6 değerden birisine (2^16)eşitlemektedir. Günümüzde l6 bitlik örneklemeler yaygındır. Fakat değişik çözünürlüklerde vardır.Adlib Gold l000, l2 bitlik Genoa Audiobahn l0 bitlik örnekleme kullanılır.ADPCM PCM`in değişik bir çeşidi olup daha çok sıkıştırma olanağı sağlar. Bunun bedeli de ses kalitesinin PCM de olduğundan daha az olmasıyla ödenir.FM Sentezleme Yukarıda bahsedilen bu sentezleme metodunda ses verisi: dalga şekli üretebilen işlemciler tarafından yaratılır. Bunu da bazı basit dalga şekillerini kullanarak, bunları çeşitli şekilde belirleştirerek yapmaya çalışırlar. Temel olarak Sinüs kare, üçgün, testere dişi şeklindeki bazı basit dalga şekillerini birleştirip ezip büzüp gerçek bir ses datasına yaklaşmaya çalışırlar.Bu tabi ki çok zordur. Etrafımızda duyduğumuz doğal sesleri yapısında o kadar fazla Sinüs dalgası vardır ki bunlar sayı olarak taklit edilmesi bile şekil olarak taklit edilmeleri imkansıza yakındır. FM sentezleme yoluyla gerçekci sesler elde etmek zordur. Zaten FM sentezleme ile elde edilmiş sesleri dinlerken, elektronik devreleri bu işte bir parmağı olduğu hissine kapılırız. Gerçek sese yaklaşmak için gelişigüzel dalga birimlerinin de kullanıldığı olur. Fakat daha çok işlemci kullanmak kaliteli ses elde etmek için daha uygun bir yöntemdir. Adlib FM sentezlemeyi kullanan ilk kartı. Bu kart'da iki işlemcili bir yamaha YM 3812 FM çipi bu görevi üstlenmişdir. Bir çok Adlip uyumlu kartlarda FM sentezlemeyi kullanırlar. FM sentezleme yapan daha yeni kartlar yamaha SBPro daha mantıklı bir seçim olacaktır.

Directory (dizin) : Depolama bölümü için her dosyaya ait adı, yeri, boyutu, yazılım veya son düzeltme tarihini veren tablo.

Disket : Software veya data kaydetmeye yarayan, düz, eğilebilir, magnetik materyal ile kaplı ve koruyucu zarf içindeki çevre birimi.

Display size: Bir monitörde, kullanıcının çalışabileceği gerçek ekran alanı

Display: Bir görüntünün elektriksel işaretlerden optik işaretlere çevrildiği düzen.

DCE: Dağıtılmış ışlem OrtamıStandart programlama arabirimleri, yöntemleri ve hizmet birimi işlevlerinden oluşan ve aynı uygulama programlarını değişik mimariye sahip bilgisayarlar üzerinde kullanabilmeye olanak sağlayan mimari. Digital, IBM ve Hewlet Packard tarafından öncülük edilen Açık Yazılım Kurumu (OSF-Open Software Foundation) tarafından desteklenmekte ve gelişmeler kontrol edilmektedir.

Distorsiyon : Bozulma, değişikliğe uğrama, girişe uygulanan ya da üretilen sinyalin orijinal dalga şeklinde bulunmayan özelliklerin çıkışta meydana gelmesi. Distorsiyon, haberleşme sistemlerinde önemli bir problemdir. Arzu edilmez. çeşitleri: Genlik, Atenüasyon, Geçiş, Gecikme, Sapma, Harmonik, ıçmodülasyon, Lineer olmayan, Faz, Optiksel, Aralık distorsiyonlarıdır.

Distorsiyon : Orijinal sinyalin faz, frekans, genlik ve dalga şekli bakımından bozulmaya uğraması.

Distortion: Bir devrede giriş karakteristiğinin çıkışta tam olarak yeniden elde edilmemesi, şekil bozukluğu, deformasyon, distorsiyon, sesin güçlendirilmesi sırasında oluşan bozulma miktarı. Oran, yüzde 1'den küçük olmalıdır. Müzik seti alırken broşüründe bu oranın düşük olmasına dikkat etmek gerekir.

Distributed database: Dağıtılmış veritabanıKullanıcıya tek bir veritabanı gibi gözüken fakat ayrı yerlerdeki veritabanlarından oluşan veritabanı. Buna iyi bir örnek olarak Alan Adı Sistemi'ni (DNS-Domain Name System) verebiliriz.

Dizüstü bilgisayarlar: Multimedya tasarımı bir dizüstü bilgisayarın sabit diskine kopyalanır ve mevcut ekranından gösterilir. Prezantasyon birebir veya birkaç kişiye yapılacaksa kullanılır.

DNS: Alan ısmi Sistemi (Domain Name Server).

DNS : Bağlanılan sunucu ismini açık Internet adresine çevirmek için kullanılan bir mekanizmadır. Internet üzerinde aynı adlı iki veya daha fazla sunucu isminin olmaması da yine DNS sistemi sayesinde gerçekleşmiştir.

DNS : Internet alfanümerik adreslerini sayısal adreslere (IP numarası) çeviren yöntem.

DOCUMENT : Bir HTML dosyasının tüm içeriğine birden döküman denir.DOLinamik seslerin fizyolojik düzeltimi. Domain: AlanAlan terimi Internet'te oldukça fazla kullanılmaktadır. Bu terim Yönetimsel Alan mevzusunda ve Alan ısmi mevzusunda geçmektedir. Yönetsel Alan (Administrative Domain), Alan ısmi Sistemi (Domain Name System).

DOMAIN NAME: Internet sitesini tanımlayan isimdir. Bir "Domain Name" noktalarla ayrılan iki ya da daha çok parçadan oluşmak zorundadır. Bir makinenin birden çok ismi olabilir, fakat bu adreslerin hepsi aynı makineyi işaret eder. Ortada, gerçek bir bilgisayar olmamasına karşın bir "domain name" olabilir. Bu, Internet'te bir Web sayfası olmasını isteyen firmalar tarafından sıklıkla kullanıllan bir yöntemdir.Bu erişimi sağlayan firmalar genellikle "Internet Erişim Sağlayıcılarıdır. Web sayfasına gelen postalar öncelikle ana makina tarafından alınıp, sonradan sanal "domain name"e sahip makinaya iletilir.

Domain Name System : Alan Adı SistemiDNS genel amaçlı dağıtılmış (distributed), kopyalanmış (replicated) veri sorgulama (data query) hizmetidir. Temel kullanımı bir sistem ismi vererek bu sistemin IP adresini bulunmaktır. Internet üzerinde kulllanılan sistem isimleri alan adı (domain name) olarak anılmaktadır, çünkü yazım şekilleri DNS tarzına uygundur. Bazı önemli alanlar arasında .COM (ticari-commercial), .EDU (eğitim-educational), .NET (ağ işletimi-network commercial), .GOV (hükümet), ve .MIL (askeri-military) alanlarını sayabiliriz. Ayrıca bir çok ülkenin kendine ait alan adı vardır; .TR Türkiye, .AU Avustralya gibi. Alan Adı Sistemi STD 13, RFCs 1034 and 1035'te tanımlanmıştır. Tam Tanımlı Alan ısmi (Fully Qualified Domain Name).

Domain: Bir Internet adresinde kullanıcı adının sağındaki kısım. Mesela; cc.ıTü.edu.tr

DOS : Bilgisayarın bilgi girişi ve depolama işlemleri için hazır hale gelmesini sağlayan işlemler topluluğu. Dos ışletim Sistemi.

DOSKEY : Komut isteminde girilen komutları tekrar kullanmak için bazı klavye kısa yol tuşlarını kullanır. Yukarı ok tuşunu kullanarak bilgisayarı açtıktan sonra girdiğiniz komutları yeniden çağırabilirsiniz.Dot address (dotted decimal notation):Noktalı adres (noktalı sayısal gösterim)Nokta adres terimi A.B.C.D gibi gösterilen IP adreslerini nitelemek için kullanılır, her biri harf toplam dört byte'lık IP adresinin onluk düzende gösterilen bir byte'lık kısmını oluşturur.

DOT Pitch: Monitör ekranında beliren beneklerin arasındaki mesafenin ölçüsü.

Double density : Standart tek yoğunluklu disketlere göre iki katı depolama kapasitesi olan disket çeşidi.

Double precission : Her sayıyı ifade etmek için iki bilgisayar kelimesi kullanma işlemi. Hesaplama işlemlerinde fazladan hassasiyet gerektiğinde bu teknik normal durumun iki katı hane sayısı kullanılır.

Double sided : Her iki yüzüne de bilgi yazılabilen disket çeşidi.

Dove: DOS ve WıNDOWS ortamları için harici ve dahili faks/modem cihazları

Downlink: Uydudan dünyaya sinyal nakli

Download: Program ve / veya bilgilerin dosyalarını bir bilgisayarndan bir başka cihaz veya bilgisayara geçirmek.

Download: Bir bilgisayardan, ona bağlı diğer bir cihaza (genellikle bir hizmet biriminden bir PC'ye) program ya da veri aktarmak.

Downsampling: Photoshop'da, bir resmin boyutlarının, piksel atılarak küçültülmesi.

DPI: Dot per Inches. Film çıkış cihazlarının, bir inç karelik alana (2.5 cm x 2.5 cm.) pozlayabildiği nokta sayısını belirtir. Bir döküman çıkışa gönderilirken, Dpi değeri, Lpi değerinin en az 16 katı olmalıdır. Daha fazla da olabilir.

Drag and Drop: Bir ekran nesnesini (ikon) seçip işaretleyerek, bir başka ekran nesnesinin içine koymak anlamında kullanılan bir GUI deyimi.

Drain (dreyn) : FET transistörün taşıyıcıları toplayan, bipolar transistördeki kollektör elektrodunun karşılığıdır.

Drift : Sürüklenmek, yığılmak, birikmek, tıkanmak,

Drive : Magnetik elemanları yazıp okuyabilen ve CPU'nun işlem yapabilmesini sağlayan araç. (sürücü)

Driver: Harici teçhizatı kontrol etmek veya diğer programları yürütmek için kullanılan bilgisayar programı.

DSP: Sayısal sinyal işleme.

Dual : ıkili, çift.

Düğüm: Bilgisayar ağına bağlı, ve adresi verilerek erişilebilen cihaza verilen isim. anasistem (host), yöneltici (router).

Dump: Bir bilgisayarın hafızasının içeriğini görüntülemek, yazmak veya depolamak

Duotone: Bir resmin, bir veya dört ayrı spot renk ile basılmasını sağlayan, eskinin dubleks tekniğinde efekt üretmemizi sağlayan mod.
 

cırcırböcee

V.I.P
V.I.P
E

E-mail (E-posta): Elektronik mektup. Internet üzerinde kişisel mektupların bir noktadan bir diğerine yollanması için kullanılan yöntem.

E-MAIL: Internet'e bağlı makineler birbirlerine elektronik-posta atmak suretiyle haberleşebilirler. Elektronik-postalar'a tarih, saat, gönderen kişi, postayı alması gereken kişi ve postanın konusu mutlaka yazılmalı, sade ve anlaşılır bir dil kullanılmalıdır.

E-posta adresi: Belirli bir hedefe elektronik posta göndermek için kullanılan alan adı tabanlı adres ya da UUCP adresi. örneğin: ılhami net. com.com gibi.ünlemli makine adresi (bang path), Unix'ten Unix'e Kopya (UNIX-to-UNIX CoPy).

E-zine (Electronic magazine): Internet üzerinde periyodik sürelerle yayınlanan dergiler. Bazıları ücretli olup değişik ilgi alanlarında çıkar.

EARN: Avrupa Akademi ve Araştırma Kurumları Arası Bilgisayar Ağı (European Academic and Research Network)

Echo: Yankı

EDTV: ıngiltere'de IBM (Independent Broadcasting Auttorih) tarafından geliştirilen televizyon sistemi, Ekranın yükseklik ve en oranı HDTV ile aynıdır (16.9). Ancak satır sayısı yine 625'tir.

EEPROM: Elektriksel olarak sürekli silinip, yazılabilen EPROM denilebilir. Silme işlemi ultraviole ışık yerine, elektrik akımıyla yapılmaktadır.

EFF: Electronic Frontier Foundation

EFFECT PROCESSOR : Stüdyoda eko, derinlik ve değişik dinleme hacimlerinin etkilerini yaratan sistemler.

EHT : Ekstra (fazladan) yüksek gerilim.

ELA: Amerika Birleşik Devletlerinde öngörülen audio ve video standartlarının tespit eden kuruluş.

Elapsed time: CD'de çalınan bölümlerin süresine gösteren hane.

Electronic Editing: Program bölümlerini video bandına fiziki anlamda kesilmeden yerleştirmek ya da monte etmek.

EFF: Bilgisayar kullanımının, dolayısıyla iletişim ve bilgi dağılımının gitgide artamasının toplumda yarattığı sosyal ve hukuksal etkileri saptamak için oluşturulmuş bir kurum.

Electronic Mail (email): Elektronik Posta (e-posta)Bir bilgisayar kullanıcısının aralarındaki iletişim ağı vasıtasıyla diğer bilgisayar kullanıcıları ya da kullanıcı grupları ile mesaj alışverişi yapıtığı sistem. Elektronik posta Internet'in en popüler kullanım alanlarından birini oluşturmaktadır.

Electronic : Elektronik: Elektronun hareketini boşlukta ve yarı iletkende kontrol eden bilim dalı.

ELEKTRONıK YAYINCILIK: Multimedyanın ana kullanım alanlarından biridir. ıletişim teknolojisinin ulaştığı son nokta multimedya ve Internet'dir. Bu nedenle medya kavramını oluşturan tüm birimlerin (Televizyon, ansiklopedi, katalog, kitap, dergi, gazete vs.) yüksek teknolojiyi kullanarak daha iyi hizmet vermek ve bu yolla rakiplerini de teşvik etmek ve bir yerde toplumsal sorumlulukları altına girmektedir.Günümüzde ekonomik olanaksızlıklar nedeniyle multimedya, medyanın tüm işlevlerini yerine getirememektedir. Bu ekonomik olanaksızlıklar sebebiyle multimedya henüz alternatif bir yayıncılık olarak uygulanmaktadır. CD-ROM kullanabilme imkanı olmayan kesim gözönünde bulundurularak, genellikle yazılı ****ryalin ekinde gönderilmektedir.Avantajlarıirden fazla ansiklopedi bir CD-ROM içinde yer alabilir. CD-ROM içindeki bilgiler ve sesler, fotoğraflar ve filmlerle desteklenebilir. CD-ROM baskı maliyeti kağıt baskı maliyetinden çok daha düşük olduğu gibi, iyi korunduğu takdirde 100 yıl kullanılması mümkündür. On ciltlik bir ansiklopedi yerine 100gr.'lık bir CD-ROM'un dağıtımı çok daha kolay ve ekonomiktir. CD-ROM'un güncelleştirilmesi daha basit ve az maliyetlidir. Etkileşim faktörü son kullanıcıya büyük zaman ve kullanım kolaylığı kazandırır.

Emisyon : Katı, sıvı yüzeyden ya da genellikle bir ****lden elektronların elektromanyetik radyasyon yoluyla veya elektronların ısı yoluyla açığa çıkarılması.

Encoder : Kodlayıcı.

Enhance: Temel bir imgeyi, daha iyi dizayn standartlarına ve görüntüsel anlatma ulaştırma için yapılan işlemler.

Entegre devre : Bir çok devrenin veya devre kısımlarının bir muhafaza içinde bir araya getirilmesi (toplayıcı).

EP: Video veya kamerada hızın düşürülerek bant kapasitesinin iki misline çıkarılması

EPS: (Encapsulated PostScript) Sınırlandırılmış PostScript diyebiliriz. Bir dökümanın PostScript dilinde kaydedilmesi.

EQUALIZATION : Ton kontrol (Bas-orta-Tiz) seslerin işlenmesi, düzeylendirilmesi ve bu prensiplere verilen isim.

Equalize: Videoda görüntü sinyallerinin karakteristiklerini kontrollü bir şekilde değiştirmek.

Erase : Magnetik bir bilgiyi yenilemek veya silmek.

Error mesajı : Hardware veya software uygulamalarında uygun olmayan bir data girişinin yapıldığını belirten görülebilir veya duyulabilir uyarı.
Ethernet: Başlangıçta Xerox tarafından geliştirilen, daha sonra Digital, Intel ve Xerox (DIX) tarafından düzenlenen 10Mb/s iletişim ağı standardı. Eşmerkezli (coaxial) bir kabloya bağlanan tüm sistemler kabloyu kullanmak için (CSMA/CD denilen bir yönteme göre mücadele ederler. Yerel Alan (Local Area Network).

EXCITE: Adres: ne istediğinizi bulamıyorsanız, Excite'ın gelişmiş yardımcı teknolojisi sayesinde ne istediğinizi bulabilirsiniz.Her hafta yenilenen 11.5 milyon tam text sayfası, Konularında oldukça bilgili olan yazarlar ve makaleleri, Use Net haber grupları, saatlik haberler, yorumlar ve INTERNET üzerindeki ilk interaktif çizgi film gösterisi.

Extension : Dosya adından sonra yazılan üç karaktere kadar ek. Extension, dosya adının belirleyicisi veya ayırıcısı olarak görev yapar. Dosya adından (.) ile ayrılır. .DOS, .AVI, .WRI, .BAS vb.

Exterpolation: Bilinen iki noktanın dışındaki bilinmeyen üçüncü noktanın bulunmasına dayalı matematiksel işlem türü. Tersi, ınterpolasyon'dur.
 

cırcırböcee

V.I.P
V.I.P
F

Fade in/out: Görüntünün yavaş yavaş açılması/kararması, Video kamerada fader düğmesine basıldığı zaman devrye girer. Görüntünün karanlıktan yavaş yavaş belirmesini istiyorsanız objektin yandaki FADER düğmesine basarsanız kayıt düğmesini kapatıp kaydı bitirirdiğinizde görüntü yavaş yavaş kararacaktır. Eğer fader düğmesine iki kez basarsanız görüntü mozaik biçimi kararıp kaybolacaktır. Bu özellik de monitör ekranından görülebilir. Görüntünün normal açılıp kapanmasında FADER yazısı, mozaik kararma ise M.FADER yazısı görülür. Bu özelliği kullanmaktan vazgeçtiyseniz tekrar FADER düğmesine basınız. Ekrandaki yazı da silinecektir.

FAQ: Sıkça Sorulan Sorular (SSS).

Fast motion: Hızlı hareket.

Feasibility Study : Olurluk ıncelemesi (Fizibilite etüdü)Bu terimin bir başka söylenişi de ön-incelemedir ve aşağıdaki üç alan ile ilgilidir:1- Mevcut sistemin veya sistemin içinde işlediği çevrenin karakteristikleri ve özellikleri,2- Yeni bir sistemin geliştirilmesinin mi yoksa mevcut sistemin gözden geçirilerek düzenlenmesinin mi uygun olacağının incelenmesi,3- önerilen sistemin, incelemeyi yaptıran kuruluş veya organizasyon için gerçekleştirilebilir olup olmadığının incelenmesi.

Feather: Erime. Select, Feather.

FCC: ıletişim ve yayıncılıkta hava dalgalarının kullanılmasını kontrol eden hükümet dairesi.

Feding : Alıcıda ses dalgalarının hava ve coğrafi şartalara göre değişmesi olayı.

Feedbck: Bir mikrofonun kendi Hoparlörlerinden çıkan ses vasıtasıyla yeniden ses yaratma işlemi. Zil sesi ya da diğer tiz sesleri gibi.

Fetch : Bilgisayarda emirlerin getirilmesi.

Fidelite : Kalite

Field : Belirli kategorideki datalar için ayrılmış kayıt bölümleri.

Filcker: Televizyon ekranıda ışık kırpışması.

File protection : Depolama cihazında, mesela diskette; beklenmedik data silinmelerini önlemek için kullanılan işlem veya cihaz.

File Server (Dosya Hizmet Birimi): Uzaktaki kullanıcılar (istek birimleri) için dosyalara erişim sağlayan bilgisayar.

File system : Dosya sistemi.

File transfer: Dosya aktarmaBir bilgisayardan diğer bir bilgisayara dosya aktarma işlemi Dosya Aktarma Protokolü (File Transfer Protocol), Kermit.

File Transfer Protocol (FTP): Dosya Aktarma ProtokolüBir sistemdeki kullanıcının iletişim ağı üzerinden diğer bir sisteme erişme-sini ve oradaki dosyaları kendine veya kendi dosyalarını oraya aktarmasını sağlayan protokol. Ayrıca, FTP kullanıcıların bu protokolü kullanmalırını sağlayan programa verilen isimdir. Protokolün tanımı STD 9 ve RFC 959'da yapılmıştır. anonim FTP (anonymous FTP).

File : Bilgisayar tarafından bir bütün olarak kabul edilen, birbirleri ile ilgili data gruplarının toplandığı program.Filitre: Süzgeç, süzme

Fill Pattern: Yazılımda bulunan esas renk ve dizayn. Bir tablo ya da çizimin bölümlerine biçim vermek için kullanılır.

Film strip: Yatay pozisyonu 18mm x 24mm'lik bir görüntü olan bir devamlı film bandında durağan imgeler.

Filter: Bir audio veya video sinyalinin frekansında bant veya disk hızına oranla görülen ani değişim.

Finger: Belirli bir kullanıcı hakkında bilgi veren programdır, ayrıca kendi sisteminizde veya uzak sistemde giriş yapmış kullanıcıları listelemek için de kullanılır. Genelde kullanıcının tam adını, ne kadar zamandır işlem yapmadan beklediğini, hangi terminal hattından bağlandığını, ve terminalin yerini gösterir. Bunlara ilaveten eğer mevcutsa kullanıcıya ait .plan ve .project dosyalarını görüntüler.

Finger: Sizin bağlı bulunduğunuz ağdaki kullanıcılar hakkında bilgileri bulmanızı sağlayan bir protokol. Bazı ağlar dışarıdaki sistemlerden arama yapılmasına izin vermez, bazıları ağ içinden de izin vermez.

Fixed disk : Data depolaması için kullanılan, çevre etkilerinden korunmak için sıkı kalıplara alınmış hard disk.

Flame: (Hiddetten dolayı) parlamaElektronik posta mesajında bir şey hakkında sert eleştiri ve düşüncelerin tahrik edici bir şekilde ifade edilmesi. Kişiler birbirlerine parlamamaları gerektiği konusunda parlamaya başlarsa parlama savaşları ya da bir başka deyişle parlama festivalleri oluşur. Elektronik Posta (Electronic Mail).

Flame War: Canlı olarak yapılan, zaman zaman nezaket kurallarının unutulduğu hararetli ve heyecanlı tartışma.

FLC,FLI: Animasyon formatı. ılk olarak Autodesk tarafından kullnılmaya başlanılan bu format günümüzde bir çok grafik yazılımında kullanılmaktadır.

FLI/FLC : FLI ve buna bağlı olarak sonradan çıkan FLC formatı, PC'deki animasyonlar için standardı belirliyorlar. Autodesk tarafından Autodesk-Anima-tor ile birlikte geliştirildi ve bir süre sonra da FLC formatı ve Animator Pro olarak genişletildi. FLI, 320X200 çözünürlüğünü, FLC ise 256 renk 1024X768'e kadar olan tüm çözünürlükleri destekliyor. FLI/FLC formatının değişik mutasyonları 15/16/24 bit renk derinliği sunuyorlar, ancak bunlar standarttan sapıyorlar ve özel bir Player gerektiriyorlar.

Floating point aritmetic : Programın radix noktası (virgülün bulunduğu yer) otomatik olarak hesaplayıp kaydettiği hesaplama çeşididir. Programlayıcı, bunu hesaplamaya uğraşmaz.

Flowchart : Programdaki işlemi grafik metodla gösterme.

Focal Blur : Raytracing ile hesaplanan resimlerde önden arkaya kadar her şey tam olarak keskin değil. Bu ise hiçbir şekilde görme alışkanlıklarına uygun değil. çok yakında duran bir cisme bakıldığında arkadaki her şey keskin görünmez. Bazı Raytracerlar bu efekti simüle ediyorlar ve böylece resimler çok daha doğal görünüyor.

Font: Romen, italik, Helvetica vs. cinsinden yazı karakterleri.

FOOTER: HTML dökümanının "dip" bölümüdür. Bu bölümde genellikle tarih, yapımcı ve döküman hakkında bilgiler bulunur.

Fore front Venüs: 486DX2/66 tabanlı, aktif matris renkli ekrana sahip güçlü bir notebook. Bellek 8,12 ve 20MB'a yükseltilebiliyor. Ayrıca harici disk sürücü, PCMCIA yuvasına takılan Faks/Modem ve harici batarya şarj cihazı takılabiliyor (ve şimdi de Pentiumlara uyumlu).

FORM: HTML sayfalarında Web servisine bağlanan kullanıcıdan Web tarayıcısı sayesinde bilgi almak için kullanılır. Daha sonra bu bilgiler sunucu makinede kurulu olan özel bir programla değerlendirilir.Web sayfaları üzerinde formlar yaratmak için CGI programlamayı bilmek gerekir. CGI hakkında daha çok bilgi edinmek için sayfasına bir göz atabilirsiniz. Bu adreste Web sayfası yaratmak ve CGI ile formlar yaratmak hakkında güzel bilgiler bulacaksınız.

FPU: (Floating Point Unit. Kayan Nokta ünitesi.) CPU üzerinde bulunan ve çok hassas işlemlerin yapılmasında görev alan ünite.

FQDN: Tam Tanımlanmış Alan ısmi (Fully Qualified Domain Name).

Freenet: ücretsiz ağE-posta bilgi hizmetleri, etkileşimli iletişim ve konferans gibi işlevleri olan halke açık sistemlere verilen isim. Freenet'ler kişiler ve gönüllüler tarafından finanse edilir. A.B.D. freenet'leri bilgisayarla iletişimi halka açık kütüphaneler gibi yaygın hale getirmeye çalışan NPTN (National Public Telecomputing Network) üyesidirler.

Freeware: ücretsiz kullanılabilen yazılım. Bu programları hiçbir ödeme yapmadan kullanmak mümkündür. Programın satılması ise ancak izin verilmiş ise mümkündür. Dağıtılması ise serbesttir.

FTP (File Transfer Protocol): Sadece bir protokol değildir, bu protokol Internet üzerinde veri yollamanın ve almanın en çok kullanılan biçimidir. FTP kullanılarak başka bir Internet sitesine "login" olunur ve buradaki dosyalara "site sorumlusu"nun hak tanıdığı kadar erişim sağlanır.

FTP: Dosya Aktarma Protokolü (File Transfer Protocol).

FTP (File Transfer Protocol): çeşitli sistemler arasında dosya aktarımı yapılmasını
sağlamak için kullanılan bir protokol.

Full-Motion Video: Gerekli sayıda imge (saniyede 30 Frame) yarattıkları için televizyonda görülenleri envüle eden video sekansları.

FQDN: Tam Tanımlanmış Alan Adı:FQDN bir sistemin tüm alan adını içeren adresine denir. örneğin asiyan bir sistem adıdır, asiyan.cc.boun.edu.tr FQDN'dir anasistem (hostname), Alan ısmi Sistemi (Domain Name System).

Function keys : Keybord üzerindeki belirli tuşlardır ve basıldığında bilgisayara belli bir işi yapma talimatı verir. Fonksiyon tuşları, kullanılan uygulama programına bağlı olarak belirlenebilir.

Function : özel talimatlar aracılığı ile belirlenen bilgisayar işlemidir. (Alt) Bazı GWBASIC fonksiyonlar COS, EOF, LEFTS, TAN
 

cırcırböcee

V.I.P
V.I.P
G

Galley View : Nota yazımının daha seri bir şekilde yapılması için düzenlenen sayfa.

GAME LAN: Adres: günlerde popüler olan Java uygulamalarından bir derleme. katigorilere göre sıralanmış.

GAMES DOMAIN: Adres: oyununuz hakkında arama yapmanıza olanak sağlayan bu sayfa oyun meraklıları için tasarlanmış.

Gamma (Düzeltme) : Dijital resimlerin kaydedilmesi sırasında (256 renkten daha az içeren resimler dışında) resmin aydınlığı (ışığı) 256 basamakta kaydedilir. 255 maksimum aydınlık, 0 ise minimum aydınlığa (ışığa) karşılık gelir (siyah). Aydınlık ='dan 255'e doğru doğrusal olarak artar.Bilgisayar monitörü, renkleri, elektronlar tarafından uyarılan ve böylece aydınlanan fosforlarla gösterir. ıdeal duruma karşılık fosforun aydınlatma eğilimi doğrusal değildir. Piksel değerinin monitördeki gerçek aydınlıktan sapan faktörü de hesaba katılmalıdır. Bu değere Gamma değeri denir.

Gamma: Orta tonlar. Ekranınızın Gamma ayarını, Photoshop klasöründeki Goodies'de bulunan Calibration'daki Gamma'yı Sistem Klasörü'ne atarak yapabilirsiniz. Standardı 1.8'dir. Renk sapmalarını Balance'daki RGB sürgülerle giderebilirsiniz.
Gamut: Tarayıcıların, film çıkış cihazlarının vb. kabul ettiği renk sınırlama, tanıma limiti.

GATEWAY: Gateway, teknik olarak aynı türden olmayan iki protokol'ün anlaşılmasını sağlayan donanım ya da yazılım anlamına gelir. örneğin Compuserve'ün kendi mesaj formatı ile Internet "e-mail" formatı arasında değişimi sağlayan bir "geçiş kapısı" vardır.Ama bu terim Internet üzerinde genellikle, bir sistemden diğer bir sisteme geçiş sağlayan bir mekanizmayı anlatır.

Gateway: GeçitAynı işlevlere sahip fakat farklı yapılardaki ağlar arasında verileri aktaran cihaz ya da programlara verilen isim. mail gateway, router, protocol converter.

Gateway: ıki ağ arasındaki geçit. Bu şekilde bir ağdan diğerine veri iletimi yapılır.

GCC: GCC ürün grubunda postscript laser yazıcıların yanısıra ColorFast Digital Film Kayıt cihazı ile ColorTone Dye-Sublimation renkli fotorealistik yazıcı üniteleri yer almaktadır.

GCR: Gray Component Replacement. Orta tonlardan faydalanarak Siyah'ın üretilmesini sağlayan bir teknik. GCR'de koyu bölgelerde, her renkte de tram vardır.

Ghost: Ekranda gölge, kayma, görüntünün çift görünmesi (=double image).

GIF: Grafik dosyalarını sıkıştırmak ve böylece veri aktarma zamanından tasarruf etmek amacıyla Compuserve tarafından yaratılmış birer grafik formatıdır. Web dokümanlarında sık sık kullanılır.

GIF: WWW üzerindeki görüntü dosyaları için kullanılan standart bir format. GIF dosya formatı, dosya büyüklüğünü azaltan bir sıkıştırma yöntemi kullandığı için oldukça popülerdir.Gigabyte (G veya GB)ir milyar bayt.

Global search : Bir değişkeni referans alarak, (karakter veya komut olabilir) text içerisindeki her türlü görünümünü vererek araştırma şekli.

GNN SELECT: Adres: http://gnn.com/gnn/wic/wics/index.htmlINTERNET'in size sunabileceği en iyi servisler. Eğlenceden ulaşım'a her şey GNN'de var.

GOPHER: Internet üzerinde hypertext kullanmadan değişik menölerdeki materyallere ulaşmayı sağlar.

Gopher: Internet üzerindeki bilgilere hiyerarşik menöler halinde erişimi sağlayan dağıtılmış bilgi hizmetidir. Gopher kullanıcının bir kullanıcı programı (client) kullanarak tüm gopher dağıtıcılarındaki (servers) bilgilere ulaşmasını sağlar. Tüm dağıtıcılardaki bilgilerin toplamı gopher uzayı oluşturur. Kullanıcı ve dağıtıcı programları Internet üzerinde ücretsiz olarak mevcuttur. Archie, arşiv makinesi (archive site), Geniş Alan Bilgi Hizmet Birimi (Wide Area Information Servers).

Grab Utilitiy: Herhangi bir programdan bir ekran görüntüsünü kapatarak bir diğer program vasıtasıyla imgeleme veya yapım maksadıyla bir diğer file veya çıkışa nakleden küçük bir RAM- Dayanıklık programı.

GRAFıK: ıletişim; kelimelere bağımlı kalmaktansa değişik şekiller, boyutlar ve renkler kullanılarak zenginleştirilmektedir.Multimedya grafik kavramının içinde tanıdığımız iki unsur bulunur. Bunlardan birincisi fotoğraf, ikincisi resimdir. Bu iki unsur multimedyaya anlaşılırlık ve görsel zevk katarlar. Yerinde kullanılan nitelikli bir grafik, yazı veya sözle verilebilecek mesajlar taşıyabilir.Teknik Bilgi:çözünürlük: Grafiğin ekranda hangi büyüklükte ve ne kadar net görüneceğini belirler. Grafik ne oranda büyütülürse veya aynı büyüklükte ne kadar daha net gösterilmek istenirse diskte kaplayacağı yerde o kadar büyük olur.Renk bilgisi: Bir grafiğin içinde bulundurduğu renk sayısını belirler. Gerekli yöntemler doğru olarak uygulanırsa genelde 256 renk yeterli olur. Grafikler binlerce veya milyonlarca renkten oluşursa diskte kapladıkları yer çok daha büyük olur.

GRAFıKLER: Daha büyük olmaları ve yavaş yüklenmelerine rağmen grafiklerin görsel çekiciliği her zaman web servislerini onları bolca kullanmaya itmiştir. Günümüzde Internet üzerinde sıkça kullanılan ve güçlü sıkıştırma algoritmalarına sahip iki grafik formatı vardır: GIF ve JPEG. Grafikler hakkında ipuçları istiyorsanız bir UseNet haber grubu olan comp.infosystems.www.authoring.images adresine bağlanabilirsiniz.

Graph Area: X veya Y yayları arasında bilinen bir grafiğin yaratıldığı alan.

Graphic Adapter: Bir bilgisayarda bütün görüntü yaratan fonksiyonları yürüten devreler.

Graphic : Objelerin kelimeler olarak değil de resim olarak görüntülenebilmesini sağlayan hardware/software özelliği. Bu işlemlerde çizgi çizebilme ve çeşitli işlemleri uygulayabilme özellikleri vardır.

Graphics Display: ış dünyasında kullanılan grafikleri görüntülemek gibi özel durumlar için dizayn edilmiş yüksek performanslı bir gösterim terminali.

Grayscale: Beyaz ve siyah arasındaki gri tonların eşitliği

Grayscale: Siyah/Beyaz dökümanları tarama modu.

GROFPWARE: Aynı bilgiler üzerinde çalışan, aynı binada, odada veya ağ üzerinde çalışan bir grup insan için tasarlanan programlara denir.

GUI (Graphical User Interface): Grafik Kullanıcı Arabirimi.

GUI: Karaktere dayalı bilgisayar ınterface'leri ve DOS için kullanıcıya kolaylık sağlayan bir alternatif. Kullanıcıya karakterlere dayalı bir kumanda klavyesinde yazmak yerine bir dizi kumanda seçeneğinden istediğini vurgulama imkanı verir
 

cırcırböcee

V.I.P
V.I.P
H

Hacker: Bilgisayar hastasıBilgisayar sistemleri ve iletişim ağlarının yapısını derinlemesine anlamaktan zevk duyan kişi. Bu terim bazen yanlışlıkla cracker yerine kullanılır. Sistem kırıcı (cracker).Ham: Odyo frekans sistemlerinde bulunan gürültü, kalın sesli vızıltı.


Hardware : Bilgisayar sisteminin sahip olduğu cihazların tümü (Donanımı).

Head: Kafa, video cihazında bandı okuyan ya da kayıt yapan ve bir tambur içine gizlenmiş hareketli parça iki üç ya da dört adet olur.

HEADING (BAşLIK): HTML dökümanlarında genellikle yazının başlığının ve genel tanımların bulunduğu bölgedir. ve takıları arasına yazılır.

Hexadecimal : Taban olarak 16'yı kabul eden sayı sistemi. Bu sistemde, 0-9 arası sayılara ilave olarak A, B, C, D, E ve F harfleri sayı olarak kullanılır.

Hidden file : Normal directory araştırmasında görülemeyen dosyalar. Normal DOS komutları ile bu tür dosyalar üzerinde işlem yapılamaz.

High grade: Yüksek manyetik özelliğe sahip video bant.

Hiss: Teypte band hışırtısı.

Histem adı: Bir bilgisayara verilen isim. Tam Tanımlı Alan ısmi (Fully Qualified Domain Name).

Holl : Oyuk, boşluk.

Home Page: Bir Web hizmet biriminin kimlik ve içindekiler bilgilerini içeren başlangıç sayfası. Ana sayfa.

Horizantal Resolution: Ekran üzerinde yatay olarak bulunan pixel'lerin sayısını belirtir.

Horizontal Scan Rate: Elektron ışın scanlarının bir CRT'nin ekranındaki hızını belirtir.Horizontal Scan Rate:Elektron ışın scanlarının bir CRT'nin ekranındaki hızını belirtir.

Host: Grafik teminatını kontrol eden video sinyalini bilgisayar veya diğer kaynağı.

Host number: Sistem numarası

Host : ıletişim ana sistemiKullanıcıların diğer iletişim ana sistemleriyle haberleşmesini sağlayan bilgisayar. Kişiler haberleşmeyi elektronik posta, telnet ve FTP gibi programlar vasıtasıyla yaparlar.

Hostname: Internet bağlantısı olan bir bilgisayara verilen isim.

Hot Line : Sıcak Hat.Sadece iki telefon abonesine hizmet eden özel bir hat. Bu hatta bağlı bir abone ahizesini kaldırınca diğer abonenin zili otomatik çalmaya başlar.

HOTJAVA: Sun MicroSystems tarafından tasarlanmış Mosaic-tipi web tarayıcılarına alternatif olarak tasarlanan yeni bir Java destekli web tarayıcısıdır. özellikle "etkileşimli" web sayfaları geliştirmek isteyenler için tasarlanan bu tarayıcının yapımı henüz bitmemiştir.

Howtek: Tarayıcı ürün gruplarından ilki olan Howtek'de A4 ve A3 değişik çözünürlüklerde flatbed tarayıcılar yer almaktadır. Ayrıca 400 dpi'lık durum scanner da mevcuttur.

HP DeskJet 320: Notebook PC'ler için tasarlanan HP DeskJet 320, notebook bilgisayarın yarısı oranında ve renkli ve siyah/beyaz baskı olanağı sunuyor. 2kg'lık ağırlığı ile ev ve büro dışında rahatlıkla kullanılabiliyor.

HP LaserJet 4L (Lazer Yazıcı): Kullanımının kolay, hafif ve ekonomik oluşu ile dikkat çeken HP LaserJet 4L, dakikada 4 sayfa basma özelliğine sahip ve 300 dpi olmasına karşın, çözünürlük iyileştirme teknolojisi sayesinde çıktı kalitesi oldukça yüksek.

HP Vectra XU 5/90C: Yüksek performansı, gömme Ethernet desteği ve kolay sökülüp takılabil mesi özellikleri ile diğer Pentium işlemcili bilgisayarlar arasında dikkat çekiyor. Ayrıca, bakımı kolaylaştıran kolay sökülebilmesi özelliğiyle iyi bir tasarıma sahip.

HR (High Resolution): Yüksek çözümlü bant.

HSL: (Hue, Saturation and Lightness) En geniş renk spektrumudur. Hem RGB, hem de CMYK renk dünyasını içine alır.

HTML: Web sayfalarının düzenlediği ve Web bilgilerinin dağıtıldığı ortam için kullanılan bir kısaltma. Bir birleşik döküman formatı.

HHTP: Internet üzerinde HTML sayfalarının aktarılması için "Hyper Text Transport Protocol" isimli standart bir protokol kullanılır. Hiç şüphe yok ki World Wide Web üzerinde en çok kullanılan (ve en önemli) protokoldür.

HTR: Yüksek ısıya dayanıklı direnç.

HTTP: Servis sağlayan bilgisayardan döküman aktarmak için kullanılan bir yöntem. Kullanıcılar ve tarayıcılar için hizmet veren servis biriminin adı.

Hyperlink: Bir bilgi parçası ile diğeri arasındaki bağlantı.

HYPERMEDIA: Az kullanılan bir terimdir. metin, grafik, ses, hareketli görüntü gibi Internet üzerinde iletişimi mümkün olan her türlü medyayı ifade eder.

HYPERTEXT: HyperText, dökümanları biçimlendirmek, resim ekleme, bağlantılar yaratmak için kullanılan metotdur.

HYPERLINK: HTML sayfasında bir takı (tag) kullanılarak başka bir dosya ile oluşturulan bağlantıdır.

Hypertext: Anında etkileşimli sorgulama fonksiyonuna sahip bir metin dosyası tipini tanımlamak için kullanılır. Metin içine yerleştirilmiş kelime ve kelime gruplarının kullanıcı tarafından (fare tıklamasıyla) seçilmesiyle bağlantı kurarak, ilişkili olduğu bilgi ve multimedya malzemesinin anında görüntülenmesini sağlar.
 

cırcırböcee

V.I.P
V.I.P
I

BM Lexmark 2381 Plus: Yüksek hızı, Win Word ve grafik uygulamalarındaki kaliteli baskı özelliği, yine dört yerleşik fontu, barkot basabilme özelliği ile 94 yılının dikkat çeken ürünleri arasına girmiştir.

IBM ThinkPad 755C: Güçlü Intel DX4 ve DX2 işlemcileri ile çifte taramalı renkli ekranlar kullanılıyor. CD Rom sürücüsü, ses kartı ve iki speaker sayesinde Multimedya olanaklarından rahatlıkla faydalanma imkanını sağlıyor.

Icon: Kullanıcını istediği fonksiyonu yerine getirebilmesi için seçtiği yazılım; işlemlerini sembolik imgeleri.

IFF: Standard dosyalama formatları.

ıletim Kontrol Protokolü: Gönderilen paketlerin hedefe eksiksiz varmasını sağlayan bir protokol.

IMAGEMAP: Imagemap birçok bağlantı barındıran bir grafiktir. Bu grafik değişik yerlerine basıldığında sizi farklı URL adreslerine veya bağlantılarına götürecek biçimde bölümlerine ayrılmıştır. Böyle bir tekniği gerçekleştirmek için öncelikle ilgili GIF dosyasını yaratmalı sonra da "harita dosyasını" yaratmak için . mapedit/ adresinden bulabileceğiniz MapEdit gibi bir program kullanmalısınız. bu tip programlar CGI dilini kullanarak görüntünün içine değişik bağlantılar yerleştirir.

IN-Band Signaling : Bant içi işaret gönderme.Normal olarak ses iletimi için kullanılan bir taşıyıcı kanal içinde bulunan bir frekans veya frekanslarda işaretleşme bilgilerinin iletilmesi.

ın-Point: Edit'in başladığı yer. Ayrıca start ponit deyimi de kullanılır.

Input Form: Bir iş yönetimi grafiği programında kullanıcının programa data vermek ve bir tablo ortaya çıkarmak amacıyla cevaplandırması gereken sorunlar gurubu.

Input/Output : Bilgisayarlar ile haberleşme yapan cihazlar için kullanılan genel terim. Bu terim için I/O kısaltması kullanılır.

Input: Merkezi bir işlem ünitesine veya ünitesinde bilgi transferi için gerekli işlemler.

Insert Editing: Audio veya videounun önceden kaydedilmiş malzemeye sanki beraber alınmış gibi geçirildiği video edit tekniği. Hem kaynak hemde master video bandında control track'i veya zaman kodu gerektirir.

Instruction : Bilgisayara bir sonraki işlemde ne yapacağını söyleyen program adımıdır. Instruction, sık sık command (komut) ile karıştırılır.

Integer : Tam büyüklük. Bölüntüsü olmayan, doğal sayıların tamamı. örnek olarak 60 bir integer (tamsayı)'dır. 60,5 ise değildir.

Interactive: Etkileşimli televizyon ekranda resim izlenirken bir köşede kayıt tarihi band uzunluğu program süresi vs. gibi bilglerin yeralması. (Seyircinin Aktif olarak Televizyona müdahale edebilmesi).

Interface (ara birim) : Bilgisayarın bir bölümünden başka bir bilgisayara veya harici bir cihaza (printer, monitör veya modem gibi) bilgi iletişiminin kanalize edildiği yer. (ara birim)

Interlaca: Titreşimleri azaltmalk için her 'frame'in iki komple şebeke gurubuna bölündüğü, bir tarama metodu...Veya elektron ışığının her geçişinde ekranın sadece yarısının tazelendiği bir monitör tipi.

Interlaced Fields: Görüntü ekranındaki kamaşmayı en aza indirmek için testler scan gösterim sitemlerinde bulunan bir teknik.
INTERLACED GIF'LER: Normal bir GIF resmi HTML sayfası yüklenirken yukarıdan aşağıya doğru yüklenir. Eğer GIF veya JPEG formatındaki resminiz "Interlaced" özelliğine sahipse. HTML sayfanız yüklenirken kademe kademe, çözünürlüğü gittikçe artarak görülecektir. Böyle GIF dosyaları kullanıcıya, dosya daha hızlı yükleniyormuş hissi verir. (Aslında daha hızlı yüklenmez, sadece bir göz yanılmasına neden olurlar.) GIF'lerinizi bu formatta kaydetmeniz aynı zamanda kullanıcıya nasıl bir resmin yükleneceğini önceden bilme şansı verir.

Interlock: Bir cihazın yalnız önceden belirlenmiş şartlarda çalışabilmesine imkan veren güvenlik tertibatı.

Internet address: Internet adresiInternet üzerindeki bir düğümü ifade eden adres. ağ (internet), Internet, IP adresi (IP address).

Internet Aktarmalı Sohbet: Kişilerin gerçek zamanda birbiriyle konuşmalarını sağlayan dünya çapında "parti hattı" protokolü. Dünya üzerindeki IRC hizmet birimleri (IRC Servers) kendi aralarında bir ağ oluştururlar, ve IRC kullanıcı programlarının (client) bağlantı taleplerini kabul ederler.

INTERNET nedir ?: Internet, dünya üzerindeki bilgisayar ağlarının birbirleri ile bağlanması sonucu ortaya çıkmış olan,herhangi bir sınırlaması ve yöneticisi olmayan "International" bir bilgisayar ve bilgi iletişim ağıdır.Günümüzde Internet üzerinde yaklaşık olarak 5.000.000 Bilgisayar ('host'yani ana sistem olarak) fakat kişisel olarak 100 miliyonu geçmektedir. Bu kadar büyük bir ağın başlangıcı nasıl ortaya çıktı ? diye düşünecek olursak, ilk olarak Amerikan ordusunun birimleri arasında iletişimi sağlamak için düşünülmüş olan ARPANET gösteriliyor.Günümüz internetine göre daha yavaş ve basit bir altyapıya sahip olan Arpanet 1969'da ilk kurulduğunda işlerin bu kadar büyüyeceği kimsenin aklına gelmemişti. Ancak Ordunun bilgisayar merkezleri arasındaki iletişimi bu kadar kolaylaştıran sistem bir sistemin uzun zaman sadece orduya bağlı çalışmayacağı anlaşılıp ihtiyaç duyulunca çok kısa sürede bu sistemin alt yapısını genişletilerek Hükümet ve Eğitim kurumları da bilgi paylaşımı için bu ağ sistemini kullanmaya başladılar.üzerindeki bilgi yoğunluğa veya yüke uzun süre dayanamayan Arpanet, bir süre sonra ikiye bölünmek zorunda kaldı. Bir bölümü ordu adına MıLNET işlendi diğer bölümü de Arpanet olarak bir süre devam etti. Sonra büyük firmalar ve şirketle, belli bir katkı payıları ile Arpanet'e üye olarak altyapısını geliştirerek ve şirketler çoğalarak Amerika'yı bir baştan bir başa Ağ sistemi ile donatmaya başladılar. Ve hemen hemen Amerika'nın her kesimine girmeye başlandı. Tam bu sırada ıletişim Protokolllerinde bir devrim olayı yaşandı. Ve ARPANET üzerinden TCP/IP protokolüne geçiş başlandı. Bu protokol Hem çok daha esnek bir protokol hem de bilgi paylaşımında değişik metodların bir arada kullanmasına imkan tanıyordu.UNIX Sisteminin ağlar üzerinde popülerliğinin artması ile Arpanet'in Abone sayısı bir anda beklenmeyen ilgiç sayılara ulaştı. Ve doğal olarakta, ikinci Arpanet de belli bir süre sonra şişmeye ve üzerinden yapılan bağlantıların yükünü taşımamaya başladı. Amerikalıların TüBıTAK'ı NSF bu şişmeye (doluluğa) karşı önlem alarak daha geniş bant kapasiteli bir global ağ sistemi olan NSFNET'i geliştirdi. Arpanet'e yapılan bağlantılar kısa sürede NSFNET üzerinden transfer edilmeye başlandı ve Arpanet bitmiş oldu. Böylece büyük Bilgisayar Firmaları kendi global ağlarını kurmaya başlayarak daha geniş bantlara sahip oldular. Kulanıcı, server ve biribirine bağlı ağ sayısı bir anda katlanan rakamlarla büyümeye başladı. Bir ara sadece E- MAıL (Elekronik- POSTA) iletişimi FTP dosya Transferi kullanılan ınternet üzerinde uygulamalar bir anda değişik alanlara kaymaya başladı. TCP/IP protokolünün esnek olması , ortaya internet üzerinde bilgi paylaşımında bir devrim olan WWW(World Wide Web) oluşumunu çıkardı. Ve Internet bir anda Bilgisayar Gruplarından' evdeki vatandaşın kullanabileceği bir sistem olma yoluna girdi. Basitlik anlaşılabilirlik ve kullanım kolaylığı Internet'i popülerliğini artırdıkça arttırdı ve böylece 2000'li yıllara doğru kendini hazırlamış oldu. Artık ıNTERNET'e "Bilgi Otobanı" da diyoruz.Günümüzde bilgi paylaşımın en kolay , en pratik ve en hızlı yolu da ıNTERNET'ten geçmektedir. ınternet üç bölümden oluşuyor. Internet Kullanıcıları, ınternet üzerinde kullanıma hazır olan sayısal bilgi ve ınternet'i oluşturan Server, ağlar, Bilgisayarlar vb. gibi altyapılar diyebiliriz. Kısaca dünyanın en ücra köşesinde ulaşmak istediğimiz bir bilgiye en kısa sürede ve en kısa yol'dan ıNTERNET Sistemiyle ulaşabiliyoruz.

IP (Internet Protocol): Sistemler arasında bilgi birimleri geçişini tanımlayan Internet protokolü.

IP: 1. Internet Protocol- Internet'in temel işletme protokolüdür.2. Internet Provider- ya da Internet Access Provider. Kendi servisleri üzerinden başka kullanıcıları Internet'e bağlayan, genellikle ticari amaçlı kuruluşlardır. IP adress Internet üzerindeki her makine sadece bir tane IP numarasına sahip olabilir. Buna karşılık kullanıcıların servis isimlerini daha rahat hatırlamaları için makinelere bir ya da daha fazla "Domain Name" atanabilir. IP adresi noktalarla bölünmüş 4 sayıdan oluşur. (örnek: 194.762.183.106)

Internet Protocol (IP): Internet ProtokolüBir bilgisayardan diğerine veri paketi aktarma işlemiyle ilgili bir protokol. Tanımı STD 5 ve RFC 791'de bulunabilir. Yorumlar ıçin Rica (Request For Comments), TCP/IP Protokol Ailesi (TCP/IP Protocol Suite).

Interpolation: Bilinen iki nokta arasındaki bilinmeyen üçüncü noktanın bulunması tekniği, matematiksel işlem türü.


Interpreter : Bir bilgisayar dili ile yazılmış programı okuyan, tercüme eden ve işleten program. öte taraftan COMPILER, programı okuyup işletiminden önce tercüme eden programdır.

INTERRUPT: Bir G/4 (1/10) cihazından veya bir yonga'dan MPU'ya gönderilen ve hizmet isteyen bir işaret. Kabul edildiği zaman, kesilme işareti MPU'nun mevcut durumunu (program sayacı, dahili rejisterler vb.) korumasını sağlar ve uygun bir işlem birimine dallanması temin eder. Kesilme işareti çalıştırıldıktan ve istenen hizmet tamamlandıktan sonra korunmuş olan duruma yeniden dönülür ve çalışması kesilen programın icrasına devam edilir. Birden fazla sayıda kesilmelerin sözkonusu olması halinde ise bunların öncelik sıraları belirlenmelidir.

IP address: IP adresiInternet Protokolü tarafından tanımlanmış 32 bit'lik adres, STD 5 ve RFC 791'de tanımlanmış olup genelde noktalı gösterimde ifade edilir. örneğin 128.45.67.255 gibi. noktalı adres (dot address), Internet adresi (internet address), Internet Protokolü (Internet Protocol), ağ adresi (network address), sistem adresi (host address).

IP Address: Bir hizmet birimine atanmış 32 bit'lik Internet protokol adresi. IP adresi bir ağ bileşeni ve bir servis birimi bileşenine sahiptir.

IRC: Internet Bağlantılı Sohbet (Internet Relay Chat)

IRC (Internet Relay Chat): Kişilerin gerçek zamanda birbiriyle konuşmasını sağlayan, dünya çapında bir sohbet hattı protokolü.

ISDN: Tümleşik dijitak şebeke hizmetleri. Dijital ses, data ve video sinyallerinin aynı devreler üzerinde taşınmasına imkan verir.

ISDN: Eşzamanlı ses, veri ve görüntü bilgisinin birkaç kanal üzerinden yüksek hızlı iletimi

IVIA: çok yönlü video Sanayicileri Birliği
 

cırcırböcee

V.I.P
V.I.P
J

Jaggies: şekillerin bilgisayar grafiğindeki köşeleri. Aynı zamanda "Alasing" diye de adlandırılır.

Jamming: Bir işletim sistemini istenemeyen sinyallerle kasten bozma.

JAVA: Sun Microsystems'in yarattığı kolay kullanılır, güvenli, nesneye yönelik ve güçlü bir programlama dilidir. HTML dilinin eksiklerini kapamaya yöneliktir. Bu dil Netscape 4.0 veya Sun Microsystems'in HotJava web tarayıcısıla görüntülenebilir. Ayrıca bir derleyiciye gerek yoktur. Dil hakkında daha çok bilgi ve örnekler için adresini deneyin.

Jilter free still play: Ekrandaki resmin donması sırasında görüntü parazitlerini azaltılması . Genellikle üç ya da dört kafalı sistemler bu özelliğe sahiptir.

Joystick: Bir edit kontrolü için kullanılırlar. Tek tek VTR'lere ulaşmak amacıyla yukarı aşağı haraket etirilir (Playback VTR için yukarı VTR'si için aşağı). Bandı öne veya arkaya sarmak için sağa veya sola oynatılır. Bilgisaylar oyunları ve animasyon için bir çeşit uzaktan kumanda cihazıdır.

JPEG : Joint Photographic Experts Group, Sözcüklerinin kısaltılmasından meydana gelen grafik formatıdır. çözünürlüğü ve renk sayısı çok fazla durağan grafikleri yüksek oranda sıkıştırıp saklayabilen bir formattır. JPEG formatı grafik dosyalarında sıkıştırma yaparken "tolerans oranları" kullanır. Bu oranlar dosyanın gerçeğe yakınlık derecesini belirtir.

JPEG : (Joint Photographic Expert Group) Bu uzmanlar grubu, 24 bit renkli resimleri kayıpla sıkıştıran bir dosya formatı yoktu, zira sadece sıkıştırma metodu belirlenmişti, bu da bazı kullanıcıların, başka programlar tarafından üretilen resimlerin okunmasında problemler yaşamasına neden oldu. Sonradan JPEG, belirgin bir dosya formatı tanımlandı, JPEG File Interchange Format (JFIF). Standart dosya uzantısı olarak JIF (ya da JFIF)'i öngörüyor, ancak ne yazık ki birçok program buna uymuyor ve eski uzantı olan JPG'yi kullanmaya devam ediyorlar.
JPEG : Fotoğrafik görüntüleri sıkıştırmada kullanılan yaygın bir yöntem. Web tarayıcılarının çoğu, resim dosyalarını görmek için standart dosya formatı olarak JPEG'i kabul ederler. Justification: Bir alandaki yazı veya baskının konumu. Sağ baştan başlayıp sol başta bitirmek için ayarlanmıştır
 
Top