Forumlar
Yeni Mesajlar
CerezExtra
EĞLENCE ↓
Şans Kurabiyesi
Renk Falınız
ÇerezRADYO
Sevgiliye Özel
ÇerezDERGİ
Hızlı Okuma Testleri
Pratik Çözümler
Yeniler
Yeni Mesajlar
Yeni ürünler
Yeni kaynaklar
Son Aktiviteler
İndir
En son incelemeler
Dükkan
Giriş
Kayıt
Yeniler
Yeni Mesajlar
Menu
Giriş
Kayıt
Uygulamayı yükle
Yükle
Forumlar
Edebiyat / Kültür / Sanat
Edebiyat / Kitap
Beyaz Zambaklar Ülkesi'nde
JavaScript devre dışı bırakıldı. Daha iyi bir deneyim için, devam etmeden önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
You are using an out of date browser. It may not display this or other websites correctly.
You should upgrade or use an
alternative browser
.
Konuya cevap yaz
Mesaj
<blockquote data-quote="yilmaz27" data-source="post: 1034742" data-attributes="member: 124445"><p>Bir ülke düşün. Kısa sürede çok yol kat etmiş, elinde avucunda ne varsa - toprak, insan, kaynak - sadece onunla zor zamanları atlatmış, refahı sağlamış, insanını yüceltmiş ve bastığı toprağı yaşanılır kılmış: Beyaz Zambaklar Ülkesi. Her milletin kendine 'Ne yapabiliriz?' hususunda pay çıkarabileceği bir masal yazmış olan bu ülke, aslında yabancı değil, günümüzde Avrupa'nın en gelişmiş ülkelerinden biri: Finlandiya. Grigory Petrov tarafından yazılmış olan bu kitap, çok da uzun olmayan bir zaman öncesinde, hem siyasi açıdan bağımsız olmayan hem de halkının Orta Çağ'dan kalma zorluklar içerisinde debelendiği Suomi'nin (Finler kendi ülkelerini böyle adlandırıyorlar.) uyanış ve yükselişini anlatıyor. Dilimize ilk tercümesi Mustafa Kemal Atatürk zamanında olan bu eser, okulların, özellikle de askeri okulların müfredatına alınmış. Bir toplumun el ele vererek neler başarabileceğinin belki de en sade tarifini bu eserde bulabiliriz. Aslında düşününce ne kadar mantıklı olduğuna kanaat geldiğimiz, ancak bir türlü hayata geçirilemeyen o fikirler bu ülke insanının birbirine sahip çıkması, yılmadan çalışmaları, aydınların kelimelerin gücünü kullanarak halkı yönlendirmesi ile bir yol olmuş ve Suomi'nin varış yerini tayin etmiş: Bizim tabirimizle 'muasır medeniyetler seviyesi'. Grigory Petrov bir süre kaldığı Finlandiya'yı gözlemlemiş ve kendi ülkesi Rusya'da, insanlara topraklarına hizmet etmenin, birlik olmanın, gelişmenin nasıl olabileceğini anlatmak istemiş. Aynı zamanda bir din adamı da olduğundan bu konuda vaazlar vermiş ve bu kitabı yazmış. Rus yazarın bilinçli olarak çok sade bir dille yazdığı bu eseri, farklı topraklarda doğup büyümüş bir genç olarak öz eleştiri yapmadan okumak imkansızdı tabi ki. Fin aydınlarının hem eğitimli insanlara hem de bu insanların bihaber olduğu halka yönelik konuşmaları, kullandıkları üslup ve çizdikleri yol, kendi ülkelerini bir adım ileri taşımak için yaktıkları ve gelecek nesillere emanet ettikleri bir meşale gibi. Tüm bunlar gerçekten gıpta edilesi bir sürecin basamakları. Yerel olmaktan çıkıp evrensel değerlere hizmet ederek bu basamakları adımlayan Fin halkı, bugün sistemleri ve yönetimleri ile medeni bir ülkeye sahiptir. Her ne kadar milletlerin karakterleri farklı olsa da insani değerler ortaktır, ve bizim de onların hikayesinden çıkaracağımız çok ders var. Yazarın anlatım dilinden öte, anlattıkları ve bizim anlamamız gerekenler ile, ben de bu eseri her vatandaşın -özellikle gençlerin- okuması gerektiği kanaatindeyim. Kitaptan bir alıntı ile yazımı sonlandırmak istiyorum. </p><p></p><p></p><p>"Şu hikayeyi hatırlıyor musunuz? Kabil kardeşi Habil'i öldürdü. Tanrı Kabil'de vicdanına: Kardeşin Habil nerede? diye sordu. Kabil cevap verdi: Bana ne Habil'den? Ben kardeşimin bekçisi miyim?"</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="yilmaz27, post: 1034742, member: 124445"] Bir ülke düşün. Kısa sürede çok yol kat etmiş, elinde avucunda ne varsa - toprak, insan, kaynak - sadece onunla zor zamanları atlatmış, refahı sağlamış, insanını yüceltmiş ve bastığı toprağı yaşanılır kılmış: Beyaz Zambaklar Ülkesi. Her milletin kendine 'Ne yapabiliriz?' hususunda pay çıkarabileceği bir masal yazmış olan bu ülke, aslında yabancı değil, günümüzde Avrupa'nın en gelişmiş ülkelerinden biri: Finlandiya. Grigory Petrov tarafından yazılmış olan bu kitap, çok da uzun olmayan bir zaman öncesinde, hem siyasi açıdan bağımsız olmayan hem de halkının Orta Çağ'dan kalma zorluklar içerisinde debelendiği Suomi'nin (Finler kendi ülkelerini böyle adlandırıyorlar.) uyanış ve yükselişini anlatıyor. Dilimize ilk tercümesi Mustafa Kemal Atatürk zamanında olan bu eser, okulların, özellikle de askeri okulların müfredatına alınmış. Bir toplumun el ele vererek neler başarabileceğinin belki de en sade tarifini bu eserde bulabiliriz. Aslında düşününce ne kadar mantıklı olduğuna kanaat geldiğimiz, ancak bir türlü hayata geçirilemeyen o fikirler bu ülke insanının birbirine sahip çıkması, yılmadan çalışmaları, aydınların kelimelerin gücünü kullanarak halkı yönlendirmesi ile bir yol olmuş ve Suomi'nin varış yerini tayin etmiş: Bizim tabirimizle 'muasır medeniyetler seviyesi'. Grigory Petrov bir süre kaldığı Finlandiya'yı gözlemlemiş ve kendi ülkesi Rusya'da, insanlara topraklarına hizmet etmenin, birlik olmanın, gelişmenin nasıl olabileceğini anlatmak istemiş. Aynı zamanda bir din adamı da olduğundan bu konuda vaazlar vermiş ve bu kitabı yazmış. Rus yazarın bilinçli olarak çok sade bir dille yazdığı bu eseri, farklı topraklarda doğup büyümüş bir genç olarak öz eleştiri yapmadan okumak imkansızdı tabi ki. Fin aydınlarının hem eğitimli insanlara hem de bu insanların bihaber olduğu halka yönelik konuşmaları, kullandıkları üslup ve çizdikleri yol, kendi ülkelerini bir adım ileri taşımak için yaktıkları ve gelecek nesillere emanet ettikleri bir meşale gibi. Tüm bunlar gerçekten gıpta edilesi bir sürecin basamakları. Yerel olmaktan çıkıp evrensel değerlere hizmet ederek bu basamakları adımlayan Fin halkı, bugün sistemleri ve yönetimleri ile medeni bir ülkeye sahiptir. Her ne kadar milletlerin karakterleri farklı olsa da insani değerler ortaktır, ve bizim de onların hikayesinden çıkaracağımız çok ders var. Yazarın anlatım dilinden öte, anlattıkları ve bizim anlamamız gerekenler ile, ben de bu eseri her vatandaşın -özellikle gençlerin- okuması gerektiği kanaatindeyim. Kitaptan bir alıntı ile yazımı sonlandırmak istiyorum. "Şu hikayeyi hatırlıyor musunuz? Kabil kardeşi Habil'i öldürdü. Tanrı Kabil'de vicdanına: Kardeşin Habil nerede? diye sordu. Kabil cevap verdi: Bana ne Habil'den? Ben kardeşimin bekçisi miyim?" [/QUOTE]
Alıntıları ekle...
İsim
Spam kontrolü
Ülkemizin kuzeyindeki deniz hangisidir? (bitişik yazınız)
Cevapla
Forumlar
Edebiyat / Kültür / Sanat
Edebiyat / Kitap
Beyaz Zambaklar Ülkesi'nde
Top