Benimle Kal

yilmaz27

Ne Mutlu Türküm Diyene
Site Yetkilisi
Süper Moderatör
benimle_kal.jpg


BENİMLE KAL ÖZETİ

Emma küçük yaşlardayken babasını kaybetmiştir ve annesi Rachel intihara girişerek aşırı dozdan hasta hanelik olduğunda Sharon Emma’yı daha çok küçükken amcasının ve yengesinin yanlarına bırakmıştır. Emma’nın amcasına sığınması yeni bir başlangıçtır. Amcasının ve yengesinin de çocukları vardır. Ve onu istemezler. Emma’nın varlığından amcasının çocukları Carol ile George rahatsız oldukları için Emma’ya kötü davranıp işkence ederler. Emma ise onların bu zulümüm karşı hep ayakta durmaya çalışır ve onları polise şikâyet etmeye vicdanı el vermez, çünkü kuzenleri Jack ve Leyla’nın annesiz babasız kalmasını istemez.

Emma derslerine çok çalışarak hep üniversite hayalleri kurar. Biran önce amcası ve yengesinin zulmünden kurtulup, üniversiteye gitmek için uğraşmaktadır. Fakat Emma, amcası ve yengesinin işkenceleri yüzünden hastanede tedavi görmek zorunda kalmış ve hastaneye yatmıştır.

Emma hasta hanedeyken yanında Sara ve Evan durur bu sayede Emma, her ne kadar kötü olsa da onların varlığıyla kendini iyi hisseder. Sonra Emma iyileşmek için çok çaba gösterir ve bu çabaları sayesinde 4 ay sonra yeşil sahalara döner.
Emma bu yaşadıkları için geceleri hiç uyuyamaz hep kâbuslar görür ve geri uyanır bu sebeple psikoloğa gider. Psikolog düzenli uyuyabilmesi için ona günlük tutmasını söyler ama Emma bunun bir işe yaramayacağını düşünerek bir süre günlük tutmaz Fakat kendini ele geçiren kâbusları yüzünden bir gün günlük tutmaya karar verir. Daha sonra Emma arkadaşı Sara’nın yanında kalır ve bir süre onunla yaşamını devam ettirir.

Okula gittiğinde ise yaralarını ve acılarını gizlemek için okulda kimseyle pek konuşmaz kendi içine kapanık ve dışarıya hep mutlu imajı vermeye özen gösteren bir kızdır. Evan ise Emma’yı çok sevmektedir. Emma ise Evan’ın yanında kendisini çok mutlu hissetmektedir. Bir süre sonra Emma annesiyle konuşup, onun yanında yaşantısını devam ettirerek her şeyin yola gireceğini zanneder. Evan ile Sara bu durum için ne kadar Emma’ya yalvarsalar da Emma kararından vezgeçmez.
Emma eşyalarını toplar ve Evan ile Sara onu annesinin evine bırakmak için yola çıkarlar. Eve vardıklarında Emma annesini gördüğünde kendini tuhaf hissedeceğini bilse de bu duruma artık kabullenmek zorundadır. Ve arabadan çıkıp eve doğru ilerleyip kapıyı çaldıktan sonra yıllardır göremediği annesini karşısında bulmuştur.

Rachel onları içeriye davt eder. Evan ile Sara, Emma’nın odasına çıkarak Emma’nın odasını düzenleyip dekore ederler. Emma odasına geldiğinde odayı çok beğenir. Evan ile Sara biraz daha durduktan sonra giderler. Emma annesi ile sonunda baş başa kalır. Konuşurlar. Emma ilk başlarda annesi ile evde arkadaş gibi olmuştur. Rachel, bir işte çalışırken, Emma ise okuluna gitmektedir. Emma okuldan eve döndüğünde çoğu zaman annesini evde bulmamaktadır. Çünkü Rachel toplantılara katılmakta ve işten geç çıkmakta eve dönerken ise yanında erkeklerle dönmektedir.

Emma geceleri kâbusları yüzünden uyuyamadığı için annesinin eve erkeklerle geldiğini görür ama bunu annesine belli etmez. Bir gün annesi yine işe giderken kendi iş yerinden kendinden yaşça biraz küçük olan Jonathan diye birisiyle tanışır ve sevgili olurlar. Jonathan , Rachel'ın ev getirdiği erkekler biridir, ama diğerlerine göre daha farklı bir insandır.
Rachel, Jontahan’ı çok sevdiği halde ondan büyük olduğu için Jonathan’ın birgün kendisini terk edeceğini düşünmektedir. Emma ise annesine hep moral vermektedir. Jonathan her gün Emmalara geldiği için Evan bu durumdan haberdar olmuştur. Emma da bundan dolayı rahatsız olur. Jonathan ile Rachel arada tartıştıklarında, Jonathan sakladığı sıkıntılarını ve dertlerini hep Emma’ya anlatmaktadır. Emma’da bu zamana kadar anlatmadığı kendi sıkıntılarını ve kâbuslarını Jonathanla paylaşmaya başlamıştır. Böylece aralarında güçlü bir bağ oluşur. Evan ile Emma çok mutludur. Emma’nın en büyük hayali Weslyn’den kurtulup üniversiteyi Standford da okumaktır.

Okula gittiğinde sanat dersinde Evan’ı çok durgun görür. Üstelik Evan’ın dersi terk ettiğinde telaşa kapılır. Evan’a ulaşmaya çalışır ama o gün hiçbir şekilde ulaşamaz. Sara onun yanında durup moral vermeye çalışır. Eve gittiğinde ise Evan’ı arar, mesaj atar gene ulaşamayınca Standford’u kazanamadığını ve kabul edilmediğini düşünür. Ama ertesi gün Evan’ı gördüğünde Evan ona korkup telaş etmemesini söyler. Bu sayede Emma’nın içi rahatlar ama niye durgun olduğunu da merak ettiği için bu durumu çözmeye çalışır.

Jonathan’ın California’ya gideceğini önceden bilen Emma bunu annesine söyler. Rachel da bu öfkesi yüzünden Jonathanla tartışır ve annesi Emma’yı da kıracak kelimeler söyler. Emma da Jonathan’ın bu durumu daha önceden Rachel’a söylemediği için Jonathan’a öfkelenir. Emma okuluna gidip gelirken birden ortaya Analise diye bir kız gelir ve bu kız Emma’nın dikkatini çekmiştir. Üstelik bu kızı Evan tanımaktadır ve cumartesi günü Emma’nın da gittiği basketbol maçında Analise’de bulunmaktadır.

Analiseyi evine Evan’ın bırakacağını öğrenince Emma bu durumdan rahatsız olur ve Evan’ı kıskanıp yanlış şeyler düşünür. Sara da bu durumu fark ederek Emma’ya destek çıkar ve Emma’nın az da olsa yüzünü güldürmeyi başarır. Bu olay böyle kapanır ama daha kötü sorunlar ortaya çıkar.Rachel ve Jonathan tartışırlar. Rachel eskiden olduğu gibi kendini alkole vermiş ve bu durum çekilemez hala gelmiştir. En kötüsü de Jonathan’ın Rachel’a gitmesi gerektiğini henüz tam olarak söyleyememesidir. Ve bu olay üzerine Emma’da annesinden kötü kelimeler işitince dayanamayıp Evan’ın yanına gider ve onunla kalır.
Ertesi sabah Emma iyi niyetliliği yüzünden Evan’a annesinin yanına gidip, onun yanında kalması gerektiğini anlatır ve tekrar eve döner. Emma’nın geldiğini gördüğünde onun kendisini bırakmadığını görünce mutlu olur bir süre araları düzelir. Ara sıra Emma ile Jonathan telefonla konuşur..Emma annesine Sara ile birlikte bir arkadaşının partisine gideceğini söyler ve orada kalacağını mesaj attığında henüz annesinden bir yanıt gelmediği için endişelenir. Sonra annesinden sesli mesaj gelir. Kaydı dinler ve annesinin o kötü belli belirsiz sesini duyduğunda Evan’a kendisini iyi hissetmediğini hemen eve gitmesi gerektiğini söyler. Ve aceleyle uzaklaşır. Arabaya bindiğinde annesini bulmaya odaklanır eve vardığında Rachel’ın arabasının evin önünde park edili bir vaziyette görünce rahatlar. Arabadan indiğinde biraz etrafa bakındıktan sonra annesini yerde hareketsiz yattığını görür. Onu yerden kaldıramayınca çareyi Jonathan da bulur. Ve onu arayarak eve gelmesini söyler. Jonathan geldiğinde onun da yardımıyla odasına çıkarırlar. Üstünü başını temizleyip onu yatağına bırakırlar. Jonathan bir şey olmasın diye bir gece orada kalır.
Sabah da erkenden kalkıp, Rachel görmesin diye erkenden evden çıkar ama bu olaydan annesinin haberi olur. Rachel, Emma’ya çok ağır sözler söyler. Bunun üzerine Emma, annesi kendisini yanlış anlamasın ve annesi mutlu olsun diye Jonathanla birdaha konuşmayacağına dair söz verir. Annesi ile bir süre sorunsuz yaşamışlardır.

Jonathan kimseye anlatmadığı sırlarını Emma’ya paylaştığında kendisini ona yakın görür ve ona karşı bir şeyler hissetmeye başlar ama hemen söylemez. Emma ise eve formalarını almak için döndüğünde bir adamın Rachel’ı öldüresiye dövdüğünü görür. Çığlık atarak onu durdurmaya çalışır ama adam dinlemez ve dövmeye devam eder. Emma durdurmaya çalışır adam onu uyarır karışmamasını söyler. Adam çekip gider. Emma yerde hareketsiz yatan Rachel’a yaklaşarak onu kaldırmaya çalışır ve iyi misin? Diye sorar. Sonra onu hasta haneye götürür. Bu adamın Rachel’ın torbacısı olduğunu adama borcu olduğunu duyunca nefretle ve öfkeyle annesine bakar. Sonra o hasta hanedeyken Jonathan’ı arar. Jonathan ben gelmeden eve girme diyerek uyarır ama Emma evde kimse olmadığını düşünerek eve sessizce yaklaşır. İçeri girdiğinde odasının kapısının aralık olduğunu görür ve Evan’ın ona hediye ettiği kolyenin mavi kutusunu görür. Adama saldırarak” ver onu bana” diyerek yalvarır. Sana para da veririm der, ama adam onu küçümseyerek hiç aldırış etmez. Emma kolyeyi almaya çalışırken adam onu yere savurur ve kaburgalarını siyah botuyla ezer. Çenesine bir yumruk indirir o sırada Jonathan eve gelir ve adama saldırarak adamı dövmeye başlar. Adam yere yığılır. Emma, Jonathan’a durması için kolundan tutar ama Jonathan hala döver. Jonathan’ın bu halini görünce Emma bu durumdan rahatsız olur. Yaşadığı şokla merdivenin en üst basamağına oturur. Jonathan da yanına oturur. Jonathan adamı sürükleyerek dışarı çıkarır. Evi tüm delillerden arındırır.

Emma ile Jonathan’ın arasında kötü olaylar yaşanır ve Emma evden uzaklaşır. Evan’a gider Evan onu bu halde görünce endişelenir ama Emma hiç bir şey söyleyemez ve bir süre sadece ona sarılır. Emma bkendisini toparladığında Evan’a her şeyi anlatır. Rachel’ın bir uyuşturucu torbacısının olduğunu, Jonathan’ın adamı dövdüğünü ve kolyeyi çok zor kurtardığını anlatır. Evan büyük bir üzüntüyle “seni onun yerine ben korumalıydım” der. Evan , Emma’ya sarılarak onu hep seveceğini ve onu hep koruyacağını söyler. Vivian da elinden gelen her türlü yardımı yapar. Emma, Evan’ın yanında kalır.

Ertesi sabah Evan ve Sara ile birlikte eve dönüp eşyalarını toplamak için odasına çıkarlar. Tam her şeyi toplarken alt katta müzik çaldığını duyarlar. Rachel alt kattan Emma sen mi sin? Diye sorar. Emma ne yapacağını bilmez. Evan kolileri arabaya götürür sen burada dur der. Emma hemen aşağıya iner ve annesini mutfakta domates doğrarken gördüğünde Rachel akşam yemeğine kalmak ister misiniz diye sorar. Emma şaşırır ve “nasıl böyle kolaylıkla diyebiliyorsun” deyince aralarında bir tartışma başlar. Emma, bir daha geri dönmeyeceğini söyleyerek yukarıya çıkıp diğer kolileri de alıp evden çıkar.
Sara, Emma’nın unuttuğu bir eşyayı almak için eve girdiğinde şok olmuştur. Sara hemen telefon açarak “ Emma annene bir şey olmuş hemen eve dönmelisin der.

Eavan arabayı hemen eve doğru sürer. Eve geldiklerinde ambulans, itfaiye iki polis evin önündedir. Emma, Sara’ya bir şey olduğunu sanarak eve girmeye çalışır ama polis tuttuğu için giremez. Sara evin içinden koşarak gözleri yaşlarla dolu çıkar ve Emma’ya “eve geldiğimde onu etrafa saçılmış haplarla gördüm” der.

Ambulans ekibinin bir tahta üzerinde annesini çıkarttıklarını görünce o an hiç bir şey hissetmez ve öylece bakakalır. .Evan ile Sara istersen hastahaneye annenin yanına gidebiliriz dediklerinde Emma hayır der. Evanla birlikte eve dönerler. Sara ve annesi Anna, Rachel’ı ziyaret etmeye gider..Evan duşa girdiği sırada Emma da üst kata çıkmıştır. Jonathan’ın telefonuna cevap vermez ama bir mesaj gelir ve Emma’ya konuşması gerektiğini yazmıştır. Emma onunla konuşurken Analise’yi görür. Analise, Emma’ya “sen bunca şeyi hak etmiyorsun. Vivian’ın seni bu kadar sevdiğini sanmazdım ”der. Emma büyük bir şaşkınlıkla onu izler.
Emma’nın Evan için doğum günü kutlama planı vardır ama Anna’nın haberi olmadığı için eve yemekli misafir kabul eder. Emma’nın da bu planı bozulur sonra da Sara ona yemek hazırlayabilmesi için Rachel’ın evine gidip orda hazırlamasını söyler. Emma bu durumu sevmese de kabul eder. Alışverişe çıkar işi bitince eve varır. Yapılacakları aklından geçirir tam o anda telefonu çalar. Arayan Jonathan’dır. Jonathan konuşmamız lazım der. Sonra telefonun şarjı biter ve Sara’nın kendisine mutlaka ulaşacağını düşünerek işe devam eder. Tam çikolatayı çırparken bir anda araba sesi duyulur Evan geldi sanarak tezgâhı temizler çikolatayı musluğa koyup hemen suyu açar. Sineklik tam açılırken de ellerini yıkar ve gelenin Jonathan olduğunu görünce şaşırır.

Jonathan “Evan’a yemek mi yapıyorsun” diye sorar. Jonathan “ Emma seninle bir şey konuşmam gerek . Emma bunu inkâr etme aramızda güçlü bir bağ var. “ der. Emma buraya bunun için mi geldin” diye sorar. Jonathan” hayır tek bu değil polis arabadaki parmak iziyle benim parmak izimi eşleştirmiş” der. Emma mantıklı düşünmeye başlayarak “ daha önceden senin bir dosyan var mıydı?” diye sorunca Jonathan susmuştu.

Emma bir daha sordu ve Jonathan kendi öyküsünü anlattı. “Önceden işlediğim bir suç vardı. Babamın kardeşimle anneme daha fazla kötü davranmasını istemiyordum ve kardeşimi korumak zorundaydım. O gece onların evde olduğunu bilmiyordum ve ben evi yakmıştım. Bu yüzden kendimi affetmeyeceğim “ dediğinde Emma büyük bir şaşkınlık içinde onu dinliyor ve gözlerinden yaşlar akıyordu. Tam o anda sineklik birden açılınca Evan’ın geldiğini gördü. Evan, Emma’yı o halde görünce Jonathan’a “ Sen ne yaptın Emma’ya ? Diye sordu. Emma gözyaşlarını silerek “ bir şey olmadı sadece konuşuyorduk seni ilgilendirmez” dediğinde Evan da sinirlenmeye başlıyordu. Emma aralarına girip onları durdurmaya çalışırken Evan Jonathan’ın yüzüne yumruk atmıştı. Jonathan kayağa kalkıp Evan’a yumruklar atmaya başladı Emma, aniden atılıp Evan’ın önüne geçti. Jonathan kendine geldiğinde Emma, “ona dokunma defol git buradan diye bağırdı. Jonathan özür diledi ama Emma onun gitmesi için bağırıyordu. Bizi “bir araya getiren öfke ve acıydı. Aramızdaki bağ işte bu; aşk değil. Kimse seni sevemez Jonathan” deyince Jonathan hiç bir şey demeden çıkıp gitti.

Emma Evan’a “seni seviyorum ama senin de hayatını mahvedemem” dedi. Kapıya yöneldiğinde Evan “Emma ! “ diye bağırdığında sanki Emma’nın yüreği bin parçaya bölünmüştü ama artık orada duramazdı. Sara bu olaydan sonra gitmemesi için ona yalvarmış ama o bile fayda etmemişti. Hava alanında Sara’nın yalvarmasına rağmen onu da dinlemedi ve ona son bir kez sarılarak uçağa bindi. Emma, Weslyn’i terk edip gitti.
 

yilmaz27

Ne Mutlu Türküm Diyene
Site Yetkilisi
Süper Moderatör
Kitabın konusuna geçmeden önce güzel ve bir o kadar da düşündürücü olduğunu düşündüğüm bir alıntıyı sizlerle paylaşmak istiyorum.

“Gerçeğin üstünü asla örtemezsiniz. Güneşin ışıklarını ellerinizle kapayamayacağınız gibi gerçeği de saklayamazsınız.”

Yaşanılan olayları hem Yejide’nin hem de Akin’in anlatımıyla öğreniyoruz. Onların duygu ve düşünceleri çok güzel geçiyor okuyucuya…
Çiftin ailesinde, çevrelerinde ve hatta ülkeleri Nijerya’da erkeklerin pek çok kadınla evlenmesi çok doğal karşılanıyor. Bu çok acı olsa da maalesef sıkça karşılaşılan bir durum.
Çocuk sahibi olabilmek adına Yejide ve Akin’in yaptıklarına inanamadım. Buldukları çözümler ”Yok artık daha neler? Bu hiç ama hiç doğru değil, pes doğrusu bunu da mı yaptılar?” dedirtecek türden.

“Aşkın bile yapamayacağı şeyler vardır…
Yük çok ağırsa ve uzun süre durursa aşk bile eğilir, çatlar, kırılacak hâle gelir ve bazen kırılır da. Ama bin parça hâlinde ayaklarınızın dibinde yatarken bile aşktır yine de.”


COK ILGINIZI CEKECEK BIR KITAP
okumanizi tavsiye ederim
 

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Ne kadar isyan edersen et!
Ne kadar direnirsen diren!
Ne kadar savunursan savun!
Haklı da olsan, dürüst de olsan,
Olmadı mı olmuyor!
Yine de ayakta tutan değerlerin varsa;
Belki hep kaybediyorsun,
Ama asla yıkılmıyorsun...!
 
Top