Hiç kimse kimsenin gerçeğini bilmez, anlatılanların yanın da anlatılmayanlar da vardır çünkü.
Suçlamak en kolayıdır, kendi hislerinizi ortaya koymak, kırgınlığınızı dile getirmek en kolayıdır.
Anlıyorum dersiniz, anladığınız bir şey yoktur aslında.
Gelişi güzel söylenmiş dilinize pelesenk ettiğiniz bir sözcüktür sadece bu.
Yanındayım dersiniz, oysa sadece küçücük bir zaafiyetini beklersiniz karşısına geçmek için.
Seviyorum dersiniz, ama sevdiğinizi anlamsız triplerle boğup üzdüğünüzü farketmezsiniz.
Ondan gücünün ve şartlarının çok üstünde beklentileriniz olduğunu farketmez, dünyanın merkezine kendinizi koyarsınız.
Varsa yoksa hep size odaklansın, herşeyi bir tarafa itsin istersiniz.
Biraz nefes alayım, kendimi dinleyim dese, sevmemekle ilgisizlikle suçlarsınız.
Çünkü siz ilgi odağı olmayı seviyorsunuz, çocuklar gibi pamuklara sarılıp, kulağınıza ninni söylenmesini istiyorsunuz.
Siz aslında onu değil, kendi egonuzu seviyor şımartılmak istiyorsunuz.
Evet acı ama gerçek bu maalesef.. Biz sevdiklerimizi boğuyoruz farkında olmadan.
Onların ayrı bir birey olduklarını, bizden farklı bir dünyaları olduğunu görmüyoruz.
Daha çok sevileyim derken, sevgimizi yıpratıyoruz.
Kendimizi tüketiyor, sevdiğimiz insanları kaybediyoruz farkında olmadan.
Zamanla yaşanacak tüm güzellikleri, bir anda yaşayalım sabırsızlığını gösteriyoruz.
Yarına yaşanacak bir şey bırakmıyoruz, nefes alacak fırsat vermiyoruz birbirimize.
İlgi görmeyi ve ilgi gösterilme arzusunu hep işimize geldiği gibi anlıyoruz.
Kendimiz ilgi beklerken, karşı tarafın biraz nefes alayım isteğini çok görüyoruz.
İnsan kurulu bir makina değil, elinizdeki cep telefonu hiç değil..
Sevdiklerinize bu muameleyi yapmayın.
Her şeyi sevgiyle ilgiyle tadın yaşanırsa güzeldir ve kalıcıdır.
Severken tüketmeyin sevginizi, anlamsız triplerle, ilgi bekliyorum sarhoşluğu ile öldürmeyin sevdiklerinizi.
Sevgi şımarıklık değildir bunu bilin.
Ya nefes almasına fırsat verin sevdiklerinizin.
Yada yol verin herkes kendi yoluna gitsin..