Ben bu memleketin çocuğuyum

Ben bu memleketin çocuğuyum
Yüreğimde ölçüsüzdür sevdalarım
Tükenmeyen inancımı toprağın sabrından almışım
Bu yüzdendir sınırsızlığım sonsuzluğa

Hele bir gözü pek mavilerde görün beni
Irmak ırmak nasıl çağlarım
Göğün alacasında seyredin
Yürek yürek nasıl derilirim
Toprağın nefesinde çatlayan tohum benden yanadır
Benimle bilinir yağmurun bereketi
Benimle gelir kuş tüyü karın asaleti
Gölge tanımaz benim gecelerim
Kir tutmaz aydınlık seherlerim
Mor dağlarımdan almışım dağca gücümü
Yürümüşüm deryalara varmak için
Yürümüşüm bu toprak uğruna can vermek için
En içli soluklarda sevmişim
Sonra ıpıssızlık ortasında
Sere serpe boşluklarda
Apak dağların doruklarında
Çatlak toprağın peltek soluyuşunda yaşamışım
Değil mi ki bu toprağın adına ben varım
Rüzgârın esmerliğine yaprağın yeşiline
Domuran tere de ben yakışırım

Ben bu memleketin çocuğuyum
Güneşin doğup battığı gibi gerçek
Gün gibi aşikârım
Kömür ocaklarındayım yüreği pek işçi
Fındıkta çaydayım Körpe gençliğin işlenişi
Tütün tarlalarında bir içimlik solukta
Gurbetçiyim yalın kat yatağımdaki umutla
Hiçe saymışım garibanlığı toprağımın sevdasına
Hiçe saymışım ölümü uğruna
Laf değil bağrımda taşıdığım efsaneler
Türküler yakmışım memleketimin bahtına
Delikanlı fidanlar dikmişim toprağıma
Asırdan asra süregelir hatıralarım
Karacaoğlan’ım var sevdalı mı sevdalı
Yunusun desem insanlığa bağlı
Mevlana dergâhında semazenlerim
Dost meclisinde semah dönenlerim
Sonra Fatihlerim Kemallerim
Dört kollu efelerim dadaşlarım seğmenlerim
Değil mi ki onların adına ben varım
Suyunu toprağından almış
Çelik gibi yüreğe
Dökme tunç gibi yiğit bileğe de ben yakışırım
Ben bu memleketin çocuğuyum


yurdagül özay
 

Top