Balon Balığı (Tetradon Spacieus - Tetradon Biocellatus)

KeReM @

Özel Üye
Özel üye
BALON BALIĞI
Tetraodontiformes Tetraodontidae
Tetradon spacieus

4vnY2z6.jpg

Tetraodontidae familyasından olan balon balığının Akdeniz’de yaşayan türleri Tetraodon spacieus ve Tetraodon lagocephalus’tur. Ege ve Marmara’da nadiren rastlanır.

Balon balığı, tropik ve sıcak denizlerde ve onların kara sularında, mercan resiflerinin arasında yaşar. Ortalama boyu 40 cm. olup, şiştiği zaman daha da büyür.

Normal durumunda gövdesinin alt kısmı yassıdır. Sırt yüzgeci küçük ve geride, anüs yüzgeci de aynı büyüklükte ve bunun hemen altındadır.

Balon balığı kımıldayamayan ya da çok ağır hareket eden avları yakalar. Korunma bakımından, çevreye kolaylıkla uyan renklerine ve bir savunma yöntemi olan şişme niteliğine güvenir.
Sırt ve anüs yüzgeçlerini çalıştıran kaslar güçlü bir şekilde geliştiklerinden, balık bunları iki yana dalgalandırarak göğüs yüzgeçlerinin de yardımıyla yüzer. Kuyruk yüzgecini ise dümen gibi kullanır. Balon balığının derisi serttir ve üzerindeki pulların yerini sırtında ve kafasında, dikleşebilen dikenler almıştır.

Bazı balon balıklarının sırtları beyazdır. Bazılarının ise sırt renkleri karnına kadar
denizlerde yaşayan bazı türlerin sırtı yeşilimsi veya mavimsi siyahtır. Mercan resiflerinin etrafında görülenlerin ise mavi ya da morumsu kahverengidir. Yanlarında beyaz benekler, hareler ya da çizgiler vardır.

Balon balığının en önemli ve ilginç özelliklerden biri de şişebilmesidir. Bundan dolayı da “balon balığı” ismini almıştır. 20cm. boyundaki bir balık denizdeyken içine 1 litreye yakın su çekip adeta bir balon biçimini alır. Bu durumda dengelerini kaybettiklerinden deniz yüzeyine çıkıp ters dönerler. Su mideden uzayan bir keseye gider. Suyu burada iki uçta kaslı bir kapakçık tutar.

Denizden çıkarıldığı zaman ise içine su yerine hava çekerek şişer. Bunu da yine bir yutkunma hareketiyle sağlar. İyice büzülüp açılabilen ağız tabanı adeta bir tulumba görevi yapar.

Balon balığının dişleri, kirpi balığınınki gibi birleşerek bir gaga oluşturmuştur. Bunlar hem yukarı, hem de aşağı çenede önde kesici bir kenar, arkada da öğütücü bir levha meydana getirir.

Balon balığıyla kirpi balığı arasındaki fark, balon balığının diş levhalarının kesici bölümlerinde bir yarık bulunmasıdır. Bundan dolayı da balon balığının her iki çenesinde sadece ikişer diş varmış gibi gözüktüğü için bu balığa “tetraodon” yani dört dişli, kirpi balığının da her iki çenesinde birer diş varmış gibi göründüğü için bu balıklara da “diodon” yani iki dişli adı verilmiştir.

Balon balığı ağzı hafif açıkken bir tavşanı andırır; bu türe verilen lagocephalus (tavşan kafalı) ismi de buradan gelmektedir.

Resiflerin etrafında yaşayan balon balıkları beslenme sırasında dişleriyle mercan parçalarını koparır, ezer ve bunların canlı kısımlarını sindirirler. Yumuşakçaları da ezerek yutarlar.

Başlıca besinleri deniz salyangozları, mercan parçaları, yengeçler, deniz solucanları ve çeşitli yumuşakçalardır.

Dişi balıklar baharın sonunda ve yazın yumurta dökerler. Yumurtalar dört-beş gün içinde çatlar. 6 mm. boyunda olan yavrular yumurtadan çıkar çıkmaz gövdelerini şişirmeyi başarırlar.

Şişebilen gövde ve dikenli deri balon balığının tehlikeden korunma araçlarıdır. Bu balığın pek çok türünün diğer bir savunma aracı da gövdelerinde bulunan zehirdir. Bu zehrin insanlar üzerinde büyük etkisi vardır. Genellikle balon balığının bazı türleri deniz hayvanlarının en zehirli olanları arasında sayılır. Zehir karaciğer, bağırsak ve üreme organlarındadır. Bazen deride ve kaslarda bulunur.

Büyük Okyanus’un güneyinde yaşayan zehirli balon balıklarının salgıladıkları maddeyi Polinezyalı yerlilerin mızraklarına sürdükleri söylenmektedir. Bu adada yaşayanlar balığa “maki-maki” yani “öldüren” adını vermişlerdir.

Bütün bunlara rağmen balon balığı Japonya’da çok nadide ve nefis bir yiyecek sayılır. “Fugu” diye adlandırılan balığın yemeğini özel şekilde eğitilmiş, kesmesini ve temizlemesini bilen aşçılar hazırlar. Ustalık isteyen iş, balığın karaciğerini ve diğer zehirli kısımlarını bu madde ete bulaşmadan çıkarmaktır. Ama yine de bugün Japonya’da bu balığı yiyen epey kişi zehirlenerek ölmektedir. Japonya’da “Fuguyu yemek isteği fazladır ama ölüm korkusu daha fazladır” diye bir de atasözü vardır.
 

Top