• Merhaba Ziyaretçi.
    "Minimalist Fotoğraflar" konulu yarışmamız başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de yarışmada görmek istiyoruz...

Atatürk'ün Kadınlar İçin Sözleri

  • Konuyu açan Konuyu açan wien06
  • Açılış tarihi Açılış tarihi

wien06

V.I.P
V.I.P
KADININ EN BÜYÜK VAZİFESİ ANALIKTIR! İlk
terbiye verilen yerin ana kucagi olduğu düşünülürse, bu vazifenin ehemmiyeti layıkiyle anlaşılır.


MEDENİYET'in esası TERAKKİ ve KUVVET'in temeli AİLE hayatındadır. Bu hayatta fenalık, muhakkak İÇTİMAİ, İKTİSADİ, SİYASİ aczi mucip olur. (30.8.24)


Zaman ilerledikçe, İLİM geliştikçe, MEDENİYET dev adımlarıyla yürüdükçe; hayatın, asrın bugünkü gereklerine göre EVLAT YETİŞTİRME'nin güçlüklerini biliyoruz. Anaların bugünkü evlatlarına vereceği TERBİYE, eski devirlerdeki gibi basit değildir. Gerekli özellikleri taşıyan EVLAT YETİŞTİRMEK, pek çok özelliği şahıslarında taşımalarına bağlıdır. BU SEBEPLE KADINLARIMIZ, HATTA ERKEKLERDEN DAHA ÇOK AYDIN, daha çok FEYİZLİ, daha fazla BİLGİN OLMAYA MECBURDURLAR!


Kadınlarımız için ASIL MÜCADELE alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan BİÇİM ve KILIK'ta başarıdan çok; IŞIK'la, BİLGİ ve KÜLTÜR'le, gerçek FAZİLET'LE SÜSLENİP DONANMAKTIR! Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmıyacak, aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak IŞIK'la, BİLGİ ve KÜLTÜR'le donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım. (31.1.1923)


Milletimiz GÜÇLÜ bir MİLLET olmaya azmetmiştir. Bunun gereklerinden biri de kadınlarımızın her konuda yükselmelerini sağlamaktır. Bundan dolayı kadınlarımız İLİM ve FEN sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim basamaklarından geçeceklerdir.


Bizim DİNİMİZ hiç bir vakit kadınların erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir! ALLAH'ın emrettiği şey ERKEK ve KADIN MÜSLÜMANLAR'ın İLİM ve İRFAN edinmeleridir. KADIN ve ERKEK bu İLİM ve İRFAN'ı aramak ve nerede bulursa oraya gitmek ve onunla mücehhez olmak mecburiyet'indedir.(31.1.1923)

Bizim toplumumuz için İLİM ve FEN lazım ise, bunları aynı derecede hem ERKEK hem de KADINLAR'ımızın iktisap etmesi lazımdır.


Kadınlar İÇTİMAİ HAYAT'da erkeklerle birlikte yürüyerek birbirinin YARDIMCISI ve DESTEKÇİSİ olacaklardır. (31.1.1923)


Malumdur ki, her sahada olduğu gibi TOPLUM HAYATI'nda dahi VAZİFE TAKSİMİ vardır. Bu UMUMİ VAZİFE TAKSİMİ arasında kadınlar KENDİLERİNE AİT olan VAZİFELERİ yapacakları gibi, TOPLUMUN REFAHI, SAADETİ için elzem olan umumi mesaiye de dahil olacaklardır.

TARLALARDA erkeklerle birlikte calisan, kasabalarda pazar yerine giden, yumurta ve tavuğunu satan, ondan sonra kendisine gerekenleri bizzat satın alan, çalışmalarının hepsinde kocalarına yardımcı olan KADINLAR!.. Ben bu kadınlar arasında kocalarından daha iyi İŞTEN ANLIYANLAR'a ve HESAP YAPANLAR'a rastladım.


DİN İCABI olan TESETTÜR, kadınların külfetini mucip ve adaba aykiri olmayacak basit sekilde olmalıdır. TESETTÜR şekli kadını hayatından, mevcudiyetinden TECRİT edecek şekilde OLMAMALIDIR!(31.1.1923)


Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi, kadınlarımıza karşı İHMAL ve KUSUR'dur.

Bir TOPLUM, bir MİLLET ERKEK ve KADIN denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin!


Dünyada hiç bir milletin kadını "Ben ANADOLU KADINI'ndan fazla çalıştım. Milletimi kurtuluşa ve zafere -ürmekte ANADOLU KADINI kadar emek verdim," diyemez!..

Dünya yüzünde gördüğümüz her şey KADIN'ın ESERİ'dir.(31.1.1923)
 
İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. Kabil midir bu kütlenin bir parçasını ilerletelim ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki bir cismin yarısı toprağa bağlı kaldıkça öteki yarısı göklere yükselebilsin? ‘

‘Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın’

‘Bazı yerlerde kadınlar görüyorum ki başında bir bez peştemal veya buna benzer birşeyler asararak yüzünü gözünü gizler ve yanından geçen erkeklere karşı arkasını çevirir veya yere oturarak yumulur. Bu tavrın manası neye delalet eder? Medeni bir millet anası bir millet kızı için bu garip şekiller bu vahşi vaziyet nedir? Bu hal milleti çok gülünç gösterir ve derhal düzeltilmesi lazımdır’.

‘Onlar yüzlerini cihana göstersinler ve gözleri ile cihanı dikkatle görebilsinler. Bunda korkulacak hiçbir şey yoktur. Önemli olarak şunu ihtar edeyim ki bu halin muhafazasında inat ve taassup hepimizi en az kurbanlık koyun olmak istidadından kurtaramaz..’

31 Temmuz 1932′ de Türkiye güzeli Keriman Halis’ in Belçika’ da yapılan yarışmada dünya güzeli seçilmesi üzerine Atatürk O’na ‘Ece’ ünvanını verir ve Türk kadınına şöyle seslenir:
‘Şunu ilave edeyim ki! Türk ırkının dünyanın en güzel ırkı olduğunu tarihten bildiğim için Türk kızlarından birisinin dünya güzeli seçilmiş olmasını çok tabii buldum. Fakat Türk gençlerine bu münasebetle şunu hatırlatmayı da lüzumlu görürüm: Övünç duyduğumuz tabii güzelliğinizi fenni tarzda muhafaza etmesini biliniz ve bu yolda uyanık olunuz ve bu gelişmelerin aralıksız gerçekleşmesini ihmal etmeyiniz. Bununla beraber asıl uğraşmaya mecbur olduğumuz şey analarınızın ve atalarınızın oldukları gibi yüksek kültürde ve yüksek faziletle dünya birinciliğini elde tutmaktır.’


‘Türk kadınının dünya kadınlığına elini vererek dünyanın barış ve güveni için çalışacağına emin olabilirsiniz.’


‘Kadınlarımız için asıl mücadele alanı asıl zafer kazanılması gereken alan biçim ve kılıkta başarıdan çok ışıkla bilgi ve kültürle gerçek faziletle süslenip donanmaktır. Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacak aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak şekilde ışıkla bilgi ve kültürle donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım.’


‘Bu millet esas terbiyesini aileden almaktadır. Türk milleti öyle analara sahiptir ki her bir devrin büyük adamlarını bu analar yetiştirmiştir. Türk kadını daha büyük nesiller yetiştirmeye kabiliyetlidir.’


Türk kadınına 1935 yılında seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır. Bu vesile ile bakın Atatürk nasıl seslenir:
‘Bu karar Türk kadınına sosyal ve siyasi hayatta bütün milletlerin üstünde yer vermiştir. Çarşaf içinde peçe altında ve kafes arkasındaki Türk kadınını artık tarihlerde aramak lazım gelecektir. Türk kadını evdeki medeni mevkiini selahiyetle işgal etmiş iş hayatının her safhasında muvaffakiyetler göstermiştir. Siyasi hayatla Belediye seçimleriyle tecrübe kazanan Türk kadını bu sefer de milletvekili seçme ve seçilme suretiyle haklarının en büyüğünü elde etmiş bulunuyor. Medeni memleketlerin birçoğunda kadından esirgenen bu hak bugün Türk kadınının elindedir ve onu selahiyet ve lihakatle kullancaktır.’

Ne mutlu bir Atatürk yetiştiren Türk kadınına ne mutlu O’na sahip olan Türk milletine…
 
Atatürkün vasiyetini ne yazıkki bazı kadınlar yanlış anlamış. Şimdi tekrar okuyalım.

Kadınlarımız için ASIL MÜCADELE alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan BİÇİM ve KILIK'ta başarıdan çok; IŞIK'la, BİLGİ ve KÜLTÜR'le, gerçek FAZİLET'LE SÜSLENİP DONANMAKTIR! Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmıyacak, aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak IŞIK'la, BİLGİ ve KÜLTÜR'le donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım. (31.1.1923)
 
Ne Kadar guru ve asaletle dile getirmis bir türk kadinin degerini
ama ayni zamandada gencligi ve erkekleri uyarmis kadina karsi nasil olunmasi gerektigini
 
Geri
Top