• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

Atatürk Ve Kayıp Kıta Mu

cırcırböcee

V.I.P
V.I.P
Atatürk Ve Kayıp Kıta Mu

ATATÜRK’ÜN BİLİNMEYEN YÖNLERİ

YILLARDIR SAKLANAN BÜYÜK SIR


İlkokuldan üniversiteye üzerinde en çok söz söylenen ve tüm hayatımıza damga vuran adamı; kurtarıcımız, övünç kaynağımız Atatürk’ü ne kadar tanıyoruz? Asker ve devlet adamlığı dışında onun hangi özelliklerini biliyoruz? Örneğin, Atatürk’ü Atatürk yapan düşünsel özelliklerinden ne kadar haberdarız? Üzülerek söylemek gerekir ki, onu iyi tanımıyoruz!

9jVckwq.jpg

Onunla ilgili bildiklerimiz, çocukluğunda dayısının çiftliğinde bakla tarlasında kargaları kovaladığı, annesinin isteğiyle mahalle mektebinde okumaya başladığı, sonra askeri okullara devam ettiği, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktığı, Kurtuluş Savaşı’yla vatanı kurtardığı ve yaptığı devrimlerle sınırlıdır. Oysa Atatürk, hakkında en çok kitap yazılan tarihi kişiliklerden biridir. Fakat yine üzülerek söylemek gerekir ki Atatürk’le ilgili kitapların pek çoğu onunla ilgili bilinenleri tekrarlamaktan öteye geçememiştir. Bununla beraber, Atatürk’ü sömürmek isteyen, kendi dünya görüşlerinin haklılığını kanıtlamak için Atatürk’ü ve görüşlerini çarpıtanlara da sıkça rastlanmaktadır. Bu nedenle Atatürk konusunda çalışmalarda ileri sürülen tezlerin belgelerle kanıtlanıp kanıtlanmadığına ayrı bir özen gösterilmelidir. Aksi halde Atatürk’ün ifade ettiği gibi ‘‘Değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtan bir hal alır. ’’ Söz konusu tez, Atatürk’ün Kayıp Kıta Mu’yla ilgili araştırmalara dayanmaktadır.

Atatürk 1930’lu yıllarda ileri sürdüğü Türk Tarih Tezi kapsamında Mayalar ve Kayıp Kıta Mu konularında araştırmalar yaptırmıştı. Bu amaçla Tahsin Bey’i Meksika’ya göndermişti. Meksika Büyükelçiliğine atanan Tahsin Bey’in gerçek görevi Türklerle Mayalar arasında herhangi bir ilişki olup olmadığını araştırmaktı. Her şey 1930’lu yıllarda Atatürk’ün ileri sürdüğü Türk Tarih Tezi’yle başladı. Atatürk, 1932’den sonra Türk Tarih Tezi’nin kayıp parçasının peşine düştü. ‘‘Türklerin Orta Asya’dan önceki ilk yurtlarını’’ arıyordu. Bu amaçla 1934 yılında Tahsin Bey’i Meksika Büyükelçiliğine atadı. Tahsin Bey’in gizli görevi eski Amerikan halkları arasındaki ilişkiyi araştırmaktı. Tahsin Bey, Meksika’daki araştırmaları sonunda şaşırtıcı bir bilgiyle karşılaştı. Bu bilgiye göre Türkler, MÖ. 12.000’lerde bir doğal afet sonunda Pasifik Okyanusu’nda sulara gömülen Kayıp Kıta Mu’dan Orta Asya’ya göç etmişlerdi.

Tahsin Bey, Meksika’ya gider gitmez araştırmalarına başladı. Önce Kayıp Kıta Mu hakkında en kapsamlı araştırmaları yapan İngiliz James Churchward’ın kitaplarını inceledi. Churchward beş ayrı kitabında binlerce yıl önce Pasifik Okyanusu’nun ortasında çok ileri bir Uygarlığa sahip büyük bir kıtanın bulunduğunu kanıtlamaya çalışıyordu. Churchward, çok eski çağlarda bu kıtadan dünyanın değişik yerlerine göçler olduğunu belirtiyor, antik uygarlıkların (Mısır, Sümer, Maya) Mu’dan göç edenlerce kurulduğunu ileri sürüyordu. En önemlisi Orta Asya’daki Uygur Türklerinin de Mu kökenli olduklarını iddia ediyordu.Tahsin Bey araştırmalarını ilerlettikçe yeni bilgilerle karşılaştı. Mayalar, Aztekler, İnkalar ve Kızılderililerin de Türk kökenli olabileceklerine yönelik ipuçları elde etti ve tüm bu araştırmalarının sonuçlarını raporlar halinde Atatürk’e sundu. Ayrıca, J. Churchward’ın Kayıp Kıta Mu konusundaki dört kitabını Atatürk’e gönderdi. Atatürk atmış kişilik bir tecüme heyeti kurarak bu kitapları Türkçeye tercüme ettirdi ve günlerce bu kitapların üzerinde çalıştı. Sayfa kenarlarına notlar aldı, bazı satırlarının altını çizdi ve sonuçta Türklerle Kayıp Kıta Mu arasında gerçekten bir yakınlık olabileceğine inandı. Atatürk, ‘‘ Türklerin Orta Asya’dan önceki anayurtlarının Kayıp Kıta Mu olduğu’’ tezine son şeklini verip kamuoyuyla paylaşmak istiyordu.; fakat buna ömrü yetmedi. Atatürk’ün Kayıp Kıta Mu’yla ilgili çalışmaları 1938’den sonra unutuldu. J. Churchward’ın, Atatürk’ün okuduğu dört kitabı önce Türk Dil Kurumu Arşivi’ne, oradan da Anıtkabir Kitaplığına alındı. Söz konusu kitaplar bugün Anıtkabir’de Atatürk kitaplarının bulunduğu bölümde durmaktadır. Tahsin Bey’in Meksika’dan Atatürk’e gönderdiği on dört rapor ise üç cilt defter halinde Türk Dil Kurumu Kütüphanesi’nde durmaktadır.

Atatürk ve Kayıp Kıta Mu ilişkisi Türkiye’de daha önce 1983 yılında gündeme geldi. Gürbüz Tüfekçi, Atatürk’ün okuduğu kitaplar adlı çalışmasında Atatürk’ün Kayıp Kıta Mu hakkında okuduğu kitaplardan bahsetmişti. Tüfekçi, çalışmasında J. Churchward’ın Mu konulu kitaplarında Atatürk’ün dikkatini çeken yerleri göstermişti. Tüfekçi’den sonra Atatürk ve Kayıp Kıta Mu ilişkisini 1985 yılında Bilinmeyen Dergisi inceledi. Dergi, konuyu, Atatürk Mu’da ne aradı? Başlığıyla okuyucularına sundu. Atatürk’ün Kayıp Kıta Mu hakkındaki araştırmaları ilk kez üç sayfalık bu yazıda sistemli olarak işlenmişti. Yazıda, Atatürk’ün Kayıp Kıta Mu’da Türklerin izlerini aradığı belgelerle anlatılmıştı. Atatürk’ün 1937 yılında incelediği J. Churchward’ın dört kitabında neler yazdığı yakın zamanlara kadar bilinmiyordu.

Atatürk’ün 1930’larda ileri sürdüğü Türk Tarih Tezi’ne göre doğal nedenlerle Orta Asya’dan dünyanın değişik yerlerine yayılan Türkler, gittikleri yerlere ileri uygarlıklarını da götürmüşlerdi. Dolayısıyla, Hititler, Sümerler, Akadlar, Etrüskler, Mısırlılar… Gibi ileri antik uygarlıklar Türk kökenliydi. Atatürk, Türk Tarih Tezi’ni daha da güçlendirmek için Bütün dillerin Türkçeden doğduğunu ileri sürerek bu tezi de Güneş Dil Teorisi adını vermişti. Atatürk’ün bu tezleri, Türk Tarih ve Dil Kurultaylarında derinleştirildi. Bu konuda konferanslar düzenlendi, kitaplar yazıldı, okullarda tarih derslerinde dünyayı etkileyen İleri Türk Uygarlığı tüm genişliği ve derinliğiyle anlatıldı. Ancak Atatürk henüz Türk Tarih Tezi’ni tamamlayamadığını düşünüyordu. Türklerin Orta Asya’dan önceki yurtlarının neresi olduğunu merak ediyordu. Bu soruya yanıt bulması için Meksika’ya gönderdiği Tahsin Bey’in yaptığı araştırmalar Türklerin Orta Asya’dan önceki yurtlarının Kayıp Kıta Mu olabileceğini gösteriyordu. Atatürk elde ettiği belgelere dayanarak ömrünün sonlarında şuna kesin olarak inanıyordu: ‘‘ Türkler Orta Asya’ya Mu’dan göç etmişlerdir ve dünyadaki ilk dil Mu dili, yani Türkçe’dir.’’ O, bu gerçegi ulusuyla paylaşmak istiyordu ama buna ömrü yetmedi…

'Atatürk ve Kayıp Kıta MU' bir çırpıda okuyacağınıza inandığım Sinan MEYDAN'ın kitabından alıntıdır.
 
Top