Bir Leyla düşlemesidir.
Bir gülün kırmızısında türküler yakmaktır sevgiliye.
Gün batımlarında tutulan sevdaları, gün doğumlarında aramanın adıdır.
Seherlerde bülbülün yanık nağmelerinde gül hasreti çekmektir, güle rengini veren, yüreğini veren bülbül olmaktır.
Bağrımızda büyüttüğümüz bitmeyen özlemdir.
Leyla'ya Şirin'e Aslı'ya adanan yüreklerdir.
Gülün Leyla kokmasıdır.
Nadasa bırakılan gönüllere Leyla tohumu düşmesidir.
Çölün insana haz vermesidir.
Yandıkça lezzet almaktır.
Çölde ceylanların sürmeli gözlerinde Leyla'yı görmektir.
Sevda pazarında, gönlünü Leyla'ya, son Leyla'ya, en son Leyla'ya sunmanın hesabıdır.
Sevenin dilinde sevilenin adının bayraklaşmasıdır.
Kuşların ötüşünde, güllerin kan kırmızısı kıvrımlarında, göğün mavisinde, ağacın yeşilinde hep Leyla'yı bulmaktır.
Mecnun'a adın ne diye sorulduğunda Leyla demesidir.
Leyla durağında sevda yağmuruyla ıslanmaktır.
Yarım kalan yanımızın tamamlanmasıdır.
Gözlerimizin Leyla'dan başkasını görmez olmasıdır.
Doğumsuz, ölümsüz, artmaz, eksilmez bir güzelliktir.
Canların birbirinde kaynayıp erimesidir, canların can özünde yitirilmesi ve aranmamasıdır.
Taşın içinde saklı olan ateştir.
Bir şehre uşşak, bir köye aşıklar adını vermektir.
İştahla yemek yerken sevilenin hatırlanıp yemeğin boğazda düğümlenmesidir.
Derin uykularda görülen rüyadan sonra, gözlere bir daha uyku girmemesidir.
Aşk şiirdir.
Sevgi üzerine kullanılabilecek bütün mecazları üstüne alınmadır.
Acıdır, hasrettir, hicran ve hayrettir; firkat ve gurbettir; gözyaşı ve ahtır, tazarru ve münacattır; ölümdür, can vermedir, kurban olmadır.
O geldiğinde hazırlıksız yakalanmaktır.
Kalbin ok acısını ilk ve son kez tatmasıdır.
Güzellikte yıldızlardan daha parlak olan ayın, ince ağrıya tutulup hilal olmasıdır.
Koyunun kurda gönül vermesidir.
''Sen''ler üzerine kurulan planların ''sensizlik''le bozulmasında duyulan acıdır.
Kalbin kıpırtısına kelamın yetmemesidir.
İndiği kalbi ihya eden, ihya edemezse yok edendir.
Kazasız belasız kurtulmanın imkânsız olduğu bir yoldur, yolculuktur.
Fuzuli'nin taşıyamayıp Mecnun'a yüklediği yüktür.
Parmaklar arasından kayıp giden bir avuç suya tanıklıktır.
Tarihçesi olmayan bir eşzamanlılıktır.
Olmazlardan olurlara, olurlardan olmazlara ulaşmaktır AŞK.
Bir gülün kırmızısında türküler yakmaktır sevgiliye.
Gün batımlarında tutulan sevdaları, gün doğumlarında aramanın adıdır.
Seherlerde bülbülün yanık nağmelerinde gül hasreti çekmektir, güle rengini veren, yüreğini veren bülbül olmaktır.
Bağrımızda büyüttüğümüz bitmeyen özlemdir.
Leyla'ya Şirin'e Aslı'ya adanan yüreklerdir.
Gülün Leyla kokmasıdır.
Nadasa bırakılan gönüllere Leyla tohumu düşmesidir.
Çölün insana haz vermesidir.
Yandıkça lezzet almaktır.
Çölde ceylanların sürmeli gözlerinde Leyla'yı görmektir.
Sevda pazarında, gönlünü Leyla'ya, son Leyla'ya, en son Leyla'ya sunmanın hesabıdır.
Sevenin dilinde sevilenin adının bayraklaşmasıdır.
Kuşların ötüşünde, güllerin kan kırmızısı kıvrımlarında, göğün mavisinde, ağacın yeşilinde hep Leyla'yı bulmaktır.
Mecnun'a adın ne diye sorulduğunda Leyla demesidir.
Leyla durağında sevda yağmuruyla ıslanmaktır.
Yarım kalan yanımızın tamamlanmasıdır.
Gözlerimizin Leyla'dan başkasını görmez olmasıdır.
Doğumsuz, ölümsüz, artmaz, eksilmez bir güzelliktir.
Canların birbirinde kaynayıp erimesidir, canların can özünde yitirilmesi ve aranmamasıdır.
Taşın içinde saklı olan ateştir.
Bir şehre uşşak, bir köye aşıklar adını vermektir.
İştahla yemek yerken sevilenin hatırlanıp yemeğin boğazda düğümlenmesidir.
Derin uykularda görülen rüyadan sonra, gözlere bir daha uyku girmemesidir.
Aşk şiirdir.
Sevgi üzerine kullanılabilecek bütün mecazları üstüne alınmadır.
Acıdır, hasrettir, hicran ve hayrettir; firkat ve gurbettir; gözyaşı ve ahtır, tazarru ve münacattır; ölümdür, can vermedir, kurban olmadır.
O geldiğinde hazırlıksız yakalanmaktır.
Kalbin ok acısını ilk ve son kez tatmasıdır.
Güzellikte yıldızlardan daha parlak olan ayın, ince ağrıya tutulup hilal olmasıdır.
Koyunun kurda gönül vermesidir.
''Sen''ler üzerine kurulan planların ''sensizlik''le bozulmasında duyulan acıdır.
Kalbin kıpırtısına kelamın yetmemesidir.
İndiği kalbi ihya eden, ihya edemezse yok edendir.
Kazasız belasız kurtulmanın imkânsız olduğu bir yoldur, yolculuktur.
Fuzuli'nin taşıyamayıp Mecnun'a yüklediği yüktür.
Parmaklar arasından kayıp giden bir avuç suya tanıklıktır.
Tarihçesi olmayan bir eşzamanlılıktır.
Olmazlardan olurlara, olurlardan olmazlara ulaşmaktır AŞK.
Alıntı
