Aşk mı, tutku mu yoksa psikolojik manipülasyon yollu baskı mı?

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Başkaları hayatı birileriyle paylaşmayı başarıyor gibi, beraber mutlu huzurlular. Ama biriyle ciddi bir ilişkide olma düşüncesi beni delirtiyor. Yıllar geçmesine rağmen hala, o korktuğum ama aynı şekilde çılgınca taptığım çekici eski erkek arkadaşımın adı geçtiğinde panik oluyorum.

O çekici, yakışıklı, başarılı erkek beni kendisine bağladı. Hayatta hayalini kurabileceğim her şey onda toplanmıştı. İşinde çok başarılıydı, karizması mıknatıs gibiydi, mest olmuştum. Bu çekici erkekle dışarı çıktığımda tüm kapılar bize açılıyordu ve restoranlardaki en iyi masalar bize ayrılıyordu.

İşi gereği tüm dünyayı dolaştık, en iyi otellerde kaldık, en şık restoranlarda yedik. Hangi dilde olursa olsun, cazibesini kullanmayı iyi biliyordu.

Ama ben onu yüzüstü bıraktım.
Her şeyi mahvettim: akşam yemeklerini, muhabbetleri, gece gezmelerini, tatilleri. Eski kız arkadaşlarından birinden bahsediyordum, arkadaşlarının önünde cüzdanımı çıkarıyor veya ülke dışına seyahat ettiğimizde kendi pasaportumla kendi paramı ben taşımak istiyordum.

Günlerce sinirlendiği oluyordu. Uygunsuz davranışlarım onu utandırıyordu. Benim gibi biriyle birlikte olmaya devam edip edemeyeceğini bilmiyordu, çok daha iyi bir kadınla olabilirdi.

Doğum günü partilerini Noel partilerini de mahvediyordum. Sebebi de 'onun için en iyi şeyin ne olduğunu anlayamayacak kadar aptal ve acımasız' olduğum için.

Ona pahalı hediyeler almamı istiyordu. "Yalnızca 20 bin lira, bir şey değil, birikimlerinden kullan" derdi.
"Ama tüm birikimim bu, onlara dokunamam, imkânsız. Seni mutlu etmek istiyorum ama buna param yetmez" dediğimde de ağlardı.
Onu hayal kırıklığına uğratmıştım ve telafi etmek için yapabileceğim bir şey yoktu.

Çok uyumazdı, ben de uyumazdım. Ondan önce yatağa giderek 'gecesini mahvetmeme' izin vermezdi. Ondan önce uyursam beni erkenden kaldırır ilişkimiz hakkında konuşmak, nerelerde hata yaptığımı söylemek isterdi. Tükenmiştim. Hayatım bulanıklaşıyor gibiydi, fırsat buldukça uyuyordum. İş yerindeki engelli tuvaletine sığınıyor, öğle aramda gidip orada kestiriyordum.

Neden daha önce ayrılmadım? Çünkü çok çekiciydi ve ailem onu çok seviyordu. O yaşımda herkes evleniyor, nişanlanıyordu. Akrabalarım artık benim de sıramın geldiğini söylüyordu. Vücut saatimin tik takları daha çok duyuluyor, evlenenlerin sayısı artıyordu.
Diğer yandan ona bayılıyordum, bu muhteşem adam beni seçmişti. O da zor bir dönemden geçiyordu, benim de ona yardım etmem gerekiyordu. Onu kırdığımı biliyordum ve işleri yoluna koymak istiyordum.

Arkadaşlarımla dışarı çıktığımda kendisini çalışma odasına kilitlerdi. Kocaman deri kaplı masasına kıvrılır ağlar, hıçkırıkları yankılanırdı, ben de bu yüzden çok az onsuz dışarı çıkardım.

Yerimin kolayca doldurulabileceğini söylerdi ve onunla olmak isteyen diğer kadınların fotoğraflarını mektuplarını gösterirdi. Ben de sürekli ağlar daha iyi bir kız arkadaş olmaya çalışırdım.

Bir defa çok üstüme geldi, ayrılmaya çalıştım. Kapının önüne bir fetüs gibi kıvrılıp ağladı, onu terk etmemem için çığlık çığlığa bağırdı. Ben de ayrılamadım. Yanına oturup ona sarıldım ve işleri yoluna sokacağım sözünü verdim.
Çok yorucuydu, ama ilişkiler zordur ve kimse de mükemmel değildir.

Herkes "Ondan daha iyi olamazsın, o mükemmel, çocuk istemiyor musun" diyordu.
Bir süre sonra, artık beraber olamayacağımızı anladığım bir noktaya geldi ilişki.

Bu adamla hayatımı sürdürmenin yorgunluğuyla vücudum ve beynim dağılmıştı. Kilo aldım, ondan ayrı vakit geçirmemi istemediği için spora gidemiyordum. Yemek yemek hayatımın en rahatlatıcı eylemine dönüştü.

Ayrılık fikrinden çok korkuyordum, ama hayatımın geri kalanını onunla geçirme düşüncesi de endişelendiriyordu.
Sonunda bir kaçış fırsatı çıktı. Gerçek kaçış nedenime dair şüpheleri oluşmadan eşyalarımı toplayıp çıkıp gittim. Kız kardeşimin desteğiyle kaçıp evine gittim, mutfağında yere yığıldığımı hatırlıyorum.

Erkek arkadaşının tuvalete ya da banyoya giderek 'onu terk ettiğini' düşünüp tuvalet kapısının menteşelerini sökmesinin normal olmadığını anlamak için terapiye gitmem gerekti.

Elimde bir kitapla tuvalette yalnız başıma oturarak geçirdiğim dakikaların değerini iyi bilirim. Saatleri sayar, o kapının ardında huzurlu birkaç dakika geçirmek için zaman kovalardım.

Bir süre o da bunun farkına vardı. Menteşelerde tornavida sesi duydukça kalbim çarpardı, o da kapımın dibinde benimle olmak istediğini söyleyerek ağlardı.
Bunları ilk anlatışımda delilik olduğunu farkına vardım ama o zamanlar benim hayatımın gerçeğiydi bu.
 

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Yazıyı sonuna kadar abla :D hikaye beni sıktı :D
Duygusal birşey hissedemedim ne kadın ne adam için üzülmedim sadece sıkıldım :D


burasi icin ekledim :))))))))))
 

Top