Annesinin Dilinden Kainatın Efendisi'nin Doğumu

Yeryüzünde hiçbir anneye nasip olmayan eşsiz şerefe mazhar kılınan aziz anne, Hz. Âmine, o mes'ud ânı şöyle anlatır:


"Hamileliğimin altıncı ayında bir gece rüyâda karşıma bir zât çıkıp dedi ki: 'Yâ Âmine! Bil ki, sen âlemlerin hayrına hamilesin. Doğurunca ismini Muhammed koy ve halini hiç kimseye açma!'"


Derken doğum zamanı gelmişti. Kayınbabam Abdülmuttalib Kâbe'yi tavafa gitmişti.

Evdeydim. Birden kulağıma müthiş bir ses geldi. Korkudan eriyecek gibi oldum. Bir de ne göreyim? Bir beyaz kuş peydahlanıp yanıma geldi ve kanadıyla arkamı sıvadı. O andan itibaren bende korku, kaygı adına hiçbir şey kalmadı." Yanıma bir göz attım. Bana bir ak kâse içinde şerbet sunuyorlar. Kâseyi dikip içer içmez, beni bir nur [denizi] sardı.


"Ve Muhammed dünyaya geldi..."


Aziz anne doğum sonrasını ise şöyle anlatır:"Gördüm ki, doğuda bir bayrak, batıda bir bayrak ve Kâbe'nin üstünde bir bayrak. Doğum tamamlanmıştı. Yavruya baktım. Secdede, parmağını da göğe kaldırmış. Hemen bir ak bulut inip yavruyu kundakladı ve kapladı. Bir ses işittim: 'Doğuları ve batıları dolaştırın, deryaları gezdirin, tâ ki mahlûklar Muhammed'i ismiyle, sıfatıyla, sûretiyle tanısınlar.'"


Biraz sonra bulut gözden kaybolup gitti."


Aynı gece Hz. Âmine bir nur görmüş ve bu nurun aydınlığında Şam'ın saray ve köşklerini seyretmiştir.



Kaynak Salih SURUÇ
Kainatın Efendisi kitabından
 
Top