Zannetmeyin ki Amerika'yı Christoper Columbus keşfetti.
Hikayeyi bir de benden dinleyin...
Yıl 1400 küsur.
Temel, Fadime, Süreyya, İdris, İlyas toplanıyorlar.
Atlıyorlar takalarına, dünyayı keşfe çıkıyorlar...
Atlantik'i geçiyorlar, karşılarında yeni bir kıta...
Bizimkileri karşılayan kızılderililer, yüzlerinde saf ifadeli bu insanlardan çok hoşlanıyorlar.
Onlara yöreye özel dev bir erik ikram ediyorlar.
Temel mırıldanıyor: "Amma erik yaa..." ( oldu mu sana Amerika )
Bizimkiler yanlarındaki karalahanaları yetiştirmeye başlıyorlar.
Bu arada da bir kısmı biraz daha kuzeye yerleşiyor.
Böylece Güney Karalahana ve Kuzey Karalahana eyaletleri oluşuyor ( oldu mu sana Kuzey karolayna, Güney karolayna )
Kızılderililer bir tek Lazların kemençesine kıl oluyor.
Bir gün dayanamayıp kemençeleri bizimkilerin birtaraflarına duhul ediyorlar.
O sırada bulundukları yere bizimkiler "Arkan Saz" diyiveriyorlar ( oldu mu Arkansaz )
Ancak tüm gayretlerine rağmen bir tek Temel'in sazı bir tarafından çıkmıyor: Tek Saz ( oldu mu Teksas )
Uzun uğraşılardan sonra o da çıkıyor tabii, ama kan revan içinde: Kan Saz ( oldu mu Kansas )
Daha batıya göç edenler karalahana işini abartıyorlar, gaz çıkaran çıkarana: Laz ve Gaz ( oldu mu Las vegas )
Temel ise yorgun tek başına biryerlere dal gibi yerleşiyor: Dal Laz ( oldu mu Dallas )
Bazıları da iyice batıya göç ediyor, ama yolda açlıktan cılızlaşıyor: Laz En Cılız ( oldu mu Los Angeles )
Bu hikaye işte böyle sürüp gidiyor...
Dursun en kuzeylere vardığında koca bir şelale görüp: Ne Yaygara ( oldu mu Niagara ) diyene kadar...
Yani unutun Amerika'yı Columbus'un keşfettiğini, bizim Laz'lardır keşfeden.
New York'ta işi abartıp 100 katlı bina yapmayı Laz Müteahhitlerden başka kim akıl edebilirdi ki ?
Hikayeyi bir de benden dinleyin...
Yıl 1400 küsur.
Temel, Fadime, Süreyya, İdris, İlyas toplanıyorlar.
Atlıyorlar takalarına, dünyayı keşfe çıkıyorlar...
Atlantik'i geçiyorlar, karşılarında yeni bir kıta...
Bizimkileri karşılayan kızılderililer, yüzlerinde saf ifadeli bu insanlardan çok hoşlanıyorlar.
Onlara yöreye özel dev bir erik ikram ediyorlar.
Temel mırıldanıyor: "Amma erik yaa..." ( oldu mu sana Amerika )
Bizimkiler yanlarındaki karalahanaları yetiştirmeye başlıyorlar.
Bu arada da bir kısmı biraz daha kuzeye yerleşiyor.
Böylece Güney Karalahana ve Kuzey Karalahana eyaletleri oluşuyor ( oldu mu sana Kuzey karolayna, Güney karolayna )
Kızılderililer bir tek Lazların kemençesine kıl oluyor.
Bir gün dayanamayıp kemençeleri bizimkilerin birtaraflarına duhul ediyorlar.
O sırada bulundukları yere bizimkiler "Arkan Saz" diyiveriyorlar ( oldu mu Arkansaz )
Ancak tüm gayretlerine rağmen bir tek Temel'in sazı bir tarafından çıkmıyor: Tek Saz ( oldu mu Teksas )
Uzun uğraşılardan sonra o da çıkıyor tabii, ama kan revan içinde: Kan Saz ( oldu mu Kansas )
Daha batıya göç edenler karalahana işini abartıyorlar, gaz çıkaran çıkarana: Laz ve Gaz ( oldu mu Las vegas )
Temel ise yorgun tek başına biryerlere dal gibi yerleşiyor: Dal Laz ( oldu mu Dallas )
Bazıları da iyice batıya göç ediyor, ama yolda açlıktan cılızlaşıyor: Laz En Cılız ( oldu mu Los Angeles )
Bu hikaye işte böyle sürüp gidiyor...
Dursun en kuzeylere vardığında koca bir şelale görüp: Ne Yaygara ( oldu mu Niagara ) diyene kadar...
Yani unutun Amerika'yı Columbus'un keşfettiğini, bizim Laz'lardır keşfeden.
New York'ta işi abartıp 100 katlı bina yapmayı Laz Müteahhitlerden başka kim akıl edebilirdi ki ?
