ALdatmanın BedeLi=)=)

deLi qIz

Usta
Birine olduğundan farklı görünmek değildir, aldatmayı can yakıcı yapan.

Aldatılmak, tercih edilmek, kaybetmek bile değildir...

Onu bu kadar can yakıcı yapan;

Sana yapıldığında dayanamayacağın bir acıyla karşı tarfı yüzyüze getirmektir.

İnsan kendi acısına katlanır da, hak etmediğini düşündüğü birine acı yaşatmanın acısına katlanamaz.

1ZJ40MI.jpg


Dayanılmaz olan budur.

Aldatmayı bu kadar can yakıcı yapan budur.

Aldatanın acısı, aldatılanın acısından çok daha derin ve travmatiktir.

Aldatan sadece kendi acısını yaşamaz, karşısındakinin kanını da elinde taşır.
Bu yüzden,

Aldatmak insan yüreğine ağırdır.

Kaldırması çok ağır bir yüktür.

Bedeli hayatla ödenir...

Çünkü...

Aldatan aldatmanın yarattığı suçluluk hissiyle başedemez.

Suçluluk hissi insana kendini; bu dünyada en yanlış, en kötü, en sevilmeyecek kişi gibi hissettirir.

Kim bu dehşet duyguya dayanabilir?

Bu dünyadaki en kötü, en sevilmeyecek, en yanlış kişi olmaya, herkes tarafından yok sayılmaya, reddedilmeye kim dayanabilir?
Aldatan, karşısındakini alt üst edeceğini bildiği bir davranışa yönelerek, suçluluk hissini çok daha derinden yaşar.

O kadar derinden yaşar ki, bu his o kadar güçlüdür ki, zihin bu düşünceyi, yürek bu duyguyu kaldıramaz ve kişi bu duyguyu hissedemez olur.

En yakının öldüğünde acının seni dondurması gibi, aldatının hissettiği suçluluk, donar içinde.
Aldatan, hissetmemek için dönmez, bakmaz kendine.
Kaçar.
"Duyarsızlaşır".
Çünkü başka çaresi yoktur.

Yüreği kan içinde kalır, eğer kaçmazsa.

Nefes aldığı tek yerdir, duyarsızlık.

Duyarsızlaşma?

Duyarsızlaşma, sadece o olayla ilgili değil, kişiyi "her durumla" ilgili sarar çepeçevre.

Kişi her soruna, her acı verici duruma benzer tepkiler verir olur.

Duyarsızlaşma, giderek "duygusuzlaşmaya" dönüşür.

Bununla bitmez.

Aldatanın suçluluk duygusu, kendince yanlış bulduğu davranışlara itiraz etmesini engeller.

İçinden gelmese de, katlanır kendisine yapılanlara.
Öfkesini bastırır, isteklerini söylemez olur.
Çünkü suçludur.
Yaptığı, ettiği herşey, onu giderek daha çok sıkıştırır.

Anlık tepkiler verse de, suçluluğu aklına geldiğinde durur, yutkunur...

Aldatılanın acısı bir gün biter.

Zaman geçer, gözden ırak olan, gönülden de ırak olur.

Geçmişle hesaplaşılsa da hesaplaşılmasa da, o acı bir gün biter.

Ya aldatanın durumu?

Bu acı dinmez, kişi kendiyle hesaplaşmadığı sürece.

Hesaplaşmak, pişman olmak değildir.

Yüzleşmek, katıksız bir suçluluk hissini kabul etmektir.

Karşındakinin canının senin canına bağlı olduğunu, onun canını yakmanın kendi canını yakmak olduğunu görmek, canının yanmasına izin vermektir.

Karşıdakinin varlığını kabul etmektir.

Böyle yapmazsa aldatan, ömrünü, suçluluk hissinin verdiği acıdan kaçarak yaşar.

Kaçtığı, derine gömdüğü; suçluluk hissidir.

Ondan kaçarken, hayattan, ilişkilerden, bağlanmaktan kaçtığının farkında olmaz...

Yaşamayı, aldattığı o gün bıraktığının farkında olmaz.
Yüreğinin aldatmanın verdiği acıyı kaldıramadığının ve bedel olarak hayatını elinden aldığının farkında olmaz...

Son söz:
Yüzleşilmemiş, aldatılana itiraf edilmemiş bir aldatmanın bedeli;
Yitirilmiş bir hayattır.

Okduklarınız ağır mı geldi?

Neden ki?
 
Benzer Konular Başlık Forum Cevap Tarih
yesim434 Aldatmanın belirtileri Serbest Kürsü 0
P Aldatmanın halleri, Aldatma türleri Aşk 2
YoRuMSuZ Aldatmanın resmidir İlginç Resimler 30

Top