Ailenin Meslek Seçimine Etkisi

Papatya

V.I.P
V.I.P
Meslek seçiminde bulunacak öğrenciler adına son yılların ve hatta daha da eski zamanların can alıcı noktası, bu konuda ailelerin oynadığı roldür.
Mühendislik okuyan fakat aslında psikolojiye ilgi duyan bir öğrenci ya da hukuk okumuş fakat astronomi alanında çalışmalar yapmak isteyen bir diğer öğrenci…
Bu örnekler, abartılı bir anlatımdan uzak, gerçeği yansıtmaktadır. Neden mi? Çünkü bu öğrencilerden ilki ben(d)im, diğeri de bir arkadaşım…
Neden böyle bir durumla karşılaşıyoruz?
Aslında bunda birçok faktör etkili olabilmektedir. Örneğin, ailelerin bazı meslekleri gelecek için daha “garanti” görmeleri, yani işi sağlama alma durumları ya da öğrenci genel olarak başarılıysa ailelerin o öğrenciyi “başarı” ile özdeşleşen belirli bazı mesleklerle eşleştirmeleri… Yukarıda da örneğini gördüğümüz gibi, mühendislik ve hukukla ilgili meslekler sanki daha garanti meslekler olarak kabul edilebiliyor günümüzde. Bu gibi durumlarda, aileler çocukları bu garanti mesleklerden başka alana yöneldiklerinde “daha az başarılı” ya da “garanti”de olacakmış gibi düşünebiliyorlar.
Peki, bu duruma nasıl geliyoruz?
Neden her zaman çocuklarımız için uygun ve etkili bir şekilde mesleki yönlendirmelerde bulunamıyoruz?
Gelin, bu konudaki önemli faktörlere ve aslında ne yapılması gerektiğine kısaca bakalım.
Sosyal koşullar
Öncelikle, ailelerin bulundukları sosyal sınıf, hem sağladıkları maddi olanaklar (para, ulaşım, yüksek kalitede okullar gibi) hem de ailelerin kendilerine has değerleri ve beklentilerinden dolayı çocukların meslek seçiminde etkili olabiliyor. Yani orta sınıftan olan aileler, genel olarak çocuklarına kişisel teşebbüs ve özerkliğin önemini vurguluyorlarken düşük sosyal sınıftan olan aileler, çocuklarına daha çok kendi aileleriyle benzer, buna uyumlu yönlendirmelerde bulunabiliyorlar. Bu nedenle ortaya şöyle bir görüntü çıkabiliyor: daha yüksek sosyal sınıftaki aileler çocuklarını meslek seçimlerinde hem daha özgür bırakıp hem de maddi olarak daha fazla destekleyebiliyorlarken daha alt sınıftaki aileler yalnızca çocuklarına daha çok kendi aileleri gibi olmalarını öğütleyebiliyorlar.
Ebeveynlik stilleri
Ayrıca, çocuklara karşı kullanılan ebeveynlik stilleri (aşırı korumacı, aşırı talepkâr, duygusal ret, ihmal, nedensel kabul eden ve sevgiyle kabul eden) de çocukların meslek seçimleri ile ilgili belirleyici faktör olabiliyor. Bu stillerden, “sevgiyle kabul eden”, “aşırı talepkâr” ve “aşırı korumacı” ebeveynlik stilleri deneyimleyen çocuklar, daha çok hizmet, kültür veya eğlence sektörlerine yönelim gösterebiliyorlarken diğer ebeveynlik stillerini deneyimleyen çocuklar, daha çok insanlarla doğrudan ilgili olmayan, bilimsel ve mekanik alanlara yönelebiliyorlar.
Dolaylı yönlendirme
Bazı durumlarda, aileler istemeden de olsa çocuklarının meslek seçimlerinde etkili olabiliyorlar.
Örneğin, aileler beklentilerini belirli bazı meslek alanları için fazladan destek vererek gösterebiliyorlar. Ayrıca, aileler söz konusu kendi meslekleri olduğu zaman, çocuklarına daha da fazladan destek gösterme eğiliminde oluyorlar.110826-Jarski-Slide3 Aslında, bunu yapmalarında ailelerin çoğunlukla evde model olarak sundukları normlar önemli bir hale geliyor. Yani aileler beklentileriyle çocuklarını zorlamak veya onların anne-babalarının davranışlarının modellenmesini istemek yerine, aile içindeki normları çocuklarının yine aile içinde sosyalleşmeyle yaşamasını sağlayarak aslında beklentilerini dolaylı bir şekilde gerçekleştirebiliyorlar. Bu durumda, çocuk ailesi tarafından beklentileri karşıladığı için ödüllendirilmiyor, fakat ailesinin normlarını içselleştirdiği için bu normlara uygun bir şekilde meslek seçiminde bulunabiliyor.
Bu tarz bir dolaylı yönlendirme, aile bunu gerçekten istemese de – yani aileler çocukların kendi mesleklerini bağımsız olarak seçmelerini gerektiği düşünseler de– dolaylı bir şekilde gerçekleşebiliyor. Örneğin, beden dili, ses tonu gibi dolaylı yanıtlarla aileler çocuklarına gerçekten neye önem verdiklerini söyleyebiliyor. Buna ek olarak, yetişkinler çoğunlukla, çocuklarının yeteneklerini küçümseyerek ve kendi bilgi ve kontrollerini de abartarak çocukların bu tür gizli anlamlardan kendilerine pay çıkarmalarına neden olabiliyorlar.
Aile ve çocuk arasındaki iletişim
Ailelerin çocukları ile olan ilişkileri de çocukların meslek seçimlerinde etkili olabiliyor. Örneğin, kendilerini ailelerine daha bağlı hisseden ergenler, aileleri meslek seçimlerini onaylamadıkları zaman kendileri daha kötü hissedebiliyor ve ailelerini daha fazla memnun edebilecek meslekler seçebiliyor. Bu durumda, karşımıza meslek seçiminde daha az risk alan ve kendisini ailesiyle ziyadesiyle eşleştirip onların onaylarından eksik kalmak istemeyen çocuklar çıkıyor. Aksine, kendilerini ailelerinden duygusal olarak ayrı gören ergenler ise ailelerinin onayını önemsemeden de mesleklerini seçebiliyorlar.
Aileler aslında ne yapmalı?
Ailelerin aslında bu konuda yapabilecekleri en uygun şey, çocukları için ilgi çekici ve destekleyici ortamlar yaratarak çocuklarının kendi ilgilerini keşfetmelerini sağlamak ve onların fikirlerini yargılayıcı olmayan bir tavırla dinlemek olacaktır. Ailelerinden bu yönde ilgi ve destek gören çocuklar, aslında daha sonrasında meslekleri adına amaçlarına daha fazla odaklanabilir hale gelebiliyorlar.
Ayrıca, yüksek beklentileri olan ve aynı zamanda destekleyici olan aile ortamları da çocuklarda çok daha yüksek seviyede eğitim ve mesleki yönelimde isteklilik gibi pozitif etkilerin görülme olasılığını artırabiliyor. Bu tür aile ortamlarında, çocukların özgüvenleri daha iyi hale gelebiliyor ve çocuklar şu anda yaptıklarının geleceklerine katkıda bulunduğunun farkına daha çok varabiliyorlar.
Çocuklar, ailelerinin onayı olmadığında genellikle istedikleri mesleklerin peşinde koşmayı bırakıp -hatta bu meslekleri araştırmakta bile isteksiz olabildikleri için- ailelerin çocukların meslek seçiminde destekleyici davranması aslında fazlasıyla önemlidir. Mesleki seçimler konusunda aile içerisinde yeteri kadar destek görmüş ve aynı zamanda ailesinden bu konuda onay da görmüş çocuklar ve ergenler, aslında kendi gelecekleri için çok daha belirgin bir şekilde doğru meslek tercihinde bulunabilir ve mesleklerini başarı ile sürdürebilirler.
Kaynakça:
Brown, M.T., Fukunaga, C., Umemoto, D., & Wicker, L. (1996). Annual Review, 1990-1996: Social class, work, and retirement behavior. Journal of Vocational Behavior, 49, 159-189.
Chope, R. C. (2006). Family matters: The influence of the family in career decision making. Austin, TX: Pro-Ed.
Jacobsen, M. H. (1999). Hand-me-down dreams: How families influence our career paths and how we can reclaim them. New York, NY: Harmony Books.
Kniveton, B. H. (2004). The influences and motivations on which students base their choice of career. Research in Education, 72, 47-59.
Li, C., & Kerpelman, J. (2007). Parental influences on young women’s certainty about their career aspirations. Sex Roles, 56, 105-115.
Simpson, J. C. (2003). Mom matters: Maternal influence on the choice of academic major. Sex Roles: A Journal of Research, 48(9110), 447-460.
Rathunde, K., Carroll, M. E., & Huang, M. P. (2000). Families and the forming of children’s Occupational future. In M. Csikszentmihalyi & B. Schneider (Eds.), Becoming adult: How teenagers prepare for the world of work (pp. 113-140). New York: Basic Books.
Roe, A. (1957). Early determinants of vocational choice. Journal of Counseling Psychology, 4(3), 212-217.
Taylor, J., Harris, M. B., & Taylor, S. (2004). Parents have their say… about their college-age children’s career decisions. NACE Journal, 64(2), 15-20.
Bu yazıyı Yrd. Doç. Dr. Gülten Ünal [n]Beyin için hazırlamıştır.
 

KaderKatibi

Dürüstlük insanın kartvizitidir, Matbaada basılmaz
Özel üye
Aileler çocuğumun kariyerli meslek sahibi olsun diye evladının fikrini almadan yönlendirmesiyle gençlerin istemedikleri meslek sahibi olmalarına sebep olduğunu çoğumuz biliriz. Biliriz ancak yinede ısrarımızdan vazgeçmeyiz.
Böylelikle işini sevmeyen başarılı olmayan meslek sahibi fertler ortaya çıkar. Halbuki istemediği bir meslek dalını icra edeceğine, sevdiği başarılı olacağını düşündüğü mesleği icra icra ederken hem mutlu olacaktır hemde başarılı olacaktır.
Velilere düşen görev çocuklarının fikirlerine önem verip, gelecek hakkındaki planlarına destek olmalarıdır.
 

yilmaz27

Ne Mutlu Türküm Diyene
Site Yetkilisi
Süper Moderatör
aslinda bu konular yeni degil ,okuyamayan cocugu 8-9 yasinda boyaci-kaportaci-lastikci-tamirci ye verirler orda yetisir meslegini ögrenirdi simdiki genclik meslek okulunda egitimle ögreniyor,ama yinede mesllekleri konusunda ailelerinin israri yüzünden bir cok senelelrini harciyorlar istemedende olsa aileyi kirmadan o meslegi yapmak zorunda kaliyorlar aslinda sonunda yinede istediklerini yapiyorlar gecte olsa ama bu herzaman olmuyor herkeste olmuyor yani.herkes özgürce bir karar verebilmeli gelecegini kendisi hazirlamaliki hem gelecekten umutlansin hemde severek istedigi meslekte ilerlesin
 
Top