Ailede Yaşanan Krizler

ZeyNoO

V.I.P
V.I.P
Ailede Yaşanan Krizler

Yukarıda açıklanan yaşam döngüsündeki her geçiş dönemi ailenin değişmesini, önceliklerinin yeniden oluşturulmasını, yeni yaşam döneminin zorluklarına karşı yemden organize olmasını gerektirir. Ailede yaşanan krizler derken özünde yaşam döngüsündeki evreler nedeniyle yaşanan sıkıntılar kastedilmektedir. Bu sıkıntılar, yaşam döngüsü üç gruba (çift oluşturma, genişleme ve küçülme) indirgenerek aşağıda açıklanmıştır.

Çift Oluşturma

Çift oluşturma karan, birçok insan için birbirini seven iki insanın bir araya gelmesinden öte bir şeydir. Sistem açısından Bowen, “İki aile kolunun yeni bir aile birimi oluşturmak için bir araya gelmesidir ki böylece birçok gelenek ve kalıp sürdürülmeye devam edecektir.” demektedir. Yeni bir oluşum ile sadakat çatışması kaçınılmazdır. Çünkü eşlerin kendi ailelerine olan bağlan bazı sorunlara neden olmaktadır. Eğer eşlerden birinin ya da her ikisinin kendi ebeveynlerine aşırı bir bağlılıkları söz konusu ise bu durum yeni oluşan sistemin istikrarını bozar. Buna karşılık ebeveynlerle ilişkinin kesilmesi, neslin devamlılığını bozar ve duygusal sorunlar yaratır. Çift oluşturma aşamasındaki zorluk, eşlerin bir yandan yeni yapıyı oluştururken diğer yandan kendi aileleri ile olan bağların devamım sağlamaktır.

Genişleme

Çocuk olması ile aile genişlemeye başlar. Çocukların bakımı ile ilgili sorumluluklar, sosyal desteğin azlığı çiftlerin yaşamım sıkıntıya sokabilir. Çocuklar küçükken aile bireyleri arasındaki bağ çok güçlüdür, aile koruyucudur ve çocuğunu aile dışında da izleyebilir. Ancak çocukların büyümesi ve dış dünya ile ilişki kurmaya başlamalarıyla aile bağlan daha geçirgen olmaya başlar. Burada çifti bekleyen zorluk, çocukların ihtiyacı olan bağımsız ve özgüvenli bireyler olarak yetişmelerini sağlayacak düzeyde bağlılığın sağlanmasıdır. Bağların çok erken gevşetilmesi, çocuklarda güven duygusunun gelişimini zaafa uğratacağı gibi, aşın koruyuculuk da çocuğun gelişimini engelleyebilir.

Küçülme

Çocukların ergenlik dönemine girmesi ve aile bağlarının gevşemesi ile başlar. Ailenin en küçük çocuğunun bu döneme girmesi ile aile küçülmeye başlar. Ancak Türkiye’de küçülme biraz daha geç olabilmektedir. Çoğunlukla çocuklar evden üniversite çağlarında ayrılmaktadırlar. Çocukların evden ayrılmasıyla çift, yıllar sonra yemden baş başa kalır. İyi değerlendirilebildiğinde eşler bu dönemi “altın yıllar” olarak tanımlayabilirler. Ancak bazı çiftlerde bu durum “boş ev” duygusunun oluşmasına neden olmakta ve çiftlerden birisi ya da her ikisi de duygusal olarak boşluk yaşamaktadırlar. Buradaki zorluk, çocukları çift oluşturmaya hazırlarken çift ilişkisinin yemden keşfedilmesidir. Bu iyi yapılamadığı zaman çocuklardan biri kendi fonksiyonelliğini aile gölgesinde kalarak feda edebilir.
 
Top