Ahmet Altan-Son Oyun kitap yorumlarım

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
Yaklaşık 1 saat önce, Ahmet Altan’ın Son Oyun adlı romanını bitirdim. Şey gibiydi…ıııııı..şeyyy….sanki, günah olan her şeyin bulunduğu bir korku tünelinde yolculuk etmişim gibiydi.

son-oyun.jpg


Olayların gerçekleştiği o kasaba, gerçekmiş izlenimi uyandırdı; yazar sanki her şeyi kendisi yaşamış da bir anı kitabı yazmış gibi.
Olacakları merakım had safhada bekledim ve hiçbir satırda kaybolmadı bu merak. Sayfalar hızlıca akıp gidiyordu sanki.
Özellikle de yazarın, Tanrı'yla yaptığı iç konuşmaların bulunduğu bölümleri sevdim. Kişilik analizleri ise muhteşemdi..

Şimdi de geleyim kendi hissettiklerime, ve bu kitabı beni nasıl bu kadar aşırı etkileyebildiğini anlatayım.
Bir keresinde bana, okuduğum romanlardan fazla etkilendiğimi, onu hayatıma ve iç dünyama gereğinden çok daha fazla soktuğumu söylemişlerdi. Tıpkı bu kitaptaki Zuhal karakteri gibi.. Son Oyun'u da galiba bu şekilde hayatıma fazlaca serpiştirmiş bulundum.

Evet... İlk elime aldığımda her şey sakindi, huzurla okuyordum. Fakat sayfalar ilerledikçe cümleler içime dokunmaya başladı, içime huzursuzluk çöktü… Hayır, asla duygusallıktan bahsedemem. Hayata dair, insana dair, günaha dair öyle tespitler, öyle hiç fark etmediğim gerçekler ve tüllerin ardında gizlenenler ortaya çıkıyordu ki satırlarda, kitabın yarısına geldiğimde içimdeki korku had safhaya çıktı.

salt doğru tespitler bulunuyordu cümlelerde, olayların içinde, insanların tavırlarında. Yazar bana bu huzursuz edici, salt ‘’gerçek ve doğru’’ ama belki de sebepsiz bir şekilde beni rahatsız ettiği için canımı acıtan bu tespitleri, samanlıkların içindeki bu iğneleri teker teker gördürdüğünde iç dünyamdaki her şeyin çürüyüp dökülüp yerlerine başka başka şeylerin oturduğunu hissettim. Bu değişme hissi beni biraz korkuttu sanki, hatta epey korkuttu...

bu kitap farklıydı. Son Oyun gerçekten farklıydı.

Çok ama çok farklı, hiç tatmadığım bakış açıları almıştım çünkü kitaptan.

Fark ettiyseniz ‘’yeni bakış açıları kazandırdı’’ demiyorum, diyemiyorum.

Çünkü bu kitap beni sarstı. Hiç unutamayacağım şeyler yaşattı bana.

Dün gece, içinde vahşi bir cinayetin olduğu bir rüya görmeme sebep oldu.

Yürüdüğüm yumuşak ve pembe bulutlardan aşağıya attı beni. Belki de gereğinden fazla etkilendim, bilmiyorum. ‘’’altı üstü bir kitap. Kurgudan öte ne var ki bu kadar seni değiştirecek!’’ diyebilirsiniz. Ama hayır, ben, yaşamım boyunca hiç bakmadığım şeyler gördüm bu kitabı okuduğum 2 günlük süreç boyunca. Bundan sonraki hayatımda da o gerçeklerin beni huzursuz edip o samanların arasındaki iğnelerin hep batacağını bilmek, rahatsız etmiyor değil…
Karakterler..karakterlerin hiçbirisini kendime yakın bulamadım; yine de öyle bir analiz edilmişti ki hepsini de hayatım boyunca tanımışım gibi hissettim. Ama tanımak istemeyeceğim çok insan vardı kitapta.

Bu korku tüneli bana çok ağır geldi.. hem kendi korkularımla hem de diğer bir sürü insanın korkularıyla, büyük günahlara bilerek atlayanların korkularıyla, zayıf yanlarıyla karşılaştım. Birbirimize karıştık. Hayata sorduğum sorular şekil değiştirdi.

Çok sarsıcıydı, can acıtıcıydı. Bundan memnun muyum, değil miyim bilmiyorum.. ilk kez bir kitabı bitirdiğimde huzurlu değil huzursuz oldum.

Şimdi bu içimdeki hisleri anlatmaya böylece devam etsem upuzun bir konu olurdu ve muhtemelen bu tuhaf cümlelerimi okumaktan sıkılırdınız.


Gerçekten….çok, çok tuhaf hissediyorum.

Evet şiddetle tavsiye ediyorum. Herkes tatsın bu hissi. Benim kadar etkilenir misiniz bilmiyorum ama, o son cümleleri okuduğunuzda sarsılacağınızdan eminim.

altı çizilecek uzun uzun satırlar vardı fakat ben birkaçını paylaşayım:

''Her şey bir oyundu benim için.
Onu bir oyuna çevirmezsen hayat nedir ki, koca bir can sıkıntısından başka? ''

__________________________________________________________________
''Bir kadınla konuşmak, içi bin bir çeşit süs eşyasıyla dolu bir dükkana girmek gibi gelir bana,o kadar değişik konuları, dedikoduları, gizli küçük kıskançlıkları, kendileriyle ilgili dertleri vardır ki almayacağın ama dokunmaktan, kaldırıp bakmaktan sıkılmayacağın küçük süs eşyalarıyla oynamaya benzer onlarla konuşmak. ''
 

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
bende almıştım bu kitabı ama okumadım konuyu görene kadar varlığını da unutmuştum aslında :P kötü galiba pek detay vermemişsin @dderya
yoo hiç kötü değil, her sayfada ne olacağını merak ederek okuduğum için ne yazsam ayrıntı olur diye konudan pek bahsetmedim. ama beni aşırı etkileyen bir kitaptı, baş kahramanın (anlatıcının) erkek olması bile pek rahatsız etmedi :D

bence hemen başlamalısın beğeneceğine eminim :)
 
Top