Ağızların Zenginliği - Aöf Türk Dili ve Edebiyatı Dersleri

BeReNN

Alyam?
Özel üye
[h=2][/h]Türkçedeki türetme ve birleştirme eğilimi, bir başka deyişle, anadilimizin doğurganlığı, bütün gücüyle, Anadolu ağızlarımızda kendini göstermektedir. Dilin bu kesiminde, ortak yazın dilimizdeki sözcükler kullanılırken bir yandan da doğayla, yaşamla, çevreyle, insan davranış ve karakterleriyle ilgili ve yazım dilinde bulunmayan sözcükler görülmektedir. Üstelik az işlek ekler de devreye sokulmakta, yeni yeni kavramlar ortaya konmaktadır.

Anadolu ağızlarında, doğa olaylarını anlatan örnekler arasında, örneğin yağan karın niteliklerini belirleyen sepen “yağmurla gelen kar”, sepinti “yeri örtecek kadar yağan kar”, sazak “hafif yağan kar”, dövülcek “rüzgarla karışık, bulgur iriliğinde kar”, bulgurcuk ve burçak “küçük taneli kar”, öğsüzyamalığı “lapa lapa yağan kar” bunlar arasındadır. Kışın, yürünemeyecek kadar kaygan, buzlu yer için de tavukkaydıran denmektedir.

Güneşin battığı anı gösteren ve yazın dilinde Arapça gurupsözcüğüyle karşılanan kavram, ağızlarda günindi, güninimi, günini adlarıyla anlatılmaktadır. Yine Arapça kökenli ufuk yerine gözerimi, gözyayılımı karşılıkları vardır. Farsçadan gelerek dilimize yerleşen havuç, Anadolunun çeşitli yerlerinde 40 kadar adla anılmakta, bunlar arasında pürçüklü, yerebatan, yeregeçen, yerekaçan, yerkökü, gelinparmağı, kızılot gibileri de bulunmaktadır.

Günlük yaşamda kullanılan araç ve gereç adları arasında, Arapça kökenli mangal yerine közlük, Farsçadan gelme kevgir yerine aşsüzen, yine Farsça kökenli ustura için baş bıçağı, merdiven karşılığı basak, basgaç, basıncak, basangaç, inecek, ayakçak… sözcükleri bulunmaktadır.

Daha pek çok örneği gösterilebilecek olan bu öğelerin yanı sıra, soyut kavramları dile getiren şu sözcükleri de gösterebiliriz:

öğrencelik : işi ilk kez yapma, deneme
başaratli : işgüzar
albeni : cazibe
evcimik : tutumlu
sezek ve sezeğen : çabuk sezen kimse
baştanbaş : en iyi, ekstra
aldanca : avutacak, gönül alacak şey, söz
sınak : denenmiş
sınangı : deneme, deney
tanılgan : tanınmış, ünlü kimse
yönleştirme : uygun görme, yakıştırma, iyilik düşünerek aracılık yapma

Burada ancak birkaçını verdiğimiz bu örneklerin yanında insanların ruhsal niteliklerini, karakter ve davranışlarını dile getiren, bir bölümü nükteli heybeli melek “saf görünen kurnaz”, nallı beygir “kavgacı”, çehesi yelli “geveze”, haber tulumu “dedikoducu kadın” gibi pek çok, deyimleşmiş tamlamayla karşılaşılmakta, yazın dilinde bulunmayan birtakım eylemlere de rastlanmaktadır: Adamsamak “adam yerine koymak, önemsemek”, adamsınmak “önemsemek, adam yerine konmak”, derdikmek “dertlenmek, ağlamaklı olmak, derdini anlatmak”, diblemek “sınıfta kalmak”, sezinsemek “sezer gibi olmak”, sezeklemek “anlamak istemek, gözetmek”, bürlenmek “örtünmek”… gibi.

Görüldüğü gibi, bütün bu öğelerde hem değişik eklerle türetilen sözcükler, hem de bileşik sözcükler bulunmakta, Anadolu ağızlarımız dilin bütün anlatım yollarından yararlanmaktadır.


alıntı
 
Top