Forumlar
Yeni Mesajlar
CerezExtra
EĞLENCE ↓
Şans Kurabiyesi
Renk Falınız
ÇerezRADYO
Sevgiliye Özel
ÇerezDERGİ
Hızlı Okuma Testleri
Pratik Çözümler
Yeniler
Yeni Mesajlar
Yeni ürünler
Yeni kaynaklar
Son Aktiviteler
İndir
En son incelemeler
Dükkan
Giriş
Kayıt
Yeniler
Yeni Mesajlar
Menu
Giriş
Kayıt
Uygulamayı yükle
Yükle
Forumlar
Yaşam...
Hikayeler / Efsaneler
Acele Karar Vermek
JavaScript devre dışı bırakıldı. Daha iyi bir deneyim için, devam etmeden önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
You are using an out of date browser. It may not display this or other websites correctly.
You should upgrade or use an
alternative browser
.
Konuya cevap yaz
Mesaj
<blockquote data-quote="cırcırböcee" data-source="post: 33766" data-attributes="member: 20"><p><span style="font-family: 'Arial Black'">Çin düşünürü Lao Tzu nun çok sevdiği bir öyküdür. Bir köyde ihtiyar bir adam varmış.. Çok fakirmiş ama dillere destan bir beyaz atı yüzünden kral bile onu kıskanırmış.. Kral at için ihtiyara nerdeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış.. -Bu at, bir at değil benim için.. Bir dost.. İnsan dostunu satar mı dermiş hep..</span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'">Bir sabah kalkmışlar ki, at yok.. Köylü ihtiyarın başına toplanmış</span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'">-Seni ihtiyar bunak.. Bu atı sana bırakmayacakları, çalacakları belliydi.</span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'">Krala satsaydın, ömrünün sonuna kadar beyler gibi yaşardın. Şimdi ne paran var, ne de atın demişler..</span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'">İhtiyar,</span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'">-Karar vermek için acele etmeyin. Sadece At kayıp deyin. Çünkü gerçek bu.. Ondan ötesi sizin yorumunuz ve verdiğiniz karar. Atımın kaybolması, bir talihsizlik mi, yoksa bir şans mı, bunu henüz bilmiyoruz. Çünkü bu olay henüz bir başlangıç. Arkasının nasıl geleceğini kimse bilemez..</span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'">Köylüler ihtiyar adama kahkahalarla gülmüşler. Ama aradan 15 gün geçmeden, at bir gece ansızın dönmüş.. Dağlara gitmiş kendi kendine. Dönerken de, vadideki 12 vahşi atı peşine takıp getirmiş. Köylüler, ihtiyar adamın etrafına toplanıp özür dilemişler..</span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'">-Sen haklı çıktın.. Atının kaybolması bir talihsizlik değil adeta bir devlet kuşu oldu senin için.. Şimdi bir at sürün var..</span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'">-Karar vermek için gene acele ediyorsunuz. Sadece atın geri döndüğünü söyleyin. Bilinen gerçek sadece bu. Ondan ötesinin ne getireceğini henüz bilmiyoruz. Bu daha başlangıç.. Birinci cümlenin birinci kelimesini okur okumaz kitap hakkında nasıl fikir yürütebilirsiniz?..</span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'">Köylüler bu defa ihtiyarla dalga geçmemişler açıktan ama, içlerinden</span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'">-Bu herif sahiden bunamış.. diye geçirmişler..</span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'">Bir hafta geçmeden, vahşi atları terbiye etmeye çalışan ihtiyarın tek oğlu attan düşmüş ve ayağını kırmış. Evin geçimini temin eden oğul şimdi uzun zaman yatakta kalacakmış. Köylüler gene gelmişler ihtiyara..</span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'">-Bir kez daha haklı çıktın. Bu atlar yüzünden tek oğlun bacağını uzun süre kullanamayacak. Oysa sana bakacak başkası da yok.. Şimdi eskisinden daha fakir, daha zavallı olacaksın demişler..</span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'">İhtiyar</span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'">-Siz erken karar verme hastalığına tutulmuşsunuz. O kadar acele etmeyin.</span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'">Oğlum bacağını kırdı. Gerçek bu.. Ötesi sizin verdiğiniz karar. Ama acaba ne kadar doğru.. Hayat böyle küçük parçalar halinde gelir ve ondan sonra neler olacağı size asla bildirilmez..</span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'">Birkaç hafta sonra, düşmanlar kat kat büyük bir ordu ile saldırmış. Kral son bir ümitle eli silah tutan bütün gençleri askere çağırmış. Köye gelen görevliler, ihtiyarın kırık bacaklı oğlu dışında bütün gençleri askere almışlar. Köyü matem sarmış. Çünkü savaşın kazanılmasına imkan yokmuş, giden gençlerin ya öleceğini ya esir düşüp köle diye satılacağını herkes biliyormuş. Köylüler, gene ihtiyara gelmişler..</span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'">-Gene haklı olduğun kanıtlandı. Oğlunun bacağı kırık, ama hiç değilse yanında. Oysa bizimkiler belki asla köye dönemeyecekler. Oğlunun bacağının kırılması, talihsizlik değil, şansmış meğer..</span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'">-Siz erken karar vermeye devam edin. Oysa ne olacağını kimseler bilemez.</span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'">Bilinen bir tek gerçek var. Benim oğlum yanımda, sizinkiler askerde. Ama bunların hangisinin talih, hangisinin şanssızlık olduğunu sadece Allah biliyor. Lao Tzu, öyküsünü şu nasihatla tamamlarmış:</span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'"><u>Acele karar vermeyin. O zaman sizin de herkesten farkınız kalmaz. Hayatın küçük bir parçasına bakıp tamamı hakkında karar vermekten kaçının. Karar aklın durması halidir. Karar verdiniz mi, akıl düşünmeyi, dolayısı ile gelişmeyi durdurur. Buna rağmen akıl insanı daima karara zorlar. Çünkü gelişme halinde olmak tehlikelidir ve insanı huzursuz yapar. Oysa gezi asla sona ermez. Bir yol biterken yenisi başlar. Bir kapı kapanırken, başkası açılır. Bir hedefe ulaşırsınız ve daha yüksek bir hedefin hemen oracıkta olduğunu görürsünüz</u>.</span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="cırcırböcee, post: 33766, member: 20"] [FONT=Arial Black]Çin düşünürü Lao Tzu nun çok sevdiği bir öyküdür. Bir köyde ihtiyar bir adam varmış.. Çok fakirmiş ama dillere destan bir beyaz atı yüzünden kral bile onu kıskanırmış.. Kral at için ihtiyara nerdeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış.. -Bu at, bir at değil benim için.. Bir dost.. İnsan dostunu satar mı dermiş hep.. Bir sabah kalkmışlar ki, at yok.. Köylü ihtiyarın başına toplanmış -Seni ihtiyar bunak.. Bu atı sana bırakmayacakları, çalacakları belliydi. Krala satsaydın, ömrünün sonuna kadar beyler gibi yaşardın. Şimdi ne paran var, ne de atın demişler.. İhtiyar, -Karar vermek için acele etmeyin. Sadece At kayıp deyin. Çünkü gerçek bu.. Ondan ötesi sizin yorumunuz ve verdiğiniz karar. Atımın kaybolması, bir talihsizlik mi, yoksa bir şans mı, bunu henüz bilmiyoruz. Çünkü bu olay henüz bir başlangıç. Arkasının nasıl geleceğini kimse bilemez.. Köylüler ihtiyar adama kahkahalarla gülmüşler. Ama aradan 15 gün geçmeden, at bir gece ansızın dönmüş.. Dağlara gitmiş kendi kendine. Dönerken de, vadideki 12 vahşi atı peşine takıp getirmiş. Köylüler, ihtiyar adamın etrafına toplanıp özür dilemişler.. -Sen haklı çıktın.. Atının kaybolması bir talihsizlik değil adeta bir devlet kuşu oldu senin için.. Şimdi bir at sürün var.. -Karar vermek için gene acele ediyorsunuz. Sadece atın geri döndüğünü söyleyin. Bilinen gerçek sadece bu. Ondan ötesinin ne getireceğini henüz bilmiyoruz. Bu daha başlangıç.. Birinci cümlenin birinci kelimesini okur okumaz kitap hakkında nasıl fikir yürütebilirsiniz?.. Köylüler bu defa ihtiyarla dalga geçmemişler açıktan ama, içlerinden -Bu herif sahiden bunamış.. diye geçirmişler.. Bir hafta geçmeden, vahşi atları terbiye etmeye çalışan ihtiyarın tek oğlu attan düşmüş ve ayağını kırmış. Evin geçimini temin eden oğul şimdi uzun zaman yatakta kalacakmış. Köylüler gene gelmişler ihtiyara.. -Bir kez daha haklı çıktın. Bu atlar yüzünden tek oğlun bacağını uzun süre kullanamayacak. Oysa sana bakacak başkası da yok.. Şimdi eskisinden daha fakir, daha zavallı olacaksın demişler.. İhtiyar -Siz erken karar verme hastalığına tutulmuşsunuz. O kadar acele etmeyin. Oğlum bacağını kırdı. Gerçek bu.. Ötesi sizin verdiğiniz karar. Ama acaba ne kadar doğru.. Hayat böyle küçük parçalar halinde gelir ve ondan sonra neler olacağı size asla bildirilmez.. Birkaç hafta sonra, düşmanlar kat kat büyük bir ordu ile saldırmış. Kral son bir ümitle eli silah tutan bütün gençleri askere çağırmış. Köye gelen görevliler, ihtiyarın kırık bacaklı oğlu dışında bütün gençleri askere almışlar. Köyü matem sarmış. Çünkü savaşın kazanılmasına imkan yokmuş, giden gençlerin ya öleceğini ya esir düşüp köle diye satılacağını herkes biliyormuş. Köylüler, gene ihtiyara gelmişler.. -Gene haklı olduğun kanıtlandı. Oğlunun bacağı kırık, ama hiç değilse yanında. Oysa bizimkiler belki asla köye dönemeyecekler. Oğlunun bacağının kırılması, talihsizlik değil, şansmış meğer.. -Siz erken karar vermeye devam edin. Oysa ne olacağını kimseler bilemez. Bilinen bir tek gerçek var. Benim oğlum yanımda, sizinkiler askerde. Ama bunların hangisinin talih, hangisinin şanssızlık olduğunu sadece Allah biliyor. Lao Tzu, öyküsünü şu nasihatla tamamlarmış:[/FONT] [FONT=Arial Black][U]Acele karar vermeyin. O zaman sizin de herkesten farkınız kalmaz. Hayatın küçük bir parçasına bakıp tamamı hakkında karar vermekten kaçının. Karar aklın durması halidir. Karar verdiniz mi, akıl düşünmeyi, dolayısı ile gelişmeyi durdurur. Buna rağmen akıl insanı daima karara zorlar. Çünkü gelişme halinde olmak tehlikelidir ve insanı huzursuz yapar. Oysa gezi asla sona ermez. Bir yol biterken yenisi başlar. Bir kapı kapanırken, başkası açılır. Bir hedefe ulaşırsınız ve daha yüksek bir hedefin hemen oracıkta olduğunu görürsünüz[/U].[/FONT] [/QUOTE]
Alıntıları ekle...
İsim
Spam kontrolü
Atatürk'ün doğduğu şehir?
Cevapla
Forumlar
Yaşam...
Hikayeler / Efsaneler
Acele Karar Vermek
Top