• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

70 - Karaman

cırcırböcee

V.I.P
V.I.P
Tarihçesi

Karaman kentinin ilk kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber yapılan arkeolojik kazılar neticesinde, önemli bir yerleşim bölgesi, ticaret ve kültür merkezi olduğuna dair belgeler bulunmuştur.

Karaman ve çevresinin M.Ö.8000 yıllarında yerleşik iskana sahip olduğu ortaya konulmuştur. İl; Hititler zamanında bir askeri ve ticaret merkezi olmuş daha sonra Firigya ve Lidya’lıların egemenliğine geçmiş, M.Ö.322 de Yunan Kralı Perdikkos ve Filippos’un işgaline ve talanına uğramıştır.

Karamanoğulları Anadolu Selçuklu Devletinin zayıflamasından ve yıkılmasından sonra bağımsızlıklarını ilan edip Karamanoğlu Devletini kurmuşlardır. Karamanoğulları OĞUZ’ların SALUR boyuna mensuptur. 24.Oğuz boyu şunlardır. 1.Kayı 2.Bayat 3.Alkaevli 4.Karaevli 5.Yazır 6.Döğer 7.Dondurga 8.Yaparlı 9.Avşar 10.Kızık 11.Beğdili 12.Karkın 13.Bayındır 14.Biçene 15.Çavuldur 16.Çepni 17.Salur l8.Eymür l9.Alayuntlu 20.Üreğir 21.Iğdiz 22.Büğdüz 23.Yuva 24.Kınık. Bu 24 boy 6 ata da birleşir. 1.Günhan 2.Ayhan 3.Yıldızhan 4.Gökhan 5.Dağhan 6.Denizhan. Şehir Klasik dönemlerde LARENDE Olarak bilinir. Larende, 1256 da Karamanoğulları devletinin başkenti olmuştur. Larende, Cumhuriyet Döneminde KARAMAN adını almıştır.

Karamanoğlu Mehmet bey Konya civarında Moğollarla yaptığı savaşı kazanarak Konya’yı moğal işgalinden kurtarmış ve Karamanoğlu Devletinin başkenti yapmıştır. O tarihlerde Anadolu Selçuklularının resmi dili Arapça, edebiyat dili Farsça idi. Yönetenlerle yönetilenler arasında dil konusunda büyük farklılıklar meydana gelmişti. Dil farkı büyük reaksiyonlar doğurdu. Hacı Bektaş Veli, Tapduk Emre, Yunus Emre, Aşık Paşa, Sarı Saltuk ve Karamanoğlu Mehmet Bey başta olmak üzere daha birçok kültür tarihinin büyük simaları Türk kültür ve medeniyetinin tahrip edilmekte ve yok edilmekte olduğunu görerek, siyasi ve kültürel taarruza geçmişlerdir. Karamanoğlu Mehmet Bey Türk Milliyetçilik tarihine altın harflerle yazılması gereken 13 Mayıs 1277 yılında yayınladığı bir fermanla Türkçe’nin zaferini sağlamıştır. Bu fermanla “Bu günden sonra hiç kimse sarayda, divanda, meclislerde ve seyranda Türk dilinden başka dil kullanmaya” diyerek Türkçe’den başka konuşulan ve yazılan dilleri yasaklamıştır.
Bugün Karaman halkının civar yerleşim bölgelerine nazaran daha düzgün bir lisan kullanmasını bu fermanda aramak lazımdır.


Karamanoğulları devletinin sınırları, en güçlü olduğu zamanlarda, Karaman, Konya, Sivas, Kayseri, Niğde, Adana, Antakya, Silifke, Anamur, Mut, Gülnar, Alanya, Gazipaşa, Antalya, Isparta, Beyşehir’e kadar uzanıyordu.

Karamanlılar kuvvetli düşmanlarının karşısında sarp yerlere bilhassa Toros dağlarına çekilerek korunurlar ve tehlike geçince tekrar İçel ve Larende (Karaman) tarafına geçerlerdi. Geçitler vasıtasıyla Konya’ya ulaşan ticaret kervan yollarını kontrol eden Karamanlılar, Ceneviz, Kıbrıs ve Malta tacirlerinden aldıkları vergiler ile mühim bir gelir temin ediyorlardı. Lamos, Silifke, Anamur, Manavgat gibi kendilerine ait limanlardan tahsil ettikleri gümrük resmi önemli gelirlerdendi. Karamanoğullarının Alaaddin Bey’den itibaren hedeflerinin gümüş sikkeleri görülmektedir.

Hıristiyan alemi tarafından kutsal sayılan ve antik şehir olarak bilinen DERBE kenti Avrupalı hıristiyan turistlerin dikkat ve ilgisini çekiyor. (Derbe Karaman’a bağlı Aşıran köyü yakınlarında yer alır) Hıristiyanların Hz. İsa Peygamber’den sonra kendilerine dini lider olarak bildikleri MICHAEL Derbe’de yatmaktadır. Burayı ve MICHAEL’in kabrini ziyaret edenler Hıristiyan inancına göre kendilerinin hacı oldukları edinilen bilgiler arasındadır. Karaman 15 Haziran 1989 tarihinde Türkiye’nin 70. Vilayeti olmuştur.

KARAMAN İSMİNİN KAYNAĞI

Karaman ilinin eski ismi Larende’dir. Şehir Selçukluların elinde iken islamlaşmıştır.

Karamanoğulları Beyliğinin kuruluşu temellerini atan Nure sufi’nin oğlu Karaman Bey’in Karamanoğlu Beyliğini teşkilatlandırması ve beylik haline getirmesi ile Karamanoğulları güçlenmeye ve sınırlarını genişletmeye başlamışlardır.

Karamanoğlu Beyliğinin kurucusu Karaman Bey’den dolayı Laranda (Larende) olan şehir 1256 yılında Karaman adını almıştır. Bu tarihten itibaren de Karaman olarak devam etmektedir.
 

cırcırböcee

V.I.P
V.I.P
Karamanogullarının üçüncü ve en büyük hükümdarıdır.
Doğum tarihinin kesin olmamakla birlikte 1246 olduğu sanılmaktadır. Ölüm tarihi ise 1283'tür.
Mehmet Bey Karamanoğulları'nın başına geçtiğinde, Anadolu'da Mogol hakimiyeti bulunmaktaydı. Karaman Bey'in ölümünden sonra, Anadolu Selçuklu Sultanı IV.Rüknettin Kılıçarslan, Karaman ülkesinin idaresini, vezirlerinden Hutenoğlu Bedrettin ibrahim'e vermiş; eski ülüs sistemini tanımadığını ilan etmişti. Daha çocuk yaşta olan Mehmet Bey ve kardeşleri de yakalanıp hapsedilmişti.

IV.Rukneddin Kılıçarslanın ölümü üzerine, yerine III.Giyaseddin Keyhüsrev geçti. Mehmet Bey ve kardesleri serbest birakildi.

Karamanoglu Mehmet Bey, basa geçer geçmez, Selçuklulara cephe aldi. Üzerine gönderilen Mogol-Selçuk ordusunu, Göksu vadisinde maglup etti. Güneye yönelip, Sahiller Emini Hoca Yunus ordusunu da yenerek egemenligini saglamlastirdi. Daha sonra, Esrefoglu ve entese Türkmenlerini de yanina alarak Konya önlerine geldi. Konya'yi zaptederek Giyaseddin Siyavus'u Selçuklu tahtina geçirdi.

O sirada Selçuklular, edebi dil olarak Farsça'yi, devlet islerinde ise Arapça'yi kullaniyorlardi. Halk ise bu iki dilin disinda, kendi öz dili olan Türkçe'yi kullanmayi sürdürüyordu.

Mehmet Bey, millet olarak yasamanin ilk sarti olarak, dil birliginin saglanmasi gerektigine inaniyordu. Kendi dilini ve kültürünü hor gören, baska kültürlerin egemenligine girmeyi yücelik sanan, bu yoz anlayisa tepki gösteriyordu. Konya'nin alinmasindan sonra, 1277 tarihli ünlü fermanini yayinladi. Türkçeden baska bir dil konusulmasini yasakladi. O'nun bu fermani Anadolu'da uzun yillar yankilanmis ve günümüze kadar gelmistir.


Konya'yi yeniden ele geçiren Mogollar, Karamanogullari üzerine yürüdüler. Küçük bir orduyla Mogollara karsi yigitçe savasan Mehmet Bey, kardesleri Tanu ve Zekeriya ile birlikte sehit düstü.

Mehmet Bey askeri ve idari yönden bilgili ve yetenekli bir devlet adami idi. Hayati boyunca bilim ve sanat adamlarini etrafinda toplamis, onlara büyük deger vermistir.


KARAMANOGLU MEHMET BEY ve FERMANI

Karamanoglu Mehmet Bey'in, 13 Mayis 1277'de, Türkçe'yi korumak amaciyla yayinladigi ünlü fermanini, herhangi bir ferman diye nitelendirmek, yanlis olsa gerektir.

O dönemdeki Anadolu'nun durumunu kavramadan, fermani degerlendirmek de, yine gerçeklere tam anlamiyla ulasmamizi engeller.

XII.y.y. ve sonralari, Anadolu Selçuklulari'nin hüküm sürdügü; Anadolu Selçuklulari Türk olmalarina ragmen, devletin her alaninda Iran hakimiyetinin apaçik görüldügü ve Türklügün degerlerinin, devlet eliyle unutturulmaya yüztuttugu yillardir.

Iste bu dönemde Karamanlilar, Anadolu'da, dil alaninda degil; Türk degerlerinin yasatilmasi için, her alanda, büyük mücadeleler vermislerdir.

1238'de Selçuklular'in Iranlasmasi karsisinda, Karaman'lilarin atasi Nure Sofi'nin de katildigi; Türklügün savunmasi denilebilecek, Kirsehir'in Maliya Ovasi'nda gerçeklesen savas; Karamanogullari'nin Anadolu'da verdikleri mücadelelerin, koltuk kavgasi degil; Türk degerlerinin korunmasi oldugunun en açik delili sayilabilir.

Karamanoglu Mehmet Bey de, atasi Nure Sofi gibi, Anadolu'da, Türklügün, Türk degerlerinin mücadelesini vermistir. 1277'de yayinladigi fermanin özünde, bir milletin birlik beraberliginin ilk adiminin, dil birligi oldugu gerçegi vurgulanmaktadir.


Orta Asya'dan Anadolu'ya göçen, burada devlet ve beylikler kuran Türk boylarinin, baska millellerin degerlerini kabullenip, kendi öz yapilarini terk etmeye yöneldikleri ve bu yönelisi adeta marifet saydiklari bir dönemde, sadece Karamanogullari'nin, Türk degerlerine bagli kalma savasi vermeleri ve Karamanoglu Mehmet Bey'in bu gerçegi, tarih sayfalarina, fermaniyla kazimasi, Anadolu Türk tarihinin en önemli adimlarindandir.


Fermanı Burdan Okuyabilirsiniz

Karamanoğlu Mehmet Bey'i Arıyorum
 

cırcırböcee

V.I.P
V.I.P
Türk amirali, coğrafya ve kartoğrafya bilginidir. XVI. Asir Türkdenizciliği ekolününpiri sayilanKaramanli Kemal Reis’inyeğenidir. Asiladi Muhiddinolan Piri Reis, 1470yilinda Karaman’dadoğmuştur. O dönemdeKaramanoğullari Osmanlidevletine katilmiş, Fatih Sultan Mehmet’inemriyle, Beyliğinileri gelenleriİstanbul’a göçettirilmiştir. Kemal Reis veailesi önceİstanbul’a, birsüre sonraGelibolu’ya giderekorada yerleşmiştir.

Piri Reis, amcasi Kemal Reis’in yaninda çocukluğundan başlayarak, bütün Akdeniz’idolaşti. İspanyaseferlerine katilip, Cebelitarik'a kadargitti. Akdeniz’degörmediği, ayakbasmadiği yerkalmadi. Amcasinin ölümünden sonra, 1511yilinda, OruçReis’in kaptanlarindanbiri olarak, Misir’a gittive 1513 yilindaBarbaros kardeşlerlebirlikte, KuzeyAfrika’ya ayakbasti. Cezayir’infethinden sonra, Oruç Reis tarafindanYavuz Sultan Selim’egönderildi. Yavuz’danDerya Bey’i (DenizAlbayi) rütbesinialan Piri Reis, Misir seferinekatildi. Ardindan, Gelibolu veİstanbul’da bulundu;Barbaros’un denizseferine katildi.1533 yiilndaBarbaros HayrettinPaşa Kaptan-iDerya olunca, O’da “DeryaSancak Beyi (Tümamiral)”ünvanini aldi.

1546yilinda Barbarosölünce, Süveyş’teki “HintDenizleri Kaptanliği”nagetirildi. Donanmasiile Aden’egelip, Aden’iPortekizlilerden gerialdi. (1548)- 1552’de 31 parçalik filo ileHint Okyanusu’naaçildi. Hadramut’ta Türkhakimiyetini güçlendirdikten sonra, Umman’ialdi veburadaki Portekizlilerikovdu. HürmüzBoğazi’ni geçip, İrankiyisinda, Kişmeadasini fethetti. Bender-Abbas limanindan sonra, Katar, Bahreyn veLahsa’yi Türk hakimiyetinesokarak, ArabistanYarimadasinda, Osmanliİmparatorluğu’na dahilolmayan hiçbiryer birakmadi.Ağir ganimetdolusu 27 gemisini, onarilmak üzereBasra’da birakip, Süveyş’e döndü.

GemileriniBasra’da birakmasi, kendisini çekemeyenlerinşikayetlerine nedenoldu.Basra veMisir’daki ikibeylerbeyi, Piri Reisaleyhine yanlişrapor düzenleyip, Kanuni’ye gönderdiler. Divan-i Hümayun, Piri Reis’inidamina hükmettive idamfermanini MisirBeyler Beyineyolladi. Reis’iKahire’ye çağirtanMisir Beylerbeyi, O’nu idamettirdi.(1554) Ünübütün denizlereyayilmiş, 80 yaşindakiPiri Reis’inidami, Kanunidevrinde yapilan enisabetsiz veolumsuz olaylardanbiri olmuştur.

Piri Reis XVI. yy’da enbüyük coğrafyabilgini kabuledilmektedir. Büyükeseri “Kitab-iBahriyye (DenizcilikKitabi)”, yüzlerceharita vekroki ilezenginleştirilmiştir. Eserinde, Akdenizi bütünsahilleri, adalari, limanlari vekiyilariyla birliktetek tekele almiş, bu yerlerinmeteoroloji, iklimve bitkiörtüsü özelliklerini, büyük birisabetle kaydetmiştir. 1521 yilinda tamamladiğieserini, bazidüzeltmeler yaptiktansonra 1525’te Kanuni’yesunmuştur. Eserde, Amerika kitasinin keşfinden de bahsedilmekte vedünyanin küre şeklindeolduğu açikcabelirtilmektedir. Eserinasli TopkapiSarayi’ndadir.

Piri Reis’in kendieliyle CeylanDerisine çizdiği “Amerika Haritasi”na, ilkeseri kadar, belki daha dafazla ünlüdür.Orjinali TopkapiSarayi’nda olanbu harita, bir Atlas Okyanusuharitasidir vekendi eliyleçizdiği atlasdan, günümüze kalansadece birpaftasidir. Bu, bazi kisimlariyirtilmiş ikiharitadan oluşmaktadir. 1513 tarihinde çizileni, Amerika’nin keşfinden 21yil sonradir. Bazibatili bilimadamlari, bunedenle, haritalarinCristof Kolomba aitolduğunu iddiaetmişlerdir. Buiddialarin hiçbirdayanaği yoktur.Çünkü Kolomb, bu yerleri, Hint Adalarisanmiştir veAmerikovespuçi’nin keşfinekadar, böylebilinmiştir. Kaldiki Kolomb, böyle birharita çizmişolsaydi, bununbir örneğinimutlaka kendikralliğina vermesigerekirdi.

1528tarihli ikinciharitada Piri Reis, Amerika ve Atlas Okyanusu’nunAvrupa ve Afrikakiyilarini, adalarini, ülkelerini, Amerika veAfrika’da insangirmemiş birçok yereTürkçe isimlervererek göstermiştir.

Piri Reis’in eserleri, XV. ve XVI. yy.’larda Türk Denizciliğinin vebiliminin hangiaşamada olduğunuaçikca göstermektedir.Haritalarin ilkibile, Avrupa’da 1528yilinda GloleDore tarafindançizilen Amerika haritasindançok dahadoğrudur. PiriReis’in haritalarindaGrönland’dan Florida’yakadar olansahiller sekizrenkle çizilmiştir.

Piri Reis’in haritalaribilim adamlariarasinda tartişmalaraneden olmuştur.Bu kadarmükemmel haritalarin, odönemin bilgisiylenasil çizilebildiğikonusunda bilimselaraştirmalar yapilmiştir.Hatta Eric Von Doniken “TanrilarinArabalari” adlieserinde, uzaydangelen yaratiklarinbu bilgileriPiri Reis’eaktardiklarini, aksitakdirde o tarihlerdekutuplara kadarböyle haritalarinçizilemeyeceğini ciddiyetleiddia etmiştir.

Piri Reis, haritalarini Misir’da bir yilmüşaviri olduğuVeziriazam Damat İbrahimPaşa’ya da göstererekAmerika’ya birfilo gönderilmesiniteklif etmiştir. İbrahimPaşa buteklifi lüzumsuzgörerek reddetmiştir.
 

cırcırböcee

V.I.P
V.I.P
Kurtuluş savaşımızın büyük komutanlarımızdan birisidir. İlimize bağlı Kazım Karabekir ilçesi eşrafından olan Mehmet Emin Paşanın oğludur. 1882 yılında İstanbul’da doğdu. Fatih askeri Rüştiyesinde ve Kulleli idaresinde okudu. Harbiyeyi bitirdikten sonra 1905 yılında kurmay yüzbaşı olarak orduya katıldı. 1908’de ikinci meşrutiyetin ilanından sonra tümen kurmaylığa getirildi. 1909’da 31 Mart ayaklanmasını bastıran Hareket ordusu ikinci tümen kurmay başkanlığı yaptı.

Balkan savaşında, Edirne savaşlarına katılan Kazım Karabekir I. Dünya savaşında önce doğu cephesinde, sonra da Çanakkale cephesinde tümen komutanı olarak savaşmıştır.

Irak cephesinde de savaştıktan sonra Kafkas cephesi II. Kolordu komutanlığına atandı. Daha sonra bu cephede bulunan I. Kolordunun başına getirildi. Bu ordu ile Erzincan ve Erzurum’u kurtardı. Kars ve Cümrü’yü de aldıktan sonra generalliğe terfi ettirildi. Tebrizde bululduğu sırada Mondoros ateşkes antlaşmasının imzalanması üzere İstanbul’a çağrıldı. Daha sonra 15. kolordu komutanlığı görevi ile tekrar Erzurum'a gitti. Şark cephesi komutanlığına atandı. T.B.M.M hükümeti tarafından doğuda Ermeni ordularını bozması için görevlendirilmiştir ki bu savaş istiklal savaşımızın zaferle sonuçlanan ilk savaşıdır.

T.B.M.M.’ne önce Edirne Milletvekili olarak giren Kazım Karabekir aynı zamanda orgeneralliğe atandı. 1924’de bu görevinden çekilerek Cumhuriyet döneminin ilk muhalefet partisi olan “Terakki Perver Cumhuriyet Fırkası”nı kurdu ve başkanlığını yaptı.

1927 yılında emekliye ayrılmıştır. 1938 yılında da İstanbul milletvekili seçildi. 1946 yılında meclis başkanlığına seçildi. 26 Ocak 1948 yılında öldü.

Bir çok kitap ve önemli hatıraları vardır.

Eserlerinden basılmış olanları :

1- İtalya Habeş Harbi 1933

2- İngiltete, İtalya ve Habeş Harbi 1933

3- Cihan Harbine Neden Girdik, Nasıl İdare Ettik 1937

4- Erzincan ve Erzurumun Kurtuluşu 1939

5- Ülkümüz Kuvvetli Bir Türkiye İdi 1947

6- İstiklal Harbimiz 1960

7- Çocuk Davamız 1965

8- İstiklal Harbimizde Enver Paşa, İttihat ve Terakki Erkanı 1967
 

Top