Forumlar
Yeni Mesajlar
CerezExtra
EĞLENCE ↓
Şans Kurabiyesi
Renk Falınız
ÇerezRADYO
Sevgiliye Özel
ÇerezDERGİ
Hızlı Okuma Testleri
Pratik Çözümler
Yeniler
Yeni Mesajlar
Yeni ürünler
Yeni kaynaklar
Son Aktiviteler
İndir
En son incelemeler
Dükkan
Giriş
Kayıt
Yeniler
Yeni Mesajlar
Menu
Giriş
Kayıt
Uygulamayı yükle
Yükle
Forumlar
Güncel
İl İl Türkiye
64 - Uşak
JavaScript devre dışı bırakıldı. Daha iyi bir deneyim için, devam etmeden önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
You are using an out of date browser. It may not display this or other websites correctly.
You should upgrade or use an
alternative browser
.
Konuya cevap yaz
Mesaj
<blockquote data-quote="Suskun" data-source="post: 252128" data-attributes="member: 21093"><p><strong>KARUN GİBİ ZENGİN</strong></p><p></p><p>Eski kitaplar yazdığına göre Karun o kadar zengin, o kadar zenginmiş ki, hazinelerinin anahtarlarını kırk katır zor taşıyabilirmiş. Türkçe’deki “Karun kadar zengin!” deyimi işte bu efsanenin hatırasıymış. Heredot’un verdiği bilgiye göre Kroisos (nam-ı diğer Karun), M.Ö. 7000 yıllarında kurulan Lidya krallığını yöneten üç hanedandan sonuncusunun son kralıdır. M.Ö. 560 yılında tahta geçtiğinde altın, ülkesinde ırmaklar halinde akmaktaymış. Lidya’nın ondördüncü kralı olarak ondört yıl hüküm süren Kroisos’un ondört günlük bir yağma neticesinde hem krallığını, hem de başını kaybettiğinde de kavganın sebebi altın imiş. Asırlar sonra Romalı mezar soyguncularının “Altına hücum!” çığlıklarıyla yağmaladıkları altınlardan kalanlar ise 1965, 1966 ve 1968 yıllarında yeni hazine avcıları tarafından çıkarılıp ta Amerika’ya, New York’taki Metropolitan Müzesi’ne kadar gitmiş, yıllar sonra binbir macera ve diplomasi ile ancak geri getirilebilmiştir. Müzedeki 363 parçalık koleksiyon o efsanevi hazinenin belki de milyonda biridir, ama bu haliyle bile ona baktığınızda büyüleyici bir ihtişamla karşılaşırsınız.</p><p></p><p><strong>GENÇ KIZLARIN RENK VE DESENE DÖNÜŞEN DUYGULARI</strong></p><p>19. yüzyıl Avrupalı oryantalist ressamların vazgeçemedikleri halı desenleri vardır. Ansiklopediler yazmasa da biz söyleyelim, işte onların hepsi Uşak halılarıdır. Madalyonlu, göbekli ve yıldız desenli bu halılar Türk halıcılığının 16. ve 17. yüzyıl klasik dönemini temsil ederler. Ne var ki halı dokumacılığı modern hayata yenik düşmüş, yerine Eşme kilimi yükselişe geçmiştir. Eski bir ipek halının ilmekleri kadar zarif, dokuyan genç kızların duyguları kadar berrak, buğulu gözler kadar derin desenleri olan bu kilimler bir hatıradan yol bularak gönül pencerelerinizi açmak, masallarınızın kırkıncı kapısından girebileceğinizi hissettirmek üzere yolculuklarına devam ediyorlar. Uluslararası Eşme Kilim, Kültür ve Sanat Festivali’ne (Mayıs) veya Milli Cirit Musabakaları’na (Nisan) gelirseniz kilimlere oturup keşkek yemek de mümkün olur.</p><p></p><p><strong>UZAYLILARIN YOL UĞRAĞI</strong></p><p>Gazete haberlerine göre uzaylıların en ziyade uğradıkları yerlerden birisi -altın yatakları dolayısıyla- Uşak bölgesiymiş. Eğer haber doğruysa biz onların “altın”a geldiklerini düşünmüyoruz, bilakis onlar üstüne geliyorlar. Çünkü Ulubey Kanyonları’ndaki güzelliği kendi dünyalarında bile bulamazlar. Colorado'daki benzerlerinden sonra dünyanın ikinci büyük kanyonu olan vadinin uzunluğu 45 kilometre genişliği 500 ila 1000 metre, derinliği ise yer yer 170 metredir. Hele oraya giderken uğrayacağınız Clandras Köprüsü ve antik Blaundos (Sülümenli) kenti sizi her metrekarede birkaç kez şaşırtmaya, hayrete düşürmeye yetecektir.</p><p></p><p></p><p><em>Prof. Dr. İSKENDER PALA - AHMET BİLAL ARSLAN</em></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Suskun, post: 252128, member: 21093"] [B]KARUN GİBİ ZENGİN[/B] Eski kitaplar yazdığına göre Karun o kadar zengin, o kadar zenginmiş ki, hazinelerinin anahtarlarını kırk katır zor taşıyabilirmiş. Türkçe’deki “Karun kadar zengin!” deyimi işte bu efsanenin hatırasıymış. Heredot’un verdiği bilgiye göre Kroisos (nam-ı diğer Karun), M.Ö. 7000 yıllarında kurulan Lidya krallığını yöneten üç hanedandan sonuncusunun son kralıdır. M.Ö. 560 yılında tahta geçtiğinde altın, ülkesinde ırmaklar halinde akmaktaymış. Lidya’nın ondördüncü kralı olarak ondört yıl hüküm süren Kroisos’un ondört günlük bir yağma neticesinde hem krallığını, hem de başını kaybettiğinde de kavganın sebebi altın imiş. Asırlar sonra Romalı mezar soyguncularının “Altına hücum!” çığlıklarıyla yağmaladıkları altınlardan kalanlar ise 1965, 1966 ve 1968 yıllarında yeni hazine avcıları tarafından çıkarılıp ta Amerika’ya, New York’taki Metropolitan Müzesi’ne kadar gitmiş, yıllar sonra binbir macera ve diplomasi ile ancak geri getirilebilmiştir. Müzedeki 363 parçalık koleksiyon o efsanevi hazinenin belki de milyonda biridir, ama bu haliyle bile ona baktığınızda büyüleyici bir ihtişamla karşılaşırsınız. [B]GENÇ KIZLARIN RENK VE DESENE DÖNÜŞEN DUYGULARI[/B] 19. yüzyıl Avrupalı oryantalist ressamların vazgeçemedikleri halı desenleri vardır. Ansiklopediler yazmasa da biz söyleyelim, işte onların hepsi Uşak halılarıdır. Madalyonlu, göbekli ve yıldız desenli bu halılar Türk halıcılığının 16. ve 17. yüzyıl klasik dönemini temsil ederler. Ne var ki halı dokumacılığı modern hayata yenik düşmüş, yerine Eşme kilimi yükselişe geçmiştir. Eski bir ipek halının ilmekleri kadar zarif, dokuyan genç kızların duyguları kadar berrak, buğulu gözler kadar derin desenleri olan bu kilimler bir hatıradan yol bularak gönül pencerelerinizi açmak, masallarınızın kırkıncı kapısından girebileceğinizi hissettirmek üzere yolculuklarına devam ediyorlar. Uluslararası Eşme Kilim, Kültür ve Sanat Festivali’ne (Mayıs) veya Milli Cirit Musabakaları’na (Nisan) gelirseniz kilimlere oturup keşkek yemek de mümkün olur. [B]UZAYLILARIN YOL UĞRAĞI[/B] Gazete haberlerine göre uzaylıların en ziyade uğradıkları yerlerden birisi -altın yatakları dolayısıyla- Uşak bölgesiymiş. Eğer haber doğruysa biz onların “altın”a geldiklerini düşünmüyoruz, bilakis onlar üstüne geliyorlar. Çünkü Ulubey Kanyonları’ndaki güzelliği kendi dünyalarında bile bulamazlar. Colorado'daki benzerlerinden sonra dünyanın ikinci büyük kanyonu olan vadinin uzunluğu 45 kilometre genişliği 500 ila 1000 metre, derinliği ise yer yer 170 metredir. Hele oraya giderken uğrayacağınız Clandras Köprüsü ve antik Blaundos (Sülümenli) kenti sizi her metrekarede birkaç kez şaşırtmaya, hayrete düşürmeye yetecektir. [I]Prof. Dr. İSKENDER PALA - AHMET BİLAL ARSLAN[/I] [/QUOTE]
Alıntıları ekle...
İsim
Spam kontrolü
En iyi yönetim şekli?
Cevapla
Forumlar
Güncel
İl İl Türkiye
64 - Uşak
Top