• Merhaba Ziyaretçi.
    "Minimalist Fotoğraflar" konulu fotoğraf oylaması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Oylamaya katılmanızı bekliyoruz...

60 - Tokat

YoRuMSuZ

Biz işimize bakalım...
TOKAT

GENEL BİLGİLER


Yüzölçümü: 9.958 km²

Nüfus: 719.251 (1990)

İl Trafik No: 60

İLÇELER:


Almus: İlçe, Almus Baraj Gölü ile mükemmel bir görüntüye ulaşmış, yeşil ve mavinin kaynaştığı cennetten bir köşe görünümünü kazanmıştır. Almus Baraj Gölünün su sporlarına uygun bir alan olması, barajda yapılabilecek olta balıkçılığı, başta Dumanlı Yaylalar zinciri ve Çatak Yaylası olmak üzere yayla turizmi için ideal yapıya sahip olan Almus doğal bir turizm cennetidir.


Niksar: Tokat merkezine 60 Km. uzaklıktadır.

Niksar tamamı ile bir ören şehir konumundadır. Hitit döneminden başlayan tarihi boyunca üzerinde barındırdığı tüm uygarlıklardan kalan eserler Niksar'a daha da ilginç bir yöre haline getirmiştir. Danişmend Devletine başşehirlik yapan ilçede önemli ölçüde Selçuklu, Danişmend ve Osmanlı eserleri mevcuttur. Leylekli Köprü, Çöreğibüyük Camii, Ulu Camii, Niksar Kalesi, Kırkkızlar Türbesi, Danişmend Melik Ahmet Gazi Türbesi bu eserlerden bazılarıdır.

Ayrıca dünyanın en hafif suyu olan Niksar Ayvaz Suyu da ilçenin tanıtımına önemli bir katkı sağlamaktadır.

Pazar: Tokat'a 25 Km. uzaklıktadır. İlçe sınırları içerisinde bulunan Ballıca Mağarası ilçe turizmine önemli bir canlılık getirmiştir. Bunun yanında Selçuklu dönemlerinden kalma Pazar Köprüsü, Mahperi Hatun Kervansarayı gibi tarihi eserler ilçeye önem kazandırmaktadır.

Sulusaray: İl merkezine 68 Km. uzaklıktadır. Günümüzde Sulusaray bir açık alan müzesi görünümündedir. Burada bulunan antik yerleşim yerinin adı Sebestapolis'dir. Sulusaray'ın MÖ. 3000 yılında Eski Tunç MÖ 2000 yılında Hitit, MÖ 1000 yılında Frigler zamanında iskan edilmiş olduğu, kazılarda ortaya çıkan pişmiş toprak eserlerle tespit edilmiş olup çıkan bu eserler Tokat müzesinde sergilenmektedir. Antik kentte sur duvarları, bir kilise kalıntısı, bir hamam ve ayrıca tabanı mozaiklerle kaplı sağlık merkezinin varlığı tespit edilmiştir.

Sulusaray ilçesinde bulunan kaplıca tesisleri iç turizm açısından ilçede önemli bir hareketlilik sağlamaktadır.

Turhal: Turhal, Orta Karadeniz Bölgesinde yer alır. İlçenin etrafı dağlarla çevrilidir, şehrin ortasında Turhal kalesi yer almaktadır. Kalenin üzerinde eski bir şatodan kalma iki burç ve bir de yeraltı geçidi bulunmaktadır.

İlçede Turhal kalesinin yanında Kesikbaş Camii, Ulu Camii, Kova Camii, Ahi Yusuf Baba, Şeyh Şehabettin, Nurullah Efendi Türbeleri bulunmaktadır.

Zile: Hitit, Frig, Pers, Roma ve Bizans kültürlerinin yaşadığı Zile'de bugün Hititlere, Friglere, Perslere, Roma ve Bizanslılara, İlhanlı Danişmend, Selçuklu ve Osmanlılara ait tarihi eserleri görmek mümkündür. Bu eserler içerisinde Zile Kalesi, kalenin doğu yönündeki kayaların oyulmasıyla yapılan ve Roma döneminden kaldığı anlaşılan Tiyatro, Kalenin Kuzey Doğu tarafında bulunan Kaya Mezarı, Çay Pınarı, İmam Melikiddin Türbesi, Şeyh Musa Fakih Türbesi, Ulu Camii, Elbaşoğlu Camii, Çifte Hamam, Yeni Hamam, Masat Höyük, Hisar Kale, Anzavur Mağaraları, Hacı Boz Köprüsü, Koç Taşı ve Kuru Çaydaki manastır harabeleri görülmeye değer tarihi eserler arasındadır.

Roma İmparatoru J. Sezar Zile'de yaptığı tarihi savaştan sonra başarısını ünlü " Veni, Vidi, Vici" (Geldim, Gördüm, Yendim.) şeklindeki mesajını Dünyaya buradan duyurmuştur. Bu sözünün yazıldığı taş halen Zile Kalesinde bulunmaktadır.

NASIL GİDİLİR?

Karayolu: Tokat'a ülkenin her yerinden ulaşmak mümkündür.

Otogar Tel: (+90-356) 214 22 21

Havayolu: Tokat-Turhal karayolunun 17. Km. sinde yer alan Tokat Havalimanından İstanbul - Ankara bağlantılı tarifeli uçak seferi düzenlenmektedir.

Havaalanı Tel: (+90-356) 238 72 68

Demiryolu: Sivas - Samsun hattında çalışan DDY bağlantılı trenler Artova, Zile ve Turhal ilçelerinden yolcu almaktadır.

GEZİLECEK YERLER

Müzeler ve Örenyerleri

Müzeler

Tokat Müzesi

Adres: GOP Bulvarı No: 143 - Tokat

Tel: (356) 214 15 09

Örenyerleri

Tokat Müzesi

Maşathöyük- Zile - Yalınyazı

Ulutepe -Tural - Ulutepe

Niksar - Niksar

Sebastapolis - Sulusaray

Masat Höyük: Tokat'ın Zile İlçesi Yalınyazı Kasabasında yer alan Masat Höyük'de M.Ö.3000'de Eski Tunç Çağı, M.Ö. 2000'de Hitit çağı, M.Ö. 1000'de Frig Çağını yaşayan 3 dönem mevcuttur. Masat Höyükte Kayseri'de Hitit imparatorluğuna bağlı bir uç beyinin sarayı bulunmuştur. Pişmiş toprak, metal ve cam eserlerin yanında Hitit Hiyeroglif (Resim Yazısı) yazısı ile yazılmış tablet en önemli eserdir.

Sulusaray (Sebastapolis): Sulusaray Tokat'ın 68. Km. güneybatısında bulunmaktadır. Höyüğün M.Ö. 3000 yılında Eski Tunç, M.Ö. 2000 yılında Hitit, M.Ö. 1000 yılında Frigler zamanında iskan edilmiş olduğu, kazılarda ortaya çıkan pişmiş toprak eserlerle tespit edilmiş olup, çıkan bu eserler Tokat Müzesinde sergilenmektedir. Ayrıca Antik kentte yapılan çalışmalarda antik kentin sur duvarları, bir kilise kalıntısı, bir hamam ayrıca tabanı mozaiklerle kaplı olan sağlık merkezinin varlığı tespit edilmiştir. Bu mozaikler Sulusaray'da kapalı bir salonda teşhir edilmektedir.

Diğer arkeolojik alanlar ve antik yerleşim yerleri arasında, Horoztepe, Niksar, Tufantepe, Komana Pontika sayılabilir.

Mağaralar

Ballıca Mağarası : Pazar ilçesinde bulunan Ballıca Mağarası 680 Metre uzunluğu ve 94 metre yüksekliği ile Dünyanın en gösterişli mağaraları içerisinde yer almaktadır.

Cami ve Medreseler

İlde bulunan camiler, Ali Paşa, Hatuniye, Meydan, Takyeciler, Ulu Camii, Çöreğibüyük Camii, Silahtar Ömer Paşa Camii, Elbaşoğlu Camiidir. Çukur Medrese, Gökmedrese, Mevlevihane ilin önemli medreseleridir.

Hanlar ve Kervansaraylar

Taşhan, Bedestenler Hanı, Yazmacılar Hanı, Mahperi Hatun Kervansarayı görülebilecek yerlerdendir.

Kaplıcalar

Sulusaray Kaplıcası: Tarihi Nice Polis Harabeleri arasında kaynayan Sulusaray Kaplıcaları ilde ve bölgede en önemli kaplıcadır. Kaplıca suyu 55 °c.dir. Minarellerine göre tuzlu, sülfatlı-hafif acı su olarak isimlendirilmiştir. Sulusaray Kaplıcası şu an romatizmal hastalıklardan rahatsız olanlara şifa vermektedir. Kaplıcanın bulunduğu yerde, sezon süresinde kiraya verilen pansiyon, Konaklama yerleri ve çadırları ile gelerek kamp kurmak isteyenlere de kamp yerleri verilmektedir.

Yaylalar

Tokat'ta, Çamiçi, Topçam, Bizeri, Gürlevik, Batmantaş, Dumanlı Yaylaları yöre halkı tarafından ilgi çekmektedir.

Sportif Etkinlikler

Kamp-Karavan : Gümenek, Sulusaray Kaplıcası, Gıj gıj Dağı kamp ve karavan turizmi için doğal ortamlardır.

Trekking : Alan Yaylası-Akdağ Zirvesi (2000 m.) Ballıca Mağarası arası trekking sporunu sevenler için mükemmel bir alandır.

Kuş Gözlem Alanı : Kaz Gölü onlarca çeşit kuşun yuvalandığı, beslendiği sazlıkları ve görüntüsü ile tam bur kuş cenneti konumundadır.

Olta Balıkçılığı : İl, akarsu ve göllerinin yoğun olması nedeni ile olta avcılığı için ideal bir mekandır. Almus Baraj Gölü her türlü su sporlarına uygun doğal bir oluşumdur.

COĞRAFYA

Akdağ ve Çamlıbel dağlarının oluşturduğu vadiler arasında bulunan Tokat'ta, Deveci Dağı, Dumanlı Dağı, Canik Dağları olarak sıralayabileceğimiz dağlık alanlar mevcuttur. İlde bulunan ovalardan, Kazova, Turhal Ovası, Erbaa Ovası, Niksar Ovası, Omala Ovası, Artova Ovası ve Zile Ovalarında önemli ölçüde tarım meyve ve sebzecilik yapılmaktadır. Yapılan araştırmalarda kiraz ve vişnenin en önemli gen kaynaklarının Tokat yöresinde olduğu ve Tokat'a özgü "Cerasus İnkana" adlı kiraz türünün endemik bir bitki olduğu görülmüştür.

Tokat'ta iklim hem Karadeniz iklimi hem de İç Anadolu' daki kara ikliminin etkisi altındadır. İlde Tozanlı, Kelkit ve Çekerek Çayı akmaktadır. Zinav Gölü , Güllü Köy Gölü, Kaz Gölü ve Almus Baraj Gölleri ilin doğasına ayrı bir güzellik katmaktadır. Kaz Gölü kuş cenneti konumuna uygun bir göl olup, Almus Baraj Gölü de su sporları için ideal bir parkur alanı oluşturmaktadır.

TARİHÇE

Tokat, Kelkit, Yeşilırmak ve Çekerek Nehri boyunca kurulan Hitit, Frig yerleşim alanları M.Ö. 4000- 2500 yılları arasında yüksek düzeyde kültür ve sanat yaşamına sahip olmuştur. Roma ve Bizans dönemlerinden sonra Danişmend, Selçuklu, İlhanlı ve Osmanlı dönemlerini yaşamıştır.

NE YENİR?

Tokat'ın yemek kültürü de oldukça zengin ve iştah açıcıdır. Tokat Kebabı, Etli Dolma, Bakla Dolması, Keşkek, Gendüme Çorbası, Bacaklı Çorba, Cevizli Çörek, Bezli Sucuk, Bat gibi yemeklerin yanında Tokat şarabı da sofralara ayrı bir renk katmaktadır. Özellikle dünyada sadece Tokat'ta üretilen Mahlep şarabının içimi ayrı bir zevktir.

NE ALINIR?

Yazmacılar Çarşısı, Bakırcı, Zurnacı, Çarıkçı gibi el sanatlarının üretildiği çarşılarda pek çok hediyelik eşya alınabilir. En ünlüsü tahta baskı ile boyalı yazmalardır.

LİNKLER

Tokat Valiliği

YAPMADAN DÖNME

Ballıca Mağarasını gitmeden,

Gökmedrese, Latifoğlu Konağı, Beysokağı, Sentemur Türbesi, Taşhan, Ali Paşa, Meydan Camileri, Hıdırlık Köprüsünü görmeden,

Enfes bir doğa harikası olan Kaz Gölü, Reşadiye Zinav Gölü, Almus Baraj Gölü, Topçam, Gürnlevik, Çamiçi gibi doğal mesire yerlerini gezip görmeden,

Tahta baskı ürünlerinin yapıldığı Yazmacılar Çarşısı, Bakırcı, Zurnacı, Çarıkçı gibi el sanatlarının yapıldığı yerleri gezmeden,

EI dokuma kumaşların ve otantik yöresel giyim kültürünün sergilendiği köyler ziyaret edilmeden,

Tahta baskı yazma almadan,

Tarihi Tokat hamamlarının birinde Türk Hamamının özelliklerini tanımadan,

Tokat yemeklerinden, özellikle Tokat kebabından yemeden, Tokat'ın enfes şaraplarından tatmadan,

Dünyaca ünlü Niksar Ayvaz Suyunu Kaynağından içmeden,

....Dönmeyin.



 
* Tokat ÖRF ADET GELENEK VE GÖRENEKLER

Türk toplumunun kendine has özelliklerinin yanında birde yöresel devam eden gelenek ve görenekleri mevcuttur. İlimizde bu konuda önemini devam ettirilenlerle bırakılmaya yüz tutmuş olanlardan kısaca bahsedecegiz.

1 - Misafirperverlik, büyüklere hürmet, küçüklere sevgi ve şevkat, düşkünlere yardın gibi Türk'ün eski gelenek ve görenekleri aynen devam etmektedir.

2 - Dini bayramlarda bayram namazından sonra mezarlığa gidilerek dualar okunur ve ölülerimiz yad edilir.

3 - Düğünlerde cirit oynamak, deynek atmak, güreş adetkleri bazi ilçelerimizin köylerinde halen devam etmektedir.

4 - Yeni yapılan evlerin en yüksek noktasına veya kapı üzerine yumurta, yüzerlik tohumu, eski papuçtan mürekkep bir nazarlık asılır. Bazı yerlerde ise at nalı takılır. Bu halen devam eden geleneklerimiz arasındadır.

5 - Çocuğu yaşamayan aileler, çocuğu yaşayan kırk evden gümüş para veya gümüş parçalar toplayıp bilezik yaptırıp doğumdan sonra cocuğun koluna takarlar. Bilhassa Zile ilçemizde devam eden geleneğe göre kale kapısından koparılan demir parçalarındanda bilezik yapılarak çocuğun koluna takılır. Bu suretle cocukların uzun ömürlü olacağına inanırlar.

6 - Çocuğu olmayan aileler, yedi ayrı ailenin isimleri Mehmet olan ilk erkek çocularının iö gömleklerinden yedi parça alırlar. Yedi ailenin ilk kız çocukları bir araya gelerek cuma günü sela ve ezan vakitleri arasında bu parçalardan çocuk gömleği dikerler. Çocukları olunca bu gömlek çocuğa yedi sene giydirilir. Çocuklarının bu suretle uzun ömürlü olacağına inanırlar. Bu gelenek bilhassa Zile ilçemizde yaygındır.

7 - Zile ilçemizde çocukların yüzlerinde çıkan sulu yaralar için kireçli köyündeki İlyas Baba Türbesi'ne gidilerek toprak alınır ve sürülür. Bu suretle yaraların iyi olduğu ifade edilir.

8 - Nazar için "göz değdi" tabiri de kullanılır. Yüzerlik tütsüsü ve kurşun dökümü yapılır. Küçük çocuklara (iyi vasıflı damızlık hayvanlara da ) yedi delikli mavi boncuktan nazarlık takılır. Nazarı değeceğine inanılan kişinin yeni elbieslerinden bir parça kesilir ateşte yüzerlikle yakılarak nazarı tesirsiz hale geldiğine inanılır.

9 - Kanayan yaralr üzerine kanın kesilmesi için tütün külü serpilir. Veya örümcek ağı koymak halen az da olsa devam edegelen inanışlardır.

10- Yaşı yürüme zamanı geldiği haldeyürüyemeyen çocuklar her ayın ilk çarşamba günü üç hafta müddetle Zile ilçemizde Helvalı Dede Mezarlığı'na götürülür.. Mezar taşı üzerine çocuk yatırılır, üçüncü hafta gidişte helva götürülerek fakirlere dağıtılır, bu suretle çocuğun kısa zamanda yürüyeceğine inanılır.

11- Kusmalı ve ateşli hastalıklarda, hastanın bilekleri üzerine bal sürülüp üzerine nane ekilir. Bu suretle kusmanın ksildiğine ve ateşin düştüğüne inanılır. Zile ilçemizde halen devam etmektedir.

12- Midesi bulananlar için kızartılmış ekmek sirkeye batırılır ve üzewrine nane serpilerek hastanın midesi üzerine konulur. Bu suretle mide ağrısı ve bulantının geçeceğine inanılır.

13- Üşütmeden mütevellit öksürük ve sırt ağrısı hallerinde, sırta ısıtılmış sirke sürülür ve üzerine kırmızı biber ekilerek bir havlu ile kapatılır. Bu seuretle öksürüğün ve sırt ağrısının giderildiği gelenek ve görenek halinde ilimizin her yerinde yaygındır.

14- Mide ağrılatrına nane ve limon kaynatılır. Soğuduktan sonra içilir. Bu suretle mide ağrılarından kurtulunur. Bu çok yaygın bir gelenek halindedir.

DÜĞÜN

Tokat yöresinde de eski evlenme ve düğün adetleri bazi değişiklikler dışında varlığını sürdürmektedir. Şehir ve kasabalarda askerlik yapma evlenmenin ilk şartı olarak görülmektedir. Öte yandan işgüç shibi olmuş bir genç evlenme isteğini çeşitli yollarla babasına hissettirir.

Evlenecek erkek tarafının komşu ve akrabaları kız aramaya başlarlar ve görücülüğe giderler. Görücülükte her ki taraf birbirinin özelliklerini araştırırlar. Erkek tarafı kızı yakınen tanımaya çalışır. Kız beğenilirse kesin istenmeye gidilir. Erkek tarafı anne ve yakın akrabaları bir akşam kız evine giderek kısa bir sohbetten sonra kız ailesine "Allah'ın emri Peygamber'in kavli ile kızınızı oğlumuza istiyoruz" diyerek konuya girer. Kız ailesi de "Allah yazdıysa olur" cevabını vererek oğlan tarafı hakkında gerekli araştırmaları yapar. Uygun bulunursa oğlan tarafının ikinci ziyaretinin beklendiği oğlan tarafına sezdirilir. Erkek tarafının ikinci ziyaretinde kız tarafı "Ne yapalım Allah yazmış, kader böyle istemiş" diyerek muvaffakatlarını bildirirler. Oğlan tarafı söz kesme gününün tesbitini ister ve aynı gün erkek tarafı yakın akraba saygın kişilerle birlikte kız tarafına gider. Kız evide aynı şekilde hazır ve misafirleri beklemektedir. Samimi karşılamalardan sonra mutluluk dilekleri sunularak özel şeyler içilir. Her iki taraf birbirlerine isteklerini bildirirler, ayrıca kız tarafı erkek tarafından isteklerini talep eder.

Şerbet içme töreninden sonra gözünaydın ziyaretleri başlar. Erkek tarafının gönderdiği hediyeler elbiseler ve oğlanın adının yazılı olduğu yüzük belirlenen günde takılır. Nişsan işlemi bittikten sonra resmi nikah muamelelerine başlanır. Düğünden önce oğlan evinde hazırlanan adına ağırlık denilen eşyalar kız evine gönderilir. Çeyiz asma işlemleri yapılır. Kız evi çeyiz asma işleminden sonra belirlenen cuma günü gelin hamamı, cumartesi günü de kına gecesine çağrı yaparlar. Hamam günü davetliler hamamda toplanır ve yıkanırlar. Hamamdan çıkıldığı günün gecesindeoğlan annesi kız evine bir şamdan ile bir miktar kına gönderir. Kına yakma eğlenceleri başlar. Gelin kına yakılacak masaya getirilerek kınası yakılır. Gelinden sonra diğer davetliler ve genç kızlara da kına yakılır. Kına yakmanın ertesi günü oğlan evinde gelin alma hazırlıkları başlar. Gelin evinde kahve içildikten sonra hazırlanan gelin ağlayarak aile büyüklerinin ellerini öper ve kapıda hazır bulunan arabaya kimseye görünmeden biner. Gelin oğlan evine gelince ailenin reisi tarafından karşılanır. Evin üstündeki pencereden damat gelin arabasının üstüne para ile çerez serper. Gelin bir müddet dinlendikten sonra damat gelinin koluna girer ve davetlilerin olduğu salona getirir. davetlileri selamladıktan sonra gelin bir koltuğa oturur, damat birkaç dakika ayakta kalır, törende bulunanları tekrar selamlar ve gelinle birlikte salondan çıkar. Bu törene "koltuk töreni" denir.

İnançlar:

Toplum hayatında inaçların çok önemli yerleri vardır. Bunlar zamana göre değerlendirilirse herhangi bir ihmalin neticesi olacak zarar ve saygısızlıkları önleyici olduğu görülmektedir. Tokat ve dolaylarında inançlara ait tesbit edebildiğimiz deyimleri aşağıdadır.

1 - Pazar günleri ev işleri görmek iyidir. Yeni yapılan evlere pazar günğ taşınmak uğur sayılmaktadır.

2 - Salı günü yeni işe başlanılmaz, başlanırlırsa iş sallantıda kalır.

3 - Salı günü alınan eşyalar uzun süre dayanır ve kulanılırmış. Salı günü doğanların uzun ömürlü oldukları inanılır.

4 - Cuma günü işe başlamakta uğur vardır. Yalnız ev temizliği yapılmaz. Sabahları yıkanmak ve hamama gitmek uğur sayılır.

5 - Geceleri mezarlıktan geçilmez. Ölülere saygısızlık olur.

6 - Geceleri tırnak kesilmez, bıçak ve silahla oynanılmaz.

7 - Geceleri komşulara süt ve içecek şeyler gönderilmez.

8 - Gece kimseye ateş verilmez, sahanlığa ve ahıra ateşle girilmez.

9 - Yılan yakalanınca yağmur yağacağına inanılır.

10- Nisan yağmuru şifalıdır, tepsilerle toplanır ailenin bütün çocuklarına içirilir.

11- Cenaze geçerken oturulmaz.

12- Ölü çıkan evlere komşular 2-3 gün yemek gönderirse komşu hakları helal olur.

13- Gurbete gidenin arkasından bir kova su dökülür. Bu suretle kazasız belasız dönüleceğine inanılır.

14- Hilal şeklindeki Ay'ı parmakla gösterenin parmağından dolama çıkar.

15- İlk defa Ay'ı gören gebe kadının çocuğu erkek ve sıhhatli olur.

16- Ay'ı ilk defa görenin güzele bakmasının iyilik, para veya altın yüzüğe bakmasının ise zenginlik getireceğine inanılır.

17- Ay tutulduğu vakit silah atılarak çevreye haber verilir.

HALK OYUNLARI

Bir toplumun geçmişini günümüze yansıtan en önemli olgulardan birisi folklorik değerlerdir. İlimiz halk oyunlari ile, atasözleri ile, bilmece, hikaye ve destanlari ile, masllarıyla, türküleriyle, inançlar ve adetleriyle, seyirlik oyunları ve dansları ile, giyim ve kuşam v.s. gibi gelenek ve görenekleri ile folklorik özelliği çok zengin olan bir yöremizdir. İlimizin folklorik değerleri ve bu değerlerin özelliklerinden bazıları şunlardır.

GEYİK OYUNU: Geyik kılığına girmiş başına boynuzlar, gözüne iki yuvarlak ayna takılmış bir oyuncu dans ettikten sonra ölü gibi boylu boyunca yere serilir. Daha sonra büyü yardımı ile diriltilir. Yeniden oynamaya başlar, geyik ve ölüm ile güneş sembolü olan aynanın geyik ile birleşmesi Hititlerde bulduğumuz sembolik bir birleşimdir. Bu oyun kızlı erkekl olarak davul zurna eşliğinde oynanır.

ÇEKİRGE OYUNU: Çekirgenin sıçramasi ve taklidi yapılarak kızlı erkekli davul zurna eşliğinde oynanır. İlimizde yaygın bir oyundur.

ELLİK HALAYI: Almus ve Reşadiye ilçelerimizin köylerinde yalnız kadınlar tarafından sözlü ve davul zurna eşliğinde oynanan bir halaydır.

ESMEN DİLEY:
Kızlı erkekli olarak sözlü sazlı bazen davul zurna eşliğinde Reşadiye ilçemizin yaygın bir oyunudur.

GARKIN(Kargın) HALAYI:
Yalnız erkekler tarafından davul zurna eşliğinde oynanır. Artova'nın Kargın Köyü'nden çıkmıi, ilimizin her tarafında yaygındır.

HANIM KIZLAR: Kızlı erkekli grupların birbirlerine karşılıklı türküler söylemesi ile davul zurna eşliğinde oynanır.

HOŞ BİLEZİK:
Kızlı erkekli düünlerin önde gelen oyunudur. İnce sazlı ve ile davul zurna eşliğinde oynanmaktadır.

İBİSKİ HALAYI:
Kızlı erkekliile davul zurna eşliğinde oynanır. Niksar ilçemizin İbiski Köyü'nden çıkmıştır.

KARTAL OYUNU: Erkekler tarafından kartal taklidi yapılarak oynanır. Almus ilçesinin Gölgeli (Leveke) Köyü'nden çıkmıştır. Davul zurna eşliğinde mahallinde yaygın bir şekilde Leveke Halayı adında oynanır.

KIZIK HALAYI:
Kızlı erkekli davul zurna eşliğinde çok hareketli, kız ve erkeklerin eşleşerek el vurmaları le devam eden Tokat merkez Kızık Köyü'ne has bir oyundur.

KÖÇEK OYUNU: Mahalli düğünlerde ince sazlı ve davul zurna eşliğinde kızlı erkekli oynanan çok hareketli bir oyundur.

LALELİM OYUNU: Kızlı erkekli karşı karşıya el çırpmak(el vurmak) suretiyle ile davul zurna eşliğinde oynanan çok hareketli bir oyundur.

MAŞAT HALAYI: Kızlı erkekli davul zurna eşliğinde oynanır.ile ilçemizin Maşat (Yalınyazı) Köyü'nden çıkmıi olup bölgede çok yaygındır.

NECİP HALAYI:
Kızlı erkekli davul zurna eşliğinde oynanır. Tokat merkez Necip Köyü'nden çıkmış olup bölgede yaygın bir haldedir.

OMUZ HALAYI: Hem yalnız erkekler, hemde erkek ve kızlı gruplar halinde omuz omuza verilmek suretiyle ile davul zurna eşliğinde oynanır. Omuz omuza vermiş erkeklerin omuzlarına kızlar çıkar. Oyun ayakta devam eder. Bu oyun erkeğin kadını omuzunda taşıyarak kadına verdiği değeri simgeler. Yörede yaygın bir oyundur.

SAMAH OYUNU:
Kızlı erkekli oynanır, kızlar bir daire etrafında davul zurna ritmine uyarak dönerler, erkeklere onları ayrı bir şekilde takip eder. Dönerek devam eden ve ilin her tarafında yaygın bir oyundur.

SARSI HALAYI: Erkekler tarafından oynanır. Davul zurna eşliğinde oynanan bu oyun çok hareketlidir ve her tarafta yaygındır.

TOKAT AĞIRLAMASI:
Kızlı erkekli üç kademede ağırlama, yelleme şeklinde değişik figürlerle davul zurna eşliğinde oynanan ve bölgede çok yaygın olan bir oyundur.

TOMBUL MAKİNE: Kızlı erkekli yanyana davul zurna eşliğinde karşılıklı el vurarak figür ve ritim yönünden çok ilgi çekici bir oyundur. Almus ve Artova Köyleri'nde çok yaygındır.

YÖRESEL GİYİM

KADIN GİYİMİ:


Bindallı, şalvar, çarşaf, yazma, çorap, Tokat'ın kadın kıyafetlerinin en önemlileridir. Kadife veya atlas üzerine gümüş telle işlenmiş belden yukarısı dar alt kısmı geniş, bindallı denilen boy elbisesine özellikle kırsal kesimlerde sık sık rastlamak mümkündür. Bele takılan gümüş kemer bu kıyafetin bir aksesuarıdır. Şalvar özel günlerden ziyade günlük giyilen bir iş kıyafetidir. Çarşafi genellikle yaşlı kadınlar giyer, başa örtülen yazmalar

dışında çit denilen nakış desenlerle süslenmiş başörtüleri de Tokatli genç kızalrın kıyafetleri arasındadır. Renkli yünden örülmüş çoraplar ve kendine has zerafeti bulunan ayakkabı da Tokat'ın mahalli kıyafetlerindendir.

ERKEK GİYİMİ:


Tokat'ın mahalli erkek kıyafetlerinde en çok dikkati çekencepkendir. Önceleri günlük kıyafet olarak giyilen sonraları düğünlerde ve özel günlerde kullanılan cepken, yelek boyunda, önü düğmesiz, etrafı sırma ve ortası kasnak işi ipek ile süslü, altına gömlek giyilen bir kıyafettir. Ayrıca yakasız gömlek, pantolon ve bele sarılan kuşak, Tokat'lı erkeklerin mahalli giyim şeklidir.


YÖRESEL YEMEKLER:

Tokat ili bereketli topraklarında yetişen ürünleriyle zengin bir mutfağa sahiptir. Anadolu mutfaklarını denemek ve yemek kültürümüzü daha yakından tanımak isteyenler için Satı Kargı nın katkıları ile derlediğimiz Tokat mutfağına ait tözel tatlar.

Tokat ın verimli toprakları Tokat mutfağının zenginliğini oluşturur. Orta Anadolu ya özgü unlu besinlerin yanı sıra, yöre mutfağında sebze ve meyva da önemli yer tutar. Tokat mutfağında asma yaprağı yaygın ve değişik biçimlerde kullanılır. Yaprak sarması, cevizli bat, bakla dolması bunların başlıcalarıdır. Kazova üzümü, zile pekmezi ya da cevizli şeker sucuğu Tokat yöresi ile özdeşleşmiş tatlardır.

Özel tatlar...


Yöre mutfağının en önemli yemeklerinden biri olan "cevizli bat" değişik bir içle hazırlanan bir tür yaprak sarmasıdır. En önemli özelliği içinde bulgur ve dövülmüş ceviz içi kullanılmasıdır. Kışın keşkekle birlikte tüketmek üzere yazdan pastırma ya da kemikli etler tuzlanıp çemen sürülerek kurutulur. Yine keşkek pişirileceği zaman, yarma ve nohut haşlanır ve kurutulmuş etle birlikte yenir. Yöreye özgü hamur işlerinin en önemlilerinden biri de "çökelikli" dir. Bu börek saçta pişirilir ve pide şeklindedir.

Tokat mutfağında çok çeşitli bitkiler de kullanılır. Örneğin ekşi bir tadı olan pancar yaprağına benzeyen evelik, madımak, nivik gibi bitkiler pilav, çorba ve kavurmalarda sıklıkla kullanılır. Bunun yanında bulgur, keşkek, tarhana, kuskus, pekmez, sucuk, sebze meyva kurutması, geleneksel Tokat mutfağının temelini oluşturur.

Zengin Mutfaklarından Biri.

Tokat'ın yemek kültürü de oldukça zengin ve iştah açıcıdır. İlimizde yöreye has pek çok miktarda leziz yemekler yapılmaktadır. Özellikle hamur işlerinden Çökelekli, Katmer, Cızlak, Haşhaşlı ve Cevizli Çörek, Mantı, Yuğurtmaç; çorbalardan tarhana, Kuskus, Bacaklı Çorba, Helle Çorbası, gendime Toygası Çorbası; pilavlardan Keşkek, Mercimekli Bulgur Pilavı; tatlılardan Zile Pekmezi, Cevizli Şeker Sucuğu (Köme) Tırtıl Baklavası, Yufka Tatlısı, Zambak Reçeli yöreye has yemeklerin başlıcalarıdır.

Bunlardan başka Tokat pastırması ve elbiseli sucuk da Tokat'a has diğer yiyecek maddeleridir. Tabii patlıcan, domates, biber ve sarımsak, patates ve kuzu kuşbaşı et kullanılarak yapılan Tokat kebabını da unutmamak lazım.

Tokat Kebabı, Etli Dolma, Bakla Dolması, Keşkek, Gendüme Çorbası, Bacaklı Çorba, Cevizli Çörek, Bezli Sucuk, Bat gibi yemeklerin yanında Tokat şarabı da sofralara ayrı bir renk katmaktadır. Özellikle dünyada sadece Tokat'ta üretilen Mahlep şarabının içimi ayrı bir zevktir.

Geleneksel Tokat evlerinin en büyük özelliği, büyük odalarından birinin mutfak olmasıdır. Mutfağa halk ağızı ile “İşevi” veya “akşana” denir. Taban döşemesi bal peteğini andıran kiremit tuğla ile kaplıdır. Odanın bir köşesinde yemek yapmaya ve çamaşır kazanını kaynatmaya yarayan yer ocağı bulunurken; diğer tarafta kurutulmuş yiyecek, konserve, salça, peynir, yaprak saklanan kiler bulunur. Ayrıca kuru baklagil ve tahılın saklandığı bölmeli ambar vardır. Bağ evlerinde kebap fırını, üzüm suyu0nun çıkarıldığı şirehane, geleneksel Tokat mutfağının en belirgin özelliğidir.

Bugün bile Tokat’ta yemekler çoğunlukla yer sofrasında yenilir. Mutfak kalabalık ailelerde oturma odasıdır. Tokat’ın çok zengin mutfağı vardır.

ÇORBALAR

Bacaklı çorba, bütün çorba, keş, oğmaç çorbası, topallaklı helle, püşürük çorba, keşbo çorba, katıklı(ayranlı), kelem çorbası, kamalı çorba

ETLİ-KURUBAKLAGİL YEMEKLERİ

Keşkek, bat, coştu yemeği, iç yemeği, basta, büryan, karışık yahni, ferfene, dolma köfte, Tokat kebabı

SEBZE YEMEKLERİ

Nivik, madımak, bakla dolması, pakali, gelin parmağı, ısırgan yağlı aşı, baldıran

UNLU HAMURLU YEMEKLER

Şipsi, papa, siron, olibah, tülü köfte, kulak, cadı

ÇÖREKLER VE BÖREKLER

Kavlak börek, mısır böreği, pırasa böreği, yaş börek, hamba, Almus böreği, taş ekmeği, çarşaf böregi

TATLILAR

Güdül, kumak, hasurda, sini çevirme

Bunların dışında Tokat pastırması, elbiseli sucuk, ilimizde bolca yetişen kuşburnudan elde edilen reçel, marmelat, nektar gibi yiyeceklerden başka enfes bir içimi olan mahlep şarabı da ilimizin mutfak özelliklerinden bazılarıdır.

TOKAT KEBABI

Taze kuzu eti, kuyruk yağı, patlıcan, domates, yeşil biber, patates, soğan, sarımsak ve özel pişirilmiş kebap pidesi kullanılarak yapılan ilimize has enfes bir yemektir. Özel kebap ocaklarında yapılır. Küçük parçalar halinde kesilen etler baharat, biber ve soğanla terbiye edildikten sonra hafif yağlanmış şişlere takılmak üzere bekletilir. Şişlerin en başına et ve sebzelerin düşmemesi için patlıcanın sap kısmı takılır. Şiş üzerine bir et bir sebze ve sebze aralarına bir parça kuyruk yağı ve bir iki diş sarımsak dizilir. Patlıcanların kabuğu alınmaz yarıdan kesilmiş ve uzun selvi doğranmış patlıcanlar önceden hafifçe tuzlanmalıdır. Birkaç şişe de etler müstakil olarak takılır.

Kebap ocağının ortasında bulunan yatay demire şişler asılır. Fırının iki tarafında bulunan yatay bölümde yanan odunların ateşi ile pişmeye bırakılır. Fırının alt kısmında bulunan şaç tepsiye damlayan yağlar toplanır. Özel pişirilmiş pideler bir tepsiye yayılır. Pişen etler ve sebzeler bunun üzerine sıyrılır. Tepsinin ortasına pişen domatesler konulur. Üzerine toplanan yağlardan gezdirilerek servise alınır.

KEŞKEK

Bütün yarma, nohut, kemikli et, yağ, tuz, kara biber. İlikli kemikli et akşamdan çemenlenir ve bekletilir. Keşkeğin pişeceği tencereye etler alınır, üzerine tuz ilave edilir ve pişmeye bırakılır. Suyu azalınca et pişmemişse tekrar su konulur ve pişmeye devam edilir. Et piştiğinde suyu yeterli ise tekrar su verilmez. Ayıklanmış ve yıkanmış yarma ve nohut katılır. Tuz ilave edilir. Baharatları atılır. Ağır ateşte pişmeye bırakılır. Yarmaları ve nohudu istenilen derecede pişmemişse tekrar su verilir. Yarı pişmiş durumda iken yağı eklenir ve pişmesi tamamlanır.

NOT: Taze etle olabileceği gibi kurutulmuş etle de pişebilir. Sıcak sıcak sofraya alınır. Tahta kaşıkla piştiği tencereden yenilmesi tercihlidir. Tabaklara dağıtım yapılmaz. Kış sabah kahvaltısında ve öğle vaktinde tercih edilir. Yanında ayran,kuşburnu ezmesi ve turşu tercih edilir.

BAT

Yeşil mercimek, yeşil soğan, yeşil biber, maydanoz, kuru soğan, domates salçası, dere otu, reyhan, domates, kıyılmış ceviz, ince bulgur, tuz, kimyon ve kara biber malzemelerinden yapılır.

Yeşil mercimek önce haşlanır, suyu süzülmeden soğumaya bırakılır, yukarıdaki malzemeler doğranarak soğumuş olan mercimeğe katılır. Biraz su ilave edilir. Hafif ve besin değeri yüksek bir soğuk yemek olarak servise sunulur.

BAKLA DOLMASI

İç bakla, ince bulgur, domates salçası, reyhan, kuru soğan, maydanoz, tuz, kara biber, yağ ve parçalanmış et malzemelerinden yapılır.

Bakla önce ıslatılarak ikiye kesilir, kabuğu soyulur. İnce bulgur ve diğer malzemeler birbirine karıştırılarak dolma içi hazırlanır. Daha önce salamura yapılmış asma yaprağına irice sarılır. İçine parça et konmuş kazana dolmalar dizilir. Üzerine kıyılarak yağda öldürülmüş dörtlü ilave edilerek, kısık ateşte pişirilir.

MADIMAK

Tokat’ın yemek kültürünün en güzel örneklerinden biri olan madımak, çayır ve meralardan toplanır. Ayıklandıktan sonra yıkanır. İnce ince doğranıp, tekrar yıkanarak süzgeçten geçirilir. Bir kazanda kıyılmış soğan, yağ ve pastırma ile karıştırılıp, soğan ölünceye kadar beklenir. Daha sonra madımak konur. Biraz bekledikten sonra bulgur ve su ilave edilir. Tuz atılarak iyice pişinceye kadar beklenir.

NE GÜZEL

Şahıdır üzümlerin çavuş üzümü
Elmaları kralıdır misket elması
Bat, kebap, çökelekli, katmer dürümü
Kahvaltının baş tacı sütlü peksimet
Bacaklı çorba ile karnın doyar
Bakla dolmasının tadını insanlar sayar
Yayık ayranı ile mercimek pilavı varken
Lezzet ehli olan başkasına mı bakar?
Etli yaprak dolmasının on tanesi bir kaşıkta
Bulgurlu munbar dolması doyumsuzdur her tadışta
Kesme hamurdan mantısı ile yoğurtlu çorbasına
Bulgurlu pürpürüm ve kelem kavurmasına
Bişi derler mayalı hamurun tavada pişmesine
Hedik derler pişmiş buğdayla çocuğun ilk dişine
Pezüklü toyga çorbası ile mercimekli helle
Kaygana, bazlam, tırnak ve lavaş pide
Çökelekli pidesi sadece Tokat’ta uzun yapılır
Tavlama yufka tatlısına herkes bayılır
Bütün çorba ve helva için düğün günü sayılır
Renk renk şekerle süslü nakışlı çörekler oruçta satılır
Nohut döğmesi ile güdülün bir başkadır tadı
Çok sevilerek yenir tuzsuz, çemenli düğü tavası
Pehlili patlıcanla elma hoşafı pürpürüm kavurması
Tokat keşkeğinin yanına kuşburnu ezmesi
Düğün hamamında erikli yavan dolma
Ocakta madımak yenir bahardan kalma
Nivik ile taş ekmeği büryan koyun boynundan
Leylek giliği cevizli gömbe tarhana üzüm suyundan
Kış gecelerinin eğlencesidir şehriye dökmek
Pastırmalı pide yoğurtmaç ile hoşaf içmek
Ekmek aşı ile baklalı dolma içini seçmek
Ne güzeldir Tokat’ın yemeklerini yemek

NELERİ İLE ÜNLÜ:
Tütün Üretimi, Niksar Ayvaz Suyu, Almus Baraj Gölü, Ballıca Mağarası, Topçam Yaylası, Zinav Gölü, Gök Medrese, Tokat Çemeni, Sulu Saray ( Sebastapolis ) Tokat Kebabı, Yazma Üretimi

İL İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Tokat ismi Türkçede bildiğimiz “tokat” kelimesinden gelir. Tokat’ta bulunan kalenin ismi “Comano Pontica” idi. Anadolu’yu fetheden Selçuklu Oğuz Türkleri, bu kaleyi alınca Bizans ordusuna çok ağır bir tokat vurmuş olduğu kabul edildi. Böylece Bizans’a vurulan tokat bu şehrin ismi olarak yerleşti. Şehre “Tokat” ismi verildi.

Tokat isminin gerçek menşeiyse Bizanslılara âit “Comano Pontica” kalesini kuşatan Selçuklu ordusunun kumandanı Melik Danişmend Gâzi, kale hakkında bilgi almak için bir Türk askerini kaleye gizlice gönderdi. Kaleye giren Türk askeri, bilgi toplarken Bizanslı askerler etrâfını kuşattı. 20 Bizans askeriyle boğuşan bu yiğit, herbirini birer tokatla yere serip kaçıp kurtuldu. Bu boğuşmayı kale burcundan seyreden kale komutanı; “Türk’ün tokadı bu ise silâhı nasıl olur?” diyerek korkmaya başladı ve kalenin burçlarına teslim bayrağı çekerek teslim oldu. Zafer, kahraman bir Türk askerinin tokadıyla kazanılmış olduğundan, bu askerin hâtırasına şehre “Tokat” ismi verildi. Kale, Bizans’ın Anadolu’daki en önemli kalelerinden biri ve başta geleniydi.
 
Tokat Manileri
Altın yüzük var benim
Parmağımda dar benim
Şu Tokatın içinde
Kömür gözlü yar benim

Dağ başları kar mı dır?
Geçitleri dar mı dır?
Tokatın dilberleri
Geçilecek yar mı dır?

Deryaya gelen beyler
Gurbet gönlü kim eyler
Tokattan ayrılmışım
İki gözüm kan ağlar

Tokat bir bağ içinde
Gülü bardağ içinde
Tokattan yar sevenin
Yüreği yağ içinde

Oğlum oğlum at oğlum
Beyaz ipek sat oğlum
Kızlar dokusun onu
Sen üstünde yat oğlum

Kızım kızım ak kızım
Çık kapıdan bak kızım
O beyaz tombul ele
Elvan kına yak kızım
 
Geri
Top