50- Nevşehir Turistik Oteller

kelebek

-ütopik-
V.I.P
Gül Konaklarında tüm konuklarımız Osmanlı-Rum tarzıyla dekore edilmiş, konforlu odalarında bütün bir yılın yorgunluğunu atarken konaklarımız içinde sunulan çeşitli aktivitelere de katılabilirler. Kapadokya'ya yapacağınız ziyareti unutulmaz bir anıya dönüştürmek için Gül Konakları bünyesinde sunulan aktivitelerden bazıları;

HAMAM
Odalarınızda bulunan küvet ve duş haricinde yıllar öncesinden kalan bir geleneği hatırlamak için ikinci konağımızda bulunan Hamamımızı deneyebilirsiniz. Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir gibi metropollerden gelen konuklarmızın Hamam zevkini tekrar yaşamaktan mutluluk duyacağına inanıyoruz.

TANDIR
Ünü Anadolu'yu aşıp adeta türk mutfağının temsilcisi haline gelen Tandırda Kurufasülye Gül Konaklarının spesiyalidir. Özenle dekore edilmiş Atina ve Selanik salonlarmızda, geçmişin ve anadolunun unutulmaya yüz tutan lezzetini yeniden canlandıran "Vip Mönüleri" mizde özlediğiniz tadları bulacaksınız.

GÜL KÖŞKÜ
Ön bahçenin ortasında, güllerin içinden yükselen Gül Köşkü, doğayla baş başa kalmanın tüm güzelliklerini sunarken dış dünyayla bağlantınızı da dijital uydu sistemli televizyonla koparmayacaksınız. Lobby olarak da hizmet veren köşkümüzde türk kahvesi veya özel koleksiyonlardan seçilen Kapadokya şarapları eşliğinde uzayan sohbetlerin tadını ise asla unutamayacsınız.

KÜTÜPHANE
Kapadokya hakkındaki tüm kitapların bulunduğu zengin kütüphanemizde, çeşitli dillerde yayınlanmış kültür, tarih, mimari ve arkeoloji konulu eserleri okuyarak tatilinizden aldığınız zevki bir kat daha artırmak da sizin elinizde olacak. Özellikle 1900'lerin başlarında yayınlanan eserlere hayran kalacaksınız.

ŞIRAHANE & MÜZECİK
Orijinal dokusuna hiç dokunulmadan küçük bir müze şekline dekore edilen Şırahane bölümümüzde, hem anadolunun en lezzetli üzümlerinin, en kaliteli şaraba dönüşürken geçirdiği evrimi izleyebilir hem de yöresel kültürün izlerini bulabilirsiniz.
 

kelebek

-ütopik-
V.I.P
İ.Ö.28 Mayıs 585 tarihinde, dünyada ilk kez Milet'li Thales güneş tutulmasını günü gününe hesab etmişti. Ancak bundan haberi olmayan Lidya ve Med orduları savaş durumundaydılar. Savaşın en kızgın anında birden ortalık karardı, gündüz gece oluverdi. Her iki taraf ta bunu, tanrıların öfkesi olarak yorumladılar. Hemen barış yapıldı, kardeşlik andı içildi. Kızılırmak sınır olacak biçimde Küçük Asya toprakları Lidyalılar ve Medler arasında ikiye pay edildi. Bu tarihten otuz yıl sonra Med devleti ortadan kalkacak, onların mirasına Persler konacaktır. Persler İmparatorluğun geniş topraklarını "Satraplık" adı verilen büyük eyaletler halinde yönetiyorlardı. Ele geçirdikleri Küçük Asya topraklarında kurdukları satraplığın adını "Kapadokya" koydular. Yazıldığına, söylendiğine göre Katpatukya, "Güzel Atlar Ülkesi" anlamına gelmekte imiş eski Pers dilinde...

Gerçekten de bu topraklar bir zamanlar dünyada at eğitimi üzerine yazılmış en eski metnin dilini konuşan Hititlerin ülkesi değil midir. Ahiyyava prensleri bile binicilik dersleri almaya Hitit Ülkesine gelmezler miydi? Yine bu topraklarda kurulan Tabal Krallığı Asurlulara haracını atlarla ödemez miydi? Pers ve Roma kaynaklarında da benzer yanıtlar yok mudur?.. Bölgeyi, Perslerin elinden alan Makedonyalı Büyük İskender'den sonra da, Perslerin koymuş olduğu isim değişmedi, iskenderin generalleri arasında birkaç kez el değiştirdikten sonra yöre halkı kendi krallıklarını ilan ettiler. Kapadokya Krallığı bir süre sonra Roma egemenliğini kabul etmek zorunda kaldı. Daha sonra bir Roma Vilayeti haline dönüştürüldü. Kapadokya, başlangıçta Toros dağlarının kuzey eteklerinden Karadeniz'e kadar uzanan büyük bir alanı kapsıyordu. Sonraları, kuzeydoğu bölümü Pontus Kapadokyası adı altında asıl Kapadokyadan ayrıldı.

Bugün Kapadokya denilince daha çok akla Nevşehir, Aksaray, Niğde üçgeni gelmektedir. Peribacalarıyla dolu masalsı görünümler Gülşehir-Nevşehir-Ürgüp-Mustafapaşa çizgisini izleyen ve Kızılırmağa açılan bir dizi vadide yoğunlaşmıştır.

Size eşşiz bir tatilin kapılarını açan Gül Konakları, Kapadokya'nın içinde ayrı bir cennet olarak yer alan Mustafapaşa (eski adıyla Sinasos) Kasabası'nda yer almaktadır. Bu beldeyi Kapadokya'nın diğer bölgelerinden ayıran özelliği Lozan anlaşmasıyla gerçekleşen Nüfus Mübadelesinden önce İstanbul'daki zengin Rum tüccarlarca sayfiye yeri olarak kullanılmasıdır. Yazın bölgeye gelen bu tüccarlar ve aileleri dönemin en ince zevkini yansıtan konaklarında dinlenmişlerdir. 1923'deki anlaşmanın ardından Rumlar bölgeyi terk etmiş, yerlerine Balkanlardan gelen göçmen Türkler yerleştirilmiştir. Konaklarımızın tarihi ve özellikleri hakkında daha detaylı bilgiyi "Tarihçe" bölümümüzde bulabilirsiniz.

Tarihle, doğanın kol kola gezdiği, güzel atlar diyarı Kapadokya'da görüşmek üzere...
 
Top