• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

2002 Venezuela Darbe Girişimi

ZeyNoO

V.I.P
V.I.P
2002 Venezuela Darbe Girişimi

2002 Venezuela darbe girişimi, 11 Nisan 2002 günü Bolivarcı Venezuela Cumhuriyetinin anayasal Devlet Başkanı Hugo Chávez'i devirmek için yapılan ve başarısız olan eylemlerin tamamını anlatır.

Fedecámaras adlı işveren sendikası tarafından protestolar ve genel grev ile başlayan olaylar 11 Nisan 2002 günü muhalefet tarafından örgütlenen yürüyüşle devam etti. Yürüyüş güzergahının sonunda ise başkent Karakas'daki hükümet binası olan Miraflores Başkanlık Sarayı bulunmaktaydı. Muhalefet gösterileri sırasında Chávez taraftarları da gösteriler düzenlemiş, iki farklı görüşteki grubun karşı karşıya gelmesi üzerine çıkan silahlı çatışmalar sonucu iki taraftan da çok sayıda gösterici hayatını kaybetmiştir.

Çatışmaların üzerine Chávez karşıtı komutanlar darbe planlarını yürürlüğe koyarlar. Buna göre Başkanlık Sarayı işgal edilerek Chávez tutuklanır. Yeni devlet başkanı olarak Fedecámaras işveren sendikası başkanı Pedro Carmona Estanga göreve getirilir. Ancak Venezuela halkının kararlı protesto gösterileri, uluslararası kamuoyunun Carmona'yı devlet başkanı olarak tanımaması ve hükümete bağlı ordu mensuplarının duruma el koyması ile darbe girişimi başarısız olur. Chávez 14 Nisan 2002 sabahı yeniden göreve döner.

Darbenin ülkedeki muhalif medya ve basın kurumlarınca uzun süredir devam eden karalama kampanyasının ardından gelmesi Chávez tarafından değerlendirilmiş ve darbecilerle işbirliği yapıldığı sonucu çıkartılmıştır. Ayrıca darbenin ardından ülkedeki en büyük patron örgütünün başkanının iktidara getirilmesi de sermaye çevrelerinin darbeye verdiği desteğin delili olarak gösterilmektedir. Darbeyle gelen yönetime açık destek veren bir başka kurum da Katolik Kilisesi olmuştur.

Arka planı
İlk defa 1998 yılında devlet başkanı seçilen Chávez'in seçim vaatlerinden bir tanesi de yeni bir anayasal meclis kurmaktı. Bu yönde hazırlanan yeni anayasa yapılan 15 Aralık 1999 tarihindeki referandumla %71,78 oranında destek alarak onaylandı. Yeni anayasa ile daha önceki ekonomik ve siyasi güçlerini kaybetmeye başlayan orta ve üst sınıflar ile iş çevreleri ve başta özel televizyon kanalları olmak üzere bazı basın kurumları hükümet karşıtı eleştirilerini yoğunlaştırdılar. Hükümetin uyguladığı temel besinlerin yoksul halka ucuz sağlanması için destekleme, petrol gelirlerinin yeniden dağıtımı ve büyük arazilerin bölünmesi kararları hükümetin Venezuela iş çevreleri tarafından eleştirilmesine yol açtı. 1999 Referandumunun onaylanmasıyla yeni anayasaya göre yapılan 30 Temmuz 2000 yılı devlet başkanlığı seçimlerinde Beşinci Cumhuriyet Hareketi adına seçime giren Chávez %59,76 oy alarak yeniden göreve seçilir. 2001 yılı sonunda Chávez'in devlet petrol şirketi olan Petróleos de Venezuela'nın (PDVSA) gelirlerini devlet kontrolü altına alma kararı özellikle işveren sendikası Fedecámaras önderliğinde direnişle karşılaşır. Şirket yönetiminin de desteğiyle 10 Aralık 2001 günü petrol işçileri önderliğinde Venezuela'da ülke çapında genel grev yapılır. 2002 yılı Şubat ayında Chávez PDVSA yönetim kurulunda büyük değişiklik yaparak kendi ekonomik programını destekleyen kişileri yönetime dahil eder. PDVSA yönetimiyle hükümet arasındaki gerilim artar ve 8 Nisan 2002 tarihinde 7 yöneticiyi görevden alır. Görevden atılan kişilere muhalefet sahip çıkar ve hükümet aleyhtarı gösteriler yoğunlaşır. Petrol üretiminin yapılan eylemlerden ötürü aksaması üzerine hükümet araçların tüketimi için benzin ithalatına karar verir. Durumdan rahatsız olan işçi sendikaları, işveren sendikası Fedecamaras, muhalif siyasi partiler, Katolik Kilisesi ve özel televizyon kanalları 9 Nisan 2002 günü için genel grev çağrısı yapar. Bu genel grevin öncekilerinden farkı süresiz olması ve Chávez'in doğrudan görevden alınmasını talep etmesiydi.

11 Nisan
Genel grevin üçüncü günü olan 11 Nisan 2002 günü gösteriler çatışmalara dönüşmeye başlar. Hükümet karşıtı muhalefet o gün yapılacak olan gösteri yürüyüşünün güzergahını değiştirerek başkent Karakas'daki hükümet binası olan Miraflores Başkanlık Sarayına yürümeye başlarlar. Bu durum karşısında Devlet Başkanı Chávez Venezuela Ordusuna iç huzursuzluklar sırasında uygulamaya konulmak için hazırlanmış olan Ávila Planını yürürlüğe koymaları için emir verirken, devlet televizyonuna çıkarak halkı Bolivarcı Devrimi korumaya çağırır. Muhalif göstericiler Başkanlık Sarayına yaklaştıklarında hükümet taraftarları ile aralarında çatışmalar başlar. Bu sırada ordu birlikleri, polis kuvvetleri ve iki gösterici grup arasında silahlı çatışmalar başlar. Bu sırada iki taraftan da toplam 19 kişi hayatını kaybeder. Bu sırada Başkanlık Sarayında bulunan hükümete karşı daha önceden kaydedildiği sonradan ortaya çıkacak olan bir yayın CNN Español televizyon kanalı başta olmak üzere özel televizyonlarda yayınlanır. Bunda ordu yönetimindeki general ve amiraller çatışmalardan ve ölümlerden Chávez'in sorumlu olduğunu bildiren bir basın açıklaması yaparak Chávez yönetimini tanımadıklarını ilan ederler.

Darbe
Devlet Başkanı Chávez ve çok sayıda bakanı içerideyken Başkanlık Sarayının etrafı tanklar tarafından sarılır. 11 Nisan akşamında Saraya gelen Ordu üst yönetiminden komutanlar Chávez'in istifa etmesini talep ederler. General Manuel Rosendo diğer kuvvet komutanlarıyla beraber devlet başkanının uygulamaya koymak için emir verdiği Ávila Planını yürürlüğe koymadıklarını açıklayarak, ona itaat etmediklerini bildirirler. 12 Nisan sabahının ilk saatlerinde darbeciler Chávez'in istifa etmesine yönelik taleplerini yinelerler. Chávez Saray önünde bulunan halka zarar verilmesini engellemek için bu talebi değerlendirmeye alacağını bildirir. Ancak eğer bazı koşullar sağlanırsa istifa edeceğini açıklar; Meclis önünde istifa edecektir, yeni seçimlerden önce iktidar Devlet Başkan Yardımcısına geçecektir ve halka televizyondan canlı olarak seslenmesine izin verilecektir. Talepler darbeciler tarafından kabul edilmez, istifa gerçekleşmezse sarayın bombalanacağı sabah 3'de bildirilir. Bundan yaklaşık 20 dakika sonra General Lucas Rincón televizyon kanallarına Chávez'in istifa ettiğini duyursa da Chávez darbecilere ancak “tutsak edilmiş bir devlet başkanı” olarak teslim olduğunu belirtir.

Chávez'in durumu
Chávez teslim olduktan sonra Tiuna'daki askeri üssü götürülür. Burada Katolik Kilisesinin temsilcileri ile görüşür. Ayrıca darbeye katılan ordu mensuplarıyla görüşür. Bu aşamada Chávez'in sürgün olarak Küba'ya gönderilmeyeceği belli olur. Onun yerine La Orchila üssüne götürülmesi ve burada bekletilmesine karar verilir. Chávez Tiuna'da tutsak edilirken kızıyla telefonla konuşarak istifa etmediğini bildirir. Kızı ise hala Chávez'e bağlı telefon operatörleri sayesinde önce Küba Devlet Başkanı Fidel Castro sonra da Küba televizyonu ile irtibat sağlayarak Chávez'in istifa etmediğini tüm dünya kamuoyuna açıklamış olur. Sonrasında Chávez Puerto Cabello yakınlarında Turiamo deniz üssüne götürülür. Burada askerler kendi aralarında Chávez'in idam edileceğinden bahsetmişlerdir.

Carmona hükümeti
Fedecámaras işveren sendikası başkanı ve işadamı Pedro Carmona, Chávez'in tutuklanmasından sonra geçici devlet başkanı ilan edilir. Carmona Kararnameleri olarak bilinen kararla Meclis ve Yüksek Mahkeme ve referandumla kabul edilen 1999 Anayasası lağvedilir. Darbeyle başa geçen geçici yönetim en geç Aralık 2002 tarihinde yeni seçimlerin yapılacağını açıklar. Kararla ayrıca Chavez döneminde atanmış tüm valiler, belediye başkanları ve hakimler görevden alınır.

Uluslararası tepkiler
Bu aşamada Kosta Rika'da toplantı halinde olan Latin Amerika hükümetleri aldıkları ortak kararla Venezuela'da anayasal düzenin değiştirilme girişimini kınayan bir karar alınır, sadece El Salvador Carmona hükümetini tanıdığını ilan eder.

Çöküş
Carmona bir yıl içerisinde yeni bir seçim öngörmüş olsa da 1999 yılının önceki iki kamaralı parlamenter sisteme dönüş, ekonomide alınan tüm temel karaların geriye döndürülmesi ve tüm anayasal yapının kaldırılması Chávez karşıtı muhalif cephede bölünmelere yolaçar. Carmona'nın sadece küçük bir oligarşik elitin isteklerini yerine getirdiği görülür. Buna ek olarak yapılan stratejik hatalar Carmona hükümetinin kendisine yöneltilen eleştiriler karşısında güçsüz duruma düşmesi sonucunu yaratır.

Chávez'in istifa etmediği haberinin dalga dalga yayılmasıyla beraber Chávez yanlısı halk korsan gösteriler düzenleyerek hükümete karşı çıkarlar. Gösteriler sırasında polis kuvvetleri ile karşı karşıya gelinir. Başkanlık Sarayının etrafında Chávez yanlısı gösterilerde yüzbinlerce kişi katılır. Gösterilerde Chávez'in en büyük destekçisi olan şehrin en yoksul tabakalarının varlığı hissedilir.

Chávez'e bağlı kalan Başkanlık Muhafızları göstericilerin desteği arasında sarayda denetimi ele geçirince darbe çöker. Carmona kaçmayı başarsa da çoğu hükümet üyesi tutuklanır. Chávez'in yeri ve durumu tam olarak bilinmediği için Başkanlık Sarayına dönen Chávez hükümeti mensuplarından Devlet Başkan Yardımcısı Diosdado Cabello, Chávez görevine dönünceye dek devlet başkanlığına getirilir. 13 Nisan günü ordudaki en büyük destekçisi Özel Kuvvetler komutanı General Raúl Baduel, yoğun halk gösterileri ve Başkanlık Sarayının ele geçirilmesi sayesinde Chávez artık göreve dönmek üzeredir.

Darbenin analizi
Carmona hükümeti iktidarda olduğu kısa sürede çok sayıda karara imza atmış, çeşitli toplumsal kesimler tarafından desteklenmiş olmasına karşın başarısız olmuştur.

Anayasa değişikliği
Carmona kararnameleri olarak bilinen darbeyle başa geçen hükümetin ilk icraatı 12 Nisan 2002 günü Başkanlık Sarayında yapılan toplantıda önde gelen 400 Venezuelalı tarafından imzalarıyla desteklenen Milli Birlik ve Demokrasiye Geçiş Hükümetinin ilan edilmesi oldu.

Carmona kararlarının en temel özelliği 1999 Anayasasının geri çekilmesi oldu. İlk kararlar ise ilgi çekicidir:

Devlet Başkanı olan Pedro Carmona Estanga fiili hükümetin yerleşebilmesi için kanun hükmünde kararname yayınlama yetkisine sahiptir.
Ülkenin ismi Venezuela Cumhuriyeti olarak değiştirilmiştir, ismin başındaki Bolivarcı tanımlaması kaldırılmıştır.
Yasama organı kapatılmış ve milletvekillikleri iptal edilmiştir, parlamento 2002 yılı Aralık ayında yapılacak seçimlere kadar kapalı kalacak, yeni oluşacak meclis 1999 Anayasasında değişiklik yapabilecektir.
35 eyalet ve bölge yöneticisinin katılımıyla Devlet Başkanı Danışma Meclisi oluşturulmuştur.
Devlet Başkanı uygulamaya koyduğu siyasi açılımları eyalet ve bölge temsilcileriyle koordine edecektir.
Yeni hükümetin kurulmasından sonra en geç bir yıl içinde genel seçimler yapılacaktır.
Devlet Başkanının cumhuriyet kapsamında tüm yasama, yürütme, yargı, seçim gibi ulusal, bölgesel ve yerel görevlileri atama ve görevden alma yetkisi vardır. Uluslararası bölgesel parlamento vekillikleri ve temsilcilikler de bu kapsama dahildir.
Yüksek Adalet Mahkemesi, Maliye Bakanlığı, Savunma Bakanlığı ve Yüksek Seçim Kurumundaki tüm görevliler görevden alınmıştır. Bu kurumların hepsine devlet başkanı tarafından yeni atamalar yapılacaktır.
2000 yılı içinde Meclis tarafından yapılan 48 adet kanun iptal edilmiştir. Yeni oluşturulacak komisyon ilgili konularla ilgili yeni kanunlar oluşturacaktır.

Kabine
İçişleri Bakanı: General Rafael Damiani Bustillos
Dışişleri Bakanı: José Rodríguez Iturbe
Maliye Bakanı: Leopoldo Martínez
Çalışma Bakanı: César Carvallo
Planlama Bakanı: León Arismendi
Savunma Bakanı: Amiral Héctor Ramírez Pérez
Sağlık Bakanı: Rafael Arreaza
Devlet Başkanlığı Sekreteryası: Amiral Jesús E. Briceño
Tarım Bakanı: Raúl de Armas
Cumhuriyet Başsavcısı: Daniel Romero
PDVSA Genel Müdürü: Guaicaipuro Lameda

400 imza sahibi destekçi

Başkanlık Sarayındaki törende Carmona hükümetinin kuruluş kararını imzalayan ve darbeyi olumlayan 400 Venezuelalı arasında önemli isimler yer almaktadır:

Kardinal Ignacio Velasco, Katolik Kilisesinin temsilcisi
Carlos Fernández, Fedecamaras işveren sendikası başkan yardımcıs
Miguel Angel Capriles, özel iletişim kanalları temsilcisi
José Curiel, COPEI[21] genel sekreteri
Manuel Rosales, Zulia eyalet valisi, muhalif valilerin temsilcisi
Julio Brazson, Consecomercio[22] başkanı
Ignacio Salvatierra, Asociación Bancaria[23] başkanı
Luis Henrique Ball, Consejo Empresarial Venezuela-EE UU[24] Başkanı
Rocío Guijarro, Cedice[25] temsilcisi
Raúl de Armas, Küba doğumlu mimar
Douglas León Natera, Venezuela Tabipler Odası başkanı
Juan Carlos Zapata, gazeteci
Américo Martín, avukat, politikacı ve eski gerilla
General Rafael A. Montero Rebete
Alejandro Peña Esclusa, neofaşist lider
María Corina Machado, muhalif Súmate[26] sivil toplum kuruluşunun başkan yardımcısı
Haydée Deustch, muhalif lider
Alberto Quirós

Llaguno Köprüsü olayları
Venezuelalı muhalif işadamı Gustavo Cisneros Rendiles'in sahibi olduğu Venevisión adlı özel televizyon kanalı 11 Nisan 2002 günü sürmekte olan olayların görüntülerini yayınlarken ulusal ve uluslararası kanallarda çok sıklıkla gösterilecek olan çok tartışmalı bir süreci başlatmış oldu. Yayınlanan habere göre iki karşıt görüşlü eylemci grubu Karakas'ın eski merkezine yakın bir yerdeki araç trafiğine açık Llaguno köprüsü civarında karşılaşmışlar ve silahlı çatışma çıkmıştı. Habere göre Chávez yanlısı göstericiler köprünün üzerinden aşağıdaki muhalif göstericilere ateş açmış ve çok sayıda göstericiyi öldürmüştü. Habere göre ölenler sadece muhaliflerdendi.

Görüntüler çok çarpıcıydı ve uluslararası kamuoyuna bomba gibi düştü. İspanya'daki José María Aznar hükümeti 28 Kasım 2002 tarihinde haberi yayınlayan muhabir Luis Alfonso Fernández'e Uluslararası İspanya Krallık Gazetecilik Ödülünü verdi.

Ancak daha sonra Fernández'in de onayladığı yorumlarda Venevisión kanalında yayınlanan haberin yanlı olacak şekilde kasten yanıltıcı şekilde çekildiği ortaya çıkacaktır.[27][28] Buna göre köprünü üzerinde ve köprünün altındaki Chávez yanlısı göstericiler polise ait keskin nişancıların hedefi olmuş, çok sayıda gösterici öldürülmüştür. Keskin nişancılara karşı tabancalarla ateş eden Chávez yanlıları ise köprüden aşağıya doğru muhalif göstericilere doğru ateş ediyor gibi gösterilmiştir. Venevisión kanalında gösterilen kareler köprüden aşağıya doğru göstericilere ateş ediliyor iddiasındayken, diğer açıdan çekilen fotoğraflarda köprünün altında hiçbir göstericinin olmadığı görülmektedir. 2003 yılı Aralık ayında görülen davada Venezuela mahkemeleri köprünün üzerindeki göstericilerin ölümlerden sorumlu olmadığı yönünde karar vermiştir.

Küba Elçiliğine saldırı
12 Nisan 2002 günü, Carmona hükümeti iktidarı aldığı sırada bazı muhalif göstericiler Karakas'daki Küba Elçiliğine giderek buranın önünde gösteri yapmaya başlarlar. Açıklanan amaçları Chávez hükümeti üyelerinin elçiliğe sığındığı ve bu kişilerin elçilikten çıkartılması gerektiğidir. Elçiliğe karşı gösterilerin saldırıya dönüşmesi üzerine Küba Cumhuriyeti Venezuela Büyükelçisi Germán Sánchez Otero, elçiliğin bulunduğu Baruta Belediye Başkanı Henrique Capriles Radonski ile görüşmüş ve polise haber vermiştir.Ancak artık binanın elektrik ve suyunu kesen göstericilere polis müdahale etmemiştir. Elçilik önündeki gösteriyi düzenleyen ve Küba Elçiliğinin ele geçirilmesi talimatını veren kişinin o gün olay yerinde bulunan Castro karşıtı Kübalı muhalif Salvador Romaní olduğu hem elçilik görevlilerince bildirilmiş hem de yıllar sonra kendisi tarafından doğrulanmıştır. Elçiliğe karşı saldırılar belediye başkanının ve Kardinal Ignacio Velasco'nun araya girmesiyle hafifleyecek, Carmona hükümetinin devrilmesiyle de sona erecektir. Olaylardan sonra açılan kamu davası sonucu olaylarla ilgili Belediye Başkanı Radonski suçlanacak ancak suçsuz bulunacak, firari sanık Romani ise suçlu bulunacaktır.

Yasal yansımalar
18 Ağustos 2002 tarihinde Yüksek Adalet Mahkemesi emir komuta zincirini izleyerek istemeden askeri darbeyle sonuçlanan ayaklanmaya katılan askerlerin suçlu olamayacağına hüküm verir. Ancak aynı mahkeme 11 Mart 2005 günü aldığı kararla önceki kararı geçersiz ilan etmiştir. Buna göre General Efraín Vásquez Velasco, Havacı General Pedro Pereira, Amiraller Héctor Ramírez Pérez ve Daniel Comisso Urdaneta askeri isyan suçuyla yeniden yargılanabilecektir.

2007 Affı
Devlet Başkanı Hugo Chávez 31 Aralık 2007 günü yetkileri kapsamında olan af çıkartma yetkisine dayanarak özellikle 11 Nisan 2002 olayları başta olmak üzere o dönemde işlenen suçları dair mahkeme sürecinde olan davalarla ve suçlarla ilgili olarak af ilan etti. Af kapsamındaki suçların detaylı olarak belirtildiği kararnamede öne çıkan bazı suçlar aşağıda belirtilmiştir:

Fiili hükümetin 12 Nisan 2002 tarihindeki aldığı kararlara karar verenler
Fiili hükümetin 12 Nisan 2002 günü aldığı kararlar imza atanlar
12 Nisan 2002 günü Mérida eyalet yönetiminin fiziksel zorla ele geçirilmesinde rol oynayanlar
İçişleri ve Adalet Bakanı Ramón Rodríguez Chacín'in 12 Nisan 2002 günü tutuklayanlar
11 Nisan 2002 günü Llaguno Köprüsü Olayı sırasında insanlık suçu işleyenler
Táchira eyaletindeki Junín Belediyesinin fiziksel zorla ele geçirilmesinde rol oynayanlar
Milletvekili Iris Valera'nın evine kanunsuzca girenler ve yağmalayanlar
12 Nisan 2002 tarihinde Venezuela Televizyonu merkezinin fiziksel zorla alınmasında rol oynayanlar
2 Aralık 2007 gününe kadar konuyla ilgili işlenen suçlara karışanlar.

Polis örgütüne karşı açılan davalar
11 Nisan 2002 tarihinde meydana gelen ölüm ve yaralanma olaylarıyle ilgili olarak dernekleşen kurban yakınlarının şikayetleri üzerinde Karakas Metropolitan Polis Örgütünün çeşitli mensupları için silah kullanarak kasten adam öldürme suçundan dava süreçleri başaltılmıştır.[36] Dava süreci 3 Nisan 2009 tarihinde sona ermiş ve aşağıdaki kararlar verilmiştir:[37]

Polis mensupları olan Henry Vivas, Lázaro Forero ve İçişlerine bağlı memurlar Iván Simonovis, Erasmo Bolívar, Julio Ramón Rodríguez ve Luis Enrique Molina 30 yıl hapis cezasına,
Polis memuru Arube Salazar 17 yıl 10 ay hapis cezasına,
Polis memuru Marcos Hurtado 16 yıl hapis cezasına,
Polis memuru Ramón Zapata 3 yıl hapis cezasına çarptırılır,[38]
Polis memuru Rafael Neazoa López ise suçsuz bulunur.

Mahkemede suçlu bulunan polisler 11 Nisan 2002 günü Llaguno Köprüsü dolaylarında Rudi Urbano, Josefina Rengifo ve Erasmo Sánchez isimli Venezuela vatandaşlarının öldürülmesi ve 29 kişinin de ağır yaralanması ile suçlanmıştır.

Uluslararası tepkiler
Uluslararası kamuoyu neredeyse tamamen Venezuela'daki olağanüstü durum normale dönünceye kadar ayrıntılı bir yorum yapmamakla beraber askeri bir darbeyle başa gelen hükümeti tanımama yönünde tutum takınmıştır.

Tutumumu en açık ve net şekilde belirten ise o sırada Kosta Rika'da toplantı halinde olan Rio Grubu olmuştur. Grup içerisindeki Kolombiya ve El Salvador yeni hükümete destek verirken; Arjantin, Peru, Paraguay, Brezilya, Şili ve Küba ilk andan itibaren Carmona hükümetini reddetmiştir. Meksika ise yeni hükümeti tanımayacak ve yeni seçimleri bekleme kararını bildirecektir. Uruguay ise çekimser kalmıştır

ABD ve İspanya
Ortak bir açıklama yapan ABD ve İspanya hükümetleri Venezuela'daki gelişen olayları yakından takip ettiklerini belirtirken, şiddet olaylarını reddetmiş ve demokrasi ortamında durumun normalleşmesini istemiştir.[40] Ancak Chávez yönetimi sürekli olarak darbenin ABD Başkanı George W. Bush tarafından desteklendiğini iddia etmiştir. Darbeyle başa geçen Carmona hükümetini destekleyen Amiral Carlos Molina yaptığı açıklamada kendilerini ABD'nin desteklediğini açıklamıştır. Bush darbenin başarısız olmasından sonra olaylardan Chávez'in ders alması gerektiğini söylemiş, eski ABD Başkanı Jimmy Carter ise darbenin ABD tarafından desteklenmiş olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu belirtmiştir. 2004 yılında İspanya'da yaşanan bir skandal ile İspanya'nın darbeye destek verdiği anlaşılmıştır. İspanyol Sosyalist İşçi Partisi mensubu İçişleri Bakanı Miguel Ángel Moratinos 2004 yılında yaptığı açıklamada José María Aznar'ın Partido Popular hükümetinin darbeye destek verdiğini açıklamıştır.

Uluslararası basın kuruluşları
Darbeden önceki olaylar, darbe ve Carmona hükümetinin başa geldiği dönemde özellikle küresel yayın yapan ABD ve İspanyol televizyon kanalları ile gazeteleri (buna sosyal demokrat eğilimli İspanyol El País de dahildir) darbe yanlısı tutum sergilemiştir. İspanyolca yayın yapan CNN Español Carmona ile röportaj yapmış, Washington Post darbeyi destekleyen yazılar yayınlamıştır. Indymedia gibi bağımsız iletişim kaynakları tarafsız yayın yapmış ve darbeyle ilgili güncel gelişmeleri aktarmıştır.

Belgeseller
Chávez ile ilgili belgesel çekimi için uzun bir süredir Venezuela'da bulunan İrlandalı Raidió Teilifís Éireann televizyonu mensupları darbe öncesinde ve sırasında çekim yaparlar. Bu çekimler sayesinde Chávez karşıtlarının iddiaları çürütülmüş olacak, özellikle ABD tarafından yapılan açıklamalar yalanlanmış olacaktır. Bu olaylı dönemdeki çekimlerden oluşan belgeselin tarafsızlığı Chávez muhalifleri tarafından sorgulansa da belgesel kamuoyunda olumlu karşılanmış ve çeşitli ödüller kazanmıştır.

Ayrıca John Pilger tarafından 2007 yılında çekilen War on Democracy belgeseli darbeyle ilgili ayrıntılı bir çalışmayı ve Chávez ile yapılan bir röportajı içerir. Bu belgeselde darbecilerle ABD hükümeti arasındaki ilişkiler incelenmektedir.
 
Top