Forumlar
Yeni Mesajlar
CerezExtra
EĞLENCE ↓
Şans Kurabiyesi
Renk Falınız
ÇerezRADYO
Sevgiliye Özel
ÇerezDERGİ
Hızlı Okuma Testleri
Pratik Çözümler
Yeniler
Yeni Mesajlar
Yeni ürünler
Yeni kaynaklar
Son Aktiviteler
İndir
En son incelemeler
Dükkan
Giriş
Kayıt
Yeniler
Yeni Mesajlar
Menu
Giriş
Kayıt
Uygulamayı yükle
Yükle
Forumlar
Edebiyat / Kültür / Sanat
Edebiyat / Kitap
18. Yüzyıl Filozofları
JavaScript devre dışı bırakıldı. Daha iyi bir deneyim için, devam etmeden önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
You are using an out of date browser. It may not display this or other websites correctly.
You should upgrade or use an
alternative browser
.
Konuya cevap yaz
Mesaj
<blockquote data-quote="ZeyNoO" data-source="post: 408059" data-attributes="member: 10904"><p><strong><span style="color: #FF0000">David Hume</span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong><img src="http://i.imgur.com/Tmy7Y.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable fr-fil" style="" />David Hume, İskoçyalı filozof, tarihçi ve iktisatçıdır. Edinburgh Koleji'nde sağlam bir öğrenim gördükten sonra Fransa'ya giderek, orada insan biliminin kurulması için Newton düşüncesinden ve kurallarından yararlanılması gerektiğini ileri sürmüştür. Bu savunmasını İnsan Doğası Üzerine İnceleme' adlı eserinde kaleme almıştır. Okurların kitaba ilgi göstermemesi, O'nun düş kırıklığına uğramasına yol açtı ve felsefe alanında gerçekleştirdiği devrimi kabul ettirmek için deneme üslubunu ve edasını benimsemeye karar verdi. Tanrıtanımaz olduğu gerekçesiyle felsefe kürsüsünü edinme girişimi iki defa geri çevrildi.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Edinburgh Barosu kütüphanesi yöneticiliğine seçildi ve bir yandan araştırmalarını sürdürürken, bir yandan da İngiltere Tarihi adlı kitabını yazmaya başladı. Sonunda üne kavuştu ve elçilik katibi olarak 1763′te Fransa'ya döndü. Fransa'da çok iyi karşılanan ve baş tacı olan Hume, sarayda moda kişi durumuna geldi. Ansiklopedicilerle ve daha sonra rousseau ile dostluk kurdu. Hatta 1766′da Rousseau için İngiltere'de sığınacak bir yer buldu; fakat daha sonra çeşitli anlaşmazlıklardan ötürü onunla arası bir daha düzelmeyecek şekilde açıldı. 1767′de dışişleri bakanı yardımcısı olan Hume, servet yapmış bir kişi ve tanınmış bir yazar olarak 1769′da Edinburgh'a çekildi.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Malebranche, Locke ve Berkeley'in düşünce mirasçısı, Descartes'in düşmanı olan Hume, Newton modeline uygun bir insan bilimi kurmak istiyordu. Bu amaçla deneyi ölçüt olarak aldı, son neden kavramını bırakıp ilke kavramını benimsedi ve niçin yerine nasıl sorusunu koydu. Nitekim, inanç mekanizması alışkanlığına bağlı olarak, hep aynı şeylerin tekrarlanmasını beklemek olarak açıkladı. Ancak bu inanış, ne sezgiyle, ne de kanıtlanarak açıklanabileceğinden, akıl dışı bir şeydi. Sağladığı kesinliğin de matematik bilimlerin kesinliğin de matik bilimlerin kesinliğiyle hiçbir ilgisi yoktu. Zorlayıcı olmakla birlikte, moral bir nitelik taşıyordu. Hume ılımlı bir kuşkuculuğa dayanan bu anlayışıyla; ahlaka, siyasete, ekonomiye ve özellikle dine uygulamalar yaptı.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Nedensellikle ilgili eleştirisi, Kant üzerinde büyük bir etki yaptı ve ekonomik yapıtları da Adam Smith'i doğrudan esinlendirdi.</strong></p><p><strong></strong></p><p style="text-align: center"><strong><img src="http://cerezforum.com/_ozel/extra/ayrac.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></p><p></strong></p><p><strong><span style="color: #FF0000">Hume Sözleri</span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İnsan akıllı bir yaratıktır; böyle olduğu için de uygun gıdasını bilimden alır; fakat insanın bilgisinin alanı öylesine dardır ki, bilimden aldığı besinlerden ancak çok az bir kısmı için ümitlenilebilir.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Tanrı kötülüğü istiyor da gücü mü yetmiyor; öyleyse o güçsüzdür.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Yoksa gücü yetiyor da önlemek mi istemiyor; o hâlde o kötü niyetlidir.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Eğer Tanrı hem güçlü hem de kötülüğü ortadan kaldırmak niyetinde ise bunca kötülük nasıl oldu da var oldu?</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Hiçbir şey insanın hayal gücü kadar hür değildir.</strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ZeyNoO, post: 408059, member: 10904"] [B][COLOR="#FF0000"]David Hume[/COLOR] [IMG align="left"]http://i.imgur.com/Tmy7Y.jpg[/IMG]David Hume, İskoçyalı filozof, tarihçi ve iktisatçıdır. Edinburgh Koleji'nde sağlam bir öğrenim gördükten sonra Fransa'ya giderek, orada insan biliminin kurulması için Newton düşüncesinden ve kurallarından yararlanılması gerektiğini ileri sürmüştür. Bu savunmasını İnsan Doğası Üzerine İnceleme' adlı eserinde kaleme almıştır. Okurların kitaba ilgi göstermemesi, O'nun düş kırıklığına uğramasına yol açtı ve felsefe alanında gerçekleştirdiği devrimi kabul ettirmek için deneme üslubunu ve edasını benimsemeye karar verdi. Tanrıtanımaz olduğu gerekçesiyle felsefe kürsüsünü edinme girişimi iki defa geri çevrildi. Edinburgh Barosu kütüphanesi yöneticiliğine seçildi ve bir yandan araştırmalarını sürdürürken, bir yandan da İngiltere Tarihi adlı kitabını yazmaya başladı. Sonunda üne kavuştu ve elçilik katibi olarak 1763′te Fransa'ya döndü. Fransa'da çok iyi karşılanan ve baş tacı olan Hume, sarayda moda kişi durumuna geldi. Ansiklopedicilerle ve daha sonra rousseau ile dostluk kurdu. Hatta 1766′da Rousseau için İngiltere'de sığınacak bir yer buldu; fakat daha sonra çeşitli anlaşmazlıklardan ötürü onunla arası bir daha düzelmeyecek şekilde açıldı. 1767′de dışişleri bakanı yardımcısı olan Hume, servet yapmış bir kişi ve tanınmış bir yazar olarak 1769′da Edinburgh'a çekildi. Malebranche, Locke ve Berkeley'in düşünce mirasçısı, Descartes'in düşmanı olan Hume, Newton modeline uygun bir insan bilimi kurmak istiyordu. Bu amaçla deneyi ölçüt olarak aldı, son neden kavramını bırakıp ilke kavramını benimsedi ve niçin yerine nasıl sorusunu koydu. Nitekim, inanç mekanizması alışkanlığına bağlı olarak, hep aynı şeylerin tekrarlanmasını beklemek olarak açıkladı. Ancak bu inanış, ne sezgiyle, ne de kanıtlanarak açıklanabileceğinden, akıl dışı bir şeydi. Sağladığı kesinliğin de matematik bilimlerin kesinliğin de matik bilimlerin kesinliğiyle hiçbir ilgisi yoktu. Zorlayıcı olmakla birlikte, moral bir nitelik taşıyordu. Hume ılımlı bir kuşkuculuğa dayanan bu anlayışıyla; ahlaka, siyasete, ekonomiye ve özellikle dine uygulamalar yaptı. Nedensellikle ilgili eleştirisi, Kant üzerinde büyük bir etki yaptı ve ekonomik yapıtları da Adam Smith'i doğrudan esinlendirdi. [CENTER][IMG]http://cerezforum.com/_ozel/extra/ayrac.gif[/IMG][/CENTER] [COLOR="#FF0000"]Hume Sözleri[/COLOR] İnsan akıllı bir yaratıktır; böyle olduğu için de uygun gıdasını bilimden alır; fakat insanın bilgisinin alanı öylesine dardır ki, bilimden aldığı besinlerden ancak çok az bir kısmı için ümitlenilebilir. Tanrı kötülüğü istiyor da gücü mü yetmiyor; öyleyse o güçsüzdür. Yoksa gücü yetiyor da önlemek mi istemiyor; o hâlde o kötü niyetlidir. Eğer Tanrı hem güçlü hem de kötülüğü ortadan kaldırmak niyetinde ise bunca kötülük nasıl oldu da var oldu? Hiçbir şey insanın hayal gücü kadar hür değildir.[/B] [/QUOTE]
Alıntıları ekle...
İsim
Spam kontrolü
En iyi yönetim şekli?
Cevapla
Forumlar
Edebiyat / Kültür / Sanat
Edebiyat / Kitap
18. Yüzyıl Filozofları
Top