• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu yarışma düzenlendi. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada katilmanizi bekliyoruz...

07 - Antalya

BIYIKLI

V.I.P
V.I.P
Şüphesiz ki Antalya dünyanın en güzel yeridir.

Antalya
Anadolu’nun güneyindeki Toros sıradağları, doğu-batı doğrultusunda Akdeniz’e paralel olarak uzanmakta ve böylece kıyıda üç tarafı dağlarla çevrili güneyi denize açık açık dar ovalar meydana getirmektedir.Bazı kıyılarda dağların denize dik olarak indiği yerlerde ise küçük doğal koylar ve yarımadalar oluşmaktadır. Antalya’nın bulunduğu ova da dağların sahilden uzaklaşmasıyla oluşmuş, 35 m. yükseklikte, falezli iki düzlük şeklindedir. Kıyıdaki ilk falezli düzlükte kent merkezi, Kepezüstü olarak adlandırılan arka düzlükte ise küçük yerleşim birimleri kurulmuştur. Sahil uzunluğu 530 km.olup, batıda Eşen, doğuda ise Kaledran çayıyla sınırlandırılmıştır. İlin yüzölçümü 20.820 km2 dir. Ovanın toprak yapısı konglomera, alüvyon ve traverten falezlerdir. Toros dağlarının ise kalker ve serpantin araziden oluşmuş karstik yeryüzü şekillerine sahip olduğundan üzerinde çokca derin vadiler, mağaralar, yarıklar ve kırılmalar oluşmuştur. Kıyıdan 300 m. yükseklikteki sulak yerlerde maki adı verilen oleandar, yabani çilek, sandal, kocayemiş, mersin, tesbih ağacı, defne, hayıt, harnup, katır tırnağı, sütleğen gibi bodur ağaçlar ve ayrıca kekik, adaçayı, safran, çakır dikeni, çirişotu, kuşkonmaz, bögürtlen, krizantem ile seyrek olarak meşe, çınar, ahlat, zeytin ve ıhlamur ağaçlarına rastlanmaktadır. 300 metreden sonra kızılçam ve meşe ormanları ile sulak yerlerde okaliptuslar görülmektedir. 1200 m’den sonra ise sedir, köknar, sarıçam, ardıç ve kayın cinslerinin bulunduğu ormanlar başlamaktadır. Ovalardaki alüvyonlu toprak tarıma elverişli olup, sebze, meyve ve kesme çiçek seracılığı yapılarak, ihraç edilmektedir. Akdenizin ılık rüzgarlarına açık yörelerde, portakal, mandaline, limon ve greyfurt bahçeleri görülmektedir. Antalya ovasının doğusunda muz ve avakoda yetiştirilmektedir. Endüstri bitkisi olarak pamuk ekilmekte olup, pamuk üretimi, çırçır ve tekstil fabrikaları ile Türkiye için önemli bir potansiyele sahiptir. Dağlık platolarda ise elma, armut, ayva, üzüm ve susam yetiştirilmektedir. Yöre faunası av turizmi için çok uygundur. Toroslarda 10.000 hektarlık Düzlerçamı’nda kontrollü olarak alageyik, yaban keçisi ve karaca avlarına izin verilmektedir. Kurt, tilki, bozayı, sansar, yaban domuzu, yaban kedileri ve çakal sık karşılaşılan yabani türlerdir. Yakın zamana kadar Toros Leoparının varlığı bilinmektedir. Keklik, bıldırcın, üveyik, yaban güvercinleri, kara tavuk, çulluk, turaç ve yaban ördeği av kuşları arasında sayılabilir. Yöre grida balığı ile ünlüdür, bunun yanısıra çipura, istavrit, karagöz, izmarit, kefal, kırlangıç, mezgit, palamut, tekir, zargana, torik, mercan, burbunya önemli deniz balıkları olup, pavurya, istakoz, karides, ahtapot ve midye diğer deniz mahsüllerindendir. Ayrıca sahilde altı noktada denizde kafes balıkçılığı yapılarak levrek ve kefal yetiştirilmektedir. Eşen, Dim, Köprüçay, Manavgat, Akçay ve Alara ırmaklarında oltayla tatlısu balıkçılığı yapılmaktadır. Özellikle Dim Çayında su içinde kurulu balık restoranları çok ünlüdür. Tatlısu balıklarının başlıcaları tatlısu kefali, levrek, sazan, aynalı sazan, yılan balığı, gökçe ve karabalıktır. Torosların su ve nehir yataklarına yakın yerlerinde sayısız alabalık üretme çiftlikleri ve restoranları mevcuttur. Antalya ili 36,07º - 37,29º kuzey enlemleri ile 29,20º - 32,35º doğu boylamları arasında bulunmaktadır. Yöre, kuzeyin soğuk rüzgarlarına kapalı olduğu için yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı tipik Akdeniz iklimine sahiptir. Yılın 10 ayı güneşli geçen yörede, temmuz ve ağustos aylarında sıcaklık 45º’ye çıkmaktadır. Denizden esen Meltem ve karadan esen Poyraz rüzgarları yöreyi bu sıcaklık altında rahatlatmaktadır.

Aylar Ortalama sıcaklık Deniz suyu Sıcaklığı
Ocak 16,5 17,6
Şubat 16,6 17
Mart 18 16,5
Nisan 20,5 18,5
Mayıs 24 20,5
Haziran 29 24,5
Temmuz 32 28,5
Ağustos 33 29,5
Eylül 30 27,5
Ekim 27 25
Kasım 22 21
Aralık 18 18

Toros dağlarının en yüksek noktası Akdağ olup 3025 metredir. Şehir merkezinin kuzeybatısında ve 50 km uzaklıkta, Beydağları üzerinde Saklıkent kayak ve dinlenme merkezi bulunmaktadır. Burada ocak-nisan aylarında kayak yapılıp daha sonra kıyıya inilerek denize girilebilmektedir. Bu özelliği ile kent Türk rivierası olarak isimlendirilmektedir. Saklıkent’de iki adet telesky ve kayak parkuru mevcut olup yörede villalar ve konaklama tesisleri vardır. Saklıkent’in arkasındaki Bakırlı Tepe üzerinde ise 40 m çaplı ayna teleskop ve 150 cm ayna çaplı teleskopa sahip Antalya Ulusal Uzay Gözlem Evi yer almaktadır. Yılın belirli günlerinde meteor yağmurları ve yıldız kaymaları izlenebilmektedir. Nehirlerde rafting ve kano sporları, Toroslar üzerinde ise jeep safari, av ve trekking turları düzenlenmektedir. Alternatif olarak Geyirbayırında Kaya tırmanışı, Kuş gözlem turizmi, Foto-safari, yayla turizmi, olta balıkçılığı, talasso ve dializ merkezlerine sağlık turizmi yapılmaktadır. Myra, Noel Baba ve Patara’da inanç turizmi etkinlikleri vardır. Kıyıda ise başta Kemer, Çamyuva, Olympos, Adrasan, Kaş, Kalkan, Üçağız, Kekova, Side ve Alanya olmak üzere su altı dalış merkezleri bulunmuktadır. Ayrıca Antalya Limanından Düden Şelalesi-Karpuzkaldıran ve Kemer’e, Side’den Alanya’ya, Demre-Çayağzı’ndan Kekova’ya, Kaş’dan Kekova’ya, Kemer’den Çıralı-Olympos-Adrasan ve Gelidonya Burnuna yat turları yapılmaktadır. Manavgat çayı üzerinde tekne, Xanthos Çayı üzerinde kano turları da vardır. Ayrıca güneybatı Anadolu sahilini kapsayan mavi tur Antalya’da sona ermektedir. Alanya’dan Kıbrıs’a, Antalya’dan ise İtalya’ya feribot seferleri yapılmaktadır. Bugün Antalya eşsiz turistik konaklama tesisleri, doğası ve tarihi güzellikleriyle dünya turizm merkezidir. Antalya ili bir vali ve il meclisi tarafından yönetilmekte olup, bir Büyükşehir ve üç ilçe belediyesine sahiptir. Antalya limanı, Türkiye’nin önemli ihracat ve ithalat limanlarındandır. Limanda bulunan Serbest Ticaret Bölgesi başta tekstil, Madenler ve Tarım ürünleri olmak üzere her türlü ürünün rahatça ihracına hizmet etmektedir.

TARİHİ

Kentin kuzeyinde yer alan Karain mağrasında yapılan araştırmalar neticesinde yörenin prehistorik dönemden beri iskan edildiği anlaşılmaktadır. M.Ö. 3000’li yıllarda Avrasya steplerinden güneye inen Turkuas / Etrüsk boylarının tüm Anadolu gibi Antalya bölgesinede yerleşip kentlerini kurdukları bilinmektedir. Yöre Hitit yazıtlarında Ahhiyava olarak isimlendirilmektedir. Turkuas’ların Luwi ve Lukka boylarının Antalya kent sınırları içerisinde bulunan dağlık Psidia, Likya ve Pamfilya bölgesine de yerleştikleri bilinmektedir. Yöre, 7.yy’da Kimmer , daha sonra Pers, Makedon, Bergama, Roma ve Bizanslıların yönetimine girmiş ve nihayet 1207’de Türklerin eline geçmiştir. Kent adının kökeninin Turkuas/Luwi dilinde “Attala“ yani “Tanrının oğlu Hakan’ın Kenti” olduğu anlaşılmaktadır. Bir süre Karamanoğullarının topraklarında Teke Sancağının merkezi olmuş, 19.yy’da Konya vilayetine bağlanmış ve nihayet 1923’de il olmuştur. Roma ve Bizans döneminde “Adalia” olan kent fonetik bir söylenişle bugün Antalya’ya çevrilmiştir.
 
Antalya'nın İlçeleri

Antalya'nın Merkez dışında 14 ilçesi bulunuyor. 2000 yılı nüfus sayımına göre toplam nüfusun yüzde 58'i ilçelerde yaşıyor.

Arazisinin ortalama olarak yüzde 77'si dağlık, yüzde 10.2'si ova, yüzde yüzde 12'si ise engebeli bir yapıya sahip olan Antalya'nın il alanının 3/4'ünü Torolar kaplamaktadır. İlin topoğrafik yönden gösterdiği değişkenlik gerek iklim, gerek tarımsal gerekse demografi ve yerleşme yönünden farklı ortamlar yaratmaktadır. Ayrı özellik gösteren bu alanları sahil ve yayla bölgesi olarak tanımlanabilir.

Antalya'nın sahil kesimi ilçeleri; denizden yüksekliği 5-44 metre arasında olan Merkez, Gazipaşa Alanya, Manavgat, Serik, Kemer, Kumluca, Finike, Demre (Kale) ve Kaş'tır.

Yayla kesimi ilçeler ise; Gündoğmuş, Akseki, İbradı, Korkuteli ve Elmalı'dır. Bu ilçelerin denizden yüksekliği ise 900-1000 metre arasındadır.

En Kalabalık İlçe Alanya
2000 yılı nüfus sayımı sonuçlarına göre 14 ilçeden en kalabalık olanı 257 bin 671 olan nüfusu ile Alanya, en tenha olanı ise 10 bin 826 olan nüfusu ile İbradı'dır. Yıllık nüfus artış hızı en yüksek olan ilçesi binde 86.2 ile Kemer, en düşük olan ilçesi binde 6 ile Demre'dir.
 
Alanya

Doğuda Antalya’nın Gazipaşa ve Konya’nın Ermenek, kuzeyde Gündoğmuş, batıda Manavgat ilçeleriyle, güneyde ise Akdeniz’le çevrilmiş olan Alanya’nın yüzölçümü 2032 kilometrekaredir. Şehir nüfusu 88, toplam nüfusu 257 bindir.

4.webp

Coğrafyası
Batı Toroslar, bu yörede Akdeniz’e doğru alçalır, dik meyilli yamaçlarla birçok noktada denize kadar iner. Bu yamaçlar arasında vadiler uzanır. Kıyı boyunca yer yer genişleyen verimli ovalar vardır. Akdeniz iklimini tam olarak yaşayan Alanya’nın zenginliği; portakal ve limon gibi ürünlerle muz ve turfanda sebzedir. Son yıllarda muz ilçenin en önemli ürünü haline gelmiştir. Ayrıca hububat ve pamuk ziraatı yapılır.

Tarihi
Antik devirde ismi Korakesion ve Kalonoros olan Alanya, Kilikya sınırında Pamfilya’ya karşı bir savunma kalesi görevi görüyordu. Savunmaya elverişli konumu nedeniyle Romalılar zamanında ve daha önce Helenistik devirde uzun süre korsanlara sığınak teşkil etmiştir. Kent, İ.Ö. 2 yy’da Diadoros Tryphon’un yaptırmaya başladığı şato ile oluşmaya başladı.
Korsanların Akdeniz’den temizlenmesi sonucunda şato yıktırıldı, Alanya sönükleşti.
Alanya, Bizans devrinde yavaş yavaş tekrar gelişti ve etrafına surlar inşa edildi. Ancak kent, Selçuklular’ın kenti ele geçirmesi ile (1221) önem kazanmaya başlamıştır. Burası Selçuklular’ın donanma üssü haline geldi ve Selçuklu sultanları Alanya’yı kışlık olarak kullandılar. Böylece kent hem büyüdü, hem de güzelleşti.
Alanya’nın Osmanlılara geçişi II. Beyazıt zamanındadır. Kenti Gedik Ahmet Paşa kumandasındaki ordu almıştır.

Önemli Eserler
Alanya’nın en önemli eserlerinin başında Alanya Kalesi gelmektedir. Kentin Selçuklular’ın eline geçmesiyle güçlendirilen kale, 1472 yılında Osmanlılar’ın eline geçmiştir. İç içe üç sıra surdan meydana gelmektedir. Kalede 83 kule, 140 burç vardır. 1955 yılında restore edilen yapı, bugünkü görünümüne kavuşmuştur.

Savaş ve ticaret gemilerinin yapımı için 1226 yılında Selçuklular tarafından inşa edilen Alanya Tersanesi de 800 yılı aşkın ömrüne rağmen hala ayaktadır.

Tersaneyi korunmak için 1266’da Selçuklular tarafından yaptırılan 35 metre yüksekliğindeki Kızıl Kule de önemli bir eserdir.

Alanya gezilip görülmek birçok tarihe mekana daha sahiptir. Bunlar arasında; Saray, Andızlı Camii, Alaeddin Camii, Selçuklu Hamamı, Bedesten, Sitti Zeynep Türbesi, Aşağı Kale Hamamı, Alaeddin Keykubat Sarayı, Sarnıçlar, Alanya Müzesi, Atatürk Evi, Damlataş Mağarası, Aşıklar Mağarası, Fosforlu Mağara, Adam Atacağı, Alara Han ve Kalesi, Serapsu, Aunesis, Gulefşan Medresesi ve Syedra bulunmaktadır.
 
Akseki

Yüzölçümü 2990 kilometrekare olan Akseki ilçesinin kapladığı alan Batı Toroslar’ın güney tarafındadır.

5.webp

Toplam nüfusu 42 bin civarındadır. Yer yer dağların tepelerinden ve dik yamaçlarından meydana gelmiştir. Dolayısıyla tarıma elverişli bir bölge değildir. Bu nedenle nüfusun önemli bir kısmı göç etmiştir. Antalya-Konya devlet yolu Akseki’nin yakınından geçer. Bu sayede ilçe merkezinde kısmi bir canlılık söz konusudur.

Coğrafyası
Havası güzel, ormanlık bir kasabadır. çok engebelidir. çevresi beyaz kayalardan doğal setler ve basamaklar halindedir. Bu nedenle adının “Ak Seki” kelimelerinden geldiği sanılmaktadır.
Kuzeyi Batı Toroslar’ın yamaçlarına, güneyi Akdeniz’e doğru bakan ilçe merkezi, dört yanı tepelerle çevrili bir düzlükte kurulmuştur. 1050-1200 metre arasında rakım vardır.

Ekonomisi
İlçenin en önemli gelir kaynağı ormancılıktır. Bunun yanı sıra; hayvancılık ve dericilik de yapılır. Ekonominin dayandığı unsurlardan biri de; dokumacılıktır. Evlerde 2.500 kadar el tezgahı bulunduğu sanılmaktadır. Ayrıca az sayıda bulunan tabakhanelerde deri işleme de yapılır.

Tarihi
Kasabanın Romalılar devrindeki ismi Marula ve Marulye’ydi. Akseki 1872 yılına kadar Alanya’ya bağlı bir naiplik merkeziydi. Antalya-Konya ve Alanya yolu üzerinde bulunduğu için Selçuklular zamanında konaklama yeri olarak kullanılmış ve bakımlı bir hale getirilmiştir.

Antik devirlerde Pisidya sınırlarının ucunda yer alan bu yörede, Hititler’den başlayarak Yunan ve Roma dönemlerinden kalma birçok kale ve kulelere rastlanılmaktadır. Eski kayıtlarda Etenna (İvgal), Gotenna (Gödene) ve Ormana adlarında, Side Limanı’nı kullanan üç önemli kent devletinin adı geçmektedir.

Büyük İskender’in İ.Ö. 334’te Pamfilya’yı ele geçirişinden sonra, Akseki yöresi de Makedonyalı komutanların yönetimine verilmiş, daha sonra 323-312 yılları arasında Pers yönetimi altında kalmıştır. 9. yy’da bu kentler Side ile birlikte Arap akınlarına karşı savaşmak zorunda kalmıştır.

13. yy’da kıyı kentleri ile birlikte Akseki de Selçuklular’a tabi olmuş; ancak sonraları Selçuk Devleti’nin zayıflığından yararlanan Karamanoğlu Mehmet Bey 13. yy.’ın sonlarında Akseki’yi kendi topraklarına katmıştır. Daha sonra Osmanlılar’ın eline geçen Akseki, Ankara Savaşı’ndan sonra Karamanlılar’a verilmiş ve bu durum Gedik Ahmet Paşa’nın Alanya ve Akseki’yi Osmanlı topraklarına katmasına kadar sürmüştür.

Önemli Eserler
İlçede bulunan en önemli eserler; Ulu Camii ve Ulu Camii Medresesi’dir
 
Demre (Kale)

Antik adı “Myra”dır ve Hristiyanlar’ın kutsal ismi Aziz Nikolaus’un piskoposluk yaptığı kent olarak büyük üne sahiptir. Nüfusu 22 bindir.

6.webp

Finike ile Kaş arasında Teke Yarımadası’nın iç kesimlerinden gelen 65 km. uzunluğundaki Demre çayı’nın taşıdığı alüvyonlardan oluşan küçük birikinti ovası üzerine kurulmuştur.

Coğrafya
İlçenin yüzölçümü 473.220 dekardır. Bu alanın 319.420 dekarı orman alanı, 500 dekarı mera, 99.800 dekarı su yüzeyi, yerleşim ve kullanılmayan alanlar, 53.500 dekarı da tarım alanıdır

Ekonomi
Demre’nin verimli topraklarında geleneksel olarak turunçgiller yetiştirilir. Ayrıca seralarıyla Türkiye’nin gözde bir turfanda sebze merkezidir. Bölgede yılda birkaç kez turfanda ürün alınabilmektedir. Burada yetiştirilen bir sivribiber türü de “Demre Biberi” olarak ün salmıştır. Seraların verimli Demre Ovası’nda kapladığı alan 17.000 hektardır.
Noel Baba adıyla bilinen Aziz Nikolaus’un uzun süre Demre’de yaşamış olması, özellikle dış turizm açısından yörenin önemini artırmıştır.

Tarih
Likya Birliği’nin merkezinde yer alan Myra,imparatorluk devrinde geçici bir süre metropol olmuş, Bizans zamanında ise 32 kilisenin bağlı olduğu bir dini merkez konumuna geçmiştir. 1987 yılında ilçe yapılmıştır.

Önemli Yerler
Burada kalıntıları bulunan antik Myra kenti yakınında, 4. yüzyılda yapıldığı sanılan Aziz Nikolaus Kilisesi’nin kalıntıları vardır. Noel Baba’nın ölüm yıldönümü olan 6 Aralık’ta Demre’de sanatsal etkinlikler yapılmakta, Ortodokslar tarafından da Noel Baba Kilisesi’nde bir ayin düzenlenmektedir. Kentin 2 km. güneybatısında bulunan çayağzı Plajı da, Demre’nin önemli bir turizm merkezidir.
 
Elmalı

İlçe merkezi, Elmalı Ovası’nın kuzeybatı kenarında Elmalı Dağı (2.250 m) eteklerinde 1.100 metre kadar yükseklikte kurulmuş Elmalı Kasabası’dır.

7.webp

Yüzölçümü 1.500 kilometrekare, toplam nüfusu 40 bindir. Elmalı Belediyesi 1904’te kurulmuştur. Kentin doğu tarafındaki tepe “Tilkicilik”, batı tarafındaki tepe ise “Topdağı” olarak adlandırılmaktadır. Elmalı’nın Akçay ve Gölova adında iki beldesi ve bunlara bağlı 49 köyü vardır.

Coğrafya
İlçe, Antalya Körfezi’nin batısında, Akdeniz’e bir çıkıntı teşkil eden Teke yöresinin tam ortasını kaplar. Yüksek dağlarla çevrili Elmalı Ovası’nın yüksekliği 1000 metrenin üstündedir. Yüksek dağlarla çevrili olan Elmalı Ovası, geniş bir karstik çöküntü alanıdır. Elmalı’yı çevreleyen dağlar zengin bir ağaç örtüsüyle kaplıdır.

Ekonomi
İlçede en çok tahıl yetiştirilir. Hayvancılık da ilerlemiştir.

Tarih
Elmalı’nın bilinen tarihi Tekeoğulları ile başlar. Anadolu Selçukluları tarafından eski Likya topraklarına yerleştirilen ve de bölgeye kendi adlarını veren Tekeli Türk boyları Elmalı’ya hareket getirmişlerdir. Osmanlı devrinin ilk yıllarında Elmalı, Antalya eyaletine bağlı Teke Livası’nın merkezi olmuş, idare merkezinin Antalya’ya alınmasına rağmen, sancak beylerinin bu bölgeyi yaylak olarak kullanmaları ilçeyi sürekli canlı tutmuştur. Elmalı, askeri yollardan uzak kalmış olmakla fazla gelişmemişse de, yine de kendine göre yöresel bir ekonomik faaliyetin merkezi olmuştur.

Önemli Yerler
Ömer Paşa Camisi ve Medresesi, Sinan-ı Ümmü Camii, Bey Hamamı, Düden, Balbura Antik Kenti, Ayvasıl, Elbessos, Arneai, Podalia, Khoma, Müğren Höyüğü, Semahöyük, Beyler Höyüğü, Bayındır Tümülüsü, Anıt Mezarlar, Mağaralar, Abdal Musa Türbesi.
 
Finike

Antalya’nın 110 km. güneybatısında, Akdeniz kıyısında yer alan Finike ilçesinin yüzölçümü 655 kilometrekaredir.

8.webp

Nüfusu 42 bindir. Finike’nin, Fenikeliler’in önemli ticaret merkezlerinden olduğu ve adının da buradan geldiği sanılır.

Coğrafya
80 kilometrekarelik bir alanı kaplayan Finike Ovası, Başgöz çayı ve Beydağları’nın kuzeydoğusundan çıkan Alakır çayı’nın yığdığı alüvyonların Finike Körfezi’ni doldurmasıyla oluşmuştur.

Ekonomi
Finike’nin ana ürünü turunçgillerdir. Portakalıyla ünlüdür. Az miktarda da pamuk, buğday ve arpa yetiştirilir. Yat Limanı’nın marinaya dönüştürülmesi ile birlikte yatçılık da Finike halkının önemli gelir kaynakları arasına girmiştir. Son yıllarda kıyıları turizme açılmakta olan kentte, seracılık da çok yaygın ve gelişmiştir.

Tarih
Yöre sırasıyla; Lykia, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı egemenlikleri altında kalmış, 19. yüzyıl sonlarında Konya vilayetinin Teke sancağında, Elmalı kazasına bağlı bir nahiye merkezi olan Finike, 1917’de ilçe olmuştur.

Önemli Yerler
İncirli Deniz Mağarası, Limyra, Arykanda ve Arad antik kentleri.
 
Gazipaşa

Merkezi Pazarcı Kasabası olan ilçenin yüzölçümü 600 kilometrekare, nüfusu 44.500’dür. 34 köyü vardır.



Coğrafya
Kuzeyde Batı Toroslar’a bağlı Akçalı Dağı’nın dik yamaçları, daha alçaklarda ormanlarla kaplı vadi, ilçe merkezindeki düz sahada birleşen çeşitli derelerin derin vadileri ve sert meyilli ormanlarla kaplı yamaçlarla çevrili bulunmaktadır.

Ekonomi
Gazipaşa’nın kıyı ovalarında modern tarım yöntemleri kullanılarak muz ve turfanda sebze gibi yüksek gelir getiren ürünler yetiştirilir. Ayrıca pamuk, turunçgiller ve yerfıstığı üretimi de yapılır. Yılda birkaç kez ürün alınan seralar geniş alanlara yayılır. İç kesimin başlıca ürünleri tahıl, elma ve üzümdür. Küçük çaplı balıkçılık ve turizm ilçe halkının öteki geçim kaynaklarını oluşturur. İlçe topraklarında bant ve kuvars yatakları da bulunmaktadır.
Gazipaşa, bugüne dek ormancılık, hayvancılık ve meyveciliğe dayandıran ilçe ekonomisini yakın gelecekte turizme de açmaya çalışan harika plajlara sahip ilçedir.

Tarih
Gazipaşa ilçesinin ilk adı, Selinous’tan gelen Selinti’dir. Şehir ilk olarak bugünkü ilçe merkezine 3 km. uzaklıkta, deniz kıyısında bir tepe üzerinde Kral Sellinus tarafından kurulmuştur. İ.S. 117’de burada ölen Roma İmparatoru Traianus’un anısına Traianopolis adı verilmiş ve bir dönem bu isimle anılmıştır. Osmanlı döneminde yeniden Selinti ismi kullanılmıştır. Anamur’a bağlı bir bucakken, 1921’de Selinti adıyla ilçe yapılmıştır. 1926’da bucak olarak Alanya’ya bağlanmış, 1948’de yeniden ilçe olmaya hak kazanmıştır. Selintililer’in Kurtuluş Savaşı ve Delibaş Ayaklanması’ndaki başarıları nedeniyle ilçenin adı Gazipaşa olarak değiştirilmiştir.

Önemli Yerler
Selinous, Adanda, Leartes, Nephelis, Antiochia, Iotape antik kentler.
 
Gündoğmuş

Yüzölçümü 1.307 kilometrekare, nüfusu 21.500’dür. Gündoğmuş’un merkez ilçeden başka Kızılağaç ve Köprülü adında bucakları ve bunlara bağlı 36 köyü vardır.

9.webp

İlçenin merkezi Geyik Dağı’nın güneybatı eteklerinde denizden 900 metre yükseklikte kurulmuş olup, Antalya’ya 140 km. uzaklıktadır.

Coğrafya
İlçe, Batı Toroslar’ın yüksek zirvelerinden olan Geyik Dağı’nı (2.890 m.) içine alır. Arazi Batı Toroslar’dan güneybatıya doğru alçalır. Akdeniz ikliminin tesiri altındadır. Alara çayı ilçeyi doğu batı doğrultusunda keser. İlçenin dağlık kesimlerinde bol orman bulunur.

Ekonomi
İlçede bol sayıda orman bulunmasının neticesinde en önemli ekonomik faaliyet ormancılık olmuştur.

Tarih
Söylentiye göre, Konya’nın İksile Köyü’nden ayrılan bir aile bugünkü ilçeye yerleşerek bir yerleşim birimi kurdu ve adını Eksere koydu. Eksere, 1936’dan önce Akseki ilçesine bağlı bir köydü. 1936’da ilçe oldu ve adı da Gündoğmuş olarak değiştirildi.

Önemli Yerler
İlçede birçok antik kent kalıntısı bulunmaktadır. Gezilecek yerlerinin başında Eksere, Gedefi İni tavsiye edilebilir.
 
İbradı

Antalya’nın 166 km. doğusunda ve Akseki ilçesinin 27 km. batısında yer alan İbradı, denizden 1.050 metre yükseklikte, dağlar arasına sıkışmış gibi duran bir yayladır.

10.webp

Nüfusu 11 bin olan bölge 1990 yılında ilçe olmuştur. Bir yayla şehri olan İbradı’nın adının eski Osmanlıca’da “soğukluk, soğutma” anlamına gelen “lbrad” sözcüğünden türediği tahmin edilmektedir.

Coğrafya
Yaylaların en önemli özellikleri çam ağaçlarından başka ardıç ve sedir ağaçları ile kaplı olmalarıdır. Kardelen bitkisi İbradı ile adeta özdeşleşmiştir. Yaylalarda birçok su pınarı bulunmaktadır. Bölgede alüminyum, cıva, krom ve manganez madeni yatakları vardır.

Ekonomi
Ormancılık, bağcılık ve hayvancılık önemli bir geçim kaynağıdır. İbradı’nın üzümü, pekmezi, balı ünlüdür. çavuş, Dimli Büzgülü, Beyaz Üzüm, Deve Gözü ve Gelin Parmağı gibi çok sayıda aranan üzüm çeşidi yetiştirilir. İlçede her yıl Eylül ayında bir “Üzüm Bayramı” düzenlenir. Kekik, dağ çayı ve kuzu göbeği olarak adlandırılan bir mantar türünün doğadan toplanıp satılması da ekonomide büyük yer tutar. İbradı’da yaşayan 4 bin kişilik nüfusun yarısından fazlası geçimini hayvancılık, bağcılık ve tarımla sağlar.

Tarih
İbradı’nın tam olarak ne zaman kurulduğu hakkında yeterli bilgiler bulunmasa da, antik devir kentlerini gösteren haritalarda bu yörede zamanında üç kent devleti olduğunu göstermektedir. Tarih içinde Büyük İskender’in ve Persler’in kontrolü altına geçen bölge, 13. yüzyılda Selçuklular’ın eline geçti, II.Mehmet zamanında da Osmanlılar’ın kontrolü altına girdi. İbradı, Osmanlı yönetiminde Akseki ile birlikte Karaman Sancağı’na bağlandı. Fakat Kıbrıs’ın alınmasından sonra, kıyıya yakınlığı göz önünde tutularak Akseki ile birlikte Kıbrıs’a bağlandı. Cumhuriyet devrinde Akseki ilçesine bağlı bir nahiye merkezi olan İbradı, 1990 yılında ilçe oldu.

Önemli Yerler
Güzel evleri ve konakları ile ünlü olan İbradı’nın bu evlerin hemen hemen hepsi 1889 yılında meydana gelen bir yangın ile yandı ama yangın sonrası yaptırılan evler de ilgi çekicidir. İlçede bunun dışında Anıtsal Kestane Ağacı, çukurvıran Mezar Anıtı, Erymna, Düdensuyu Mağarası gibi mekanlar da vardır.
 
Geri
Top