Karadeniz'den Yaşanmış Fıkra Örnekleri...

yeşüLL

limitsizsiniz...!
Özel üye
Fıkra deyince akla önce Karadeniz ve ardından da Temel gelir. Fıkraların neden bu kadar ünlü ve ilgi çekici olduğu ise bölge insanının fıkra gibi yaşamasına dayanıyor. İşte örnekler...
Doğu Karadeniz'de, doğal yaşamın her anında, birbirinden ilginç fıkra gibi olaylarla karşılaşmak mümkün.

Karadeniz Fıkraları Ajansı Sahibi Hikmet Aksoy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Karadenizlinin pratik zekasının, karakterinin, samimiyetinin, olaylara bakış açısının, kendine özgü mizah anlayışına sahip fıkraların esin kaynağı olduğunu belirterek, ''Piyasada nasıl pek çok değişik balın yanı sıra bir de Anzer balı vardır ya, bu da öyle bir şey. Üretilen fıkralar farklı, Karadeniz fıkraları farklı. Onlar orijinaldir'' dedi.

Karadeniz insanının çoğu zaman olaylara bir şaka gibi baktığını ifade eden Aksoy, şunları söyledi:

''Karadenizli ciddi olduğu zaman bile fıkrayı hiç unutmaz. Her sözünde bir kinaye, fıkra vardır. Bu kinaye küçümseme, kınama anlamında değildir. Dudaklarda bir gülümseme yaratmak içindir. Karadeniz'de doğal yaşam alanları, olumsuz şartlar, geçim derdi insanların fıkralara daha çok sarılmasına neden olmuştur. Doğu Karadeniz büyük bir mizah sahnesi. Burada yaşayan insanlar kurgulanmış bir oyunu değil, bizzat kendileri yaşayarak fıkraları ortaya çıkartıyor.''

KOMEDYEN CEM YILMAZ'IN YORUMU

Ünlü komedyen Cem Yılmaz'ın, sadece bir kez geldiği Trabzon'da, neden daha çok program yapmadığına ilişkin soruya, ''Karadeniz turnesinde enteresan şeyler yaşadık. Bir çok fıkrada rol aldık. Trabzon'a seyahat ediyorum, bir vatandaşa sorduk, 'havaalanına nasıl gidebiliriz?' diye, o da 'uçak havaalanı mı?' diye cevap verdi. Neden böyle oluyor sorusunun kaba bir cevabı yok. Trabzon'da bulunduğum 2 saatte 17 tane fıkra yaşayınca, ben niye burada sahneye çıkıp komiklik yapıyorum ki'' şeklinde verdiği cevap, fıkra denince, neden Karadenizlilerin akla geldiğini anlatır nitelikte.

İŞTE YAŞANMIŞ BAZI ÖRNEKLER

Dolmuş kalkıyor...
Ankara'dan ilk kez Trabzon'a gelen bir kişi, havalimanına otomobiliyle gelen ve şehrin yabancısı olan arkadaşıyla buluştuktan sonra, Trabzonlu tanıdıklarını telefonla arar.

Trabzonlu, her ne kadar gelip sizi alayım dese de misafirleri, ''otomobillerinin olduğunu, tarif etmesi halinde, Boztepe'de olduğunu söyleyen arkadaşlarının yanına gelebileceklerini'' söyler ve yola koyulurlar.

Tarif üzerine Yenicuma semtine kadar gelen bu kişiler, burada yolun ikiye ayrıldığını görünce, içinde bulundukları otomobilin camını indirerek, yol kenarındaki bir Trabzonlu'ya, ''Boztepe'ye hangi yoldan gidebiliriz?'' diye sorar.

Trabzonlunun verdiği, ''Şuradan dolmuş kalkıyor'' cevabı, ilk kez kente gelenleri gülme krizine sokar.

Israrla doysa vermek istedi ama...
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mehmet Ali Şahin, çeşitli ziyaret ve incelemelerde bulunmak üzere Artvin'in Borçka ilçesine gelir.

Vatandaşlarla sohbet ederken, kalabalığı yararak güçlükle Şahin'in yanına yaklaşan bir kişi, ''Size bir dosya vermek istiyorum'' der. Şahin'in, dosyayı yanındaki Artvin milletvekillerine verebileceğini söylemesine rağmen, bu kişi ısrarla, dosyayı kendisine vermek istediğini söyler.

Israr üzerine bu vatandaşı kıramayan Şahin'in, ''Tamam ver bana dosyayı'' der. Vatandaşın, ''Sayın başkanım dosya yanımda değil'' demesi üzerine, Şahin ve çevresindekiler kendilerini gülmekten alamaz.

Uçağı dengede tutmak için mi?
Uçakla daha önce seyahat etmeyen bir Trabzonlu, kurumu tarafından verilen bir görev için uçakla İstanbul'a gider. İlk uçuşunda bazı izlenimler edinen Trabzonlu, yine uçakla geriye dönerken, pilotun kalkış sırasındaki uyarısı üzerine, hostes ve hostların, belli yerlere oturarak kemerlerini bağladığını görür.

Pilotun, iniş ve kalkışlarda hep aynı uyarıyı yaptığını ve her defasında hostes ve hostların aynı yerlere oturduğunu gören Trabzonlu, dayanamayıp, hemen yakınında oturan hosta, kısık bir sesle, ''Uçağın iniş ve kalkışlarda dengede olması için mi buralara oturuyorsunuz'' diye sorar.

Kahkaha atmaktan kendini alamayan host, hem güvenlik açısından hem de acil çıkışlarda belli görevleri olduğu için bu noktalara oturduklarını uzun uzun Trabzonluya anlatmak zorunda kalır.

Üye olmayan giremez...
Trabzon Gazeteciler Cemiyeti'nde oturan birkaç gazeteci, yakındaki bir çay ocağından çay söyler. Aradan epey bir zaman geçmesine rağmen çaylar gelmez.

Gazeteciler merakla beklerken, bir genç çaylarla içeri girer. Gazetecilerin, çayların niye geç geldiğini sorması üzerine çaycı, ''Abi, girişte, 'üye olmayanlar giremez' diye yazıyordu. Ben de içeri gireyim mi, girmeyim mi düşündüm. Onun için geciktim'' cevabını verir.

İki ayrı tabak olmasın diye
Trabzon'un Uzungöl beldesine gezmeye giden 3 kişilik grup, bir restorana girerek, iki ayrı tabakta, biri 2 kişilik, biri de tek kişilik, yöreye özgü kuymak ister.

Bir süre sonra garson masaya, tek tabak içinde 3 kişilik kuymak getirir. Gruptakiler, iki yarı kuymak istediklerini, neden tek tabakta 3 kişilik kuymak yaptırdığını sorduğu garson, ''İki ayrı tabak olmasın diye hepsini bir yaptım'' cevabını verir.

Soru: Hastalığı ne? Cevap: Hasta!
Devlet Bakanı Faruk Özak, Trabzon Fatih Hastanesinde bazı açılış törenlerine katıldıktan sonra, tedavi gören hastaları ziyaret ederek, geçmiş olsun dileğinde bulunur.

Bir odaya girerek, tedavi gören yaşlı bir kadına ''geçmiş olsun'' dileğinde bulunan Özak, yakınına, ''Neyi var'' diye sorar.

Hasta yakının cevabı ise kısa olur: ''Hasta''


(AA)

 
Top