Vladimir Mayakovski (1893-1930)

YoRuMSuZ

Biz işimize bakalım...
Vladimir Vladimiroviç Mayakovski (Rusça:Владимир Владимирович Маяковский) (1893-1930), Rus şair.

Yaşamı


7 ya da 19 Temmuz (Ne annesi, ne babası, ne de kendisi tam olarak bilmiyor) 1893'te Gürcistan'ın Kutais kentinden 20 verst uzaklıktaki Bağdadi köyünde doğdu. Babası Vladimir Konstantinoviç Mayakovski Bağdadi bölgesi orman işçisi idi ve Luda ve Olya adında iki kız kardeşi vardı. Kızkardeşi Luda'nın anılarına göre, aile, Gürcü geleneklerine bağlı bir hayat yaşayan ancak Rusça'yı da korumaya özen gösteren mutlu bir ailedir. Aile bir süre sonra Kutais kentine taşınır ve Mayakovski burada 1900 yılı sonunda Kutais Lisesi'ne gitmeye başlar. Okulda çok başarılıdır, hatta okulun en iyisidir. Bu dönemde kurmaca romanları özellikle de Jules Verne'i çok sever. Öğretmeni onu bir sanatçı olarak kabul edip onunla özel olarak ilgilenmeye, dersler vermeye başlar.

Mayokovski bu dönemde politikaya da ilgi duymaya başlar. 1905 başarısız devrim girişimi sırasında kızkardeşi gizlice Moskova'ya gider ve onu devrim ile tanıştıracak bazı belgeler getirir. Bu sıralarda Kutais de Bolşevik Partisi'nin yeraltı eylemlerinin merkezlerinden biri olmuştur. Bu dönemden sonra şiir ve devrim onun için bölünmez bir bütün haline gelir. Bir süre sonra babası kesik parmağından kaptığı bir enfeksiyon sonucu ölür.

Moskova yılları

diqqkxD.jpg
Bu ölümden sonra aile Kuatis'den Moskova'ya göçer. Moskova'da bir süre büyük bir yoksulluk içinde yaşarlar. Annesi çalışmaya başlar. Mayakovski ise sosyalist arkadaşlar bulur ve kendini bir sanatçı olarak Moskova'da tanıtmaya çalışır. Tekrar okula başlar. Derslerde felsefe kitapları okumaya, düşünmeye başlar. Marksizm onu büyüler. Sosyalist devrim hayalleri ile yaşamaya başlayan Mayakovski'nin dersleri artık eskisi gibi iyi değildir. Bu dönemde sadece 14 yaşındadır. Annesi anılarında bu dönemi şöyle anlatır.

...Okula gitti ancak zamanının çoğunu derslere vermek yerine propagandaya ayırdı. Daha 14 yaşında idi ancak 19 yaşında biri gibi davranıyordu ve çok ateşli idi. Parti üyeleri onunla görüşmeye geliyor, onunla buluşuyor ve devrim için ondan faydalanıyorlardı. Vlademir adeta yaşlanmıştı.

Mayakovski bir olaydan sonra okuldan atılır. birçok kez tutuklanır. Bolşevik partisinde propagandacı, örgütçü ve yazıcı olarak faaliyet göstermeye başlayan Mayakovski'nin evi 29 Mart 1908'de polis tarafından basılır ve Mayakovski tekrar tutuklanır. Bu esnada gizli bilgilerin de yazıldığı not defterini yutar. Parti bu dönemden sonra ona daha fazla bağlanır. 15 yaşında bir daha dönemeyeceği evinden polislerce alınır ve bilinmeyen bir yere götürülür. İlk girdiği hücrede 12 ay geçirir. Bu dönemde 3 yıl aradan sonra tekrar kurmaca romanlar okumaya ve yoğun bir şekilde yazmaya başlar. Bu Mayakovski'nin okuduklarından ziyade kendi özgün fikirlerini yazdığı bir dönem olarak tanımlanabilir. Hapis yıllarından sonra bu sefer Moskova Resim ve Heykel Okulu'na kaydolur. Burada özgün ve halktan olan çalışmaları ile diğer öğrencilerden farklılaşır. 1911'de fütürist harekete katılır ve Fütürist Bildiri'ye imzasını koyar. Burjuva göreneklerine meydan okuyan ve sığ kamu beğenisini sarsan edebi ürünler verir.

Öğretmenlerini eski dünyanın temsilcileri olarak görmekte ve devrimle kurulacak yeni dünyaya ilişkin resimler yapmaktadır. Bu çalışmalarının Rus fütürizminin başlangıcı olduğu söylenebilir. Bir zamanlar elden ele dolaşan Puşkin'in şiirlerinin yerini Mayakovski'nin şiirleri almaya başlar. Bu arada polis tekrar Mayakovski'nin peşine düşer. Şair, trajedi adlı oyununu St. Petersburg'da bir parkta sahnelemeye başlar. Bu oyundan sonra ünü iyice yayılır. 1913 kışında Korni Çekovski'de bu oyunu izler ve oyun hakkında yazar. Ona göre bu oyunda bizzat Mayakovski vardır. Oyunda ortada bir adam ve çevresinde değişik kılıklarda onu yok etmeye çalışan birçok insan vardır. Çekovski, bunun gerçekten bir trajedi olduğunu ve bunun için şairin bir büyük bir ün yapacağını söyler. Gorki'nin eşi Maria ise anılarında Mayakovski hakkında şöyle der:

...1918'de Mayakovski'yi sahnede izledim. Bana göre o eğer bu meslekte ilerlese idi müthiş bir oyuncu olabilirdi.

I. Dünya Savaşı ve Ekim Devrimi yılları


1914 yılında I. Dünya Savaşı patlak verir. Mayakovski başlarda oldukça heyecanlıdır ve zafer kazanma duygusu ile başı dönmüştür. Ancak ilk meydan savaşından sonra tanık olduğu şeyler fikirlerini değiştirir. 1915 yılında Pantolonlu Bulut adlı şiir kitabını yazar. Maksim Gorki bu şiirini çok beğenir ve şairle ilgili övgü dolu yazılar yazar. Gorki'nin eşi anılarında Gorki'nin Mayakovski hakkındaki düşüncelerini şöyle dile getirmiştir:

...Eşim Mayakovski'ye çok önem verirdi. Onun şiirde bir yerlere gelmesini istiyordu. Çünkü her ikisi de aynı şeyleri düşünüyor ve aynı şeyin peşinde koşuyordu. Onun günün birinde hakkında çok konuşalan biri olacağını çok iyi biliyordu.

Mayakovski'ye göre bulut çağdaş sanatın birleştiği bir değerdir. Bunun yanında cehennem şiddet ve bireycilik gibi şeyler de yeni bir anlam kazanmıştır. 1915-1917 yılları arasında Lili Brik ile büyük bir aşk yaşar, yıllarca bu aşkın etkisinde kalır. Mayakovski'nin Moskova'nın fütürist sanatı kabul edeceğine dair en ufak bir şüphesi yoktur. Ona göre devrim onun devrimidir ve devrim gerçekleştiğinde tüm düşleri gerçek olacaktır.

Bu duygularla 1917 Ekim Devrimi'ni çoşkuyla karşılar ve devrimin başlıca sözcülerinden birisi olur. Devrim sonrası çıkan iç savaşta Mayakovski bu sefer sanatını propaganda afişlerinde göstermeye başlar. Artık duvarlarda, direklerde binalarda Mayakovski'nin hazırladığı propaganda afişleri vardır. Ekim devrimi ile Rusya'da fütürizmin gelişmesinin aynı döneme denk gelmesi nedeniyle fütürizm bir tür komünist fütürizm olarak algılanır ve bir araya gelen fütürist sanatçılar halka seslenmeye başlar.

Şair 35 Gazete ve 57 dergide yazı yazmıştır. Dergi ve gazetelerde yazdıkları siyaset ve propaganda koksa da onu diğer köşe yazarlarından ayıran birçok şey vardır.

Şairin İzvestya'da yayımlanın politik şiirlerini okuyan Lenin şöyle der.

...Mayakovski'nin şiirlerinden pek bir şey anlamıyorum ancak onun meydanlarda savaşacak bir uzman olduğunu hissediyorum. Onun yazdıkları siyasi açıdan belki tartışılabilir. Şiirlerinde çok fazla politik bir şey yok, insanları bir şeye davet eder bir hava yok. Şiiri komünistleri birleştirmeye yetmez. Ama politik bakış açısının doğru olduğuna inancım sonsuz.

Lenin Mayakovski'nin dobra dobra konuşmasından fazlası ile hoşlanır ve bu nedenle özellikle propaganda da ondan faydalanmaya çalışır. Mayakovski de Bolşoy Tiyatrosu'nda Vilademir İlyiç Lenin adlı şiirini okur.

Yeni Lef dergisini (1922-1923) yeniden yaşatmaya çalışır (Новый леф, 1927-1928). Kağıdın yetişmediği, basımevlerinin çalışmadığı, savaşın yıprattığı dönemlerde; halkın gazete ve mizah dergileri yerine kullandığı ROSTA (Rusya Telgraf Ajansı) Pencereleri adlı pankartları hazırlar. 1925'te yazdığı bazı taşlamalar yüzünden İngiltere'ye girişi engellenir. ABD'ye dolaylı olarak, Meksika'dan geçerek girer. Aynı yıl yakın dostu Sergey Yesenin Leningrad'da İngiltere Oteli'nde intihar eder. Yesenin, son şiiri; "Elveda dost, elveda"yı damarını açarak, kanıyla yazmıştı. Buna karşılık hemen bir şiir yazıp, okumaya başlar, fakat zamanın devrimcilerinden büyük tepki görür. Bu olaydan tam 5 yıl sonra; 1930'da Lili Brik'i ve ailesini SSCB hükümetine emanet ettiğini belirten bir mektup bırakarak silahla intihar eder. Ölümünden sonra doğduğu köy olan Bağdadi'ye şairin adı verilir.

Şiirleri
  • Pantolonlu Bulut
  • Omurganın Flütü
  • Lenin Destanı
  • Yüz Elli Milyon
Oyunları
  • Trajedi - Vladimir Mayakovski
  • Gizemli Güldürü
  • Tahtakurusu
  • Banyo
  • Moskova yanıyor
Kitapları
  • Amerika'yı Keşfim
 
Son düzenleme:
Vladimir Mayakovsky (1893 - 1930)

Rus Şair​

SSCB'li şair ve oyun yazarı. Gelecekçilik'in (Fütürizm) ülkesindeki en büyük temsilcisi ve çağdaş Rus şiirinin simgesi olmuştur.

Vladimir Vladimiroviç Mayakovski 19 Temmuz 1893'te Bağdadi'de (bugün Gürcistan'da Mayakovskii) doğdu, 14 Nisan 1930'da Moskova'da yaşamını yitirdi. Bir orman görevlisinin oğluydu. 1905'te, öğrenciyken Çarlık yönetimine karşı sokak gösterilerine katıldı. 1906'da babasının ölümüyle ailece Moskova'ya taşındılar. Burada daha onbeş yaşındayken RSDİP- Bolşevik'e (Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi) girdi. Gizli bir basımevinde yakalanarak tutuklandı. Ertesi yıl ikinci kez tutuklanarak Moskova'nın Batirki Cezaevi'nde onbir ay hücrede yattı. Lise üçten ayrılarak resim dersleri almaya başladı. Straganov Uygulamalı Sanatlar Okulu'nda öğrenci oldu. 1910'da Moskova Resim Heykel ve Mimarlık Okulu'na girdi. İlk şiirlerini bu yıllarda yazmaya başladı. 1912'de Poşçoçina obşçestvennom vkusu (Yaygın Beğeniye Bir Şamar) adlı Rus Gelecekçiliği'nin görüşlerini özetleyen bir bildirgenin yayımlanmasına katıldı. Şiirlerini dergilerde yayımlattı, ayrıca St.Petersburg (Leningrad) ve Moskova'da edebiyat çevrelerinin toplandığı kahvelerde okumaya başladı. Vladimir Mayakovski adlı manzum oyunu 1913'te Petersburg lunaparkında oynandı. 1915'te iki kübist tablosu sergilendi, aynı yıl yayımladığı Oblako v ştanakh (Pantolonlu Bulut) ve Fleyta-pozvonoçnik (Omurganın Flütü) adlı uzun şiirleriyle genç yaşta başarılı bir şair olarak duyurdu. 1916'da yayımladığı, savaşın olmadığı bir dünya özlemini yansıtan Voyna i mir (Savaş ve Evren) adlı uzun şiiri, tepki uyandırmasına karşın, onun yaygın olarak tanınmasına yol açtı. Mayakovski, Şubat ve Ekim devrimlerini büyük bir coşkuyla karşıladı. Birçok alanda birden, Devrim'in ve genç Sovyet devletinin başarısı için çalıştı. 1917'de Narkompros'a (Halk Eğitimi Komiserliği) girdi. Gelecekçi arkadaşlarıyla birlikte bu komiserliğin çıkardığı Toplumun Sanatı adlı dergiyi yönetti. Tüm ülkeyi dolaşarak şiirlerini okudu, propaganda çalışmalarında etkin rol oynadı. Edebiyat, resim ve sinema komisyonlarına katıldı.Neptün yapımevinin birçok filminde başrol oynadı, senaryolar yazdı. Devrim yıllarının coşkusunu dile getiren Oda revolutsi (Devrime Övgü) ve Levy marş (Sol Yürüyüşü) adlı şiirlerini 1918'de yayımladı. 1921'de de 150.000.000 ve Lyublyu (Seviyorum) adlı şiirleri çıktı. Oyunları ünlü tiyatro yönetmeni Meyerhold tarafından sahnelenerek genç Sovyet tiyatrosunun ilk ürünleri arasında yer aldı. Yergi ve taşlama yeteneğiyle Lenin'in övgüsünü topladı. 1923'te LEF (Sol Sanat Cephesi) dergisinin yönetimine geçti. Bu derginin çevresinde toplanan Meyerhold, Pasternak, Şostakoviç, Ayzenştayn, Babel, Mikhail Zoşçenko, Nikolay Aseyev, Semyon Kirsanov gibi devrimci sanatçılarla birlikte, sanat yapıtında yaşamın edilgen olarak yansıtılmasına çaba gösterdi ve "psikolojizm"e karşı çıkan devrimci bir sanat hareketi oluşturdu. 1924'te Lenin'in ölümü üzerine Vladimir İlyiç Lenin (Lenin Destanı) adlı ağıtı yazdı. 1925'te İzvestia gazetesinin muhabiri olarak ABD, Meksika, Küba ve Fransa'ya gitti ve bu gezilerdeki izlenimlerini 1926'da Moye otkrytiye Ameriki (Amerika'yı Keşfedişim) adlı kitabında topladı. 1926-27 yıllarında SSCB'de kentleri dolaşarak tartışmalı konferanslar verdi, Pravda gazetesinde çalıştı. Paris'e, Berlin'e ve Prag'a gezilere çıktı. 1927'de Noviy LEF (Yeni Sol Sanat Cephesi) dergisini çıkardı. Bu yıllarda yazdığı şiir ve makalelerde, 1925'te kurulan ve sekter bir devrimci tutumu, bağnaz bir sanat anlayışını savunduğu düşündüğü Rus Proleter Yazarlar Birliği'ne (RAPP) karşı polemiklere girdi. Yeniden gittiği Paris'te büyük bir ilgiyle karşılandı. Şair Aragon ve sinema yönetmeni René Clair ile görüşmeler yaptı. 1930'da Rus Proleter Yazarlar Birliği'ne katıldı. Ancak bu örgüte bağlı yazarlarca bireycilikle suçlandı. 1930'da sahnelenen Banya (Hamam) adlı oyunu resmi çevrelerin ve örgüte bağlı yazarların sert eleştirilerine hedef oldu. Mayakovski, 1925'te şair arkadaşı Yesenin'in kendini öldürmesinden çok etkilenmiş, ancak bu davranışı eleştirmişti. Benzer bir umutsuzluk ve yalnızlık döneminin sonunda, kişisel mutsuzlukların da etkisiyle o da kendini öldürdü. Doğduğu kente sonradan adı verildi. Mayakovski, bireysel ve toplumsal coşkuları geniş soluklu bir biçimde dile getiren şiirleriyle çağdaş Rus şiirinin en önemli şairlerinden sayılır. Bağımsızlık tutkusuyla büyük kitlelerin parçası olmaktan duyulan coşkuyu, bireysel başkaldırı ile yığınların sesi olabilmeyi aynı anda şiire yansıtmış, yergici, alaycı, ancak ateşli, coşkulu ve tutkulu şiirleriyle Devrim'in baş şairi olmuştur.Lirik bir anlatımla destansı bir anlatımı kaynaştırmıştır. Çarpıcı ses uyumları, aşırı benzetme ve abartmalar, çılgın imge ve sayıklamalarla dolu sarsıcı şiirleriyle bir "şok" şairi olarak nitelendirilebilir. Klasik uyak ve koşuğu bırakıp yeni içerik ve biçim araştırmalarıyla şiir dünyasını alt üst etmiş, sokağın dilini şiire sokmuş, ritmi şiirin temel öğesi yapmıştır. Kendini öldürmesiyle sonuçlanan kısa yaşamı gibi şiiri de, devrim yıllarının toplumsal ve duygusal çalkantılarını ve karmaşasını, acı, coşku ve düş kırıklıklarını yansıtır. Mayakovski, tiyatro alanında da birçok yapıt vermiştir, Bazıları manzum olan oyunlarının çoğu yergi türündedir. 1918'de sahnelenen Misteriya-buff (Kutsal Güldürü) çağımızın destan biçiminde yapılmış bir taşlamasıdır. Mayakovski, 1928-1930 arasında tiyatroya ağırlık vermiş, Sovyet tiyatrosunun başyapıtları arasında yer alan iki oyununu bu yıllarda yazmıştır. Bunlardan Klop (Tahtakurusu) darkafalılığı yeren bir güldürüdür. Banya (Hamam) ise bürokrasinin gözüpek bir taşlamasıdır. Mayasovski, sosyalist bürokrasiyi, gelecekteki görünümüyle, adeta bir bilim kurgu biçimine sokarak taşlamıştır.Her iki oyunu da, 1929'da ve 1939'da, Meyerhold tarafından sahneye konmuş, ayrıca Rusya dışındaki birçok tiyatroda sahnelenmiştir.

[Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi'nden]

Şiirlerinden Seçmeler

BİLİRİM GÜCÜNÜ SÖZCÜKLERİN

Bilirim gücünü sözcüklerin, o çınlayan sözcüklerin ben;
onların değil, o yığınları coşturan, kendinden geçiren,
başka sözcüklerin gücünü, çıkarıp ölüleri topraktan
tabutları meşeden adımlarla götürenlerin her zaman.

Gün olur okunmadan, basılmadan atılırlar da sepete,
bir çıktıları mı oradan gemi azıya alırlar elbette,
gümgüm öterler yüzyıllar boyu, tırmanıp gelen trenlerdir
öpüp yalamağa nasır tutmuş ellerini şiirin bir bir.

Bilirim gücünü sözcüklerin. Esip geçmiş de bir rüzgâr
bir halayın topraklarına düşmüş taçyapraklarıdır bunlar.
İnsandır bütün ruhu, dudakları ve bütün iskeletiyle.

SON MEKTUP

(Şairin cesedinin yanında bulunmuştur)

Hepinize!..
İşte ölüyorum. Kimseyi suçlamayın bundan ötürü. Hele dedi-
kodudan, unutmayın ki, merhum nefret ederdi.
Anacığım, kardeşlerim, yoldaşlarım! Bağışlayın beni. İş değil
bu, biliyorum (kimseye de öğütlemem),ama benim için başka bir çı-
kar yol kalmamıştı.
Lili, beni sev.
Hükümet Yoldaş! Ailem : Lili Brik, anam, kız kardeşlerim ve
Veronika Vitoldovna Polonkaya' dan ibarettir. Yaşamlarını sağlar-
san, ne mutlu bana..
Bitmemiş şiirleri Brik'lere verin, ne lâzımsa onlar yapar.
"Bir varmış bir yokmuş"
derler hani :
Aşkın küçük sandalı
hayat ırmağının akıntısına
kafa tutabilir mi!
Dayanamayıp parçalandı işte sonunda...
Acıları
mutsuzlukları
karşılıklı haksızlıkları
h a t ı r l a m a y a b i l e d e ğ m e z :
Ödeşmiş durumdayız kahpe felekle.
Ve sizler mutlu olun
yeter.
 
Top