• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

Uluslararası Örgütler,Uluslararası kuruluşlar

Suskun

V.I.P
V.I.P
Uluslararası Örgütler

Uluslararası örgüt, uluslararası düzeyde faaliyet gösteren, devletler tarafından kurulmuş olan veya sivil toplum örgütleri tarafından oluşturulmuş Örgütlere verilen addır. İki tip uluslararası örgüt vardır:

Uluslararası devletlerarası kuruluşlar,
üyeleri Egemen devletler ve diğer uluslararası devletlerarası kuruluşlar olan resmi kuruluşlardır. Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, İslam Konferansı Örgütü, Dünya Ticaret Örgütü, ASEAN bunlara örnek olarak gösterilebilir.

Sivil Toplum Kuruluşları, uluslararası düzeyde faaliyet gösteren özel kuruluşlardır.


Küresel kuruluşlar

Birleşmiş Milletler ve bağlı kuruluşlar
Interpol
Dünya Ticaret Örgütü


Bölgesel kuruluşlar

Avrupa Konseyi
Avrupa Birliği
ASEAN
Şanghay İşbirliği Örgütü
NAFTA
NATO



Finansal kuruluşlar
Uluslararası para fonu (IMF)
Dünya Bankası






125px-Flag_of_the_United_Nations.svg.png

Birleşmiş Milletler
Birleşmiş Milletler Örgütü ya da kısaca Birleşmiş Milletler (BM), 24 Ekim 1945'te kurulmuş dünya barışını, güvenliğini korumak ve uluslar arasında ekonomik, toplumsal ve kültürel bir iş birliği oluşturmak için kurulan uluslararası bir örgüttür. Birleşmiş Milletler kendini "adalet ve güvenliği, ekonomik kalkınma ve sosyal eşitliği uluslararasında tüm ülkelere sağlamayı amaç edinmiş küresel bir kuruluş" olarak tanımlamaktadır. Uluslararası İlişkilerde, kuvvet kullanılmasını ilk olarak evrensel düzeyde yasaklayan ilk antlaşma Birleşmiş Milletler Antlaşması'dır.

Örgütün, kurulduğu yıllarda 51 olan üye sayısı şu an itibariyle üyeliği kaldırılan Vatikan ve değiştirilen Çin Halk Cumhuriyeti son katılan üye Güney Sudan dahil 193'e ulaşmıştır. Örgütün yönetimi New York'ta bulunan genel merkezinden yürütülür ve üye ülkelerle her yıl düzenli olarak yapılan toplantılar yine bu genel merkezde gerçekleştirilir.

Örgüt yapısal olarak idari bölümlere ayrılmıştır; Genel Kurul, Güvenlik Konseyi, Ekonomik ve Sosyal Konsey, Yönetim Konseyi, Genel Sekreterlik ve Uluslararası Adalet Divanı. Örgütün en göz önündeki merciisi Genel Sekreterdir.

Birleşmiş Milletler fikri ilk olarak, II. Dünya Savaşı'nın bitiminde savaşın galibi ülkeler tarafından, ülkeler arasındaki anlaşmazlığı ortadan kaldırarak ileride meydana gelebilecek ve kendi güvenliklerini tehdit edebilecek bir savaşın önüne geçebilmek amacıyla ortaya atılmıştır. Örgüt yapısının halen bu amacı koruduğunu BM Güvenlik Konseyi'nin varlığı ve çalışmalarıyla ortaya koymustur. Güvenlik Konseyi on beş ülkeden oluşmakta olup,bu üyelerden beşi daimi üye statüsündedir ve mutlak veto yetkisine sahiptir. Bu ülkeler ABD, Rusya, Çin Halk Cumhuriyeti, Birleşik Krallık ve Fransa'dır. Güvenlik Konseyinin karar alabilmesi için 9/15 oranı gerekli olup, daimi üyelerden herhangi birisinin aksi yönde oy kullanmaması gereklidir. BM içtihatlarına göre Güvenlik Konseyi karar alırken veto yetkisine sahip üyelerden biri veya birkaçının oylamaya katılmaması bu üyelerin kararı veto ettiği anlamına gelmemektedir. Ayrıca daimi üyelerin çekimser kalmaları da aynı sonucu vermektedir.





300px-ICPO-Interpol_Lione.JPG

Interpol
Uluslararası Polis Teşkilatı (ing. International Criminal Police Organization - Interpol), 1923 yılında uluslararası polis işbirliği sağlamak amacıyla kurulmuştur. Interpol, bir zamanlar sadece teşkilatın telgraf adresi olarak bilinirken, 1956 yılında resmi olarak teşkilatın yeni ismine dahil edilmiştir. Teşkilatın 1954 yılından önce tanınan adı "Uluslararası Polis Komisyonu"'dur.Tüm dünyanın ortak birimidir.

Interpol, Birleşmiş Milletler'den sonra, dünyanın ikinci büyük uluslararası örgütüdür; şu anda 188 üye ülkeye sahiptir. Teşkilat üye ülkelerin senelik katkılarıyla finanse edilmektedir, ve bu miktar senede toplam 30 milyon Euro'yu bulmaktadır ama Europol senede 50 milyon Euro almaktadır. Teşkilatın merkez bürosu Fransa'nın Lyon kentindedir. İnterpol'un şimdiki başkanı Singapore polis şube müdürü Mr. KHOO Boon Hui'dir. Teşkilatın şu anda ki genel sekreteri ise eski Amerika Birleşik Devletleri hazinesinden Ronald K. Noble'dir ve bu mevkide bulunan ilk Avrupa'lı olmayan kişidir.

Interpol politik anlamda tarafsız bir rol oynamak zorunda kaldığı için, anayasası teşkilatın birkaç üye ülkeyi kapsamayan, politik, askeri, dini, veya ırk suçlarına karışmasını engeller. Çalışmalarının çoğu kamu güvenliği ve terörizm, organize suçlar, yasadışı madde üretimi ve madde kaçakçılığı, insan kaçakçılığı, sahte para üretimi, çocuk pornografisi, finansal ve teknolojik suçlar, ve yolsuzluk gibi alanlarda yoğunlaşır.

Ekim 2001 yılında, Interpol Genel Sekreterliği 54 ülkeyi temsil eden 384 personele iş vermiştir. Aynı ay İnterpol 9 ve 5 arası olan çalışma saatlerini 24 saate çevirmiştir, ve bu nedenle daha kolay ve verimli işler başarmaktadır.

2001 yılında, yaklaşık 1,400 kişi Interpol bilidirileri sonucuyla tespit edilmiş veya tutuklanmıştır.





300px-WTOmap_currentmemberYN.png


Dünya Ticaret Örgütü

(DTÖ, İngilizce: World Trade Organization, WTO), çok taraflı ticaret sisteminin yasal ve kurumsal organıdır. WTO, hükümetlerin iç ticaret yasalarını ve düzenlemelerini nasıl yapacakları hususunda yasal bir çerçeve ortaya koymaktadır ve toplu görüşmeler ve müzakereler yoluyla ülkeler arasında ticari ilişkilerin geliştirildiği bir platformdur.

Kuruluş ve Fonksiyonları
WTO, 1 Ocak 1995'te kurulmuştur. Uruguay Round'a taraf olan ülkeler 15 Aralık 1993'te görüşmeleri tamamlamış ve Fas'ın Marakeş kentinde Nisan 1994'te "Nihai Karar" bakanlar tarafından imzalanmıştır. 15 Nisan 1994'te ilan edilen Marakeş Deklerasyonu, Uruguay Round'u görüşmelerini onaylamış ve Tarifeler ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT) altında gerçekleştirilen yedi görüşmenin "dünya ekonomisini güçlendirdiği ve daha fazla ticaret, yatırım, istihdam ve gelir artışı sağladığı"nı ilan etmiştir. WTO, Uruguay Round'u görüşmelerinin şekillendiği ve bir anlaşmadır ve GATT'ın devamıdır.

WTO, sadece üyelik açısından (1994 sonunda 128 üye) GATT'tan fazla değil, aynı zamanda, uygulandığı ticari faaliyetler ve ticaret politikalar açısından da daha geniş bir alanı kapsamaktadır. GATT, sadece mal ticaretini kapsarken, WTO mal, hizmetler ve fikri mülkiyet hakları olarak da bilinen "fikir ticareti"'ni de kapsamaktadır.

WTO'nun esas fonksiyonları; topyekün olarak WTO'yu oluşturan çok taraflı ticaret görüşmelerini yönetmek ve uygulamak, çok taraflı ticaret görüşmelerinde bir forum olarak görev yapmak, ticari anlaşmazlıklarına çözüm aramak, milli ticaret politikalarını denetlemek ve bu amaçlarla global ekonomik politika yapımında görevli uluslararası kuruluşlarla işbirliğine gitmektir.

WTO anlaşması, tarımdan, tekstile ve konfeksiyona, hizmetlerden fikri mülkiyet hakları kurallarına kadar, değişik alanlarda 29 ayrı metinden oluşmaktadır. Bunlara ilave olarak WTO üyelerine ilave sorumluluklar ve taahhütler yükleyen, ilave 25 deklerasyon, karar ve anlaşma da bulunmaktadır. WTO kuralları geleneksel olarak hassas sektörler olarak kabul edilen tarım malları ticareti ve tekstil ve konfeksiyon ürünlerini de kapsamaktadır. Tarım da kabul edilen kurallar piyasaya giriş şartlarını, yerli üretimi destekleme kurallarını, ihracat teşvik uygulamalarını ve gıda güvenliği, bitki ve hayvan sağlığı kurallarını içermektedir. Tekstil ve konfeksiyon'da yeni kurallar Çok Elyaflılar Anlaşması'ndan sonra 10 yıllık bir geçiş dönemi ile WTO kurallarına dahil olacaktır.

Hizmetler ticaretindeki ilk anlaşma; üyelerin kapsamı, milli uygulamalar ve piyasaya giriş konularındaki yükümlülüklerinden bahsetmekte ve hizmetler ticaretinin daha da liberalleştirilmesi hususunda genel bir çerçeve çizmektedir. Devam eden görüşmeler hali hazırda finansal hizmetlerde piyasaya giriş taahhütleri, temel iletişim sektörleri, deniz nakliyatı ve insanların sınırdan sınıra geçişi hakkındadır. Görüşmelerde diğer bir ilk de fikri mülkiyet haklarının ticaretle ilgili yönüdür (TRIPS). Bu anlaşma, sadece telif hakları, patent hakları gibi yeni fikri mülkiyet haklarını dile getirmekle kalmamakta, ayrıca coğrafi işaretler, endüstri dizaynı, ticaret markaları ve ticaret sırları ve know-how (süreç bilgisi) haklarını da koruma altına almaktadır. Mal ticaretinde WTO kuralları, anti-damping uygulamaları, teşvikler ve karşı uygulamalar, gümrük uygulamaları ve ithalat lisansı konularını da kapsamaktadır. Kurallar, şayet bu uygulamalar gündeme geldiğinde ne gibi kuralların tatbik edileceğini de açıklamaktadır.

Yukarıda değinilen anlaşmalarla pek çok basit ve temel ilkeler hep birlikte yeni çok taraflı ticaret sistemini meydana getirmektedir. GATT'ın ana kuralları, üyeler arasında ve ithalat ile yerli üretim arasında ayırım yapmayı yasaklamaktadır. Mesela Madde I " En Çok Kayırılan Ülke " (MFN) fıkrasında her hangi bir ülkenin bir ülkeye uyguladığı imtiyazın başka ülkelere uygulanandan daha az olamayacağı belirtilmektedir. Ayrım yapmamanın bir diğer şekli de "ulusal muamele"'dir ve mallar bir piyasaya girdiğinde en az yurt içinde üretilen mallar kadar kayırılabileceği belirtilmektedir.

Tarife İndirimleri

GATT'ın 1948'de kuruluşunu takiben ortalama tarife seviyesi toplam yedi görüşmeyle kademeli olarak indirilmiştir. Uruguay Round bu başarılara bir yenisini eklemiştir. Ortalama tarife seviyeleri önemli ölçüde düşerken genel bağlı tarife seviyeleri de önemli miktarda artmıştır. Tarife indirimleri yoluyla piyasaya giriş taahütleri Uruguay Round'unda toplam 22.500 sayfalık ulusal tarife listelerinde yer almaktadır.

Pek çok kısımda beş yılda tamamlanacak olan tarife indirimleri gelişmiş ülkelerin sanayi ürünleri tarifelerinde toplam % 40'lık bir indirim sağlayan, ortalama % 6,3 olan tarifeleri, % 3,8'e indirmektedir ve gelişmekte olan ülkelerden yapılan sanayi ürünleri ithalatı değer olarak % 20'den % 44'e çıkaracaktır. Tarife yapısının daha yüksek kısmında yer alan ve % 15'in üzerinde tarifeleri kapsayan tüm kaynaklardan gelişmiş ülkelere yapılan ithalat; % 7'den % 5'e ve gelişmekte olan ülkelerden yapılan ithalatta % 9'dan % 5'e düşmüştür.

WTO ve GATT arasındaki farklar
WTO, sadece GATT'ın biraz genişletilmiş bir şekli değil, aksine tamamen değişik bir yapıya ve farklı bir karaktere sahiptir. İkisi arasındaki temel farklılıklar şöyle sıralanabilir;

GATT, herhangi bir kurumsal yapısı olmayan ve kuruluşundaki amacı 1940'ta Uluslararası Ticaret Örgütü'nü kurmak olan ve bu amaçla çeşitli kuralları içeren çok taraflı bir anlaşmadır,
GATT, geçici olarak kurulmuş ve 40 yıllık bir faaliyetten sonra anlaşmaya taraf olan hükümetler GATT'ı sürekli bir anlaşmaya çevirmek istemişlerdir. WTO taahhütleri buna karşın sürekli bir karakter taşımaktadır,
GATT kuralları sadece mal ticaretini kapsarken, WTO mal ticaretinin yanında, hizmetler ticareti ve ticari nitelikteki fikri mülkiyet haklarını da kapsamaktadır,
GATT anlaşması çok taraflı bir araçken 1980'lerde yeni pek çok anlaşma ilave edilerek, selektif bir yapıya dönmüştür. WTO'yu oluşturan anlaşmalar ise neredeyse tamamı çok taraflıdır ve taahütler üyelerin tamamını bağlamaktadır,
WTO, GATT'a göre anlaşmazlıkların çözümünde daha hızlı çalışan, otomatik mekanizmalara sahiptir.

1947 GATT anlaşması 1995 yılının sonuna kadar yürürlükte kalmıştır ve bu suretle tüm GATT üyelerinin WTO anlaşmasını kabul etmeleri için gerekli süre sağlanmıştır. Fakat GATT, "GATT 1994" şeklinde WTO anlaşmasının bir parçası olarak uluslararası mal ticaretini etkileyen ana hususları belirlemeye devam edecektir

WTO Karar Alma Yöntemleri
WTO, GATT'ın geleneksel olarak karar alırken kullandığı yöntem oylama değil, fakat fikir birliği (concensus) yöntemidir. Bu prosedür üyelere, bazen çok taraflı ticaret sisteminin yararına oluşan görüş birliğine katılınsa da, kendi çıkarlarını, iyi bir şekilde göz önüne alınması imkânını sağlamaktadır. Görüş birliğinin sağlanamadığı durumlarda WTO, oylama yöntemini kullanmaktadır. Bu gibi durumlarda her ülke bir oy kullanarak, karar oy çokluğuyla alınmaktadır.

WTO Anlaşması'nda kabul edilen dört değişik oylama yöntemi bulunmaktadır.

İlk olarak, WTO üyelerinin dörtte üçünün oyuyla herhangi birçok taraflı ticaret anlaşması oluşturulması kabul edilebilir.
İkinci olarak, Bakanlar Konferansı dörtte üç çoğunlukla uluslararası bir anlaşma tarafından herhangi bir üyeye yüklenen bir sorumluluğu kaldırabilmektedir.
Üçüncü olarak, uluslararası anlaşmaların hükümlerini iptal etme kararı ancak tüm üyelerce kabul edilmesi veya kararın niteliğine bağlı olarak üçte iki çoğunlukla alınabilmektedir. Fakat bu iptal kararları, sadece WTO üyeleri tarafından kabul edildikten sonra yürürlüğe girebilmektedir.
Son olarak, yeni bir üyenin alınması ancak Bakanlar Konferansı'nda üçte iki çoğunlukla kabul edildikten sonra gerçekleşebilmektedir.

WTO'da Anlaşmazlıkların Çözülmesi
Anlaşmazlıkların çözümü sistemi, WTO'nun uluslararası ticaret sistemine güvenlik ve öngörü sağlayan bir unsurdur ve bu sistem sayesinde WTO üyeleri, uluslararası ticaret kurallarının aleyhlerine ihlali durumunda kendileri bir girişimde bulunmamakta, fakat çok taraflı anlaşmazlıkların çözümü sisteminin bu durumu çözmesini istemektedirler.

İlke olarak imtiyazlar, verilen cezaya konu sektörle aynı olan sektöre verilmelidir. Şayet bu uygulanabilir değil veya etkin değilse, imtiyazlar anlaşmada yer alan farklı bir sektöre de verilebilir.

Her durumda WTO'nun Anlaşmazlıkların Çözümü Organı (DSB) kabul edilen tavsiyelerin ve kuralların uygulanmasını izlemekte ve her türlü anlaşmazlığa konu olan durum, tamamen ortadan kalkmadıkça gündeminde bulunmaya devam etmektedir.

Kalkınmakta olan ülkelere ve geçiş ekonomilerine yardım
1994 yılı sonunda 128 GATT üyesi ülkeden 97'sini oluşturan gelişmekte olan ülkeler ve halen piyasa ekonomisine geçiş sürecinde olan ülkeler WTO'nun üye sayısı arttıkça, örgütte ağırlıkları daha da artmaktadır. Sonuç olarak; adı geçen ülkelerin ihtiyaç ve problemlerine büyük önem verilmektedir. Örnek olarak WTO Sekreterliği kendi başına veya diğer uluslararası organizasyonlarla işbirliğine giderek seminerler düzenlemekte ve WTO taahhütlerini uygulamada veya çok taraflı ticaret görüşmelerine etkin olarak katılmada ilgili ülke hükümetlerine veya yetkili uzmanlarına teknik işbirliği imkânı sağlamaktadır. Bazı WTO faaliyetleriyle ilgili olarak ticaret politikaları ve anlaşmazlıkların çözümü konuları dahil olmak üzere, özel kurslar verilmektedir. Dahası gelişmekte olan ülkelere ve bunların içinde özellikle en az gelişmiş olan ülkelere kendi ihracatları ile ilgili olarak, ticaret ve tarife bilgileri hakkında ve bu ülkelerin WTO'ya katılmaları konusunda yardım edilmektedir.

Ticaret ve Çevre
WTO, ticaret ve çevre konularını birbirine bağlamaktadır. Bu konuda 1995 yılında aşağıdaki konularla ilgilenmek üzere bir komite kurulmuştur; çoktaraflı çevre anlaşmaları, sürdürebilir büyüme, çevre ve ticaret, piyasalara giriş ; özellikle gelişmekte olan ülkelere yapılan ihracatın geliştirilmesi, yurt içinde ticareti yasaklanan malların ticareti, ambalaj; etiket ve diğer dönüşümlü malzemelerin ticaretle ilgili mevzuatlarda birbirine uyumlu olmasının sağlanmaktır.

2001 yılında başlatılan Doha Kalkınma turu çerçevesinde ise, Ticaret ve Çevre Komitesi kurulmuş ve söz konusu komitenin, çevresel ürünlerde pazara giriş, çoktaraflı çevre anlaşmaları - WTO ilişkisi ve çevreye duyarlı ticaret pratiklerinin geliştirilmesi gibi konularda görevlendirilmesi karara bağlanmıştır.


Üyeler

WTO'nun 153 üyesi bulunmaktadır. Son katılan üye 2011 yılında örgüte dahil olan Rusya 'dir Antigua ve Barbuda, Arjantin, Avustralya, Avusturya, Bahreyn, Bangladeş, Barbados, Belçika, Belize, Bolivya, Botsvana, Brezilya, Brunei, Burkina Faso, Burundi, Cape Verde, Kanada, Orta Afrika Cumhuriyeti, Şili, Kolombiya, Kosta Rika, Fildişi Sahilleri, Küba, Kıbrıs, Kırgızistan, Çin Halk Cumhuriyeti, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Cibuti, Dominik, Dominik Cumhuriyeti, Mısır, El Salvador, Estonya, Finlandiya, Fransa, Gabon, Almanya, Gana, Yunanistan, Grenada, Guatemala, Gine, Yeni Gine, Guyana, Honduras, Hong Kong, Macaristan, İzlanda, Hindistan, Endonezya, İrlanda, İsrail, İtalya, Jamaika, Japonya, Kenya, Kore Cumhuriyeti, Kuveyt, Lesoto, Liechtenstein, Lüksemburg, Makau, Madagaskar, Malavi, Malezya, Maldivler, Mali, Malta, Moritanya, Mauritius, Meksika, Fas, Mozambik, Myanmar, Namibya, Hollanda, Hollanda Antilleri, Yeni Zelanda, Nikaragua, Nijerya, Norveç, Pakistan, Paraguay, Peru, Filipinler, Polonya, Portekiz, Romanya, Saint Lucia, St. Vincent ve Grenadinler, Senegal, Sierra Leone, Singapur, Slovakya, Slovenya, Güney Afrika, İspanya, Sri Lanka, Surinam, Swaziland, İsveç, İsviçre, Tanzanya, Tayland, Togo, Trinidad ve Tobago, Tunus, Türkiye, Uganda, İngiltere, ABD, Ukrayna, Uruguay, Venezuela, Zambiya ve Zimbabve


Yapı
WTO'nun en yetkili birimi, WTO'ya üye ülke temsilcilerinden oluşan, iki yılda en az bir kez toplanan ve çok taraflı ticaret görüşmeleri ile ilgili sorunlarda karar vermekle yetkili olan, Bakanlar Konferansı'dır.

WTO'nun günlük işlerini yürütmek üzere pek çok alt birim kurulmuştur. Bunlardan yine WTO üyelerinden oluşan Genel Konsey; Bakanlar Konferansına rapor vermekle sorumludur. Rutin işleri Bakanlar Konseyi adına yapan Genel Konsey, iki kısımdan oluşmaktadır. Bunlar; anlaşmazlık çözüm prosedürlerini idare eden, Anlaşmazlık Çözüm Organı (DSB) ve her bir WTO üyesinin ticaret politikalarını düzenli olarak değerlendiren, Ticaret Politikaları Değerlendirme Organı (TPRB)'dır.

Genel Konsey sorumluluklarını, üç ana organa devretmiştir. Bunlar; Mal Ticareti Konseyi, Hizmet Ticareti Konseyi, Ticaretle İlgili Fikri Mülkiyet Hakları Konseyi'dir. Mal Ticareti Konseyi; her ne kadar her anlaşma kendi özel denetleme organına sahipse de, mal ticaretine konu olan anlaşmaların takibi ve uygulanmasını denetlemektedir. Diğer iki Konsey de kendi sorumluluk alanlarına giren anlaşmaların takibi ve uygulamasını denetlemekle sorumludurlar ve gerekli durumlarda kendi alt birimlerini kurmakla yetkilidirler.

WTO Genel Konseyi, Anlaşmazlıkların Çözümü Organı (DSB) olarak toplanabilir ve Uruguay Round'u Nihai Senedi'nde yer alan herhangi bir anlaşmadan kaynaklanan, anlaşmazlıklarla ilgili olarak karar verir. Bu sebeble DSB, paneller kurmak, ceza vermek, verilen raporları yeniden görüşmek, karar ve tavsiyelerin uygulanmasının takibini yürütmek ve tavsiyelerin uygulanmaması durumunda, misilleme kararları vermekle yetkilidir.

WTO anlaşmazlıkları önleme mekanizması, anlaşmazlığa taraf olanların herbirine temyiz yoluna gitme imkânı tanımaktadır. Temyiz başvuruları DSB tarafından kurulan bir daimi Temyiz Organı tarafından cevaplandırılmaktadır. Bu Temyiz Organı WTO üyelerini temsil eden yedi kişiden oluşmaktadır ve dört yıl görevde kalmaktadır. Bu kişilerin, herhangi bir hükümete bağlı olmamaları, hukuk ve uluslararası ticaret alanında tanınan, bilgili kişiler olmaları gerekmektedir.

Cenevre'de bulunan WTO sekreterliği 450 personele sahiptir, bir Genel Müdür ve üç Genel Müdür Yardımcısı tarafından idare edilmektedir. Sekreterliğin gelişmekte olan ülkelere ve özellikle az gelişmiş ülkelere teknik yardım sağlamak gibi, özel bir sorumluluğu da bulunmaktadır. WTO ekonomistleri ve istatistikçileri, ticaret politikaları ve performansı hakkında araştırmalar yaparken; hukuk uzmanları, WTO kurallarının uygulanması ile ilgili ticaret anlaşmazlıklarının çözülmesi konularında çalışmaktadırlar. Sekreterliğin işlerinin pek çoğu yeni üyelerle anlaşmaların başlatılması ve üyelikle ilgili olarak hükümetlere tavsiyelerde bulunmakla ilgilidir.

WTO bütçesi 83 milyon USD'dır ve ülkelerin katkıları ticarette aldıkları paya göre belirlenmektedir. WTO bütçesinin bir kısmı Uluslararası Ticaret Merkezi (ITC)'ne gitmektedir.

 

Suskun

V.I.P
V.I.P
Bölgesel kuruluşlar
Avrupa Konseyi
Avrupa Birliği
ASEAN
Şanghay İşbirliği Örgütü
NAFTA
NATO
250px-Council_of_Europe_%28blue%29.svg.png

Avrupa Konseyi
(İngilizce: Council of Europe; Fransızca: Conseil de l'Europe) 1949 yılında Avrupa çapında insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğünü savunmak amacıyla Avrupa çapında kurulmuş hükümetler arası bir kuruluştur. Avrupa Birliği'nden farklı bir örgütlenmedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Avrupa Konseyi'ne bağlıdır. Avrupa Konseyi'ne Belarus, Kazakistan, Kosova ve Vatikan hariç tüm Avrupa ülkeleri üyedir. Oysa Avrupa Birliği sadece 27 üyeli bir birliktir. Avrupa Konseyi'nin Avrupa Birliği ile karıştırılmasının en önemli sebebi olan Avrupa bayrağı, esasında Avrupa Konseyi'ne aittir. Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi'nin izniyle aynı Avrupa bayrağını kullanmaktadır.





250px-EU27_on_a_globe.svg.png

Avrupa Birliği
Avrupa Birliği ya da kısaca AB, yirmi yedi üye ülkeden oluşan ve toprakları büyük ölçüde Avrupa kıtasında bulunan siyasi ve ekonomik bir örgütlenmedir. 1992 yılında, Avrupa Birliği Antlaşması olarak da bilinen Maastricht Antlaşması'nın yürürlüğe girmesi sonucu, var olan Avrupa Ekonomik Topluluğu'na yeni görev ve sorumluluk alanları yüklenmesiyle kurulmuştur. Yaklaşık 500 milyonluk nüfusuyla Avrupa Birliği, dünyanın nominal gayrisafi yurtiçi hasılasının %30'luk bölümünü oluşturur. (16.8 trilyon ABD$)

Avrupa Birliği, tüm üye ülkeleri bağlayan standart yasalar aracılığıyla, insan, eşya, hizmet ve sermaye dolaşımı özgürlüklerini kapsayan bir ortak pazar (tek pazar) geliştirmiştir.Birlik içinde tarım, balıkçılık ve bölgesel kalkınma politikalarından oluşan ortak bir ticaret politikası izlenir. Birliğe üye ülkelerin on beşi, avro adıyla anılan ortak para birimini kullanmaya başlamıştır. Avrupa Birliği, üye ülkelerini Dünya Ticaret Örgütü'nde, G8 zirvelerinde ve Birleşmiş Milletler'de temsil ederek dış politikalarında da rol oynamaktadır. Birliğin yirmi yedi üyesinden yirmi biri NATO'nun da üyesidir. Schengen Antlaşması uyarınca birlik üyesi ülkeler arasında pasaport kontrolünün kaldırılmasının da arasında bulunduğu pek çok adlî konu ve içişileri düzenlemelerinde Avrupa Birliği'nin payı bulunur.

Avrupa Birliği, devletlerarası ve çokuluslu bir oluşumdur. Birlik içinde kimi konularda devletlerarası anlaşma ve fikir birliği gerekir. Ancak belirli durumlarda uluslarüstü yönetim organları, üyelerin anlaşması olmaksızın da karara varabilir. Avrupa Birliği'nin bu tip haklara sahip önemli yönetim birimleri Avrupa Komisyonu, Avrupa Parlamentosu, Avrupa Birliği Konseyi, Liderler Zirvesi, Avrupa Adalet Divanı ve Avrupa Merkez Bankası'dır. Parlamentoyu, Avrupa Birliği vatandaşları beş yılda bir oylama yöntemiyle seçerler.

Avrupa Birliği'nin temelleri 1951 yılında, altı ülkenin katılımıyla oluşturulan Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu'na ve 1957 Roma Antlaşması'na dayanmaktadır. O dönemden bu yana, birlik yeni üyelerin katılımlarıyla boyut olarak büyümüş; var olan yetkilerine yeni görev ve sorumluluk alanları ekleyerek de gücünü arttırmıştır. Üye devletler Aralık 2007'de, birliğin bugüne dek yaptığı antlaşmalar ile yasal yapısını güncellemek ve iyileştirmek amacıyla Lizbon Antlaşması imzalanmıştır. Lizbon Antlaşması'nın onaylanma ve işleme girme sürecinin 2008 yılı içinde olması öngörülmüşse de İrlanda'da, antlaşmanın onaylanması için yapılan halkoylamasının ilk etapta olumsuz sonuçlanması kabul sürecini geciktirmiştir.

II. Dünya Savaşı sonrası oluşan siyasi hava Batı Avrupa'da birlik ve beraberlik rüzgârları estirmeye başladı. Bu da pek çok kişi tarafından, Avrupa'ya büyük zararlar veren aşırı milliyetçilik düşüncelerinden bir kaçış yolu olarak görülüyordu. Bu düşüncelerle birlikte 1951 yılında, ilk başarıya ulaşan Avrupa-içi iş birliği olan, Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu önerisi geldi. Bu oluşumun temel amacı, başta Fransa ve Batı Almanya olmak üzere üyeleri arasında kömür ve çelik endüstrilerinin yönetimini bir araya getirmekti. Bunun yapılış nedeni, dönemin en önemli sanayi hammaddeleri olan kömür ve çelikten doğabilecek herhangi bir uyuşmazlığın önlenmesi ve buna bağlı olarak iki ülke arasındaki olası bir savaşın engellenmesidir. Bu iş birliğinin kurucuları yaptıklarını "Avrupa ittifakında ilk adım" olarak nitelediler.Topluluğun diğer kurucu üyeleri İtalya ve Benelüks ülkeleri: Belçika, Hollanda, Lüksemburg idi.
Avrupa Toplulukları
1957 yılında iki yeni topluluk daha oluşturuldu: gümrük birliği işlemlerini sağlayan Avrupa Ekonomik Topluluğu ve nükleer enerji çalışmaları yürütmek için kurulan Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu (Euratom). 1967 yılına gelindiğinde imzalanan Brüksel Antlaşması ile var olan 3 topluluk Avrupa Toplulukları ya da daha yaygın biçimiyle Avrupa Topluluğu (AT) adıyla tek bir çatı altında toplandı.
Roma_Antlasmasi.jpg

1957 Roma Antlaşması, Avrupa Ekonomik Topluluğu'nu yaratmıştır.
1973 yılında Avrupa Toplulukları Danimarka, İrlanda ve Birleşik Krallık'ı da içine alarak genişleme yoluna gitti.Bu ülkelerde katılım öncesi yapılan görüşmeler sırasında Norveç ile de masaya oturuldu ancak ülkede düzenlenen halkoylaması sonucu katılım isteği reddedilince Norveç topluluğun dışında kaldı.

Avrupa Parlamentosu'nun üyeleri arasında ilk demokratik, doğrudan seçimler 1979 yılında gerçekleştirildi.Bunlar, Avrupalılara Avrupa Parlamentosu Milletvekilleri'ni seçmeleri konusunda olanak sağlayan ve ayrıca uluslararası düzeyde yapılan ilk seçimlerdi.

Yunanistan, İspanya ve Portekiz topluluğa 1980'li yıllarda katıldılar. 1985'te imzalanan Schengen Antlaşması, üye devletlerin pek çoğu arasında sınırda pasaport kontrolü olmaksızın yolculuk edebilme olanağını sağladı.1986'da Avrupa bayrağı kullanılmaya başlandı ve liderler Avrupa Tek Senedi'ni imzaladılar. Bununla birlikte topluluğun karar alma mekanizmasının genişlemesi, ticari işlemlerde engel ve formalitelerin azaltılması ve daha ileri bir Avrupa Politik İş Birliği kurumu oluşturulması sağlandı.
Thefalloftheberlinwall1989.JPG

Demir Perde'nin yıkılması, topluluğun doğuya doğru genişlemesine olanak sağladı. (Berlin Duvarı)​
1990 yılında Demir Perde'nin yıkılması ile eski Doğu Almanya, birleşmiş yeni Almanya'nın bir parçası olarak topluluğa katıldı. Doğu Avrupa'ya doğru gerçekleştirilen genişlemeyle birlikte, topluluğa katılmaya aday ülkelere uygulanmak amacıyla Kopenhag Kriterleri'nin kabul edilmesi üzerine görüş birliğine varıldı.

7 Şubat 1992 tarihinde Maastricht Antlaşması yürürlüğe sokuldu. Bu antlaşma ilk kez Avrupa Birliği terimini kullandı ve üç sütun adını verdiği uygulama alanlarını başlattı. Bugünkü Avrupa Topluluğu terimi, geçmişte Avrupa Topluluklarının görev alanına giren politika ve uluslarüstü işlemleri kapsayan birinci sütuna eş düşmektedir. İkinci ve üçüncü sütunlarsa birliğin dış politikası ile içişleri ile ilgili, daha çok devletlerarası düzeyde iş birliği sunar. Günlük konuşma dilinde Avrupa Birliği terimi, Avrupa Topluluğu için de kullanılmaktadır ve birliğin birinci sütununun bir ögesi olarak Avrupa Topluluğu adı, öngörüldüğü tarihte yürürlüğe girecek olan Lizbon Antlaşması ile birlikte kullanımdan kalkacaktır.

Birliğe 1995 yılında, Avusturya, İsveç ve Finlandiya katıldı. 1997 tarihli Amsterdam Antlaşması, Maastricht Antlaşması'nın demokrasi ve dış politika başlıklarında iyileştirmeler yapmak için imzalandı. Amsterdam Antlaşması'nı 2001 yılında Nice Antlaşması izledi ve bu da birliğin doğu yönlü genişlemesine yeni vizyonlar kazandırmak adına Roma ve Maastricht antlaşmalarının üzerinde düzenlemeler yaptı.

2002'de on iki üye ülke avro adlı ortak bir para birimini benimsedi. O günden bu yana, avro alanı denen avro kullanan ülkeler sayıca on beşi aştı. 2004 yılında Avrupa Birliği, çoğunluğu eski Doğu Bloku ülkelerinden olan on yeni aday ülkenin de birliğe resmen katılmalarıyla tarihindeki en büyük genişlemeyi gördü. Üç yıl sonra, Bulgaristan ve Romanya da birliğe girdi.

2004 yılında Roma'da, daha önceki tüm antlaşmaları tek bir belgede toplayacak Avrupa Birliği Anayasası hazırlanmasını öngören antlaşma imzalandı. Ancak bu anayasa taslağı, Fransa ve Hollanda'da düzenlenen halkoylamalarında alınan olumsuz sonuçlardan dolayı diğer ülkelerde uygulanmadı ve onay alma işlemi hiçbir zaman tamamlanmadı. Bu nedenle bunun yerine, 2007 yılında önceki antlaşmaları yeni bir anayasayla değiştirmektense koşullarını iyileştirmeyi öngören ve Reform Antlaşması olarak anılan Lizbon Antlaşması imzalandı. Üye ülkelerde yapılan halkoylamaları sonucu onaylanırsa, Ocak 2009'da yürürlüğe girmesi öngörülen antlaşma ilk olarak oylandığı İrlanda Cumhuriyeti'nde reddedilince, sürecin geleceğine ilişkin beklentiler belirsizleşti. 2 Ekim 2009 tarihinde yeniden gerçekleştirilen oylamada İrlanda halkının da olumlu görüş bildirmesiyle Lizbon Antlaşması tüm üye ülkelerce kabul görmüş oldu ve uygulama sürecine geçilmesinin önündeki tüm engeller kalkmış oldu. Anlaşma Cebelitarık ve Åland özel bölgelerinde de oylandıktan sonra bu bölgeler karşı görüş bildirseler de bu bölgelerin anlaşma hükümlerinin dışında kalması koşuluyla yürürlüğe girecektir.





300px-ASEAN_Members.svg.png

ASEAN (Association of Southeast Asian Nations)
Güneydoğu Asya Uluslar Birliği; 8 Ağustos 1967'de Vietnam Savaşı'ndan kaynaklanan komünist genişlemeye karşı olarak Filipinler, Malezya, Tayland, Endonezya ve Singapur arasında kurulan uluslararası örgüt. 2005 yılında örgütün toplam gayri safi yurtiçi hasılası yaklaşık 884 milyar dolardır. Yılda %4'lük bir büyüme oranı yakalanmıştır. 2006'da GSYH 1,066 trilyona yükselmiştir.

ASEAN, 8 Ağustos 1967’de Bangkok’ta Filipinler, Malezya, Tayland, Endonezya ve Singapur’un kurduğu uluslararası bir örgüttür. 8 Ocak 1984’te Bruney Darussalam, 28 Temmuz 1995’te Vietnam, 23 Temmuz 1997’de Lao PDR ve Birmanya ve 30 Nisan 1999’da Kamboçya örgüte dahil olmuştur.

4,5 milyon kilometre kareye yayılan ASEAN bölgesinin toplam nüfusu 500 milyon civarındadır.

ASEAN örgütünün öncelikli hedefleri arasında bölge ülkelerinin ekonomik büyümesine ivme kazandırılması, toplumsal ve kültürel gelişim, bölgede barış ve istikrarın sağlanması yer almaktadır.

2003 yılında ASEAN liderlerinin ASEAN’ın 3 bölümü kapsaması gerektiği kararı üzerine ASEAN Güvenlik Topluluğu, ASEAN Ekonomik Topluluğu ve ASEAN Toplum ve Kültür Topluluğu oluşturuldu.

ASEAN’ın en üst karar verme organı her yıl gerçekleştirilen ASEAN devlet başkanları zirvesidir. ASEAN ülkelerinin dışişleri bakanları da her yıl bir kez biraraya gelmektedir. Ayrıca tarım ve ormancılık, ticaret, enerji, çevre, finans, sağlık, yatırım, işgücü, hukuk, kırsal gelişim, yoksullukla mücadele, telekomünikasyon, uluslararası suç, ulaştırma, turizm gibi konularda ASEAN ülkelerinin bakanlarının biraraya geldiği toplantılar düzenlenmektedir.

Koordinasyonun sağlanması ve diplomatik ilişkilerde bulunulması amacıyla ASEAN örgütünün Pekin, Berlin, Brüksel, Canberra, Cenova, İslamabad, Londra, Moskova, Yeni Delhi, New York, Ottowa, Paris, Riyad, Seul, Tokyo, Washington ve Wellington’da temsilcilik ofisleri bulunmaktadır.

Türkiye, Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği Dostluk ve İşbirliği Andlaşması'na (ASEAN/TAC) katılım belgesini 23 temmuz 2010 tarihinde imzalamıştır.






300px-Countries-SCO.png

Şanghay İşbirliği Örgütü
İngilizce: Shanghai Cooperation Organization) adını örgütün ilk toplandığı yerden --Şanghay-- almaktadır. Çin Halk Cumhuriyeti, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan'ın 1996'da yılında oluşturdukları yapılanma Şanghay Beşlisi olarak anılıyordu. Bu örgüt 2001'de Özbekistan'ın katılımıyla üye sayısını altıya çıkarttı.




200px-North_American_Agreement_%28orthographic_projection%29.svg.png


The North American Free Trade Agreement (NAFTA)

Türkiye'de Kuzey Amerika Ülkeleri Serbest Ticaret Anlaşması olarak bilinen anlaşmadır. Bu anlaşmanın tarafları Kanada, ABD ve Meksika'dır. 1 Ocak 1994'te yürürlüğe giren NAFTA kapsamında, söz konusu üç ülke arasındaki ticaret ve yatırımlar liberalize edilmiş, ilk kez yabancı şirketlere, anlaşma ülkelerini uluslararası tahkim kurullarında tek taraflı olarak dava etme hakkı tanınmıştır.

1994-2001 yıllarında yatırımcıların ABD, Kanada ve Meksika hükümetlerine karşı açtığı yüzlerce tahkim davası bulunmakta olup; bu davaların hemen hepsinde yatırımcılar kazanmış, devletler ise kaybetmiştir.





250px-North_Atlantic_Treaty_Organization_%28orthographic_projection%29.svg.png

NATO
(İngilizce resmi: North Atlantic Treaty Organization, Fransızca resmi: Organisation du Traité de l'Atlantique Nord ve Türkçe resmi: Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'nün kısaltması), resmen açıklanmasa da II. Dünya Savaşı sonrası oluşan politik ayrımda, İngiliz Lord Ismay'ın deyişi ile "Rusya'yı dışarıda, Almanya'yı alaşağı edilmiş halde ve ABD'yi içeride" tutmak için kurulmuştur. Yani amaç salt SSCB'ye karşı güvenlik değil, aynı zamanda Avrupa'nın güvenliği için ABD'nin katkı sağlamasını sağlamak, Almanya'nın yeniden silahlandırılmasını bölgeye tehdit oluşturmadan gerçekleştirmektir. Soğuk Savaş döneminde Batı İttifakı olarak da bilinirdi. Çünkü bilindiği gibi o dönemde ABD kongresi ve kamuoyu ülkenin Avrupa ülkeleri arasındaki ilişkilere karışmasını istemiyordu.

4 Nisan 1949'da Washington Antlaşması ile kurulan NATO bir kollektif savunma örgütü olarak bilinmektedir. Kurucu antlaşmanın özellikle üçüncü, dördüncü ve beşinci maddeleri önemlidir. Bu maddelerle üye ülkeler, ortak savunma için yeteneklerini geliştirmeye, herhangi bir üyenin toprak bütünlüğü, siyasî bağımsızlık ve güvenliği tehlikede olduğunda bir araya gelmeyi ve herhangi birine saldırıldığında bu saldırıya hepsine karşı yapılmış bir saldırı olarak kabul etmeyi taahhüt etmişlerdir. Bu çerçevede belki de en önemli ve tartışmalı madde, NATO'nun görev sahasını belirleyen 6. maddedir. Literatürde "alan-dışılık" kavramıyla anılan bu düzenlemeye göre, NATO sadece sınırları antlaşmada açıkça tarif edilen Kuzey Atlantik bölgesinde meydana gelen saldırılara karşı işlevseldir. Soğuk Savaş'ın sona ermesinden sonra "esnek yorum" yöntemiyle içeriği genişletilen bu madde, özellikle Afganistan müdahalesiyle tamamen işlevsiz kılınmıştır.

NATO'nun kuruluşuna karşı, SSCB ve Doğu Bloğu ülkeleri kendi savunma durumlarını gözden geçirmişler ve 1955'te Federal Almanya'nın NATO'ya alınması üzerine de Varşova Paktı'nı kurmuşlardır. Böylece Soğuk Savaş olarak anılan ve 1991'de Varşova Paktı'nın kendini lağvetmesine kadar süren kutuplaşma da iyice belirginleşmiştir.

Türkiye ve Yunanistan 1952 yılında eş zamanlı olarak NATO'ya kabul edilmiştir. Sadece demokrasi ile yönetilen Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinin bulunduğu bu ittifaka, İspanya, Franko diktatörlüğü yıkıldıktan sonra, 1982 yılında katılmıştır. Avrupa güvenliğinde ABD'nin bu denli etkili olmasına karşı çıkan De Gaulle döneminde NATO'nun askeri kanadından çekilen Fransa, Sarkozy dönemiyle birlikte NATO'yla ilişkilerini tekrar geliştirmeyi en önemli dış politika önceliklerinden birisi yapmıştır.

NATO'nun etkinliği dış güvenlik ile sınırlı kalmamıştır. 1950'li yıllarda İtalya'dan başlayarak NATO ülkelerinde gizli özel harekat daireleri kurulmuştur. Gladio adı ile anılan bu birimler ülkelerdeki devrimci sol hareketler başta olmak üzere her tür muhalefete karşı bir önlem olarak oluşturulmuştur. Bu birimler aynı zamanda derin devlet kavramının da ortaya çıkmasında büyük rol oynamıştır. Pek çok ülkede daha sonra bu birimler ortaya çıkarılarak sorumluları yargılandıysa da, Türkiye dahil çoğu ülke bu süreci henüz yaşamamıştır. NATO, Soğuk Savaş sonrası Gladio kurumlarının dağıtıldığını iddia etse de, bu birimlerin şu anki durumu hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır.

SSCB ve Doğu Bloğu'nun dağılması ve Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle varlığı ve amaçları tartışma konusu olan NATO, kendine yeni hedefler ve görev sahaları edinmiştir. Bu çerçevede 1990'lar boyunca çeşitli dönüşümler geçiren NATO, 11 Eylül saldırılarını takiben iyice belirginleştiği üzere uluslararası terörle mücadeleyi ana hedef olarak belirlemiştir.

Diğer yandan, doğal afetlere müdahalede harekete geçirilmesi de 2005 yılında art arda gelen doğal afetler sonucunda gündeme gelmiştir. Üst düzey uluslararası zirvelerin ve uluslararası spor etkinliklerinin güvenliğinin sağlanması gibi farklı faaliyetlerde de bulunmaya başlayan NATO, "insani müdahale" olarak adlandırılan kimi askeri harekatlarda da bulunmaktadır. Yugoslav savaşları, NATO üyesi ülkelerin ayrılıkçı Hırvatlara, Boşnaklara ve Arnavutlara sunduğu açık siyasi ve askeri destekle, Yugoslavya devletinin yıkılışıyla sonuçlandı. İlk kapsamlı NATO askeri harekatları olan Kararlı Güç ve Müttefik Gücü harekatları sonrası ise, eski Yugoslavya topraklarında, NATO askeri üsleri kuruldu.

Özellikle Gladio birimlerinin teker teker ortaya çıkması ve ABD'nin Irak ve Afganistan işgallerinde oynadığı rol, NATO'ya ciddi eleştiriler yöneltilmesine sebep olmuştur. Ayrıca, BM kararlarının NATO'ya herhangi bir etkisinin olmadığı görüldükten sonra, pek çok grup NATO'ya karşı muhalefeti artırmıştır. NATO'nun geleceği konusunda tartışmalar hala devam etmektedir.
 

Suskun

V.I.P
V.I.P
Finansal kuruluşlar

Uluslararası para fonu (IMF)
Dünya Bankası




Imf_logo.png

Uluslararası Para Fonu, ya da daha çok bilinen kısaltmasıyla IMF
(International Monetary Fund), global finansal düzeni takip etmek, borsa, döviz kurları, ödeme planları gibi konularda denetim ve organizasyon yapmak, aynı zamanda teknik ve finansal destek sağlamak gibi görevleri bulunan uluslararası bir organizasyondur. 1944 yılında ABD'nin New Hampshire eyaletindeki Bretton Woods'da kurulan ve 1947'de fiilen çalışmaya başlayan milletlerarası ekonomik meselelerle uğraşan bir teşkilattır.

Birinci ve İkinci Dünya Harplerinden sonra milletlerarası ekonomik meseleler karışık hale gelmiş, I. Dünya Savaşı'ndan sonra düşülen ekonomik buhranla savaş sonrası ekonomik depresyonlar da ekonomik ilişkileri tehdit eder bir vaziyet almıştı. Avrupa devletlerinin II. Dünya Savaşı sonrası bozuk ve depresyon içindeki ekonomik durumlarının aksine Amerika Birleşik Devletleri'nin savaş boyunca ihracatının altın stoklarının artması, ekonomik bakımdan yardım yapacak tek ülke durumuna gelmesine sebep oldu. ABD, Avrupa devletlerine doğrudan yardım yapmak yerine mali müesseseler kurarak yardım yapılması taraftarı oldu ve 1944 yılında Bretton Woods'ta 45 devletin iştirakiyle bir takım kararlar alındı. Bretton Woods Antlaşması'nda; birisi, Milletlerarası Para Fonu, diğeri, Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankası (IBRD) yahut kısaca Dünya Bankası isimleriyle iki ekonomik müessesenin kurulması kararlaştırılmıştır.

IMF, Avrupa devletlerinin tediye bilançolarında ortaya çıkabilecek geçici (= kısa vadeli) ödeme güçlüklerinde kredi vererek milletlerarası ticaretin bu yüzden daralmasını önlemek; Dünya Bankası da uzun vadeli yatırım kredileri vermek suretiyle, Avrupa devletlerinin yeniden imarını sağlamak, tediye bilançolarındaki bünyevi dengesizlikleri gidermek için kurulmuştur.

Her iki müessesenin sermaye ve kaynaklarının önemli bir kısmı ABD tarafından temin edilmiştir. Bu müesseselere üye olan ülkelerin prensip olarak, içerde enflasyonu önleyici para politikaları takip etmeleri, dış ticareti ise tek taraflı devalüasyonlar ve ithal tahditleri yüzünden daraltmamaları, bilakis bu tahditleri mümkün mertebe kaldırmaları gerekecekti.







200px-World_Bank_Logo.svg.png

Dünya Bankası, II. Dünya Savaşı'nın ardından 1945 yılında Uluslararası Yeniden Yapılanma ve Kalkınma Bankası (IBRD=International Bank for Reconstruction and Development) adıyla kurulmuş,1947 yılında Birleşmiş Milletler'in özerk uzman kuruluşlarından biri olma özelliği kazanmıştır.

Günümüzde dünya devletlerinin 185'i Banka üyesidir. Bunlardan 11'i, Banka sermayesinin %55'ine sahiptir. Türkiye'nin sermayedeki payı ve oy gücü %0,5 düzeyindedir.

Dünya Bankası Guvernörler Kurulu, İcra direktörleri Kurulu, Başkanlık organları tarafından yönetilmektedir. Guvernörler Kurulu, üye devletlerin atadıkları birer guvernör ve vekilinden oluşmakta ve yılda bir kez toplanmaktadır. İcra direktörleri Kurulu iki yıl için görevlendirilen 24 üyeli ve sürekli karar organıdır.

Zaman içinde bir grup haline gelerek Dünya Bankası Grubu (World Bank Group) adını alan kuruluşun bünyesinde beş ana kurum yer almaktadır.

Uluslararası Yeniden Yapılanma ve Kalkınma Bankası - IBRD 1945 yılında kurulmuş olan ve gelişmekte olan ülkelerin kamu sektörüne kredi açan bölümdür. Türkiye kuruma 1947 yılında üye olmuştur. Kişi başına GSMH'ya göre yapılan dört gruplu sınıflandırmada Türkiye III. Grupta yer almakta, böylece 5 yıl geri ödemesiz 17 yıla kadar vadeli kredi kullanabilmektedir. Türkiye'nin sermaye ve oy gücü %0,5 düzeyindedir.
 
Top