Tutum-Tutum Değişimi-Tutum Ölçekleri

Suskun

V.I.P
V.I.P
Tutum (attitude)
Sosyal psikolojinin merkezî kavramlarından biri sayılan tutum (attitude) kavramı, belirli bir sosyal obje konusunda bireylerde mevcut olan ve bilişsel, duygusal, davranışsal yanlar taşıyan gizil eğilimleri ifade etmektedir.

Tutum, sosyal psikolojide tarihsel öneme sahip klasik bir tanımla, 'bireyin belirli bir sosyal objeye karşı tepkisini dinamik bir tarzda etkileyen, bireyin deneyimlerine göre Örgütlenmiş ve davranış hazırlığı niteliğindeki zihinsel ve nöropsikolojik bir durum" olarak nitelenebilir
(Allport).​

Bu tanımın öğelerine yakından bakıldığında, tutumun ana özellikleri şu şekilde kendini göstermektedir: Tutum, zihinsel ve nöropsikolojik bir durumdur; tutum, dinamik veya yönlendirici bir etkide bulunan davranışsal bir hazırlık durumudur; tutum örgütlenmiş bir durumun ifadesidir (belirli bir objeye ilişkin olumlu veya olumsuz duyguların eşlik ettiği bilişlerin bellekteki temsili); tutum, kişinin deneyimlerinin sonuçlarına göre örgütlenmiş bir durumdur; tutum, ilişkin olduğu tüm objelere ve durumlara karşı kişinin tepkilerini etkiler.

Sosyal psikologlar tutumları karakterize eden dört özellik üstünde durmaktadırlar. Bunlar tutumun yönü (bir objeye karşı lehte veya aleyhte bir konumda olma), tutumun yoğunluğu ya da şiddeti (çok veya az lehte veya aleyhte olma), tutumun merkezîliği (tutumun kişiyi benliğinde angaje edip etmemesi, yani benliğini ilgilendirme düzeyi; ego-involvement) ve tutumun ulaşılabilirliği (tutum objesi ile bu objenin duygusal olarak değerlendirilmesi arasındaki bağın sağlamlığı; bir tepkinin tutum -tutum değil uçları arasında uzanan bir çizgide, tutum ucuna doğru yaklaştıkça, ulaşılabilirliği artmaktadır) şeklinde ifade edilebilir.

Tutumların yapısına gelince, bu konuda Rosenberg ve Hovland (1960) tarafından ortaya atılan klasik görüş, 'Üç Öğeli Model' adıyla anılmakta ve tutumun bilişsel, duygusal ve davranışsal olmak üzere üç öğeden oluştuğunu öne sürmektedir. Bunun yanı sıra, tutumun yapısı konusunda ortaya atılan görüşler bağlamında, tutumu esas olarak duygusal bir değerlendirme tepkisi gibi gören 'Tek Boyutlu Model' ve bu modellerin yeni versiyonları (Zanna ve Rempel, 1988; vb.) zikredilebilir.

Tutumlar konusunda araştırmacıların üzerinde durdukları bir diğer husus, tutumların işlevleridir. Literatürde tutumların işlevleri arasında bilgi sağlama işlevi (tutumun bilgileri organize ederek basitleştirmesi ve bir referans çerçevesi olması), araçsal işlev ya da uyum işlevi (tutumun, bireyin ihtiyaçlarını doyurucu yönde oluşması; örneğin bir siyasetçinin halka karşı olumlu tutumu, hem popülaritesini artırır, hem de kendi eylemelerinin etik bakımından meşrulaştırılmasını sağlar), tutumun ifade işlevi (inançların, değerlerin ve benlik imgesinin dışa yansıtılmasına uygun tutumlar geliştirme), Ego veya benlik savunma işlevi (tutumun, öz saygıyı koruyucu bir etkide bulunması) sayılmaktadır (Lafrenaye, 1994).

Nihayet bazı araştırmacılar tutumların oluşumunu konu almaktadır. Literatürde, tutumların nasıl oluştuğuna odaklasan farklı yaklaşımlar mevcuttur. Duygusal (affektif) kaynakları öne çıkaran yazarlardan bazıları, tutumların oluşumunda Pavlovçu Klasik Şartlanma kavramını esas almakta, diğer bazıları ise (Zajonc) belirli bir uyaranla pek çok kere karşılaşmanın önemini vurgulamaktadır.

Davranışsal kaynakları öne çıkaran yazarlardan bazıları (Scott) Skinnerci Edimsel Şartlanma kavramına dayanmakta, diğer bazıları (Salancik) ise kendini algılama modelini (Bem) ('yeni davranışların yeni tutumlar oluşturması') kullanmaktadır. Bilişsel kaynaklan öne çıkaran yazarlardan bazıları (Phillips) sosyal öğrenme teorisini (Bandura) hareket noktası almakta, diğer bazıları ise inanç-yargı modelinden (Fishbein ve Ajzen) yola çıkmaktadır.



Tutum Değişimi
Sosyal psikologların favori araştırma konularından biri olan tutum değişimi (attitude change) (1980'lerde yılda ortalama 1000 yayın), bireyin belirli bir tutum objesine ilişkin tutumunun yönünün (lehte-aleyhte) veya şiddetinin (çok-az) değişmesidir.

Sosyal psikolojide tutum değişimini konu alan çeşitli teorik yaklaşımlar bulunmaktadır. Bunlardan bir kısmı 'Bilişsel Tutarlılık Yaklaşımları' olarak adlandırılmakta ve Heider'ın Denge Teorisi (Balance Theory), Osgood ve Tannenbaum'un (1955) 'Uygunluk Teorisi' (Congruity Theory) ile Festinger'in Bilişsel Çelişki Teorisi bu çerçevede yer almaktadır. Diğer bir kısmı 'Yale Yaklaşımı' veya 'Mesaj Öğrenme Yaklaşımı' olarak adlandırılmaktadır. Hovland ve arkadaşlarının geliştirdiği Yale Üniversitesi İletişim Programı kapsamında yapılan ve çeşitli iletişim tiplerinin tutumlar üzerindeki etkilerini test eden araştırmalar bu çerçevede yer almaktadır.

Bir diğer yaklaşım, 'Bilişsel Tepki Yaklaşımı' (mesajın ikna gücünün, alıcı bireyin enformasyonu aldıkça kendiliğinden geliştirdiği biliş ya da düşüncelere bağlı olması) olarak anılmakta ve ikna konusundaki bazı paradigmalar (dikkat dağılmasının iknaya etkisi ve iknaya direnç paradigmaları) bu çerçevede yer almaktadır.

Dördüncü bir yaklaşım Petty ve Cacioppo'unun (1986) 'bilişsel üretimin gerçeklik düzeyi'ni temel alan yaklaşımlarıdır ve tutum oluşumu ve değişiminin bazı durumlarda, anlamlı enformasyonlar üzerinde düşünmenin sonucu iken, diğer bazı durumlarda basit bir çıkarsamanın, bir şartlanmanın ya da mesajla ilişkili olumlu veya olumsuz dış belirtilerin sonucu olabileceğini öngörmektedir.



Tutum Ölçekleri
Tutum ölçeği, genel bir deyişle tutumları ölçmeye yarayan bir ölçme aracıdır. Tutumlar, doğrudan gözlenemeyen değişkenler ya da faktörlerdir; bireyin tutumları, ilke olarak davranışlarında yansır ve özellikle de dil vasıtasıyla ifade edilirler. Bu nedenle sosyal psikologlar geçerli ve güvenilir ölçme araçları geliştirmeye çalışmışlardır. Bu ölçekler yapı ve şekil bakımından birbirinden farklı olmakla birlikte genel olarak, aynı bir davranış eğilimiyle ilişkili kanaatler belirten ve aralarında mantıksal bir bağ bulunan ifadeler ya da önermeler şeklinde görünürler.

Tutum ölçeği, cevaplan ölçülen tutum bakımından belirli bir örneklemi gruplandırmaya yarayan bir soru veya görüş seti olarak tanımlanabilir (Michelat ve Thomas). Tutum ölçekleri, teknik açıdan az sayıda birkaç türe ayrılırlar: Thurstone Ölçekleri, Likert ölçeği, Bogardus Ölçeği, Anlam Ölçekleri gibi. Ancak türleri ne olursa olsun genel olarak tutumun objesine veya yazarına göre adlandırılırlar: Faşizm Ölçeği, Dinsel Tutumlar Ölçeği, Feminizm Ölçeği, vb.
 
Top