• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

Türkiye de İdamı Ne zaman Kimler Kaldırdı Sebeb Neydi?

kısacaben

Katılımcı
Teröristbaşını Kimler İdamdan Kurtardı?

“APO’nun idam edilmemesini sağlayan kararın altında Devlet Bahçeli’nin imzası vardır” diyerek, ortalıkta dolaşanlar artık çekilmez oldular. Bölücübaşının idam sürecinin defalarca açıklanmasına rağmen, MHP ve Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi suçlamanın herhangi bir mantıksal açıklaması yoktur. Tüm bu sebeplerden ötürü bir kez daha baştan sona bu süreci açıklamakta fayda görmekteyiz. Belki bir bilmeyen kalmıştır hâlâ da okur ve öğrenir diyerekten başlayalım dilerseniz.

Terörist başının yargılanma süreci şu şekilde başladı;

- 15 Şubat 1999; terörist başı Türkiye’ye getirildi.

- 31 Mayıs 1999; terörist başı Ankara 2 No’lu Devket Güvenlik Mahkemesi tarafından yargılanmaya başladı.

- 29 Haziran 1999; terörist başının TCK’nın 125. maddesine göre ölüm cezası ile cezalandırılmasına karar verildi.

- 25 Kasım 1999; Yargıtay 9. Ceza Dairesi, terörist başı hakkında verilen idam cezasını oy birliği ile onadı.
Böylece terörist başının idamına ilişkin iç hukuk süreci tamamlandı. Bu süreçten sonra terörist başı 25 Kasım 1999’da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurdu. Burada birkaç soru sormamız gerekiyor.

Terörist başı hangi sözleşmeye dayanarak iç hukuk süreci tamamlandıktan sonra AİHM’ye başvuru hakkı kazandı?

- Bu sözleşme ne zaman kimin tarafından imzalandı?

- Terörist başının idam cezasının TCK’dan kaldırılmasına kimler söz verdi?

- Terörist başının idam cezasının kaldırılmasına kim evet oyu verdi?

- Kim hayır oyu verdi?

- İdam cezasını kaldıran uluslar arası sözleşmeyi kim imzaladı?

Dilerseniz ilk sorudan başlayalım;

Apo’ya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurma hakkı nasıl tanındı?

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin daimi olması ve bireysel başvuru hakkı tanınması, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11 no’lu protokolünün 1997 yılında kabulüyle mümkün kılınmıştır.
1997 yılında kabul edilen bu protokolle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin yargı yetkisi daimi olarak kabul edilmiştir. Bu protokolle bölücübaşı mahkemeye başvuru hakkı elde etmiştir. 1997 yılında Refah Partisi ve Doğru Yol Partisi koalisyonu görev yapmaktadır.
Peki terörist başına Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurma hakkı tanıyan 11 no’lu protokol kararının altında kimlerin imzası vardı? Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın yardımcıları, 58. hükümetin Başbakanı Abdullah Gül ve Abdüllatif Şener’in bu protokolde imzası vardır.
Terörist başı bu protokole dayanarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurmuş ve dava sonuçlanana kadar infazın ertelenmesini istemiştir.

AİHM’nin 30 Kasım 1999’da 46221/99 başvuru numaralı ihtiyati tedbir kararı şu şekildedir:

Mahkeme 30 Kasım 1999 tarihi itibariyle başvuruyu incelemeye aldığını ve mahkeme iç tüzüğünün 39’uncu maddesi gereğince aşağıda belirtilen ihtiyati tedbire karar verilmiştir.

“İnsan Hakları Mahkemesi, sözleşme hükümlerine başvuranın şikâyetinin kabul edilebilirliğini ve esasını etkin bir biçimde sonuçlandırana kadar, idam cezasının infaz edilmemesi için gerekli bütün adımları atmasını ister.”

Kısacası apo, bugün AKP’li olan Başbakan R.Tayyip Erdoğan’ın yardımcılarının da imzasıyla kabul edilen protokole göre Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurmuştur. AİHM, mahkeme sonuçlanana kadar infazı erteleyin kararı vermiştir.

Bu karar üzerine 57. hükümet ne yapmıştır?

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu kararı alması üzerine, DSP-MHP-ANAP aşağıda yer alan tavrı benimsemiştir:

12 Ocak 2000 liderler zirvesi karar metni:

Koalisyonu oluşturan DSP, MHP ve ANAP’ın genel başkanları, bugün Başbakanlıkta yaptıkları toplantıda, AİHM’nin terörist başı Abdullah Öcalan hakkındaki kesinleşmiş idam cezasının infazının bir süre ertelenmesine ilişkin ihtiyati tedbir kararını ayrıntıları ile değerlendirmişlerdir.
Bilindiği gibi Türkiye’nin de yargı yetkisini kabul etmiş olduğu AİHM’nin Türk yargısınca verilmiş kararları değiştirmesi hiçbir şekilde söz konusu değildir. Anayasamızdan ve uluslar arası taahhütlerimizden kaynaklanan süreç tamamlandığında dosya, gereği için ivedilikle TBMM’ye gönderilecektir.
Genel başkanlar, hukuka saygı içinde aldıkları bu kararın, terör örgütü ve yandaşı çevrelerce milleti ve devleti ile Türkiye’nin yüksek menfaatleri aleyhine kullanılmak istendiğinin değerlendirilmesi hâlinde, erteleme süreci kesilerek infaz sürecine derhâl geçilmesi hususunda görüş birliğine varmışlardır.

Bülent ECEVİT-Devlet BAHÇELİ-Mesut YILMAZ
LİDERLERİN ALDIĞI KARARLAR:

1) İdam cezasının değişmesi mümkün değildir

2) Süreç tamamlandığında dosya, idamın infazı için meclise gönderilecektir.

3) Bu karar terör örgütü tarafından Türkiye aleyhine kullanılırsa AİHM kararı beklenmeden infaz sürecine derhâl geçilecektir.

Bu karar terörist başının idamdan kurtulamayacağına dairdir.

Bunun yanı sıra MHP’nin hükümet ortağı olduğu dönemde terör, savaş ve çok yakın savaş suçlarına ölüm cezası verileceği hükmü kondu. Buna ilişkin Anayasa değişikliği 3 Ekim 2001 tarih ve 4709 sayılı kanunla gerçekleştirildi.
29 Mayıs 2002 tarihli Hürriyet gazetesinin manşetten duyurduğu “Bahçeli’den Çin bombası” isimli haberde “Bahçeli: Öcalan’ın idamı meclise sevk edilsin” dedi. Öcalan’ın idam dosyasının meclise sevkini isteyen Devlet BAHÇELİ, AB’nin KADEK’i de terör listesine alması gerektiğini söyledi.

Bahçeli’nin şartı:

12 Ocak 2000’deki zirvede AİHM’nin kararı ne olursa olsun terörist başı dosyasının TBMM’ye sevk edileceği kararlaştırılmış ve bu kamuoyuna açıklanmıştı. Dosya hakkında yapılacak işlem, Meclis iradesi ve kararına tabi olacaktır.

İdam cezasını, AB önünde en büyük engel görenlere KİM HAYIR DEDİ?

İdam cezasının AB önünde engel olduğunu söyleyerek kaldırılması ile ana dilde öğrenim ve televizyon yayınını içeren uyum yasası hakkında 7 Haziran 2002 tarihinde Cumhurbaşkanının başkanlığında liderlerin katıldığı bir AB zirvesi toplanmıştır.

MHP Genel Başkanı Dr. Devlet BAHÇELİ Çankaya zirvesi sonrası basın toplantısında aynen şunları söylemiştir (7 Haziran 2002):
Geldiğimiz bu noktada, 10 ile 12 yıl sürecek bir müzakere sürecinin başlatılması için bir tarih verilmesinin bile, Ulusal Programın çerçevesinin dışında kalan bazı konularda ilave adımlar atılması şartına bağlandığı görülmektedir.
Ön şart olarak dayatılan bu talepler, idam cezasının bu safhada terör suçlarını da kapsayacak şekilde kaldırılması ve ana dilde eğitim-öğrenim ile televizyon yayını yapılmasına imkân verilmesidir.
Bugün dayatılmak istenilen üç konu ile Kıbrıs konusunda karşımıza çıkartılan denklemi, MHP’nin bugünkü konjonktürde kabul etmesi hiçbir şart altında mümkün değildir.
(Bkz. 7 Haziran 2002 Radikal gazetesi manşet: MHP Avrupa yolunu kapattı)

İdam cezasını AB önünde en büyük engel görüp idamın kaldırılmasına KİM SÖZ VERDİ?

Terörist başının idam cezasının kaldırılması dâhil, ana dilde öğrenim ve televizyon yayınını mümkün kılan AB uyum yasasının çıkarılmasını AB’ye girmemiz için gerekli gören ve “Liderlerin Sözleri”nin yer aldığı, “Avrupa Hareketi 2002” isimli bir yapılanma tarafından 3 Ağustos 2002 tarihinde gazetelerde yayınlanan ilandan:

Gelişen ve küreselleşen dünyada medeniyetin ve gelişmenin varoşlarında kalmamak, kenar mahalle ülkesi olmamak için AB’ye girilmesi gerektiğini savunuyoruz.
Recep Tayyip ERDOĞAN
AKP Genel Başkanı



Avrupa Birliği’ne tam üyelik, Türk ulusunun, tarihten, coğrafyadan ve kültürden kaynaklanan doğal hakkıdır. Avrupa Hareketini bu konudaki çabaları için kutlarım.

Bülent ECEVİT
BAŞBAKAN




Onurlu, güçlü, kalkınmış, geleceğe güvenle bakan, vatandaşı olmaktan gurur duyacağımız, çocuklarımıza kıvançla bırakacağımız Türkiye, Avrupa Birliği Üyesi Olan Türkiye’dir.

Mesut YILMAZ
Başbakan Yardımcısı ve ANAP Genel Başkanı




Türkiye AB’ye üye olmalıdır. Bunun da barış içinde yeni bir dünya için hayati önemi vardır.

Recai KUTAN
SP Genel Başkanı
Görüldüğü üzere Recep Tayyip ERDOĞAN söz verdi.

İlanın altında aynen şu sözler yer almaktadır: “Meclis dün gece çalıştı. Bu sabah sözlerinin tutulup tutulmadığını tüm dünya görüyor.”
İdam cezasının kaldırılmasına KİM EVET OYU VERDİ?

TBMM tutanakları;
AKPARTİ grubu adına Bülent ARINÇ: Ölüm cezasının kaldırılması konusu geldiğimiz noktada, bir zaruret ifade etmektedir. 1 Ağustos 2002

AKPARTİ grubu adına Mehmet Ali ŞAHİN: Ölüm cezasının kaldırılmasını Parti olarak, Grup olarak biz de istiyoruz. 1 Ağustos 2002

AKPARTİ grubu adına Dengir Mir Mehmet FIRAT: Asamadınız; bundan sonra da asamayacaksınız. 2 Ağustos 2002
Kanuna geçilmesi için kabul oyu veren milletvekillerinin partileri:

“GÖKKUŞAĞI KOALİSYONU”
AKP 41 Evet
ANAP 76 Evet
DSP 55 Evet
DYP 65 Evet
SP 22 Evet
YTP 50 Evet
BAĞ.
VE DİĞER 11 Evet
İDAMIN KALDIRILMASINA SÖZ VERDİLER!
İDAMI KALDIRDILAR!
TEŞEKKÜR ALDILAR!

AB Uyum Yasalarının kabulü kapsamında, TBMM’de sadece MHP’nin red oyuna karşılık diğer bütün partilerin evet oylarıyla 3 Ağustos 2002’de kabul edilen 4771 no’lu idam cezası kaldırıldı.

"Bu çok büyük bir başarıdır. Ben, burada özellikle TBMM’yi takdir ediyorum, alkışlıyorum. " AKP Genel Başkanı Recep Tayyip ERDOĞAN
(Hürriyet Gazetesi- 3 Ağustos 2002)
 

Kayahan70

Üyecik
Zannedersem yanlis bilgi veriyorsunuz. Agustos 2002 de SP meclis de degildi. 22 evet oyunu nereden cikariyorsunuz?

Ikinci olarak Recai Kutan'in "Türkiye AB’ye üye olmalıdır", dedigini soyluyorsunuz. Bunun youtube'dan veyahut herhangi bir baska yerden deliliniz varmidir? Cunki simdiye kadar ben sadece Erbakan zihniyetinin (yani SP'nin) AB ye karsi oldugunu gordum ve duydum. SP'den bir defa AB'ye girelim diye herhangi bir mesay gormedim, onun icin Recai Kutan'in bu soylemini nereden aldiginizi cok merak ediyorum.
 
Top