• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

Türk Beşleri - Ulvi Cemal Erkin

YoRuMSuZ

Biz işimize bakalım...
Doğum tarihi: 14 Mart 1906, İstanbul
Ölüm tarihi ve yeri: 15 Eylül 1972, İstanbul
Albümler: Chamber Music from Turkey, Volume 3, DAHA FAZLA
Eğitim: Galatasaray Lisesi, Paris Konservatuvarı, Ecole Normale de Musique de Paris
Çalıştığı müzik şirketleri: Naxos, ONYX, Hungaroton Records, Koch Schwann

Ulvi Cemal Erkin
Ulvi Cemal Erkin 14 Mart 1906 yılında Istanbul'da dünyaya geldi. İlk müzik eğitimini çok küçük yaşta annesinden alan Ulvi Cemal yedi yaşındayken Adinolfi'nin yanında piyano derslerine başladı. Küçük Ulvi, üst düzey bir bürokrat olan babası, Mehmet Cemal Bey'i yedi yaşında iken kaybedince, annesi, Nesibe hanım çocukları ile babası Abdullah Behçet Bey'in evine yerleşti. Galatasaray Lisesini bitirince burs kazanarak, devlet hesabına Paris'te müzik öğrenimine gönderildi. Paris Konservatuarında Gallon Baulanger gibi hocalardan kompozisyon dersleri aldı. 1930'da yurda dönünce Ankara Musiki ve Muallim Mektebi'ne armoni ve piyano öğretmeni olarak tayin edildi.1936'da Devlet Konservatuarı kuruluncaya kadar bu görevini sürdüren Ulvi Cemal Erkin o tarihte yine piyano öğretmeni olarak Konservatuar'ta çalışmaya başladı.Piyano ve konser çalışmalarını ikinci plana atan sanatçı, artık besteciliğe yönelmişti.

Ulvi Cemal Erkin'in eserleri Türkiye dışında da sık sık seslendirilmektedir. Yapıtlarını seslendiren, Çek Filarmoni Orkestrası, Colonne Orkestrası ve Paris Radyo Senfoni Orkestrası gibi orkestraları bizzat yönetmiştir.

Ulvi Cemal Erkin, 1991 yılında da Sevda Cenap And Vakfı'nın Onur Altın Madalya'sını
ölümünden sonra almıştır.

Beste çalışmalarından dolayı ilk konserini 1946 yılında veren Ulvi Cemal Erkin Riyaseticumhur Filârmoni Orkestrasına 1942'de Cumhuriyet Halk Partisi büyük ödülünü alan büyük orkestra için bestelenmiş Piyano konçertosunun 1942 ve I. Senfonisini ( 1944-1946 ) ilk kez çaldırdı. 1949'dan 1951'e kadar devlet konservatuarının müdür olarak yöneten besteci, ölümüne kadar piyano bölümü şefi ve piyano öğretmeni olarak aynı yerde görevini sürdürdü.

Ulvi Cemal Erkin 15 Eylül 1972'de, altmışbeş yaşında iken, kalbine yenik düşerek Ankara'da hayata veda etmiştir.
 

Suskun

V.I.P
V.I.P
Ulvi Cemal Erkin
Ulvi Cemal Erkin'in Eserleri
Ulvi Cemal Erkin'in Hayatı

ULVİ CEMAL ERKİN (1906 – 1972)


“Türk Beşleri”nin üyesi olan Erkin, opera dışında hemen bütün formlarda duyarlıklı, incelikli yapıtlar vermiştir. Başlıca yapıtlarının plak ve CD olarak üretilmesi ve giderek artan oranda batı müzik dünyasında seslendirilmesi, yaratılarının kalıcılığını belgelemektedir.

Üst düzey bir bürokrat olan Mehmed Cemil Bey’in oğlu Ulvi Cemal, yedi yaşındayken İstanbul’da piyanist Adinolfi’den dersler alarak müziğe başlamış, bir yandan da öğrenimini Galatasaray Lisesi’nde sürdürmüştür. Yeteneğiyle sivrildiği için, 1925 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Paris’e gönderilmiş, Paris Konservatuarı’nda Jean Batalla, Isidor Philipp ve Camile Decreus ile piyano, Jean Galon ile armoni, Noel Galon ile kontrpuan çalışmış, daha sonra Ecole Normale de Musique’de, Jean Galon ve Nadia Boulanger’dan kompozisyon dersleri almıştır. Beş yıllık öğrenimini Paris Konservatuarı ile Ecole Normale’de başarıyla tamamlayan bestecimiz Ulvi Cemal Erkin, 1930 yılında yurda dönerek Musıki Muallim Mektebi’nde öğretmenliğe atanmıştır. Paris’te başladığı “İki Dans” adlı orkestra yapıtını Ankara’da bitiren Erkin’in bu ilk yaratısı, 6 Mart 1931 yılında Riyaset-i Cumhur Filarmoni Orkestrası tarafından “Dünya Prömiyeri” olarak seslendirilmiştir. Erkin, 1932 yılında piyanist ve piyano öğretmeni Ferhunde Remzi (Erkin) ile evlenmiş, 1936 yılında Ankara Devlet Konservatuarı’nın kurulması üzerine bu kurumun piyano bölüm başkanlığını üstlenmiştir. Daha sonraki yıllarda onu verimli bir besteci, orkestra şefi ve genç Türkiye Cumhuriyeti’nin açtığı müzik kurumlarında yönetici olarak görüyoruz.

Dönemin yaratıcı bir aydını olan Erkin, besteci arkadaşı Necil Kazım Akses’le birlikte çok sayıda opera yapıtını Türkçe’ye kazandırarak opera repertuarımıza armağan etmiş ve sahnelenmesini sağlamış, konservatuar ve opera orkestralarının şefliğini yapmış, Ankara Radyosu’nun “çoksesli müzik” bölümünü yönetmiş, besteciliğini sürdürürken bir yandan da Ankara Konservatuarı’nda öğrenciler yetiştirmiştir.

1971 yılında “Devlet Sanatçısı” unvanıyla onurlandırılan bestecimiz, sanat yaşamı boyunca Avrupa ülkelerinden nişanlar almıştır: 1950 yılında, Fransız Eğitim Bakanlığı’nın Palme Academique nişanı; 1959 yılında, “Şövalye” derecesindeki Légion d’honneur nişanı; 1963 yılında, İtalya’nın Ordine Al Merito della Republicca İtaliano nişanı ve 1970 yılında “Officier” derecesindeki Légion d’honneur nişanı…

İlk yapıtlarında geç romantizm ve izlenimcilikten yola çıkan Ulvi Cemal Erkin, kısa sürede geleneksel müziklerimizin, özellikle halk müziğimizin makamsal ve ritmik gereçlerini başarıyla kullanmaya başlamış, bilinçle eğildiği bu gerecin renkleriyle ulusal bireşime ulaşmıştır. Bestecimiz İlhan Usmanbaş “Beşler”in kişiliğinde Erkin’in bu dönemini şöyle değerlendirir:

“Birinci kuşak Türk Bestecileri, 1930’larda ilk yapıtlarını verdikleri zaman, bugün insanı hayrete düşüren bir şey daha var; o da sanki Türkiye’de yüzyıllardan beri Avrupa müziği yapılıyormuş gibi yeni bir müzik diline oturmuş olmaları. Mesela Erkin’in “Beş Damla” adlı piyano parçaları 1931 tarihini taşır; yani henüz öğrenciliğini bitirip Türkiye’ye dönmüş genç bir besteci, birden bire o güne kadar Türkiye’de nasıl bir müzik yapılması gerektiğini en açık bir dille ortaya koymuştur.”

Bu çizgi, yaratılarının son döneminde doğal olarak yeni müzik tekniklerine eğilim göstermiş, sonuçta bestecimiz, çağımıza uzanan bütün müzik tekniklerini kırk yıllık sanatsal yaşamına sığdırmayı başarmıştır.

Ulvi Cemal Erkin’in yapıtlarının seslendirme üzerindeki tüm telif hakları SACEM’e aittir.
 

Suskun

V.I.P
V.I.P

Ulvi Cemal
Ulvi Cemal Erkin
Ulvi Cemal Erkin'in Eserleri
Şan ve orkestra eserleri
Koro eserleri
Orkestra eserleri
Konçertoları


Solo çalgı ve orkestra eserleri
Oda müzikleri
Piyano eserleri
Keman ve piyano eserleri
Sahne yapıtları
Opera çevirileri

Ulvi Cemal Erkin'in Eserleri

Şan ve orkestra eserleri


1. “Bülbül ve Ayın Ondördü”, soprano ve küçük orkestra için, 1932.
2. “Yedi Halk Şarkısı”, basbariton ve orkestra için, 1936 – 1939..

Koro eserleri

1. “İki sesli Halk Şarkıları”, (On parça), 1936..
2. “Yedi Halk Türküsü”, Karma Koro İçin, 1943..
3. “On Halk Türküsü”, Karma Koro İçin, 1963..
4. “Yedi Halk Şarkısı”, Şan ve Piyano için, 1936..

Orkestra eserleri

1. “İki Dans”, büyük orkestra için, 1930..
2. “Bayram”, büyük orkestra için, 1934..
3. “Köçekçeler” orkestra için rapsodi, 1943...
4. “1. Senfoni”, 1944 – 1946.
5. “2. Senfoni”, 1948 – 1951.
6. “Senfonik Bölüm”, büyük orkestra için, 1969.
7. “Senfonik Episodlar”, (yarım kaldı), 1970 – 1971.

Konçertoları

1. Piyano Konçertosu, 1942.
2. Keman konçertosu, 1947.

Solo çalgı ve orkestra eserleri

1. “Konçertino”, piyano ve orkestra için, 1932.
2. “Senfoni Konçertant”, piyano ve orkestra için, 1966.

Oda müzikleri

1. Yaylı Çalgılar Dörtlüsü, 1935 - 1936
2. “Beşli”, piyano, iki keman, viyola ve viyolonsel, 1943.
3. “Sinfonietta”, yaylılar için, 1951 – 1959.

Piyano eserleri

1. “Beş Damla”, piyano için, çocuklar için yedi kolay parça, 1931.
2. “Duyuşlar”, piyano için on bir parça, 1937.
3. “Sonat”, piyano için, 1946.
4. “Altı Prelüd”, piyano için, 1965 – 1967.

Keman ve piyano eserleri

1. “Ninni, Improvisation ve Zeybek Türküsü”, 1929 – 1932.

Sahne yapıtları

1. “Karagöz”, çocuk oyunu için müzik, 1940.
2. “Keloğlan”, bale müziği, 1950.

Opera çevirileri

1. Pietro Mascagni/Cavalleria Rusticana, (Erkin ve Fuat Turkay).
2. Georges Bizet/Carmen, (Erkin ve Akses).
3. Charles Gounod/Faust, (Erkin ve Akses).
4. Giuseppe Verdi/Aida, (Erkin ve Akses).
5. Gioacchino Rossini/Sevil Berberi, (Erkin ve Akses).
6. Giacoma Puccini/İl Tabarro,(Erkin ve Halil Bedii Yönetken).
7. Giuseppe Verdi/Othello, (Erkin ve Akses).
8. Richard Strauss/Salome, (Erkin ve Saadet İkesus).
9. Ludwig van Beethoven/Fidelio, (Erkin ve Akses).
 

Suskun

V.I.P
V.I.P
Ulvi Cemal Erkin,
(d. 14 Mart 1906 – ö. 15 Eylül 1972),
Türk senfonik müzik bestecisi,
Türk Beşleri grubunun üyesi


“Türk Beşleri”nin üyesi olan Erkin, opera dışında hemen bütün formlarda duyarlıklı, incelikli yapıtlar vermiştir. Başlıca yapıtlarının plak ve CD olarak üretilmesi ve giderek artan oranda batı müzik dünyasında seslendirilmesi, yaratılarının kalıcılığını belgelemektedir. Üst düzey bir bürokrat olan Mehmed Cemil Bey’in oğlu Ulvi Cemal, yedi yaşındayken İstanbul’da piyanist Adinolfi’den dersler alarak müziğe başlamış, bir yandan da öğrenimini Galatasaray Lisesi’nde sürdürmüştür. Yeteneğiyle sivrildiği için, 1925 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Paris’e gönderilmiş, Paris Konservatuarı’nda Jean Batalla, Isidor Philipp ve Camile Decreus ile piyano, Jean Galon ile armoni, Noel Galon ile kontrpuan çalışmış, daha sonra Ecole Normale de Musique’de, Jean Galon ve Nadia Boulanger’dan kompozisyon dersleri almıştır. Beş yıllık öğrenimini Paris Konservatuarı ile Ecole Normale’de başarıyla tamamlayan bestecimiz Ulvi Cemal Erkin, 1930 yılında yurda dönerek Musıki Muallim Mektebi’nde öğretmenliğe atanmıştır. Paris’te başladığı “İki Dans” adlı orkestra yapıtını Ankara’da bitiren Erkin’in bu ilk yaratısı, 6 Mart 1931 yılında Riyaset-i Cumhur Filarmoni Orkestrası tarafından “Dünya Prömiyeri” olarak seslendirilmiştir. Erkin, 1932 yılında piyanist ve piyano öğretmeni Ferhunde Remzi (Erkin) ile evlenmiş, 1936 yılında Ankara Devlet Konservatuarı’nın kurulması üzerine bu kurumun piyano bölüm başkanlığını üstlenmiştir. Daha sonraki yıllarda onu verimli bir besteci, orkestra şefi ve genç Türkiye Cumhuriyeti’nin açtığı müzik kurumlarında yönetici olarak görüyoruz. Dönemin yaratıcı bir aydını olan Erkin, besteci arkadaşı Necil Kazım Akses’le birlikte çok sayıda opera yapıtını Türkçe’ye kazandırarak opera repertuarımıza armağan etmiş ve sahnelenmesini sağlamış, konservatuar ve opera orkestralarının şefliğini yapmış, Ankara Radyosu’nun “çoksesli müzik” bölümünü yönetmiş, besteciliğini sürdürürken bir yandan da Ankara Konservatuarı’nda öğrenciler yetiştirmiştir. 1971 yılında “Devlet Sanatçısı” unvanıyla onurlandırılan bestecimiz, sanat yaşamı boyunca Avrupa ülkelerinden nişanlar almıştır: 1950 yılında, Fransız Eğitim Bakanlığı’nın Palme Academique nişanı; 1959 yılında, “Şövalye” derecesindeki Légion d’honneur nişanı; 1963 yılında, İtalya’nın Ordine Al Merito della Republicca İtaliano nişanı ve 1970 yılında “Officier” derecesindeki Légion d’honneur nişanı… İlk yapıtlarında geç romantizm ve izlenimcilikten yola çıkan Ulvi Cemal Erkin, kısa sürede geleneksel müziklerimizin, özellikle halk müziğimizin makamsal ve ritmik gereçlerini başarıyla kullanmaya başlamış, bilinçle eğildiği bu gerecin renkleriyle ulusal bireşime ulaşmıştır. Bestecimiz İlhan Usmanbaş “Beşler”in kişiliğinde Erkin’in bu dönemini şöyle değerlendirir: “Birinci kuşak Türk Bestecileri, 1930’larda ilk yapıtlarını verdikleri zaman, bugün insanı hayrete düşüren bir şey daha var; o da sanki Türkiye’de yüzyıllardan beri Avrupa müziği yapılıyormuş gibi yeni bir müzik diline oturmuş olmaları. Mesela Erkin’in “Beş Damla” adlı piyano parçaları 1931 tarihini taşır; yani henüz öğrenciliğini bitirip Türkiye’ye dönmüş genç bir besteci, birden bire o güne kadar Türkiye’de nasıl bir müzik yapılması gerektiğini en açık bir dille ortaya koymuştur.” Bu çizgi, yaratılarının son döneminde doğal olarak yeni müzik tekniklerine eğilim göstermiş, sonuçta bestecimiz, çağımıza uzanan bütün müzik tekniklerini kırk yıllık sanatsal yaşamına sığdırmayı başarmıştır. Ulvi Cemal Erkin’in yapıtlarının seslendirme üzerindeki tüm telif hakları SACEM’e aittir.

Ödüller ve nışanlar

Ulvi Cemal Erkin, Palm Academique, Legion d'Honneur şövalye ve officiale nişanları ile ufficiale derecesinde İtalyan Cumhuriyet nişanını almıştır. 1971 senesinde devlet sanatçısı olan besteciye ölümünden sonra, 1991 senesinde Sevda-Cenap And Müzik Vakfı tarafından onur altın madalyası verilmiştir. PTT de 1985 senesinde besteci adına bir pul çıkartmıştır.

Eserlerinden bazıları ve ilk çalınışları

20 Nisan 1946; 1. Senfoni (bestecilerimizin senfonik alanda yazdığı ilk eser).
Piyano için sonat. 15 Ocak 1948’de eşi tarafından çalınmıştır.
Keman konçertosu. 2 Nisan 1948’de Ulvi Cemal Erkin yönetiminde Riyaseti Cumhur Filarmoni Orkestrası eşliğinde Lico Amar tarafından Devlet Opera ve Tiyatro Binası’nın açılış töreninde çalınmıştır.
2. Senfoni. 2 Temmuz 1958’de, Karl Oehring yönetiminde, Münih Filarmoni Orkestrası tarafından Almanya’da seslendirildi.
Keloğlan bale müziği. 2 Haziran 1950. Koreografisinin Dame Ninet de Valois’nin üstlendiği, Erkin’in “5 damla piyano” eserinin orkestralaması.
Altı prelüd. İlk defa 20 Kasım 1949’da Gülay Uğurata’ın resitalinde çalınmıştır.
7 halk türküsü: Divan, Ah Hanifem, Çamdan Sakız Akıyor, Ayın Ondördü, Maya, Türkmeni, Bülbül.
15 Aralık 1972 Şef Hikmet Şimşek yönetiminde Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası eşliğinde, bas Ayhan Baran tarafından “Ah hanifem, Çamdan Sakız Akıyor, Ayın Ondördü ve Divan” söylenmiştir. Türkülerin tamamı gene Ayhan Baran tarafından 6 Ocak 1978’de seslendirilmiştir.
Konçertant Senfoni. 1966’da yazıldı. 10 Kasım 1967’de Prof. Lessing tarafından yönetildi. Piyanoda Verda Erman vardı.
Senfonik Bölüm (Büyük Orkestra için) 1968-1969’da yazılmıştır. 8 Ekim 1976’da Şef Perisson yönetiminde seslendirilmiştir.

1930'lu yılların başından itibaren, Türkiye’nin kültürel değişim döneminde, hem eğitim hem de müzik alanında önemli roller oynayan Türk Beşleri’nden biri de Ulvi Cemal Erkin’dir. Türk makamlarına ait dizileri almış, ancak makamlara ait seyirler yerine farklı yürüyüşler ve melodik yapılar kullanarak asıl makamın önerdiğinden farklı renkler ve hisler yakalamıştır. Halk Müziği'nin zengin kaynaklarından yararlanıp, aksak ritimli yapının arasına ya da üstüne taksim gibi serbest ve durgun bir bölme yerleştirerek değişik hava yaratmak Ulvi Cemal Erkin'in sıkça ve başarıyla uyguladığı bir teknikti. Erkin yapıtlarında kolayca benimsenen ve akılda kalan Türk ezgilerini bularak, bunları zevkli bir armoni üzerine oturtmasını, Anadolu'nun kokusunu, rengini ve sesini Batı'nın tekniği ile çağdaş kalıplar içine ustaca dökmesini bildi. Ulvi Cemal Erkin'in eserlerindeki içtenlik, sıcaklık ve yalınlık onların sevilip sık çalınmasının başlıca nedeni olmuştur. Incelikli bir beğeni süzgecinden geçirerek uzun uzun düşünen ve tartan, müziği notaya aktarırken daha çok titizlenen Erkin, duyguyu daima öne alan özgün eserler vermiş ve soylu olanı seçmesini bilen kişisel stili ile ülkesinin müziğini yüceltmiştir.
 
Top