• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

Platolar

~meLek~

GalataSaray'ım
Platolar
Ülkemizin Kuzey ve Güneyinde yer alan dağların ortasında kalan kesimi genelde
ortalama yükseltisi 1000 m.'yi bulan plato görünümündedir. Plato alanları ülkemizde
geniş sahalar kaplar, hemen her coğrafi bölgemizde farklı şekillerde teşekkül etmiş
platolar ile karşılaşılır. III. zaman yerkürenin pek çok yerinde ülkemizde de olduğu
gibi bir sükun devresidir. Bu dönemde dış faktörlerin etkisiyle reliyef aşınarak
büyük ölçüde düzleşmiş ve alçalmıştır. Neojen sonundan itibaren IV. zamanda başlayan
iç kuvvetlerin hareketleri ile ise bu defa Anadolu bloğunda yükselme başlamıştır.
İşte bu dönemde ortaya çıkan düzlük alanlar genelde ülkemizdeki plato sahalarını
oluşturmuştur.Ülkemizde platoları genel olarak dört tip halinde ele alabiliriz. Bunlar peneplen platoları,Karstik platolar, Lav platoları, Hafif yarılmış aşınım platolarıdır.

Peneplen Platoları
Bu platolar eski kütlelerin aşınım yüzeylerinden oluşurlar. Bu platoların yüzeylerindeki
eski kütlelere ait kayaçlar ile tortul kütleleri birlikte görürüz. Bu sahalar genelde
Post Neojende dış etmenler neticesinde oluşumlarını tamamlamış şekillerdir.
Bu bakımdan peneplen platoları ülkemizde kimi yerde alçak kimi yerde yüksek sahalar
olarak karşımıza çıkarlar. Ülkemizde tipik peneplen platoları olarak KocaeliÇatalca,
Menteşe-Uzunyayla, Kula, Denizli, Safranbolu platolarını sayabiliriz.

Karstik Platolar
Ülkemizde bu tip platoların tipik örneği Toros Dağlarının orta kesiminde yer alan
Taşeli Platosudur. Taşeli platosu genelde II. zamana ait Kretase kalkerleri ile Neojen
dolgu maddelerinden meydana gelmiştir. Burası deniz seviyesinden 1500-1750 m.
yükseltidedir. Plato yüzeyi Ermenek, Dim, Gökdere, Tatlısu-Alamos vadilerin yukarı
çığırları tarafından parçalanması yanında kalkerlerin erimesi sonucu ortaya çıkan
dolin ve uvalalar ile çok parçalı bir görüntü kazanmıştır. Ancak bazı yerlerde
çukurluklar içerisindeki düzlüklerin boyları 3-4 km.'yi bulabilir.

Lav Platoları
Ülkemiz yerkabuğu hareketlerinin en fazla görüldüğü sahalardan biri üzerinde bulunur.
III. zaman ve IV. zamanda şiddetli bir volkanizmaya sahne olmuştur. Bu bakımdan
genç volkanlar yanında lavların yığılma alanları da ülkemizde çok yaygındır.
Ülkemizde volkanik platoların en fazla geliştiği bölge volkanizmanın en çok görüldüğü
Doğu Anadolu Bölgesidir. Bu bölgemizde Nemrut, Süphan, Tendürek, Büyük
ve Küçük Ağrı'nın çıkardığı lavlar geniş sahalara yayılmış ve plato düzlükleri
meydana getirmiştir. Erzurum, Kars ve Iğdır'ı içine alan saha tamamen bir lav platosu
alanıdır. Gene bu bölgemizdeki Bingöl platosu Güneydoğu Anadolu'daki Karacadağ
platosu, İç Anadolu'daki Niğde, Kayseri, Nevşehir arasında kalan saha Türkiye'deki
lav platolarına örnek alanlardır.

Hafif Yarılmış Aşınım Platoları
Ülkemizdeki Neojen arazileri Post-Neojende yükselmeye maruz kalmış ve daha
sonra dış kuvvetlerin etkisi ile aşınıp düzleşmiştir. Bu şekilde ortaya çıkan düzlükler
genelde hafif yarılmış aşınım platoları olarak anılır ve çoğu kez eski göl ve deniz
tabanlarında biriken tortullardan meydana gelirler. Hafif yarılmış olan bu platolar
yoğun olarak İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizde çoğunlukla görülürler.
Urfa-Viranşehir, Hilvan, Haymana-Cihanbeyli, Yukarı Sakarya platoları bu
tipe örnek verilebilirler.
 
Top