Osmanlica/Farsça Güzel sözler ve anlamları

Suskun

V.I.P
V.I.P
Osmanlica/Farsça Güzel sözler ve anlamları
ceb bi bağ kenârında dursa lâle hacil
Ki lâlezâr-ı cemâlinde hûr u zârındır

(Lale bağ kenarında utangaç dursa şaşılır mı? çünkü o lale bahçesine benzeyen yüzünün güzelliği yanında senin bir düşkünündür. Yani şair "senin yanakların o kadar kırmızı ki lale bile onun yanında utanır kızarır" diyor. Lalenin kırmızılığı güzel bir nedene bağlanıyor.)



“şeb-i yeldayı müneccim muvakkit ne bilir? Müptelâyı gâma sor geceler kaç saat”


(Gecenin uzunluğunu takvim yapanlar ve yıldız ilmi ile uğraşanlar ne bilsinOsmanlica/Farsça (Güzel sözler ve anlamları) gam çekene sor gecenin kaç saat olduğunu.)



"Gün doğmadan meşime-i şebten neler doğar."

(Gün dogmadan RaBBinin rahmetinden neler dogar.)



"Görmemek yeğdir görüp divâne olmaktan seni."
Bursalı Cenanî

(Seni gorup divane olmaktan seni gormemek daha iyidir.)



"Sitem hep âşinâlardan gelür bîgâneden gelmez..."
Nabî

(Sitem/dert hep tanidiktan/dosttan gelir yabancidan/düsmandan gelmez.)


"Cihanda ''âşık-ı mehcur'' sanma rahat olur
Neler çeker bu gönül söylesem şikâyet olur"
şeyhülislam Yahya

(Dunyada ''asktan uzak kalan'' sanma rahat olur neler çeker bu gonul soylesem sikayet olur)



"Arz-ı hâl etmeye cana seni tenha bulamam
Seni tenha bulacak kendimi asla bulamam"

(Gülün çevresini saran dikenler gibi yâre giden bütün yolları kesildi. Bir defasında yâri tenha buldun o seferde kendini kaybettin.)



Gönülde bir gamım var ki pinhan eylemek olmaz
Bu hem bir gam ki el ta‘nından efgan eylemek olmaz
Fuzulî

(Gonulde bir derdim var ki gizlemek olmaz bu oyle bi dertki en siddetlisinden figan etmek olmaz.)



"Ne beyan-i hale cu'ret ne figana takatim var.Ne reca yi vasla gayret ne firaha kudretim var."

(Ne halimi anlatmaya nede bagirmaya takatim var.Ne kavusma istegine gayret ne ayriliga gucum var.)


"Benim tek hîç kim zâr ü perişân olmasın yâ Rab Esîr-i derd-i aşk u dâğ-ı hicrân olmasın yâ Rab..."

(Ey Rabbim! Hiç kimse benim gibi inlemesin ve perişan olmasın. Aşk derdinin ve ayrılık yarasının esiri olmasın
 

Suskun

V.I.P
V.I.P



Avrupaliların Muhtesem Süleyman diye andiklari Kanuni Sultan Süleyman Han Muhibbi mahlasi ile çok güzel siirler yazmistır.
Bir gün saray bahçesindeki ağaçlarin karincalar tarafindan istila edildiğinin görünce karincalarin öldürülmeleri hususunda zamanin Şeyhülislami Zenbilli Ali Efendi'den fetva ister. Sualini de şiir şeklinde yazar:

"Dırahtı (agacı) sarmış olsa karınca
Zarar var mı karıncayı kırınca?"

Zenbilli Ali Efendi sultandan geri kalmaz ve suale yine aynı zarif üslupla cevap verir ve şu beyti yazar:

"Yarın divanına Hakk'ın varınca
Süleyman'dan alır hakkın karınca."
 

Suskun

V.I.P
V.I.P

mezahirde acep kim var arada
anındır hep kamu eşya verada
gözün açbak siva halık arada
odur emri ferman hükmü irade

gözle görülen ne perde arkasında ne var bunu düşün
bütün eşye kimindir bunu yaratan kim!
gözünü aç bak sen karşında gördüğüne inanıyorsun ama ona bir emir veren var
emir ferman hüküm irade sadece ona aittir!
kime?
hemen allah deyip hakka gidelim
hemen Allah ı (cc) düşünelim
cemali ba kemali seyredelim
ancak böyle düşünürsekmevlanın cemalini seyredebiliriz
 

KaderKatibi

Dürüstlük insanın kartvizitidir, Matbaada basılmaz
Özel üye
"Cihanda ''âşık-ı mehcur'' sanma rahat olurNeler çeker bu gönül söylesem şikâyet olur"
(Dunyada ''asktan uzak kalan'' sanma rahat olur neler çeker bu gonul soylesem sikayet olur)

Şeyhülislam Yahya
 
Top