Osmanlı Nedir? Osmanli Tarihi

wien06

V.I.P
V.I.P
Osmanlı; 85 yıllık Cumhuriyet’ten önce yaşadığımız 600 yıllık geçmişimizin adıdır.

Arkasında Selçuklu, onun öncesinde Türkistan Türk kültürü olan kimliğimiz, bu 600 yıllık Osmanlı döneminde oluştu. Başta dilimiz gelir. Osmanlı, dilimizi kudretle savundu. Yıkılışına kadar, Türkçe’den başka hiçbir dili resmî Devlet dili kabul etmedi.

Kânun-i Esâsî (anayasa), meşrutiyet ve hürriyet (demokrasi), Devlet yönetimine dönük bütün ana okullar (harb okulu, harb akademisi, deniz harb okulu, siyâsal bilgiler, hukuk, tıbbiye, teknik üniversite ve başkaları), hukuk usulü, sancak (il) sistemi, öğretim, yabancı dil öğretimi, para birimi, pul, aklınıza ne gelirse, nihayet Türk Bayrağı, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e intikal etti.

Osmanlı, 40 dilime bölünmüş Anadolu’daki Türkmen beyliklerini (kendisi de kökende bir Türkmen beyliği idi) birleştirdi. Anadolu birliğini 150 yıl civarında tamamladı (Fransa’da feodal beyliklerin birleşmesi 700 yıl sürmüştür).

Osmanlı ayrıca, Bizans’tan Marmara’nın güney-doğu illerini, İstanbul’u, Trakya’yı, Doğu Karadeniz’i alarak Türkleştirdi, Anadolu birliğine kattı. Rumeli’ne yayıldı. Bu anavatan temelinde her yöne ilerleyerek imparatorluğunu kurdu. Ve cihan tarihinin akışını değiştirdi. Türk estetiğini doruğa çıkardı. Muhteşem bir kültür oluşturdu. Cumhuriyetimiz, böylesine bir mirası devraldı.

Tarih mâcerâmız budur. Geçmişi değiştirmek kimsenin iktidarında değildir. Olan olmuştur. Geçmişimizle gurur duyarız. Geçmişini red ve inkâr eden toplumlara millet denmez...





[ALINTI]

KURULUŞ DÖNEMİ (1299-1453)

OSMANLI BEYLİĞİ’NİN DOĞUŞU
1-Osmanlıların soyu: Osmanlılar Oğuzların Bozok Kolunun Kayı Boyu Karakeçili Aşiretine mensupturlar.
2-Malazgirt Savaşından sonra Anadolu’ya gelmişler ve Anadolu Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat zamanında da Ankara yakınlarındaki Karacadağ bölgesine yerleştirilmişlerdir.
3-Ertuğrul Gazi yönetimindeki Kayılar,daha sonra Uç Beyliği olarak Söğüt ve Domaniç bölgesine yerleşmişlerdir.
4-Anadolu Selçuklu Devleti 1243 Kösedağ Savaşında İlhanlılara (Moğollar) yenilince,Anadolu Moğol hakimiyetine girmiştir.İlhanlı hakimiyetinin zayıflamasıyla 1299 yılında Osman Bey zamanında bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir.
OSMANLI BEYLİĞİNİN BÜYÜMESİNİN SEBEPLERİ
1-Coğrafi konum(Bizans sınırında olmaları avantaj sağlamıştır.
2-Bizansın iç karışıklıklar içinde olması
3-Balkanlarda güçlü ir devletin bulunmaması
4-Doğudan gelen Türkmenlerin Osmanlılara katılması
5-Uygulanan adaletli ve hoşgörülü politika
6-Cihad anlayışıyla fetihlere girişilmesi
7-Kuruluş dönemindeki padişahların hepsinin de kabiliyetli olması
8-Fethedilen yerlerde uygulanan “iskan siyaseti”
9-Anadolu Türk beylikleriyle başlangıçta mücadeleye girilmemesi
10-Ahilerin desteğinin sağlanması

OSMAN BEY DÖNEMİ (1281-1326)
Osman Bey 1281 yılında bey oldu,1299 ‘da bağımsızlığını ilan etti.
Bizans Valilerinden(Tekfur) Karacahisar,Bilecik,Yenişehir,Yarhisar ve İnegöl’ü aldı.
1302 Yılında Koyunhisar Savaşıyla birleşik Tekfur ordularını yenilgiye uğrattı.Bu savaş Bizans ‘la yapılan ilk savaştır. Osman Bey döneminde ilk Osmanlı parası bastırılmıştır.Osmanlı ordusu gönüllülerden oluşmaktadır.
Osman Bey 1326 yılında ölmüştür.
ORHAN BEY DÖNEMİ (1326-1362)
ANADOLU’DAKİ GELİŞMELER:
1326 YILINDA Bursa fethedilmiş ve başkent yapılmıştır.1329 yılında Bizans merkez kuvvetleri Maltepe (Palekanon) savaşı ile yenilgiye uğratılmıştır.Bu savaş sonrası İzmit ve İznik fethedilmiş,bütün Kocaeli yarımadası Osmanlıların eline geçmiştir.
1345 yılında ilk defa Karesioğulları beyliği Osmanlılara katılmıştır.Denizci olan Karesioğulları beyliğinin gemileri Osmanlı donanmasının temelini oluşturmuştur.Ayrıca Karesioğullarının Osmanlılara katılmasıyla Anadolu Türk Birliğinin sağlanması yolunda ilk adım da atılmıştır.
1354 yılında Ahilerden Ankara alınmıştır.
RUMELİ’DEKİ GELİŞMELER
1353 yılında Bizans’ın yardım isteğiyle ilk defa Osmanlı kuvvetleri Orhan Bey’in oğlu Süleyman Şah liderliğinde Rumeli’ye geçmişler ve burada ilk defa Çimpe Kalesini ele geçirmişlerdir.Çimpe kalesi üs olarak kullanılmış ve Rumeli’de fetih hareketlerine girişilmiş kısa zamanda Gelibolu yarımadasından Edirne sınırına kadar ulaşılmıştır.
DEVLET TEŞKİLATLANMASI
Yaya ve Müsellem adlarıyla ilk düzenli ordu Orhan Bey zamanında kurulmuştur.
İlk divan teşkilatı kurulmuştur.
İlk Medrese İznik’te açılmıştır,Müderrisliğine de Davud-ı Kayseri atanmıştır.
İlk kez Vezirlik sistemi oluşturulmuş yine ilk kez fethedilen yerlere Kadı ve Subaşı atanmıştır.
Görüldüğü gibi devlet teşkilatlanmasının ilk temelleri Orhan Bey zamanında atılmıştır.

1.MURAT DÖNEMİ(1362-1389)
RUMELİ’DEKİ FAALİYETLER
1363 Yılında Bizans,Bulgar ortak kuvvetleri Sazlıdere Savaşında yenilgiye uğratılmış daha sonra Edirne fethedilmiştir.Edirne’yi kurtararak Türkleri Balkanlardan atmak amacıyla yola çıkan Haçlı Ordusu Sırpsındığı Savaşında yenilgiye uğratılmıştır.Bu savaş Haçlılarla Osmanlıların ilk savaşıdır.(1364).Bu savaş kazanıldıktan sonra Edirne Başkent yapılmıştır.
1371 yılında Çirmen savaşıyla Sırplar mağlup edildi ve vergiye bağlandı.
1388 yılında Haçlı kuvvetleri Ploşnik savaşında Osmanlıları yenilgiye uğratınca Türkleri tamamen Balkanlardan atmak için harekete geçtiler.1389 yılında bu amaçlarını gerçekleştirmek için sefere çıktılar 1.Kosova Savaşı ile bu Haçlı ordusu yenilgiye uğratıldı.1.Kosova savaşı sonucunda Tuna Nehri’nin güneyinde Osmanlıları durduracak bir güç kalmamıştır.Bu savaş Balkanlara yerleşmemizi kolaylaştırmıştır.
ANADOLU’DAKİ FAALİYETLER
Anadolu Türk beylikleriyle iyi ilişkiler devam ettirilmeye çalışılmış,Germiyan Beyinin kızıyla 1. Murad’ın oğlu Bayezid evlendirilmiş,çeyiz olarak Germiyanlılardan Kütahya,Tavşanlı,Simav ve Emet bölgesi alınmıştır.
Hamidoğulları Beyliğinden para karşılığı toprak satın alınmıştır.Böylece Osmanlılar Karamanoğulları Betliği ile komşu olmuşlardır ancak Karamanoğullarıyla ilk mücadele de bu dönemde başlamıştır.
DEVLET TEŞKİLATLANMASI
Rumeli Beylerbeyliği kurulmuştur.İlk kez devşirme sistemi uygulanmaya başlandı,Acemioğlanları ve Yeniçeri teşkilatı kuruldu.
Mali teşkilatlanma yapılarak Defterdarlık kurulmuştur.İlk defa Tımar Sistemi uygulamaya koyuldu.Divan Teşkilatı genişletildi.
Veraset sistemi ; Devlet, hükümdar ve çocuklarının ortak malı sayıldı.(Daha önce bütün hanedanın ortak malı sayılırdı.)
Görüldüğü gibi 1.Murad zamanında beylikten devlete geçilmiş ve teşkilatlanma tamamlanarak tam bir devlet olunmuştur.
1.BAYEZİD (YILDIRIM ) DÖNEMİ1389-1402)
ANADOLU’DAKİ FAALİYETLER
Saruhan,Germiyan,Aydın,Menteşe,Karaman,Candaroğulları Beylikleri ve Kadı Burhaneddin Devleti Osmanlı hakimiyetine alınarak “Anadolu ‘da ilk kez büyük çapta Türk birliği” sağlandı.
1402 yılında Timur ile Ankara savaşı yapıldı ancak Osmanlı devleti savaşı kaybetti.Bu savaşın sonunda Anadolu Timur’un hakimiyetine girmiş,Anadolu beylikleri yeniden kurulmuş ve Türk birliği dağıtılmıştır.(Timur Osmanlı Devleti’nin tekrar güçlenmesini önlemek için beylikleri kurdurmuştur.)
Yıldırım Bayezid İstanbul’u ilk kuşatan Osmanlı padişahıdır,dört defa kuşatmış ama alamamıştır.

BALKANLAR’DAKİ FAALİYETLER
Osmanlı Devletini Balkanlardan çıkarmak isteyen haçlılarla Niğbolu savaşı yapılmış ve kazanılmıştır.
Bu dönemde Bulgaristan’ın fethi tamamlanmıştır.
Yıldırım Bayezid döneminde daha çok Anadolu Türk Birliğini kurma yolunda mücadele etmiştir.
FETRET DEVRİ(1402-1413)
Ankara Savaşından sonra Yıldırım Bayezid’in oğulları arasında taht kavgalarıyla geçen 11 yıllık süreye fetret devri denir. Mücadeleyi Çelebi Mehmet kazanmış ve ülkede otoriteyi sağlamıştır.
Fetret Devrinde Rumeli’de Osmanlı devletine karşı önemli bir ayaklanma çıkmamıştır,toprak kaybetmemiştir,
Çünkü Osmanlıların adaletli yönetiminden halk memnundur.
1.MEHMET (ÇELEBİ)DÖNEMİ (1413-1421)
Devletin birliğini sağlamıştır,bu yüzden Osmanlı devletinin ikinci kurucusu olarak da adlandırılır.
1416 yılında Venediklilerle ilk deniz savaşı yapılmıştır,ancak savaş kaybedilmiştir.Gelibolu’da ilk Osmanlı tersanesi kurulmuştur.Saruhanoğulları Beyliği kesin olarak ortadan kaldırılmıştır.Böylece Anadolu’da Türk birliğini sağlama mücadelesi tekrar başlatılmıştır.
Dini ve soysal nitelikli bir ayaklanma olan Şeyh Bedreddin İsyanı çıkmıştır.(Bu isyan Osmanlı’daki ilk toplumsal nitelikli isyandır.)
Timur’un rehin olarak yanında götürdüğü Yıldırımın küçük oğlu Şehzade Mustafa serbest bırakılmış,Anadolu’ya gelen Mustafa taht kavgasına girişmiştir,bu olaya “Düzmece Mustafa” isyanı denir.Yenilen Mustafa Bizans’a sığınmıştır.

2.MURAD DÖNEMİ (1421-1451)
Tahta çıktığında ,Bizans’a sığınan amcası Şehzade Mustafa tekrar isyan etmiş,önce onun isyanını daha sonrada
Küçük kardeşi Mustafa’nın isyanını bastırmıştır.Ankara Savaşından sonra tekrar kurulan Aydın,Menteşe,Hamit ve Germiyanoğulları beyliklerini kesin olarak ortadan kaldırmıştır.
Balkanlarda Osmanlı ordularının üst üste yenilgiye uğramaları üzerine Haçlılarla 1444 yılında Edirne-Segedin antlaşmasını imzalamıştır.Bu antlaşmanın imzalanması Osmanlıların Balkan hakimiyetini sarsmıştır,bu antlaşma ayrıca haçlılarla imzalanan ilk barış antlaşması olma özelliğini taşır.
Edirne-Segedin antlaşmasından sonra tahtan çekilen 2.Murat yerine 12 yaşındaki oğlu Mehmed tahta çıkmıştır, ancak Osmanlı tahtında küçük bir çocuğun bulunmasından faydalanmak isteyen Haçlılar antlaşmayı bozarak saldırıya geçmişlerdir.Devler adamlarının ısrarıyla tekrar tahta çıkan 2. Murad 1444 Varna Savaşıyla haçlıları yenilgiye uğratmış, böylece Balkanlarda sarsılan hakimiyet tekrar pekiştirilmiş,üstünlük sağlanmıştır.
Balkanlarda Türk üstünlüğünü sona erdirip Türkleri Balkanlardan çıkartmak isteyen haçlılar tekrar saldırıya geçmişlerdir, 2.Kosova savaşıyla haçlılar mağlup edilmiştir.Bu savaşın sonuçları şunlardır;1-Haçlıların Türkleri balkanlardan atma ümidi sona erdi. 2-Balkanlarda Türk hakimiyeti kesinlik kazandı. 3- Türkler taarruza, Avrupalılar savunmaya geçtiler.
YÜKSELME DÖNEMİ(1453-1579)
2.MEHMED (FATİH) DÖNEMİ (1453-1481)
İstanbul’un Fethi (29 Mayıs1453)
Sebepleri:
• Osmanlı topraklarını ikiye bölmesi
• Peygamberimizin İstanbul’un fethiyle ilgili hadisi
• Önemli ticaret yolları üzerinde olması
• Bizans’ın haçlıları kışkırtıcı rol oynaması
• Kardeşler arası taht kavgalarını desteklemesi
6 Nisan 1453 günü başlayan kuşatma,dört büyük saldırıdan sonra 29 Mayıs günü İstanbul’un düşmesiyle başarıya ulaştı.
Sonuçları:
• Osmanlı Devletinin ,Anadolu ve Rumeli toprakları birleştirildi.
• 1125 yıllık Bizans İmparatorluğu sona erdi.
• Orta Çağ kapandı Yeni Çağ başladı.
• Karadeniz ticaret yolları Osmanlıların eline geçti.
• İstanbul’dan kaçan din adamları ,Avrupa’da‘ki Rönesans ve Reform hareketlerin başlamasında etkili oldu
• Feodalite (Derebeylik rejiminin yıkılmasının zemini hazırlanmış oldu.
• Osmanlılar İslam dünyasının en itibarlı devleti oldu.
Fethi yapan 21 yaşındaki genç hükümdara “Fatih” unvanı verildi.Fatih,şehirdeki herkesin can ve mal emniyetini garanti altına aldı.Ortodoks Kilisesinin devamına izin verdi,böylece doğu ve batı Hıristiyan dünyasının birleşmesini engellemiştir.

BALKANLARDAKİ FETİHLER
Belgrat hariç bütün Sırbistan ele geçti(1453-1459)
Mora Yarımadası ele geçirildi.
Bosna-Hersek fethedildi.(1463-1465) Bosnalılar kendi istekleriyle müslüman oldular.
Eflak ve Boğdan fethedildi (1462-1476)
Arnavutluk Osmanlı Devletine bağlandı.(1479)
ANADOLU’DAKİ FAALİYETLER
Amasra Cenevizlilerden alındı.(1459)
Candaroğulları’na son verildi(1460)
Trabzon Rum İmparatorluğuna son verildi(1461)
Konya ve Karaman bölgesi Karamanoğullarından alınarak bu beylik etkisizleştirildi.
Akkoyunlu Devletiyle Otlukbeli Savaşı yapıldı ve kazanıldı(1473).Savaş sonunda Doğu Anadolu Bölgesi Osmanlı hakimiyetine girdi.
DENİZLERDEKİ FAALİYETLER
Kırım Osmanlı hakimiyetine alındı.(1475)Böylece Karadeniz bir Türk Gölü oldu,bütün doğu ticaret yolları Osmanlı kontrolüne alındı.
İtalya’nın Otranto şehri fethedildi.(1480)
Venediklilerle 1463-1479 yılları arasında savaşlar yapıldı.Savaşlar sonunda Venediklilere Osmanlı tarihinin ilk imtiyazları tanınmıştır.
DİĞER GELİŞMELER
• Osmanlı Devletinde ilk kez altın para basıldı.
• Topkapı sarayı yaptırıldı.
• İstanbul’da Sahn-ı Seman Medreseleri açıldı.
• Divana sadrazamın başkanlık etmesi usulü getirildi.
• İlk kez cülus bahşişi dağıtıldı.
• Fatih kanunnamesi hazırlandı.
• Devlet yönetiminde mutlak merkeziyetçilik uygulandı.
• Klasik Osmanlı mimarisi ortaya çıktı.
• Hicaz su yolları meselesi yüzünden Memluklarla ilişkiler bozuldu.
2.BAYEZİD DÖNEMİ(1481-1512)
Cem sultan Bayezid’in padişahlığını tanımadı ve isyan etti,ancak başarısız oldu,Karamanoğulları ve Memlukluların desteğiyle hareket etmesi dolayısıyla bu devletlerle ilişkiler daha da bozulmuştur. Cem Sultan’ın Rodos Şövalyelerine sığınması ve Roma’ya götürülmesi üzerine bu isyan uluslar arası bir sorun haline gelmiştir ayrıca bu olaydan dolayı Osmanlıların batıda ilerlemesi durmuştur.
Yine Cem Sultan olayı yüzünden Endülüs Emevilerine gereken yardım yapılamamış ve doğudaki şii tehlikesi ihmal edilmiştir.
Osmanlılarla Memluklar 1485-1491 yılları arası savaşmışlar,Çukurova bölgesi Memluklara bırakılmıştır.
Venediklilerle yapılan savaşlar sonunda,Modon,Koron,İnebahtı ve Navarin ele geçmiştir.(1499-1502)
Boğdan’ın fethi tamamlanmıştır.(Böylece Osmanlılar Kırımla topraklarını birleştirmiştir,ayrıca Lehistan ile komşu olunmuştur.
Anadolu’da İran’ın (Safevilerin) desteğiyle Şahkulu İsyanı çıkmıştır.(1512)
Karamanoğulları kesin olarak ortadan kaldırılmıştır.(1487)
1.SELİM (YAVUZ) DÖNEMİ(1512-1520)
Yeniçerilerin desteğini alarak tahta geçmiştir.
Anadolu’da sürekli karışıklık çıkaran Safevi Devletini Çaldıran Savaşında yenerek,Şii tehlikesini ortadan kaldırdı,doğu Anadolu’nun güvenliğini sağladı,İpek Yolunun denetimi Osmanlıların eline geçti.
Turnadağı Savaşıyla(1515) Dulkadıroğulları Beyliğine son verdi.Böylece Anadolu Türk Birliği kesin olarak sağlanmış oldu.
Memluklularla Mercidabık ve Ridaniye Savaşları yapıldı Bu savaşlar sonunda;
Memluk Devleti yıkıldı
Mısır Osmanlıların eline geçti
Baharat Yolu Osmanlı denetimine alındı.
Halifelik Osmanlılara geçti.(Böylece Osmanlılar İslam dünyasının tartışmasız lideri oldular)
Yavuz’un Doğu Politikası: Bütün Türk topluluklarını İslam Devletlerini bir çatı altına toplamaktır.
Yavuz Sultan Selim Batıya hiç sefer yapmamıştır.
KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN DÖNEMİ(1520-1566)
Kanuni döneminde Osmanlı Devleti her yönden en parlak devrini yaşamıştır.
MACAR İLİŞKİLERİ:
Belgrat fethedildi(1521)
Mohaç Savaşıyla Macarlar yenilgiye uğratıldı.Böylece Sırbistan’ın fethi tamamlandı ve Macarlar Osmanlı himayesine alındı.
AVUSTURYA İLİŞKİLERİ:
Viyana kuşatıldı,ancak alınamadı (1529)
Almanya’ya sefer düzenlendi.(1532),bu sefer sonunda Avusturya’nın barış teklifi üzerine İstanbul Antlaşması imzalandı.bu antlaşmayla Avusturya Osmanlı Devletini üstünlüğünü kabul etmiştir.
Macaristan üçe bölündü.
Zigetvar seferi yapıldı.(Bu sefer esnasında Kanuni Ölmüştür.1566)
OSMANLI FRANSIZ İLİŞKİLERİ
Fransızlara kapitülasyonlar verilmiştir.Kapitülasyonların verilme sebebi;Fransa bu ayrıcalıklarla Osmanlı Devletinin yanına çekilmiş ve Avrupa haçlı birliği parçalanmıştır.Kapitülasyonlar iki hükümdarın döneminde geçerli olacaktı ancak Fransızlar her padişah değişikliğinde müracaat ederek kapitülasyonları uzatmışlardır,en son 1.Mahmut sürekli hale getirmiştir(1740)(Kapitülasyonlar ancak Lozan Antlaşmasıyla kaldırılmıştır.
İRAN İLİŞKİLERİ
İran üzerine; Irakeyn(1534), İran(1548), Nahcıvan(1552-1555) seferleri olmak üzere toplam üç sefer yapılmıştır.Osmanlılar karşısında dayanamayan İran barış istemiş, 1555 yılında Amasya Antlaşması imzalanmıştır.Bu antlaşma Osmanlılarla İran arasındaki ilk antlaşmadır.Bu seferler sonunda Bağdat ele geçirilmiştir.
DENİZLERDEKİ GELİŞMELER
Rodos Adası alındı(1522)
Hızır Reis (Barbaros Hayreddin) Osmanlı hizmetine girdi.(Cezayir böylece Osmanlı Devletine bağlandı.
Haçlı kuvvetlerine karşı Preveze Deniz Zaferi kazanıldı(1538)Savaş sonunda Akdeniz Türk Gölü oldu.
Trablus Turgut Reis tarafından Osmanlılara bağlandı.
Cebre Adası alındı(1560),Malta Adası kuşatılmasına rağmen alınamamıştır.(1565)
Coğrafi Keşifler sonunda Hint Okyanusuna hakim olan Portekizlileri buradan çıkartmak için dört sefer düzenlendi(Hint Deniz Seferleri) Hint Deniz seferleri ;
1.si – Süleyman Paşa tarafından 1538,
2.si – Piri Reis tarafından 1551,
3.si – Murat Reis tarafından 1552,
4.sü – Seydi Ali Reis tarafından 1553 yılında yapılmıştır.
Hint Deniz seferleri sonuçları şunlar olmuştur; Arap Yarımadası,Habeşistan,Yemen,Sudan,Eritre Osmanlı hakimiyetine girdi.Kızıldeniz Türk Gölü oldu.
Hint Okyanusuna gereken değerin verilmemesi ,Osmanlı gemilerinin okyanus dalgalarına dayanıksız olması gibi seferler yüzünden tam başarı sağlanamamıştır.
SOKULLU DÖNEMİ (1566-1579)
Sokullu Mehmet Paşa Kanuni’nin son yılında sadrazam olarak atanmış o öldükten sonra da görevine devam etmiştir.2.Selim devlet işlerini büyük ölçüde Sokullu’ya bırakmıştır.Osmanlı tarihinde ilk defa bir sadrazam bir devre adını vermiştir.Bu da merkezi otoritenin yavaş yavaş zayıfladığını gösterir.
Sokulu, Kanuni Sultan Süleyman,2.Selim ve 3.Murat dönemlerinde sadrazamlık yapmıştır.2. Selim sefere çıkmayan ilk padişah olarak tarihimizde yer almıştır.
Bu dönemde; Sakız Adası alınmıştır,Yemen’de kesin hakimiyet sağlanmış,Kıbrıs Adası Fethedilmiştir.
Kıbrıs’ın fethiyle;Doğu Akdeniz’in güvenliği sağlandı,Kıbrıs’ın intikamını almak isteyen haçlılar İnebahtı’da 1572 yılında Osmanlı donanmasını yakmışlardır.
İspanyollar yenilerek Tunus alınmıştır(1574)
Vadiü’s-Seyl Savaşıyla Fas himaye altına alındı.(1577)
Don-Volga Kanalı ve Süveyş kanalı projeleri geliştirildi ancak gerçekleştirilemedi.
Sokullu’nun1579’da öldürülmesiyle Osmanlı devletinde yükselme devri sona erdi,duraklama devri başladı.
 

wien06

V.I.P
V.I.P
DURAKLAMA DEVRİ(1579-1699)
Duraklamanın sebepleri
İç sebepler
1- Merkezi Yönetimlerdeki Bozulmalar:
• Padişahların çocuk yaşta başa geçmeleri sonucunda merkezi idarenin bozulması
• Şehzadelerin sancaklarda yöneticilik yapmaları usulü kaldırılarak yerine kafes usulü getirilmesi
• Saray ağalarının ve saray kadınlarının yönetime karışmaları
2- Askeri Yönetimdeki Bozulmalar:
• Padişahların Ordunun başında sefere çıkmamaları.
• Yeniçeri Ocağına usulsüz asker alınması
• Donanmanın ihmal edilmesi
• Tımar dağılımdaki adaletsizlik yüzünden tımar sisteminin bozulması.
3- Maliyenin Bozulması:
• Uzun süren savaşlar yüzünden ordunun masraflarının artması.
• Savaşlarda başarısız olunarak ganimet elde edilememesi.
• Sık sık cülus bahşişi dağıtılması.
• Ticaret yollarının değişmesi
• Kapitülasyonlar sebebiyle gümrük gelirlerinin azalması.
• Lüks ve israfın artması.
4- İlmiye Sınıfının Bozulması:
• Beşik uleması gibi yanlışlıkların yapılması.
• Müsbet ilimlere önem verilmemesi

Dış Sebepler
• İmparatorluğun doğal sınırlarına ulaşması
• Rönesans ve reform hareketleri sonunda Avrupa'nın ilerlemesi,Osmanlı devletinin bu ilerlemelere ayak uyduramaması
• Avrupalı devletlerin Osmanlı devletine karşı ortak hareket etmeleri(Haçlı Zihniyeti)
• Coğrafi keşifler sonunda Avrupa'nın zenginleşmesi.
SİYASİ İLİŞKİLER

Osmanlı –İran İlişkileri
1577’de başlayan İran savaşları Osmanlı devletinin galibiyetiyle sonuçlanmıştır.Devletler arasında 1590 yılında Ferhat paşa antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşma ile Osmanlı devleti doğuda en geniş sınırlarına ulaşmıştır.
1603 yılında tekrar başlayan savaşlarda celali isyanları yüzünden Osmanlılar pek başarılı olamamışlardır ve Nasuh paşa antlaşması imzalanmıştır.Bu antlaşma ile de Ferhat paşa antlaşması öncesi sınırlara dönülmüştür.
1618 yılında imzalanan Serav antlaşması ile Nasuh paşa antlaşması yenilenmiştir.
1622’de savaşlar yeniden başlamış 4.Murat İran üzerine iki sefer düzenlemiş ve 1639 yılında Kasr-ı Şirin antlaşması imzalanmıştır.Bu antlaşma ile günümüzde de geçerliliğini koruyan Türk İran sınırı çizilmiştir.

Osmanlı- Lehistan İlişkileri :
1.Genç Osman döneminde Lehistan üzerine bir sefer düzenlenmiş ve Lehistan ile Hotin Antlaşması imzalanmıştır(1621)
Not:Bu sefer sonucunda yeniçerilerin bozulduğunu gören Genç Osman yeniçeri ocağını kaldırmayı düşünmüştür.Bunu haber alan yeniçeriler 2.Osman’ı öldürmüşlerdir.
Yorum:İlk kez yeniçeri ocağının kaldırılmasına teşebbüs edilmiştir.
2.4.Mehmet döneminde Lehistan üzerine ikinci sefer düzenlenmiş Osmanlı devletini galibiyeti ile biten bu sefer sonucunda Bucaş Antlaşması imzalanmıştır(1672) Not:Lehistan’ın vergi maddesine itiraz etmesinden dolayı savaşlar tekrar başladı.Vergi maddesi kaldırılarak antlaşma tekrarlandı.
Yorum:Bu antlaşma Osmanlı devletinin topraklarına toprak kattığı son antlaşmadır.
Yorum:Osmanlı devletinin batıda en geniş sınırlara ulaştığı antlaşmadır.
Osmanlı-Venedik İlişkileri
1645 yılında kuşatılan Girit Adası 1669 Köprülü Fazıl Ahmet Paşa tarafından Venediklilerin elinden alınmıştır.
Osmanlı-Avusturya İlişkileri
1.1593’te Avusturya ile savaşlar başlamıştır.1596’da Avusturya Haçova ile ağır bir mağlubiyete uğratıldı.Devam eden savaşlar 1606 yılında imzalanan Zitvatoruk Antlaşması ile sona erdi.
Yorum:Bu antlaşma ile Osmanlı devletinin Avusturya üzerinde siyasi üstünlüğü sona erdi.Avusturya üzerinde askeri üstünlüğümüz ise devam etmiştir. Yorum:Bu savaşlar Celali isyanları’nın artmasına sebep oldu. Yorum:Osmanlı devleti Orta Avrupa’daki üstünlüğünü kaybetmiştir.
2.1662 yılında başlayan savaşlar sonucunda Vasvar Antlaşması imzalandı(1664) Yorum:Osmanlı devleti Avusturya’ya karşı askeri üstünlüğünü son kez kullanmıştır.
3.Merzifonlu Kara Mustafa Paşa tarafından Viyana ikinci kez kuşatıldı.
Kırım Han’ın ihaneti Lehistan ordusunun yetişmesi üzerine Osmanlı devleti bu kuşatmada başarısız oldu.
Not:Merzifonlu başarısız olduğu için idam edilmiştir.
4.Osmanlı ordusu’nun 2.Viyana kuşatmasında başarısız olması üzerine Papa’nın da isteğiyle Avusturya,Rusya,Lehistan,Malta ve Venedik’ten oluşan “Kutsal İttifak” kuruldu.
5.Osmanlı devleti ile Kutsal İttifak devletleri arasında (Rusya hariç)Karlofça Antlaşması imzalandı(1699)
Yorum:Osmanlı devleti bu antlaşma ile ilk defa büyük toprak kaybına uğramıştır.
Yorum:Avusturya Avrupa da önemli bir siyasi güç haline geldi.
6.Rusya ile 1700 İstanbul Antlaşması imzalanmıştır.
17.YÜZYILDA İÇ İSYANLAR
1.İstanbul (merkez) İsyanları:Kapıkulu askerleri tarafından çıkarılmıştır. Yorum:Bu isyanlar sonucunda Yeniçerilerin yönetimdeki etkisi artmıştır. Yorum:İstanbul’da asayiş bozulmuştur. Yorum:Sık sık idareciler değişmiştir.
2.Celali İsyanları:Bu isyanlar yönetimden şikayet eden halk,dirlikleri elinden alınan tımarlı sipahiler,görevlerinden uzaklaştırılan devlet memurları ve asker kaçakları tarafından çıkarılmıştır. Yorum:Anadolu’da huzur ve asayiş bozuldu. 3.Eyalet İsyanları:Merkezi otoritenin zayıflaması üzerine merkezden uzak yerlerde çıkan ayrılıkçı isyanladır. Yorum:Bu isyanlardaki temel amaç Osmanlı devletin den ayrılmaktır. 17.YÜZYILDA YENİLİK(ISLAHAT)HAREKETLERİ
Not:Bu dönemde devlet içerisinde meydana gelen mali,idari,sosyal ve askeri bozulmaları gidermek amacıyla çeşitli ıslahatlar gerçekleştirilmiştir.Bu ıslahatlar genel olarak askeri ağırlıktadır.
1.Kuyucu Murat Paşa:1.Ahmet zamanında Celali isyanları baskı ve şiddet yoluyla bastırmıştır.
2.Genç Osman(2.Osman):İlk kez saray dışından evlenmiştir.Ulema sınıfının yetkilerini sınırlamıştır.İlk kez yeniçeri ocağının bozulduğunu görerek kaldırmayı düşünmüştür fakat başarılı olamamıştır.Yeniçeriler tarafından öldürülmüştür.
3.4.Murat:Celali isyanları şiddetle bastırılmıştır.Kapıkulu ocaklarında ıslahat yapılmış,Koçi beye duraklamanın nedenlerini belirten risaleler(raporlar) yazdırmıştır. 4.Tarhuncu Ahmet Paşa:4.Mehmet döneminde sadrazamlık yapmıştır.Mali alanda ıslahatlar yapılmıştır.İlk defa devletin tahmini bütçesi hazırlanmıştır.
5.Köprülüler Devri:Köprülü Mehmet Paşa,Köprülü Fazıl Ahmet Paşa ve Köprülü Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Köprülüler ailesinden gelen önemli sadrazamlardır. Köprülüler döneminde,Anadolu da isyanlarla mücadele edilerek merkezi otorite sağlandı.Orduda düzenlemeler yapıldı.Bütçe açığı kapatıldı. Not:Köprülü Mehmet Paşa rahat çalışabilmek amacıyla vezir-i azamlık için bir takım koşullar ileri sürmüştür. .17.Yüzyıl Islahatlarının Genel Özellikleri Islahatlar genellikle askeri niteliktedir. Islahatlarda Avrupa örnek alınmıştır. Islahatlarda köklü çözümler aranmamış geçici tedbirlerle yetinilmiştir. Islahatlarda kuvvet ve şiddete başvurulmuştur. Islahatlar devlet adamlarıyla sınırlı kalmıştır. Islahatlara en büyük tepki Yeniçerilerden gelmiştir..
 

wien06

V.I.P
V.I.P
GERİLEME DÖNEMİ(18.YÜZYIL)
GERİLEME DÖNEMİ SİYASİ OLAYLARI
Bu dönem Karlofça Antlaşmasıyla(1699) başlayıp Yaş Antlaşmasıyla(1792) sona ermiştir.
Not:Bu dönemde Osmanlı Devleti Karlofça ve İstanbul Antlaşmaları ile kaybettiği toprakları geri alma siyaseti izlemiştir.
Osmanlı-Rus Savaşı ve Prut Antlaşması(1711)
Bu antlaşma ile Osmanlı devleti,İstanbul Antlaşması ile Rusya’ya kaptırdığı üstünlüğü tekrar kazanmış ve kaybettiği toprakları geri almıştır.
Osmanlı-Venedik ve Avusturya Savaşları ve Pasarofça Antlaşması(1718)
Osmanlı devletinin Karlofça da kaybettiği Mora Yarımadası’nı Venediklilerden geri alması üzerine Avusturya Karlofça antlaşmasının kendisine tanıdığı garantörlük hakkını kullanarak Osmanlı devletine savaş açmıştır.
Yapılan savaşı Osmanlı devleti kaybetmiş ve Pasarofça Antlaşması imzalanmıştır.
Bu antlaşma sonucunda Mora Osmanlı devletinde kalmış Belgrat dahil olmak üzere Sırbistan’ın büyük bir kısmı Avusturya’ya bırakılmıştır.
Not:Bu antlaşma ile Osmanlı devletinde Lale Devri başlamıştır.
Osmanlı-İran Savaşları ve Kasr-ı Şirin Antlaşmasının Yenilenmesi(1746)
Bu antlaşma ile 1639’da imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşması yenilenmiştir.
Osmanlı-Rus ve Avusturya Savaşları ve Belgrat Antlaşması (1739)
Osmanlı devleti her iki devleti mağlup etti.Osmanlı devleti imzalanan Belgrat Antlaşması ile Pasarofça Antlaşmasında Avusturya’ya bıraktığı yerleri geri aldı.
Yorum:Osmanlı devleti’nin gerileme döneminde imzaladığı son kazançlı antlaşma olmuştur.
Not:Fransa’ya verilen daha önceki kapitülasyonlar süresiz olmak üzere uzatılmıştır.
Osmanlı-Rus Savaşı ve Küçük Kaynarca Antlaşması(1774)
Osmanlı devleti savaşı kaybetmiş ve Rusya ile Küçük Kaynarca Antlaşmasını imzalamıştır.
Yorum:Osmanlı devletinin 18.yüzyılda imzaladığı şartları en ağır antlaşmadır.
Yorum:Kırım Osmanlı devletinden ayrılmıştır.
Yorum:Rusya,Ortodoksların koruculuğunu üzerine almış,böylece Osmanlı devletinin iç işlerine karışma imkanı elde etmiştir.
Yorum:Osmanlı devleti ilk defa savaş tazminatı ödemiştir.
Not:Rus donanması Çeşmede Osmanlı donanmasını yok etmiştir.(Çeşme baskını 1770)
1779 Aynalıkavak Tenkihnamesi (Osmanlı-Rusya)
Rusya bu antlaşma ile istediği kişiyi Kırım Hanı yapabilecek bir nüfuz kazanmıştır.1783 tarihinde ise Rusya Kırımı işgal etmiştir.
Osmanlı-Rus ve Avusturya Savaşları Ziştovi ve Yaş Atlaşmaları(1792)
Avrupa da Fransız ihtilalinin çıkması üzerine zor durunda kalan Avusturya,Osmanlı ile Ziştovi Antlaşmasını imzalayarak savaştan çekildi(1791)Aldığı toprakları Osmanlı devletine geri vermiştir.
Avusturya’nın savaştan çekilmesi üzerine yalnız kalan Rusya da Osmanlı devleti ile Yaş Antlaşmasını imzalamıştır.(1792)
Not:Bu antlaşma ile Osmanlı devleti Kırım’ın Rusya’ya ait olduğunu kabul etmiştir.
Yorum:İlk kez halkı tamamen Müslüman olan bir bölge (Kırım) Osmanlı devletinin elinden çıkmıştır.
Not:Bu antlaşma ile Osmanlı devleti yıkılış dönemine girmiştir.
Fransa’nın Mısır’ı İşgali(1798-1801)
Napolyon,İngiltere ile sömürgeleri arasındaki bağlantıyı kesmek ve Doğu Akdeniz deki etkisini arttırmak amacıyla 1798’de Mısır’ı işgal etmiştir.
İngiltere ve Rusya bu gelişme üzerine Osmanlı devletine yardım ederek Ebukır Limanında demirli Fransız donanmasını yakmışlar.Akka da Nizam-ı Cedit ordusu Napolyon’u yenilgiye uğratınca Fransızlar El-Ariş Antlaşmasını imzalayarak Mısır’ı terk etmişler.
18.YÜZYIL ISLAHATLARI
Lale Devri Islahatları(1718-1730)
(3.Ahmet-Nevşehirli Damat İbrahim Paşa)
Bu dönem 1718 Pasarofça Antlaşması ile başlayıp Patrona Halil İsyanıyla sona erer.İlk kez batı tarzında ıslahatlar başlamıştır.
İlk defa Avrupa’ya geçici elçiler gönderilmiştir.
İlk defa matbaa kurulmuştur.(ilk teknik ıslahat)
Doğu klasikleri ve Latince den tercümeler yapılmıştır.
İlk defa itfaiye örgütü kurulmuştur.
İlk defa çiçek aşısı uygulanmıştır.
Yalova da kağıt,İstanbul da çini ve kumaş fabrikaları kurulmuştur.
1.Mahmut Dönemi ıslahatları(1730-1754)
Askeri alanda ilk kez yabancı uzmanlardan yararlanılmıştır.(Humbaracı Ahmet Paşa-Kont De Boneval)
Humbaracı Ahmet Paşa,Topçu Ocağını ıslah ettirmiştir.
Kara Mühendishanesi açılmıştır.
3.Mustafa Dönemi Islahatları(1757-1774)
Devrin ıslahatçısı Kara Ragıp Paşa dır.
Topçu Ocağı ıslah edilmiştir.
Deniz Mühendishanesi açılmıştır.
1.Abdülhamit Dönemi Islahatları(1774-1789)
Devrin ıslahatçısı Halil Hamit Paşadır.
Surat Topçuları Ocağı kurulmuştur.
İstihkam okulları açılmıştır.
Yeniçeri sayımı yapılarak ulufe alım satımı yasaklanmıştır.
3.Selim Dönemi Islahatları
Avrupa tarzında Nizam-i Cedit Ordusu kurulmuştur.
İrad-ı Cedit adıyla yeni bir hazine kurulmuştur.
Avrupa’da ilk kez daimi elçilikler açılmıştır.
Kabakçı Mustafa ayaklanması ile bu dönem sona ermiştir.
18.Yüzyıl Islahatlarının Genel Özelliklerin
Devleti geliştirmek amacı güdülmüştür.
Avrupa örnek alınarak ıslahatlar yapılmaya çalışılmıştır.
Islahatlar askeri alanda yoğunlaşmıştır.
Islahatlara en büyük tepki yeniçeri ve diğer kapıkulu ocaklarından gelmiştir.
Mimari de Barok ve Rokoko tarzları benimsendi.
DAĞILMA DÖNEMİ
Bu dönem 1792 Yaş antlaşması ile başlayıp 1922 de Osmanlı devletini yıkılışına kadar devam eden dönemdir.
Not:Bu dönemde Osmanlı devleti Avrupalı devletlerin kendi aralarındaki çıkar çatışmalarından yararlanıp denge politikası izleyerek varlığını korumaya çalışmıştır.
Dağılma dönemi siyasi olayları
1806-1812 Osmanlı-Rus ve Bükreş Antlaşması(1812)
Savaşta zor durumda kalan Osmanlı devletinin isteği üzerine Bükreş Antlaşması imzalanmıştır.(1812) Not:Bu antlaşma ila Sırbistan’a bazı imtiyazlar verilmiştir.
Yorum:Bu antlaşma ile ilk kez bir azınlığa imtiyaz verilmiştir.
OSMANLI DEVLETİNDE MİLLİYETÇİLİK HAREKETLERİ
Sırp İsyanı(1804)
Milliyetçilik akımı ve Rusya’nın kışkırtması bu savaşın en sebepleridir.Bükreş Antlaşması ile ilk imtiyazları elde eden ve bu imtiyazları Edirne Antlaşması ile geliştiren Sırplar 1878 Berlin antlaşmadı ile bağımsızlıklarını kazandılar.
Yorum:Osmanlı devletine ilk isyan eden azınlık Sırplardır.
Yunan (Mora) İsyanı(1814-1829)
Milliyetçilik akımı Rusya’nın kışkırtmaları ve Etnik-i Eterya Cemiyetinin faaliyetleri bu isyanın en önemli sebepleri arasında yer alır.İlk isyan Eflak’ta çıktıysa da bastırılmıştır.İkinci isyan daha geniş çaplı olarak Mora da çıkmıştır.İsyanı bastıramayan Osmanlı devleti Mısır valisi Mehmet Ali Paşa’nın yardımı ile isyanı bastırmıştır.Bu durum karşısında Avrupalı devletler Osmanlı devletinden Yunanistan’a bağımsızlık verilmesini istediler.Osmanlı devletinin bu durumu kabul etmemesi üzerine Avrupalı devletler Osmanlı donanmasına Navarin’de yaktılar(1827) Ardından Rusya Osmanlı devletine savaş açtı.Mağlubiyete uğrayan Osmanlı devletinin barış istemesi üzerine Edirne Antlaşması imzalandı(1829).Bu antlaşma ile Yunanistan’a bağımsızlık verildi.
Yorum:Osmanlı devleti’nde ilk bağımsızlığını kazanan devlet Yunanistan olmuştur.
Mısır Sorunu ve Mehmet Ali Paşanın İsyanı
Mehmet Ali Paşanın Mora isyanını bastırması üzerine kendisine vaat edilen Mora ve Girit valiliklerinin verilmemesi Mehmet Ali Paşanın isyan etmesine neden olmuştur.
İki taraf arasındaki yapılan savaşı Osmanlı devleti kaybetmiştir.2.Mahmut’un Rusya’dan yardım istemesi üzerine 15bin kişilik Rus kuvveti İstanbul’a gelmiştir.
Bu durumu kendi çıkarına ters bulan Avrupalı devletlerin araya girmesiyle her iki taraf arasında Kütahya Antlaşması imzalanmıştır(1833)
Yorum:Bu antlaşma ile ilk kez ‘Boğazlar Meselesi’ ortaya çıkmıştır.
2.Mahmut İngiltere’nin Hünkar İskelesi antlaşmasına tepkisini azaltmak için İngiltere ile Balta Limanı Ticaret Antlaşmasını yaparak İngiltere’ye yeni imtiyazlar verdi(1838).Aynı imtiyazlar bir süre sonra Fransa’ya verildi.
Avrupalı devletler Londra konferansı ile Mısır meselesini hallettiler.(1840)
Londra Boğazlar Konferansı ile Boğazlar Meselesi çözülmüştür(1841)
Yorum:Boğazlar meselesi ilk kez uluslararası bir platformda görüşülmüştür.
Yorum:Boğazların yönetimi uluslararası bir antlaşma ile belirlenmiştir.
Yorum.Rusya’nın Hünkar İskelesi Antlaşması ile boğazlar üzerinde elde ettiği üstünlük böylece sona ermiştir.
Kırım Harbi(1853-1856)ve Paris Antlaşması
Rusya’nın Osmanlı topraklarındaki emelleri kutsal yerler ve Prens Mençikof’un uzlaşmaz tutumu üzerine iki taraf arasında savaş başladı.
Ruslar Sinop’ta Osmanlı donanmasını yaktılar.(1853)Gelişmeleri çıkarlarına ters bulan İngiltere,Fransa ve Piyomente devletleri Osmanlı devletini yanında savaşa katıldılar.Rusya mağlup edilerek Paris antlaşması (1856)imzalandı.
Not:Osmanlı bu antlaşmadan önce Avrupalıların iç işlerimize karışmasına engel olmak için ISLAHAT FERMANI’ nı ilan etti(1856).
Yorum:Bu antlaşma ile Osmanlı devleti ilk defa bir Avrupa devleti olarak kabul edilmiştir.
Yorum:Osmanlı devleti kendi toprak bütünlüğünün Avrupalı devletler tarafından korunmasını kabul etmekle topraklarını koruyamayacak kadar güçsüz olduğunu göstermiştir.
Yorum:Osmanlı devleti,savaştan galip ayrılmasına rağmen,Karadeniz de tersane ve savaş gemisi bulundurmasına izin verilmemesi üzerine yenik devlet muamelesi görmüştür.
Yorum:Osmanlı devletinin galip olarak imzaladığı son antlaşmadır.
Not:Osmanlı devleti Kırım savaşında ilk kez dış borç almıştır.
PANSLAVİZM HAREKETLERİ VE BALKAN BUNALIMI
• 1870’de İtalya,1871’de Almanya siyasi birliklerini kurunca Avrupa siyasi dengesi bozuldu.
• Avrupa’nın siyasi dengesinin bozulmasından yararlanmak isteyen Rusya,Paris antlaşmasının Karadeniz’in tarafsızlığıyla ilgili maddesini tanımadığını açıkladı.Rusya’nın amacı Akdeniz’e inmeyi kolaylaştırmaktı.
• 1871 yılında boğazların durumunu görüşmek üzüre Osmanlı Devleti,İngiltere,Fransa,Rusya,Almanya,İtalya ve Avusturya’nın katılmasıyla Londra da bir konferans toplandı.
Buna göre;
1-Paris antlaşmasın Rusya’nın Karadeniz de savaş gemisi bulundurmasını ve tersane yapmasını önleyen hükümleri kaldırıldı.
2-Boğazların kapalılığı ilkesi devam edecekti.
3-Karadeniz eskiden olduğu gibi bütün devletlerin ticaret gemilerine açık olacaktır.

-Rusya 1870’ten sonra Osmanlı ülkesi üzerindeki emellerini gerçekleştirmek için çalışmalara girişti.Balkanlarda Slav ırkından olan milletleri birleştirmeye yönelik Panslavizm politikasını izlemeye başladı.Amaç Slavları Rusya liderliğinde birleştirmekti.Bu sırada sadrazamlık görevinde bulunan Mahmut Nedim Paşa’nın Rus yanlısı politikasından faydalanan Rusya Bulgar kilisesinin muhtariyeti konusunu Osmanlı devletine kabul ettirdi.Kurulan gizli cemiyetler Panslavizm düşüncelerini Balkan milletleri arasında yayılmasını sağladı.Bu propagandaların sonucunda köylülerin vergi vermek istememeleri nedeniyle Hersek de isyan çıktı(1875).Ardından Sırplar ve Bulgarlar da isyan ettiler.Böylece başlayan gelişmelere ‘Balkan Bunalımı’ denir.
Bu gelişmeler sırasında Abdülaziz tahtan indirilerek yerine 5.Murat padişah yapıldı(1876).Ancak üç ay sonra 5.Murat’ın yerine meşrutiyeti ilan edeceğine söz veren 2.Abdülhamit padişah yapıldı.(1876-1909)
İsyanların yayılması üzerine Berlin de bir konferans toplandı(1876)Osmanlı devletinin aleyhinde kararlar alındı.Osmanlı devleti bu kararları uygulamayınca Sırplar ve Karadağlılar Osmanlı devletine savaş açtılar.Osmanlı devleti başarılı olunca Sırplar Avrupa’dan yardım istediler.Rusya ise Osmanlı devletine bir ültimatom vererek ateşkes yapılmasını istedi.Yeni bir savaş çıkmasını istemeyen Avrupa devletleri durumu görüşmek amacıyla İstanbul da bir konferans toplamaya karar verdiler.
İstanbul konferansına Osmanlı Devleti,Rusya İngiltere,Fransa,Avusturya,Almanya ve İtalya devletleri katıldı.Bu arada 2.Abdülhamit’in isteğiyle bir komisyon kurulmuş ve Kanun-i Esasi(Anayasa) hazırlanmıştı.
İstanbul konferansının çalışmalarının başladığı sırada Osmanlı devleti Meşrutiyeti ilan etti.(23 Aralık1876)
Yorum:Osmanlı devleti 1.Meşrutiyeti ilan ederek Kanun-i Esasiyi yürürlüğe koymakla Avrupalı devletlerin içişlerine karışmasının önlenmesi ve konferansın toplama nedenlerinin ortadan kaldırılmasını amaçlamıştır.
Avrupa devletlerinin delegeleri bu gelişmeyi dikkate almadan çalışmalarını sürdürdüler ve Osmanlı devletinden bazı isteklerde bulundular.
Buna göre;
1-Sırbistan ve Karadağ’daki Osmanlı kuvvetlerinin çekilmesi
2-Bosna-Hersek ve Bulgaristan’a özerklik verilmesi
Osmanlı devleti bu teklifleri reddedince Rusya savaş için gerekli siyasi girişimlere başladı.Avrupa devletlerinden destek almaya çalıştı.Ardından da İstanbul konferansına katılan Londra da bir protokol hazırladılar.Osmanlı devletinin katılmadığı bu toplantıda gereken ıslahatların yapılmasını istediler.Osmanlı devleti Londra da alınan kararları kabul etmeyince Rusya Baserabya’ya asker sokarak savaşı başlattı(1877).
1877-1878 OSMANLI-RUS SAVAŞI(93 HARBİ)
Rusların savaş açmaları üzerine Osmanlı devleti Paris antlaşmasının bozulduğunu ileri sürerek İngiltere’nin yardımını istedi.İngiltere ise önceden İstanbul’un işgal edilmeyeceği güvencesini aldığından bu savaşa müdahale etmedi.
Savaş:Balkanlar ve Kafkaslarda oldu.Doğuda ilerleyen Ruslar Erzurum’a kadar geldiler.Balkanlarda ise Edirne’yi ele geçiren Ruslar Çatalca’ya kadar geldiler.
Rusların İstanbul’a yallaşması üzerine padişah 2.Abdülhamit barış istemek zorunda kaldı.İki devlet arasında Ayestefanos(Yeşilköy) Antlaşması imzalandı(1878).
Buna göre;
Büyük bir Bulgaristan krallığı kurulacak Doğu Rumeli ve asıl Bulgaristan bu krallığa bağlanacak.(Bu krallık Ege denizine kadar ulaşıyordu.)
Sırbistan Karadağ ve Romanya bağımsız kalacak.
Kars,Ardahan,Batum,Doğu Beyazıt Rusya’ya bırakılacak.
Bosna-Hersek’e muhtariyet verilecek.
Girit’te ve Doğu’da Ermenilerin bulunduğu yerlerde ıslahatlar yapılacak.
Osmanlı devleti Rusya’ya savaş tazminatı ödeyecek(30 milyon altın) Yorum:
Rusya Panslavizm politikasında başarılı oldu.
Balkanlarda yeni devletler kuruldu.
Ermeni sorunu ilk defa bu savaş sonucunda ortaya çıktı.
Rusya Bulgaristan vasıtasıyla Ege denizine çıkma imkanı elde etti..
Rusya Doğu Anadolu da elde ettiği yerlerle Dicle-Fırat ve Basra Körfezine yaklaştı.
Not:1977-1878 Savaşı Meclisin kapatılmasına Kanun-i Esasi’nin yürürlükten kaldırılmasına ve 1.Meşrutiyet dönemini sona ermesine neden oldu.
İngiltere Rusya’nın çok güçlenmesi menfaatlerine ters düştüğünden antlaşmaya karşı çıktı.Avusturya ve Almanya da İngiltere’nin yanında yer alınca Ayastefanos Antlaşması yürürlüğe girmedi.
Yeni bir savaşı göze alamayan Rusya yeni bir konferans toplanmasını kabul etti.İngiltere de Osmanlı devletinin haklarını koruma karşılığında Osmanlı devletinden Kıbrıs’ı üs olarak aldı.(4 Haziran 1878)
Berlin konferansına Osmanlı Devleti,Rusya,İngiltere,Avusturya,Fransa,İtalya ve Almanya katıldı.Görüşmeler sonucunda Berlin Antlaşması yapıldı.
Bu antlaşmaya göre;
Bulgaristan üçe ayrıldı.
a)Asıl Bulgaristan,Osmanlı devletine bağlı bir preslik oldu.
b)Doğu Rumeli’ye muhtariyetlik verildi.
c)Makedonya,ıslahat yapılması şartıyla Osmanlı devletine bırakıldı.
Sırbistan,Romanya ve Karadağ bağımsız kalacaktı.
Kars,Ardahan,Batum Rusya’ya Doğu Beyazıt Osmanlı devletine bırakılacaktı.
Girit’te ve Ermenilerin olduğu yelerde ıslahat yapılacaktı.
Bosna-Hersek Osmanlı devletinin topraklarından sayılacaktı fakat geçici olarak yönetimi Avastura’ya bırakılacaktı.
Osmanlı devleti savaş tazminatı ödeyecekti.
Teselya Yunanistan’a bırakılacaktı. Yorum:
Osmanlı devleti Doğu Beyazıt’ı aldı.Fakat Kıbrıs’ı İngilizlere üs olarak verdi.
Ermeni sorunu Berlin Antlaşmasıyla uluslar arası politika konusu haline geldi.
Bulgaristan’ın parçalanmasıyla Rusya’nın Balkan egemenliği ve Ege denizine inmesi engellendi.
Osmanlı devleti büyük toprak kaybına uğradı.
Osmanlı devletinin dağılması hızlandı.
İngiltere 1878’den sonra Osmanlı topraklarının parçalanması girişimlerine katıldı.Osmanlı devleti de Almanya ile ilişkilerini geliştirdi.
Osmanlı devleti Ayestefanos’a göre daha fazla tazminat ödedi.
OSMANLI DEVLETİNİN DAĞILMASI
a)Kıbrıs’ın kaybedilmesi(1878)
İngiltere Berlin kongresinin toplanması ve kongrede Osmanlı devletinin yanında yer alma karşılığında Kıbrıs’ın verilmesi talebinde bulundu.Kıbrıs’ı üs yapmakla Rusların Akdeniz’e inmesini engellemeyi Doğu Akdeniz ve Süveyş kanalını kontrol etmeyi amaçlıyordu.Yapılan antlaşma ile Kıbrıs üs olarak İngiltere’ye bırakıldı.(4 Haziran 1878)
Tunus’un Fransızlar Tarafından İşgali
Fransa Cezayir den sonra Tunus’a göz dikti.Fransızlar Cezayir ile Tunus arasındaki bazı sınır olaylarını bahane ederek Tunus’u işgal ettiler.(1881)Osmanlı devleti Avrupa devletlerine Berlin antlaşmasının ihlal edildiğini bildirdi ise de Fransa bu konuda İngiltere ve Almanya’nın önceden desteğini aldığından bir sonuç elde edemedi.
Mısır’ın İngilizler Tarafından İşgali(1882)
İngiltere Mısır’ı doğudaki sömürgeler için önemli bir üs olarak görmekteydi.1869 yılında Fransızlar tarafından Süveyş Kanalının açılmasıyla Mısır’ın siyasi ve ekonomik önemi arttı.Mısırda yaşanan mali bunalımlar İngiltere ve Fransa arsındaki rekabeti arttırdı.Hidiv İsmail Paşa döneminde Mısır maliyesinin kontrolunun yabancıların eline geçmesi İngiltere’nin hareketlerini hızlandırdı.Bunun üzerine karışıklıkları bahane eden İngiltere Mısır’ı işgal etti.(1882)
d)Girit Sorunu ve 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı
Yunanistan bağımsız olduktan sonra Rumların oturduğu bütün yerleri kendisine bağlamayı amaçladı.1866 yılında Girit Rumlarını Osmanlı devletine karşı isyan ettirdi.Girit Rumları Yunanistan’a bağlanmak istediklerini bildirdiler.Avrupalı devletlerin olaya karışması ihtimali karşısında Osmanlı devleti Halepa Fermanını ilan ederek Girit Rumlara yeni imtiyazlar verdi.(1878)
Yunanistan Girit’te ki askerlerini geri çekecek
Girit’e özerklik verilecek Yunan krallık soyundan bir prens vali olacaktı. Yorum:
Girit fiilen kaybedildi.
İkinci meşrutiyetin ilanı sırasında Yunanistan Girit’i topraklarına kattığını açıkladı.
Osmanlı devleti Atina antlaşması ile Girit’in Yunanistan’a ait olduğunu kabul etti.(1913)
e)Doğu Rumeli Meselesi ve Bulgaristan’ın Bağımsız Olması
Berlin antlaşmasında Doğu Rumeli de ıslahat yapmak şartıyla Osmanlı devletine bırakılmıştır.Doğu Rumeli Berlin antlaşmasıyla kurulan Bulgar prensliğine 1885’de çıkan isyan sonucunda bağlandığını açıkladı.Osmanlı devleti Kırcaali ve Rodop’un kendisine bırakılması şartıyla kabul etti.(1886)
Bulgaristan ikinci meşrutiyetin ilanı sırasındaki karışıklıklardan yararlanarak bağımsızlığını açıkladı.(1906)
Bosna-Hersek’in Avusturya’ya Bırakılması
Berlin antlaşmasında Bosna-Hersek’in yönetimi geçici olarak Avusturya’ya bırakılmıştı.Avusturya burayı Osmanlı devletine burayı bir daha vermediği gibi İkinci Meşrutiyetin ilanı sırasında topraklarına kattığını açıkladı.Osmanlı devleti Yenipazar sancağı kendinde kalmak şartıyla bu durumu tanımak zorunda kaldı.(1909)
19.YÜZYIL ISLAHATLARI
Alemdar Mustafa Paşa ve 2.Mahmut’un Padişah olması:
Kabakçı Mustafa isyanı sonucunda Rusçuk ayını Alemdar Mustafa Paşa İstanbul’a gelerek tekrar 3.Selim’i tahta geçirmek istemiş fakat 3.Selim öldürülmüş oluğundan 2.Mahmut’u hükümdar yapmıştır.2.Mahmut tahta çıktığında Alemdarı sadrazamlığa getirmiştir.(1808)
Alemdar Mustafa Paşanın Islahatları:
Rumeli ve Anadolu’da ki ayanlarla Sened-i İttifak (1808)imzalamıştır.Ayanlarla devlet arasında kurulacak ilişkilerde esas olacak prensipler belirlenmiştir.
Önemi:
Sened-i İttifakla Osmanlı devletinde ilk kez padişah kendi dışında başka bir gücün varlığını kabul etmiştir.Ve ilk kez Osmanlı padişahlarının yetkileri kısıtlanmıştır.Alemdar Sekban-ı Cedid ordusunu kurmuştur.Fakat bu durum Yeniçerileri rahatsız etmiş ve isyan edip Alemdar’ı öldürerek Sekban-ı Cedid’i kaldırmışlardır.
2.MAHMUT DÖNEMİ ISLAHALARI
A)İdari Alanda
Divan-ı Hümayun kaldırılarak yerine Nezaretler(Bakanlıklar) kurulmuştur.
Tımar ve zeamet kaldırılarak devlet memurlarına maaş bağlanmıştır.
Askerlik işlerini düzenlemek için Dar-ı Şura-ı Askeri.Mülkiye işlerini düzenlemek için Dar-ı Şura-ı Bab-ı Ali ve 1838 ve Meclis-i Vala-i Ahkam-ı Adliye kuruldu.Bu meclisler danışma niteliğinde kararlar almaya yetkiliydiler.Padişah kararları onaylarsa yürürlüğe giriyordu.
İdari birim olarak muhtarlıklar kurulmuştu.
Posta teşkilatı düzenlenmiştir.
Ülke dışı seyahatlerde pasaport uygulamasına başlanmıştır.
Ölen yada azledilen devlet memurlarının mal varlığına devletin el koyması demek olan Müsadere kaldırılmıştır.
Sağlık teşkilatı için önemli olan karanana ilk kez uygulanmıştır.
Memurların kılık kıyafeti yeniden düzenlenmiş ve fes,ceket,pantolon resmi kıyafet olarak kabul edilmiştir.
İller merkeze bağlanmıştır.Merkezi dinlemeyen valilerle mücadele edilmiştir.
B)Askeri Alanda
Sekban-ı Cedid Ordusunun sonra bu orduya benzer Eşkinci Ocağı kurulmuş fakat Yeniçeriler isyan ederek bu orduya da son vermişlerdir.
Yeniçeri Ocağının Kaldırılması
Yeniçerilerin savaşlardaki yetersizliklerinden,halk arasındaki taşkınlıkları ve devlet idaresine karışmaları üzerine halkın ve ulemanın desteğiyle Yeniçeri Ocağı kaldırılmıştır.(1826)
Yorum:Yeniçeri Ocağının kaldırılması ile ıslahatların önündeki önemli bir engel kaldırılmış,padişahların ülke içindeki otoriteleri tekrar artmıştır.
Yeniçeri Ocağının Avrupa usulünde Asakır-ı Mansure-i Muhammediye adıyla yeni bir ordu kurulmuştur.(Bölük,tabur,alay şeklinde düzenlenen ordudur.)
Seraskerlik(Başkomutanlık)makamı oluşturulmuştur.Eyaletlerde ortaya çıkan boşluğu doldurmak için 1834 yılında Redif birlikleri kurulmuştur.
1836’da Anadolu ve Rumeli de Müşirlikler kurulmuş ve Redif birlikleri bunlara bağlanarak,müşirler hem idari hem de askeri yetkiler üstlenmiştir.
İlk defa nüfus sayımı yapılmıştır.(1831)(Nüfus sayımı askeri nitelikte olmuştur.Yalnızca erkekler sayılmıştır.)
Mehteran Bölüğü kaldırılıp Mızıka-ı Hümayun kurulmuştur.
C)Kültür ve Eğitim Alanında
İlk kez Avrupa tarzı eğitim kurumları açılmıştır.
1826’da Tıphane-i Amire (Askeri tıp oklu) açılmıştır.Daha sonra Mektep-i Maarif-i Adliye(Devlet memuru yetiştirmek için) Mektep-i Ulum-ı Harbiye,Mektep-i Bahriye açılmıştır.Enderun kapatılmıştır.
1828 yılında kurulan Mektep-i Rüşdiye Nezareti ile Osmanlı devletinde eğitim-öğretim yeni boyutlar kazanmıştır.Bu gelişme Osmanlı toplumunda bir probleme sebep olmuştur.Osmanlı eğitimin de dünya görüşleri eğitimi anlayışı ve yöntemleri tamamen ters iki kutbun doğmasına yol açmıştır.(Kültür çatışması ortaya çıkmıştır)
Askeri İdadi (Askeri Lise)açılmıştır.
Takvim-i Vekayi adıyla ilk resmi gazete yayınlanmıştır.
Avrupa tarzı müzik serbest bırakılmıştır.
İlk kez yabancı dil okulu açılmıştır
Avrupa’ya ilk kez öğrenci gönderilmiştir.
İlköğretim zorunlu hale getirilmiştir.
D)Ekonomi Alanında
Yabancı mallara karşılık yerli malların kullanımı teşvik edilmiştir.
Müslüman tüccarları teşvik amacı ile vergiler azaltılmıştır.
1838 Balta Limanı Antlaşması ile İngiltere’ye ticari imtiyazlar verilmiştir.
Bu antlaşma ekonomik ıslahatlara büyük darbe vurmuştur.
TANZİMAT FERMANI(1839)
Padişah Abdülmecit döneminde Mustafa Reşit Paşa tarafından hazırlanmıştır.Devleti çöküntüden kurtarmak Mısır sorununda Avrupa’nın desteğini almak ve önceki ıslahatların eksikliklerini gidermek için ilan edilmiştir.
Esasları;
Müslüman ve gayr-ı Müslim bütün tebanın ırz,namus,can ve mal güvenliği devlet garantisinde olacak.
Mahkemeler açık olacak,hiç kimse yargılanmadan cezalandırılmayacak.
Kanun önünde herkes eşit sayılacak.
Vergiler gelire göre toplanacak.
Herkes malının sahibi olacak,varislerine miras bırakabilecek.
Askerlik işleri düzenlenecek,askerlik vatan hizmeti şeklinde olacak.
Rüşvet ve iltimas kalkacak.
Yorum:
Osmanlı ülkesinde anayasacılık ve demokrasi faaliyetlerinin başlangıcıdır.
Her gücün üzerinde kanun gücü olduğu kabul edilmiştir.
Mülkiyet hakkı devlet garantisine alınmıştır.
Batılılaşma hareketleri hız kazanarak Avrupa’ya daha iyi anlayan aydınlar yetişmiştir.
Avrupa tipi hukuk kuralları yerleşmeye başlamış ve yeni mahkemeler açılmıştır.Bu durum hukuk birliğinin bozulmasına neden olmuştur.
Bu ferman halkla padişah arasındaki dayanışma sonucu değil padişahın iradesine bağlı olan tek taraflı bir gelişme olmuştur.
Bu fermanı Osmanlı devleti Avrupa baskısı olmadan kendi isteği ile ilan etmiştir.
ISLAHAT FERMANI(1856)
Paris konferansı sırasında Avrupa devletlerinin Osmanlının içişlerine karışmasını engellemek amacıyla ilan edilmiştir.Devletin bu fermanın getirdiği esaslara gereksinimi yoktu.
Esasları;
Halka din ve vicdan hürriyeti tanınacak.
Gayr-ı Müslimler küçük düşücü ifadeler kullanılmayacak.
Azınlıklar devlet memuru olabilecek.İl meclislerine de girebilecek.
Askerlik için nakdi bedel kabul edilecek.
Vergisini ödedikten sonra yabancılar da mülk edinebilecek.
Mahkemelerde herkes dinine yemin edebilecek.
Vergiler herkesin gelirine göre toplanacak.
Tarım ve ticaret yeniden düzenlenecek.
Yorum:
Müslüman halka yeni bir şey getirmemiş gayr-ı Müslimlerin haklarını daha da genişletmiştir.
Hiçbir fark gözetmeden Osmanlı toplumunu kaynaştırmak amaçlanmıştır fakat başarılı olunamamıştır.
İltizam sistemi kaldırılmıştır.
Fermana rağmen Avrupa devletleri Osmanlı devletinin içişlerine karışmıştır.
1.MEŞRUTİYET(1876)
Tanzimat fermanı ile Avrupa’yı daha iyi anlayan aydınlar aydınlar yetişmiştir.Genç Osmanlılar adını alan bu grup meşrutiyet ve anayasanın yürürlüğe konarak çöküşün önleneceğini savunmuşlardır.Balkan Bunalımı sırasında başlayan muhalefet hareketi ile Abdülaziz sonrasında meşrutiyeti ilan edeceğine söz veren 2.Abdülhamit hükümdar olmuştur.İstanbul Konferansı sırasında Kanun-ı Esasi ilan edilerek meşrutiyet yönetimine geçilmiştir.
Kanun-ı Esasi’ye Göre;
Yasama görevi Ayan ve Mebusan meclisine aittir.Ayan meclisi üyelerini padişah Mebusan meclisi üyelerini halk seçer.
Hükümet padişaha karşı sorumludur.
Padişahın meclisi kapama,zararlı gördüğü kişileri sürgüne gönderme yetkisi vardır.
Anayasada mülkiyet ve dilekçe hakkı kişi,din,basın,eğitim ve öğretim özgürlüğü gibi temel hak ve hürriyetler yer almıştır.
Dayak ve işkence yasaktır.
Mahkemeler herkese açık olacaktır.
Yürütme görevi padişah başkanlığındaki vekiller Heyetine (bakanlar kurulu’na)aittir.
Kanun teklifini sadece hükümet yapabilir.Meclis ise uygun görürse onaylar
Yorum:
Türk tarihindeki ilk anayasadır.
Halk ilk kez padişahın yanında yönetime katılmıştır.
Halk ilk kez seçme,seçilme ve temsil edilme yetkisini kullanmıştır.Böylece Anayasal ve Demokratik düzene geçilmiştir.
1877 yılında başlayan Osmanlı-Rus savaşı sebebiyle meclis kapatılmış Kanun-ı Esasiye askıya alınmıştır.Böylece 1.Meşrutiyet dönemi sona ermiştir.
2.MEŞRUTİYET (1908)
1878 yılında meclisin kapatılmasından sonra 2.Abdülhamit’e karşı oluşturulan muhalefet ortamında İttihat ve Terakki Cemiyeti kuruldu.Makedonya da başlayan isyan sonucu 23 Temmuz 1908 de 2.Meşrutiyet ilan edilmiştir.İsyanın Makedonya’ya çıkmasında Berlin antlaşmasıyla Makedonya da ıslahat yapılması etkili olmuştur.İngiltere ve Rusya arasında yapılan Reval görüşmelerinde bu olayda çabuklaştırıcı etkiye sahiptir.
2.Meşrutiyet Döneminde Kanun-ı Esasi’de Yapılan değişiklikler
Hükümet meclise karşı sorumludur.
Basına geniş bir özgürlük verilmiş sansür kaldırılmıştır.
Siyasi partiler kurulmuştur.(çok partili sistem)
Padişahın yetkileri en fazla bu dönemde sınırlanmıştır.
Hükümet üyelerini sadrazam seçmeye başlamıştır.
Antlaşmaları meclis onaylamaya başlamıştır.
Kızlar için Yüksek Öğretim Kurumları açılmıştır.
2.Abdülhamit döneminde dış borçları ödeyebilmek için Duyun-u Umumiye (Genel borçlar) İdaresi kurulmuş,Avrupa tarzında birçok okul açılmış ve Osmanlı medeni kanunu denen Mecelle hazırlanmıştır.
31 Mart Olayı
2.Meşrutiyetin ilanından sonra çıkan karışıklıkları bahane eden yenilik aleyhtarları isyan ederek Meşrutiyet idaresine son verilmesini istemişlerdir.Bunun üzerine merkezi Selanik’te olan Hareket Ordusunun yardımıyla bastırılan 31 Mart Olayından sonra 2.Abdülhamit tahttan indirilmiş 5.Mehmet Reşat padişah olmuştur. Not:31 Mart Vakası Osmanlı tarihinde görülen tek siyasi ve rejime karşı çıkarılan ilk isyandır.
 

wien06

V.I.P
V.I.P
OSMANLI KÜLTÜR VE MEDENİYETİ
OSMANLI HAKİMİYET ANLAYIŞI
Osmanlı Devletinde yönetim İslam Hukukuna dayanırdı.İslamla çelişmemek şartıyla Padişah Örfi Kanunlar koyabilirdi.Bu kanunlar fermanla ilgililere duyurulurdu.
Osmanlılarda diğer Türk devletlerinde olduğu gibi,”Devlet hanedanın ortak malı sayılırdı” ancak 1.Murat bu anlayışı değiştirmiş,Tahta geçebileceklerin sayısını azaltmak böylece taht kavgalarını önlemek veya kısıtlamak maksadıyla “Devlet ,Padişahın ve oğullarınındır” hükmünü getirmiştir.Ayrıca Fatih
Kanunname-i Ali Osman ile tam merkeziyetçi bir yönetim oluşturmuştur.16.yüzyılda 1.Ahmed “Ekber ve Erşed” sistemini yani ailenin yaşça en büyüğü ve akıllısının padişah olması usulü uygulanmaya başlamıştır. 19.yy.da Batıdaki gelişmelere uygun olarak Tanzimat fermanıyla padişahın yetkileri sınırlandırıldı.Meşrutiyetle birlikte yönetimde meclisin de yer alması usulü getirildi,ama padişahın Tanrı tarafından verilen yönetim hakkı hiç tartışılmadı.Osmanlılarda Padişah olma hakkı erkek çocuklarındır,Padişah’ın erkek çocuklarına “ŞEHZADE” denirdi,Şehzadelerin yetiştirilmesine önem verilir,küçük yaşta devlet tecrübesi kazanması için sancaklara yönetici olarak tayin edilirdi,yanlarına da “Lala” denilen devlet adamları verilirdi.Bu usul 1.Ahmed döneminde değiştirilmiş “Kafes Usulü” getirilmiştir.
OSMANLI DEVLET YÖNETİMİ
A)MERKEZ TEŞKİLATI-Devletin yönetim merkezi başkenttir.Özellikle İstanbul’un fethiyle gelişen merkez yönetimi şu şekildeydi;
1-SARAY : Padişah sarayda hem devleti yönetir hem de özel hayatını burada geçirirdi.Yönetim merkezi İstanbul’dur,Asitane ,Dersaadet Payitaht gibi isimlerle anılırdı.Osmanlı Sarayı iki bölümden oluşurdu. a)Birun: Sarayın dış teşkilatıdır.
b)Enderun: Sarayın iç teşkilatıdır.Devlet adamları enderunda yetiştirilirdi,ayrıca burada saray kadınları için de harem bulunur,burada kadınların eğitimi de sağlanırdı.
2-İSTANBUL’UN YÖNETİMİ : İstanbul’un kendisine özel bir yönetimi vardır.Taht kadısı da denilen İstanbul Kadısı adalet işlerine bakardı.Şehrin güvenliğini Yeniçeri Ağası sağlardı,Sivil halkın güvenliği Subaşı’nın görevidir.Belediye işlerini Şehiremini yapar,Mimarbaşı’dan izinsiz bina yapılamazdı.
3-DİVAN-I HÜMAYUN: Devletin siyasi,askeri,idari,mali meselelerinin görüşülüp karara bağlandığı kuruldur.Ayrıca büyük davalara da divanda bakılır ,halkın şikayetleri dinlenirdi .İlk defa Orhan Bey zamanında kurulan divan teşkilatına Padişah başkanlık ederdi,Fatih döneminde devlet işlerinin yoğunlaşması sonunda Veziriazam’ a divana başkanlık etme görevi verildi. Divan Üyeleri Şunlardır:
Padişah: Fatih devrine kadar başkanlık etmişler bu devirle birlikte divana katılmamışlar “kafes” arkasından divan toplantılarını takip etmişlerdir.
Vezir-i Azam: Vezirlerin başıdır,padişah’ın mutlak vekilidir.Devletin en büyük memurudur.
Vezirler : Askeri ve siyasi işlerden sorumlu devlet adamlarıdır,dönemlere göre sayıları değişmiştir.(2-9 arası)
Kazasker : İlmiye sınıfına mensuptur.Adalet,eğitim ve din işlerine bakarlardı.Ayrıca divanda büyük davalara bakar,kadı ve müderris tayinini yapardı.Kazasker sayısı Fatih döneminde ikiye çıkmıştır.
Defterdar : Maliye işlerinden sorumludur.Devletin büyümesine paralel olarak sayıları önce ikiye sonra üçe çıkmıştır.
Nişancı (Tevki’i veya Tuğrai) : Padişah’a ait evraklara tuğra çeker,dış devletlerle yazışmaları yapar,toprak sistemini tanzim ederdi.
Reisülküttap : Divan katiplerinin şefidir,Nişancıya bağlıydı ancak 17.yy.dan sonra dışişleri bakanlığı görevi yapmıştır.
Kaptan-ı Derya : Deniz işlerinin sorumlusu ve donanmanın başkomutanıdır.Denizlerle ilgili konularda divana katılırdı.
Yeniçeri Ağası : Vezir olan Ağalar devamlı üyedirler,vezir olmayanlar ise ihtiyaç duyulduğunda divana katılır bilgi arz ederdi
Şeyhülislam (Müftü): Divan kararlarının İslama uygun olup olmadığını denetlerdi.Divanın doğal üyesi değildir,Halifeliğin Osmanlılara geçmesiyle önemi artmış,Kanuni devrinde Veziriazamla denk sayılmıştır.



TAŞRA TEŞKİLATI
Osmanlı Devletinde ülke eyaletlere,eyaletler sancaklara,sancaklar kazalara,kazalar da köylere ayrılmıştır.
A.EYALETLER: Beylerbeyi denilen askeri yöneticiler tarafından idare olunan eyaletler temel idari birimdir ve üç değişik statüsü bulunur.
1.Merkeze Bağlı Eyaletler (Salyanesiz): Dirlik sisteminin uygulandığı eyaletlerdir.Gelirleri dirliklere ayrılır.”Yıllıksız Eyalet” de denir.Rumeli,Anadolu,Bosna,Halep,Şam gibi.
2.Özel Yönetimi Olan Eyaletler (Salyaneli): Bunların gelirleri dirliklere bölünmez,vali ve askerlerine maaş verilirdi. Bu eyaletlere “yıllıklı eyalet” denilir.Geliri İltizama verilirdi, Eyaletin belli miktardaki vergisinin hazineye peşin olarak yatırılmasına “İltizam” Buraların vergi toplama işini alan kişilere de “Mültezim” denilir. Mültezim devlete peşin verdiği vergiyi karıyla eyaletten toplardı.Trablusgarp,Tunus,Cezayir,Mısır,Bağdat gibi .
3. Bağlı Hükümet ve Beylikler: Bunlar iç işlerinde serbest,dış işlerinde Osmanlı’ya bağlıydılar.Beyleri Padişah tarafından atanırdı.Kırım.Eflak,Boğdan,Erdel ve Hicaz’dır.
B.SANCAKLAR : Bugünkü illerin karşılığı olan sancaklar,Sancak Bey i tarafından yönetilirdi.
C.KAZALAR : Kadılar tarafından yönetilen sancaktan küçük idari birimdir.Kadılar ayrıca “Emirleri halka iletmek,Davalara bakmak,Halkın isteklerini merkeze bildirmek ve vergi toplanmasına yardımcı olmakla” görevlidirler.

D.KÖYLER : Köy kethüdası tarafından yönetilen en küçük idari birimdir.
ORDU VE DONANMA
Osmanlılarda askeri sınıfa “Seyfiyye” (kılıç ehli) denilmiştir,Kara ve Deniz Ordusu olarak ikiye ayrılmıştır.
Kuruluş döneminde eli silah tutan herkes askerdi,düzenli bir ordu yoktu.Devletin genişlemesi üzerine Orhan Bey döneminde ilk defa “yaya ve müsellem” adıyla ilk düzenli ve sürekli ordu kuruldu.1.Murad döneminde ise “Yeniçeri” ocağı kuruldu.Önceleri “Pençik sistemi” ile elde edilen gençler Acemi Ocağına alınır burada yetiştirilip Yeniçeri olurdu,2.Murad döneminde “Devşirme Kanunu” çıkarılarak hıristiyan ailelerin çocukları da alınıp yetiştirildi.Ayrıca 1. Murad döneminde “Tımar Sistemi” uygulanarak Tımarlı Sipahiler adıyla yeni bir güç oluşturuldu.
KAPIKULU ASKERLERİ (HASSA ORDUSU: Devşirme kökenlidirler,devletten Ulufe adı verilen üç ayda bir maaş alırlar,direkt Padişah’ a bağlıdırlar.
A-KAPIKULU PİYADELERİ:
1-Acemi Oğlanlar Ocağı: Devşirilen çocuklar Türk –İslam terbiyesini Türk aileleri yanında aldıktan sonra bu ocağa alınır, temel bilgiler verildikten sonra en zekileri Enderun’a ayrılır diğerleri Kapıkulu ocaklarına dağıtılırdı.
2-Yeniçeri Ocağı: Yeniçeri ocağı en gözde askeri sınıftır,başlangıçta sayıları az iken daha sonra hızla çoğaltılmış,3.Murad devrinde usulsüz alımlarla ocak bozulmuş zararlı bir hale gelmiş,2.Mahmud 1826’ da Yeniçeri Ocağını kaldırmıştır.
3-Cebeci Ocağı: Silahların bakım ve onarımını yaparlardı,cephaneyi hazırlarlardı.
4-Topçu Ocağı: Top ve top malzemelerini üreten ve kullanan sınıftır.(Top Osmanlılarda ilk defa 1.Murad tarafından 1.Kosova savaşında kullanılmıştır.)
5-Top Arabacıları Ocağı: Topları cepheye taşırlardı.
6-Humbaracılar: Havan topu ve el bombası yapıp kullanan sınıftır.
7-Lağımcılar : Kuşatmalarda surların altına kanallar kazan sınıftır.
B-KAPIKULU SÜVARİLERİ:
Seçme askerlerden oluşan kapıkulu sipahileri,padişahın özel koruma birlikleridir,altı bölük halkı da denilir, bu bölükler şunlardır.Sipah,silahtar,sağ ulufeciler,sol ulufeciler,sağ garipler,sol gariplerdir.

EYALET ASKERLERİ
Eyalet askerleri,ordunun en önemli bölümüdür.Tamamen Türklerden oluşan Cebelü adı verilen bu atlı askerlerin tüm ihtiyacı Dirlik sahipleri (sipahi) tarafından karşılanırdı.Savaş zamanı orduya katılan Eyalet askerleri barış zamanında ise bulundukları bölgede huzur ve güveni sağlamak için çalışırlardı.
Eyalet askerlerinin en önemlisi akıncılardı.Akıncılar:sınır boylarında otururlar,düşman memleketlerine akınlar düzenlerdi.
-Bunların yanında Yayalar, Müsellemler,Garipler,Yörükler,Sakalar ve Derbent Muhafızları gibi bölüklerde yardımcı kuvvetlerden sayılıyordu.
3.DONANMA
Orhan Gazi devrinde ilk defa denize açılan ve donanma sahibi olan Osmanlı Devleti ilk büyük deniz savaşını Çelebi Mehmet zamanında (1416)Venedik’e karşı yapmış ve kaybetmiştir.Fatih devrinde Bizans’a gelebilecek yardımı engellemek amacıyla oluşturulan Osmanlı donanması denizlerde büyük bir güç olarak kendisini kabul ettirmiş ve Karadeniz ile Ege’nin Osmanlı hakimiyetine girmesinde önemli rol oynamıştır.Türk denizciliği en parlak devrini Kanuni döneminde yaşamış ve bu dönemde Akdeniz hakimiyeti de Osmanlı Devleti’ne geçmiştir.Haçlı donanmasının 1571’de İnebahtı Savaşı’nda Osmanlı donanmasını imha etmesinden sonra tekrar toplanma imkanı olmuşsa da sonraki Çeşme,Navarın ve Sinop baskınlarında Rus donanmasını imha etmiş ve yeniden toparlanmakta mümkün olmamıştır.1886’da Bahriye Nezareti kurularak donanma bu bakanlığın denetimine bırakıldı.Abdülaziz döneminde (1861-1876) donanma güçlendirilmeye çalışıldı.Fakat tüm bu çabalar donanmayı istenilen seviyeye getiremedi.

TOPRAK SİSTEMİ
Osmanlı Devleti’nde ülke toprakları mülkiyet hakkı bakımından Mülk,Mira ve Vakıf olmak üzere üçe ayrılmıştır.
1)MÜLK ARAZİ:Osmanlı Devleti’nde halkın elinde bulunan,tamamıyla halka ait topraklardı.Bu tür topraklar kendi aralarında iki kısma ayrılmıştır.
Öşriyye:Osmanlılar tarafından fethedilmeden önce de Müslümanların elinde bulunan araziler.Bu topraklar Müslüman köylerin tasarrufunda olup ürünlerin bir kısmını devlete vergi vermekle mükelleftiler.
Haraciyye:Gayr-i Müslimlerden alınan topraklar olup fetihten sonra da eski sahiplerinde bırakılmışlardı.Bu tür arazilerde yaşayan Gayr-i Müslim halk ürettikleri ürünün bir kısmını devlete haraç olarak ödemek zorunda idiler.
2)VAKIF ARAZİ:Gelirleri cami,medrese,hastane gibi topluma hizmet veren kuruluşların masrafları için ayrılmış olan arazilerdir.Vakıf arazilerin alınıp satılması kesinlikle yasak olup devlet tarafından da vergiden muaf tutulmuştur.
3)MİRİ ARAZİ:
Osmanlı’da toprağın:
Mülkiyeti – Devlete,
Vergisi - Sipahiye,
İşletme hakkı – Köylüye aittir.
Devlet mülkiyetini geçirilen topraklardır.Mülkiyeti devlete ait olan topraklar ekilip biçilmesi ve işlenmesi amacıyla çeşitli kişilere bırakılmıştı.Miri arazi çeşitli bölümlerden meydana gelmiştir.
a)Dirlik:Miri arazinin en önemli bölümüdür.Geliri maaş karşılığı olarak devlet memurları ve askerlere verilen topraklardır.Gelirlerine göre üçe ayrılır:
-Has:Yıllık geliri 100.000 akçe ve üzeri olan topraklardır.Padişah,şehzadeler,divan üyeleri ve yüksek dereceli devlet memurlarına verilirdi.
-Zeamet:Yıllık geliri 2.000 akçeden başlayıp 100.000 akçeye kadar olan dirliklerdir.Orta dereceli devlet memurlarına (Kadı,Sancak Beyi,Müderris vs.)verilirdi.
-Tımar:Yıllık geliri 3.000 akçe ile 20.000 akçe arasında olan dirliklere tımar denirdi.Tımar sahipleri gelirlerinin 3.000 akçesini kendi geçimlerine ayırırlardı.Buna kılıç tımarı deniliyordu.Geri kalan her üç bin akçe için bir Cebelü yetiştiriyordu.Tımar üçe ayrılıyordu:
1.Eşkinci Tımarı:Savaşta yararlılık gösteren askerlerle verilirdi.
2.Müstahfız Tımarı:Cami imam ve hatiplerine verilirdi.
3.Hizmet Tımarı:Saray görevlilerine verilirdi.
Dirlik sisteminin uygulanması:
1.Devlet,üretimi denetimi altına almış ve sürekliliğini sağlamıştır.
2.Eyalet askerleri (cebelü) bu sistem sayesinde yetiştirilmiş,devamlı savaşa hazır bir ordu bulundurulmuştur.
3.Ülkenin bayındır hale gelmesi,araziden daha iyi faydalanılması,askeri masrafların azaltılması,böylece gelirlerin arttırılması sağlanmıştır.
4.Tımar sistemiyle devlet vergi toplama külfetinden kurtulmuştur.
Osmanlı toplumu genelde bir köylü toplumu olduğundan ekonomisinin en önemli kolu tarımdı.Hayvancılık ve tarım ekonomisinin ve genel ekonominin önemli unsurlarından biriydi.Tarım politikasını belirleyen en önemli uygulama Tımar sistemiydi.Bu sistemde daha önce bahsettiğimiz gibi toprağın mülkiyeti devlete işleme hakkı köylüye,vergisi sipahiye aitti.Köylü ,toprağı sürekli işleme ve miras bırakma hakkını devam ettirebilmek için bazı yükümlükleri yerine getirmek zorundaydı.
1.Sebepsiz olarak toprağını terk edemezdi.
2.Toprağı sebepsiz olarak üç yıl üst üste boş bırakamazdı.Eğer bırakırsa toprak kendisinden alınırdı.
3.Öşür ve diğer vergileri sipahiye ödemek zorundaydı.
Bu yükümlülükleri karşı devlet de halkın güvenliğini korumak ve düzeni sağlamakla görevliydi.Vergi toplamakla görevli olan Tımarlı sipahinin de reayaya (halka) yükümlülükleri vardı.
1.Köylünün güvenliğini sağlamak
2.Üretim araçlarını temin etmek
3.Tohum ve gübre ihtiyaçlarının karşılanmasında köylüye yardımcı olmak
4.Köylünün vergisini en kolay şekilde ödenmesini sağlamak
b)Ocaklık:Geliri kale muhafızlarına verilirdi.
c)Yurtluk:Geliri sınır boylarındaki askerlere verilirdi.
d)Mukataa:Geliri doğru devlet hazinesine giderdi.
e)Metruk:Otlak mera vs.
f)Paşmaklık:Geliri Padişah hanım ve kızlarına verilirdi.
g)Malikane:Geliri üstün hizmet karşılığı olarak devlet görevlilerine verilirdi.
OSMANLI EKONOMİSİ
Osmanlı Devleti’nde mali işlerden Defterdar sorumlu olup para birimi olarak akçe kullanılmıştır.Fatih devrinden itibaren yaygın olmamakla beraber altın para kullanılmıştır.Devletin ekonomik seviyesi yükselme döneminde İpek ve Baharat Yolları’nın ele geçirilmesi ve büyük fetihlerin etkisiyle mükemmel bir seviyeye ulaşmışsa da fazla uzun sürmemiştir.
Devletin Başlıca Vergileri Şunlardır:
A)ŞER’İ VERGİLERİ-Dini vergilerdir.
1.Öşür:Müslüman üreticilerden 1/10 oranında alınan arazi ve üren vergisidir.
2.Cizye:Baş vergisi de denilen bu vergi sadece askerlik yapabilecek durumda olan Gayr-i Müslim erkeklerden alınan sosyal güvenlik ve himaye vergisidir.Kadın,çocuk,ihtiyar ve düşkünlerden alınmazdı.
3.Haraç:Gayr-i Müslimlerden alınan 1/5 oranında arazi ve ürün vergisidir.
B)ORFİ VERGİLER-Padişahın iradesiyle toplanan vergilerdir.Raiyyet Rüsumu da denilen bu vergiler üreticinin durumuna göre toplanırdı.
1.Resm-i Çift:Çiftçinin elinde bulunan toprakların karşılığında alınan bir vergidir.Vergi miktarı arazinin büyüklüğü ve çiftçinin evli-bekar oluşuna göre belirlenirdi.
2.Çiftbozan:Toprağın mazeretsiz olarak terk eden ya da üç yıl üst üste boş bırakılan köylüden alınan vergilerdir.
3.Adet-i Ağnam:Hayvan vergisidir.Sipahiler tarafından toplanan bu verginin miktarı,hayvan sayısı ile orantılı olarak belirlenirdi.
4.Avarız Vergisi:Olağanüstü durumlarda halktan alınan bir vergidir.
Ayrıca savaşlarda elde edilen ganimetler tuzla,orman,maden ve gümrük vergileri de devletin gelir kaynaklarını oluşturur.
Not:İlk resmi Osmanlı bütçesini hazırlayan Tarhuncu Ahmet Paşa olmuştur.
Esnaf Teşkilatı:Osmanlı Devleti’nde esnaflar Lonca adı verilen teşkilata sahipti.Her esnaf bir loncaya üye olur,loncanın denetimi ve koruması altında bulunuyordu.XIII.ve XIV.yüzyıllarında Ahi Teşkilatı olarak kurulan bu teşkilat,Osmanlılarda Lonca adını almıştır.
XIV.yüzyıla kadar Müslüman ve Hıristiyan esnaflar aynı loncaya üye olabilirken,daha sonra loncalar ayrılmıştır.
Locaların başlıca görevleri şunlardır:
-Ürünlerin kaliteli yapılabilmesini sağlamak ve fiyatları belirlemek.
-Esnafla hükümet arsında ilişkileri düzenlemek.
-Üyelerin zararlarını karşılamak ve kredi sağlamak.
-Halka mesleki eğitim vermek.



EĞİTİM VE ÖĞRETİM
Osmanlı Devleti’nde yaygın ve temel eğitim kurumu olan medreseler ilk olarak Orhan Bey devrinde kurulmuştur.Sahn-ı Seman ve Süleymaniye Medreseleri’nin kurulması ile en parlak devrini yaşamıştır.Medreselerde hem aklı,hem de nakli ilimler okutuluyordu.Nakli ilimler İslam dinine ilişkin ilgilerdir.Bunlar:Kur’an-ı Kerim,Tesfir,Hadis,Fıkıh ve Kelam’dı.Akli ilimler ise:Felsefe,Matematik,Astronomi,Fizik,Kimya,Biyoloji,Coğrafya gibi ilimlerdir.
Medreselerin dışında tekke,dergah,cami,lonca,sıbyan mektepleri,saray okulları (Enderun) ve konaklarda eğitim yapılırdı.
Osmanlı Devleti’nde özellikle XVIII.yüzyıl sonlarından itibaren bir çok askeri okul açılmıştır.
Eğitim kurumlarının amacı askeri ve ilmiye sınıfına yönetici yetiştirmekti.
Eğitim kurumlarında Kuruluş devrinde Türkçe kullanılmış.Yükselme döneminden itibaren Farsça ve Arapça’nın da katılımı ile Osmanlıca doğmuştur.
II.Mahmut döneminde ilköğretim zorunlu oldu.
XIX.yüzyılda kızların sonra devam edebilecekleri öğretmen ve sanayi okulları açıldı.


KÜLTÜR VE SANAT
Kültür bir milletin sahip olduğu maddi ve manevi değerlerin tümüdür.Klasik Osmanlı Türk toplumu ve kültürünün temelini,
a)1071 Malazgirt Zaferi’nden bu yana Türkleşen Anadolu.
b)Ahiler,gaziler,esnaf ve sanatkarlar,
c)İslam dini.
d)Padişahların izledikleri temel kültür politikası.
e)Türk ordu ve geleneği meydana getirmiştir.
Osmanlı Devleti askeri,adil,sivil ve idari teşkilatının en önemli unsurlarını Selçuklulardan almıştır.Osman’ın müesseselerinde kısmen İlhanlılar ve Memlükler’in etkisi olmuştur.
XIII.yüzyılın sonlarından itibaren Bizans sınırında kurulan uç bölgelerinde,klasik büyük bir devlete yükselişin tarihini yaşayan Osmanlılar,kültürlerini uçlardaki diğer kültürlerin gelişmelerini de alarak süsledi.
Osmanlı Devleti’nin son döneminde Batı kültürüyle buluşma başlamıştır.XIX.yüzyılda yeni tarz ve değerler gündeme gelmiş,bu dönemde çağdaşlaşma kültüre yansımıştır.
Osmanlı Devleti Kuruluş döneminde ilim öğrenmek isteyenler Suriye,Irak ve Mısır gibi ilim merkezlerine giderken II.Murat ve Fatih döneminde Osmanlı ülkesi büyük bir ilim merkezi haline geldi. Özellikle Fatih döneminde bilim hayatında önemli gelişmeler oldu.Bunun temel nedeni,Fatih’in bilim adamlarına saygı göstermesi ve değer vermesidir.Fatih külliyesi devrin en büyük bilim adamlarını bir araya topladı.Fatih Külliyesi’nin Sahn-ı Seman Medreseleri diye anılan kısmı kültür hayatının en önemli kuruluşlarından biriydi.
Osmanlı Devleti Arap alfabesini kullanmıştır.Devletin resmi dili ise Türkçedir.Din ve ilim dil olarak Arapça,ebedi dil olarak da Farsça yaygın olarak kullanılıyordu.Arapça,Farsça ve Türkçe’nin bir arada kullanılması sonucu Türkçe’nin Osmanlıca denilen yeni bir şekil ortaya çıkmıştır.
Güzel sanatlarda:minyatür,seramik sanatı,çinicilik hat sanatı ve özellikle mimari gelişmiştir.Klasik dönemin en önemli eserlerini Mimar Sinan vermiştir.Mimar Sinan çıraklık dönemimde Süleymaniye,ustalık dönemimde ise Selimiye camilerini yaptı.
Osmanlı,klasik mimari tarzı Lale devriyle önemini kaybetmeye başladı.Lale devriyle mimaride Avrupa’nın etkisi başladı ve Lale devrinden sonra da Türk Barok ve Rokoko devrine (1740-1808) girildi.XIX.yüzyılda Batı kaynaklı Ampir üslup Türkiye’ye girdi.(1808-1860)
1860-1900 yılları arasında seçmeci (eklektik) akım hakim oldu.Batı tarzına tepki olarak milliyetçilik ön plana çıktı.Avrupa seçmeciliğinin yerine Osmanlı ve Türk mimarisinin unsurlarını aldı.Böylece Neo-klasik dönem başladı.(1900-1925)
 
Top