Osmanlı Döneminde Damla Sakızı

Suskun

V.I.P
V.I.P

dogal_damla_sakizi.gif
Damla sakızı vergilerini toplayan Sakız Emini adayı sonbaharda ziyaret eder ve Sultan III. Osman’ ın 1750 tarihli fermanına göre diğer vergilerle karşılık devlet hazinesi adına 300 kutu damla sakızını ( 20 000 okka = 26 000 kilo ) alırdı. Üretimin geri kalanının ticareti yapılırdı; fakat nasıl Gerçekleştirildiğine ilişkin günümüzde kesin bir bilgi yoktur. Daha sonraları ticaretin Fragolevantines denilen belirli tüccarlar tarafından yürütüldüğü de bilinmektedir. Fakat zamanla damla sakızı ticaretini eline geçiren ve ‘Mastichades’ olarak da adlandırılan Yunanlı Damla Sakızı Tüccarları Sınıfı onların yerini almıştır. Bu komisyoncular damla sakızını üreticilerden toparlar, işlemden geçirirler ve çeşitli pazarlara gönderirlerdi.

56369d1305983255t-osmanlida-damla-sakizi.jpg

Mastichochoria’ nın ayrıcalıkları arasında, kilise çanlarının çalınmasına izin verildiği de belirtilmekteydi. Genoan’ ın hakimiyetinden Türk hakimiyetine kadar hırsızlara karşı cezalar konuşmuştu. Satıcı, alıcı komisyoncu veya damla sakızı kaçakçılarına karşı cezalar vardı. Damla sakının toplandığı dönemlerde, damla sakızını hırsızlardan korumak için, köylerin girişleri geceleri kapatılırdı. Sakız Adası’ nın 1822’ deki yıkımında Türkler önceleri damla sakızı yetiştirilen köylere saygı gösterdiler. Kanaris Türk Donanması’ nı yaktığında Türkler de misilleme olarak her şeyi yok ettiler. Damla sakızı uğruna damla sakızı yetiştirilen köyler için canlarını bağışlamaları emredilmesine rağmen bu köylerden binlerce esir İstanbul’ a ve Mısır’ a sürüldü ve oralarda köle pazarlarında satıldılar veya Müslümanlaştırıldılar. Bununla birlikte Aleksandria Antlaşmasından sonra ve İngiliz pazarlarında satılan kadınların memleketlerine geri dönmeleri için serbest bırakıldılar.
56370d1305983255t-osmanli-damla-sakizi.jpg

1853 yılında II. Mahmut döneminde adaya ayrıcalıkları geri verildi ve Türk Fermanında eyalet vergilerinden savaşta ve barışta muaftırlar.

Damla sakızı adayla Türk Sultanları arasındaki iletişimin bir parçasıydı. Valide Sultan’ ın infaz zamanlarında damla sakızı çiğnediği ve paşaların yüreğini Sakız Adası’ nın kölelerinin yararına yumuşattığı rivayet edilirdi.

Şu da belirtilmektedir ki bu zaman içerisinde, adayla nadide ürünü arasındaki bağ Chios ( Sakız Adası ) ve Mastic – Tree ( Damla Sakızı Ağacı ) sözcüklerinin özdeş kabul edilmesine neden olmuştur. Türkler tarafından her ikisi de ‘ Sakız ‘ ( Türkçe’ de damla sakızı anlamına gelmektedir ) olarak adlandırılmıştır.
 
Top