• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

Ölçü aletleri

Suskun

V.I.P
V.I.P
Ölçü aletleri



Altimetre
Altimetre


Altimetre, deniz seviyesine göre bir yerin yüksekliğini ölçebilen özel bir barometre. Barometreler basıncı mm civa olarak göstermelerine mukabil; altimetre, yüksekliği doğrudan doğruya metre cinsinden gösterir. Deniz seviyesinden itibaren yukarıya doğru ortalamada her 10,5 m çıkıldıkça barometre 1 mm civa basıncı kadar düşme gösterir.

Bir dağın eteğindeki basınç ile tepesindeki basınç bir değildir. Tepedeki basınç daha azdır. Altimetre 800 metreyi gösteriyorsa, o yerin yüksekliği deniz seviyesinden itibaren 800 metredir. Havanın nem ve sıcaklığına bağlı olarak atmosfer basıncı % 0.1'den az değiştiğine göre, altimetre ile yükseklik ölçerken yapılabilecek hatanın % 0.1'den az olması beklenir.

Chassisdyno.jpg

Dinamometre

Dinamometre, döner bir makinenin çıkış kuvvetini ölçmede kullanılan aygıttır.
Dinamometre (ya da kuvvetölçer) en çok, bir elektrik motorunun ya da bir otomobil motorunun beygir gücünü ölçmede kullanılır. Döner parçaya uygulanan burma kuvveti (moment) ile açısal hızın çarpımı, kuvveti verir. Kuvvet ölçen dinamometrelerden en yaygın kullanılanı, esnek bir ****l halkadan oluşur. Bu halkayı sıkıştıracak biçimde bir kuvvet yüklendiğinde halka burulur ve burulma miktarına göre kuvvet ölçülür. Cismin uyguladığı kuvvet ne kadar büyükse yay o kadar gerilir. Dinamometrede ölçülen değerler, Newton birimiyle (N) gösterilir. (1 Newton = 9,81 kg)
Dinamometreler ****llerin esneklik özelliğinden yararlanılarak yapılmıştır. İç içe geçmiş iki borudan oluşur. İçteki boruda yay asılıdır. İçteki borunun üzeri eşit olarak bölmelendirilmiştir. Cisim içteki borunun ucundaki çengele takılır. Yer cismi ne kadar kendine doğru çekebilirse o cismin ağırlığı o kadardır.




Açıölçer
Açıölçer


Açıölçer, açıları ölçmeye yarayan aygıttır.
Açıların 0, 1 yay saniyesine kadar kesinlikle ölçülmesini sağlayan optik açıölçer (gonyometre), döner bir çember ile bu çembere dik bir eksen üstündeki bir nişanlama dürbünü ve bağlı olduğu bir verniyeli dürbünden oluşur.
Kristalografide, prizma ve optik bileşenlerin yapımında kullanılır.



Barometre
Barometre


Barometre Hava basıncını ölçmeye yarayan aygıt. Çeşitli tipleri vardır. İlk yapılanı cıvalı barometredir. Bunu 1643'te İtalyan Toriçelli bulmuştur. Cıvalı barometre, içi cıva dolu dikey bir borudur. Borunun üst ucu kapalıdır. Alt uç ise açık, ancak cıva dolu bir kaba daldırılmış durumdadır. Atmosferin bu kap içindeki cıva yüzeyine yaptığı basınca göre, borunun içindeki cıva sutunu yükselip alçalır. Havalı barometre ise, havası boşaltılmış ****l bir kutu biçimindedir. Bunun ince çeperleri, atmosferin basıncına göre yassılıp kabarabilir. Bu biçimde ortaya çıkan hareket, bir ibreye bağlı olarak bir kadrana aktarılır. Yazılı barometrede bu ibreye mürekkepli bir uç bağlanır ve altında döner bir silindir bulundurulur. Cıva sütununun yüksekliği barometre basıncını gösterir. Bu basınç deniz düzeyinde 760 mm cıva sütununa eşittir. Aynı yerde alçalıp, yükselme, hava tahmini yapmakta yararlı olur.69mm su ile daha iyidir
 

Suskun

V.I.P
V.I.P
220px-Dosimeter_sosna_front.jpg

Dozölçer


Dozölçer, nükleer ışınım altında kalmışlık derecesini ölçen aygıt.
Dozölçer (ya da dozimetre) terimi aynı zamanda, ışın tedavisi (röntgen tedavisi) yapılan hastalara verilen ışın miktarını belirlemeye yarayan aygıt için de kullanılır. Hastaya uygulanacak ışın miktarını tedaviden önce ve tedavi süresince ölçer.
220px-Squid_MG_0758-d.jpg


Elektroensefalografi



Elektroensefalografi ya da EEG, beyin dalgaları aktivitesinin elektriksel yöntemle izlenmesini ölçen yöntemdir. Hastaya elektrik akımı verilmediğinden ağrı ya da acı hissedilmez.
Elektroensefalografla elde edilen kayıt da, elektroensefalogram (EEG) diye adlandırılır. Elektroensefalografi ya da halk arasında yaygın deyimle "beyin elektrosu çekme" diye adlandırılan bu teknik, 1929'da Alman ruh hekimi Hans Berger tarafından geliştirilmiştir.
EEG'de çekim küçük elektrotların saçlı deriye yerleştirilmesiyle ve "pasta" denilen iletken bir madde aracılığı ile yapıştırılır. Bu elektrotların ikisi arasındaki elektriksel potansiyel değişiklikleri bilgisayara kayıt edilir ve sonuç uzman tarafından yorumlanarak, hastaya gerekli bilgi verilir. Elde edilen kaydın incelenmesinde, normale oranla sapmalar bulunmasına dayanılarak, beynin birçok çalışma bozukluğu (sara vb.) teşhis edilebilir.
İnsanın sinir sistemi, yaklaşık 10 milyar sinir hücresi içerir. Bunların çoğu beyinde, geri kalanı omurgada ve bedenin öbür kesimlerinde, ilgili sinirlerde yer alır. Her beyin hücresi 5.000-50.000 sinir hücresiyle bağlantılıdır. Sinir akıları sinir lifleri boyunca taşınır ve beyinde elektrik dalgalarına yol açar. Bu elektrik dalgaları kafa derisinde ölçülebilir.
Klinik olarak nöbeti olan her hastada EEG anormalliği gösterilemeyebileceği gibi nöbet veya epilepsisi olmayan kişilerde de EEG anormalliği görülebilir. Nöbeti veya epilepsisi olan hastalarda nöbetler arasında EEG’lerde ortalama % 70 oranında anormallik gösterilebilir.
Yetişkinlerde çekime gelmeden önce saçın bir gün önceden temizlenmesi gereklidir. Uyku EEG`si çekimi için, hasta kişinin 24 saat uykusuz kalması gerekebilir. Çocuklarda çekim genellikle uykuda yapılmaktadır. Bunun için çekim öncesi ilaç verilebilir ve çekimin kolay olması için, çocuğun geç yatırılıp erken kaldırılması önerilir.

Çeşitleri


* Kısa Süreli EEG-Video Monitorizasyon (KS-EEG-VM)
* Uzun Süreli EEG-Video Monitorizasyon (US-EEG-VM)
* Uyarılmış Potansiyeller (Evok Potansiyeller, VEP, ERG, BAEP, SEP)

* Vizüel Evok Potansiyel (VEP)
* Elektroretinogram (ERG)
* Beyin Sapı İşitsel Uyarılma Potansiyeli (BAEP)
* Somatosensori Evok Potansiyeller (SEP)


Eğimölçer


Eğimölçer, dikey duran, bölümlenmiş bir daireden ve yatay bir eksene serbestçe asılmış manyetik bir ibreden oluşan mekanik aygıttır.
Eğimölçerle dünyanın manyetik alanının yerel ufka göre derinliği ya da eğimi ölçülür. Ayrıca, bir uçağın ufka göre durumu da belirlenebilir.


Girişimölçer


Girişimölçer ya da İnterferometre ışığın girişim özelliğinden faydalanılarak çok küçük mesafelerin ve maddelerinin kırılma indislerinin ölçümünde ve saydam cisimlerin yüzeylerinin düzgünlüğünün kontrolünde kullanılan bir ölçü aletidir.
Girişimölçerlerin çalışma ilkeleri şöyledir; Monokromatik (tek renkli) bir ışık kaynağından çıkan ışınlar, paralel demet haline getirilerek kısmi geçirgen bir levha üzerine düşürülürler. Bu levha, ışığı iki demete ayırır. Birinci demeti geçirerek bir paralel kaydırıcı lama gönderir. Kaydırıcıdan çıkan ışınlar, bir aynadan yansıtılarak tekrar kaydırıcıya düşürülür. Bu ışınlar kaydırıcıdan geçip tekrar kısmi yansıtıcı üzerine dönerler. Kısmi yansıtıcı bu sefer bu ışınları bir dürbüne gönderir. Kısmi geçirgen levhadan yansıtılan ikinci demet halindeki ışınlar ise, geçen ışınların yansıdıkları aynaya dik olan başka bir aynadan yansıyarak tekrar levhaya dönerler. Levhaya geçen ışınlar da dürbüne ulaşırlar. Aynaların levhaya uzaklıkları eşit alınarak, iki demet arasındaki yol farkı sıfır olacak şekilde ayarlanır. İkinci demetin yansıdığı ayna, levhaya dalga boyunun yarısı kadar yaklaştırılırsa yol farkı yine dalga boyu kadar olur ve yine yapıcı girişim yani dürbünde ışık gözlenir. Ayna, levhaya dalga boyunun dörtte biri kadar yaklaştırılırsa yol farkı dalga boyunun yarısına eşit olduğundan yok edici girişim olur ve dürbün içi karanlık olur. Ayna sürekli yaklaştırılırsa karanlık ve aydınlık görünüm birbirini takip eder. Kararma sayısı, aynanın yaklaşma miktarını, dalga boyuna bağlı olarak verir. Bu durumda ayna, mikrometre olarak kullanılır. Girişimölçerlerde lazer ışınları kullanılarak ölçümler daha da duyarlılaştırılmıştır.
 

Suskun

V.I.P
V.I.P

Hydrometer.jpg

Hidrometre



Hidrometre, sıvıların özgül ağırlığını ölçmeye yarayan alete verilen isimdir.
Genelde camdan yapılan hidrometrenin bir ucunda sıvı içinde dik durmasını sağlamak üzere ağırlık, diğer ucunda ise silindirik bir sap bulunmaktadır. İnce uzun bir kaba ölçülmek istenen sıvı konur, hidrometre içine de serbestçe yüzecek şekilde yavaşça bırakılır. Sıvı yüzeyi ile temas eden sap seviyesini not alınır. Daha önceden kalibre edilmiş ölçek hızanındaki değer g/cm3 olarak sıvının özgül ağırlığını verir.
Çalışma prensibi Arşimed'in yüzen cisimlerin ağırlığının, kapladıkları hacim kadar sıvının ağırlığına eşit olması ilkesine dayanır. Saf suyu 1 g/cm3 ile referans alan alet; benzin, gaz ve alkol gibi hafif sıvılarda daha derine iner; süt, tuzlu su, asit gibi yoğun sıvılarda yükselir. Genelde hafif ve yoğun sıvılar için farklı hidrometreler kullanılır; hafif sıvılar için skala 1'de son bulurken, yoğun sıvılarda 1'den başlar.
Süt testinde kullanılanılana laktometre denmektedir. Sütün özgül ağırlığı 1.027 ile 1.035 arasında değişmektedir; dolayısıyla laktometrede skala son iki sayı ile belirtilir ve 20-40 arası değişir.
Sıvıların alkol yoğunluğunu ölçmek için kullanılanlara alkolmetre, solüsyondaki şeker yoğunluğunu belirtmek için kullanılana da sakkarometre denmektedir.
Aynı alete termometre eklenmesi ile termohidrometre ismini alır.

150px-Haar-Hygrometer.jpg

Higrometre


Higrometre havadaki nemi ölçmek için kullanılan bir araçtır. En basit higrometreler, birisinin haznesi devamlı ıslak tutulan iki termometreden oluşurlar. Islak olan haznenin etrafındaki sıvının buharlaşması, o termometrenin devamlı daha düşük sıcaklık göstermesini sağlar. Ancak donma noktasının altındaki sıcaklıklarda bu sistem çalışmamaktadır, ıslak termometrenin haznesinin etrafında ince bir buz tabakası oluşur ve ısının doğru olarak gösterilmesini engeller. Bu gibi durumlarda kuru olan termometre daha yüksek sıcaklıklar gösterebilir.

Sapan Saykrometresi



Göreli nem oranı, ortamın sıcaklığını gösteren termometrenin ve etrafında buharlaşma sağlanan termometrenin gösterdikleri değerlerin karşılaştırılmasıyla elde edilebilir. Islak/kuru hazne metodunu kullanan cihazlardan birisi sapan saykrometresidir. Sapan saykrometresinde termometreler bir tutamak ya da ipin ucunda bulunurlar, hesap için gerekli değerler saykrometrenin birkaç dakika boyunca havada çevirilmesiyle elde edilir.
Sıklıkla kullanılan bazı başka higrometre türleri de vardır. Bu araçlardan bazıları, gergin bir konumda duran insan ya da hayvan kılının gerginlik değişikliklerini ölçerek nemi belirlerler. Higrometrelerin pek çoğu, belli zaman aralıklarıyla ölçtükleri değerleri ölçekli kağıda basarlar.

Meteorolojide kullanılan bir motorlu saykrometre



Nem ölçümünde modern enstrümanlar kullanılmaya başlanmıştır. Elektronik olarak nem ölçmenin iki yolu vardır: Kapasitatif ve direnç yolları. Kapasitatif yolda iki ****l plaka arsına giren suyun kapasitansı değiştirmesiyle nem ölçülür. Direnç yolunda ise polimer membranın emdiği suyun, geçirgenliği değiştirmesiyle nem ölçülür. bu işlemlere ilave olarak sıcaklık da devamlı ölçülür, sıcaklık aletleri kalibre etmekte kullanılır.
Higrometreler saunalarda, seralarda ve endüstriyel alanlarda kullanılırlar. Meteorolojik çalışmalarda sapan ya da motorlu saykrometreler kullanılırlar.


Işıkölçer


ışıkölçer, aydınlık ölçümü yapmaya yarayan her hangi bir aygıttır. İşleyimdeki (endüstrideki) uygulaması ile, ışıkölçer soğurma ve dağılma saptayan veya ölçen bir aygıttır. Çoğu ışıkölçer ışıkdirenç ve ışıkdiyot tabanlıdır. Her ikisi de ışıpa mağruz kaldığında elektriksel nitelikleri değişime uğradığından, uygun bir devre ile saptanabilirler

220px-Gyro.gif

Jiroskop


Jiroskop, (İngilizce: Gyroskop), yön ölçümü veya ayarlamasında kullanılan, açısal dengenin korunması ilkesiyle çalışan bir alet. Jiroskopik hareketin temeli fizik kurallarına ve merkezkaç ilkesine dayalıdır.
Alet, dingil üzerinde hareket eden dönen bir tekerlekten ibarettir. Alet dönerken, tekerleğin açısal dengesine göre yönünü düzeltir.
Tekerlek, döndüğü yönde bir dönme hareketi oluşturur. Bu harekete dikey yönde oluşan eksen boyunca birbirine zıt yönde oluşan hareketler , jiroskopik hareket olarak adlandırılır.
Jiroskoplar, yalpalık sistemleri ile birlikte uçaklar, gemiler, silahlar, uzay mekikleri ve benzeri sabit düzlem ve dengeye ihtiyaç duyan sistemlerde kullanılmaktadır.


Kalorimetre



Kalorimetre (ısı ölçer), bir nicelik olarak ısıyı ölçen aygıttır. Kalorimetri ise "ısı ölçüm bilimi" ve "ısı ölçümü" için kullanılır.
Isı, başka cisimler üzerinde meydana getirdiği etkiye dayanarak dolaylı olarak ölçülür. Bu etkilerden en çok bilinenleri;

1. Bir maddenin hacminde sıcaklıkla meydana gelen artma,
2. Bir maddede durum değişmesine sebeb olma,
3. Enerjiye dönüşme olarak verilir.

Isı ölçümünde ilk gerekli olan şey birimin tesbit edilmesidir. Böyle değişik birimler ortaya atılmıştır.



Buz kalorimetresi



En basit ısı ölçü birimi, bir kilogram buzu eritmek için gerekli ısı miktarıdır. Birime dayanan ölçme şeklinde, bir buz kütlesi alınır. İçinde bir oyuk açılır. Mesela belirli bir sıcaklıktaki bir cismin 0°C dereceye inmek için vereceği ısıyı ölçmek için, o cisim bu oyuğa konulur ve üstü bir buz tabakasıyla kapatılır. Konulan cismin sıcaklığı 0°C dereceye bir müddet sonra iner. Sonra meydana gelen su alınarak tartılır. Cismin sıfır dereceye inmek için vereceği ısı su haline geçen buzun erimesi için gerekli olan ısıya eşit olacağından, kilogram cinsinden ölçülen su ağırlığı ısı miktarını verir. Daha sonra Joseph Black tarafından kullanılan bu alet, Pierre Laplace tarafından geliştirilmiştir.
Robert W. E. Bunsen ise, bu aleti iki hazneli yaparak daha da pratik hale getirmiştir. İç hazne ısısı ölçülecek cisim için olup, dışta bulunan ve iç hazneyi çeviren haznede buz ve su karışımı bulunur. Dış hazneye bir kapiller boru bağlanmıştır. Ayrıca aleti, dış tesirlerden korumak için bütün dış hazne buz parçacıklarıyla sarılmıştır. Çalışma durumunda dış haznedeki buz ve su karışımı tamamen dengede olup, ne erime ve ne de donma mevcuttur. Isısı ölçülecek cisim, iç hazneye konulduğunda buz-su karışımındaki buzlar erimeğe başlar.
Eriyen buz miktarı bu haznede meydana gelen hacim değişikliğinden ve bu ise eklenmiş bulunan tüpteki seviye değişikliğinden anlaşılır. Bu değerden, cismin sahib olduğu ısıya geçmek mümkündür.



Buhar kalorimetresi


Bir kilogram buharın yoğunlaşıp aynı sıcaklıkta su haline dönüşürken verdiği ısı da, başka bir ısı birimi olarak tarif edilir. Bugünkü durumuna fizikçi John Joly'in çalışmalarıyla gelmiştir. Hassas bir terazinin bir kefesine sahib olduğu sıcaklığı ölçülecek cisim konur. Cismin sıcaklığı kendisini saran buharın sıcaklığına çıkarken, buharın bir kısmı cisim üzerinde yoğunlaşır. Daha sonra cisim tartılarak yoğunlaşmış olan buharın ağırlığı bulunur. Bu kadar buharın yoğunlaşması için gerekli olan ısı miktarı, cismin bulunduğu sıcaklıktan, buharın sıcaklığına gelmesi için gerekli olan ısı miktarına eşit olacaktır.


Kab kalorimetresi


Değişik bir ısı birimi de, belirli bir su kütlesinin sıcaklığını 1°C artırmak için gerekli olan ısı miktarı olarak tarif edilir. Bu birim oldukça yaygın olarak kullanılır. Yaklaşık olarak mesela, bir kilogram suyu 32°C'den 33°C'ye çıkarmak için gerekli olan ısı miktarı 99°C'den 100°C'ye çıkarmak için gerekli olana eşittir. Ancak daha kesin bir tarif yapmak için bu bir kilogram suyu, 15°C'den 16°C'ye çıkarmak için gerekli olan ısı miktarı olarak tarif edilir ve kilokalori olarak isimlendirilir. Bu birim sisteminde başka bir birim de Joule'dür ve bu saniyede bir watta veya 107 erge eşdeğerdir. Diğer benzer bir birim de, 1 pound (0,454 kg)luk suyun 59°F'den 60°F'ye çıkarmak için gerekli olan ısı miktarı olarak tarif edilir ve BTU - British Thermal Unit olarak isimlendirilir. Bu birimle bir cismin sahip olduğu ısıyı ölçmek için dışarıya karşı tamamen yalıtılmış kapta bulunan suya atılır. Suyun sıcaklığındaki artma ölçülür. Buradan ısı miktarı hesap edilir. Herhangi bir yakıtın ısı kapasitesini bulmak için yakıt, hava geçirmeyen, içinde bol oksijen bulunan bir kaba konulur. Bu kap su ile çevrilmiş olup, suyun sıcaklığındaki yükselme ölçülerek ısı miktarı hesap edilir.


250px-Kluppeneinsatz.jpg

Kumpas


Kumpas, hassas ölçüm aletidir. Ölçüm hassasiyetine, ölçüm şekline göre çeşitleri bulunur. Derinlik kumpası, delik kumpası vs. gibi çeşitleri vardır ama tümünün ölçüm sistemleri aynıdır.
400px-Using_the_caliper_new_en.gif


Standart kumpas

İki çenesi arasında kalan kısmı ölçen, sürgülü bir alettir. Şekli, kabaca boru anahtarını andırır. Bir sabit cetvel üzerinde gezen hareketli bir parçadan oluşur.gezen kısmına verniyer adı verilir.Bir çok sektörde kullanılır.Hassasiyeti yapılan işe göre değişir

Verniyerli Kumpas nasıl okunur?

Sürgünün üzerinde hareket ettiği cetvelde 0'dan başlamak suretiyle kumpas boyunca rakamlar vardır.ölçümler milimetre ve inç cinsindendir. Her minik çizgi bir milimetredir. On milimde bir 10,20,30... diye rakamlar yazılıdır. Sürgülü parçanın üzerinde de 0'dan başlayıp 10'a kadar rakamlar vardır fakat bu çizgilerin arası bir milim değildir. Kaç milim olduğu önemli değildir. Bir parçayı ölçerken ilk bakacağınız, sürgünün üzerindeki 0 çizgisinin, cetvelde hangi rakama karşılık geldiğidir. Diyelim ki 10 milimden sonra iki çizgi daha gitmiş. Bu demektir ki ölçtüğünüz parça 12 milimdir. Fakat diyelim ki 12. milim çizgisini biraz geçmiş ama 13. milime gelmemiş. Bu durumda ölçü kaçtır? İşte o sürgü üzerindeki 0'dan 10'a kadar olan rakamlar burada devreye girer. Bu rakamlardan hangisi cetvel üzerindeki bir milim çizgisine tam olarak oturuyorsa, sizin ölçümünüzün ondalık kısmı o demektir. Sizin parçanız 12,4 mm geliyorsa, sürgü üzerindeki 4 yazan çizginin, cetvel üzerindeki bir milim çizgisinin tam üstüne denk gelmesi gerekmektedir.

 

Suskun

V.I.P
V.I.P
Logometre


Logometre, iki elektrik büyüklüğünün oranını ölçmeye yarayan cihaz.
Bir logometre, bir bobinin manyetik alanında burulma olmadan hareket eden, birbirine sımsıkı bağlı iki dikdörtgen çerçeveden meydana gelir. Bunlara etki eden elektromanyetik kuvvet çiftlerinin eşitliği için sağlanan denge durumunda doğru akımda, iki akım şiddetinin ve sonuç olarak iki direncin oranı (alet bir ohmmetre dir) alternatif akımda ise, iki güç faktörünün oranı (alet bir fazmetre veya frekansmetre dir) bulunur


Makmetre


Makmetre, bir uçağın Mach (mak) sayısını (uçağın hızının sesin atmosferdeki hızına oranı) ölçmeye yarayan alet.


Mikroskop


Mikroskop, çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük cisimlerin birkaç mercek yardımıyla büyütülerek görüntüsünün incelenmesini sağlayan bir alet. Öncelikle isminden de anlaşılacağı üzere, mikro, yani çok küçük hücrelerin incelenmesinin yanısıra, sanayi, metalurji, genetik, jeoloji, arkeoloji ve adli bilimler (kriminoloji) alanında da büyük hizmetler görmektedir.
Mikroskobu, ilk önce Hollandalı Zacharias Janssen'in, 1590 dolaylarında bir teleskobu tadil etmek suretiyle meydana getirdiği kabul edilmektedir. Ancak bu sıralarda başka Hollandalı, Alman, İngiliz ve İtalyan bilginleri de, mercek sistemi tersine çevrilmiş bir teleskobun, cisimleri büyütmek için kullanılabileceğinin farkına varmışlardır.
Nitekim dünyanın güneş etrafında döndüğünü açıkladığı için engizisyon işkencesine tabi tutulan ve dünyayı güneş etrafında döndüğünü iddia etmekten vazgeçmesi şartıyla Papa tarafından serbest bırakılan meşhur İtalyan bilgini Galilei Galileo (1564-1642) iki mercek kullanarak bazı tecrübelerde bulunmuştu. Bugünkü mikroskobun ana prensiplerini ise 17. asırda Hollandalı Antoni van Leeuwenhoek ve İngiliz Robert Hooke bulmuşlardır.
İnsan gözü tabii bir mikroskoptur. Uzaktaki cisimler ufak gözükürler. Cisimler yaklaştıkça teferruatı daha iyi seçilmeye başlanır. Göz, sonsuz bir uyum özelliğine sahip olsaydı mikroskoba ihtiyaç olmazdı.
Genel olarak mikroskop iki büyük kısma ayrılarak incelenir: mekanik kısım ve optik kısım.

Özel Mikroskoplar
Stereoskopik mikroskoplarCisimlerin üç boyutlu görüntülerini temin etmek maksadıyla stereoskopik mikroskoplar yapılmıştır. İki mikroskop optik sisteminin bir dürbün şeklinde bir sehpa üstüne montesinden ibarettir. Bu mikroskoplar biyoloji laboratuvarları için elverişlidir.Objeyi inceleyebilme ve disseksiyon yapma imkanı verebilen ,iki gözle bakılarak üç boyutlu görüntü sağlanan mikroskoplardır.bir Carl-Zeiss stereomikroskopta bulunan x6,3 büyütmeliobjektif ve x10 büyütmeli oküler ile örneği 63 kez büyüyterek dıştan ,total olarak incelemek mümkündür. Polarizasyon mikroskobuDöner bir tabla ile iki nicol prizma veya iki polarıcı çuhayla donatılmış bir optik mikroskoptur. Tablanın altına yerleştirilen polarıcı nicol, cismin üzerine polarılmış ışık gönderir; analizleyici nicol ise, objektifin biraz üzerine yerleştirilmiştir. Bu iki prizma karşılaştığı zaman, belli bir devrani gücü olan maddelerin veya çift kırılımlı maddelerin bulunduğu bölgeler hariç, mikroskobun alanı karanlık olarak gözükür.Canlı incelemeye uygun olan bu mikroskop hücre ve dokuların bazı kısımlarını polarize ısığa gösterdikleri özel tepkilerden hareketle geliştirilmiştir.önemli olan polarize bir ışığın bulunması olayıdır.Kaynakla kondansör arasına konulan polarlayıcı levha ışık demetinin ikiye ayrılmasını sağlar.Işık demetlerinden biri objeden diğeri ise kırılarak obje dışından geçer ve tekrar birleşirler.Siller,keratin,kristal,sinir ve kas fibrilleri,nişasta gibi hücre ii yapılar ve bölünmedeki mitotik yapı gibi birçok moleküler dünleştiricilerin gösterilmesinde görevli mikroskoplardır. Faz Kontrast mikroskobuGenellikle boyanmış ve canlı hücrelerde çalışılma zorluğundan tercih sebebi olmaktadırlar.Görünen ışığın şeffaf objeden geçişinde,hücre içindeki yapıların ışığı kırma indisleri farkından yararlan ve farklı yapıları ayırt etme prensibinde çalışır.Işık dalagaları canlı hücreyi katederken bir organelle karşılaşır ve yansır.Bunun sonucunda ışık dalgaları hücrelerden ayrı fazlarda veya ayrı zamanlarda çıkarlar.Hava ile temas eden bir ışık dalgası göze gelen görüntüdeki hücre kısımları farklı olarak ayırt edilebilir.Objektif ve kondansör mercekleri amplitüd farklarını orataya koyan optik yüzeyler bulundurduklarından parlaklıkları indirgenir,ışık dalgası örneği katederken bütün noktalarda olan farklılıkları çıkartır ve obje ışık mikroskobunda görülemezken ,burada sağlanmış olan kontrastlık sayesinde detaylı incelenebilir.Canlı metaryal,hücre sitoplazması bu mikroskop ile iyi gösterilmektedir. İnterferens mikroskobu

* Faz kontras mikroskobunun iyi bir versiyonudur.Aralarında bulunan tek fark ışık demetinin kullanımdan kaynaklanır.Bir ışık demeti örnekten geçerken diğeri ise ışıktan geçemeyen ışık demetidir,değişik bölgelerin farklı yoğunlukları sayesinde kırılma indisleri ile farklılıkları ortaya koyar ve renkli bir görüntü oluşumunu sağlar.
* Diferansiyel interferens mikroskop:Hücre yüzeyinin daha iyi gösterilmesini sağlar ve benzer bir mikroskoptur.

Metalurji mikroskobuMaden parçaları ışığı geçirmediği için mikroskoba kuvvetli bir ışık kaynağı ilave edilmiştir. Kaynaktan gelen ışık incelenecek cisme çarptırılarak objektife yansıyan ışıklardan inceleme yapılır. Elektron mikroskobuElektron mikroskopta görüntü elde etmede elektron kullanılarak görüntü birkaç milyon defa büyütülebilmektedir. Bu kadar büyütme özelliği, elektronun dalga boyunun ışık dalga boyundan birkaç bin defa daha küçük olmasındandır. Elektron mikroskop, ilmi araştırmalarda, atom ve virüs gibi çok küçük yapıların incelenmesinde kullanılır. Karanlık alan mikroskobuBoyanmış ya da canlı örneklerin incelenmesinde kullanılır.Karanlık Alanda özel bir kondansör yardımı ile ışıklı bir görüntü oluşturmaktadır.Otradyografide gümüşlenen kısımlerın ayırt edilmesini saglar.Tıpta spiroket gibi bakterilerin ayırdedilmesinde önemli yer tutar. Fluorescens mikroskopAydınlanmasında güçlü kaynaklar kullanan (ultra viole ışınlerı yayan ,civa veya xenon yakan ark lambaları)bir mikroskop çeşididir.Bazı modellerinde lazer kullanımıda gözlenen mikroskopta obje ışığı absorbe eden moleküller içeriyosa onu farklı renklerde yayar.İnceleme yapılacak materyelde özel boyalar veözel inceleme işlemleri kullanılır.Parazitoloji ve bakteriolojide önemli yer tutarlar. X-Ray mikroskobuIşıkların ,rastladıkları partiküllerle çarpışmaları sonucu yönlerini değiştirmeleri sonucu merceklerde bir görüntü oluşur ve bu prensipte çalışır.Bu difraksiyona uğrayan x ışınları,merceklerin özelliği sayesinde kaynak haline getirerek obje yansıtılır,buradan ince grenli fotoğraf plağına veya ekrana gelen görüntünün yapısal özelliği,konsantrik çizgi ve noktalardan oluşmasıdır. Confocal Laser Scanning mikroskopIşık kaynağı lazer olan optik mikroskoplarla Scanning Elektron mikroskop arasında bir mikroskop çeşididir.Fluoresens işaretleyicilerle işaretlenen nükleik asit dizileri bu mikroskopla incelenmektedir. Saha emisyon mikroskobu metal veya yarı iletkenlerin yüzey görüntülerinden kristal yapılarını incelemek için, saha emisyon mikroskopları kullanılır. Çok yeni bir teknik olan bu mikroskopları elektron ve optik mikroskoplardan ayıran özellik, cisimden ışık veya foton geçirmek yerine cismin kendisinden elektron veya iyon koparma (emisyon) olayıdır. Emisyon elektrik sahası ile sağlanır. İncelenecek metalden kopan elektronlar televizyon tüpüne benzer bir ekran üzerine düşerek kristal yapıya göre izler bırakır. Kristal yapının ekrana düşen bu görüntüsü ayrıca fotoğraflanabilir. Elektron mikroskop kadar büyütme özelliği vardır. Görüntü çok net ve teferruatlıdır. Atomik Kuvvet Mikroskobu Atomik kuvvet mikroskobu(AFM) kullanılarak atomik boyutta görüntüler lede edilerek yüzey çalışmaları yapılmaktadır.Radyasyon malzeme etkileşimleri açısından büyük öneme sahip olan polimerlerin ve ileri teknoloji ürünü süper iletkenlerin yapımı ve karakterizasyon çalışmalarıda yapılmaktadır.
 

Suskun

V.I.P
V.I.P
Osiloskop

Osiloskop, ya da salınımölçer elektriksel ölçü ve gözlem araçıdır.Gerilim,akım değerlerinin değişimlerini ve genliğini zamana bağlı olarak grafik halinde gösterir.Bu grafiklerden sinyalin darbe ve boşluk süreleri,genliği,frekansı ve periyodu elde edilebilir.Elektrik devrelerinden çok,elektronik devrelerdeki ölçümlerde kullanılır.Kare veya sinüzoidal girişli devrelerin çıkışlarını ve karakteristiklerini belirlemek üzere tasarlanmışlardır.


Parakete (aygıt)



Parakete, gemi hızını ve aldığı yolun miktarını gösteren cihaz. Gemi teknesinden elle veya sabit bir delikten sarkıtılan parakete, tekne altındaki akan suyun hızına bağlı olarak çalışır.
Prensip olarak üç tür parakete vardır. Elle denize atılarak hız ölçmeye yarayan el paraketesi, suyun bir pervaneyi çevirmesiyle; ikinci tür parakete suyun hidrodinamik etkisi esasına göre çalışır. Bu paraketeler biri geminin başına, diğeriyse suyun kolayca girebileceği fakat akıntı olmayan alt kısmına uzanan iki borudan meydana gelir. Gemi hareket edince baş tarafta meydana gelen hıza bağlı basınç ile akıntı olmadığı için sabit basınç arasındaki fark bir göstergede hız olarak görülür. Diğer bir parakete türü de elektromanyetik esasa göre çalışan modern gemilerde bulunan hız ölçme sistemidir. Bu paraketenin çalışma prensibi Lenz kanununa dayanır. Bu prensibe göre bir manyetik alan içerisinde hareket eden iletkenin uçlarında potansiyel (gerilim) meydana gelir. Parakete kılıcında meydana getirilen manyetik saha, deniz suyu içinde gemi hızında hareket eder. Deniz suyu iletken olduğu için çubuk görevi yaparak, parakete kılıcına rastlayan kısımlarda gerilim meydana gelir. Bu gerilim hıza bağlı olarak artar. Yükselticilerde kuvvetlendiriciler, sinyal gemisinin hızını gösterir.


Pergel



Pergel, birbirine üstten eklenmiş iki koldan meydana gelen, çember çizmeye ve küçük mesafeleri ölçmeye yarayan alet. Pergel, geometri şekillerinin çiziminde kullanıldığı gibi çeşitli meslek dallarında da ölçü aleti olarak kullanılmaktadır. Küçük doğru parçaları ve açılar arasındaki mesafeler de pergellerle ölçülür. Çember veya çember yayları çizmek vasıtasıyla çözülen problemler vardır. Böyle problemlere cetvel ve pergelle çözülebilir problemler denir. Cetvele lüzum kalmadan yalnız pergel yardımıyla çizilen düzlem geometriye de pergel geometrisi denmektedir.
Açıların ikiye bölünmesi, bir eşkenar üçgen, düzgün beşgen, on ve on beş kenarlı vb. çokgenlerin çizilmesi cetvel ve pergelle çözülebilen problemlere, herhangi bir açının üçe bölünmesi, çemberin herhangi bir sayıda eşit parçaya bölünmesi, cetvel ve pergelle çözülemeyen geometrik problemlere misaldir.



Pergel çeşitleri ve kullanıldığı yerler


Ölçek pergeliBu pergeller bir kolludur. Genellikle harita çalışmalarında kullanılır. Elips pergeliBu pergeller elips çiziminde kullanılır. Yaylı pergelBuna nokta pergeli de denir. Uçları yay üzerine yerleştirilmiştir. Şapkacı pergeliBuna eskiden Fes Pergeli denilirdi. Daha sonra şapka pergeli ismini aldı. Sabit pergelUçları sabit ve iki kolu vardır. Tomrukların çaplarını ölçmede kullanılır. Taşçı pergeliBirer uçlarının birbirine eklendiği, diğer uçları ise sivri demirlerle bittiği, iki cetvelden ibarettir. Taş ustaları bu pergeli dik çıkmada ve ayrıntıları çizmede kullanırlar. Uzunluk pergeliİki basit koldan meydana gelen, daire çiziminde kullanılan pergellerdir. Nokta pergeliÇok küçük çemberleri çizmede kullanılır. Şehadet ve başparmak arasında tutularak döndürülen bir üst sap yardımıyla kullanılır ve çizimler yapılır. Oran pergeliDiğer pergellere benzeyen, fakat kollar yerine taksimatlı cetvelleri bulunan ölçü aleti. Üç kollu pergelHeykeltraşçılıkla uğraşan sanatkarlar, yapmak istedikleri resimlerin ölçüsünü ve uzunluklarını aktarmada kullanır.


Polarimetre



Polarimetre, maddelerin optikçe aktifliklerini ölçen cihazdır. Optikçe aktiflik, kutuplanmış, (polarılmış) ışığın, kutuplanma düzlemini değiştirmek demektir. Kuvarts, şeker eriyiği ve bazı yağlar optikçe aktiftirler (organik maddelerin çoğu optikçe aktiftirler).
Polarimetre (polariskop da denir), biri sabit diğeri düşey bir düzlemde dönebilen iki kutuplayıcıdan meydana gelir. Kutuplayıcı olarak çoğunlukla kalsit kristalleri kullanılır. Bu iki kristalden birincisine (sabit olana) polarizör, ikincisine ise (dönebilene) analizör denir. Işık polarizörden girip kutuplanarak analizör üzerine düşer. Analizör, polarizöre paralel halde iken ışık analizörün gerisine düşebilir, çapraz halde iken ışık analizörü geçemez. Ara durumlarda (ne paralel ne de çapraz durumlarda) ise aydınlanma şiddeti düşer.
Çapraz durumdaki polarizör ve analizör arasına optikçe aktif bir madde konursa, analizörden ışık geçtiği görülür. Çünkü araya konan madde polarizörden çıkan ışığın kutuplanma düzlemini çevirmiştir. Çevirme miktarı, analizörü tekrar ışık geçmiyecek şekilde döndürerek bulunur. Böylece maddelere ait değişik çevirme açıları bulunabilir. Bu açılar optikçe aktifliğin miktarını gösterir. Çevirme açısının sağa veya sola olması durumuna göre maddeler sağ-sol optik izomeriye sahiptir, denir.
Polarimetre molekül boyutlarının tayininde, konsantrasyon miktarının (derişikliğin) tayininde ve gıda maddelerinin kontrollerinde kullanılır.
Hassas polarimetrelerde polarizör-analizör arasına, polarizör küçük bir açı yapacak şekilde üçüncü bir kristal kutuplayıcı konur. Böylece gözleme bölgesinde en karanlık durum aydınlanma ile mukayese edilerek daha kolay incelenir. Elektronik kontrollü otomatik polarimetreler halihazırda en hassas ölçmeyi yapabilen aletlerdir.
Sadece şeker için kullanılan polarimetrelere sakarimetre de denir. Titreşim düzleminin dönmesini tayf analiziyle grafik halinde veren polarimetrelere de spektropolarimetre cihazları denir.
Bazı maddelere ait optikçe aktiflik dış kuvvetlerin meydana getirdikleri gerilme ile değişmektedir. Cam selüloit, pleksi camı gibi maddeler, gerilimler sebebiyle çift kırıcı hale gelirler. Statik hesaplamalarda gerilime maruz kalacak elemanların yukarıdaki maddelerden yapılmış küçük modelleri, jips tabakaları arasında iki kutuplayıcı arasına konarak küçük kuvvetlerle gerdirilirler. Gerilen bölgeler çift kırıcı durumuna geçtiklerinden, modelin fotoğrafında gerilen bölgeler meydana çıkar, görülür. Bu tekniğe fotoesneklikle gerilim çözümleme denir.
 

Suskun

V.I.P
V.I.P
Saat


Saat kelimesi hem 60 dakikalık zaman dilimine verilen isim, hem de zamanı ölçmeye yarayan aygıttır.
24 saat esaslı saatler en az 15. yüzyıldan bu yana kullanıla gelmiştir. Saatlerin zaman göstermek dışında da işlevleri bulunmaktadır. Bir aracı zamana göre ayarlamak bunlardan birisi olarak gösterilebilir. Böyle bir kullanılışın örneği bombalarda ve fırınlarda görülebilir.
Günümüzde saatler dijital (sayısal) veya analog göstergeli olarak bulunabilir.
İnsanlar Taş devrinde zamanı ölçecek bir aracı gerekirdi.Sabahleyin belirli bir anda kalkınması,hayvanların belirli anlarda beslenmesi,ürünlerin belirli anlarda pazarlara götürülmesi gerekliydi.İlk saatler,bir gölge düşüren ve gölgenin denilen uzunluğuna kısalığına göre zamanı göstermeye yarayam basit "Güneş Saatleri"dir.başlangıçta bunlar birer uzun sütundu.bu sütunların üzerine ya da çevresine işaretler konulmaya başlandı.güneş saatleri ,özellikle kış aylarında yararsız duruma geldiği için "su saati" icat edildi.hatta,geceleri de zamanı gösterdğini belirtmek için bunlara "gece saati"adıda verildi.çin'de,mısır'dave Mezopotanya'da 5000-4500 yılönce bu saatler kullanılmaktaydı.Çinliler bir kaptan ötekine akan ve biri boşalınca bir ya da iki saatin geçtiğini gösteren su saatleri kullanılmıştı.Yunanlılar ve Romalılarbu saatlerin daha gelişmiş şekillerini yaptılar.Bu arada İskenderiye şehrinde Yunanlı bir saatçi alk defa bazı silindirler ve çarklar kullanarak kendi kendine işleyen ilk su saati bulundu.Bununla birlikte zamanı aralıklarla daha iyi öğrenmek gereksinimi"kum saati"denilen araçların icadına yol açtı.Kum saati birbirine benzeyen iki kısımdan meydana geliyordu.Bu kısımlar çok ince bir boğazla birbirine bağlandı.Üst kısma koyulan kumlar bu buğazdan geçerek yarım saat içinde aşağıda toplandı.Üstteki kumların hepsi aşağıya dökülünce tam yarım saatin geçtiği anlaşılıyordu.Zamanla camın üzerine çizgiler konularak dakikalar da gösterilmeye başlandı.Bunlar geçtiğimiz yüzyılın başlarına kadar gemilerde kullanılırdı.
Su ve kum saatleri işaretli mumlar da zamanı gösteren aygıtlardır.Nitekim uzun bir mum üzerinde saatleri gösteren işaretler bulunur,mum eridikçe saatlerin ilerledği anlaşılırdı.Kilise çanları orta çağlarda zamanı belirlemekte önemli rol oynardı.Haçlı seferlerinden sonra,Avrupa'da uyguladılar.Batıda rakkaslı saati 1.000 yılında Papa İkinci silvestr yaptı.İlk rakkaslı saatlerin çarkları ve kadranları büyüktür.Bunlar zamanla gelişti.Galilo,bir ipe bağlı ağırlıkların yani sarkaçların büyüklüğü ne olursa olsun,ip uzunluğu aynı ise aynı süre içinde sallantılarını tamamladıklarını icat etti

Saat tipleri Şunlardır:
1. Atom Saati
2. Elektronik saat
3. Su saati
4. Kum saati
5. Güneş saati
6. Sarkaçlı saat
7. Zemberekli saat
8. Kronometre
9. Köstekli saat
10. Mekanik saat
11. Ateş Saati

Using_sextant_swing.gif

Sekstant


Sekstant, Denizlerde gemicilerin, bulundukları yerin enlem ve boylamların belirlenmesi amacıyla, güneşle ufuk düzlemi arasındaki açısal mesafeyi ölçen optik seyir cihazı.
Dairenin altıda biri büyüklüğünde bir açıya sahip olduğu için, sekstant ismini almıştır. 1731 senesinde John Hadley (1682–1744) tarafından yapılan ilk 45 derecelik oktantla modern sekstant arasında hemen hiç fark yoktur. Sekstant aynı zamanda gemiden veya uçaktan herhangi bir gök cisminin yüksekliğini ölçmeye de yarar. Bunlardan en basiti kuzey yarım kürede kutup yıldızının açısal yüksekliğini bulmaktır. Sekstantla en hassas mevki tayini, güneşin en yüksek noktasına ulaştığı öğlen vakti yapılır. Bu en yüksek noktaya güneşin üst yücelim noktası denir.
Sekstantla açı ölçmek için, sekstant dürbününden gemici, ufuk hattına bakar. Gemici, gemi güvertesinde dik olarak durduğu ve gemiyle beraber sallandığı için ölçülecek açı hiç değişmez. Güneşin aynalardan yansıyan görüntüsü de tam ufuk hattına çakıştığı an sekstant açısı okunur. Açının okunduğu yerel saat de tablolarda kullanılmak üzere hassas olarak tespit edilir.
Modern sekstantlarda ufuk aynasının yarısı gümüşlenmiştir. Bu durumda sekstant teleskobundan bakıldığında teleskopta hem güneş, hem de ufuk düzlemi yanyana görülür. Ölçüm kolaylığı için güneşin parlaklığını azaltan filtreleme, açıyı hassas bir şekilde okumak ve açı değiştirmede süratli olabilmek için verniyer sistemi de bulunur.
Sekstantın hava trafiğinde de önemi vardır. Uçak sekstantında çoğu kere ufuk düzlemi yerine su tesviye aleti ölçümde yatay hattı verir.


Sismograf


Sismograf, yer sarsıntılarının şiddetini, süresini, merkezini, ve saatini saptamaya yarayan aygıta denir.
En basit türü bir ucu dayanaklı, öbür ucunda bir kayıt kalemi bulunan, yay ile desteklenmiş ağırlıklı bir çubuktan oluşur. Herhangi bir sarsıntı anında, üzerindeki ağırlığın atıldığından dolayı, çubuğun sabit kalarak, diğer bölümlerin salınması ilkesine göre çalışır. Kayıt kalemi, saat ibresi yönünde ağır ağır dönen bir silindir üzerinde, sarsıntıları saptar. Günümüzde, gözlemevlerinde daha çok, benzer mekanik düzenekten yola çıkarak salınımları değişik elektronik aygıtlarla yükseltip otomatik olarak saptayan, çok daha duyarlı sismograf türleri kullanılmaktadır.

Sülfürimetre


Sülfürimetre, bir maddedeki kükürt oranını otomatik olarak tayin etmek için kullanılan alet.
Sülfürimetre, petrol rafinerilerinin laboratuvarlarında kullanılır, sanayide ise üretimin ayarlanması ve kontrolü için sürekli analizleyici olarak işe yarar.


Teleskop

Teleskop (Yunanca tele = uzak ve skopein = bakmak), uzaydan gelen her türlü radyasyonu alıp görüntüleyen astronomların kullandığı bir rasathane cihazıdır. Uzaydaki cisimlerden yansıyarak veya doğrudan doğruya gelen, gözle görülen ışık, ultraviyole ışınlar, kızılöte ışınlar, röntgen ışınları, radyo dalgaları gibi her türlü elektromanyetik yayınlar kainat hakkında bilgi toplamak için çok lüzumlu delillerdir. Bu deliller ya klasik manada optik teleskoplarla veya çok daha modern radyo teleskoplarla incelenir.
Aynaların ve merceklerin optik özellikleri İslam alimleri tarafından çok önceleri biliniyordu. Teleskopun ilk şeklinin tarifi Türk İslam alimi Ebü'l-Hasan (971-1029) tarafından yapılmıştır. Ebü'l-Hasan, teleskobu uçlarında mercekler (adeseler) bulunan bir boru şekliyle tarif etmiştir. Bu konuda İslam bilginlerinin sayısız çalışmaları olmuş ve astronomi ilmi çok gelişmiştir. Galilei'nin Avrupa'ya teleskopu tanıtmasıysa 1609 yıllarında olabildi.
Teleskop yapı olarak objektif, oküler ve bu mercekleri muhafaza eden bir tüpten meydana gelmiştir. Objektif cinsine göre iki tür teleskop vardır. Uzaydan gelen ışıklar teleskop içinde bir aynaya çarpıp, prizmadan geçtikten sonra göze geliyorsa bu türe yansımalı teleskop denir. Uzaydan gelen ışıklar merceklerden doğrudan geçip göze geliyorsa bu türe de kırılmalı teleskop adı verilir.
Teleskopun gücü, topladığı ışık miktarıyla orantılıdır. Teleskopun objektif çapı büyüdükçe ışık toplama kabiliyeti artar. Mesela, 50 mm çaplı bir teleskop 5 mm çaplı gözbebeğine oranla (50/5)² veya 100 kat daha çok ışık toplar. Teleskoplarda yansıma kayıpları olabileceği için bu miktar yüzde on kadar azalır. Astronomlar parlaklık farklarını logaritmik artan değerler şeklinde tarif etmişlerdir. Parlaklıktaki 100 kat fark, teleskop skalasında 5 değeriyle görülür. Karanlık gecede insan gözü ışık şiddeti 5 değerli yıldızı görebilir. Kaliforniya'daki Palomar Dağında bulunan Hale Teleskopu objektif çapı 5 metredir. Bu teleskop göze nazaran bir milyon kat ışık toplar.
Teleskopta teşekkül eden görüntünün netliği atmosferin menfi yönde etkisine bağlı olarak değişir. Teleskoptaki kararlılık 2 yay saniyesi için geçerlidir. Atmosfer şartları, bazan bu açıyı 0,25 yay saniyeye kadar düşürür. Bu durumda inceleme yapılan yıldız değil de yakınındaki yıldıza ait görüntüler kaydedilebilir.
Teleskopta görülebilecek bir cisim aşağıdaki formülle ifade edilir:
Yay derecesi = 2,5 · 106 · λ / a λ radyasyonun dalga boyu ve a teleskop objektif açıklığıdır.
Teleskopun ışık toplama gücüyle büyütme gücü farklıdır. Teleskopun büyütmesi teleskop odak uzaklığının oküler odak uzaklığına oranıdır.
Gök cismini inceleyen teleskopun dünya dönüşünü takip edecek yukarı aşağı ve yana hareket etmesi için takip düzenleri vardır. Hareketlerin çok hassas olması gerekir. Atmosfer etkilerinin de hesaba katılarak teleskop konumuna hareket verilir. Teleskop hareketleri modern teleskoplarda elektronik devreler ve bilgisayar yardımıyla yürütülür.
Radyo teleskoplar yapı olarak optik teleskoplara benzer. Uzaydan gelen elektromanyetik yayınları alabilmek için 100 metre çapında antenler kullanılır. Anten, ışığın ayna vasıtasıyle odaklanması biçiminde elektromanyetik yayını, odakları ve çok hassas radyo alıcılarında yükseltilerek incelenmesine imkan tanır.




Cassegrain Teleskobu


1983 sonlarında uzay ilim adamları uzun mesafeleri daha hassas görebilmek gayesiyle çok maksatlı uzay teleskopunu dünya etrafındaki yörüngesine oturttular. Uzay teleskopu, ışığı toparlayan 2,4 metre boyunda Cassegrain reflektörü yardımıyla ultraviole astronomisinde çığır açmıştır. Bu proje NASA (National Aeronautics and Space Agency) ile ESA (European Space Agency)'nın ortak yapımıdır.
Uzay teleskopunun faaliyete geçmesiyle:

* Gözlemler yer yüzeyinden 500 km yükseklikten gece-gündüz devam eder.
* Atmosferin yuttuğu bazı elektromanyetik radyasyonlarla ultraviole ve infraruj ışınların bir kısmı tespit edilir. Yer yüzünden en yüksek dağ tepesinden dahi bu radyasyonlar kaydedilmemektedir.
* Atmosferin özelliği dolayısıyle cisimlere ait görüntülerin birbirine etkisi ortadan kalkar. Böylece küçük bir cisimden gelen ışığın teferruatlı incelenmesi mümkün olur.

Uzay teleskopu dört ana sistemden meydana gelir:

* Teleskop, ışığı toplayıp cihazlar bölümüne gönderir.
* Cihazlar bölümü, teleskoptan gelen ışığı analiz eder.
* Jeneratör, güneş enerjisini elektrik enerjisine çevirerek teleskop ve cihazları besler.
* Kontrol sistemleri, ısı ve elektrik kontrolunu yapar, dünya ile irtibat sağlar.

Uzay mekiği aracılığıyla yörüngeye yerleştirilen uzay teleskopunun çalışma süresi 15 senedir. Her 2,5 senede bir astranomlar tarafından ara bakımlarının yapılması gerekmektedir. Büyük onarımlar için uzay mekiği aracılığıyla dünyaya geri getirmek de mümkündür.
Uzay teleskopunun cihazlar bölümü ilmi araştırmaların yapılmasına yarayan 5 cins cihazdan meydana gelmiştir:

* Geniş sahalı gezegenler kamerası. Bu kameranın görevi gezegenler arası kozmik mesafelerin tespit edilmesi ve gezegenlerin fotoğraflarının çekilmesidir.
* Zayıf görüntüler kamerası. Bu kameranın görevi 120 ile 700 nm (denizmili) dalga boyundaki ışıkları tespit etmektir. Bu ışıklar dünya yüzeyinden en kuvvetli teleskoplarla dahi görülemez. Bu cihaz böylece galaksilerdeki yıldızların mesafelerini tayin etmekte kullanılacaktır.
* Zayıf görüntü spektrometre. Bu cihaz 70 nm dalga boyundaki ışıkları analiz eder. Aktif galaksi merkezlerinin fiziki ve kimyevi yapıları incelenir.
* Yüksek güçlü spektrometre. Dalga boyu 110 ile 320 nm olan ışıkları analiz eder. Yıldızlararası gazların bileşimlerini ve fiziki durumlarını incelemeye yarar. Büyük kızıl yıldızlarda kütle kaybolmasının tespiti bu spektrometreyle yapılabilmektedir.
* Yüksek süratli fotometre. Bu cihaz uzaydaki muhtelif ışık kaynaklarının şiddetini galaksi ışıklarından süzerek ölçmeye yarar. 120 nm dalga boyundaki ışıkları 1/1000 saniyede filitreliyebilir. Atmosfer böyle bir ölçüme hiçbir zaman müsade etmez.
 

Suskun

V.I.P
V.I.P

280px-Theodolit-zeiss.JPG

Teodolit


Teodolit, hassas bir ölçüm aletidir. Mesafe ölçme teodoliteleri; sine-teodolit ve foto teodolit olmak üzere iki tip halinde geliştirilmiştir. Foto-teodolitlerin sine-teodolitlerden farkı bu sonuçlara geniş bir görüş sahası sağlayan gayet hassas, sabit cam levha kameranın konmuş olması ve müteaddit ışıklamaların yapılabilmesidir. Sine-teodolitin bir takip aleti olmasına mukabil foto-teodolit fotoğraf çekme sırasında yerine sabit olarak kalmaktadır.

180px-Thermometer_-_by_Don.jpg

Termometre

Termometre, (Latince'den: thermos kütle ve métron ölçü; eski dilde: mizanül-harâre) sıcaklığı ölçmek için kullanılan alet.
Meteorolojide Celsius, Fahrenheit veya Kelvin gibi değişik ölçekler termometrelerde kullanılmaktadır. Termometreler, değişen sıcaklık karşısında sıvıların hacim değiştirmesi mantığına dayanır. En fazla kullanılan termometreler civalı termometrelerdir. Sıcaklığın çok düşük olduğu yerlerde ise donma sıcaklığı daha düşük olan alkollü termometreler tercih edilir.
Yapısı
En sık rastlananı cıvalı termometredir. Bu çok küçük kesite sahip ve üst ucu kapalı bir tüpten ibarettir. Alt ucundaysa içinde cıva bulunan küresel veya silindirik bir hazne bulunur. Isıtılmasıyla, civa genişler ve tüpte yükselir. Tüpün kesitinin küçük olmasından dolayı az bir hacim büyümesinde cıvanın yükselmesi oldukça fazladır. Termometre iki sabit nokta arasında kalibre edilir. Bunlar suyun donma noktasıyla kaynama noktasıdır. Normal atmosfer basıncında (760 mm cıva basıncı) bu iki nokta arasındaki mesafe Celsius termometresinde 100 eşit parçaya bölünür. Bunların her biri bir Centigrad'ı (1°C) gösterir. Fahrenheit ölçüsündeyse bu 180 eşit parçaya bölünür. Bunların her biriyse Fahrenheit'i (1°F) gösterir. Bu ölçümde, suyun donma ve kaynama noktası sırayla 32°F ve 212°F olarak belirlenir. Réaumur ölçümündeyse bu noktalar 0°R ve 80°R olarak isimlendirilir. Ara da 80 parçaya bölünür. Cıva -39°C'de donduğu için çok düşük sıcaklıkların ölçümü için uygun değildir. Bu tür olanlar donma noktası düşük olan renkli alkolle doldurulmuştur. Ulaşılabilecek en düşük sıcaklık mutlak sıfır olup, -273,16°C'dir. Mutlak sıfırdan başlayan bir ölçü de Kelvin'dir, yani -273,16°C = 0°K'dır.

Termometre çeşitleri
Termometreler 3'e ayrılır:
1. Digital termometre
2. Civalı termometre
3. Alkollü termometre

120px-Digital_thermometer.jpg

Digital Termometre


Digital termometre, ateşimizi (vücut sıcaklığımızı) ölçmektedir.
26px-Thermometer%2C_max.JPG

Cıvalı Termometre

Cıvalı termometre de vücut ısımızı ölçer ancak digital termometrenin ölçtüğü süreden daha fazla sürede bu işi görmektedir. Aynı zamanda vücut termometresi şeklinde de söylenmektedir.

Alkollü Termometre


Alkollü termometre ise bulunduğu/asıldığı odanın sıcaklığını ölçer. Duvar ve oda termometresi adını da almaktadır.


Çiftölçer

Çiftölçer, kuvvet çiftlerini ya kendisine eşit, ancak karşıt yönde ve bilinen bir kuvvet çifti (karşılaştırma yöntemi) ya da değişken ve ölçülebilir bir büyüklükle doğru orantılı bir kuvvet çifti uygulayarak (uzanım yöntemi) ölçmede kullanılan aygıt.
 

KaderKatibi

Dürüstlük insanın kartvizitidir, Matbaada basılmaz
Özel üye
Sekstant = Denizlerde gemicilerin, bulundukları yerin enlem ve boylamların belirlenmesi amacıyla, güneşle ufuk düzlemi arasındaki açısal mesafeyi ölçen optik seyir cihazı.
En ilgi çekici alet
 
Top