• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

Okul Fobisi, Okul Korkusu

Okul, çocuğun hayatındaki önemli bir başlangıçtır. Çocuğun ev dışındaki dünyaya ilk adımıdır. Bu yeni başlangıcı hem çoklar hem de aileler büyük hevesle karşılarlar. Çünkü okul, çocuk için farklı olan bir çok etkinliği gerçekleştirdiği, bir çok konuda merakını giderdiği yerdir. Aynı zamanda yeni arkadaşlar edinme, farklı şeyler öğrenmek, farklı çevreye girmektir. Anne- baba için ise çocuklarının büyüyor olması nedeni ile guru verici bir olaydır.

Fakat madalyonun bir de diğer yüzü vardır.

O ana kadar ailesini, özellikle oyundan her kafasını kaldırdığında karşısında bulduğu annesini (veya çocuğa bakan kişiyi) göremeyecektir. Bununla birlikte daha önce deneyimlemediği bir çevreye anne babası olmaksızın giriyor olmak, çocukta ciddi bir kaygı ve panik halini de ortaya çıkartabilmektedir.

Okul korkusu (fobisi): Kuvvetli bir endişe nedeniyle çocuğun okula gitmeyi reddetmesi ya da bu konuda isteksiz görünmesidir. Okul korkusu olan çocuklar, okula olan isteksizliklerini tipik bir biçimde bedensel yakınmalarıyla dile getirmeye çalışan, bu nedenle kendilerini evde tutma yolunda anne- babalarını ikna etmeye çalışan çocuklardır.

Okul korkusu olan çocukların, okula gidiş saatlerine yakın zamanlarda gözlenen daha sonra kendiliğinden yok olan mide bulantıları, baş-karın ağrıları, mide krampları, titreme, hırçınlık, huysuzluk, ağlama nöbetleri, uykusuzluk, uykuya dalmada problem bu çocukların tipik davranışlarıdır.

OKUL KORKUSUNUN NEDENLERİ?
  • Asıl korkulan şey okul değil, evden, anneden ayrılmaktır.
  • Aile bireylerinin birbirine aşırı bağlı ve çoğu zaman bağımlı olması.
  • Anne ve babanın çocuğun kendilerine bağlı ya da bağımlı kalmasını istemesi.
  • Anne babanın kendilerine ve çocuklarına bir şey olacağı konusunda yoğun kaygı duyması.
  • Çocuğun anne ya da babasının yokluğunda kendisine ya da anne- babasına bir şey olacağından korkması.
  • Boşanma, anne veya babanın başka biriyle evlenmesi, maddi sorunlardan kaynaklanan stresli bir ev yaşamı.
  • Çocuğun yeni bir kardeşinin doğması, taşınma, hastalık, yakın birinin ölümü gibi stres faktörünün olması, okul korkusunun aileye bağlı olan nedenleridir.
  • Duyarsız, sürekli emir veren bir öğretmen ya da başka okul personeli.
  • Uygun olmayan bir sınıf içi yerleştirme.
  • Teneffüs, sesli okuma, sınıf önünde ders anlatma, beden eğitimi gibi etkinliklerden korkup, gerçekleştirmede güçlük çekmesine rağmen, bunları yapması için zorlanması.
  • Okulda ya da okul yolunda fiziksel olarak tehdit edici bir yerin ya da birilerinin olması.
  • Okulda hırpalanmasına, reddedilmesine veya kavga etmesine yol açacak bir sosyal beceri eksikliği, okul korkusunun okula bağlı nedenleridir.
OKUL KORKUSUNUN BELİRTİLERİ
  • İsteksizlik, alınganlık ve sinirlilikte artış varsa,
  • İştahsızlık ve uykuda huzursuzluk varsa,
  • Okula karşı ilgisiz ve tepkisiz davranıyorsa,
  • Okulda ve evde nedensiz yere ağlamaya, kavga etmeye ve dikkat çekmeye başladıysa,
  • Evde kalmak ve ev ödevlerini kaçırmak arasında seçim yapamayıp aşırı kaygılı olduysa,
  • Sık sık hasta olmadığı halde baş veya karın ağrısı bahane ederek şikayet ediyorsa,
  • Okula giderken ağlama, hastalanma ya da okula gitmeyi istemem davranışları geliştiriyor ve evde kalmasına izin verilince bu şikayetler birdenbire kayboluyorsa,
  • Okula gitmediği için suçluluk duymuyorsa,
  • Okula devam ettiği zamanlarda iyi bir öğrenci olabiliyorsa
okul korkusundan söz edilebilir.

ÇOCUKTA OKUL FOBİSİNİ ÖNLEMEK İÇİN YAPMAMIZ GEREKENLER
  • Öncelikle okul öncesi dönemde çocuklarımızın bizi taklit ederek bir şeyler öğrendiğini aklımızdan çıkarmamalıyız. Çocuklarımızın olduğu ortamlarda herhangi bir nesne veya olayla ilgili korkularımızı dile getirmemeliyiz. Çünkü korku taklit yoluyla öğrenilen bir durumdur.
  • Aşırı koruyucu- baskıcı tutumlarda bulunmamalıyız. Ev içi etkinliklerde onlara yapabilecekleri ölçüsünde küçük sorumluluklar vermeliyiz. (çiçekleri sulamak, hayvan beslemek, masadan kendi yemek tabağını kaldırması vb. gibi)
  • Ailede hastalık, sosyo-ekonomik kriz, kardeş doğuşu, göç, okul veya öğretmen değişikliği gibi durumlara çocukları önceden hazırlamalıyız.
  • Okulla ilgili önceden bir ön deneyim oluşturmalıyız. Eğer imkan varsa gideceği eşdeğer okullardan birine götürmeliyiz.
  • Çocukluk döneminde çocuğun öz bakım ile ilgili becerileri kazanmalarını sağlamalıyız. Yani çorabını biz giydirmeyeceğiz onun giymesine yardımcı olacağız. Kendi başına bir şeyler başarıyor olmak, çocukta güven duygusunu destekleyecek bir süreçtir.
  • Okul çağına kadar çocuğumuzun tuvalet eğitimini tamamlamasını sağlamalıyız.
  • Kendi akranları ile etkileşim sürecine girebileceği ortamlar oluşturmalıyız. (parka götürmek, arkadaşları ile oynamasına izin vermek gibi.)
  • Okulla ilgili çocuk öyküleri okuyarak heveslendirme, öykü canlandırma çalışmaları yapabiliriz.
OKUL FOBİSİNİ ÇÖZMEK İÇİN YAPMAMIZ GEREKENLER
  • Okula gitmediğinden dolayı çocuğu suçlamaktan kaçınmalıyız. Onu asla gitmesi konusunda aşırı derecede zorlamamalıyız. Sabırlı davranıp ikna etmeye çalışmalıyız. Yinede her gün okula götürmeliyiz.
  • Çocuğunuzu okula gitme zorluğu nedeni ile cezalandırmayınız, küçük düşürücü sözlerle aşağılamayın. Çocuğun bunaltısı ile oluşan belirtileri şımarıklık, ilgi çekme arzusu olarak ya da sizi kızdırmak için yapılan davranışlar gibi yanlış yorumlamayın.
  • Kendinizi çocuğunuzun yerine koyunuz ve duyduğu kaygı ve endişeyi anlamaya çalışınız.
  • Sabırlı, tutarlı ve kararlı bir tavır içerisinde olunuz.
  • ‘Korkuyorum’ derse ‘ ne var bundan korkacak’ diye karşılık vermek yerine ‘demek korkuyorsun’ diyerek sarılmalıyız. İşte o zaman hem korkusunu anlattığını hem de onu yenmek için şansını arttığını göreceğiz.
  • Ona bu durumun bir çok çocukta görüldüğünü, bunun geçici bir durum olduğunu anlatmalıyız.
  • Çocuğumuza okula gitmenin avantajlarını vurgulamalıyız. Okulda yeni arkadaşlar edinebileceğini, arkadaşları ile çok keyifli vakit geçirebileceğini, eğlenirken yeni şeyler öğrenebileceğini anlatmalıyız.
  • Kendi çocukluğumuzda okula ilk başlangıçta yaşadığınız kaygıları ve pozitif, olumlu deneyimlerinizi paylaşabilirsiniz.
  • Okul konusunda resimli bir öykü okuyabilirsiniz. Öyküdeki kahramanın okul deneyimlerini öğrenmek onu yüreklendirecektir.
  • Eğer mümkünse ilk günlerde okula gidiş ve okuldan dönüşlerde biz anne veya baba olarak eşlik etmeliyiz. Daha sonraki sürede birlikte belirlediğiniz saatlerde onu okulda ziyaret edebilirsiniz.
  • Çocuklarınızı başkalarının çocukları ile kıyaslamayınız. ‘bak Ahmet ağlıyor mu?’ ya da ‘ bak Ayşe ne kadar uslu duruyor. Sende uslu dur.’ demek çocuklarda değersizlik, aşağılanmışlık, kendisini yetersiz hissetme gibi duyguların yer etmesine neden olur. ‘ben değersizim, annem babam onu daha çok beğeniyor.’ gibi his ağır basmaya başlar.
  • Çocuğun korkularını beden diliyle ifade ettiğini unutmayın. Fizik sağlığı ile ilgili temel kontrolleri yaparak ona güven vermeliyiz. Sağlığı yerinde ise okula götürmeliyiz. Sınıfa girmese dahi her gün düzenli olarak okula götürmeliyiz.
  • Çocuğunuzu sizin olmadığı ayrı, güvenli ortamlarda vakit geçirmeye teşvik etmelisiniz.
  • Okula gönderirken vedalaşmaları çabuk ve kısa süreli tutarak, ayrılıkların doğal olduğu hissettirilmelidir.
  • Çocuğunuz böyle bir korkusu varsa, bu durumdan çocuğunuzun öğretmenini bilgilendiriniz. Öğretmen ile yardımlaşma ve işbirliği içerisinde olunuz.
  • Eğer ailenin tüm çabaları sonuçsuz kalmışsa, çocuk için aynı korku devam ediyorsa ve isteksiz ise bir psikiyatri servisinden, çocuk psikologundan veya uzman psikolojik danışmana başvurabilir ve yardım alabilirsiniz.
 

Papatya

V.I.P
V.I.P

Okula ilk kez başlayan ve "okul reddi" gelişen çocukların, ebeveynlerince cesaretlendirilmesi, övülmesi ve ödüllendirilmesi öneriliyor.

Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Elvan İşeri, okul öncesi bir eğitim kurumuna ya da ilkokula başlayacak çocuklarda ortaya çıkabilen "ayrılık kaygısının" normal kabul edilmesi gerektiğini, bunun çocuğun gelişiminin bir parçası olduğunu söyledi.

Ayrılık kaygısının belli bir düzeye kadar normal kabul edildiğini vurgulayan İşeri, üç yaşındaki çocukların bu ayrılığın geçici olduğunu anlayabileceğini belirtti. "Ayrılma kaygısı bozukluğunda, okul reddi sıktır" bilgisini veren İşeri, bunun davranış bozukluğuna bağlı okul reddinden mutlaka ayırt edilmesi gerektiği uyarısında bulundu.

İşeri, ayrılık kaygısının 12 yaş altındaki çocuklarda yaygın görüldüğüne dikkati çekerek, bu durumun en yoğun 7-8 yaşlarında hissedildiğini bildirdi. İşeri, "Ayrılık kaygısının yaygınlığı, okul çağı çocuklarında yüzde 4, tüm ergenlerde yüzde 1,6'dır" dedi.

"İlaç tedavisi eklenebilir"

Ayrılık kaygısı bozukluğu yaşayan çocuklar için çocuk, aile, okul ve arkadaş çevresini içine alan bir tedavi uygulanması gerektiğini anlatan İşeri, şu önerilerde bulundu:

"Çocuk okula devam etmesi konusunda cesaretlendirilmeli, teşvik edilmeli. Çocuğun katkıları övülmeli ve ödüllendirilmeli. Gerektiğinde çocuğun okulda kalma süresi giderek arttırılacak şekilde planlanmalı."

Öğretmenle kurulacak iletişim önemli

Çocuk Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Runa İdil Uslu da çocukların ilk kez okula başlama sürecinde ailelerin ve eğitmenlerin bilinçli olması gerektiğini söyledi. Uslu, çocuğun kaygısının normal karşılanması, öfke ile karşılık verilmemesi gerektiğine dikkati çekerek, ''Öğretmenle kurulacak iletişim sayesinde, çocuk annesinden ayrılmaya tahammül edebilir'' diye konuştu.

Bazı anne babaların çocuğun yerine her şeyi yapma eğiliminde olduğunu vurgulayan Uslu, bunun ebeveynlerce bazen zamansızlıktan, bazen titizlikten, bazen çocuğun kendi başına beceremeyeceği endişesiyle yapıldığını, ancak bu tutumun çocuğun kazanabileceği becerileri olumsuz etkilediğini kaydetti. (AA)


 
Top