MÖ 2. Binden MÖ VI. Yüzyıla Kadar Türkiye de Kültür ve Medeniyet

ZeyNoO

V.I.P
V.I.P
MÖ 2. Binden MÖ VI. Yüzyıla Kadar Türkiye de Kültür ve Medeniyet

a) Devlet Yönetimi
ilk çağda Anadolu da kurulmuş olan devletler, krallar tarafından yönetilmiştir. Devlet başkanı olan kral, aynı zamanda başkomutan, başrahip ve başyargıç idi. Kralların yetkileri sınırsız değildi. Hititler de Pankuş adı verilen bir meclis, kralı denetleme hakkına sahipti. Tavananna denilen kraliçe, kral devlet merkezinde bulunmadığı zamanlarda ona vekalet eder, dini törenleri idare ederdi. Ülkedeki eyaletler, merkezden gönderilen valiler tarafından yönetilirdi. Önceleri krallar tarafından yönetilen iyonya şehirlerinde, MÖ 500 den itibaren asillerden meydana gelen oligarşik bir meclis ve daha sonra da demokratik hükümetler kurulmuştur. Bugünkü demokratik idarenin kaynağı iyonyalılara dayanmaktadır.

b) Din ve inanış:
İlk çağda Türkiye de yaşayan toplumlarda çok tanrılı din anlayışı yaygındı Hititler in başkenti Hattuşaş yakınlarındaki açık hava tapınağında 80 tanrı tasvirine rastlanmıştır. Hititler kendi tanrılarından başka diğer toplulukların tanrılarını da kutsal sayıyorlardı. Bunların başında Hurrilerden geçen Fırtına tanrısı Teşup ile karısı Hepat geliyordu. Lidyalılar Kibele, Artemis ve Zeus gibi Yunan tanrılarına tapmışlardır Urartuların baş tanrısı Haldi idi. Tanrılar için kurbanlar kesilir, çeşitli bayramlar ve dinî törenler düzenlenirdi. Dinî törenleri Kral yönetirdi. Hititler temizliği dinin önemli bir şartı olarak görürlerdi. Hititler ve iyonyalılarda ahiret inancına ait belirtiler zayıftır. Urartular ise ölümden sonra bir hayata inandıklarından, oda ve ev biçiminde yaptıkları mezarların içine çeşitli eşyalar koymuşlardır.

c) Sosyal ve iktisadi Hayat
Anadolu da halk sosyal sınışara ayrılmıştı. En üst sınıfı, kral ve ailesinden meydana gelen asiller oluştururdu. Asiller, kralın başkanlığında devletin yönetimini üstlenmişlerdi. Daha sonra sırasıyla, halkın büyük çoğunluğunu oluşturan rahipler, sanatçılar, askerler, memurlar ve köylüler geliyordu. En alt sınıfta savaşlarda esir edilen insanlardan oluşan köleler vardı. Ancak kölelerin bazı hakları vardı. Kölelerden bedelini ödeyenler, hürler sınıfına geçebiliyordu. Ekonominin temelini tarım ve hayvancılık oluşturuyordu. Kral adına ekilen topraklarda buğday, arpa ve çavdar gibi tahılların yanı sıra sebze ve meyve de yetiştiriliyordu. Hayvancılık tarımın bir tamamlayıcı unsuru olarak görülmüş, buna bağlı olarak sığır, koyun, at ve eşek beslenmiştir. Urartular madencilikte ileri bir seviyede idiler. Dokumacılık da gelişmişti.
Frigyalılarda halı ve kilim dokumacılığı yaygındı. iyonlar tarihte bilinen ilk deniz kolonilerini kurmuşlardı. Lidyalıların MÖ 700 de madeni parayı bulmaları ticarete yeni bir boyut kazandırdı. Türkiye, önemli ticaret yolları üzerinde olduğundan daima zengin bir ticaret hayatına sahip olmuştu. Ticarette takas sisteminden para sistemine geçilmesiyle Anadolu ile Kuzey Suriye ve Mezopotamya arasındaki ticarette büyük bir artış
görüldü. Örneğin Lidyalılar Kral Yolu ile tarihe damgalarını vurmuşlardı. Kral Yolu Efes ten başlamakta başkent Sard şehrinden geçerek Asurluların başkenti Ninova üzerinden Sümerlerin başkenti Sus şehrinde son bulmaktaydı.

d) Yazı, Dil ve Edebiyat:
Hititler ve Urartular Asurlulardan aldıkları çivi yazısını, Frigyalılar, Lidyalılar ve iyonyalılar Fenike alfabesini kullanmışlardır. Hititler çivi yazısının yanı sıra kendi icatları olan Hitit hiyeroglişni de kullanmışlardır. Hititler ve Lidyalılar Hint Avrupa dil ailesine mensup bir dil konuşuyorlardı. Hititler devlet yazışmalarını Akadça olarak yapmışlardır. Kadeş Antlaşması nın metni Akadçadır (Resim 2.9). Hititlerde edebi eserler dışında kralların bir yıllık faaliyetlerini anlatan yıllıklar da yazılmıştır. Anal adı verilen bu metinler ilk çağ Anadolu tarihinin aydınlanmasında önemli rol oynamıştır. Bunlardan başka Mezopotomya kültürünün etkisinde masal ve destanlar da yazılmıştır, Mezopotamya nın ünlü Gılgamış Destanı Hititçe ye çevrilmiştir. Urartulara ait edebi eserlere rastlanmamıştır.

e) Bilim ve Sanat
Bilim ve sanatta Mısır ve Mezopotamya nın etkisi olmuştur. ilk çağ devletleri, bilim ve sanatında mekân yakınlığı dolayısıyla Mezopotamya nın etkisi daha fazla olmuştur. Anadolu da bilimsel faaliyetlerin en ileri olduğu yöre iyonya dır. iyonya nın zenginliği ve coğraş durumu bilim ve kültür hayatının gelişmesinde etkili oldu. MÖ V. yüzyıla kadar her alanda Yunanistan a tesir etmiş olan iyon Medeniyeti bir anlamda Avrupa Uygarlığının özünü teşkil etti. Milet te yaşamış olan Tales dünyanın ana maddesinin su olduğunu ileri sürmüş ve kendi adıyla anılan teoriyle bilimde çığır açmıştır. Tales, Güneş tutulmasını önceden
hesaplayabilecek kadar matematik ve astronomide ileri gitmiştir. Pisagor ilk kez dünyanın yuvarlak olduğunu ileri sürmüş matematik ve geometriye bilimsellik kazandırmıştır. Bodrum doğumlu Heredot tarihte, istanköy lü Hipokrat tıpta ilerlemeyi başlatmışlardır. Özgür düşüncenin varolması felsefenin doğmasını sağlamıştır. Aneksimenes her şeyin havadan meydana geldiğini söylemiştir. Hititler Anadolu da gelişmiş bir sanat devresini başlatmışlardır. Büyük ve düzgün kesme taş mimarisi bunların başında geliyordu. Hititler tarafından yapılan sur duvarları, taş kemerli yer altı geçitleri Orta Doğunun en mükemmel mimari eserleridir. Hattuşaş taki Kral Sarayı ile Yazılıkaya kabartmaları Hitit sanatının örnekleri arasında yer almaktadır. Urartular da gelişmiş bir şehir hayatı görülür. Metal sanatı da oldukça ileridir. Toprakkale, Çavuştepe, Patnos ve Kayalıdere Urartulardan günümüze kalmış bazı kalelerdir. Urartuların yaptıkları sulama kanalları da çok ilgi çekicidir. Frigya sanatı daha çok kaya mezarları ve kabartmalarıyla ünlüdür.
Frigler kendilerine ait bir kaya mimari sitili meydana getirmişlerdir. Bu kültürün en önemli anıtı 17 metre yükseklikteki bir kaya blokuna oyulmuş Midas Anıt Mezarıdır.
 
Top