Milli Cemiyetler

wien06

V.I.P
V.I.P
Yurdun hemen her köşesinde genelde Müdafaa-i Hukuk adıyla kurulan millî cemiyetler, milliyetçilik ideolojisine dayalı olarak kurulmuşlardı. Millî Kurtuluş Mücadelesinini temel taşlarını oluşturan bu cemiyetin kuruluşu, Türk milletinin bağımsız ve onurlu bir millet olarak yaşama azminin bir ifadesiydi. Bununla beraber Millî Cemiyetler Wilson ilkelerinden etkilendiklerinden başlangıçta barışçı mücadele yöntemini benimsemişlerdi.

Türklüğün meşru haklarının tanınacağı düşüncesiyle siyasî faaliyetlerde bulunmayı ve yayın yapmayı yeterli görmüşlerdi. Ancak Wilson ilkelirinin Türkler aleyhinde kullanılması, işgalci devletlerin haksız tutumu ve özellikle İzmir'in işgali bu tür mücadelenin yeterli olamayacağını göstermiş, millî cemiyetleri silahlı mücadele kararları almaya yöneltmişti. Bu cemiyetlerin bir diğer zaafı da bölgesel kurtuluşu çare olarak görmeleri ve aralarında bir koordinasyon olmayışıydı. Millî cemiyetler Mustafa Kemal Paşa'nın Anadolu'ya geçerek kurtuluş meşalesini eline almasından sonra bu zaaflarından da kurtulmuşlar, yek-vücut hale gelerek topyekün kurtuluşa inanmışlardı.


Trakya Paşaeli Müdafaa Heyet-i Osmaniyesi 1 aralık 1918'de Müftü Mestan Efendi'nin başkanlığında kuruldu. Trakya'nın il, ilçe ve bucaklarına varıncaya kadar sistemli bir şekilde teşkilatlandırdı. Trakya dışında Adapazarı'nda bir şubesi açıldı. Kuruluş amacı Trakya'nın bütünlüğünü ve Osmanlı devletine bağlı kalmasını sağlamak, Trakya'nın Türk yurdu olduğunu anlatarak Türklerin haklarını savunmaktı. Cemiyet, İstanbul'da kurulmuş olan Trakya komitesi ile de işbirliği yapmış, Osmanlı devletinin parçalanması halinde Trakya'yı mümkün olursa Batı Trakya ile birlikte bir bütün olarak Türk ve İslam topluluğu halinde kurtarmayı amaçlamıştı. Ancak bunun için İngiltere'nin, o olmazsa Fransa'nın yardımını sağlamayı düşünüyordu. Hedeflerinin bir Trakya Cumhuriyeti kurmak olduğu anlaşılıyordu.

Cemiyet, Mustafa Kemal Paşa'nın Anadolu'ya geçmesinden sonra çalışmalarını millî amaçlara uygun olarak yürütmüştü. Sivas Kongresi'nden sonra faaliyet ve programını değiştirmekle birlikte temsil heyetinin isteğine uymak suretiyle Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adını almış ve böylece Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin bir şubesi haline dönüşmüştür. Daha sonra Lüleburgaz (21 Mart-2 Nisan 1920) ve Edirne (9-13 Mayıs 1920) kongrelerini düzenlemiş, muhtemel bir Yunan istilasına karşı silahlı bir direniş kararı almıştı.

Vilayat-ı Şarkiyye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti doğu illerinin Ermenistan'a verilmesi ihtimaline karşı İstanbul'da kuruldu. Türklüğün bölgesindeki haklarını savunmak amacıyla Le Pays adıyla Fransızca, Hâdisât adıyla Türkçe iki gazete çıkardı. İtilaf Devletlerinin İstanbul'daki temsilcilerine ve İtilaf başkanlarına muhtıralar verdiği gibi Avrupa'ya bir kurul göndermek amacıyla girişmde de bulunmuştu. Cemiyetin Erzurum şubesi, Kâzım Karabekir Paşa'nın himâyesinde önemli hizmetlerde bulundu.

İstanbul'daki merkezle bağlantısını keserek Erzurum Kongresi'nin toplanmasına öncülük etti. kongre sonrasında Şarkî Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adıyla çalışmalarını sürdürdü. İstanbul'da kurulmuş olan diğer cemiyetlerden Kilikyalılar Cemiyeti, Adana ve dolaylarına yönelik Fransız ve Ermeni emellerine karşı Türklüğün haklarını savunmak için faaliyet gösterdi. Millî Kongre Cemiyeti, millî bilinçlenme ve millî kurtuluş davasına yayın yoluyla katkıda bulundu. Millî Türk Cemiyeti Türk milletinin diğer milletler arasındaki varlığını uygar niteliklere sahip olduğunu savunmak, millî bir dayanışma yaratmak ve geliştirmek amacıyla eğitimci bir grup tarafından kuruldu. İstanbul'da ayrıca gizli olarak kurulmuş bazı cemiyet ve kuruluşlar da Anadolu'ya her türlü maddî ve manevî yardımda bulunma, özellikle silah ve cephane kaçırma işini üstlenmişlerdi.

Bunların başında Karakol Cemiyeti, MM (Mim Mim) ve Felah Grupları geliyordu. Karakol Cemiyeti daha sonra Zâbitân Gurubu ve en sonra da Yavuz Grubu adlarıyla faaliyet göstermişti. Felah Grubu ise Mustafa Kemal Paşa'nın isteği ve İsmet Bey'in izni ve yardımlarıyla kurulmuştu. Felah Grubu değişik tarihlerde isim değiştirerek Hamza, Mücahid ve Muharip gibi adlarla faaliyet göstermişti.

Azm-i Millî Yurdu 1919 yılında Ankara'da Taşhan'ın bir odasında kuruldu. Cemiyet, çalışmalarını Ali Fuat Paşa'nın Ankara dışında bulunduğu günlerde XX. Kolordu Komutanlığına Vekâlet eden Yarbay Mahmut Bey'in himayesinde sürdürdü. Kurucuları arasında Avnirrefik, Avukat Ekrem ve Feyzi Beylerin yer aldığı bu cemiyet, halkı ülkenin içinde bulunduğu durum hakkında konferanslar düzenleyerek aydınlatmış, Millî Sinema'da Sultanî Mektebi ile Darülmuallimin sahnelerinde halkın heyecanını uyandıran piyeslerin oynanmasını sağlamıştı. Özellikle İzmir'in Kara Günler adlı piyes çok etkili olmuş. O sırada Ankara'da bulunan İskoçyalı subaylar bu piyesin oynanmasını engellemek istemişlerse de Ankara askerî komutanının kesin tavrı karşısında başarılı olamamışlardı.

İzmir Müdafaa-i Hukuk-ı Osmâniye Cemiyeti, Mondros ateşkesinden hemen sonra İzmir'de kuruldu. Başlangıçta çoğunluğu teşkil eden Türklerin haklarını bilimsel yollarla kanıtlamak amacıyla kurulan cemiyet daha sonra düşmanın bir saldırıya girişmesi halinde silahla karşı koymayı kararlaştırdı. Alaşehir Kongresinden sonra çalışmalarını İstanbul'da sürdürerek buradaki gizli kuruluşlarla işbirliği içinde oldu. Redd-i İlhak Cemiyeti Yunan işgaline karşı İzmir'i savunmak, işgalin ilhakla sonuçlanmasını önlemek amacıyla kuruldu. izmir'in Yunanlılar tarafından işgalini bütün Anadolu'ya duyurdu.

Trabzon Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti, 10 Şubat 1919'da Trabzon'da kuruldu. Cemiyetin amacı, Trabzon ve yöresine yönelik Rum ve Ermeni İddialarına karşı Türk ve Müslüman haklarını korumak ve bu amaç doğrultusunda siyâsî faaliyetlerde bulunmak, bilimsel yayınlar yapmaktı. Trabzon ve yöresinde kısa zamanda teşkilatlanan cemiyet, ilk kongresini 23 Şubat 1919'da, ikincisini ise İzmir'in işgali üzerine 22 Mayıs 1919'da gerçekleştirdi. İkinci kongresinde silahlı mücadele kararı aldı. Diğer taraftan da düşmanın emrivakileri karşısında aciz kalan İstanbul'daki yönetimi uyararak Trabzonluların Türk ve İslam yurdu olarak kalma konusundaki kararlılıklarını dile getirdi. Cemiyetin İstanbul'a gönderdiği üç kişilik bir kurul padişah tarafından da kabul edildi. Cemiyet, Erzurum Kongresi'nin toplanmasına öncülük eden iki cemiyetten birisi olarak Millî Mücadeleye önemli bir katkıda bulundu.
 
Top