• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

Kehle-i ikbal rüstem paşa

Suskun

V.I.P
V.I.P
200px-R%C3%BCstem_Pa%C5%9Fa.JPG


KEHLE-İ İKBAL RÜSTEM PAŞA

Kanuni Sultan Süleyman’ın sadrazamlarındandır.İlk sadrazamlığında Şehzade Mustafa'nın katlinden dolayı askerin tepkisine maruz kalmış ve bu tepki yüzünden yeniçeri isyanından korkularak görevden uzaklaştırılmış ve yerine Kara Ahmed Paşa getirilmişti. Rüstem Paşa nın Şehzade Mustafa nın mührünü taklit ederek onun ağzından İran Şahı Tahmasb’a sahte mektuplar yazdığı ve sonra bunları yakalattığı ve bu yüzden Kanuni’nin Mustafa yı katlettirdiği söylenir.(Top Ar. 5103) Ayrıca bazı tarihçiler onun Osmanlı devletine ilk kez rüşveti sokan kişi olduğunu iddia ederler.

Rüstem Paşa aslen Hırvat veya Bosnak’tır. MohaçMeydan Muharebesinde padişahın silahtarıdır. Enderunda yetişmiş zekası ile dikkatleri çekmiştir. Taşrada ki ilk görevi rikap ağalığıdır. Daha sonra Diyarbakır Beylerbeyliğine getirilmiştir.
Ancak onun yükselişini hızlandıran asıl olay Kanuni Sultan Süleyman Hürrem sultan'dan olan tek kızı Mihrimah Sultan ile evlenmesi olmuştur. (1539) (3. Vezirken Sadrazam olmuştur.)Hürrem Sultan’ın entrikalarında onun kader ortağı ve en önemli yardımcısı Rüstem Paşa dır. Onun Mihrimah ile evliliği hakkında anlatılan rivayetlerden biri şöyledir... Rüstem Paşa'nın bu evlilik öncesi yaşadığı bir iftira olayı ve bu iftiradan kurtuluşu ayrıntılı şekilde şöyle anlatılmaktadır:

''Süleyman Han, Rüstem Paşa'yı kerimeleri Mihrimah Sultan ile evlendirmek ve vezir-i azamlığa getirmek istediler. Ancak bazı hased kimseler Paşa cüzam illetine müpteladır şeklinde dedikodu çıkarınca tereddüde düştüler.Reis-i etibbalarından (baştabib) bı hastalığın arazını sordular. Reis-i atibbaları bu hastalığa yakalananların bedenlerine, sağlam insanlarda olduğu gibi bit denen mahlükun yaşayamadığı arz etti. Bunun üzerine Süleyman Han tabiblerinden birini, bu mahud hayvanın Rüstem paşa'nın vücudunda bulunup bulunmadığını araştırması için Diyarbekir'e gönderdiler. Tabibin eline işine kimse karışmaması için hattı hümayun verip bir netice almadan da bu sırrı Paşa'ya açıklamamasını tembihlediler.

Tabib varıp Rüstem Paşa'nın çamaşırlarını kontrol etmeye başladı. Paşa'nın haznedarı da yanında bulunuyordu. Haznedar, ma'hud hayvanı bulup efendisi rezil olmasın diye saklamak istedi. Fakat tabib olup biteni göz ucuyla gördü. Hazdendarı bulduğu şeyi göstermesi için sıkıştırdı. Haznedar, büyük bir korkuyla ve tereddütler içinde bulduğu şeyi gösterdi. Tabib ma'hud hayvanı görünce çok sevinip hemen Rüstem Paşa'ya damatlık ve vezir-i azamlık müjdesini verdi. Buna dair yazılmış olan hattı hümayunu da verdi. Rüstem Paşa çok memnun olup tabibe mübalağa ikram ve in'amda bulundu ve Sam eyaletindeki büyük bir zeameti de ihsan eyledi. Müverrih Ali Çelebi, bu tabibi ihtiyarlığında gördü ve bu hikayeyi ağzından dinledi.''

Yine Müneccimbaşı eserinin bir köşesinde bu konu ile ilgili olarak şu iki dize yer verir:

Olıcak bir kişinin bahtı kavi, tali yar

Kehlesi dahi mahallinde anun işe yarar

Günümüz Türkçesi ile ''Bir kişinin bahtı açık şansı iyi olursa, onun biti bile işe yarar'' denilmektedir.

Kanuni Sultan Süleyman'ın damadı olması nedeniyle sadrazamlık dönemlerinde oldukça rahat hareket edebilmiştir. Vefat ettiğinde müthiş bir servetin sahibiydi ve arkasında bir çok vakıf ve hayrat eser bırakmıştı.

Kaynak: Müneccimbaşı Tarihi(Müneccimbaşı Ahmet Dede, cilt II, sahife 593-594, sadeleştiren:İsmail Erünsal, tercüman yay.)

Osmanlı Tarihi (İsmail Hakkı Uzunçarşılı)Cilt 2 s 574-575

Sicil-i Osmani (Mehmed Süreyya) cilt 5s 349


Tarkan Suçıkar​
 
Top